Tumgik
#iletişim yayınları
afilimeczup · 1 year
Text
ağlayarak öğrenilen bir şey bin yıl geçse unutulmaz.
14 notes · View notes
dusunebiliyorum · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
hafiftim, güzeldim, rüya gibiydim; bakmasını bilmedi.
55 notes · View notes
emrahserbes · 2 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Çekiç ve Gül: Bir Behzat Ç. Hikayesi yakında.
21 notes · View notes
elektrobiyat · 2 years
Text
Tumblr media
Son Yıldız
1926 yılında tefrika edilmeye başlanan ve bizzat Mehmet Rauf tarafından “Eylül ’den bile kuvvetli ve şahsiyetli bir eser” olarak değerlendirilen Son Yıldız, edebiyatımızın büyük aşk romanlarından...
Geçirdiği felç sonucu sağ kolu tutmaz hale gelen ve bu yüzden büyük bölümünü eşine dikte ederek yazdırdığı bu romanında Mehmet Rauf, Şehrâh gazetesinin sahibi Fahri Cemal, Avukat Şefik Bey, onun eşi Perran ve Perran’ın gençlik aşkı Fuat İlhami arasındaki sevgi, merhamet ve çıkar dolu ilişkileri anlatırken, bir yandan balo, tiyatro, opera temsilleri üzerinden dönem İstanbulu’nun yüzü Batı’ya dönük kültür ve eğlence dünyasını, diğer yandan şehrin mimarisi ve ev içlerini de tüm canlılığıyla resmediyor.
"Ah bunu anla, diye haykırdı. Bunu anla, bunu anlamalısın. Sen ki bir romancısın, eserlerinde tahlil ettiğin bu vakaları herkesten iyi anlar, herkesten iyi takdir edersin."
5 notes · View notes
dipnotski · 16 days
Text
Oktay Özel – Kiske Kuşunun Peşinde (2024)
‘Kiske Kuşunun Peşinde’, 93 Harbi’nin ardından 1878 ile 1882 yılları arasında Batum’dan yola çıkıp Ordu’ya göçen, üç kuşak boyunca kaostan düzen ve refah çıkarmaya çalışan Çürüksulu bir Gürcü muhacir ailesinin hikâyesini anlatıyor. Katamize/Özel ailesinin o tarihten bugüne uzanan yüz elli yıllık geçmişini. Ordu şehriyle yakın kırsalı arasında her kuşakta yeniden hareketlenen, bozulan ve tekrar…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
zirvepress · 10 months
Text
Kimsenin ölmediği bir cinayet
İLETİŞİM YAYINLARI97897505349971. baskı – Mayıs 2023125 sayfa Ekmek yanarsa kül, bozulursa küf kokar. Her şey bozulduğu gibi karışır havaya. Her şey gittiği gibi kalır. Annemin kokusu önce üstümüzden gitti; sonra bu halılardan, rengini sadece babamın sevdiği koltuklardan, mutfaktaki bezlerden, eşikteki paspaslardan, tül perdelerden. Dolapta elbise bıraksaydı oradan kolay kolay gitmezdi kokusu…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kilerguvesininrafi · 2 years
Text
Oscar Wilde" BENCİL DEV"
Bir kış sabahı giyinirken penceresinden dışarı baktı. Kıştan nefret etmiyordu artık, çünkü onun sadece İlkbahar’ın uykusu olduğunu, çiçeklerin dinlenmekte olduklarını biliyordu.
Birden şaşkınlıkla gözlerini ovuşturdu, iyice baktı. Gerçekten de mucize gibi bir şeydi. Bahçenin en uzak köşesinde baştan aşağı güzel, beyaz çiçeklerle donanmış bir ağaç vardı. Dalları altın rengiydi ve onlardan gümüş meyveler sarkıyordu. Ağacın altında çok sevdiği küçük çocuk duruyordu.
.
Dev büyük bir sevinç içinde aşağıya koştu, bahçeye çıktı. Otları hızlı adımlarla yararak çocuğun yanına geldi, iyice yakınına geldiğinde yüzü öfkeden kıpkırmızı oldu ve “Seni yaralamaya kim cüret etti?” dedi. Çünkü çocuğun avuçlarında iki çivi izi vardı, ayaklarında da.
