Tumgik
#Acı Aş
venusunruhu · 14 days
Text
"Düzen ve güven kadar ürkütücü bir şey yoktur. Hiçbir şey. Hiçbir korku... Aklını en acı olana, en derine, en sonsuza atmışsan korkma. Ne sessizlikten, ne dolunaydan, ne ölümlülükten, ne ölümsüzlükten, ne seslerden, ne gün doğumundan, ne gün batımından. Sakin ol. Öylece dur. Yaşamdan geç. Kentlerden geç. Sınırları aş. Gülüşlerden geç. Anlamsız konuşmaları dinle, galerileri gez, kahvelere otur- artık hiçbir yerdesin.
Tüm raylardan git, denizin her türlü grisinin tadını çıkart."
7 notes · View notes
layemut-1 · 9 months
Text
Papatyam
Mimarısın dilimin bağının
Seni duyan dikenli elalem dağılır
Bir damla içip gözlerinin yağını
Şiirden kürem gözlerine yansır her sağırın
Gözlerinle illere destansın
Açığa çıkmış binlerce destan sır
Gönül penceremden yükselir bir ses ansız
Ki bu ölmüş diyarlar seni binlerce kez ansın
Gelişin, gönlümün en fevkalade anısı
Ayaklarına serilir gözlerimin telaşlı halısı
Papatyalar seni gördüğünden beri sarışın
Geriye kalan cansız bitkilerin başına darısı
Seni ben her taşın altında arar idim
Her bakışım seninle karşılaşmaktan yana idi
Şimdi anlıyorum neden duyana değil
Anlayana kanat çırpar, onu anar bir dil
Ona coşar, sarılır, ona konuşur
Dört duvarı da çiçek açar bir koğuşun
Konu aşk ise eğer, konu şuh
Saklamak da neymiş taze bir doğuşu ?
Aşkın tohum attığı hangi dile susmak yakışır ?
Böyle bitki kendinle savaşına şiirlerle taşır barışı
Susmak ne kaybettirir, ne kazandırır bu yarışı
Fakat eritir tüm dildeki bağları bir bakışın
Çünkü görülen seninle bakınca aktır
Bütün saf güzellik sanki bir lahzada saklı
Acı denilen şey senin yanında tattır
Bu yüzden büyülü kalbim, sarhoş aklım
Bu yüzden bağlıyım sana candan
Sana bir ben de feda edilir, can da
Eşsiz kumaştan bir halı gibisin bu canda
Ve o kadar uzunsun ki sana can dar
Siftahısın gönlümün aşk pazarının
Kaldırmışsın üstünden düşman nazarını
Yaksan beni yanmam, aksine haz alırım
Yeterki kaynasın altı, içi sen dolu aş kazanımın
Sana sürtünmeye korkar mihenk taşları
Gözlerindeki esrarı gören koca dağlar haşlanır
İhtiramdandır bu bahçenin sana eğilen başları
Sana tüyden incedir boyun, olsa dâhi baş kalın
Ben de manyetik gözlerine hayrânım
Müncer gözlerim merakla arar kaynağını
Sefaletli ruhumda hükm süren sultânım
Güneş dâhi özenir öpünce asfer yanağını
2 notes · View notes
aynodndr · 2 years
Text
Tumblr media
Sana geleni boş çevirme..!
Senden isteyene gücünün nispetince ver.
Git Allah versin deme..!
Gönlünden isteyene gönlünden ver..!
Darda kalmış, zorda kalmış, yolda kalmış ,yetim kalmış, Sana gönderilmişlerden yüzünü çevirme..!
Nereden bilebilirsin ki sana gönderilenin Hızır olmadığını?
Senin işin Allahın rızasını gözetmektir.
Rengin kaçmasın…
Yüzün asılmasın…
Verdiğinde tebessüm ederek ver...
İyi insan olmak, iyilik yapmak her insana nasip olmaz.
Gerekirse Allahın rızası için canından kopar ver…
Lakin kararında kararlı şekilde ver..!
Elin titriyorsa elini cebine değil gönlüne koy.
Gönlünden hakikati ver…!
Lakin acı yemiş yedirme…!
Kuru yer gösterme gariplere.
Aş ver ekmek ver yatak ver…!
Kimseyi küçümseme..!
Yaptığın her güzellik senindir, her fenalıkta kendinedir.
Bunu unutma…!
Her ne yapıyorsan Allah rızasını gözeterek yap.
Hayır kapılarının açıldığı şu zamanda.
Sen kapını zamandan ötede daima açık tut.
Allah cömerttir, cömertleri sever.
🌼🌿MUTLU PAZARLAR
GÜNAYDİN YARENLER..!!
7 notes · View notes
dusunebiliyorum · 1 year
Text
2022’ye
bir şarkı, bir iç döküş değerlendirmesi, ve veda.
gülerek ağladığım bir yılı geride bırakmanın sancısındayım. insan acısından gözlerinden seller gibi yaş akarken aynı an da kahkahalarla gülebilir mi. işte -son günü de dahil- tam da bunu yaptığım, yaşadığım bir yıldı. hani delirmenin eşiğindeymişim gibi, sanki bana gelmişler gibi, bir yıldı.
kırdım. çokça kırıldım. müthiş bir şekilde mahvettim. kaybettim. toparlamaya çalıştım. pişman oldum. söylediğim sözden, anlattığım hislerimden, hayatıma aldığım insanlardan, gitmek isteyip de gitmediğim gidemediğim tüm o yerlerden, boşa geçirdiğim acı yıllarımdan, yaptıklarımdan, yapamadıklarımdan... pişman oldum hep.
üzdüm kendimi. çok üzdüm. canımı yaktım. beni hak etmeyen insanlar için ciğerlerim sökülürcesine ağladım, beni duymak istemeyenlere sesim kısılana kadar tüm gücümle bağırdım, ayaklarım kanaya kanaya istenmediğim o yollarda yürüdüm. zehirli olduğunu bildiğim suyu kana kana içtim, tok karnıma yanmış aş yedirdim. acıdan kıvranmayı kendime müstehak gördüm, daha beter olayım istedim. en büyük haksızlığı kendime yaptım. asla kimseye yaşatmak istemeyeceğim şeyleri kendime yaşattım. önce kendi ipimi kendim astım ardından o ipi itinayla boğazıma geçirdim sonra ayağımın altındaki tabureyi hiç düşünmeden kendim çektim, farkında ola ola kendimi öldürdüm ben. bile isteye yaptım bunu...
büyüdüm. bir yaş almadım sadece, sanki her güne yeni yaş aldım. sanki her gün sırtıma yeni bir yük bıraktı, sanki her gün sadece bedenimi değil ruhumu da yaşlandırdı, daha da yordu her geçen gün beni. savaştım; ne istediğini bilmeyenlerle, ne istediğimi bilemeyişimle, belirsizlikleriyle, kararsızlığımla, sınırlarımla, şükürlerimle, isyanlarımla, nisyanlarımla. savaştım her şeyle ve herkesle. ve en çok da kendimle.
ama tüm olmazlarımı oldurdum ben bu sene. kendime başarabileceğimi gösterdim. onsuz da olur dedim, o olmadan olmaz dediğim kim varsa, o olmadan oldurdum. herkessiz yaşamayı öğrendim. gamsız olmayı, en azından denedim, en azından eskisinden daha gamsız daha umursamaz oldum. en azından eskisinden daha çok düşündüm kendimi. kendimi sevmeyi öğrendim, çok sevmeyi, daha çok sevmeyi. kendime kıymet vermeyi, herkese kıyamadığım gibi kendime de kıyamamayı, kendimi anlamayı, kendimi kucaklamayı... kimse yoktu yanımda, ben vardım, kendi omuzlarımdan öptüm. kimse tutmadı elimden, ben vardım, kendi elimden tuttum. kimse inanmadı bana, ben vardım, kendim için vardım ben, işte bu yüzden kendime ben inandım. haksız yere haksızlığa uğradığımda, kendime kendim hak vermeyi, hakkımla var olmayı öğrendim. arkamda kimse durmadı, varsın durmasın, ben vardım, ben durdum. kendime; yâr da oldum, yoldaş da, kardaş da, ana da, baba da arkadaş da. kendim için yaşamayı öğrendim. kendi değerimi anladım. kimse hak ettiğim değeri vermeyi bilemedi, ben kendime kendi değerimi vermeyi öğrendim. kimseye ihtiyacım olmadan, kendimle yeniden var olmayı; kendimi yeniden doğurmayı öğrendim.
