Tumgik
#belediye
nevzatboyraz44 · 6 months
Text
Tumblr media
Nostalgia 😯 Türkiye 🇹🇷
In the past, there were ticket attendants in public buses.
24 notes · View notes
selcukaytimur · 1 year
Text
Hayatımın Hikayesi
06.02.2023. Ne olduğunu anlamadan yataktan fırladım. Saatten haberim yok. İskenderun Ramada otel 13. katta 1303 numaralı odadayım. 5 Şubat akşamı geldim otele. Yukardaki fotoğrafta görünen binanın sola, denize bakan, cadde tarafındaki köşe oda ancak bize görünen tarafta değil diğer tarafta. Otel 5. Temmuz caddesinin üzerinde. Bir yanında deprem başladığında hemen yıkılan Pera rezidans, diğer…
Tumblr media
View On WordPress
8 notes · View notes
duygu-larr · 1 year
Text
Dünyanın en iyi en vicdanlı insanları ile dünyanın en ahlaksız, en kötü, en cahil, en aşağılık insanlarının birlikte yaşadığı cehennemin adıdır Türkiye.
Can dostlarımız sesiz kalma Corum Belediyesi😡🤬
11 notes · View notes
Text
Bu belediyelerin, ot biçmesine, yani aslında güzelim sarılı morlu çiçekleri ve aralarında dolaşan türlü börtüyü böceği katletme, olaylarına neden kimse dur demiyor, neden kimse sesini çıkarmıyor, bu durum kimseyi rahatsız etmiyor mu? Allah aşkına yahu otun çiçeğin böceğin kime ne zararı var? Bakın mesela az önce haberlerde izledim, el kadar bir yavru kirpi, bir vatandaşın bahçesindeki çimleri biçtiği sırada yaralanmış, diğer kardeşleri ölmüş bunun da başına üç dikiş atılmış, daha böyle biçilip giden salyangozları tırtılları falan hiç söylemiyorum... Her çim biçildiğinde benim içim yanıyor ama kimsenin umurunda değil! Biz her gün böyle üzülmek zorunda mıyız bu hayatta? Ağlamadığımız bir gün olmayacak mı bizim? Yağmurda bile her gün suladıkları uzamayan çimleri de biçiyorlar! Bıktım artık bu motor seslerinden, şu güzellikleri yok etmelerinden, her yeri batırmalarından! Bunalıma girdim artık kafayı yiyeceğim! Ne istiyorlar yeşillikten güzellikten ben anlamıyorum dertleri ne?! Koskoca ülkede hiç mi bu durumdan şikayetçi olan aklı başında mantıklı vicdanlı insan olmaz yahu? Biz bari belediyeler artık ot biçmesin, çiçekleri ve hayvanları katletmesinler diye bir imza kampanyası mı başlatsak ne yapsak? Biri bi şey söylesin bi yol göstersin artık lütfen...