“Seni yaralamaya kim cüret etti?” diye bağırdı Dev; “Söyle bana, koca kılıcımı alıp onu öldüreyim.”
“Hayır!” dedi çocuk; “Bunlar Sevgi’nin açtığı yaralar.”
10/7
1 note · View note
cinaraslan · 2 years
Text
Tumblr media
PODCAST NEDİR?
İngilizce’de “İnternette hazırlanan ve sonradan internete kopyalanan yayın.” anlamına gelen podcast yayın yeni nesil radyo olarakta adlandırılabilir. Podcast; herhangi bir içerikte bulunan sesin elektronik cihanızınıza indirilip daha sonra herhangi bir yer veya zamanda dinlenebilmesine olanak sağlayan bir teknolojik içeriktir. Bilimden sanata, edebiyattan spora, dizi analizlerinden komik anılarınızı anlatıp sadece sohbet edeceğiniz yayınlara kadar oldukça geniş bir yelpazede farklı içerik bulabileceğiniz podcast yayın için gereken tek şey bir mikrofon veya cep telefonu ses kayıt özelliğini kullanmaktır.
İster evinizde ister stüdyonuzda podcast yayınlarınızı rahatça kaydedebilirsiniz. Podcastler orijinal ses veya görüntü kayıtları olabileceği gibi herhangi bir televizyon, radyo veya ders anlatımı gibi çeşitli programların kaydedilmiş ve sonradan internet ortamına eklenmiş yayınları da olabilir. Neredeyse artık kulaklıklara bağlı bir şekilde süren hayatlarımızda podcastler büyük önem taşır bir hal aldı. Hemen hemen herkesin otobüs beklerken, metroda veya yeni dersin başlaması için beklediği zaman dilimini değerlendirmek amacı ile kulağında mutlaka bir şeyler vardır dinlediği. İşte bunlar yediden yetmişe herkesin ilgi alanına göre bir konu bulup bağımlısı olarak gelecek yayınını iple çektiği podcastlerdir.
PODCAST İSTATİSTİKLERİ
Amerika’nın %71’i (yaklaşık 330 milyon kişi) podcast kavramını biliyor.
Amerikalıların %32’si düzenli bir podcast dinleyicisidir.
Podcast yayınları yüzden fazla dilde yapılır.
18-44 yaş aralığında bulunan kişiler podcast dinleyen kullanıcıların %67’sini oluşturur.
Podcast dinleyicilerinin %19’u dinleme sırasında yayını hızlandırmayı tercih ediyor.
En revaçta olan audio streaming platformu Spotify’dır.
PODCAST YAYINLAMA KANALLARI NELERDİR?
Ücretli ve ücretsiz yayın yapacağını bir çok kanal bulunur. Belli başlıları Spotify, Ausha, Transistor, SoundCloud, Castos, Podbean’dir. Bu konuda daha ayrıntılı bilgi almak için Podcast Yayını Kanalları Neler? isimli yazımıza göz atabilirsiniz.
1 note · View note
beleskondu · 3 months
Text
@satiridiyadis35reis Teşekkür ederim harika olmuş mersi plase
Sizi takip ediyor olmam sizden bir beklentim olduğu anlamına gelmez yada sizin benden beklenti içine girmemize müsade ettiğim anlamına gelmez sayfamda olan kişiler gibi siz beğeni yaparsınız ben sizden uygun bulduğum yayınları alırım aramızdaki iletişim bu kadar üzgünüm size çok şey vaad etmiyorum menüde bunlar var ve küçük bir not ileti atanı anında görüntü engelliyorum şimdi seçim sizin sayfamda olabilir veya gidebilirsiniz plase size tek faydam sizden aldığım yayınlar olacaktır
148 notes · View notes
hitabet · 8 days
Text
1. bir ilişki ilişmekle yetinmemelidir. kıyıya, köşeye, ucuna veya kenarına oturmakla, oturuyormuş gibi yapmakla gemi yürütülmez. üzerine oturulacak şey süngü bile olsa, tam anlamıyla oturmak şarttır.
2. ıslak olmayan bir ilişki düşünülemez.
3. aslında ilişki diye bir şey yoktur; her şey palavradır. iki insan ancak birbirlerine ilişmedikleri sürece birbirlerini yaşatabilir. birlikte değişim bir ortaçağ yalanıdır.
