Tumgik
#kadın cinayetleri ne zamana kadar devam edecek
Text
Tumblr media
ADALEET!!
Bizler sadece adalet istiyoruz o küçüçük çocuğun yaşadıklarını görmenizi istiyoruz, şu vicdan denilen şeyde zerre sizdede olsun olsun ki sessiz kalmayın. Kadınlar mal değildir, erkeklerin kölesi değildir. Artık kadın cinayetleri son bulsun. Kimsenin canı artık yanmasın..!!
“Ey kahraman türk kadını sen yerde sürünmeye değil omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.”
50 notes · View notes
dilsel · 5 years
Text
... ve insanlık “anne lütfen ölme” ile can çekişti, “ölmek istemiyorum” ile öldü.
45 notes · View notes
kayrquenn · 5 years
Text
Kadın cinayetleri
Susmayın! Geçen günlerde başımıza gelen üzücü olayın hala etkisindeyiz. Orada olanlar birgün farklı yerde, farklı mekanda, farklı saate... her an başınıza gelebilir...
O gün bir ruh gitti bedenlerin arasından küçük bir kız çocuğunun gözü önünde annesi gitti. Hangi psikolog iyi edebilicek o kızı? Annesini düşlemeye kalktığında o son anlar gelmeyecek mi aklına ? Annesinin boğazını tutuşu, feryadı, ağlayışı? Hanginiz iyleştirebiliceksiniz o kızın yarasını? Katil bir babası olduğunu ne zaman unutabilicek? Bir annenin ölümüyle bir kızın hayatı da mahvoldu hemde cani bir baba yüzünden...
SUSMAYIN BUGÜN SUSARSANIZ YARIN HİÇ SESİNİZİ ÇIKARTAMAYACAKSINIZ.
KENDİNİZ İÇİN, ANNENİZ İÇİN, KIZ KARDEŞİNİZ İÇİN, EŞİNİZ İÇİN, ÇOCUKLARINIZ İÇİN SUSMA!
S U S M A !!
37 notes · View notes
uyumsuzvedengesiz · 5 years
Text
Severek, görücü usulü o ya da bu şekilde bir noktada bir adamla hayatını birleştiriyorsun. Yaşamından, güveninden, inancından verip kurduğun hayat için emek harcıyorsun... Buraya kadar sıkıntı yok; sonra o hayvanoğlu hayvan senin birey olduğunu, duyguların olduğunu unutuyor. Yalnız kalıyorsun, aldatılıyorsun, sonunda anlaşamadığına karar verip yolunu ayırıyorsun. “Burada bitti, hayatımı tekrar kurabilirim” dediğin anda o adam kabus gibi hayatına çöküyor. Tacizler, tehditler, yol kesmeler -varsa- müşterek çocuğu kullanarak yine sana musallat olmalar. “Namusum” adı altında yine sana saldırmalar... “Hala seviyorumun” arkasına sığınarak senin tırnaklarınla kazandığın hayatını tekrar tekrar elinden almaya çalışmalar... En kötüsü de bu adamların seni öldürecek hakkı kendilerinde görmesi ve bunu meşrulaştırmaya çalışması...
Tüm kadınların rahat, güvenle nefes alabilmesi umuduyla....
26 notes · View notes
Text
Tumblr media
''Bir kişi öldü.“
''Bir kadın öldü.“
''Bir anne öldü.”demek kolay,
“ Benim annem öldü.”demeyi denesene...
12 notes · View notes
Text
Kız/Kadın değil misiniz hepiniz aynısınız...
Hayır efendim biz aynı değiliz,hiçbirimizin hiçbirimizle bir benzerliği yok.Hangimizin daha güzel,ince olduğuna bakmaktan insan nedir kadın nedir öğrenememişsiniz ve bir yalan uyduruvermişsiniz:"Kadın değiller mi işte hepsi aynı.."
Hayır,değil.Biraz açıklayayım;Mesela güneşin alnında evine ekmek götürebilmek için emek harcayandır kadın.Bazense içip içip gelmiş kocasının dayağını yiyip susandır kadın ve buna karşı geldiğinde ise cezaevine girendir.Bu olaya karşı çıkanlarının gözaltına alındığı kişidir kadın,öldüresiye dövülen.Ağaçlar kesilmesin diye eylem yaptığında tomalarla püskürtülendir.Bir şey başardığında önemsiz olan,doğduğunda evde bir mutluluk mu olur?Hayır,bir yas vardır adeta o evde..Kimse mutlu olmaz.Niye?Nesil devam etmez, o soyad bir başka kadına geçemez.Mutsuz olurlar,o aptal nesilleri devam edemeyecek diye kadını döverler,öldürürler.Bazense kısır olduğu için öldürülendir,üstüne kuma getirilendir.Her an tedirgindir kadınlar,acaba tecavüze uğrayacak mıyım diye kıyafetleri gayet normal olsa dahi.Bazen tacize uğrarlar,susturulurlar,öldürülürler.Ve bu reşit dahi olmayan bir kızın başına geldiğinde ise onu tacizcisiyle evlendirirler,o yaşında çocuk doğurur,çocuk.Ve tacizcisiyle evlendirilmesi yasaldır.Öyledir işte.Böyleyiz biz.Bunlara rağmen ayakta kalan da olur,dayanamayan da.Ömür boyu ya izi kalır içinde bazı şeylerin ya da canına kıyar kurtuldum sanar.Bu böyledir,burada böyledir.Adalet budur.Kadınlar,kız çocukları ölür.Ve her şey iyi olur.Onlar için..
'Hukuk sırtını dönmüşse adalete,adalet neden alet olmasın rezalete.'
Bizler aynı değiliz,bizler KADINIZ/KIZIZ.
En önemlisi bizler İNSANIZ.
2 notes · View notes
seslirumuzcom · 5 years
Text
Diyarbakır'da koca dehşeti, Çocuklarının Gözü Önünde öldürdü,
Diyarbakır’da koca dehşeti, Çocuklarının Gözü Önünde öldürdü,
Tumblr media
Diyarbakır’da koca dehşeti, Çocuklarının Gözü Önünde öldürdü,
Tumblr media
Tatli-genc.com Türkiye Haberleri
Diyarbakır’da bir kişi, 20 yıllık eşini çocuklarının gözü önünde bıçakla öldürerek yol kenarına bırakıp kaçtı. Cani koca Diyarbakır’da saklandığı evde suç aleti ile birlikte yakalandı.
Diyarbakır Bismil Üç yol mevki üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre yaklaşık 2 buçuk aydır evde şiddetli…
View On WordPress
0 notes
seslicare-com · 5 years
Text
Diyarbakır'da koca dehşeti, Çocuklarının Gözü Önünde öldürdü,
Diyarbakır’da koca dehşeti, Çocuklarının Gözü Önünde öldürdü,
Diyarbakır’da koca dehşeti, Çocuklarının Gözü Önünde öldürdü,
Tatli-genc.com Türkiye Haberleri
Diyarbakır’da bir kişi, 20 yıllık eşini çocuklarının gözü önünde bıçakla öldürerek yol kenarına bırakıp kaçtı. Cani koca Diyarbakır’da saklandığı evde suç aleti ile birlikte yakalandı.
Diyarbakır Bismil Üç yol mevki üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre yaklaşık 2 buçuk aydır evde şiddetli…
View On WordPress
0 notes
sendetakil-net · 5 years
Text
Diyarbakır'da koca dehşeti, Çocuklarının Gözü Önünde öldürdü,
Diyarbakır’da koca dehşeti, Çocuklarının Gözü Önünde öldürdü,
Diyarbakır’da koca dehşeti, Çocuklarının Gözü Önünde öldürdü,
Tatli-genc.com Türkiye Haberleri
Diyarbakır’da bir kişi, 20 yıllık eşini çocuklarının gözü önünde bıçakla öldürerek yol kenarına bırakıp kaçtı. Cani koca Diyarbakır’da saklandığı evde suç aleti ile birlikte yakalandı.
Diyarbakır Bismil Üç yol mevki üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre yaklaşık 2 buçuk aydır evde şiddetli…
View On WordPress
0 notes
barkoturktv · 5 years
Text
Bahçeli: AK Parti'yi bölmek Türkiye düşmanlarına yarar.
Tumblr media
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yeni parti iddiaları ile ilgili olarak, "AK Parti'yi bölmek Türkiye düşmanlarına yarar. Sadece bazı çevreler siyasi iktidarı yıpratmak maksadıyla bu yeni oluşumlardan bahsediyorlar." ifadelerini kullandı.. MHP'yi izleyen gazetecilere bir yemek organizasyonu düzenleyen Bahçeli, burada soruları yanıtladı: YENİ PARTİ HAZIRLIKLARI "Çok partili siyasi hayata geçtiğimiz günden bu yana yüzü aşkın siyasi parti kuruluşu oldu. Bunlardan bazıları kendi kendisini kapattı, bazıları anayasa mahkemesi tarafından kapatıldı. Bazıları ise sonuç almamakla beraber tabela olarak kaldı. Çok değişik alanlarda siyasi hayatta yıldız olabilecek toplumda önemli önderlik görevini üstlenebilecek çok kişi bu siyasi tıkanıklık ve siyasette yeni oluşumlara ihtiyaç var kavramları altında ezdiler. "SİYASİ İKTİDARI YIPRATMAK İSTİYORLAR" Kimler var derseniz, Aydın Menderes, Cem Boyner, Cem Uzan var. Say sayabildiğin kadar. Ama bunların hiçbirisi siyasette olamadı. Bunlar hiç tükenmiyorlar. Siyaset yenilenmiyor ama bunlar kendilerini yeniliyorlar. Onları yakinen takip ediyoruz. Sadece bazı çevreler siyasi iktidarı yıpratmak maksadıyla bu yeni oluşumlardan bahsediyorlar. Siyaset tıkanmıştır niye tıkansın? Ama siyasetin tıkandığı dönemde de en sessiz kalan insanlar bunlardır. Suyun durulmasını bekliyorlar. Darbe sonrası yeniden siyasi hayata dönüşte bir yer bulabilir miyim çabası içerisinde oluyorlar. "BU ANLAYIŞTAN SIYRILMALI" Siyaset bu anlayıştan sıyrılmalı. Artık fikri kristalize olmuş siyasi partiler var. Bunlar demokrasinin güçlü akım ve alanlarıdır. Burayı güçlendirmek lazımdır. Yani bir bunlar siyasetin iktidara talip olan nehirleridir. Bu nehirleri küçük dereciklere, çaylara parçalamak yerine nehirlerin debisini yükseltmek lazımdır. 'Taş yerinde ağırdır" diyerek yerinde kalmalarında fayda var. Yok siyasi iktidarın bir takım çevrelerin projesi olarak kendilerini o projenin figüranları haline getirip geriletmeye ihtiyaç yok. Yani böyle bir şey yapsalar ne olur bir siyasi partinin iktidarını engellemek için çaba göstermiş olurlar.
Tumblr media
AMAÇ CUMHUR İTTİFAKI MI? O gizlenmiş hedef. Gizlenmiş hedeflerini açığa vurmakta güçlük çekiyorlar. Ama figüranlar belli oluyor. Yeni oluşumda ülkücü isimler.. MHP yediveren gülü gibi. Yolda geçerken o gülden bir parça alıp götürmek isteyenler oluyor. Kimisi kokluyor, kimisi eziyor, kimisi atıyor. Bizde o kadar büyük adamlar kendi partisinde kalır. Kendi partisinde yer bulamayanların, büyüklüğünü tartışarak bir başka partide büyük adam olmaları mümkün değildir. Olamıyorlar. MHP bünyesi içerisinde belli arayışlarda olup sonuç alamayanların yeni arayışlara girmeleri de tabiidir. Onu engelleyecek güç yoktur bu nefsi bir harekettir. Kopuşlarda liberal olacaksın. Kalışlarda idealist olacaksın. İYİ Parti ile ilgili davetimizi yaptık. Ama 39 milletvekilinden gelen henüz yok. Gelme işareti veren de yok. Bizim de 'ille bize geleceksiniz' diye ısrarımız da yok. Bazı şeyleri zamana bırakıyoruz. Herkes her şeyi görsün diye. Siyasetin ayrık otu olarak kendimi görüyorum diyorlarsa bizim bahçeden çıksın da nereye gidiyorsa gitsinler. Ayrık otu tarlayı kurutur. Ayrık otları tehlikelidir. Siyaseti bu ayrık otlarından ayıklamak lazımdır. - Meclis aritmetiğinde değişiklik... O kadar rakamı bulacaklarına ihtimal vermiyorum. Ne yapacaklar görmek lazım. - Bülent Arınç'ın sözleri... Nefsiyle hareket eden bir siyasal yapı gözüküyor karşımızda. Biz Bülent Arınç Bey'e saygı duyarız ama Bülent Arınç Bey'i kabulde zorlanıyoruz. Türkiye'yi sıkıntıya koyacak davranışlarda artık Bülent Arınç Bey bir kenara oturmalı ya Bursa'ya, ya Manisa'ya yerleşmeli. Hukukçu hukuku reddediyor, siyasetçi olarak da kapsam dışı davranışlarla siyaseti tıkıyor. Şimdi herkes günü saati geldiği zaman sorar: Kozmik Oda'ya FETÖ'yü sokan kimdir? Hangi gerekçelerle, hangi rollerle kim neyi üstlendi oraya soktu. Ondan sonra Türkiye ne hale geldi. Genelkurmay'ın kozmik odasına girildiği dönemde üzerinde bunun tartışması yapılan bir kişinin bu davranışlarını tasvip etmiyorum, doğru bulmuyorum. Kendisine zarar vermenin ötesinde terörle mücadelede önemli katkılar sağlandığı bir süreçte AK Parti'yi baltalıyor. Bunu doğru bulmuyorum. Yani Pençe-1, Pençe-2'nin olduğu bir dönemde kala kala bir İstanbul İl başkanı olan hanımefendinin cezası konusunda siyaset üretip öbürüne sessiz kalmasını anlamak mümkün değil. Onun için kendisine olan saygımı yitirdiğimi ifade ediyorum. Sözlerine katılmam. O günden bugüne kadar bildiklerini saklayıp Canan Hanımefendi için kamuoyunu meşgul eden bir anlayışı kabul edemem. Hali hazırda bildiği birisi varsa, savcıların hepsini teker teker dolaşsın bildiği ne varsa elinde ne bulunuyorsa versin. Bundan sonra Bülent Arınç Bey'in yapacağı budur ortalığı karıştırmak değildir. Türkiye'nin şu kritik eşiğinde AK Parti'yi geriye itecek, böldürecek, tartıştıracak bir zemini düşünmek o zeminin oluşmasına katkı sağlamak ABD'ye, İngiltere'ye ayrıca da FETÖ, PKK'ya örtülü bir şekilde hizmet etmekten başka bir anlam taşımaz. Mevcut hükümeti ABD'ye karşı savunmalılar. Bolton ile Türkiye'yi boğdurmamalılar. Biz bunu yapıyoruz ve o sebepten dolayı da AK Parti'ye desteğimizi devam ettiriyoruz.
Tumblr media
"İKTİDARI DAHA FAZLA SEVMEYE BAŞLIYOR" - Diyarbakır'daki annelere devlet kapısı çağrısı... Devlet nerede? İP partisine bakarsan Devlet MHP'de.. Pençe-1'de kim var, Pençe-2 de, Pençe-3'te kim var. Mehmetçikler dağın başında ne yapar? Sınırda bu kadar asker niye bulunur. Bunları arıyorsan devlet oralarda. Kalkıp HDP'nin kapısında 'Bunlar devletin yanına varsın' diyorsun. Şimdi soruyorum, devlet olmasaydı HDP'nin kapısında hangi anne bulunabilirdi. HDP'nin önündeki her anne terörün bitmek üzere olduğu bir mücadelenin cesaretlendirdiği analardır. HDP'nin önünde evlatlarını istiyorlar. Bugün evladını isteyen yarın milletini ister, milletini ister yarın devletini ister. Bu tür lafları söyledikçe insan iktidarı daha fazla sevmeye başlıyor. "KIRIK SANDALYE ŞARKISI DİNLEYECEĞİZ" - Belediye Başkanları toplantısı Belediye başkanları toplantısı çok isabetli olmuştur. Bana göre Cumhurbaşkanı çok sabırlı hareket ediyor. Hepsini bir araya getirdi, 'taşları dökün' dedi. Kimin kucağında ne taş varsa oradaki 29 belediye hangi taşı kim attı gördüler. Bu siyasi bir birikim ve zekanın sonucudur. Önce 11 kişi olarak CHP'ye gidip, strateji belirleyip toplantıya gidenler açığa düşmüşlerdir. Kafalarında ne varsa açıkça söylemek durumunda kalmışlardır. Ümit Besen'in bir tane kırık masa şarkısı vardı, şimdi zannediyorum kırık sandalye şarkısı dinleyeceğiz hep beraber. - Yenikapı'da sergilenen araçlar Yenikapı'da geleceği yönlendiren bir ruhun yeşermesi için çaba gösterilirken 1700 araba ile orayı örtmenin bir anlamı yok. Varsa fazla bir araba al, at, sat, istediğini yap. Sergilemenin ne manası var. Bunlar siyaset olmaktan çıkmalıdır, bizi üzen budur. ABD 50 bin TIR silah vermiş, sizi hala oyalıyor. Bunlarla ilgili ağzınızdan bir cümle çıkmıyor. 1700 araba nere 50 bin TIR nere. Biraz da bu konuları düşün. - Yeni göç dalgası Bundan sonrasını artık Avrupa düşünsün. Belçika, Hollanda onların çok daha güzel yaşayacakları yerler. Buyursunlar. Burada kalkıp Avrupa'nın çığırtkanlığına kulak asıp, 'nereye gönderiyorsun' diye Türkiye'de iktidarı eleştirmek doğru bir şey değil. Kapıyı açıp göndermek bir cesaret işidir. Alacak olanda bu cesaret varsa gönder demesi lazım. "BU KONUDA İDAM GETİRİLMELİDİR" - Kadın cinayetleri Tüm üniversitelerin bunun üzerinde ciddi bir şekilde durması gerekiyor. Toplumda bu tür davranışların yaygınlaşmasının, sosyolojik, psikolojik sebeplerini gündeme getirmek gerekir. İkinci olarak da mümkün olduğu kadar önleyici tedbirler alınması gerekir. Üçüncü olarak bunu teşvik edecek davranışlardan uzak kalınmasıdır. Televizyon yayınlarında sabahtan akşama kadar kadın cinayeti, çocuk istismarını tekrarlamanın bir manası yok. Bu aynı zamanda bir eğitim meselesidir. Bu ciddi bir konudur. Bu ciddi konuyu bilimsel yönden ele alacaksınız. Fırsatı önümüze geliyor, 1 Ekim. 1 Ekim'de bu konular üzerinde durmak lazım, cezayı artırmak lazım. 1.5 yaşındaki çocuğu öldüren insanı, buna insan gözüyle nasıl bakacaksın ki, idam olmadığı için adamı serbest bırakacaksın veya cezaevinde besleyeceksin. Artık toplumsal olarak bu konuda bir mutabakatımızın olması lazım. - İdam getirilmeli mi? Eskiden beri görüşümüz budur. Bunu da getirmek lazımdır. İdam olmazsa bu işlerden nasıl vazgeçecekler. Toplumsal olayları yakından takip edebilecek kurumlar var Türkiye'de. Bunlar görevini yapmıyor. Üniversitedeki bilim insanları bunu yapmıyor. Televizyonlardaki programlara bunlar davet edilmiyor. "İÇ SAVAŞ NASIL ÇIKAR" - Erdoğan düşerse Türkiye düşer mi? Erdoğan düşerse demek Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi çökerse demektir. Ondan sonra ne olacağını tahmin edebiliyor musunuz? İç savaş nasıl çıkar, karşılıklı olaylar nasıl olur, hangi parti ne yapar... Bugün için bizim söylemek istediğimiz şey Türkiye'nin normalleşmesi lazım. Türkiye üzerindeki kuşatmalar karşısında Türkiye'yi korumak lazım.
Tumblr media
"BİZ O KONUDA KARARLIYIZ" - Af gündeme gelecek mi? Biz o konuda kararlıyız. Dışarıda bir tane rap şarkısı içerde bin tane bilmem ne... Türkiye yarın nereye gidecek. Siyasetçi olarak bunları ölçeceksin, biçeceksin. Ona göre de hareket edeceksin. Onun için yasa geldiği zaman bizim arkadaşlarımızın hazırlıklarını 49 milletvekili olarak önereceğiz. Çıkartma imkanını bulabilirsek çıkartacağız. Bulamazsak parlamentodaki partiler kendi aralarında uyum sağlasın çıkartsın diyeceğiz. Yol gösterici görevimizi yapacağız inşallah. "REVİZYONU UYGUN BULMUYORUM" - Kabine revizyonu söylentileri Ben uygun bulmuyorum. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bir yılı da çok az bir süre aşmıştır. Böyle bir ortamda yeni bir sistemi yerleştirmek için çaba sarf edileceği yerde, 'Bakanlar Kurulu'nda şunlar değişsin' gündemini taşırsanız muhalefet unsurları olarak, siz de 'muhalefetin bu isteğine cevap veriyorum' der iseniz iki yanlışı birlikte yaparsınız. İki yanlıştan da bir doğru çıkmaz. Bir; daha hizmeti yeni kavrayan Bakanları bir senede kaldırıp atamazsınız. İkincisi böyle bir yola girdiğiniz vakit aynen Yeniçeri ocağı gibi 'İstemezük' derler. Hangi bakan bir şey söylemişse muhalefet 'İstemezük' der. Ne yapacağız her gün Bakan mı değiştireceğiz. Onun için kararlı olmak lazım. İki yanlıştan bir doğru çıkmıyorsa tek doğru üzerinde yürümekte yarar vardır. Bu kadar net. Ama bu bizim işimiz değil. Biz sözümüzü söylüyoruz. Buna karar verecek olan siyasi iktidardır. Yapar yapmaz onların bileceği iş. Bana göre yanlış olur. Bakanlardan hangilerini niye beğenmiyorsunuz. Herkes bir şey söylüyor. Kimisi 'damat' kimisi bilmem nedir diyor. Bunlardan bakan değişir mi? ABD damatları nerede, İngiltere başbakanın kardeşi nerede? Orada olduğu zaman demokrasi dorukta bizde olduğu zaman rezillikte böyle şey olur mu? Onun için sabırlı ve kalıcı olmak lazım. CHP'den Faik Öztrak istedi diye Bakan değiştirilecekse biz hep beraber olarak toplanırız CHP'nin önünde, 'Faik'i istemiyoruz' deriz. Ne yapacak Faik Öztrak. "RAP ADINA DARBEYE HEVESLENENLER TÜRER" - 'Susamam' rap şarkısı Ben her şeyi takip ederim. Paragraf paragraf orada ne amaçlandığını biliyorum. Eğer o rapi yeni yetişen nesil bütünüyle parça parça kabul ederse her parçayı yönlendiren çevre Türkiye'yi karma karışık hale getirirler. Rap adına Türkiye'de darbe yapmaya heveslenen insanlar türer. O rapi iyi okumak lazım. Yazacak başka şey mi bulamadılar. Haydi söylemede becerileri var, yazmadaki becerinin onlardan olduğu kanaatinde değilim. O kadar sosyolog, psikolog, sosyal ve ekonomik yönden birikimi olan insanlar o kavramları yan yana getiremez. Birileri hazırlamış vermiş. Sen de rap okuyorsun al oku demiş. Onlar çok tehlikeli şeyler. Bazıları sanat uğruna Türkiye'yi kurban etmeye çalışıyorlar. Onlara dikkat etmek lazım.". Read the full article
0 notes
aksaminsefasi · 3 years
Text
Sağlık tehdit altında ise hiçbir şey en önemli değildir
Türkiye’nin en önemli sorunu nedir sorusunun cevabı zamana, kişiye, içinde bulunulan ortama göre değişir. Birkaç ay öncesinde benim bu soruya yanıtım eğitim iken bugün küresel ölçekte tüm insanlık için bir tehdit unsuru olan COVID-19 pandemisidir.
Bizde çok anlamlı bir atasözü vardır: “her şeyin başı sağlık” diye. Çok basit gibi görünen bu kısa cümle son 15 ayda yaşadıklarımızın bir özetidir adeta. Sağlık ”kişinin ruhen ve bedenen tam bir iyilik halinde olması” olarak tanımlanır. COVID 19 pandemisi hem bedenlerimizi hem ruhlarımızı etkiledi. Birincil olarak bedenimizi etkileyen hastalıktan dünya üzerinde 21 Nisan 2021 tarihi itibari ile 142 milyon doğrulanmış vaka saptanmış ve üç milyondan fazla insan yaşamını kaybetmiştir. Kendisinin ve yakınlarının hastalığa yakalanma  kaygısı, işini kaybetme, evde kapalı kalma, ekonomik problemler, eğitimin aksaması gibi çok sayıda toplumsal problemler her yaşta insanın ruhsal durumunu etkileyerek anksiyete, depresyon, intihara eğilim gibi birçok psikolojik bozukluğa yol açmıştır.
Günlük yaşanan bu problemler yanında, ne zaman biteceği belli olmayan pandeminin uzun dönemde de etkileri devam edecek görünmektedir. Örneğin bir yılı aşkın süredir anaokulundan üniversiteye kadar eğitimin okullarda yüz yüze değil internet aracılığı ile uzaktan yapılması nedeniyle kayıp kuşaklar yetişecektir. Hatta ülkemizde özellikle kırsal kesimde internete erişimin olmaması nedeniyle çok sayıda çocuk eğitimsiz kalacaktır. Pandemiden önceki dönemde de eğitimin birçok açıdan yetersiz olduğu, araştırarak öğrenmek yerine ezbere dayalı olduğu hepimizce bilinmektedir. Ancak okula gidememek bu durumu bile arar hale getirmiştir. Üniversitelerde özellikle pratik eğitimin çok önemli olduğu tıp, diş hekimliği, mühendislik gibi fakültelerden  pandemi döneminde yeterli pratik eğitimi alamadan mezun olacak çocuklarımız yarının doktorları, diş hekimleri, öğretmenleri, mühendisleri olacaklar. Canlarımızı onlara emanet edeceğiz. Binalarımızı onlar yapacaklar, çocuklarımızı onlar eğitecekler. Sonuçların ne olacağını kestirmek çok zor olmasa gerek. Yanlış tanı ve tedaviler, depreme dayanıksız binalar, eğitilmemiş çocuklar ile daha da kaybedilecek kuşaklar. Peki çözümü var mı bu durumun? Bu sorunları şimdiden ön görüp gelecek için çözüm önerilerinin planlanması ve özellikle eğitimdeki aksamaların telafisinin mutlaka pandemi sonunda yapılaması gerekir. Aksi halde etkisi Tsunami gibi yıllarca devam edecek olan toplumsal sorunlara yol açacaktır.
COVID 19 pandemisinin eğitimi sekteye uğratması yanında bir diğer çok önemli toplumsal etkisi ekonomi alanında olmuştur. Çok sayıda insan işini kaybetmiş, birçok işyeri kapanmış, çok sayıda aile  sosyal yardımlar olmadan hayatını idame ettiremez hale gelmiştir. Fabrika çarkları döndürülmeye çalışılsa da turizm, yeme içme sektörü gibi çok sayıda insanı istihdam eden sektörler iflasın eşiğine gelmiş, hatta iflas etmiş ve birçoğu kapanmak zorunda kalmıştır. Ekonomik sıkıntılar orta ve alt gelir grubunu daha çok etkilemiş, yoksulluk açlık sınırına dayanmış, intiharlar, aile içi şiddet ve kadın cinayetleri artmıştır. Fabrika çarkları döndürülmeye çalışılırken fabrikatörler ne pandemiden ne de ekonomik darboğazdan etkilenmiş, çarkları döndüren emekçiler bir yandan toplu taşıma, toplu çalışma nedeni ile hastalık riski ile kefen koltukta işe gitmek zorunda kalırken bir yandan hastalığı ailelerine bulaştırmış ve salgın günlük ortalama 60 bin vaka ve 350 civarında vefat ile önü alınamaz bir hal almıştır.
Tıpta “Hastalığı önlemek tedavi etmekten her zaman daha ucuz ve kolaydır” şeklinde bir aforizma vardır. Son derece doğru olan bu yaklaşım da aşılanma sayesinde çok sayıda bulaşıcı hastalık önlenmiş, kanser erken tarama programları ile pek çok kanser  erken dönemde teşhis edilerek yaşamlar kurtarılmıştır. Günümüzde gelişmiş ileri teknoloji sayesinde COVID 19 a karşı aşı çok kısa bir zamanda geliştirilmiş ve insanlığın hizmetine sunulmuştur. Aşıyı etkin olarak uygulayabilen İsrail, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelerde hastalık büyük oranda kontrol altına alınmış ve toplumsal hareketliliği azaltıcı kısıtlamalar beli bir program içinde yavaş yavaş kaldırılmaya başlanmıştır. Ülkemizde ise, zamanında gerekli bağlantıların yapılamaması nedeniyle aşı temininde çekilen güçlükler nedeniyle tabiri caiz ise aşılama kaplumbağa hızı ile sürmektedir. Yavaş aşılama bir yandan virüsun mutasyona uğramasına imkan verirken diğer yandan da bulaş riskinin artması nedeniyle artan hasta sayısına ve sağlık sisteminin aşırı yüklenmesine yol açmaktadır. Sağlık sistemindeki aşırı yüklenme sağlık emekçilerinde bıkkınlık ve tükenmişliğe yol açmakta, hastayı tedavi etmenin maliyeti ise aşı için yapılacak harcamanın kat be kat üzerinde olmaktadır. Çözüm bellidir. Yeterli dozda aşı ivedilikle temin edilmeli ve en kısa zamanda toplumun en az yüzde yetmişi aşılanmalıdır. Bu sağlanamadığı takdirde yoğun bakımlarda hasta seçmek, hastaları tedavi etmek için yeterli ilaç bulamamak durumunda kalabiliriz.
Pandemi dışında ülkemizde çok sayıda sorun vardır ve her biri de tek tek ele alındığında en önemlidir. Yetersiz ve kalitesiz eğitim, çarpık yapılaşma, betonlaşma, sulak alanların hızla azalması, küresel ısınma, insani değerlerin bozulması ve toplumsal yozlaşma, yargıya güvensizlik, gelir dağılımındaki adaletsizlik, gençlerin geleceği yurtdışında görmesi ve beyin göçü, beş milyonu aşkın mülteci nüfusunun topluma entegrasyon sorunu, terör, komşularımız dahil dış ilişkilerde yaşanan sorunlar, adam kayırmacılık, liyakatsizlik, kadın cinayetleri, ekonomik darboğaz, işsizlik, tarım ve hayvancılıkta kendine yeten ülkemin şimdi dışa bağımlı olması, plansız ve programsız çarpık kentleşme, köylerin yok olması, üretime değil tüketime dayalı bir ekonomik sistem bu sorunlardan en sık bahsedilenler ve anket şirketleri tarafından yapılan anketlerde toplumun en önemli gördüğü sorunlardandır. Bir kısmı küresel ölçekte bütün ülkeler için bir sorun iken bir kısmı bizim ülkemize özgü sorunlardır. Her birinin kendine has çözüm yöntemleri vardır kuşkusuz. Her biri bir makaleye konu olacak kadar önemlidir. Ama genel bir bakışla, doğaya saygı, birbirimize saygı, önce üretim esas alınarak, planlı ve programlı bir yönetim şekli ile  toplumsal birliğimizi sağlayarak  ve “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmamak” düsturuyla eğitime gerekli önemi vererek tüm sorunlarımızın üstesinden gelebiliriz.
Not: Bu yazı ilk kez www.akademikakil.com sitesinde yayımlanmıştır.
0 notes
kayrquenn · 5 years
Text
11 notes · View notes
kayrquenn · 5 years
Text
Kadın cinayetleri
Utanın el üstünde tutmanız gereken kadınlara zarar verdiğiniz için utanın.
Utanın kadın, çocuk, hayvan cinayetlerine, tacizlerine ses etmediğiniz için utanın.
Utanın hala idam getirmediğiniz için utanın.
Bir annenin "ölmek istemiyorum" çığlıklarına bir çocuğun "anne lütfen gitme lütfen ölme" çığlıklarına sustuduğunuz için kendinizden, insanlığınızdan, vicdanınızdan... utanın.
UTAN TÜRKİYE, SESSİZ KALAN HERKES KENDİSİNDEN UTANSIN!
Siz şimdi bağırmazsanız ilerde sizi zorla susturacaklar sessiz kalmayın 💖
8 notes · View notes