2 notes · View notes
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Dün Piri Reis üniversitesinin düzenlediği engelli bireyler için "Farkındalık Yolunda" etkinliğinde görev aldım. Benim için çok farklı ve etkileyici bir deneyim oldu. Oradaki insanlarla konuşmak, bu alanda profesyonel insanlardan bu problemleri dinlemek beni çok etkiledi. Günlük hayatta bu tarz problemleri o kadar görmezden gelip kendi toz pembe dünyamızda yaşıyoruz ki! Çok karmaşık duygular içinde geçirdiğim bir gündü; hem bu projede gönüllü diğer arkadaşlarla tanıştım ve her birini çok sevip keyifli vakit geçirdim hem de dünyada bu kadar büyük bir problem varken bizim bu konu hakkında ufak bir bilgi birikimimiz bile olmadığı ve bu kadar bilinçsiz olduğumuz gerçeği altında ezildim. Engelli bireylerin çoğu ülkemizde yeterli eğitim göremiyor, diğer insanlarla tamamen eşit haklara sahip olmasına rağmen toplumdan dışlanıyorlar ve bizim ülkemiz gelin görün ki bu konu hakkında hiç bir şey yapmıyor! Şimdi bunu söyleyince diyeceksiniz ki "olur mu öyle şey her yerde engelli rampaları var, engelli bireylerin ailelerine devlet belli bir miktar ödeme yapıyor, çoğu yere tekerlekli sandalyeyle ulaşım var." evet bunlar yapılıyor ama gelin birde bunun biraz daha iç yüzüne bakalım. Bizim gördüğümüz çoğu rampayı ve asansörü genel olarak sadece İstanbul belediyesi yapıyor ve bunlar bile yeterli sayıda değil. Devletin yaptığı ödeme konusunda ise eğer ki birey %40 ve %70 arasında engelli ise ayda sadece 1500 gibi bir ödeme alıyor ki bu para bu şartlarda yetecek o da ayrı bir problem. Her birey, engelli veya değil fark etmeksizin eğitim alma hakkına sahiptir ama bu hakkın eğer temel öğretimde görme engelli bireyler için yeterli koşullar sağlanamıyorsa hiç bir anlamı yoktur. Seminer sırasında bir bireyin babası konuşmak için söz hakkı istedi ve kızının 36 yaşında olduğunu şuana kadar kızına "ÖZGEM" dışında hiç bir kuruluşun yardımcı olmadığını ilk defa böyle bir proje düzenlendiğini görüp çok mutlu olduğunu ağlayarak anlattı. Bizim ülkemizde engelli bireylerin sayısı bu kadar fazlayken ve maalesef ülkemizde bu kadar yıkıcı bir depremden sonra bu sayı oldukça artmışken nasıl 36 yaşında özel gereksinimli kızı olan bir baba böyle bir farkındalık projesine veya bu tarz bir seminere ilk defa gelmiş olabilir? bunlar sadece işin yüzeysel boyutu bir de bunun psikolojik kısmı var ki bence en zoru bu. projemizde benim görev aldığım bölümde görme engelli bireyleri anlamak açısından insanlara göz bandı takıp bir baston vererek bahçede görmeden halı üzerinde kısa bir mesafe yürümelerini istedik, Bu etkinliği en son bende denedim. O göz bandını takınca kendinize güveniniz yerinde oluyor çünkü yolu biliyorsunuz, elinizde bir baston var ve nasıl olsa kısa bir mesafe gideceğim diye düşünüyorsunuz ama bir kaç saniye sonra işler tamamen değişiyor; yön kavramınız kayboluyor, sürekli kafanızın dibinde size bir şey çarpacak gibi hissediyorsunuz, dışarıdan gelen en ufak bir insan sesi sizi o kadar rahatlatıyor ki ama bir yandan da ya sürekli ya beni görmeyip çarparlarsa diye düşünüyorsunuz, kendinizle baş başa kalıyorsunuz ve o an beyniniz bir sürü tehdit üretiyor sanki kendi beyniniz size düşman oluyor, gittikçe kasılıyorsunuz ve tek güvence kaynağınız elinizdeki bir demir parçası kalıyor. 1 dakika içinde bunları yaşıyorken bir ömür yaşasam ne yapardım gerçekten bilmiyorum. Biz belki şanslı doğmuş olabiliriz ama hepimiz potansiyel engelli bireyleriz aslında, bunun bilincinde yaşamak çok önemli. Harika bir projeydi iyi ki tesadüf eseri duyup gönüllü olmuşum. Ben bilinçlenmek için bir adım attım ve bu konunun peşini bırakmayacağım. Umarım sizlerde bir adım atarsınız ve hep beraber bir şeyleri başarırız.