4. olmuyorsa olmuyor kuralı: kelek kavuna şeker serpmek kadar anlamsız bir hareket daha bulunabilir, ama bu zor olacaktır.
5. herkesin kavun yerine ayva yemeye hakkı vardır.
6. duvar çentiklerinin gölgesinin derin olacağı unutulmamalıdır.
7. söylenmeyen söz ağırlaşır.
8. herkesin kendine ait bir karanlığı olması gerektiği, tartışılmaz bir gerçektir.
9. bir ilişkide gerçek diye bir şey yoktur. dolayısıyla kaç kilo ettiği bilinemez.
10. avukatlar ve polisler, sevgiyi mülkiyet kanunlarının hükmüne sokmakta başarısızlığa uğramaya mahkumdur.
11. bedenlerin birbirine alışması söz konusudur. bu, beyinler için de geçerlidir. bu konuyla küçük mavi cinler ilgilenecektir.
12. acı çektirme sanatı gün geçtikçe ilerlemektedir.her ilişkinin amacı, bu sanatı kusursuzluğa ulaştırmak için çabalamaktır.
13. her insanın duvarları vardır. her duvarın gedikleri vardır. ilişkide dürüstlük, insanların birbirlerine verdiği ve bu gedikleri gösteren haritaların doğruluk derecesiyle orantılıdır. orantı sabiti 1.7’dir.
14. duvarlara işemeyiniz.
15. her insanın paspas olmaktan sıkılmaya hakkı vardır.
16. beklemek erdem değil, çaresizliktir.
17. insan temelde yalnızdır. üst katlar için kesin bir şey söylenemez.
18. yalnızlık paylaşılmaz. paylaşılırsa raconu kalmaz.
19. erken kalkanın kahvaltıyı hazırlaması, uzun vadede bir ütopyadan ibarettir.
20. in the long run we are all alive.
21. insan tek başına da sıkılabiliyorsa bu becerisini geliştirmelidir.
22. aslıda ilişki diye bir şey vardır. her şeyin palavra olması hiçbir şeyi değiştirmez. aşk her ilişkide bir olasılıktır. yaşam da her ilişkide bir olasılıktır. dolayısıyla aşkın ne olduğu bilinmemekle birlikte yaşam aşktır. bu madde, 3. maddeyle çelişmez.
23. diğerinin bokunu temizlemek, aşkın varlığını kanıtlamaz. diğerinin aşkını temizlemek, bokun varlığını kanıtlar.
24. metal yorgunluğu, uzun süre sıkılı kalan bir vidanın ya da bükülü duran bir levhanın yorulup kırılması gibi bir şeydir. aynı paralelde ilişki yorgunluğundan söz edilebilir.
25. ilişki, il-iş-ki değildir. fazla mesai ücrete tabi değildir. görev bilincinizi götünüze sokunuz.
26. ilişkilerde eşzamanlılık olanaksızdır. herkesin zamanı kendine göre işler. ortada tek bir dağın olması, değişik açılardan bakıldığında değişik şeyleri görüldüğü gerçeğini değiştirmez.
27. rüyalar, anılar kadar önemlidir. tabiri caizdir.
28. herkes kendi efsanesini kurmak ve yaşatmakla yükümlüdür. ancak bireysel efsaneler var olduğunda ortak bir efsane oluşturulabilir.
29. dil, iletişim kurmak için başvurulacak son amaçlardan biri olmalıdır. bir çelişki gibi görünse de konuşmak şarttır. bu, koklaşmanın ve telepatinin önemini hiçbir şekilde yadsımaz.
30. yolların uzun ve ince olması, üzerlerinde gündüz-gece gidilmesini gerektirmez.
31. her son’un nasıl olacağı en başından bellidir.
32. eğer bir ilişkinin bitmesi mümkünse bitecektir.
