Tumgik
#Öldürdüm bizi
galaksininucunda0 · 10 months
Text
Tumblr media
Öldürdüm bizi bittin sen. Bi daha yalvarsan da boşuna,Anlatsan da. Her lafında bi yalanın gelir aklıma. Şansın bol olsun benden uzaklarda.
Aynur Aydın"Öldürdüm bizi"
44 notes · View notes
sensizliklesavasirken · 6 months
Text
Gidiyorum ama senle gidilmesi zor
Yolda kalacağız ayrı gayrı bir arada zor..
2 notes · View notes
sarkisozumm · 11 months
Link
0 notes
nevzatboyraz44 · 7 months
Text
Eski bir İsrail askeri olan Ido Gal Razon'dan kan donduran itiraf:
- "Sizin için 40'tan fazla Filistinliyi öldürdüm."
- "Öldürdüklerim benim rüyama geliyorlar 'neden bizi öldürdün' diyorlar. Geceleri altıma kaçırıyorum."
.....
A blood-curdling confession from Ido Gal Razon, a former Israeli soldier:
- "I killed more than 40 Palestinians for you."
- "Those I kill come to my dreams and say, 'Why did you kill us?' I hide under my clothes at night."
36 notes · View notes
oluruvar · 9 months
Text
Yaaaa rüyamda 50 yaşlarında bi adamı ellerimle öldürdüm. Adam uyuyordu. Bizim çetemiz varmış ve o adam düşmanımızmış. Onların mekana girmişiz. Adam bizi duyup öldürmesin diye uyurken ağzına bi elimi bastırdım, burnunu da bi elimle kapattım. Hayatımın en boktan şeylerinden biriydi. Adam iri bi de, çırpınıyor, bazen bayılır gibi oluyor sonra tekrar kendine gelip çırpınıyor falan, tutması çok zor. Belki on dk uğraştım. Bi kişi de gelip yardım etmedi. Çko kötüydü... Sonra bi adamı da karnından bıçaklayıp kaçtım ama meyve bıçağıyla bıçakladığım için adama pek bi şey olmadı ve peşimden geldi. Neyse ki ordan burdan atladığım için adam yakalayamadı beni, kaçtık. Baya kötü bi rüyaydı. Benden suçlu falan olmaz
7 notes · View notes
hatirla-gecmiszaman · 6 months
Text
ben hep seni beklemedim, seni hiç beklemedim. bir kayıbın ortasındayken bile seni özlemedim. canımı yakarken seni hiç düşünmedim. canımı yakanın sen olduğunu bilme istedim, kimse bilmesin istedim. Zaten bilemeyeceğinin farkında olarak. çünkü sen yoktun, hiçbir yerde yoktun. yanımda yoktun. Olsaydın da canımı yakamazdın. ben senden bir can benden bir can aldım. artık biz öldük. bir daha olmamak üzere silindik her yerden ve en çok da aklımdan. seni aklımdan silemedim çünkü isteyince silinemiyor bazen insanlar aklımızdan. senden nefret edememek nedir sen bilmezsin ama ben kendimden nefret edebilirim. herkes kendinde suçu bulup kendinden nefret edebilir bu kolayı ama ben her yerim acıyla kıvranırken senden nefret edemedim. bu kadar acımasız olmayı bir tek ben başarabilirim sanıyor herkes ama ben acımasız olmak nedir bilmem. siz öğrettiniz bana, insanlar. hayatımda yaptığım her şeyi aslında insanlar öğretti bana çünkü ben annesini babasını tanıyamayacak kadar yoksul büyüdüm. sen bunu bilemezsin içimdeki yoksulluğu ve kendimde gördüğüm birçok eksikliği bilemezsin. hiçbir şeyde suç bulamıyorum ama sana da kızmayı bırakamıyorum. ben yok olmadım ama bak Manaz, ben hiçbir zaman yok olmadım. buradayım bak, ne olursa olsun. sensiz de olsam, biricik kardeşlerimi kaybetsemde; ben kendimden kendimi çalsamda buradayım. bana