2 notes · View notes
instagram
sporseverlertv
Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan'ın Edirne Belediye'sinin resmi sitesinden yaptığı açıklama;
Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan: "Cezalı pehlivanlar listesinde Cengizhan Şimşek'in ismi yoktu"
3 notes · View notes
tanerekmekci · 1 year
Text
instagram
3 notes · View notes
oyunabirazara · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media
Uzun zamandan sonra ilk defa belediye otobüsüne binecek olan Alime:
- babacım, hangi koltuğa oturacağız, koltuk numaramız kaç...
Hkhjjjj...
2 notes · View notes
diyarbakirhaberleri · 15 hours
Text
Başkan Özer: 100 gün içinde en az 5 kreş ve kent lokantasının temelini atacağım
https://www.haberidiyarbakir.com/baskan-ozer-100-gun-icinde-en-az-5-kres-ve-kent-lokantasinin-temelini-atacagim-2/?utm_source=dlvr.it&utm_medium=tumblr
0 notes
magazinxhaberler · 25 days
Text
Erdal Beşikçioğlu Sanatçıdan belediye başkanı olmaz eleştirilerine yanıt verdi
Tumblr media
Kaynak Read the full article
0 notes
nevzatboyraz44 · 2 years
Text
Tumblr media
BABAR CARPET
Babar; It is a municipality in the province of Khenkla in eastern Algeria. This type of carpet; It is a type of carpet made in the municipality. It is produced from wool and linen yarn. Babar carpet; It is one of the most famous carpets of Algeria. The carpet, which bears the same name as the municipality, displays all the genius of the ancestral folk art.... BABAR HALISI
Babar; Doğu Cezayir'deki Khenkla eyaletinde bir belediyedir. Bu halı türü; belediye yerelinde yapılmış bir halı türüdür. Yün ve keten iplikten üretilmektedir. Babar halısı; Cezayir'in en ünlü halılarından biridir. Belediye ile aynı adı taşıyan halı, ata halk sanatının tüm dehasını sergilemektedir.
51 notes · View notes
ncdtgrsy · 26 days
Text
1 note · View note
paravesiyaset · 1 month
Text
Tumblr media
Belediyeler ve Muhtarlıklar kaldırılmalı mı
Türkiye'de devrim niteliğinde reformlar gerekmekte: Önce mahalli idarelerden başlanmalı, hem particiliğin hem de israfın en yoğun olduğu kesim belediyeler. Belediyelerin kapatılması ve görevleri seçimle iş başına gelecek valilere devredilmesi gerekmektedir. Türkiye'nin acilen mahalli idareler konusunu masaya yatırması gerekmektedir.
0 notes
O veteriner hekim anlatıyor: 'Köpek' bölümünden sonra atandığım 'kedi' bölümünde de kıyım vardı, izinli olduğum gün 48 kedi birden ölmüş ve benim nöbetime yazmışlar; kutuda unutulup açlıktan ölen hayvanlar var!
Beykoz Belediyesi Hayvan Barınağı'ndaki işine son verilen veteriner Hekim Ege Kabataş'a ulaşarak görüşme talep ettim. İddialarını kendisinden dinlemek, sosyal medyada gördüğüm görüntüleri bir de ondan öğrenmek istedim…
Cereyan eden ve özellikle de tekrarlanan her olayın, eylemin, gündelik ve hatta kişiler arası meselenin dahi politik olduğuna inanlardanım.
Sıklıkla beyan ettiğimiz kadına şiddet meselesinin tamamen siyasi olduğu da bu görüşe yerinde örneklerden biri.
Evrende canlılar hiyerarşisinin en tepe noktasında konumlanan insan ve yavrusunun yaşadığı suistimalleri bu görüşten kopararak değerlendiremeyeceğimiz gibi takdir ederseniz hiçbir ayrıcalığı, koruması olmayan 'hayvanlar'a çektirilen zulmü de yürütülen politikalardan ayıramayız.
Özellikle son yıllarda 'vahşice' işlenen hayvan katliamları özellikle de 'devlet eliyle' kurulmuş 'koruma evleri', yani barınaklarda yaşananlar gündemimizde.
Daha yeni Konya'da kafasına kürekle vurula vurula öldürülen köpeklerin görüntülerini hatırlayalım lütfen burada.
Ümraniye Belediyesi'nde yaşananlar da taze…
dailymotion
Gündemde hak ettiği yeri pek bulamayan 'barınak sorunu' aklımıza ilk olarak açlıktan kıvranarak ölen kedi-köpeklerin görüntüsünü getiriyor şüphesiz.
Benim de uzun zamandır takibimde olan, dikkatimi çeken, fakat bir türlü bahsetmeye sıra gelmeyen 'politik' sorunlardan biri…
Geçen hafta gündeme Beykoz Belediyesi Hayvan Rehabilitasyon Merkezi'nde yaşanan bir olay düştü. Bilmem belki çoğunuzun gözünden kaçtı.
Haberdeki iddiaya göre, merkezde çalışan bir veteriner hekim 'içeride' yaşananların görüntüsünü almış, bu görüntüler bir şekilde sosyal medyaya, hayvan haklarını konu eden sayfalara düşmüş ve bu durumdan haberdar olan hayvan hakları savunucuları iddialara konu olan barınağın girişinde ateş yakarak bekleme eylemine başlamışlardı.
Tumblr media
Bu arada şu bilgiyi de hatırlatmam gerekir, söz konusu iddialara konu olan yerleşke, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bizzat kefil olduğu ve 'örnek gösterdiği' barınak olma özelliğinde bir kamu kuruluşu…
Haberi okuduktan sonra Beykoz'un ücra bir köşesinde yer alan ormanlık alana doğru yola çıktım. Temel amacım 'barınaklarda yaşananları' içeriden anlatan o kişiyle konuşmaktı.
Uzun ve karanlık orman yollarını aştıktan sonra büyüklüğüne şaşırdığım 'rehabilitasyon merkezi'ne ulaştım. Heybeti gerçekten de hizmetiyle alakalı bir iddia ortaya koyar gibiydi.
Kapısının önünde ateş yakmış nöbet tutan kalabalıkla biraz sohbet ettim. Anlattıklarına hiç şaşırmadım ama tabii olarak çok üzüldüm. Onlara şimdi bu yazıda değinmeyeceğim, zaten hayvan seven ve bu ülkede yaşayan herkesin vakıf olduğu sorunlardı…
Aradığım veteriner eylemde değildi ama kendisinin iletişim bilgilerine ulaştım ve bir görüşme talep ettim. İddialarını kendisinden dinlemek, sosyal medyada gördüğüm görüntüleri bir de ondan öğrenmek istedim.
27 yaşındaki veteriner hekim Ege Kabataş hâlihazırda Aksaray Üniversitesi'nde cerrahi yüksek lisansı yapan, idealist bir görüntü veren bir genç vatandaş. Mezun olduktan sonra özel sektörde veterinerlik yapmış, kendi veteriner kliniğini de açmış ama maddi olanaksızlıklar nedeniyle sürdürememiş.
Tumblr media
İş ararken meslek büyüklerinin ve hocalarının da yönlendirmesiyle 'Beykoz Belediyesi'nin veteriner hekim aradığı'nı duyuran ilandan haberdar olmuş ve başvurmuş.
Kişisel bilgileri, adli sicil kaydı, güncel sağlık raporları ve diğer evrakı istendikten sonra iki ay süreyle 'incelemeye' tabi tutulmuş. İki ay sonra mülakata çağrılmış ve sicil kaydında yer alan 1000 TL'lik para cezasının ne olduğu sorulmuş. Sosyal medya üzerinden girdiği bir tartışma sonucu 'huzuru bozmak' suçlamasıyla para cezasına çarptırıldığını söylemiş.
