Seni öylesine özlüyorum ki sevgilim,
Dışarıda çok hırçın bir dünya var,
Savaşlar, afetler, kavgalar
Ve hep zorlu mücadeleler
Hele de bu çetrefilli coğrafyada
Bense kollarına sığınmak istiyorum
Bana sarıldığını, beni öptüğünü,
Beni kucakladığını düşlüyorum hep
Bazen hadi gel gidelim demek istiyorum
Gitmek de kolay değil
Hadi ben gittim, seni nasıl alacağım yanıma?
Sen gidebildin diyelim
Ben yakınında olabilecek miyim?
Yeni bir hayat kurabilecek miyiz?
Ki kolay değil bilirim
Oraya gitsem burayı özlerim belki de
Burası da kolay değil sevdiceğim
Hiçbir yerdeyim ve her yerdeyim
Ağzımızın tadıyla, huzurumuzla
Neden dizimizi kırıp kahvemizi içemiyoruz evimizde
Oysa yeter de artar bile
Bu debdebeler bizi yoruyor
Ben çok yorgunum sevgilim
Ki uyuyunca da kendimi suçlu hissediyorum
Beni suçlama lütfen
Ben hep savaştım
Babam da derdi yorgun savaşçı olduğumu
Anneme babama da derdimi anlatamam ya
Gerçi onlar ne bilir
Aynı dünyada mı doğduk?
Bu sancılar bu acılar bu rahatsızlıklar çok değil mi
Biz de hak etmez miyiz bir oh çekmeyi
Bir rayına oturtmak nasip olmadı be
Sen varsın ya,
Ya sensiz olsaydım?
Kimsesizliğime hiçlik katıp
Anlamsızlıkla eriyip herkesin içinde hiçkimse olsaydım ya?
Hayat varsa umut var derler ama
Çok yıpranıyorum
Durmam gerekiyor hissediyorum
Mutlu günler gelir diye beklemeden ben onlara koşmak istiyorum
Ben durursam biter mi her şey?
Kafamı toplayamıyorum
Elimi tut, bir şey söylemesen de olur
Ben seçmedim ki evimi, ailemi
Nasıl inşa olur sıfırdan?
Biz bir ekibiz birbirimizi taşımalıyız
Ben artık kendimi taşıyamıyorum
Affet
1 note
·
View note
YAŞI 50/75 ARASI OLANLAR MUTLAKA OKUYUN
Bir solukta okuyacağınız çok güzel bir yazı.
Hepsi şahsına münhasır özel üretilmiş, yokluklar içinde yetişmiş yaralı bir nesil…....
PEKİ KİM BUNLAR?
1945 ile 1970 yılları arasında bu dünyaya merhaba demiş en genci 50, en delikanlısı 70 yaşında HALA 18’LİK DELİ TAYLAR GİBİ İDEALLERİNİN PEŞİNDEN KOŞAN HESAPSIZ BİR NESİL..?
Hiçbirinin altına hazır bez bağlanmamış…
Şeker çuvalından pantolon, canik lastikten ayakkabı giymiş…
Okulda ABD süt tozu içirilerek beslenmiş, bir garip nesil…
Hiçbirinin renkli çocukluk resmi olmamış…
Hatta hiç bebeklik çocukluk resmi olmamış…
Hiç biri kreş, dershane, özel okul görmemiş…
Ama hepsi profesörlere ders verecek kadar bilgi sahibi olan bir tuhaf nesil…
Harp görmüş, darp görmüş…
Baskı, çatışma, sorguda işkence görmüş…
Karakolda sorgu da Filistin askısını, ceza evinde isyanla tanışmış.
En azı 5 ihtilal, 6 muhtıra, 7 post-modern darbeden sağ salim paçayı yırtmış…
En azı 10 ekonomik krizden nasibini almış…
Tecrübe abidesi yoklukla terbiye edilmiş, direnç abidesi bir nesil...
Ne yaptıysa yoluyla yordamıyla kendi meşrebine uygun ahlakına yakışanı yapmış.
68’liler de 78’liler de bu neslin deli tayları, ipe sapa gelmeyen savaşçıları da bu neslin temsilcileri tarihe adlarını kanları ile yazmıştır…
Bunlar bu neslin üretim harikası mı yoksa üretim hatası mı tartışılır ama bu neslin istisnasız tamamı karşılıksız hesapsız bu vatanı sevmiş…
1950 ve 1970 yılları arasında doğanlar gerçekten özel üretim, çoğu yatılı okumuş, kardeşlik ve paylaşma duygusu zirve yapmış…
Çok kitap okumuş, en azı liseyi bitirmiş, hayatı yaşayarak öğrenmiş…
Çoğu simitçilik, olmadı ayakkabı boyacısı, tamirci çırağı, inşatta amelelik, pazarcılık hamallık yaparak okul harçlığını çıkarmıştır…
Ne ailesine ne devletine ekonomik yük olmamış, geneli bir baltaya sap olmuştur…
Muhanete muhtaç da olmamış, ezilmiş ama ezik kalmamış.
Dik durmuş dikleşmemiş kendi şahsına münhasır özel bir nesildir…
Görevini, sorumluluğunu bilen… Onuru için bir pireye bir yorgan yakan, öfkeli hırçın bir acayip nesil bu 1950 ile 1970 yılları arasında doğan dinazorlar…
İyi bakın, bunlar bu son kalan kadife ye sarılmış çelik yumruk misali yumuşak gözüküp indiği yeri dağıtan bu özel neslin öfkesinden sakının.…
Bunlara iyi bakın,Çünkü bunların nesilleri tükenmek üzere…
Bunların üretimi sonlandı…
Kullanım sureleri doldu, tedavülden kalkıyor…
Neden bu nesil özel biliyor musunuz..?
Bu neslin üzerinden silindir gibi devlet geçti…
Dozer gibi dünya milletleri geçti…
Hayat bu nesli sınadı, ama tüketemedi…
Bu nesil, ihanetin acısını, dost hançerinin sancısını, ölümüne yoldaşlığı, mezara kadar arkadaşlığı bildi…
Dostu için can vermeyi de, elindeki son lokmayı paylaşmayı da, sadakati de vefayı da bildi…
Bu nesil, katı, aksi, deli, serttir…
Bir o kadarda merttir, hoş görülü ve merhametlidir…
Bu neslin yaşarken öğrendikleri bilgi ve kaybederken edindikleri tecrübe en büyük servetidir…
Yani bu 1950 ve 1970 yılları arasında doğan dinazorlar tam bir müzelik antika nesildir…
Onun için 1950 ile 1970 yılları arasında doğmuş, hala inadına yaşayan, ana baba, amca, dayı, teyze, hala, yenge dede anneanne babaanne her neyiniz varsa değerini bilin..!
Çünkü bunlar elinizdeki son değerli hazinelerinizdir…
Oturun onlarla konuşun, dinleyin onlardan geçmişi öğrenin…
Sonra arar da bulamazsınız…
Çünkü onlar yakın tarihin son canlı kaynak kişileri, her biri iki ayaklı sözlü yakın tarih kitabıdır...
Alıntı
160 notes
·
View notes