ihtiyacı olacak herkesin yanındayım. ben kaçsamda herkesin yanındayım. çünkü ben kendimden kaçmayı biliyorum, şu dünyada kaç benden kaçtım bir bilsen sen kaybolmazdın. beni gerçekten hissetseydin, sadece seks birlikteliği olsaydı ben bunu bilirdim ya da sen bana söylerdin değil mi? bak bu benim ağrıma gitmezdi ama bilmek isterdim. sana kaç kere sordum: bu ne oluyor Manaz ben her şeye cahil yoksun bir insanım dedim. sana dedim ben hiçbir şey bilmiyorum bana öğret dedim.sen bana ilk alışmayı öğrettin. sana alıştırdın beni. sen bana çok kötü bir öğretmen oldun. acımasızdın sen bana, acıydın belkide ve yavaş yavaş her yerime sızdın. ama atladığın bir şey vardı ben senden öncede acıyla sarılıydım. ben kardeşimi kaybetmiştim. bana ailemi buldun sonra hepsinin ölümünü izledim. sen bana iyilik yapmadın sen bendeki eksiklerini yeniden yüzüme vurdun sadece. sen beni sevmeyi geçtim sen bana bir kere acıdın mı ? canın benimle bir kere yandıysa söyle, gerçekten söyle; seni içimde affedeceğim. ben yaren değilim terk edildikten sonra bile hala sevgime güvenip dünyaya bizden bir parça getirmem. sen gittin ben o rahmimde büyümek için çırpınan çocukluğumu öldürdüm. ben hep öldürüyorum ama siz hiç yaşatmama izin vermiyorsunuz. Bunun eskiden bencilce bir düşünce olduğunu zannederdim ama bana ihtiyacı olan insanlara bakarak da söylemek istiyorum. ben de mutlu olmak istiyorum artık. bende artık acımasız olmak istemiyorum. sadece sessizce yaşamak istiyorum. hiç kimsenin ya da hiçbir yerin benim canımı yakmayacağı bir şekilde. anlasana, anlasanıza ben de mutlu olmak istiyorum artık. ben hak etmiyor muyum mutlu olmayı. annem de öyle demişti. hak etmediğimiz bir dünya harcımıza düşmüşse mutlu olmak bir çelişki. bende mutlu olmak istiyorum anne. kalbimi kırmadın Manaz, bizi öldürdük. sana sadece sinirli kalmamayı öğrenmeliyim. mutlu olmak bir kenara dursun. her benliğimi unutan bana, zor olmasa gerek; ben seni unutmayı, her şeyi unutmayı başaracağım.
2 notes · View notes
cennettendusenbalik · 2 years
Text
Seninle atladık bugün terasımızdan, hayallerimizle, sözlerimizle, geçmişimizle, geleceğimizle birlikte. Kimse şahit olmadı bu ölüme, kimsenin haberi olmadı, kimse üzülmedi arkamızdan. İşin kötüsü seninde haberin yoktu. Tek başıma öldürdüm bizi, tek başıma gömdüm, tek başıma ağladım ve tek başıma atlatacağım, yine sensiz, yine bizsiz.
31 notes · View notes
yalnizkiz9 · 10 months
Text
3 notes · View notes
melody-in-oslo · 1 year
Text
Pyramus ile Thisbe
"Bir zamanlar kara dut ağacının yemişleri kar gibi beyazdı.
O dutlar nasıl oldu da ansızın renk değiştirdi, bilir misiniz?
Garip, garip olduğu kadar da üzücü bir öyküdür bu, gencecik iki sevgilinin ölümünü anlatır:
Doğu ülkelerinin en güzel kızı Thisbe ile en yakışıklı delikanlısı Pyramus, Semiramis'in ülkesi Babylon'da yaşarlardı;
Evleri birbirine öylesine yakındı ki, birinin duvarı aynı zamanda ötekinin de duvarıydı.
Komşulukları zamanla aşka çevrildi.
Evlenmek istediler, anneleri, babaları bırakmadı.
Ama aşk yasak tanır mı hiç?
Alevi ne kadar örtülse ateşi o kadar yakıcı olur.