Bu durumun işe alımında bir sorun yaratmayacağı, önemsiz bulunduğu kendisine beyan edildikten sonra işe başlamış. Ege Kabataş'a bir oryantasyon süreci tanınmış ve o süreçte çalışmak istediği alanı kendisinin seçmesi istenmiş. En elzem ve acil ihtiyacı 'köpek' bölümünde gözlemlediği için orayı seçmiş.
Tumblr media
Barınaktaki denetime gösterilen direnç
Kafesler kapasite üzerinde (300'e yakın köpek tedavi bekliyor, 500'e yakın köpek doğal alanda beslenme ve temizlik hizmeti bekliyor) dolu, hasta ve ameliyatlı hayvanlar bir arada, açık yaralıların hijyenik ortamında ve tedavi sürecinde ciddi sorunlar tespit etmiş. Evrakın uyuşması ve talimatların uygulanmasıyla sistemli bir çalışma kurmaya odaklanmış.
"Çok emek verilmesi gereken bir sisteme dönüştü hem evraklar yazılacak hem beden gücü artacak tabii hemen huzursuzluklar, lobiler başladı" diye anlatıyor yaşadığı süreci.
Sadece tedaviye vakit ve emek harcamak değil, çalışma koşullarının değişmesine karşı oluşan dirençle de mücadele etmek gerekliliği baş gösteriyor. İşlerin artmasıyla içeride başlayan tartışmalar geceleri ev basmaya, mesai saatlerinde üzerine yürümeye kadar varıyor.
Oluşan baskılara rağmen işini yapmayanı, eksik yapanı tespit ediyor ve haklarında yasal işlem başlatmak istiyor. Her birini müdüre raporluyor.
Fakat kendisine karşı alınan tavırlar, gününde ve saatinde hayvanları beslememek veya temizlememek olarak geri dönüyor. Ve yönetim bu olaylara bir 'dur' demiyor. Dememe sebebini de 'belli bir yönetmelik olmaması' olarak gösteriyor.
O günlerde belediye 'kurban komisyonu'nda görevlendiriliyor Ege Kabataş. 40 işletmeyi denetliyor. Ve bu denetlemeler esnasında bazı işletmelerde tüberkülozlu hayvanların kurban eti olarak kesildiğini tespit ediyor.
"İmha ettirmek istedim hastalıklı organları, 'Bu etlerin de alıcısı var Afganlar'a satıyoruz, kendileri istiyorlar' dendi. Tabii kabul etmedim bu açıklamayı, fakat 'sen kim oluyorsun ya, ben senin müdürünü tanıyorum' denilerek üzerime yüründü ve gerilimin sonunda müdürün talimatıyla olay yerinden geri çekildim. Düşünebiliyor musunuz, o etler insan sağlığını tehdit ediyordu ama hiçbir yaptırım uygulamama izin verilmedi" diye anlatıyor yaşadıklarından sadece birini.
Bu olaydan sonra aldığı tüm görevleri, görev yerlerini ve yaşananları düşünmeye başlıyor Ege Kabataş:
"Yarın öbür gün yapmadığım, uygun bulmadığım bir eylemle ilişkilendirilebileceğimi düşündüm, bu olayla da her şeyi, görüntüleri de ekleyerek tutanak haline getirmem gerektiğine karar verdim."
Bu arada da barınakta sürekli bir 'hayvan kaybolması' durumu yaşanıyor. O hayvanlar nereye uçtu belirsiz! Hesabını soracak bir muhatap bile yok. Çünkü kimse hiçbir sorumluluğu üstlenmiyor.
Tumblr media
"Köpek bölümünden alındım, kedi bölümünde de kıyım vardı!"
Kabataş, işe yeni alınan bir bakıcıya, kıdemli olanın, köpekleri göstererek "Baktın direniyor, basacaksın tekmeyi, kıracaksın ağzını yüzünü" diye eğitim verdiğini, Konya'da yaşananın da bu yaklaşımla meydana geldiğini anlatıyor. Ve her gördüğü uygunsuzluğu ifşa ediyor, usulsüzlüğe itiraz ediyor. Sonra aniden "Kedi bölümünde aksaklıklar yaşanmaya başlandı" denilerek 'köpek' bölümünden alınıyor. Diyor ki: "Sonra baktım kedi bölümünde kıyım var!"
Barınağa katarakt tedavisi, kısırlaştırma gibi basit operasyonlar için gelen kediler bile ölüyor. Tabii bu da hayvanları getirenlerde doğal tepkilere neden oluyor. Ege Kabataş kedi bölümünde de bir düzenlemeye gidiyor. "İşleyiş en az köpek bölümü kadar sorunluydu" diyor.
Ölü hayvanlar günlerce yaşayanlarla aynı kafeste kalmış, bunları tespit ediyor ve tedavi düzeni başlatıyor. İzinli olduğu günün ertesinde iş başı yaptığında tedavi sürecindeki 48 kedinin öldüğünü görüyor!
Tumblr media
Öfkeleniyor. Evraka bakıyor; bir muayene, bir bulgu yok, sadece "ex" kararı var. Yasal uyutma işleminde T61 adlı bir ilaç kullanılıyor ama o ilaç envanterde dahi yok o gün. Yani bu 48 hayvan ne şekilde öldü-öldürüldü belirsiz.
Araştırınca bu ölümleri kendisinin nöbetine yazdıklarını öğrendiğini söylüyor. Ege Kabataş. "Bu olayla içeride yaşananları tespit etmeye, ilgililer hakkında tutanak tutmak için ve olay yeri tespiti için fotoğrafları çekmeye başladım. Daha sonra beni suçladılar ama ben görüntüleri yaymak için değil, sorunların üzerine gidip çözmek için çekmiştim. Zaten kurum bilgisayarında da tutanaklar ve tutanaklara iliştirilmiş söz konusu görüntüler mevcuttu" diye anlatıyor süreci.
Tumblr media
"Kutuda unutulup açlıktan ölen hayvanlar var…"
Bir gün geliyor 19 hayvan kayıp, diğer gün 6… Ne oldu bu hayvanlara kimse bilmiyor. Kimse cevap vermiyor. "Kutuyla gelmiş ve kutuda unutulup açlıktan ölen hayvanlar var ve ben sorumlu veteriner hekimim ama kimseye hesabını soramıyorum, düşünsenize" diyor Ege Kabataş. Ve bu olayları araştırmaya, hayvanı sokaktan alan arabaya kadar tespite başlıyor.
Sorumlusunu buluyor ve savunmasını istiyor, tutanaklar hazırlıyor. Çok kısa bir süre sonra da "Hakkınızda yapılan inceleme sonucu sicil kaydınızda bir suç tespit edildi ve işinize son veriyoruz" denerek binadan ve özel olarak da kayıtlara erişim şansından uzaklaştırılıyor.
Bu süreçten sonra AK Parti MKYK üyelerine, Beykoz Belediye Başkanı'na, AK Parti teşkilatına ulaştırıyor derlediği bilgileri, yaşananları anlatıyor ama karşısında konuyla ilgilenen birini bulamadığını söylüyor.
Son olarak Türkiye Veteriner Hekimleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Murat Aslan'a anlatıyor konuyu. Yaşananların korkunç olduğunu, üzüldüğünü söylediğini, ancak karşılık bulamadığını belirtiyor.
"O ana kadar haklı olduğumu, işime geri dönmem, usulsüzlükleri takip etmem ve son vermem gerektiğini düşünerek hareket ediyordum. O noktada anladım ki zaten istenmeyen şey benim bu gidişe izin vermiyor oluşum, değiştirmek istiyor oluşumdu" diyor.
Ve o süreçte, yine aynı barınakta daha önce çalışmış başka bir personelin de benzer sorunlar yaşadığını, "Çamaşır suyuyla hayvanları öldürüyorlar" iddiasında bulunarak yasal süreç başlattığını öğreniyor. Ege Kabataş da, elde ettiği bilgiler ve görüntülerle birlikte o dosyaya eklettiriyor kendini.
Ama tabii bizim görmeye ve duymaya, hatta yaşamaya aşina olduğumuz bir süreçle de hemen karşı karşıya kalıyor. "Örgütle beraber hareket ederek halkı kin ve nefrete teşvik etme" suçundan hakkında dava açılıyor. Beş yıl hapis cezası talebiyle yargılanması isteniyor. Yasal süreç dışında da, hayvan severlere 'uyuşturucu kullanıyordu' türünde itibar saldırıları süreci başlıyor.
Peki diyorum, mesleğe devam etmek istiyor musun, yoksa tamamdır uğraşamam mı diyorsun?
"Aksine" diye cevap veriyor, "Elbette mesleğimde ısrarcıyım. Veterinerlik alanında, özellikle de barınaklar konusunda büyük bir değişim gerekiyor, sivil toplum kuruluşlarının devrede olması gerekiyor."
Ve ekliyor:
"Barınak müdürü, teknisyenlere kadar herkesin altında son model arabalar, özel şoförler var, bunların incelenmesi, maaşlar belliyken nasıl bu yüksek koşulların oluşabildiğine bakılması gerekiyor. Barınaklarla alakalı sene sonu değerlendirmelerinde sadece o sene o barınakta karşılanan talepleri değerlendirilecekler. '30 bin talep gerçekleştirdik' denecek, büyük başarı! 30 bin hayvan toplanmış evet, ama sadece topal diye merkeze getirilen, tedavi bekleyen hayvan bile uyutulmuş, tabii kimse işin bu kısımlarıyla ilgilenmeyecek. Ve ilgilenmediği sürece de bu çark böyle sürecek…"
Ben de üzerine bir laf ilave etmek istemiyorum açıkçası..
Hikâye kendini yeteri kadar güçlü ortaya koyuyor! 
#5199uYaşat
#5199Uygula
#KatilBelediyeler
#TrtHaberBoykot
#TrtdeKatliamVar
#KarstaKatliamVar
#AğrıdaKatliamVar
#BarınakGerçekleri
#SivastaKatliamVar
#BelediyeGerçekleri
#BarınaktaÖlüyoruz
#KonyadaKatliamVar
#GebzedeKatliamVar
#KısırlaştırAşılatYaşat
#MamaktaKatliamVar
#TürkiyedeKatliamVar
#AnkaradaKatliamVar
#BeykozdaKatliamVar
#BarınaklarÖlümKampı
#6ıncıMaddeyiKaldırma
#DilovasındaKatliamVar
#BergamadaKatliamVar
#TrtKatliamaOrtakOlma
#AykırıToplamayıDurdur
#ÜmraniyedeKatliamVar
#BarınaklardaKatliamVar
#ArnvutköydeKatliamVar
#6ıncıMaddeyeDokunma
#HayvanaBelediyeVahşeti
#KatliamVarSusmaTürkiye
#BarınakDeğilÖlümKampı
#AzerbaycandaKatliamVar
#KısırlaştırAşılatYerineBırak
#6ıncıMaddeKırmızıÇizgimiz
#TümBarınaklardaKatliamVar
#TürkiyedeHayvanKatliamıVar
#SokakHayvanlarıSahipsizDeğil
#ÜlkedeHayvanlaraSoykırımVar
#ÖrnekBarınakBeykozdaKatliam
3 notes · View notes
gundemsivas · 1 month
Text
Tumblr media
Sivas’ın Su Sorununa İnce’den Çözüm! https://gundemsivas.com/sivasin-su-sorununa-inceden-cozum-gundem-sivas/?utm_source=dlvr.it&utm_medium=tumblr
0 notes
barkoturktv · 1 month
Link
0 notes