33. bunun birinci manifesto olması, ikinci bir manifestonun olmayacağı anlamına gelmez.
eserin başına git
bir ilişki nasıl olmalıdır birinci manifesto, cem akaş, 7, altikirkbeş yayınları, aralık 1992 1.baskı
2 notes · View notes
oguzatayinruhu · 3 months
Text
"Eylembilim" in yayınlanması da serüvenli bir öykü içerir: basımı iki aşamada gerçekleşir. Atay'ın geride bıraktıkları arasında yalnızca 40 sayfası bulunan metin, yazarın tüm yapıtlarını basmakta olan iletişim yayınları tarafından günlük notlarının arkasına eklenerek günlük ve Eylembilim başlığıyla 1987 yılında yayımlanır. Bundan onbir yıl sonra, Oğuz Atay'ın kızı Özge Atay Canbek'e posta ile gelen ve üstünde gönderenin adının bulunmadığı bir paketin içinden romanın geri kalan 74 sayfasının çıkması üzerine, yayınevi 1998 yılında "Eylembilim" i ayrı bir kitap olarak basar.
------
Yıldız Ecevit, Ben Buradayım.
3 notes · View notes
afilimeczup · 11 months
Text
babam bir sabah insanıydı... sabahı sevmeyi, sabahı kaçırmamayı ondan öğrenmiştim.
13 notes · View notes
wozwaldllik · 4 months
Text
Tumblr media Tumblr media
Aynı şekilde zorunlu eğitim sistemi de, iyi yetiştirilmiş kafalar, yerine iyice doldurulmuş kafalar oluşturmaya çalışarak, ilgiyi ve öğrenme isteğini boğar. Yaratıcı kapasitenin geliştirilmesi ile öğrenmeyi birbirine karıştırır. Öğrenci, eğitimin bir sınıftan bir üst sınıfa geçmek, yetkinin diploma ile eş anlamlı, bilginin kendini kabul ettirebildiği oranda bir değeri olduğuna, dili kullanmayı bilmenin yeni bir şey söylemeye yaradığına inanır. Bu karşı verimlilik saptamaları aygıtın kendisinin gerekliliğini yadsımaz ama onun şu andaki verimliliğini irdeler. Gelişmenin bir aşamasından sonra aygıtın temel hedefinin tersine çalıştığını gösterir: hız yavaşlar, tıp hasta eder, eğitim aptallaştırır. Aynı şekilde polis özgürlükleri savunacak yerde tehdit eder, politikacı bir düşüncenin temsilcisi olacağına onun sahibi olur...s.41
Doğasından koparılan insan emeğini değersizleştirir: Zanaatkârın ve işçinin gururu olan iyi bir iş yapma aşkı bir sosyal statü kazanmak uğruna yok olur. "Nesnel görevlerin zorlamasıyla, çağdaş işçi, doğasına aykırı bir şekilde kendisini tekdüzeliğin çarkına bırakır. Zamansız ve yersiz olduğu, örgütlenme normlarına uymadığı suçlamasıyla karşılaşmaktan korkarak girişimde bulunmaktan çekinir. Her türlü kişisel girişimden kaçar ve ürkekleşir, uygunculuğa sığınır. Ne günlük iş düzeninin ne de varoluş nedeninin dışına çıkmaya cesaret eder. Artık neyin ilginç olduğunu bilmez, ne kendinin ne de hayatın tadına varır" (Bernard Vincent) s.53
...bu çağdaş doğa savunuculuğu, ekolojizm, aynı zamanda sanayi toplumunu da sorgular. Yaşadığı ortamın, 20. yüzyılın ikinci yarısının ayrılmaz bir parçasıdır. Her şeyden önce kendini ilerlemeci Batı gerekirciliğine karşı olmakla belirler. Gerici değil tepkiseldir. Dünyayı sadece kalabalıklar ve kitleler olarak gören anlayışa karşı, duyarlı ve tek, farklı ve değişken bireyin bakış açısını aktarır. Toplumun ve evriminin peşine körü körüne takılan bu dünyada, duyarlı ve tek, farklı ve değişken doğa adına konuşur.
(...)
Ekolojizm insanın derinliğine işlemek ister, ama bunu yaparken onun yaratıcı yeteneğini serbest bırakmayı, düşgücünün zincirlerinden boşanmışcasına kopup gitmesine olanak vermeyi bilir. Günlük hayatın gerçeklerine meydan okumak ister ama sosyal gerekircilikten kaçınmayı bilir, gerçeküstü bir mükemmelciliğin ve bu sevinci yaşamanın arayışı olduğunu duyurur.
Ayağı toprağa sağlam basan ama kafası bir karış havada bir yeniyetmedir ekolojizm; toy, küstah, zayıf ve özellikle duygulu. s.120
Simonnet, Dominique. 1990. Çevrecilik. (Çev. Mehmet Selami Şakiroğlu). İstanbul: İletişim Yayınları.