Tutuşan yürekler soğur mu bir daha?
Pyramus'la Thisbe'nin evlerini ayıran duvarda ufacık bir delik vardı;
İki sevgili geceleri o delikten konuşabiliyorlardı.
Karanlıkta dudaklarını deliğe dayıyor, bir yandan öteki yana öpücükler gönderiyorlardı.
Sabaha kadar, şafak yıldızları söndürüp de günün ilk ışıkları çimenlerdeki çiyi kurutuncaya kadar, birbirlerine aşklarını fısıldıyorlardı.
Sonunda artık bu duruma dayanamaz oldular, bir gece kaçmaya karar verdiler.
Ninos'un mezarı yanındaki bir dut ağacının altında buluşacaklardı.
0 gün içleri içlerine sığmadı; güneş batıp da karanlık çökünce Thisbe evden sıvıştı, mezara geldi. Pyramus oralarda yoktu.
Genç kız, sevgilisini beklerken ansızın bir kükreme duydu.
Arkasına bakınca ay ışığında bir dişi aslanın durduğunu gördü.
Karnını yeni doyurmuştu aslan, ağzı kanlıydı, besbelli mezarın yanındaki kaynaktan su içmeye geliyordu, öyle korktu ki Thisbe, hemen kaçtı;
ama kaçarken de sırtındaki örtüyü düşürdü.
Aslan geldi, örtüyü parçaladı, sonra dönüp ormana gitti.
Bir süre sonra Pyramus göründü.
Ne o? Yerde Thisbe'nin örtüsü vardı, üstelik kan içindeydi.
Bir kuşku kapladı delikanlının yüreğini, ama Pyramus aslanın yerdeki ayak izlerini görünce bu kuşku büyük bir üzüntüye, anlatılmaz bir yasa döndü.
Hep kendinin yüzündendi, daha önce gelip Thisbe'sini tehlikelere karşı koruyamamıştı.
Örtüyü aldı eline; 'Seni ben öldürdüm' dedi.
Kılıcını çekti sonra, dut ağacının yanına gitti,
'Sen de benim kanımı içeceksin şimdi' dedi.
Kılıcı bütün gücüyle göğsüne sapladı.
Fışkıran kanlar ağaçtaki dutları kızıla boyadı.
Aslandan korkup kaçan Thisbe, sevgilisini bekletmemek için mezar başına döndü.
Beyaz dut ağacını aradı bulamadı; bir kara dut ağacı vardı orada.
Önce yanıldığını sandı, ama gözleri yerde yatan Pyramus'a ilişince bir anda neler olduğunu anladı.
Sevgilisinin kollarına attı kendini, uzun uzun dudaklarından öptü.
'Ben geldim, Pyramus' diye bağırdı, 'ben geldim, bak, ben, Thisbe'.
Pyramus bin güçlükle gözlerini açıp son bir kere baktı Thisbe'ye...
Sonra ölüm geldi, göz kapaklarını kapadı.
Thisbe kılıcı aldı eline;
'Benim için öldürdün kendini' dedi, 'ama ben de cesurum, benim de içim aşkla dolu.
Ancak ölüm ayırabilirdi bizi; oysa şimdi o birleştirecek'.
Üstünde daha Pyramus'un kanı kurumamış olan kılıçla kendi kendini vurdu.
Anneleriyle babaları da, tanrılar da acıdılar iki sevgiliye.
Anneleriyle babaları, ölülerini yakıp küllerini bir kaba koydular.
Tanrılar da, onların anısını sürdürmek için, bütün ülkelerde kara dut ağaçları yetiştirdiler".
