Tumgik
#günlerin
demvakti · 5 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Hayatın gerçekleri içimi burkuyor, bu insanca çaresizlik kırıyor umut ağacımın dallarını...
103 notes · View notes
fatih5234 · 5 months
Text
26 notes · View notes
papatyam7 · 6 months
Text
37 notes · View notes
derindeyiz · 4 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
17 notes · View notes
aswliiitb · 11 months
Text
Lgseyide atlattık artık hayat ne güzel ne güzel akskskjsjsjwjsjwjwkwkwk
17 notes · View notes
imkanlardahilinde · 4 months
Text
Günlerin Ardı – 13.01.24
Haftasonu Türkiye’den gelen yakın arkadaşlarımla birlikte geçirdiğim güzel vakitlerin ardından haftanın ilk iki günü işe odaklanmak çok zor oldu. Bu iki gün içerisinde işe gidip gelmek dışında kayda değer bir şey yapmadım. Kendimi sürekli elimde telefon sosyal medyada başkalarının yaşamlarının pasif bir seyircisi olarak sonsuz bir akışta önüme serilen ve asla ihtiyacım olmayan bir yığın dijital içeriğin karşısında boş bakışlarla koltuğun üzerinde uzanırken buldum. Kendime göre bahanelerim vardı. Zaten uzun çalışma saatleri sonunda yorgun argın ancak atabiliyordum kendimi eve; tembellik yapmak hakkımdı. Ancak mecbur bırakıldığımız çalışma hayatı ne kadar zor ve yorucu olsa da en azından ondan arta kalan zamanın kontrolünün bizde olması gerekirdi ve bu değerli zamanı ben elimde bir telefonla fütursuzca heba etmeye başlamıştım. Bu noktada, hiçbir zaman geç değildir deyip telefonu bir kenara attım ve kendi gündemimi nasıl belirleyebilirim diye düşünmeye başladım (İşin gerçeği böylesi aydınlanma anlarının çok da orijinal bir tarafı yok. Önceleri çok kez kararlar alıp bozmuş biri olarak içimdeki şüphe kurtlarını uyandırdım. Bakalım bu seferki nereye varacak.).
Gözüme masanın üzerinde duran film dergisi ilişti. Eskiden sıkı bir sinema takipçisiydim. Yeniden eski külleri alevlendirebilir miyim diyerek dergiyi satın almıştım. Şimdi bu boyalı dergiyi elime aldığımda görüyorum ki sosyal medyanın o sınırsız akışı bir şekilde bu derginin sınırlı sayıdaki sayfalarına da yerleşmişti. En fazla yüz sayfalık derginin içinde en az iki yüz filmin veya dizinin adının geçmesi beni dehşete düşürüyor. Bu kadar verili şey içerisinde hangisine odaklanabilirim.
Daha sonra uzun süredir kitaplığımda bulunan Byung-Chul Han’ın Palyatif Toplum adlı kitabını elime aldım. Kitap zaten kısa olduğu için bir oturuşta bitirdim. İlginç ve zihin açıcı bir kitap olmasına rağmen ne yazık ki dikkatimi okuma sürecinin büyük kısmında yeterince yoğunlaştıramadım. Uygun bir vakitte tekrar okuyup üzerinde düşünmek ve belki başarabilirsem hakkında bir iki cümle yazabilmek istiyorum. Yine de haftanın en anlamlı eylemi bu kitabı okumak oldu benim için. Hayatımızın kontrolünü elimize almakta atacağımız ilk adımın gerçekten sevdiğimiz şeyler üzerinde düşünmek ve bunlara zaman ayırabilmek olduğunu düşünüyorum. Kitap okumaya tekrardan küçük bir başlangıç yaparak bu adımı attım.
Son olarak da bu hafta öğünlerimdeki sebze miktarını muazzam ölçüde artırdım. Akşamları koca bir kase dolusu salata dışında bir şey yememeye karar verdim. Hayatımda ne gibi bir etkisi oldu veya olacak, bunun kısa vadede farkına varmak muhtemelen imkansız ancak yine de iyi hissettiğimi söyleyebilirim.
Bu küçük adımlarımı kutlamak için bu akşam bir bira açıyorum ve en kötü korku filmlerinden birini bulup izlemek için ekran karşısındaki koltuğuma kuruluyorum.
Esenlikle dolu günler dilerim.
4 notes · View notes
yeryuzugokyuzu · 2 years
Text
beklerken geçiyor hayat
sen de farkındasın, biliyorum
kaç kez ölüp gidiyoruz yaşarken
aynalarda kalıyor cesetlerimiz
...
Tuğrul Tanyol · Gelecek Günlerin Şarabı
40 notes · View notes
mavidenizdebouldum · 6 months
Text
Tumblr media
Birgün yaparım,birgün ederim nerden bileceksin o bir günün geldiğini, ya o bir gün hiç gelmezse.
2 notes · View notes
rottenpear · 10 months
Text
..