hayır demeyi öğrendim mesela. içimin almadığı hiçbir yerde durmak zorunda olmadığın farkına varıp hiç düşünmeden gidebildim, ruhuma iyi gelecek yerlere yol aldım. bana iyi gelmeyen kim varsa, artık hayatımda yerinin olmadığını gösterdim. görmezden gelindiklerime, varlıklarını sorgulattım. bana zarar veren her şeye karşı kendimi korumayı, kollamayı öğrendim...
iyi kötü tecrübeler edindim, yaşadıklarımdan dersler çıkardım, bir daha yapmayacağım ya da daha iyi yapacağım dedim. asla akıllanmadım; yapmamam gerekeni yaptım, yapmam gerekeni yapmadım. hem kendime çelme taktım hem de kanayan dizlerimi öpüp yaralarımı sarıp, kendimi düştüğüm yerden kendim kaldırdım. sonra yine aynı döngülerin içinde buldum kendimi... böyle böyle geçirdim tüm yılı, böyle böyle yaşadım, güldüm ağladım acı çektim kahkahalar attım, yaşadım, var oldum, kabul ettim ve kabullendim. düştüysek kalkarız daha ölmedik ya dedim, ölmekten beter oldum. bir bakmışım ki öyle böyle sona gelmişim, bir 2022 geçmiş üstümden, bir ben geçmişim dünyadan, bir yıl daha geçip gitmiş ömrümden...
acısıyla tatlısıyla diyorduk, evet, acısıyla tatlısıyla bir yıl daha kayıp gitti elimizden, avcumuzdan, yaşımızdan, kalan hayatımızdan... her şeye rağmen iyi ki diyebilmek, hiç geçmeyecek gibi olan geceleri atlatabilmek, gözlerin dolsada yaşananlara bir tebessümle bakabilmek, “vay be! bunu da atlattım, üstesinden geldim!” diyebilmek. güneş gibi yeniden, yeniden doğabilmek güzel sabahlara...
biliyorum sevgili 2022; yordun, yoruldum, yordum. dudaklarımda buruk tebessümle, dudaklarımda sıcak bir gülümsemeyle; üzüntüden dolan gözlerimle bakarak, yanaklarımda mutluluktan akan yaşlarla. inişlerle çıkışlarla, bulunmalarla kayboluşlarla, sevilerle nefretlerle... fark etmeden bitmişim, bitmişsin, bitmişiz. :)
ama iyi ki 22! şimdi tüm bu yaşananlarla, yaşanamamışlıkları kalbimde saklayarak, veda ediyorum sana. 23’e bizi güzel uğurla, söyle ona bizi çok üzmesin, bize iyi davransın, güzel baksın, çok ağlatmasın, hayallerimize kavuştursun, sağlığımıza zeval vermesin, ruhumuza huzuru, kalbimize ferahlığı, zihnimize dinginliği getirsin. zarar vermeden var olmayı öğretsin, kırıp dökmeden yaşamayı, yok etmeden birbirimizi nefes alabilmeyi, tüm insanlarla ve doğayla. söyle 2023’e sevsin bizi, bize sevdirsin, bizi sevdirsin... her şeye rağmen teşekkür ederim hayatıma, teşekkürler 2022, iyi ki!