8 notes · View notes
kurtlukiraz · 6 months
Link
Yabani 11. Bölüm 2. Fragmanı | "Ben Rüzgar'ı Öldürdüm!" Yabani 10. Bölüm Sahneleri: Yabani Salı Akşamı 20.00'de FOX'ta! “Kimi kimden koruyorsunuz?” dedi Yabani. “Bizi sokaklardan mı, yoksa sokakları bizden mi?” Henüz dört yaşındayken köklü bir aileden kaçırılıp sokaklara düşen Ali, tam on yedi sene sonra evine Yaman olarak döner. Bu hikâye, bu gencin “Yaman Ali” olarak kendini yeniden var etme mücadelesinin hikayesidir. Oyuncular: Halit Özgür Sarı, Simay Barlas, Yurdaer Okur, Dolunay Soysert, Bertan Asllani, Tayanç Ayaydın, Şebnem Hassanisoughi, Osman Alkaş, Ayşegül Ünsal, Sezer Arıçay, Rojbin Erden, Seray Özkan, Selim Can Yalçın, Ramiz Mullamusa, Güray Görkem, Bartu Dilmen, Aleyna Al, Aşkın Şenol KÜNYE Yapımcı: Fatih Aksoy & Mehmet Yiğit Alp Yapım Şirketi: NTC Medya Yönetmen: M.Çağatay Tosun Hikaye/Senaryo: Hilal Yıldız Genel Koordinatör: Emel Kurt Uygulayıcı Yapımcı: Cenk Yengin Müzik: Ender Gündüzlü Tür: Dram Resmi YouTube Kanalı: Resmi İnstagram Sayfası: Resmi Facebook Sayfası: Resmi Twitter Sayfası: #NTCMedya #Yabani #HalitÖzgürSarı #SimayBarlas
0 notes
gundemburadadedim · 6 months
Link
Yabani 11. Bölüm 2. Fragmanı | "Ben Rüzgar'ı Öldürdüm!" Yabani 10. Bölüm Sahneleri: Yabani Salı Akşamı 20.00'de FOX'ta! “Kimi kimden koruyorsunuz?” dedi Yabani. “Bizi sokaklardan mı, yoksa sokakları bizden mi?” Henüz dört yaşındayken köklü bir aileden kaçırılıp sokaklara düşen Ali, tam on yedi sene sonra evine Yaman olarak döner. Bu hikâye, bu gencin “Yaman Ali” olarak kendini yeniden var etme mücadelesinin hikayesidir. Oyuncular: Halit Özgür Sarı, Simay Barlas, Yurdaer Okur, Dolunay Soysert, Bertan Asllani, Tayanç Ayaydın, Şebnem Hassanisoughi, Osman Alkaş, Ayşegül Ünsal, Sezer Arıçay, Rojbin Erden, Seray Özkan, Selim Can Yalçın, Ramiz Mullamusa, Güray Görkem, Bartu Dilmen, Aleyna Al, Aşkın Şenol KÜNYE Yapımcı: Fatih Aksoy & Mehmet Yiğit Alp Yapım Şirketi: NTC Medya Yönetmen: M.Çağatay Tosun Hikaye/Senaryo: Hilal Yıldız Genel Koordinatör: Emel Kurt Uygulayıcı Yapımcı: Cenk Yengin Müzik: Ender Gündüzlü Tür: Dram Resmi YouTube Kanalı: Resmi İnstagram Sayfası: Resmi Facebook Sayfası: Resmi Twitter Sayfası: #NTCMedya #Yabani #HalitÖzgürSarı #SimayBarlas
0 notes
noktalardabulusaliim · 6 months
Text
Bitti sevgilim, bitirdim. Seni beni, bizi. Öldürdüm bitti, sen kazandın.
0 notes
çok zaman geçti. kaşıma demişti reaper neyi ve neden kaşımamam gerektiğini anlamadan alnımın en ortasına dokunduğunda küçük bir çocukken. ta ki bugüne kadar. geçmişime çektiğim duvar kendime çektiğim duvardan ziyade uyuşmuş bir hayattaki zaman kaybına dönüştü. farketmem için üzerinden 20 sene, yaşımdan ise 30 sene geçmesi gerekti. kendime yabancı bir şekilde her birini hatırlarken tepkisiz, duygusuz bir kayaya dönüşmem miydi sonucu? keşke patlayabildiğim kadar patlasaymışım işin sonu ölmek de olsa bir şeyler yapsaymışım. o zaman belki çeneleri kapanır ya da sırıtışları kesilirdi.