3 notes · View notes
velhasileyvallah · 1 year
Text
hayırlı cumalar,
sadaka verdik
salavat getirdik inşallah değil mi?
4 notes · View notes
Text
Gönlüm de öyle güzel duruyordun ki ben seni ordan uğurlamaya bile kıyamadım.
0 notes
arzuchitect · 9 months
Text
Neredeyse her zaman keyifliydi, geri kalan zamanda da uyurdu. #borisvian #gunlerinkopugu
0 notes
imkanlardahilinde · 4 months
Text
Günlerin Ardı - 20.01.24
Perşembe günkü iş yemeğinden başlamak istiyorum. Benim için son derece sıkıcı bir üç ya da dört saatti. Ama iş arkadaşlarımın hayatlarına dair bazı ayrıntılar yakalayabildim. Mesela daha önce kimsenin alkol aldığına tanık olmadığı bir arkadaşımız meğer tam bir viski tutkunuymuş. Toplum içerisinde içmiyormuş ancak. Biz kendisini vejetaryen ve alkol karşıtı biri olarak tanımıştık. Hayal kırıklığı mı demeliyim? Bu bilgiyi buraya yazmak dışında hayatımda nasıl bir noktaya yerleştirebilirim bilmiyorum. Ben bunları düşünürken tüm zamanların ve mekanların (en azından kırılgan narin demokrasisiyle övünen ve düşün dünyasında tabuların hiç de kesat olmadığı dünyanın bu kara parçasında) en sevilen konusu boş zaman aktiviteleri her zamanki gibi başımda tarifsiz ağrılara sebep olarak masaya sürüldü. Yemeklerin tatsızlığına söylenirken ara sıra da olsa yüzmeye gidip gitmediğim soruldu. Hayır, dedim. Yanıtın bununla kalmasının uygunsuz kaçacağı hissine kapılıp iyi bir yüzücü olmadığımı söyledim. Yüzmeye ilgim olsaydı herhalde bu konuda kitaplar okurdum diye düşündüm. Hakkında okumadığım hiçbir şeye ilgi duyduğumu söylemem mümkün değil. Şimdi bunu karşımdakilere nasıl açıklamalı? Masadaki herkesin bir veya birkaç hobisi vardı muhakkak. Ben de desem ki her hafta birkaç gün, o da aklıma eserse, dokuz-on kilometrelik bir yolu, ki bu hep aynı rota oluyor, yaylana yaylana üç saatte yürüyorum sonra gerisin geri dönüyorum, bu hobiden sayılır mı, ne derler bilmiyorum. Bu ulusun kutsal boş zaman bilgeliğine karşı bir kusur eylememek için ağzımı kapalı tutuyorum. Arkadaşlar arasında temcit pilavı gibi sürekli öne sürdüğüm, hobi meselesinin bir anlamda sınıfsal bir yönünün de bulunduğu hakkındaki görüşümü dile getirmek isterdim (muhtemelen bu da orijinal bir fikir değildir); ancak bu konudaki düşüncelerimi ne yazık ki sağlam bir temele dayandıramamış olduğumdan bahsi şimdilik kapatmak en iyisi olacaktır. Bu konuda derin bilgisi olanların beni de aydınlatmasını umut ediyorum.
"Birbirini çok az tanıyan bir kadınla bir erkek bir araya gelirse ne olur? Ne olacak, aşk tabii ki." Dün gece izlediğim "Suzhou Nehri" adlı Çin yapımı filmden. Dokunaklı ve hoşuma giden bir estetiği vardı. İzlenmesini tavsiye ederim. İzledikten sonra film hakkında internette arama yaptım. Film, Şangay'ın parıldayan yüzünü göstermek yerine Suzhou Nehri boyunca bulunan harabeleri mekan olarak seçtiğinden birtakım otoriteler alınganlık göstermiş ve filmin bir süre Çin'de gösterimini yasaklamışlar. Film hakkındaki aramalarım sırasında karşıma çıkan diğer başlıklar: Wang Shuo (Çinli yazar), Çin kültür devrimi (ya da büyük proleteryan kültür devrimi), büyük Çin kıtlığı ve bir dizi nahoş konu. Filmle birlikte içimde Çin'e karşı bir merak duygusunun uyandığını söylemeliyim. Deftere ekleyecek yeni bir şey daha oldu böylece.
Son olarak demeliyim ki yeminler ediliyor suçlarını aklamaya karanlık yüzlerin, dünyanın bütün kara parçalarında, Afrika hariç değil.
Uğurlar, esenlikler
1 note · View note
muro4134 · 1 year
Text
Tumblr media
0 notes
turkudostu61 · 2 years
Text
Tumblr media
0 notes
photographss-world · 2 months
Text
Tumblr media
Bugün Pazar;
Bugün, günlerin telaşı ve dünyanın bütün dertleri kenara çekilsin...
Birhan Eroğlu…
442 notes · View notes