1 note · View note
thelifnure · 2 years
Text
"Düzen ve güven kadar ürkütücü bir şey yoktur. Hiçbir şey. Hiçbir korku... Aklını en acı olana, en derine, en sonsuza atmışsan korkma. Ne sessizlikten, ne dolunaydan, ne ölümlülükten, ne ölümsüzlükten, ne seslerden, ne gün doğumundan, ne gün batımından. Sakin ol. Öylece dur. Yaşamdan geç. Kentlerden geç. Sınırları aş. Gülüşlerden geç. Anlamsız konuşmaları dinle, galerileri gez, kahvelere otur-artık hiçbir yerdesin.
Tüm raylardan git, denizin her türlü grisinin tadını çıkart."
2 notes · View notes
cyusif7 · 2 years
Text
"Düzen ve güven kadar ürkütücü bir şey yoktur. Hiçbir şey. Hiçbir korku... Aklını en acı olana, en derine, en sonsuza atmışsan korkma. Ne sessizlikten, ne dolunaydan, ne ölümlülükten, ne ölümsüzlükten, ne seslerden, ne gün doğumundan, ne gün batımından. Sakin ol. Öylece dur. Yaşamdan geç. Kentlerden geç. Sınırları aş. Gülüşlerden geç. Anlamsız konuşmaları dinle, galerileri gez, kahvelere otur artık hiçbir yerdesin.
Tüm raylardan git, denizin her türlü grisinin tadını çıkart."
4 notes · View notes
bugeceningunduzuvar · 4 months
Text
Bugün annemle konuşurken bana ' bir yıl oldu nerdeyse koca bir yıl ama sen hala düştüğün kuyudan çıkamadın, ayağa kalkamadın. Her gün acaba bugün kendine gelir mi ne zaman düzelicek diye bekliyorum. Üzülüyorum evladım gözümün önünde kendini mahvediyor günden güne bitiyor elimden bir şey gelmiyor. Nolur aş artık. Bak o hayatına devam ediyor sen niye edemiyorsun? Sana bıraktığı onca acı ve yaraya rağmen hala kalbinin bir yerinde ona karşı sevgin var. Söküp atamıyorum onu. Anlayamıyorumda. Hayatını sikti attı hala nasıl onun konusu geçince gözlerin doluyor, kalbin sızlıyor anlayamıyorum. Neden diyorum neden? Sana yaşattığı onca şeye rağmen neden hala yaşatıyorsun içinde? Gülerken bile içerde bi yerde için ağlıyor, maske takman seni görmeme engel değil. Herkese iyi olduğunu sandırabilirsin ama beni kandıramazsın. Hayatına devam etmek zorundasın. Bırak affet artık onu ve bitir her şeyi. ' dedi. Bu sözler beni saatlerce duvara baktırdı. Özür dilerim anne.
0 notes
huseyincimensiirleri · 6 months
Text
           BİR BİLEN Var mıdır sevdanın aşkın tarifi Bir bilen gelsin de söylesin bana Seviyorum deniyorsa yare madem ki Bir bilen gelsin de söylesin bana Yardan cefa görüp acı çekmek mi Kaygı mı tasa mı aş mı ekmek mi Koklayıp cananı sarıp öpmek mi Bir bilen gelsin de söylesin bana El elden tutuşup gezip tozmak mı Ağaçlara kalp çizip adın yazmak mı Acı söz söyleyip yare kızmak mı Bir bilen gelsin de söylesin bana Neşe mi keder mi hasret özlem mi Aşikare belli mi sır mı gizem mi Her cümle her heceden bir şey sezen mi Bir bilen gelsin de söylesin bana Her dem onu yaşamak onu görmek mi Okşayıp saçının telin örmek mi Yoksa günün gün edip sefa sürmek mi Bir bilen gelsin de söylesin bana Çimen’im sendeki tutku sevda mı Dünyada güneş de yoksa ay da mı Ta yüreğinin içinde gizli koy da mı Bir bilen gelsin de söylesin bana
0 notes
deliklicinar · 1 year
Text
Merkezefendi Belediyesi personellerine deprem eğitim verildi
Tumblr media
Merkezefendi Belediyesi ve Arama Kurtarma Derneği (AKUT) iş birliği ile personelin afet ve acil durumlara hazırlıklı olması ve farkındalık düzeylerinin artırılması amacıyla eğitim verdi. Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, "Afetler konusunda yerel yönetimlere ve bizlere düşen çok fazla sorumluluk var.  Bu anlayış ile 'Dirençli bir Merkezefendi' için çalışmalarımıza devam ediyoruz" dedi. Yaşanılan afet sonrası deprem bölgesine ve depremzedelere yardımlarını ulaştıran Merkezefendi Belediyesi, bir yandan da ilçede olası bir depreme karşı gerekli tüm adımları atmaya devam ediyor. Merkezefendi Belediyesi ve AKUT iş birliği ile belediye personeline 'Deprem Bilinçlendirme Eğitimi' verildi. Merkezefendi Kültür Merkezi'nde AKUT gönüllülerinin verdiği eğitime Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, AKUT Denizli Ekibi Lideri Cengizhan Öztürk, birim müdürleri ve çok sayıda personel katıldı. Gerçekleştirilen eğitimde deprem öncesi, deprem sırasında ve deprem sonrasında yapılması ve yapılmaması gerekenler hakkında video ve slayt gösterimi eşliğinde bilgiler verildi. Sunumda, Türkiye'nin deprem ülkesi olduğu ve her an afete hazırlıklı olunması gerektiği bir kez daha hatırlatıldı. Binaların yönetmelikler çerçevesinde yapılması ve gerekli denetimlerin sağlanması gerektiği vurgulanan eğitimde, her ailenin ve bireyin acil afet planı oluşturması belirtildi. Eğitim sonunda, personelin sorduğu soruları, AKUT Denizli Ekibi Lideri Cengizhan Öztürk cevaplandırdı.
"HER AFETTEN DERS ÇIKARMALIYIZ"
Deprem ülkesi olan Türkiye'de, olası bir afete karşı önlemlerin her zaman alınması gerektiğini söyleyen Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, "Her afette, her olağanüstü felakette verdikleri emeklerden dolayı, kararlı mücadelelerinden dolayı AKUT ekibine çok teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız, iyi ki bu AKUT ekibi kurulmuş. Herhangi bir acil durum anında bütün ülkeye yetişebiliyorlar. Yaklaşık 1 ay önce büyük bir felaketle karşı karşıya geldik. Ülke geneline baktığımızda yaşamış olduğumuz 1999 depremiyle birlikte aslında çok şey öğrenmemiz gerekirken bizler bu depremden hiçbir ders çıkaramadığımızı bir kez daha görmüş olduk" ifadelerini kullandı.
Tumblr media
"HATAY'IN YOK OLDUĞUNU GÖRDÜK"
Afet bölgelerinde büyük yıkımın olduğunu belirten Başkan Doğan, "Depremin dördüncü ve beşinci günü Hatay'daydık. Hatay'a gittiğimizde bir kabus ile karşılaştık. O kadim şehir, o medeniyetler şehrinin yerle bir olduğunu gördüm. Her yerde acı, feryat figan ambulans sesleri vardı. Çok kötü bir tabloydu. Eldeki imkanlarla bir şeyler yapmak istiyorsunuz ama nereye kadar yetişebiliyorsunuz, kaç kişinin elinden tutabiliyorsunuz. Bizler Merkezefendi Belediyesi olarak hemen o bölgeye çadırlarımızı kurduk. Buradaki çalışma arkadaşlarımız da büyük bir özveriyle çalıştılar. Aş evimizi kurduk. O kadar hazırlıksızdı ki şehirler. Devlet kurumlarındaki liyakatsızlığın sonucu yaşanan büyük sıkıntıları orada gördük" diye konuştu.
"KORKU VE PANİK ÇOK FAZLA"
Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, "Kahramanmaraş ve Gaziantep'e tekrar gittik. Oraya gittiğimizde de tablo yine çok acıydı. Yıkımın olmadığı yerlerdeki evler ağır hasarlı. Artık o insanların tekrardan o evlere girmesi mümkün değil. Zaten korku ve panik çok fazla, insanlar büyük bir endişe içinde. Çadırlar kurulmuş ama o çadırın içinde kaç gün kalabilirsiniz, kaç gün dayanabilirsiniz. Özellikle çocuklarda salgın hastalıklar çok ilerlemiş durumda. Her şeyi atlatsak bile insanların bu travmayı atlatabilmeleri inanın ki çok zor" dedi.
"TEKNİK BİR ÇALIŞMA YAPIYORUZ"
Merkezefendi'de denetimlerin devam ettiğini ve teknik çalışmaların olacağını ifade eden Doğan, "Merkezefendili hemşerilerimizden büyük bir talep görüyoruz. Zemin etüdünün ve bina yapı stoğunun nasıl olduklarını, binanın depreme dayanıklı olup olmadıklarını konusunda büyük endişeler var. Bu anlamda bir teknik çalışma yapıyoruz. Üniversitedeki hocalarımızla birlikte güzel bir toplantı yaptık, AKUT ekibimiz de katıldı. Bizler burada park, yol ve bina yapıyoruz ama biz insanların canını koruyamazsak, can güvenliklerini sağlayamazsak inanın ki bu yaptıklarımızın hiçbirinin anlamı olmaz. Bu yüzden yerel yönetimlere ve bizlere düşen çok fazla sorumluluk var. Bizlerin bu sorumlulukları yerine getirmesi gerekiyor. Çünkü bizler her anlamda hem beden gücü olarak hem makine teçhizat olarak hem fiziksel koşullar olarak bunu sizlerle birlikte kaldırabiliriz. Salonu böyle kalabalık gördüğüm için çok mutlu oldum. AKUT ile ortak çalışmamızı biz Merkezefendi Belediyesi olarak çok ciddiye almalıyız. Alanda çalışan ekipler özellikle hem alanı iyi tanıyor hem beden gücüyle çalışıyorsunuz hem de insanlar ile diyaloglarınız var" diye konuştu.
"İLK GÜNDEMİMİZ HER ZAMAN DEPREM OLACAK"
Eğitimler sonunda sağlam bir ekibin oluşacağına inandığını söyleyen Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, "Güzel bir çalışma programı hazırladık AKUT ekibimizle birlikte. Artık Türkiye'nin gündemi depremdir ve bizim için Merkezefendi Belediyesi olarak da bundan sonraki dönemimizde ne olursa olsun ne yaparsak yapalım gündemimizde birinci sırada görev sürecimiz boyunca deprem olacak. Bu afet her an bizim başımıza gelebilir. Sevdiklerimiz, eşimiz, dostumuz ve ailemiz o enkazın altında kalabilir. İşte o zaman biz ekip olarak bu işin üstesinden gelebiliriz. Bu ekip ruhu ve ortak dayanışmanın çok önemli" ifadelerini kullandı.
"BELEDİYELER İLE ORTAK ÇALIŞMA YAPACAĞIZ"
Birlik ve beraberlik içerisinde bu zor günlerin üstesinden geleceklerini belirten Başkan Doğan, "Belediyelerimiz ile de protokol imzalayacağız. Onun da eksikliğini o bölgelerde gördük. İşte protokol imzaladığımız diğer belediyelerden destek alacağız. Hatta bu ekip çalışmamız biraz ilerlediğinde o belediyeden de gelecek arkadaşlarla da ortak bir çalışma yapmayı düşünüyoruz. Bu belediyelerimizden bir tanesi de İzmit Belediyesi. Çünkü onlar bu depremi en ağır yaşayanlardan bir tanesi. Ben hepinize ilginiz ve hassasiyetinizden dolayı çok teşekkür ediyorum" diye konuştu.
"GÜZEL BİR EKİP OLUŞTURACAĞIZ"
Eğitimler sonucunda istenilen seviyeye, gerekli bilgiye sahip olunacağını ifade eden AKUT Denizli Ekibi Lideri Cengizhan Öztürk, "Yaşadığımız afet gerçekten çok büyüktü. Büyük bir yıkım oldu. Daha başka afetlerde daha iyi sonuçlar almak için büyük bir özveriyle çalışıyoruz. Bizim amacımız, daha fazla hayatı kurtarmak, yıkıcı etkiyi en aza azaltmak. AKUT Denizli olarak çok güçlü bir ekibiz. Sizlerle birlikte gücümüze güç katacağız. Önceliğimiz arama kurtarma ekibi kurmak" dedi. Read the full article
0 notes
seslimeram · 1 year
Text
Sesli Meram #396 - Yersiz Yurtsuz (14.02.2023)
Tumblr media
"Her hamlenin ardılı bir başka cerahatli yıkıma çıkageliyor. İlk yirmi dört saatlik nedeni bir biçimde muğlak kılınan müdahale etme şansı kenara terk olunduğu, değerlendirilmek bir yana konuşulmadığı için on binlerce yurttaş can verir. 1999 Gölcük ve 2001 Düzce depremlerinden sonra bir kere daha sesimi duyan var mı çağrısına rehin edilmiş milyonlarca insan söz konusu edilir. Bir kere daha gücü yeten ülke denilen yerin aslında doğal bir afet sonrasında derin bir acizlik içerisinde kaldığını gördüğümüz hakikattir artık. Yedi koca gün geçiyor, yirmi bin civarında insanın resmi rakama göre can verdiği bildiriliyor. On altı milyon civarında bir nüfusu barındıran, enikonu tekstilden, ara ürünlere, gıdadan, kimyaya pek çok endüstrinin de bir geçiş / üretim merkezi denilen yer / sahaların dümdüz olduğu ülkeye uyanılıyor. Boşa doluya nutuklar atılıp durulurken, her şey çözülecek buyrulurken, sahada çalışan afet kurtarma ekiplerinin gayreti, son kertede hayat kurtarma mücadeleleri, sıcak aş çıkartabilmek için didinenler, eksik tamamlamak için ele alınan sivil inisiyatifler dışında sadece acı var edildi bir haftada. Bütünüyle söz naçar kalıyor. Onca yazılması gereken şeye bir ara verelim; Bugün yas günü. Henüz acının hangi arafındayız, her neresini arşınlıyoruz bunu dahi bilmeden geçiyor günlerimiz. Bütünüyle enkaz başında bekleyen halklarız. Kötülüğü var edip, ne var canım fıtrat diye kestirip atanların elinde oyuncak kılınan hayatlardan birer mucize beklemeye devam ediyoruz. Sırasıyla başı sağ olsun insanların, başımız sağ olsun hep birlikte. Her şey ortada…" sesli meram
podcast image credit: hatay, turkey, 14.02.2023::epa-efe-martin divisek
1 note · View note
otekivegan · 1 year
Text
Neredesin sen?
Kırgın, küskün ve acı dolu bir göç başlıyor ülkemde.
Bu millet aynı Kurtuluş Savaşında olduğu gibi Anadolu’nun bağrına çekiliyor. Maraş’tan, Malatya’dan, Hatay’dan…
Göç ediyor Anadolu…
Anadolu insanı Ateşten Gömlek olup ısıtıyor her bir depremzedeyi. Kimine aş, kimine yuva olup sarıyor yaralarını. Saracakta.
Çanakkale’de, Sakarya’da, Büyük Taarruz da o kadar fakirliğin içinde kalan bu millet bir dilim ekmek yiyip, bir tas üzüm hoşafı içebilmişken yüzyıl sonra devleti tarafından günlerce açlığa, susuzluğa, soğuğa, çaresizliğe ve ölüme terk edildiğini de asla unutmayacak.
Göçmen kuşlar gibi konaklayacağı yuvalarına göç ediyor insanlarımız. Hüzünlü biraz, ağlamaklı.
Belki kanatları yok kuşlar gibi ama güveniyor Anadolu’ya, Anadolu insanına. Kanatsa kanat, aşsa aş…
Göçük altında kalmış insanlar en çok kuşlara benzer. Ya yanlış yere yapılmış hızlı bir tren çarpıp parçalar bedenini, ya senin yollarına yapılmış havaalanından kalkan uçak canını alır. Ya da bir avcının tüfeğinden çıkan kurşun ayırır senden yavrularını…
Anadolu insanı yaşarken dilinden türkülerini hiç eksik etmez.
Göç ederken bile bir türkü takılır diline. Seslenir…
Ben ağlarsam ağlayıp gülersem gülen
Bütün dertlerim' anlayıp gönlümü bilen
Sanki kalbimi bilerek yüzüme gülen
Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen?
0 notes
venusunruhu · 1 year
Text
"Düzen ve güven kadar ürkütücü bir şey yoktur. Hiçbir şey. Hiçbir korku... Aklını en acı olana, en derine, en sonsuza atmışsan korkma. Ne sessizlikten, ne dolunaydan, ne ölümlülükten, ne ölümsüzlükten, ne seslerden, ne gün doğumundan, ne gün batımından. Sakin ol. Öylece dur. Yaşamdan geç. Kentlerden geç. Sınırları aş. Gülüşlerden geç. Anlamsız konuşmaları dinle, galerileri gez, kahvelere otur- artık hiçbir yerdesin.
Tüm raylardan git, denizin her türlü grisinin tadını çıkart."
11 notes · View notes
7nci-his · 2 years
Text
Düzen ve güven kadar ürkütücü bir şey yoktur. Hiçbir şey. Hiçbir korku… Aklını en acı olana, en derine, en sonsuza atmışsan korkma. Ne sessizlikten, ne dolunaydan, ne ölümlülükten, ne ölümsüzlükten, ne seslerden, ne gün doğuşundan, ne gün batışından. Sakin ol. Öylece dur. Yaşamdan geç. Kentlerden geç. Sınırları aş. Gülüşlerden geç. Anlamsız konuşmaları dinle, galerileri gez, kahvelere otur – artık hiçbir yerdesin.
Tezer Özlü
Oğlak Dolunayı
1 note · View note
kunyekultursanat · 3 years
Text
Acı Aş
2020 yılında yaşanılan birçok olumsuzluk ve ilahi ikaz milletçe hepimizi perişan etmişken, 2021 yılında “güzel günler göreceğiz” diye düşünenleri 2021 yılının daha ilk aylarında ters köşe yaparak “en iyi savunma hücumdur” taktiği gereğince toplum en hassas sinir uçlarına basmaya, ipleri germeye çabalıyorlar… Ve korkarım ki bu çabalarından da asla vazgeçmeyecekler. Özellikle Türk halkını yanlış…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
yesilgibii · 6 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
‘‘Şurama batan..’’ diyor şair,
‘‘Şurama batana özlem demeselerdi, bıçak derdim.’’
54 notes · View notes
Text
"Düzen ve güven kadar ürkütücü bir şey yoktur. Hiçbir şey. Hiçbir korku... Aklını en acı olana, en derine, en sonsuza atmışsan korkma. Ne sessizlikten, ne dolunaydan, ne ölümlülükten, ne ölümsüzlükten, ne seslerden, ne gün doğumundan, ne gün batımından. Sakin ol. Öylece dur. Yaşamdan geç. Kentlerden geç. Sınırları aş. Gülüşlerden geç. Anlamsız konuşmaları dinle, galerileri gez, kahvelere otur- artık hiçbir yerdesin.
Tüm raylardan git, denizin her türlü grisinin tadını çıkart."
33 notes · View notes