çocukluğumu verdim lan ben; saflığımı, benliğimi her şeyimi. şimdi hangi hakla geçip de karşıma konuşabiliyorsunuz? sen babanı 30 yaşında sildin, ben ise 10 yaşımda karşımda 40 kişiyi arkasına almış babamı kendi içimde öldürdüm. farketmedim mi sanıyorsunuz gülüşlerinizi, küçümseyici bakışlarınızı, kendi aralarınızda kulaktan kulağa hakkımda konuşmalarınızı? suskunluğumu sakinliğimi korktuğumdan mı sandınız? siz delikanlı geçinirken ben sokakların en orta yerinde gözlerimde yaşlar çizgilere basmamaya çalışırken gözlerinin içine baktım ölümün. tek bir adım uzaktaydım yanımdan vızır vızır geçen arabalardan, eski dostumdan. onu aldı bir adımla. aklımda ve kalbimde tek bir acım vardı; sahipsizlik. bilir misin 10 yaşındaki bir çocuğun hissettiği sahipsizlikteki ağırlığı? siz cankiii diye arkadaşlarınızla geyikler yaparken öğrendiğiniz yeni kelimeyle; bilmiyordunuz ki şırıngaların arasında küçük ayaklarımla seneler önce gezdiğimi. bir somun ekmek için yaptıklarımı, maruz kaldıklarımı, bankların soğukluğunu, gecenin ayazını. 1 lira dahi olmadan geçen günleri.
bir yerlede bir zamanlar; ölü görmek ile ölümü görmek farklı yazmıştım. ikisini de gördüm. biri en sevdiğim insanlardan birisi diğeri en yakın arkadaşım. sanırım tüm bunların yanında beni uyuşturan buydu. ölümün varlığının sivriliği her gün kollarıma batıyordu. o yüzden her şeyin anlamsız ve gereksiz gelmesi sanırım bu yüzdendi. insanların yakasına yapışıp gözlerini delerken birden ilaçlar ve uyuşturucular arasındaki girdapta kayboldum. GÖREMEDİNİZ. EN ORTA YERİMDEN KIRILIRKEN BEN, ATTIĞIM SESSİZ ÇIĞLIKLARI DUYMAK YERİNE SESSİZLİĞE BÜRÜNDÜNÜZ, KAFANIZI ÇEVİRDİNİZ.
Kabuslarım devam ediyor, çığlık atarak uyanmalar hezeyanlar. kendime yabancıyım 20 senedir. son 3 senedir ise bir şeylerin yanlış gittiğinin farkındayım ama ne olduğunu anlayamıyordum. ta ki bugüne kadar. kaşıdım, duvar yıkıldı. değer verdiğiniz yargılarınızı ve basitliğinizi öyle bir yıkacağım ki her birinizin ağzı açık kalacak.
hayatta kalmak için büründüğüm kişiliği, örülen duvarı kendi ellerimle yıkmam gerekti. çünkü ben bu değilim çünkü her zaman beni aşağı çeken bir şeylerin olduğunu hissediyorum, bir sınır var onu geçmem gerek ama geçemiyorum. bu yüzden olduğunu öğrendim. çok uğraştın özür dilerim, binlerce özür. tüm bunlardan beni cımbız ile çektin. beni izlediğini biliyorum. ama bunun olması gerektiğini sen de biliyorsun. seni çok özlüyorum. sana çok ihtiyaç duyuyorum.
özüme döndüm, kendime büründüm. en çok susan da bendim en çok taviz veren de.
tevazunun bir nimet bilgeliğin ise bir kıymet olduğunu sen bana öğrettin. ama anlayacak insan yoktu. gösterdiğimiz tevazu üzerinden bizi ezdiler. olsun dedik.
elimdeki bıçakları aldın yerine kitaplar verdin. ama anlayacak insan yoktu. okuyup da bilim adamı mı olcan dediler. oldum.
erdem ismini yanlızca erkek ismi sananlara ince cümleler kurdum hiç bir yerde duyamayacakları. ama anlayacak insan yoktu. saf dediler. olsun dedik.
kalıpların dışına çıkmak için sorular sordum kimsenin cesaret dahi edemediği ya da korktuğu. ama anlayacak insan yoktu. kafir ya da değişiksin dediler. sormaya devam ettik.
giden bizden gitsin yeterki insanların gönlü hoş olsun dedik. ama anlayacak insan yoktu. tepemize bindiler. olsun insanları kırmayalım dedik.
doğru yanlış terazisindeki kantarın topuzunu sen öğrettin bana ama o topuz hep bozuktu. ahlaktan bahsettiler. kendi doğrumuzda devam ettik.
yanlış yerde doğru olmaya çalıştık. zoru öğrendim ilmek ilmek. şimdi sıra kolayda. siz gibi olmakta.
neler yapabileceğimi biliyorum.
****************************************
uzun zamandır beni arıyordun, hissediyordun ama bulamıyordun. çıkardım üzerimdeki görünmezlik pelerini. bana değil gölgeme bak. bu yüzdendi. her zaman saygı duydum sana aldıkların için kızmak yerine. biliyordum düzeni. dolaylı da olsa sen öğrettin. ben de öğrenmem gerektiğini farkettim. nedeni nasılı niçini. kaybolmayı, görünmezliği, hiçliği. o yüzden ne kadar kaynak varsa hepsini okudum. gereksiz demeden, yılmadan, söylenenlere aldırmadan. odamın içindeki loş ışığa karışan sigara dumanına eşlik eden müzik vardı sadece senelerce. yalnızlığın bir nimet olduğunu seni araştırırken öğrendim. bana değil gölgeme bak. neyin önemli ve değerli olduğunu insanların söylediklerini dinlemeden öğrendiğim ve anladığım için parladığımı biliyorsun. her şeyin farkındayım. her saniye beynim küçük galaksiler patlatıyor adeta. ama bir şeyler değişmeli.
ölüm bile kıskanıyor. gözleriniz nerede? gölgeme bak.
1 note · View note
uyuyanbebe · 8 months
Text
Uzun zaman oldu...
Kötü olaylar yaşadım. Her zaman unutup devam ettim. Ama her seferinde sadece kendimi bastırdım. Acı çekiyorum. Bağırarak ağlamak istiyorum.
Ağlıyorum... Sessiz, tek, acı içinde ve en zoru kimse anlamıyor...
Tek başımayım. Doğduğum günden beri yanlızım. Her seferinde geri plandaydım. Faruk Emre Dal!
Erkek..
Neden ben...
Bir şey mi yaptım? Yaptıysam üzgünüm. Ama buyum.. Değişmek istiyorum gerçekten. Duygusuz olmak istiyorum. Hani bana gurursuz diyorsunuz ya...
Gururumu siz yok ettiniz. Onca hakaretten sonra böyleyim. Neden susmak zordayım. Neden?
Susmak istemiyorum. Ama başka çarem yok. Konuştukça hakaretler aşağılayıcı kelimeler. Gurur kırıcı davranışlar. Neden biraz olsun önem vermediniz.
Neden biraz olsun sevmediniz? Tek istediğim sevilmekti oysaki. Ama siz bana sevgiden başka her şeyi verdiniz.
En çokta nefret...
Oysaki tek istediğim iki kelime...
Seni seviyoruz...
Bu kadar mı zor. Size göre aptalca olan bu kelimeler benim için her şeye bedeldi. Tek istediğim yalan da olsa sevildiğimi duymaktı.
Zeynep'e söz verdim...
Galiba yine her zaman ki gibi sözlerimi tutamayacam.
İntihar edicem.
En kısa zamanda.
Hazırlanıcam...
Lütfen bunu ben ölmeden önce görün.
Kızmayın lütfen...
Lütfen artık kızmayın bana...
Yalvarıyorum...
Sizden nefret ediyorum...
Sevmek bu kadar zor olmamalı...
Sevilmek istedim. Yemin ederim tek istediğim buydu.
İlgi değil.
Para değil.
Özgürlük değil.
Sevgi...
Bana vermediniz.
İnat olsun diye nefret kustunuz. İğrendiniz... Ne yaptım ki?
Yaşamaktan başka ne yaptım. Doğru....
Çocukça hevesle sigara içtim.
Kendimi zehirlemek o kadar iyi hissettirmişti ki...
Ama başka şekilde zarar vericem kendime...
Faça atarak...
Zaten eskiden kalan izler var...
Görmedin anne...
Kızını hiç merak etmedin.
Senden nefret ediyorum baba.
Bı baba kızına bunları yapmaz. Sana asla şükür etmicem. Beni bu hale getiren sensin. Sen ve o iğrenç bakışların, lafların ve imaların.
Bir kez olsun bizi biz olduğumuz için kavul et.
Artık sevgi istemiyorum.
Huzur istiyorum.
Öbür taraf var mı bilmem.
İnanıyorum yaratıcı var ama...
Acı çekmemizi görmek istiyor galiba.
Onun emirlerine uymuyorum.
O başörtü harici hiç bir şey yapmıyorum. O da sizin zorunuzla.
Tek vasiyetim var.
Mezarıma kimse gelmesin. Kimseyi istemiyorum. Yanlız huzur içinde yatmak istiyorum. Beni İstanbul'da gömün.
Denize yakın bir yerde.
Hırçın dalgaları duymak istiyorum. Her zaman deniz kenarında huzur bulmak isterdim.
Bari ölüme saygı duyun ve vasiyetimi yerine getirin.
Kimsenin beni ziyaret etmesini istemiyorum.
Yanlız olmak istiyorum.
Her zaman olduğu gibi.
Bana dua etmenizi de istemiyorum. İnanmadığım bir dinin kelamının işe yarayacağını sanmıyorum.
Dine göre cehennem varsa...
Orda görüşürüz ailem.
Çünkü siz oraya layıksınız.
Bu kadar eziyeti kimse hak etmez.
Neyse...
Ölmek istemiyorum...
Ama zorundayım.
Hayatta kalmak demek acı demek...
Okuyup Japonya'da yaşamak istemiştim her zaman. Ben ve kızım belki oğlum.
Baba yok.
Biz o ve ben...
Bir annenin gerçekten ne yapması gerektiğini ona göstericektim.
Bir anne çocuğuyla çocuk olmalı, bir abla olmalı gerektiğinde, bazen ise korumacı bir anne, bazen baba olmalı korumalı kollamalı ama sen olamadın anne.
Bir anne böyle olmalı.
Özür dilerim bebeğim...
Daha varolmadan öldürdüm seni...
Bu dünya çok acımasız...
İçindeki bu canlılar ondan da acımasız...
Burası acıdan ibaret...
Üzgünüm...
( 08:45 / 22 Nisan 2021 )
0 notes
kendine-yazar · 2 years
Text
Şu an dinlediğim şarkıyı sınav senemde-büyük bir hataydı- senin için defalarca dinledim. Aklıma gelmene engel olamadım. Muhtemelen aklına bile gelmiyor olduğum gerçeğini kaldıramadım ben. Belki hala içinde bizden izler vardır diye umut eden yanımı öldürdüm. Bir kez değil. O yanım seni o kızla sarmaş dolaş gördüğünde bile dirilmeye devam etti. Hatta ayrıldığınızda sevindim. Hüznüne ortak olamadım. ama sevmek o mutluysa mutlu ol mantığıyla ilerlemiyor muydu?dedim kendime. Niye sen ayrılmışken ve mutsuzken ben mutluydum ki? O umut eden, aptal yanım bana ben olduğumu bilmeden herkes gibi davrandığında ölür gibi oldu. Şüphe duyduğunun farkındaydım. Ben olabileceğimi biliyordun. O halde neden o kadar sıradan davrandın. Hiç özlememiş miydin beni, bizi? işte ben orada özel hissettiremediğinde anladım bir şeyleri F. Ya sende bitmişti bir şeyler ve kalbinin tamamını o kıza adamıştın ya da ben ikimizi oldukça fazla abartmıştım. Çünkü inan bana artık bir meraktan ibaret geliyorsun. aklimi karıştıran birileri oldu belki, belki de gerçekten çocukluktu ikimizinki. Dizelerimi gözyaşlarımla buraya bırakıyorum. Seni ardımda bıraktığım gibi. Kalbimin bir köşesi hep sana ait olacak ama bu sana olan hislerimin gerçek olmadığını değiştirmeyecek. Belki de burada durmuş kendimi kandırıyorum. İnan bilmiyorum. Güzel hayatını bölüyorum bebeğim ama ölüyorum. Umarım böyle hissetmekten kurtulurum. bu yazıyla artık hayatımdan çık git. aksi halde yanına geleceğim. gerçi gelsem dahi yara bandı olurum değil mi? ben sadece seni düşünürken, zihnimde ve kalbimde sadece sana yer verirken sen başka hikayelerde ana karakteri oynuyordun. Bir Leyla'nın Mecnun'u, bir Aslı'nın Ferhat'ı olma yolunda emin adımlarla ilerliyordun. şimdi bu hikayedeki sadık kadın rolümü alıp gidiyorum F. başka hikayeler yazacağım ve bu hikayelerde kendime bu kadar gözyaşını reva görmeyeceğim.
her şeye rağmen bir zamanlar ilk aşkım sandığım, beni uzun süre düşündüren, bazen tek motivasyonum bazen de üst üste koyduğum hayallerimi yıkan, aklımda bambaşka hayal ettiğim ama aslında hayal kırıklığım olan F'ye.
saygılarım ve tükenen sevgilerimle.
1 note · View note
hamzaclnfe2 · 2 years
Text
O kadar yorgun bıkmış vazgeçmiş hissediyorum ki üstümdeki bu bıkkınlık yorgunluk hiç geçmeyecek gibi çocuktum ben artık büyüdüm eski halimi çok özlüyorum çok fazla güldüğüm eğlendiğim yorgun olmayan halimi istiyorum arıyorum bulamıyorum artık bi ruhum yok gibi sadece bi bedenden ibaret gibiyim ruhumu kaybettim bellide öldürdüm herkese kötü davrandım en sevdiklerime hak etmedikleri şeyler yaşattım kendimle hesaplaşmak istemiyorum ama sustukça daha da doluyorum durduk yere bi anda kendimi deniz kenarında ağlarken buluyorum kendimi eskisi gibi olmayı istiyorum masum saf çocuğu istiyorum oda bunu istiyor beni en iyi o anlıyor hissediyor o beni biliyor kim olduğumu nasıl biri olduğumu sanki ben hep ona aşık gibiydim hep içimde bir şeyler vardı ama benim hatam olmadı çok güzeldi hayal gibiydi odunla olmak hayalmiş zaten bitti uyandım artık benim haramdı ama çok yalnız kaldım çok yorgundum dermanım da yoktu insanın hayatta kalması için bazı şeyler olması lazım benim bi cemrem var bi de o vardı güzel gözleri düz saçları küçük elleri göbeği ince değildi ama tatlıydı çoğu kez gözümün önüne geliyor o güzel yüzü tutamıyorum bazen kendimi duymayacak belki sesimi ama biliyorum hissediyor beni özür dilerim balım çok özür dilerim ben bizi hak etmedim ama ben bizi çok seviyorum olmayan eski bizi her şeyden herkesten çok sevdim yanlış yaptım biliyorum ama bunun sonucu ölüm olmamalıydı hislerim duygularım ölmemeliydi ne yazarsam yazayım haklısın sen hep haklıydın biliyorum böyle bi amacın yok biliyorum keşke olmasaydı ama oldu işte vazgeçtim ben bugün kendimden hayallerimden mutluluktan geleceğimden düz bi şekilde yaşıyorum ben intiharı düşündüğümde baba artık konuşmayalım demiştin o kadar çok ağladım ki cemre olmasa belki şuan yoktum bile su kısacak hayatta bana yaşattıkların için minnettarım artık buraya yazacam balım hiç okumayacaksın duymayacaksın ama ben sana yazacam içim ölüyor içimdeki ile birlikte iyi geceler
1 note · View note