Tumgik
#imdb 7+ filmler
finansca66 · 3 months
Text
En Çok İzlenen Filmler
Film izlemeyi hepimiz çok severiz. Bunun sebebi kaliteli vakit geçirmemizi ve eğlenmemizi sağlamasıdır. Özellikle baş yapıt haline gelmiş birçok film vardır. Bunları filmvedizi sitesinden ücretsiz olarak  izleme fırsatı bulabilirsiniz.
Unutulmaz filmler izleyiciler için her zaman çok önemlidir. Çoğu kişi defalarca açıp, bu filmleri izlerler. En iyi film kategorisinde yer alan filmlerin özelliği IMDB puanınım yüksek olmasıdır. Böylelikle en iyi sinema filmleri kategorisine girmişlerdir. HD Film İzle adresinden, unutulmaz ve en çok izlenen filmleri ücretsiz olarak izleme fırsatı bulabilirsiniz. İnternetten film izlemek çok kolaydır. Boş vakitlerinizi trend olmuş filmler izleyerek, geçirme fırsatı bulabilirsiniz.
İnternetten Ücretsiz Film İzleme
Sinema tarihi boyunca,  hafızalara kazınmış ve herkesin gönlünde yer eden birçok film vardır. 50-60 sene önce çekilmiş bir filmi, internet sayesinde istediğimiz zaman izlemek mümkündür. Teknoloji insanlara her zaman kolaylık sağlamış ve her alan da çeşitli imkanlar sunmuştur. Film sektörü de bu imkanlardan biridir. Her an her yer de İnternetten istediğiniz filmi izlemeniz, mümkündür.
Arama motoruna girdiğiniz zaman film izle yazınca karşınıza birçok film sitesi çıkacaktır. Hepsi aynı kalitede bir hizmet sunmaz. Kesinti ya da donma gibi sıkıntıların olmadığı kaliteli siteleri tercih etmek gerekir. Siz de film izlemeyi seviyorsanız, internetten istediğiniz zaman film  indirebilir ya da Online olarak film izleme fırsatı bulabilirsiniz. Bu durum için sitemizden de 7/24 yardım alabilirsiniz.
0 notes
trcoffeebyefe · 5 months
Text
2023 Yılındaki Favori Filmlerim
youtube
Herkese merhabalar, yeni bir yayına daha hoşgeldiniz. Yılın son günlerine yaklaştığımız bu zamanlarda 2023 senesinde izlediğim ve en çok beğendiğim filmleri sizler için derledim.İsterseniz daha fazla beklemeden buyrun, hemen konunun detaylarına geçelim.
Bu arada yaptığım yayınları beğeniyor ve yeni yayınları kaçırmak istemiyorsanız dinlediğiniz platformlardan abone olarak tüm yayınlara anında ulaşabilir veya [patreon] üzerinden bana destek olabilirsiniz.
Her yılın sonunda izlediğim ve zaman kaybı olarak görmediğim fimleri, yıl sonu yayınlarında paylaşıyorum. 2022 yılının en iyi filmleri adında bu serinin ilk versiyonunu hazırlamıştım. Göz atmak isterseniz, onunda linkini bıraktim. Bu listeyi sizlerle paylaşırken sadece benim şahsi görüşüme göre değil imdb ve sinemalar.com’un bu filmlere vermiş olduğu puan sıralamasına göre bu listeyi oluşturdum. Bu arada filmlerin bu platformlardaki değerlendirme puanları ileride değişkenlik gösterebileceği için bu yayını hazırladığım tarih olan 27 kasım 2023 tarihi ile bu verilere ulaşıp bu yayında kullandığımı da belirtmek isterim. Gelin listemize hemen göz atalım.
Blackberry
Imdb üzerinden 7.4 puan alan Blackberry filmi, bir zamanların en başarılı telefon üreticisi olan Blackberry firmasının nasıl kurulduğunu ve bu sektörün lideri halindeyken Apple’a karşı direnemeyip nasıl bu sektörden çekildiğini ele alıyor. Teknoloji ve girişimcilik hikayeleri benim çok ilgimi çektiği için ben filmi oldukça beğendim. Eğer sizde benim gibi böyle firmaların arkaplanında ki hikayelerini merak eden biriyseniz bu filmi beğeneceksiniz diye düşünüyorum. Sinemalar.com ise bu filme 5.8 puan vermiş.
A Good Person
Listemizin devamında yer alan film “A Good Person”. Morgan Freeman’nın oynadığı filmler benim her zaman ilgimi çekmiştir. Bu filmde de bence oldukça güzel bir iş çıkarmış, film hakkında çok fazla detaya inmeden bahsedecek olursam, Allison evlenmek üzere iken nişanlısını bir kaza sonucunda kaybeder ve hayatı bir anda alt üst olur. Kendisini girdiği deprosyondan çıkamaz bir halde bulur.
Nişanlısının babası rolünde de Morgan Freeman vardır ve torununu yetiştirmekte zorluklar yaşamaktadır. Allison farkına varmadan bu kızla denk gelir ve aralarında bir arkadaşlık başlar. Bu filmde içinizi ısıtacak yapımlardan bir tanesi diyebilirim. Imdb bu filme 10 üzerinden 7 puan, sinemalar.com ise 7.5 puan vermiş.
Film müziklerinden Last Train To Clarksville benim dikkatimi çekti ve hemen spotifyda favorilerim arasına ekledim.
Are you there God? It’s me Margaret
Listemizin 3 .sırasında Are you there God? Its me Margaret” yer alıyor. Imdb’den 7.4 puan alan bu film, 11 yaşındaki Margerat’ın ailesi, arkaşları olan ilişkilerini ele alıyor. Ailesinin New yorktan, New Jersey’e yerleşmesi ile Margerat’ın hayatında da pek çok şey değişime uğruyor. Tanrıya ve dinlere olan inancını sorgularken iken anne ve baba tarafındaki bireylerin bu konudaki baskıları ile Margaretın bu konuya bakışını değiştirmeye başlıyor.
Çoğu kişi kızların izleyeceği tarzda bir film şeklinde bu filme yorum yapmış, bir genç kızın hayatını ele aldığı için sanırım pek çok kişi böyle düşünmüş. Sinemalar.com da bu filme çok az kişi oy verdiği için şu an 10 üzerinden sadece 3.5 puan almış.
Megan
Ben sürekli olarak yapay zekadan, teknolojiden ve bunların yararlı ve zararlı tarafları ile alakalı yayınlar hazırlıyorum. Bu filmde benim o yüden dikkatimi çekmeyi başardı. Chucky serisini andıran fakat bu sefer büyü gibi şeylerle değil yapay zeka kullanarak geliştirilmiş ve çocuklar için bir arkadaş olarak tasarlanmış, Megan piyasaya sürülür. Ve kendi kendine öğrenme mekanizması Megan’nın tasarlandığı sistemin dışına çıkmasına sebep olur. Tahmin edilebilir bir senaryosu olmasına rağmen, yine de konusu beni sürüklemeyi başardı. Imdb üzerinden de bu film 6.4 puan , Sinemalar.com dan ise 6.8 puan almış.
Elemental
Listenin devamında Pixar stüdyolarının piyasa çıkardığı Elemental geliyor. Ben şahsen animasyon izlemeyi çok seven biriyim ancak sürekli şarkı söylemiyor ve dans etmiyor iseler. Pixar çoğunlukla kaliteli işlere imza atıyor ve bu seferede başarılı bir işe imza atmışlar. Pixar’ın kurucusu Ed Catmull yazdığı Creativity Inc. kitabını okuduktan sonra bu filmi izlemek ayrı bir keyifli oldu. Filmimize dönecek olursak;
Her bir elementin kendine has özellikleri olduğu ve bir komünite şeklinde yaşamaya başladıkları bir Dünyada ateş elementinden olan Ember ve su elementinden olan Wade beklenmedik bir şekilde karşılaşırlar. İkisi, tam zıt elementlerden olmalarına rağmen aralarında bir aşk başlar.
Ember’ın ailesinin hayali, aile dükkanlarının başına gelmesi ve ateş elementinden birisiyle evlenmesi olsada Ember bu yolu izleyip izlememe de kararsızdır. Pixar yapımı güzel bir filme uzun süredir denk gelmemiştim ve eğer sizde animasyondan hoşlanıyorsanız bu filmi seveceğinizi düşünüyorum. Elemental, Imdb üzerinden 7 puan sinemalar.com dan ise 7.5 puan almış.
Luca
Bu kategoride bonus olarak bahsedeceğim bir diğer animasyon ise yine Pixar’ın hayata geçirdiği, 2023 senesinde değil 2021 yılında piyasa çıkan “Luca”, benim bu sene izlediğim en güzel animasyonlardan biriydi. İş yerinden bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine izledim ve oldukça beğendim. Denizde yaşamını sürdüren Luca ailesin yasaklarına rağmen karaya çıkmaya karar verir.
Karaya çıkınca insana dönüşen Luca yeni bir arkadaş edinir ve İtalyanın bir sahil kasabasında düzenlenen scooter yarışmasına katılmaya karar verirler. Hiç kimse bu ikilinin deniz canavarı olduğunu bilmemektedir. Scooter yarışının olduğu gün olaylar karışır. Sinemalar.com bu filme 8.2 , IMDB ise 7.4 puan verimiş.
Babylon
Brad Pitt ve Margot Robbie’nin başrollerini üstlendiği Babylon, 1920’lerde Hollywood’un nasıl inşa edildiğini, film sektörünün nasıl evrimleştiğini ele alıyor. O yıllarda filmlerin çekilebilmesi için neler yapıldığını, oyuncuların yaşamlarının nasıl olduğunu ele alan bu film, pek çok dalda da ödülleri toplamayı başardı. Filmin negatif olarak söyleyebileceğim tek yanı 189 dakika olması diyebilirim. Konu her ne kadar insanı sürüklesede ben tek seferde filmi bitiremedim ve iki gece üst üste izleyince filmin sonuna ulaşabildim. Imdb üzerinden de bu film 7.1 puan almayı başarmış. Sinemalar.com ise 6.5 puan vermiş.
Boogeyman
Ben bir korku filmi bağımlısı olarak bu sene çok fazla güzel korku filmine denk gelmedim. Korku filmlerinde de genellikle film ya çok iyi oluyor yada çok kötü, ortasını yakalayanına denk gelmek zor. Bu sene hoşuma giden yapımlardan bir tanesi Boogeyman oldu. Eğer mantık çerçevesinde izlerseniz filmde mantıksız olarak adlandırılabilecek çok fazla şey var. Ancak gerilim sahneleri, beni bu filme çekmeyi başardı. Görünen o ki pek çok insan bu filme çok yüksek puan vermemiş ve IMDB üzerinden bu film 5.9, sinemalar.com dan ise 5.0 puan almış.
The nun 2
Sinemalarında giderek pahalandığı bu zamanda bende sinemada izlenecek filmleri özenle seçmeye başlayanlardan biriyim. The Nun 2 benim bu sene sinemada izlediğim ve beğendiğim filmlerden biri oldu. Serinin ilk filmi, belki bir tık daha bunun üstündeydi diyebiliriz. Keza birinci filmi izlemediyseniz bazı noktaları birleştirmek zor olabilir. Aslında bu seri sadece the nun ile bitmiyor, The Conjuring Universe adında bir şirket ilk olarak 2013 senesinde Conjuring filmi ile piyasaya çıktı ardından Annabella, The nun gibi toplam 8 adet korku filmi yaptılar ve ben bir korku filmi tutkunu olarak hepsini izledim.
The nun 2’da açıkçası beni tatmin etti, bir de korku filmlerini sinemada full karanlıkta ve iyi bir ses sistemi ile izlemek insanı korku filmi moduna tam anlamıyla sokuyor. Ancak pek çok kişi bu filme yüksek puanlar vermemiş Imdb’de 5.6, sinemalar.com da ise bu film 5.9 puan almış.
Scream VI
1996 yılında piyasaya çıkan Scream (Çığlık) serisi 2011 senesinde Çığlık 4’ü çıkardıktan sonra uzunca süre ortadan kaybolmuşlardı. 2022 senesinde Çığlık 5 piyasaya çıkınca ben, bu film çıktığı gün sinemada izledim ancak çok büyük bir hayal kırıklığıydı diyebilirim. Sonrasında artık bu serinini devamını izlemem diye düşündüm fakat Çığlık 6 ters köşe yapmayı başardı. Filmde konu aslında çok fazla değişmesede konunun işlenişi ve bazı gerilim sahneleri filmi bana izletti. Keza pek çok kişi benle aynı düşünüyor sanıyorum ki IMDB üzerinden 6.5 puan , sinemalar.com’dan ise 7.3 puan almış.
Korku filmlerinden bahsederken bu sene Saw X piyasaya çıktı ve bu serinini takipçileri bu filmi kesin izlemişlerdir. Sanırım ben beklentimi çok yüksek tuttuğum için beni çok fazla tatmin etmedi, daha doğrusu filmi, serinin eski filmlerinden ayıran çok büyük bir farklılık görmediğim için beklentim aşağısında bir film oldu. Fakat IMDB bu filme 6.5 , sinemalar.com ise 7.3 puan vermiş.
Past Lives
Bu sene izlediğim aşk ve drama alanında güzel fimlerden bir tanesi Past Lives’dı. Korede çocuk yaşta birbirilerine aşık olan Nora ve Hae, Noranın ailesinin Amerikaya taşınma kararı üzerine ayrılırlar. Nora Amerikada evlenir ve bir gün Hae facebooktan Norayı bulur ve onu ziyarete gider. Bu sene izlediğim filmler arasında IMDB’de en yüksek puanı almayı başaran film bu oldu. Imdb bu filme 10 üzerinden 8 puan, sinemalar.com ise 10 üzerinden 7.5 puan vermiş.
A man called OTTO
Bir Tom Hanks hayranı olarak ben Tom Hanks’in oynadığı hiç bir filmi es geçmem. 2022 yılında piyasaya çıkan A man called OTTO, eşinin kaybeden ve emekli olan OTTO’nun hayatı oldukça negatif şekilde geçmektedir. OTTO katı kurallara sahip olan bir adamdır ve bir gün yaşadığı mahalleye taşınan çocuklu bir aile OTTO’nun bu hayata olan bakışını değiştirir.
Bu filmin Tom Hanks’in belki ortaya koyduğu en iyi yapıtlardan biri olmasa dahi, kendisi oynadığı karakteri her zaman çok iyi domine etmeyi ve izleyiciyi ekrana kitlemeyi çoğunlukla başarıyor. Bu film sinemalar.com’dan 8.4 puan, Imdb üzerinden ise 7.5 puan almış.
Full Time
Fransada yaşayan ve eşinden ayrılmış olan Julie, Pariste bir otelde temizlik görevlisi olarak çalışmaktadır. Paris çok pahalı olduğu için Parise uzak bir kasabada yaşayan Julie, hayatta kalabilmek, ailesine bakabilmek için oldukça zorlu koşullar altında hayatına devam eder. Ben filmi izlerken kendimi kaptırıp sanki film değil birinin hayatını dışardan izleyen bir gözmüşüm gibi hissettim.
2021 yılında piyasa çıkan bu film, IMDB’den 7.4 puan , Sinemalar.com’dan ise 7.1 puan almış. Bu filmi severseniz bunun ardından Netflix’te yayınlanan Barrack Obamanın başrolünü üstlendiği ve seslendirdiği Working: What We Do All Day mini dizi serisine de göz atmanızı tavsiye ederim. Toplumun en alt kesiminden en üst kesimine bireylerin çalışma hayatlarını ele alan bu diziyide ben oldukça beğendim.
The Creator
Bu sene izlediğim en iyi bilim kurgu filmlerinden bir tanesi “The Creator” filmi oldu. Sonu kolayca tahmin edelebilen cinsten bir film olsada görseller, yaratılan gelecek oldukça ilgi çekiciydi. IMDB üzerinden bu film 6.9 puan, sinemalar.com’dan ise 7.2 puan almış.
Missing
Aksiyon meraklıları için “Missing” bence güzel bir yapımdı, bir kaçırılma hikayesini ele alan missing, Sony tarafından piyasa sürüldü. Sony’nin yaptığı filmler her zaman belirli bir kalitede oluyorlar genellikle ve bu filmde pek çok sahne bilgisayar ekranında geçsede benim dikkatimi çekti. Imdb bu filme 7.1 puan, sinemalar.com ise 7.5 puan vermiş.
Dönüp Tekrar İzlediğim Filmler
Ben bazen güzel film bulamadığımda izlediğim eski filmleri tekrardan bulup seyretmeyi seviyorum. Bu sene dönüp tekrar izlediğim ilk film Wonder oldu, ardından The Intern ve çok eski bir yapım olan ama bir tavsiye üzerine ilk defa bu sene izlediğim Life is Beatiful oldukça güzel filmlerdi.
Mini Diziler
Yıllar ilerledikçe uzun soluklu dizilerdense, mini diziler benim daha fazla ilgimi çeker oldu. Daha kısa sürede bitmesi ve yıllar harcamaya gerek kalmadan sonucunu öğrenebildiğim bu diziler bana daha fazla keyif veriyorlar.
The last of US
Bu sene herkesin dilinden düşürmediği ilk dizi “The Last of Us oldu. Benimde bu sene en çok beğendiğim yapım buydu. Playstationda ki the last of us oyunundan sinemaya uyarlanan ve insanlığın büyük bir pandemi sonucunda medeniyeti kaybetmesi üzerine hayatta kalmaya çalışan Joel ve Ellie’nin hikayesini anlatan bu yapım IMDB’den 8.8 puan almış.
Lesson in Chemistry
Apple Tv+’da yayınlanan Lesson in Chemistry, 1950’li yıllarda Los Angelesta geçiyor. Elizabeth Zott çok zeki bir kimyagerdir ve bu alanda ilerlemek için tüm gücüyle savaşır ancak o dönemlerde kimya alanında kadınlara hiç bir olanak sunulmamaktadır. 8 bölümlük bu mini diziyi ben oldukça beğendim. 2023 yılında piyasaya çıkan bu yapım imdb üzerinden 8.3 puan almış.
The bear
Bir “Shameless” hayranı olarak, Shamless’da en çok beğendiğim karakterlerden bir tanesi Lip Gallagher’dı. Ve bu sefer kendisini yine Chicago’da yer alan ancak bu sefer ödüllü bir aşçı rolünde görüyoruz. Shameless’dan kopup gelmiş gibi olan bu mini dizi, abisinden miras kalan ancak neredeyse kapılarını kapatmak üzere olan restoranın başına Carmen’in gelmesi ile olaylar değişmeye başlar. Imdb bu diziye 8.6 puan vermiş.
Black Bird
Aslında geçen sene izlediğim bir dizi olan Black Bird, uzun süredir hapishane filmlerine hasret kalmış biri olarak beni oldukça tatmin etti. Uyuşturucu taciri olan James’in hapishaneye düşmesi ile hikaye başlar, kız çocuklarının öldürmekle suçlanan Larry pskiolojik sorunlara sahiptir ve bu olayları kendisinin yapmadığı savunur. James, Larry’nin bu suçu işleyip işlemediğini öğrenebilirse hapisten kurtulabilecektir. 2022 yılında piyasaya çıkan, 6 bölümlük bu mini dizi Imdb üzerinden 8.1 puan almış.
Shrinking
How I met Your Mother hayranlarının izlemeyi tercih edeceği son mini dizimiz ise Shrinking. How I met your mother’da Marshall olarak tanıdığımız Jason Segel eşini kaybeden ve kızıyla baş başa kalan bir psikoloğu canlandırıyor. Konusu biraz sıradan olarak gözüksede 10 bölümlük bu mini diziyi Jason Segel bana izletmeyi başardı. Bu diziye Imdb 8.0 puan vermiş.
Son Söz
Konuyu toparlayacak olursak, bugünkü yayında bu sene izlediğim ve hoşuma giden film ve dizileri inceledik. Umarım paylaştığım filmler sizlerinde hoşuna gider. Gözümden kaçan veya sizlerin tavsiye edeceğiniz filmler var iselerde yorumlarınızı en kısa sürede bekliyorum. Bugün de böylelikle bu yayının sonuna gelmiş bulunuyoruz. En kısa sürede yeni yayınlarda görüşmek üzere, kendinize çok iyi bakın, hoşçakalın.
Turkish Coffee Podcast Youtube Sayfası:
Turkish Coffee Podcast Haftalık Blog Sayfası:
0 notes
lfmcn · 1 year
Text
Mutlaka Listenizde Olması Gereken Uzay Konulu Filmler
Tumblr media
Uzay ve uzayda yaşam bizim için hala gizemini koruyor. Hakkında bir şeyler öğrendikçe merakımız da artıyor ve uzay konulu filmlerden daha çok zevk alıyoruz. İşte karşınızda film listenizde bulunması gereken uzay konulu filmler. Bu uzay filmlerinin sizleri farklı gezegenlere ve uzayın derinliklerine götüreceğinden eminiz. 🙂
1. Kaynak (The Fountain) IMDb Puanı: 7,3
Başlangıçta “iş yapmaz” şeklinde görülen ve birçok yapımcı tarafından karışık bulunan senaryosu ile beyninizin sınırlarını zorlayacak bir film ile başlıyoruz. Gelecek, geçmiş ve bugünden 3 ayrı hikaye sunan bir Hugh Jackman filmi diyebiliriz. Farklı zamanlardaki bu 3 erkek aşkın, uzun hayatın ve sonsuzluğun peşindedir ancak farklı hikayeler ile. 2006 yapımı, yönetmenliğini Darren Aronofsky’nin yaptığı başarılı bir film. 
2. Apollo 13 IMDb Puanı: 7,6
Astronotlar olarak Tom Hanks, Bill Paxton ve Kevin Bacon’ı izlediğimiz uzay konulu 1995 filmidir. NASA’nın yürüttüğü bir uzay görevinde oksijen tanklarından biri patlar ve ekip tekrar Dünya’ya dönmek zorunda kalırlar. Ancak Dünya’ya dönebilmek oksijen sıkıntısı çekerken çokta kolay değildir. Üstelik atmosferden geçerken uzay aracının patlama riski de var iken.
3. Yerçekimi (Gravity) IMDb Puanı: 7,7
Sandra Bullock ve George Clooney’in başrolde olduğu mutlaka izlemeniz gereken bir uzay konulu film. 2013 yılında vizyona girmiştir. İkilinin görevi sırasında beklenmedik bir felaket gerçekleşir ve uzay gemisi arızalanır. Uzay boşluğunda yalnız ve zor koşullarda kalan ikilinin hayatta kalma mücadelesi konu edilmektedir.
4. Marslı (The Martian) IMDb Puanı: 8
Mars’ta bir görevdeyken çıkan ani bir fırtına sonucu ekip Mars’tan hızlı bir şekilde ayrılmaya karar verir fakat geride öldüğünü düşündüğü bir astronot bırakarak. Mark Watney ölmemiştir ve Mars’ta tek başına yaşamaya çalışacaktır. Film oldukça akıcı, yer yer komik ve dramatik bulduğumuz kesinlikle izlenmesi gereken uzay temalı filmlerden. İzlemedim derseniz üzüleceğiniz en iyi Hapishane filmleri listemize de göz atmayı unutmayın! 😀
5. Ay (Moon) IMDb Puanı: 7,9
Astronot Sam Bell dünyamız için enerji kaynağı araştırmak için Ay’da 3 yıllık bir araştırma yapacağına dair bir sözleşme imzalar. Bu araştırma umduğundan daha zor olacaktır. Dünya ile irtibatının kopması ve yeni evi Ay’da tek başına geçirdiği onca zaman onun psikolojisini etkileyecek ve zaman zaman neden orada olduğunu sorgulatacaktır.
6. Yıldızlararası (Interstellar) IMDb: 8,6
Christopher Nolan’ın yönettiği, mutlaka izlenmesi gereken, sınırları zorlayan uzay konulu bir film ile devam ediyoruz. Yaşam, kuraklık ve iklim değişiklikleri nedeniyle tehlikeye girmiştir. Teknik bilgisi ve becerisi yüksek olan Cooper’a bir gün beklenmedik bir teklif gelir. Yeni keşfedilmiş bir solucan deliğinden geçip keşfedilmemiş yaşam alanları ve kaynaklar bulmak. Ailelerinin, dahası insanlığın güvenliği için kaşifler, geçen 1 saatin dünyadaki 7 yıla bedel olduğu bir ortamda görevi tamamlama mücadelesi vereceklerdir.
7. Uzay Yolcuları (Passengers) IMDb Puanı: 7,0
2016 yılının en iyi uzay filmleri arasında bulunan Uzay Yolcuları (Passengers),  Jennifer Lawrence, Chris Pratt, Michael Sheen, Laurence Fishburne ve Andy Garcia gibi başarılı oyuncuların bulunduğu bir kadroya sahip. Uzay gemisi Avalon, 120 yıl sürecek bir yolculukta insanları farklı bir koloniye taşımaktadır. İnsanlar ise  “uyku kapsüllerinde” uyutulmaktadırlar. Bir gün yaşanan teknik bir arıza Jim’in ve Aurora’nın uyanmasına neden olur. Uzayın derinliklerinde süzülürken ikilinin hala geçirmesi gereken 90 yıllık yolculuğu vardır.
8. Yıldız Geçidi (Stargate) IMDb Puanı: 7,1
Maliyeti fazla olacağı düşüncesiyle film şirketleri tarafından geri çevrilen bir filmde sıra. Dr. Daniel Jackson bir Mısır tarihi uzmanı arkeologtur. Bir gün araştırma yaparken başka bir gezegene açılan eski bir geçit bulur. Bir grup askerle birlikte Albay O’Neil bu yeni keşfedilmiş geçitten diğer tarafa geçerler ve eski Mısır’ı andıran yeni bir gezegenle tanışırlar.
9. Gerçeğe Çağrı (Total Recall) IMDb Puanı: 7,5
Dönemin En İyi Görsel Efekt Oscar’ının kazanmış, Arnold Schwarzenegger ve Sharon Stone gibi başarılı oyuncuların yer aldığı, 2084 yılında geçen bi kurgu-bilim filmidir. Douglas Quaid kendisine bir Mars tatili satın alır. Ancak anı transferi sırasında başına bir kaza gelir ve genç adamın zihnini altüst eder.  Artık anıları ile gerçekliğin arasında gidip gelmektedir.
10. Uzay Kovboyları (Space Cowboys) IMDb Puanı:6.4
Yönetmenliğini ve yapımcılığını Clint Eastwood’un yaptığı bir uzay konulu filmdir. Arızalı bir uyduyu kurtarmak için yola çıkan yaşları ilerlemiş dört pilotu konu alır. Uzaya gitmeyi hayal eden ancak bu zamana kadar bu fırsatı bulamayan bu dört pilot için bu son derece önemli bir görevdir.  Read the full article
0 notes
berfiiii · 2 years
Text
Bu Kasım ayı için güzel filmler izleyerek kafamızı dağıtabiliriz ᥫ᭡ᥫ᭡ᥫ᭡
Sınavlar yüzünden strese girmiş olabiliriz. Bunu en iyi film izleyerek geçirebiliriz. Sizler için seçmiş olduğum filmler var. Akşam vakti yanınızda patlamış mısır ile birlikte izlemelik filmler oluşturdum. Keyifli seyirler 🤍
⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝
Jennifer's body
IMDb puan;5,4
Korku/komedi
Tumblr media
⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝
Black swan
IMDb puan;8
Dram/gerilim
Tumblr media
⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝
Orphan
IMDb puan;7
Korku/gerilim
Tumblr media
⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝
Gia
IMDb puan;6,9
Dram/romantik
Tumblr media
⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝
Fallen angels
IMDb puan;7,6
Dram/komedi
Tumblr media
⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝
Carrie
IMDb puan;7,6
Korku/gerilim
Tumblr media
⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝
Léon: the professional
IMDb puan;8,5
Tumblr media
⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝
V for vendetta
IMDb puan;8,2
Aksiyon/bilim kurgu
Tumblr media
⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝
American psycho
IMDb puan;8
Korku gerilim
Tumblr media
⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝
The virgin suicides
IMDb puan;7,2
Dram/romantik
Tumblr media
⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝꒷۰꒷⏝ᥫ᭡ᥫ᭡ᥫ᭡ᥫ᭡ᥫ᭡ᥫ᭡ᥫ᭡
1 note · View note
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
2 notes · View notes
keyiflix · 3 years
Text
X-Men 2
Sitemize "X-Men 2" eklenmiştir. İzlemek için ziyaret ediniz. https://www.keyiflix.com/movie/x-men-2-2/
0 notes
1hdfilmizlesene · 4 years
Photo
Tumblr media
Aslan Çocuk | Film Özeti Kidd Mane, bir şerif kasabası olan Tuckerville'in batı yerleşimine girene kadar evi olmayan bir bebek aslan. Çocuk, insanlarla tanışmak ve arkadaş edinmek için başvurur ve Yargıç Ryker, Bayan Scarlet ve Suffering Kent Konseyi'nin küçük bir üyesi olan Bayan Clarabelle Tuckerville'in kararıyla yeni bir şerif haline gelir. Macera bundan sonra başlar.
0 notes
boceksizbiryer · 4 years
Text
Evde yapılabilecek 50 aktivite
Merhaba arkadaşlar, bildiğiniz üzere dünya genelinde pandemi haline gelen Covid-19 virüsü sebebiyle kendimizi mümkün olduğu kadar evde tutmamız gerekiyor. Sorun küresel, mücadele ulusal.
Evde kaldık, canım çok sıkıldı ve yapacak hiçbir aktivite yok diyenler, sizler için vakitlerinizi boş geçirmemenizi sağlayan evde yapabileceğiniz hem faydalı hem de eğlenceli 50 tane aktivite derledim. İyi eğlenceler :)
1)  Film izle ya da bir diziye başla (Listen yoksa IMDB ve Letterboxd gibi siteleri kullanabilirsin)
2) Yapboz yap (1000 parçalık yapbozları deneyebilirsin çok vakit öldürüyor hem de eğlenceli)
3) Mors alfabesini ezberle
4) Islık çalmayı öğren ya da evinde varsa bir enstrüman çalmayı öğren
5) Sevdiğin filmlere puan verip liste oluştur (IMDB ve Letterboxd kullanabilirsin)
6) Sevdiğin şarkıları söylemeye çalış ve sesini kaydet (Karaoke de yapabilirsin, çok eğlenceli)
7) Farklı şairlerin şiirlerine göz at, hatta kendin bir tane şiir yazmayı dene
8) Youtube üzerinden stand-up gösterileri seyret
9) Bir müzik programında kendi elektronik şarkını oluştur (Mobil için de uygulamalar bulabilirsin)
10) Haritayı aç ve hakkında pek bilgi bilmediğin bir ülkeyi seçip tarihini araştır
11) Egzersiz ve kardio hareketleri yap (Bu konuda bir sürü video bulabilirsin)
12) Uzun zamandır ertelediğin o kitabı eline al ve okumaya başla
13) Kendi hikayeni yaz. Wattpad gibi platformlarda paylaşabilirsin istersen
14) Odanı kendi isteklerin doğrultusunda baştan dekore et
15) Sesli kitap dinle
16) Öğrenmek istediğin bir dilde temel konuları öğren ya da kendini geliştir
17) Başka alfabeleri öğren (Kiril alfabesini öneririm)
18) Spotify ya da benzeri platformlardan İngilizce dışındaki yabancı dillerde şarkılar keşfet ve dinle
19) Kodlama dili öğren (Python ile başlayabilirsin)
20) Telefonuna ya da bilgisayarına oyun indir ve oyna
21) Sevdiğin bir çizgifilm karakterini çizmeye çalış (Anime karakteri de olabilir)
22) Dolabını ve masanı düzenle. Hem daha şık görünür hem de karışıklıktan kurtulur
23) Belgesel izle (TLC ve Discovery belgesellerini önerebilirim)
24) Radyo dinle
25) Biraz hayal gücünü kullan ve hayalindeki evi çiz
26) Google Earth kullanarak farklı ülkeleri gez
27) Güneş sistemimizdeki diğer gezegenler hakkında bilgiler öğren
28) Origami yap
29) Uzun zamandır konuşmadığın kişilere bir “Selam” mesajı yolla
30) Yoga ya da meditasyon yap
31) Satranç tekniklerini araştır ve “Chess” uygulaması gibi satranç uygulamaları ile bu teknikleri uygula
32) Vikipedi uygulamasını indir ve “Rastgele” seçeneğini kullanarak rastgele bir konu hakkında bilgi edin
33) Tumblr, vakit geçirebilmek için çok güzel bir platform. İstersen arkadaşlarınla konuş, reblog yap ya da bir şeyler yaz
34) Dünyanın çeşitli yerlerinde ya da ülkemizde yer alan müzeleri sanal müze siteleri yardımıyla gez
35) Eline bir test kitabı al ve biraz test çöz
36) Boş bir defteri, bir ajanda defteri haline getir (Nasıl yapıldığını öğrenebilirsin)
37) Arkadaşlarınla Gartic.io oyna (Çizim tahmin etme oyunu)
38) Eğer varsa evcil hayvanınla oyunlar oyna ve onunla ilgilen
39) Mutfakta vakit geçirip yemek yapabilirsin (İnternetten farklı tarifler öğrenip uygulayabilirsin)
40) Boyama yap (Evinde bir boyama kitabı varsa onunla uğraşabilirsin)
41) Cilt bakımı yap (Cinsiyetin farketmiyor. Araştırınca bulabileceğin bir sürü bakım yöntemleri var)
42) Temizlik yap (Malum konudan ötürü temiz olmamız çok önemli)
43) Bir fincan kahve iç ve ardından yarım saatlik bir öğle uykusu geçir (Seni çok zinde tutacaktır)
44) TEDx gibi konuşmaları izle. (İnsanların başarı öykülerini dinledikçe motivasyon kazanacaksın)
45) Bulmaca çöz (Sudoku da yapabilirsin, ya da bulmaca oyunu indirip oynayabilirsin)
46) Beatbox yapmayı öğren
47) Kitap, dizi ya da film incelemesi yaz (Çıkarımlar ve yorumlar yapmanı kolaylaştıracaktır)
48) Slowly ya da Bottled indir ve tanımadığın birisiyle uygulama üzerinden mektuplaş (Yabancı insanlarla yaparsan dil geliştirebilirsin hem)
49) Cep telefonunu daha düzenli ve estetik bir hale getir (Benzer uygulamaları bir klasörde topla ve kendi zevkine göre kişiselleştirme yap)
50) Diksiyon geliştirme egzersizleri yap (Bulabileceğin bir çok yararlı egzersiz var)
Bonus: Bu gönderiyi reblog yaparak takipçilerinle paylaş ve onların da evlerinde sıkılmamaları için 50 tane aktivite öğrenmesini sağla.
Çok uğraştım bu kadar aktivite bulurken ama her şeyi devletten beklememeliyiz. Bizler de kendimizi mümkün olduğu kadar evde tutarsak bir o kadar da bu durumu hasar almadan ya da hasar vermeden atlatırız.
#EvdeKal
510 notes · View notes
1filmizlex · 7 years
Text
Canavar – Cloverfield Türkçe Dublaj
Canavar – Cloverfield Türkçe Dublaj
View On WordPress
1 note · View note
Text
Olli Maki'nin En Mutlu Günü Türkçe Dublaj İzle
Olli Maki’nin En Mutlu Günü Türkçe Dublaj İzle
View On WordPress
1 note · View note
muhaibb · 4 years
Photo
Tumblr media
Bir Film Bir Kare #267 – The Lord of the Rings : The Fellowship of the Rings (2001)
Film Notu : 7/10
Sebebini bilmiyorum ama çok bilinen seri halindeki filmlerin bir çoğunu ya hiç izlememişimdir ya da serinin hepsini bitirmemişimdir. Yüzüklerin Efendisi de bu filmlerden bir tanesi.
Seriyi izleyenlerden çoğunun hayranı olduğu, diğer kısmının çok beğendiği, imdb top 250 listesine serinin üç filmini de üst sıralardan sokmayı başarabilmiş bir uyarlama Yüzüklerin Efendisi. Kitapları çok sevilen film ve diziler piyasaya diğer filmlere göre bir adım önde girip daha çok seviliyor şüphesiz ancak Yüzüklerin Efendisi görünen o ki film olarak çok daha fazlasını başarmış seyircilerinin gözünde. Bunu anlamak için  sinemaseverlerin olduğu toplu bir ortamda bu filmi beğenmediğinizi söylemeniz yeterli olacaktır sanırsam. Üzerinize doğru mutlaka hışımla gelen eleştiri okları olacaktır diye tahmin ediyorum. :)
Yukarıda bir karesini paylaştığım filmimiz serinin ilk filmi olup Imdb Top 250’de 8.8 gibi yüksek bir puanla 11. Sırada yer almakta. Ben serinin henüz iki filmini izlemiş bulunmaktayım ve yorumlarımı bu noktadan yapıyorum. İzlediğim ve anladığım kadarıyla aslında Yüzüklerin Efendisi üç parttan oluşan tek bir film. Konu uzun ve detaylı olması sebebiyle de giriş, gelişme ve sonuç olmak üzere üçe ayrılmış. Henüz sonuç kısmını görmesem de ilk iki film bana böyle hissettirdi diyebilirim. İlk film neredeyse 3 saat olmasına rağmen kendini çok rahat izlettiriyor. Bana kalırsa işin açıkcası güzel de bir giriş bölümü yapmışlar. Ancak ilk filmin bu kadar çok övgüyü hak edip en üst sıralarda kendine yer bulması hakkında epey şüphelerim var. Çoğunluğunsa benimle aynı fikirde olmadığını görerek ve saygı duyarak iyi seyirler diliyorum efendim. 
6 notes · View notes
veni-vidi-yedi · 4 years
Text
Rica etsem yukarı kaydırır mısınız?
Hepimiz birer bağımlıyız. Biz bağımlıyız. Hepimiz bir şeyleri kanıtlama bağımlısı, beyan etme bağımlısı, önce ben gördüm bağımlısı, ben de oradaydım gördünüz mü bağımlısıyız.
Aslında her şey tanıdığımız ve tanımadığımız insanlar tarafından takip edilmemizle başladı ve bu sayede hepimiz birer yayın istasyonuna dönüştük. Hepimizin her konuda bir fikri var. Herkes uzman, herkes içerikçi, herkes kişisel gelişimci, herkes... bir şey. Dünyada herkesin bu kadar vasıfla dolu olduğu başka bir zaman dilimi yok.
Tumblr media
Teknoloji bizi anlık mutluluklarla tatmin ediyor. Bir şey olacaksa hemen şimdi olsun, hemen şimdi mutlu olalım, ne kazanacaksak hemen şimdi kazanalım istiyoruz. Kimseye karşı sabrımız veya tahammülümüz yok. Sadece bizim söylediklerimiz ve yaptıklarımız doğru.
İnsanları dinlemiyoruz. Karşımızda oturup konuşan kişiyi dinlermiş gibi yapmamızın nedeni, konuşma sırasının bir an önce kendimize gelmesini beklemek. Tabi o sırada gözümüz masadaki telefonumuzda, çünkü aklımız son koyduğumuz fotoğrafa gelen beğeni sayısında. Biriyle konuşurken bile bunu düşünüyoruz.
Tumblr media
Birkaç saatliğine bile telefonsuz kalsak panik atak geçiriyoruz. Gece story’lere bakmadan uyumuyor, ben uyurken neler dönmüş diyip telefonu kurcalamadan sabah yataktan kalkmıyoruz. Uyandığımızda telefonumuzda göreceğimiz “1 bildirim” bile bizi heyecanlandırıyor. Hiçbir bildirim gelmemesi güne mutsuz başlama sebebi...
WhatsApp’ı ve Instagram’ı silsek dünyada tanıdığımız herkes bizi unutacak zannediyoruz. Hatta bazen bu iki uygulama çöktüğünde sevinenlerimiz bile oluyor; umarım bu sefer kalıcıdır diye :) Sosyal medyada hiçbir paylaşım yapmıyorsak aslında yaşamaya değer bir hayatımız yok olarak algılanıyor. Çünkü yaşanabilir bir hayatın olduğunu ve yaptıklarını mutlaka duyurman gerek.
Tumblr media
“Hayatta olan biten ne varsa haberim olmuyor, her şeyi kaçırıyorum” hissiyle yaşıyoruz her saniye. Çoğunluk hangi film veya diziyi izliyorsa onu izliyor, ne yiyip içiyorsa onu yiyip içiyor, nereleri geziyorsa oraya gidiyor, ne yapmak istiyorsa onu yapmak istiyoruz. Ama bir yandan da herkesten “farklı” olmak, görünmek istiyoruz. Ne kadar ironik değil mi?
Başkalarıyla sürekli bir “rekabet” halindeyiz. O bunu yaptıysa ben de yapmalıyım, hatta daha iyisini yapmalıyım, onlar buraya gittiyse ben de gitmeliyim, hatta daha iyi bir yere gitmeliyim. Yeter ki eksik kalmayayım... Bir şeyi gerçekten istediğimiz için mi yapıyoruz, yoksa birilerine göstermek için mi yapıyoruz? Biz bile ne yaptığımızdan emin değiliz.
Tumblr media
Aslında kötü bir gün geçirirken, o “anlık” gülümseyip selfie çekiyor ve Instagram’a koyuyoruz ki, ileride baktığımızda o günkü mutsuzluğumuzu değil, mutlu olduğumuz o an’ı hatırlayalım. Kendimize büyük bir illüzyon yarattık. Günlük hayatta konuşmadığımız, sevmediğimiz ve hatta nefret ettiğimiz insanları takip etmekten, beğenmekten, stalk’lamaktan vazgeçmiyoruz. 
İşte toplumdaki psikolojik rahatsızlıkların, anksiyetenin ve huzursuzluğun artmasının en büyük nedenlerinden biri de bu, ne yaptığını bilmeme, yetersizlik ve olmamışlık duygusu.
Artık kendi kişisel beğenilerimiz ve tercihlerimiz yok. O an popüler olan şey her ne ise anında onu tüketiyor, sistem bize ne veriyorsa onunla yetiniyoruz. Son dönemde bunun en güzel örneği ise Netflix... Birisine film veya dizi tavsiyesi verdiğimizde ilk sorusu “Netflix’te var mı?” oluyor. Çünkü kaliteli yapım sayısı sınırlı olan bu platform bizlere öyle bir rahatlık sundu ki, dışarıda kalan ve belki de hayatımıza yön verecek milyonlarca filmi, diziyi, belgeseli araştırıp bulmak gözümüzde büyüyor. 
Popüler kültürün dışına çıkmak işimize gelmiyor. Belki de etrafımızdaki çoğu kişiyle konuşacak bir sohbet konusu bulamıyoruz ve onlarla aynı dili konuşabilmek için hala takip ediyoruzdur bu platformu.
Tumblr media
Küçük Prens’in de söylediği gibi “sayılar”a karşı takıntımız var. (Bu arada bu kitabı çocuk kitabı diye hala okumayanlar varsa fena halde yanılıyorlar onu söyleyim :)  
“Büyükler sayılardan hoşlanır. Onlara yeni bir dostunuzdan söz açtınız mı, hiçbir zaman size önemli şeyler sormazlar. Hiçbir zaman: ” Sesi nasıl? Hangi oyunu sever? Kelebek toplar mı?” diye sormazlar. “Kaç yaşındadır? Kaç kardeşi var? Babası kaç para kazanır?” diye sorarlar.”
Birileri tarafından her daim yönlendirilmeye ihtiyaç duyduğumuz için gerçek hayatta olduğu kadar dijital hayatta da “sayılar” bizim için çok önemli. Beğeni sayısı, izlenme sayısı, takipçi sayısı, imdb puanı... İnsanları, sahip oldukları bu sayılara göre zihnimizde sınıflandırıyoruz.
Kalitesiz ve vasat şeylerin günüm��zde “trend” olmasının nedeni de işte bu sayılar. İhtiyacımız olmayan ürünlere bile sırf sosyal medyada yüz binlerce takipçisi olan kişiler reklamını yapıyor diye bizler de sahip olmak istiyoruz. Sadece “yukarı kaydır”mak yeterli :) Çünkü bize sürekli bir şeyler pazarlanmalı ve satılmalı. İnsanlık var olduğundan beri buna programlandık.
Tanımadığımız insanların bize hiçbir faydası olmayan “sıradan” hayatlarını sırf çok fazla izlendiği için biz de izlemeye bayılıyoruz. Imdb puanı 7’nin altında olan filmleri izlemek vakit kaybı gibi geliyor. Halbuki o filmler arasında hayatımıza dokunacak filmler olabileceğini düşünemiyoruz mesela.
Dijital dünya sayesinde artık hepimiz her şey hakkında sınırsız sayıda bilgiye ulaşabiliyoruz. Ancak bir yandan da gerçek hayatla ilgili deneyimlerimiz azalıyor. Eskisi kadar anı biriktiremiyoruz. Sevdiklerimizle olan yaşanmışlıklarımızın yerini yukarıda bahsettiğim “bağımlılık” ve bu durumun getirdiği “yalnızlık” aldı.
Sahiden biz ne yapıyoruz? Amacımız tam olarak ne? Yaptığımız şeylerin farkında mıyız? Kendimiz olmayı, hayatta her şeye yetişemeyeceğimizi ve bu durumu kabullenmeyi ne zaman öğreneceğiz? 
Bundan sonra bir şeyler değişecek mi? Elbette hayır. 
Teknoloji ve dijitalleşmeyle beraber dünya artık eskisinden çok farklı. Haliyle biz de değiştik, değişiyoruz.
Tumblr media
Dünya üzerinde bugüne kadar 110 milyar insan yaşamış ve ölmüş. Yüz on milyar... Hayata kalıcı bir eser bırakmadıysak %99'umuz hiç yaşamamış gibi sadece istatistik olarak kalacak. Hayat biz olmadan da aynen devam edecek. İnsanlar doğacak, büyüyecek, kendi anılarını yaşayacak, gülecek, ağlayacak, aşık olacak, sevişecek, gezip tozacak...
Bir şeylere fazla anlam yüklemeden yaşarsak, kendimizi daha “özgür” hissetmemiz kaçınılmaz. Evet, bunu yapabiliriz! :)
3 notes · View notes
buizlenir · 6 years
Text
Depresyonda olanlara bile depresyonun yeni boyutlarını keşfettiren "bunalım" temalı 10 başarılı film:
10. Suicide room: IMDb: (6.8)
Tumblr media
Hikaye boyunca etrafındaki hayatla ve yolunun kesişeceği "toplumun pisliğiyle" bir türlü iletişim kuramayacak olan Travis, en nihayetinde ipleri eline alacaktır. Üstelik gündüzleri izlemeye gittiği belden aşağı filmlerdeki "vahşi" bir stilde.
9. the basketball diaries: IMDb: (7.3)
Tumblr media
Jim bir lise öğrencisidir. Kendini tam anlamıyla teslim ettiği hobisi ise basketboldur. Lisesinin basketbol takımının aranan oyuncularından biri olmuştur. Prestijli liglere terfi edip de dünyaca tanınan bir oyuncu haline gelmek tek hayalidir. Kısa bir süre sonra tanışacağı uyuşturucular dünyası ise Jim’in tüm geleceğini kökünden değiştirecektir. Sefaletin getirdiği, suça mecbur bir hayat başlamıştır onun için. Onu bu durumdan kurtarabilecek tek şey ise, kendine gönülden bağlanabileceği yeni bir uğraş bulması olacaktır.
8. Taxi driver: IMDb: (8.3)
Tumblr media
Taksi Şoförü, Vietnam’da savaşının izlerini henüz atamayan bir askerin, geceleri taksi şoförlüğü yaparak gördüğü kirli ve adaletsiz dünyaya uyum sağlamayı reddetme hikayesini anlatıyor. Film, Robert De Niro’nun canlandırdığı Travis Bickle karakteriyle kültleşmiştir. Taksi şoförü Travis, sosyal hayatındaki başarısızlığını, saplantılı bir tutku beslediği Bickle’la tersine döndürmeye çalışsa da beklediği karşılığı bulamıyor. Bu kırılma anından sonra bir silah alıp harekete geçmeyi, sokakların pisliğini temizlemeye karar veriyor; bu esnada kendini bir fahişeyi kurtarmaya adıyor. Çürümeye yüz tutmuş bir topluma karşı tutulan bir ayna niteliğindeki film, yönetmen Martin Scorsese’nin kariyerinin en önemli filmlerinden biri olarak kabul görür.
7. Requiem for a dream: IMDb: (8.3)
Tumblr media
Bir Rüya İçin Ağıt, Hubert Selby’nin romanından uyarlanmıştır. Uyuşturucu bağımlısı bir genç, televizyon bağımlısı annesi ve aralarında günden güne yükselen bir uçurum... Uyuşturucu batağı içerisindeki Harry’nin hayattaki tek amacı daha fazla uyuşturucuyken; umutsuz annesini hayata bağlayan tek şey en sevdiği yarışma programıdır. Bir gün bu yarışmaya katılmaya hak kazandığında tek derdi, ödül olan kırmızı elbiseye girebilmek olacaktır. Yaşlı ve mutsuz kadın zayıflama hapları kullanmaya başlar... Bu trajik hikaye, ‘Black Swan’, ‘The Wrestler’, ‘Pi’ ve The Fountain gibi kült filmlere imza atmış Darren Aronofsky tarafından yönetilmiş; özellikle de Clint Mansell tarafından yapılan müzikleriyle hafızalara kazınmıştır.
6. Kelebeğin rüyası: IMDb: (7.8)
Tumblr media
Zonguldak'ta yaşayan, iki genç şair Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu, yeni yeni modernleşen bu madenci kentinde memuriyet hayatlarını sürdürürken, bir yandan da sanatla, edebiyatla ve en çok da şiirle iç içe yaşamaktadırlar. Ayakları üzerine yeni kalkan genç Cumhuriyet, bir yandan modernleşme çabasındayken, aynı yıllarda Avrupa'da da çetin bir savaş yaşanmaktadır. Belediye Başkanı'nın kızı Suzan'ın Zonguldak'a geri gelmesiyle Rüştü ve Muzaffer'in şiire olan inancı daha da artar. Henüz lise öğrencisi olan Suzan, çevrenin istememesine rağmen iki gençle yakın arkadaş olur. Fakat 1940'lı yılların vebası olan verem, iki genç insanın da sağlığını git gide tehdit etmektedir. Rüştü ve Muzaffer'in hem kendi gelecekleri, hem de dünyanın gidişatı hayra alamet değildir...
5. What's eating gilbert grape: IMDb: (7.8)
Tumblr media
Küçük bir kasabada sıradan bir yaşam süren Gilbert'ın hayatı sorumluluklarından ibarettir. Bir yandan obezite hastası annesi, diğer yandan ise otizm hastalığıyla mücadele eden kardeşiyle ilgilenmek zorundadır. Hayatında en olağandışı durum ise kasabalarından geçmekte olan Becky ile karşılaşması olur. Becky, Gilbert'ın hayatına adeta bir güneş gibi doğar. Ona daha önce hiç karşılaşmadığı bir şeyi, aşkı armağan eder. Ancak Gilbert'ın omuzlarındaki sorumlulukları bu aşkın arasında devasa bir engel olarak durmaktadır.
4. Dağ: IDMb: (8.1)
Tumblr media
ilen, başlı başına arıza bir uzun dönem erdir. Asiliğinden dolayı aldığı cezalarla da askerliği iki sene uzamıştır. Oğuz ile sürekli dalaşan ve ona ters giden Bedir, "poşetsin sen" diye küçümsediği dönemdaşıyla omuz omuza mücadeleye gireceğinden de habersizdir.
Bu bölükten bir ekip, bir iletişim anteninin tamiri için görevlendirilir. Fakat habersiz biçimde teröristlerin pususuna düşerler. Ekipten sadece Oğuz ve Bedir hayatta kalır. İki genç asker aralarındaki çekişmeyi bir kenara bırakıp karşılarındaki gerçek düşmana karşı koyarlar. Amansız hava koşulları ve coğrafyaya rağmen hayatta kalarak vatanı korumak birincil vazifeleridir.
3. Kaplumbağalar da uçar: IMDb: (8.1)
Tumblr media
Farsça adı ile "lakposhtha ham pervaz mikonand" filmi Türkiye-İran sınırında bulunan bir Kürt mülteci kampında geçmektedir. Mayın toplayarak yaşayan Soran 13 yaşında bir çocuktur. Kasabadakiler için hazırladığı bir anten aracılığı ile Saddam’ın düşüşünü haber alıp herkese duyurur. Bu sırada Agrin de 14 yaşında bir annedir. Soran ona aşık olur ama Agrin’in ağabeyi Henkov tarafından huzursuz edilir. Henkov’un kolu yoktur çünkü bir mayın basmıştır. Şimdi ise gelecekten haber verebilmek gibi bir yeteneği vardır. Film, 52. San Sebastian Film Festivali’nde En İyi Film seçilmiştir. En İyi Senaryo dalında da Jüri Özel Ödülü’ne layık görülmüştür. Ve bir de Berlin Film Festivali’nde Barış Ödülü kazanmıştır. Kaplumbağlar da Uçar, Saddam’ın ardından Irak’ta çekilen ilk filmdir.
2. Into the wild: IMDb: (8.1)
Tumblr media
“Mutluluk sadece paylaşıldığı zaman gerçektir”.
Christopher McCandless üniversiteden mezun olduktan hemen sonra iş, aile ve sorumluluk gibi ağırlıkları geride bırakıyor. Bütün parasını yakıyor ve Alaska’da doğa ile birebir yaşamak için yola koyuluyor. McCandless, uzun yolculuğu boyunca bin bir tür macera ve bin bir tür insan ile karşılaşıyor. Grand Canyon’da rafting yapıyor, doğayı kendine ev ediniyor, orta yaşlı bir hippi çift ve özellikle yaşlı yalnız bir adamla unutulmaz birer ilişki kuruyor. McCandless, iki yıllık yolculuğu boyunca bir kez bile ebeveynleri ve en önemlisi her şeyden çok sevdiğine inandığımız kız kardeşi ile haberleşmiyor.
1. Boyhood: IMDb: (7.9)
Tumblr media
En son Before Midnight filmiyle izleyici karşısına çıkan Richard Linklater'ın senaryosunu yazıp yönettiği film, çıkış noktası olarak yakın zamanda boşanmış bir çiftin, Mason ve Olivia'nın hikayesine odaklanıyor. Sahip oldukları tek çocukları ise artık anne ve babasının bir arada yaşamadığı gerçeğine alışmak ve bu yabancı düzen içerisinde yaşamayı öğrenmek zorunda. Çocuğun 6 yaşında başlayan bu yeni tecrübesini 12 yıl boyunca sürecek olan bir büyüme evresine yayan yönetmen, bu süreç boyunca yaşananları beyaz perdeye aktarıyor.
61 notes · View notes
keyiflix · 3 years
Text
X-Men Geçmiş Günler Gelecek
Sitemize "X-Men Geçmiş Günler Gelecek" eklenmiştir. İzlemek için ziyaret ediniz. https://www.keyiflix.com/movie/x-men-gecmis-gunler-gelecek-2/
0 notes
tehmorninstah · 4 years
Photo
Tumblr media
Gevgev #9: Gia (Film)
Kendi Puanım: 8/10
IMDb Puanı: 7/10
Çoğu zaman filmleri konularına bakmadan, yönetmenine, oyuncularına, değerlendirmelerine falan göz gezdirerek açan biri olarak, işin içine uyuşturucu giren filmler beni her seferinde hazırlıksız yakalar, Basketball Diaries’daki gibi. Aynı durumu yine bu filmde de yaşadım.
Film, Amerika’nın ilk süpermodelinin trajik hayatını ele alıyor, biyografi niteliği taşıyan bir yanı da var denebilir, ancak başlardaki birkaç sahne haricinde kariyerini dolu dolu yaşadığı dönemler ön planda. Garsonluklardan mankenliğe, sonra süpermodelliğe geçişi, amatörce kararları, yaşananların sarıcı etkileri, seyirciye dolu dolu bir eser sunuyor.
Yetiştiği ailenin ortamından, kendi aldığı kararların sonucunu dibine kadar yaşadığı, yuvarlanıp gittiği, bol inişli çıkışlı hayatına tanıklık ettikçe filmde en az Gia kadar yoruluyorsunuz ki, Angelina Jolie’nin çekimlerde nasıl yorulduğunu bile düşünmeden edemiyorum ben. Zaten filmi oyunculuğuyla taşıyan, yan karakterlerin ve figüranların eksikliklerini kapatan çoğunlukla Jolie oluyor, kendisinin kariyerinde daha büyük bi alevi harlatan bi kıvılcım diyebilirim bu film için. Elizabeth Mitchell’ın performansının da göz ardı edilemeyeceğini belirtmem gerek ayrıca.
Hikayenin biyografik bir yapısı olması senaristlerin işini ne kadar kolaylaştırsa da, böyle çalkantılı bir hayatı anlatmak her yiğidin harcı değil. Yüzeysel bir bakışta olaylar silsilesi gibi görülen sahnelerin, odaklanıp azıcık zihin yordukça sebep sonuç ilişkileri bütünü oluşunun cezbediciliği, filmi cidden izlemeye değer kılıyor.
Tabi bu izlenmeye değer senaryonun seyir keyfini katbekat arttıran yönetmen dokunuşlarını es geçmemek gerek. Michael Cristofer’ın dönem filmlerine kıyasla olağanüstü bir iş çıkardığını söyleyemem, zira 1998′de çıkmış bu filmin hem öncesi hem de sonralarında yayınlanmış onlarca kült mevcut, zaten o doksanlar atmosferini filmi açtığınız dakikada soluyorsunuz. Lakin söz konusu bir süpermodelin hayatı olduğundan, kendisine çekim açıları konusunda doğan fırsatları dolu dolu kullanması kaliteyi arttırmış.
Filmde fazlasıyla hoşuma giden bir nokta ise müzik seçimi ve kullanımı oldu. Dönemin soluğunu, ajansların burjuvazisini ve süpermodel hayatının çalkantısını kesinlikle en iyi enstrümantal caz yansıtabilirdi, ki film genelinde de diyalog olmadıkça bol bol kullanılmış. Dahası, filmin odağındaki karakterin duygularını anbean müziğin evrensel diliyle hissetmek, karakteri cidden anlıyor olmak seyirciyi filmin iyice içine çekmekte ve filme biyografik olduğu kadar da psikolojik bir boyut katmakta.
Travmalara ve gençlik heyecanına, kararlarda kalp ve beynin mücadelesine, bağımlılıkların çeşitli açılardan hayattaki sarcısı etkisine, yalnızlığa, affetmeye ve ölüme kadar insan hayatındaki onca faktörü ele alan, bir süpermodelin, hatta Amerika’nın ilk süpermodelinin bizlerden farklı olduğu kadar, ne kadar da bizden biri olduğuna tanıklık ettiğimiz, kültlerin jenerasyonunda hatrı sayılır bir konumu olan ve benzer sanatsal stile sahip, Angelina Jolie’nin kariyerindeki mihenk taşlarından biri denebilecek, fazlasıyla başarılı bir yapım; Gia.
0 notes
1filmizlex · 7 years
Text
17 ’nin Kıyısında – The Edge of Seventeen 2016 Türkçe Dublaj izle
17 ’nin Kıyısında – The Edge of Seventeen 2016 Türkçe Dublaj izle
View On WordPress
1 note · View note