5 notes · View notes
bilgeyim · 2 years
Text
Bir kadının kızı olmak ne müthiş bir şeydi. Kemerli bir burun da olsa, tek başına bir şeye benzemeyen bir işaret parmağı da, muhteşem annelerin bize sundukları bu kutsal hediyeleri ölene dek yanımızda taşıyacak olmamız, ne büyük mucizesiydi hayatın. Bu gizli alametleriyle hep "Sen bendensin" diyeceklerdi bize. "Benim hamurumdan, benim toprağımdan, benim kökümdensin. Aynı bahçenin mahsulüyüz biz." Bir kiraz ağacının sürgün verdiği yerden uzayıp günün birinde aynı çiçeği açması, aynı yaprağı büyütmesi gibi bir dalın ucunda...
| Melisa Kesmez - Bazen Bahar - Sayfa 13 - İletişim Yayınları
12 notes · View notes
mondokozmikova · 1 year
Text
Osman Kavala
19 Ekim 2017
Türkiye'nin değerli ve orijinal insanlarından biri olan Osman Kavala, Erdoğan rejimince ipe sapa gelmez birtakım gerekçelerle tutuklandı.
Osman Kavala 1974-1984 arası, yani on sekiz den yirmi sekize dek en yakın arkadaşımdı. Commodore 64'ü Türkiye'de getiren Teleteknik dergisini beraber kurduk. Sonra "arkadaşla iş yapılmaz" düsturu gereğince aramıza (kara olmasa da) gri kedi girdi. Hala görüşürüz. Zorda olduğum zamanlar gözünü kırpmadan yardımım koşmuştur.
Orijinal ve zor bir adamdır. Gençliğinde benden daha radikal şekilde devrimciydi. Türkiye'nin en büyük iş imparatorluklarından birinin başına geçtikten sonra da solculuğunu ve devrimciliğini korudu. 1983'den bu yana Türkiye'de akıl ve özgürlük yolunda yapılmış olan her güzel işin (ve bir sürü saçma işin) arkasında, açık ya da kapalı, mutlaka Osman Kavala'nın imzası vardır. İletişim Yayınları, Yeni Gündem dergisi, BirGün gazetesi, TESEV, Anadolu Kültür. Daha bildiğim ve bilmediğim neler neler.
Bir süreden beri gözaltına alınmayı bekliyordu. Almışlar. Şaşacak bir şey yok, çünkü memleketi yöneten tayfanın temsil ettiği her şeyin taban tabana zıddı olan bir insandır. Onu almayıp da kimi alacaklar?
Niyetleri belli. Ülkede aklı, kültürü, özgürlük sevgisini, evrenselliği temsil eden kimseyi yaşatmamaya kararlı görünüyorlar. Kaçırtabildiklerini kaçırtacaklar, gerisini günü geldiğinde 1915 muamelesine tabi tutacaklar. Dünyanın başına bela olacak kanlı ve vahşi bir diktatörlük adım adım kuruldu, kuruluyor.
Osman er ya da geç çıkacaktır. Umarım er olur geç olmaz. Çıktığında umarım rotayı Almanya'ya kırmaz. Burada (*) yapacak çok işimiz var.
(*) "Burada" deyimi, kasten muğlaktır. O sırada Samos'daydım.
Sevan Nişanyan
Sürgün Yazıları. Toplu Makaleler 4
2017-2019
Tumblr media
2 notes · View notes
dipnotski · 25 days
Text
Funda Sönmez Öğütle – Sanayisizleşme, Konut Siyaseti, Orta Sınıf (2024)
Funda Sönmez Öğütle, neoliberalizm deyip geçilen pratiğin kentleri nasıl değiştirdiğini ve kentler üzerinden hayatı nasıl dönüştürdüğünü, titiz bir bakışla inceliyor. Kentler, nasıl bizzat kültürel sermaye ve beğeninin nesnesi haline geldiler? “İyi yaşam arzusu”, nasıl konut ve inşaat “rüyalarına” bağlandı? Orta sınıf “ideali” nasıl kabul gördü? Toplumsal gruplar, kâh kendi benzerleriyle aynı…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes