Tumgik
#dört arketip
yorgunherakles · 1 month
Text
kaçınma en temel nevrotik eğilimlerden birisidir.
bruce fink - lacancı özne
29 notes · View notes
huzursuzlugun-blogu · 4 months
Text
Tumblr media
6 notes · View notes
Text
"Eski imgelerin anısından bir türlü kurtulamaz insan. Bu nedenle de bu anıyı anlamsız bir yük gibi taşır."
• Dört Arketip | Carl Gustav Jung
20 notes · View notes
bilgeyim · 2 years
Text
KİTAP LİSTEM
Jung okumaya nereden başlamalı ?
Anılar, Düşünceler,Düşler/ Dört Arketip/ Kişiliğin Gelişimi/ İnsan Ruhuna Yöneliş/ Gary Bobroff-Carl Jung/ Carl Alfred Meier- Jung: Arketipler, Rüyalar ve Din/ Claire Dunne- Ruhun Yaralı Şifacısı: Jung/ Miguel Serranno- Jung ve Herman Hesse/ Frieda Fordham- Jung Psikolojisinin Ana Hatları
Psikoloji-Aile-Travma
-Mark Wolynn- Seninle Başlamadı/ Hobice Webb- Çocuklukta İhmalin İzi: Boşluk Hissi/ Doğan Cüceloğlu-Içimzideki Çocuk/ Bessel A. Van Der Kolk- Beden Kayıt Tutar/ Alice Miller-Yetenekli Çocuğun Dramı/ Gabor Mate- Vücudunuz Hayır Diyorsa/ Susan Forward- Zor Bir Ailede Büyümek
Doğan Cüceloğlu-Var Mısın?-Gerçek Özgürlük- İnsan İnsana/ Gülcan Özer-Herkes Kendi Hayatının Kahramanı/Engin Geçtan-İnsan Olmak/ Özkan Gözel- Kendi İçine Düşmek/ Adem İnce- Varoluşun Tınısı
Bu listeyi Yağız Gönüler adlı yazarın sosyal medya paylaşımlarından gördükçe defterime yazdım. Uzun zamandır Jung okumak istiyor fakat nereden başlayacağımı bilmiyordum. (Ağır gelir, anlayamam gibi bi önyargım da var azıcık) Yazarı uzun yıllardır takip ederim, sayesinde tanıdığım başka yazarlar oldu. Tavsiye ettiği kitapları kendime uydukça alıp okurum. Tasavvuf eserleri de çok paylaşır ama onlar beni pek sarmaz.
8 notes · View notes
quotpediatr · 2 years
Text
Çatışma yaratmak, kelimenin tam anlamıyla şeytani bir erdemdir
Çatışma yaratmak, kelimenin tam anlamıyla şeytani bir erdemdir. Çatışma, duygulanım ve duyguların ateşini yakar ve her ateş gibi bunun da iki yönü vardır: Yakmak ve aydınlatmak. 💬 Carl Gustav Jung 📖 Dört Arketip
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note
peri-ygt · 3 years
Text
"..........
Karanlığa her zaman saygı duymuş; karanlıksız aydınlığın mümkün olmayacağını vurgulamıştır. Aydınlık ve karanlığın içiçeliğinin oluşturduğu alacakaranlık onda hiçbir zaman vasat bir grilik değildir: C. G. Jung'un alacakaranlığı, mutlak aydınlık ve mutlak karanlığın hızlı geçişlerinin şaşkınlığı ve belirlenemezliği \ güvensizliği nedeniyledir ki, Jung'un modernist "akılcı" zihne ters ve ürkütücü gelen bir yanı vardır.
..........
Dört Arketip - C. G. Jung
4 notes · View notes
0nokta5 · 4 years
Quote
İnsan, ruhu kendisi yaratmamıştır, onun yaratıcı olmasını ruh sağlamıştır; ruh, insanı harekete geçirir, iyi fikirler, dayanma gücü, coşku ve ilham verir. Ama insanın içine öyle nüfuz etmiştir ki, ruhu kendisinin yarattığına ve ona sahip olduğuna inanma gafletine düşer insan. Gerçekte, ruhun ilkfenomeni ona sahip olur, tıpkı fiziki dünyanın, insana tabi nesne gibi görünürken, onun özgürlüğünü binlerce zincire vurması ve baskın sabit fikir haline gelmesi gibi.
Dört Arketip, Carl Gustav Jung
2 notes · View notes
pi-no · 2 years
Photo
Tumblr media
İnsan muazzam işler başardı, ama bunun karşılığında dünyanın uçurumunu derinleştirdi; insan nerede duracak, durabilecek? Carl Gustav Jung ~Dört Arketip
54 notes · View notes
birininhezeyanlari · 2 years
Text
Tumblr media
bu kitabı okuyalı epey olmuştu. şu linkteki @selcandy hanımefendinin blogunda kitapla tekrar rastlaştık. okuma listemde başka kitaplar vardı fakat bunu önceledim. okudum da. zaten kitap bir kaç defa okunmayı hak edecek edebi değere haiz. kitaba tekrar döneriz ancak hanımefendiye hem kitabı tekrar anımsatıp okumamıza vesile olduğu için, hem bloğundaki kedicikli postlarıyla içimizi ısıttığı için, hem de zihin açıcı textleriyle beynimize hitap ettiği için teşekkür ederim. ayrıca tarot kartlarında da gayet isabetli tahminleri olan biri olduğunuzu anlayarak bi' tarotunuzu alırım demek istiyorum! çoğu insan tarotun bir fal türü olduğunu düşünür. oysa tarot semboller üzerinden anlamın bir nevi konsantre edilerek dışavurulma halidir. jung jargonunda da semboller, rüyalar, psikoloji, bilinçdışı, ruh, imgeler, arketipler, psişe... gibi gibi kavramların sıkça kullanıldığını görürüz. tabii jung'a göre semboller bilinçdışı tarafından oluşturulmuş imgelerdir. (bkz. dört arketip/insan ve sembolleri) neyse efenim, tarot bilmedigim bir konu olduğu için elime yüzüme bulaştırmadan müsadenizle şöyle kapatayım; tarot kesinlik içermez ama tahmini bir doğruluk içerebilir! tekrar kitaba dönecek olursak poe'nun kitabını okumadan önce hayat hikayesine bir göz atın derim. böylelikle kitabı daha bir anlaşılır gözle okuyacaksınız. kitap bir bütün değil, farklı farklı hikayelerden oluşmaktadır. dokuzyüz küsür sayfa olan kitap tam bir gotik eser. kitaptan küçük bir alıntıyla post'u sonlandırmak isterim. (syf.447) gözlerimi açmak istiyor, fakat buna cesaret edemiyordum. etrafımı görmeye korkuyordum. korkunç şeyler görmekten değil, hiçbir şey görememekten korkuyordum.
19 notes · View notes
bendahil · 3 years
Text
Dört Arketip
// Bir çocuk nevrotik bir gelişimden ziyade normal bir gelişim göstermeye eğilimlidir; ayrıca, vakaların çoğunda rahatsızlığın kaynağı anne babada, özellikle de annede kesin olarak tespit edilebilmiştir. //// Aşırı evhamlı bir annenin çocuklarının düzenli olarak rüyalarında annelerini kötü bir hayvan ya da bie cadı olarak görmeleri, çocuk ruhunda bir bölünmeye, böylelikle de nevroz olasılığına…
View On WordPress
1 note · View note
yorgunherakles · 8 months
Text
en ağır yükün, gerçekleştiremediğin potansiyelin.
carl jung - dört arketip
28 notes · View notes
ata-1966 · 4 years
Text
Tumblr media
" İnsan dışardan bakıldığında uygar bir insan gibidir ama kendi içinde bir ilkeldir. İnsanın bir yönü vardır ki, kökenini gerçekten ele vermeyi hiç istemez, bir başka yönü de, bütün bunları çoktan aştığına inanmasıdır."
✏Carl Gustav Jung / Dört Arketip
17 notes · View notes
ulkergundogdu · 2 years
Text
Arketipler gerçekte insan kültürünü oluşturan yapıtaşlarıdır. İnsanlar uzun dönemler boyunca karşılaştığı benzer olayları bir süre sonra belli davranış kalıplarına oturtmuş ve bu kalıpları kuşaklar boyunca aktarmaya başlamıştır.
0 notes
kulturpostasi · 4 years
Text
Evde ekmek yapmak ve 'Açlık'
Tumblr media
Covid-19 her birimizi evlerde oturmaya zorladığından beri sosyal medya hesaplarında giderek artan bir şekilde ekmek yapımı şölenleri çıkmaya başladı. Video izlenmelerinde mayalı ekmek, makinede ekmek yapımı gibi aramalar çoğaldı. Ne oluyor? Neden evde ekmek yapıyoruz? Neden ay çöreği, boyoz, pavlova pastası değil de ekmek? Jung’a göre; kendimizi bildiğimizden beri dinlediğimiz hikayeler, düşlerimiz ve inançlarımız, hayal dünyamızın imgeleri, korkularımız ve endişelerimiz zihnimizin derinliklerinde bir yerde birikir. Tüm bu birikim ortak (kolektif) bilinçaltıdır. Kolektif bilinçaltı, evrim teorisi ile açıklanabilir diyen Jung, evrimsel deneyimlerin kişiliğin temelini şekillendirdiğini vurgular. Şuandaki davranışlarımızın hepsini yönlendirir ancak bu etkiden habersizdir kişiler, onları hatırlayamaz sadece kişisel deneyimlerimizmiş gibi hayal edebiliriz. Şimdi size iki hikaye anlatacağım. İkisi de aslında deney. Bebeklerin dil öğrenme mekanizmaları Birinci deney; MÖ 664-610 yılları arasında hüküm sürmüş Mısır firavunu Psammatikos’un bebeklerin dil öğrenme mekanizmalarını ortaya çıkarmaya çalıştığı deney olarak bilinmektedir. Firavun Mısırlıların yeryüzündeki ilk insanlar olduğunu dolayısıyla ilk dilin de kendilerine ait olduğunu düşünüyordu. Bunun için tasarladığı deneyde, bebekler fiziksel ihtiyaçları karşılanacak şekilde bakılıyor ancak hiçbir şekilde bebeklerle konuşulmuyor. Bu bakım çok da iyi şartlarda verilmiyor gerçi, bebekler “ağlama” dönemleri geçene kadar ağılda bir çoban tarafından bakılıyor deniyor Heredot Tarihinde. Çoban iki yılın sonunda ağıla girdiği bir gün çocukların ona ellerini uzatarak “Bekos” dediklerini duyuyor. Birkaç kez bu sözcük tekrarlandığında hemen firavuna haber veriyor. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki Mısırlılar ilk insanlar değil çünkü Bekos Frigce bir kelime, anlamı da: Ekmek.
Tumblr media
100. Maymun Deneyi İkici deney, Kolektif bilinçle ilgili 100. Maymun Deneyi. Pasifik Okyanusunda bir adada belli bir maymun türü yaşıyor: Macaca Fuscata. Bu maymunlar beslensin diye kumlara patates bırakılıyor. Patateslere kumlar yapışıyor ama maymunlar yine de patatesleri yiyor. Sonra bir gün bir maymun elindeki patatesi yıkıyor. Bunu gören anne maymun da benzer şeyi yapmaya başlıyor. Sonra bu ilk maymunun arkadaşları da patatesi yıkamayı öğrenip kendi annelerine öğretiyorlar. Bazı maymunlar ise patateslerini kumlu yemeye devam ediyor. Ta ki.. Yüzüncü maymun da patatesi yıkayarak yiyene kadar. Bu kritik andan sonra ilginç bir şekilde bu adayla bağlantısı olmayan adalardaki maymun kolonileri bile patateslerini yıkayarak yemeye başlıyor. Kritik sayı (buna kritik kütle deniliyor) ile ilgili bu gözlemi başka deneylerle de kanıtlanıyor. Bu da demek oluyor ki, yeni düşüncelerin toplumda yayılabilmesi için kritik bir nokta var ve o noktaya ne zaman ulaşılırsa herkes birbirinden ayrı kıtalarda olsa bile aynı şeyi yapmaya başlıyor. Şu günlerde mesela: Ekmek. Açlık filmi Gelelim "Açlık (1975)" filmine. Bu filmi çocukken televizyonda izleyip çok etkilendiğimi hatırlıyorum. Özellikle çarpıcı bir son sahnesi vardır ben de bu son sahneden bahsedeceğim, dolayısıyla önce filmi izlemek isterseniz hala vaktiniz var.
Tumblr media
Türk sinemasındaki az sayıda kadın yönetmenden biri olan Bilge Olgaç tarafından yazılan ve yönetilen bir film Açlık. Türkan Şoray’ın rol aldığı toplumsal filmlerden biri. Filmde Meryem karakterinin dramı anlatılır. Kadının verdiği savaş anlatılır, bir kadının ne kadar güçlü olabileceği ve ne kadar da çaresiz kalabileceği anlatılır. Meryem çok çocuklu bir ailede büyürken ağanın evine gönderilir! Ağanın cinsel şiddetinden hayatta kalır ve başa bela olmasın diye gönderildiğinde (bu da başka bir adamla evlendirilmesi demek) özgürleşir. Köyü kıtlık bastığında, bir tek ağanın evinde bolluk varken Meryem yaşam mücadelesi vermeye devam eder. Çocuklarının ve evdeki dedenin artık çok aç olduğu bir gün dayanamaz ağanın evini basar ve sepetini birçok yiyecekle doldurur. Tabii evine dönene kadar da diğer köylüler tarafından fark edilir. İşte bu da son sahnenin başlangıcıdır. Meryem tam çocuklarını doyururken köylüler evi basar. Dedeyi ve çocukları yaralar, Meryem’i öldürürler. Dede ve çocuklar ayıldığında evde yiyecek namına hiçbir şey kalmamıştır. Meryem’in elinde sıkışıp kalan ekmek dışında. Dede ekmeği zar zor alır ve ağlayan çocuklara pay eder. Meryem’in kanıyla ödediği yiyecektir, Ekmek. Ekmek kolektif bilinçaltımıza göre güvende olma ihtiyacımızı dile getiriyor olabilir mi? Evdeki izolasyon günlüklerimiz bize ne kadar yalnızlaştığımızı, içe döndüğümüzü gösterirken, herkesin bu zor günlerde baş etme yöntemleri farklılaşsa bile ekmek bize ortak bir konuşma alanı sağlıyor. Dilimizi güçlendiriyor, aidiyet hissimizi artırıyor, var olduğumuzu hissettiriyor. Evde ekmek yapılan fotoğrafları gördükçe aklımda hep Açlık filminin son sahnesi canlanıyor yine de. Hayatımızdan her şey çıkarılsa bile ekmeğe sıkı sıkıya sarılıyor gibiyiz. Sahi, ekmek yapma işinde yüzüncü maymun hangimizdik acaba? Jung, C. G. (2003). Dört Arketip, Metis Yayıncılık Jung, C. G. (2001). Anılar Düşler Düşünceler. Can Yayınları Heredotos Tarihi, 1973, 1. Baskı, s.104, Remzi Kitabevi https://kuzeytanker.com/yuzuncu-maymun-deneyi-kolektif-bilinc/ adlı siteden alıntılanmıştır. İlginizi çekebilir: https://kulturpostasi.com/mumyalama-nasil-yapilir/ https://kulturpostasi.com/sunnetin-kokeni-ya-da-sunnetin-kisa-tarihi/ https://kulturpostasi.com/kotulugun-evrensel-tarihi-the-gloaming/ https://kulturpostasi.com/tefeci-ve-karisi-tablosuna-dair/ Read the full article
0 notes
kucukhayaller · 7 years
Text
Carl Gustav Jung-Dört Arketip kitabından;
“İnsan, ruhu kendisi yaratmamıştır,onun yaratıcı olmasını ruh sağlamıştır; ruh, insanı harekete geçirir, iyi fikirler, dayanma gücü, coşku ve ilham verir. Ama insanın içine öyle nüfuz etmiştir ki, ruhu kendisinin yarattığına ve ona sahip olduğuna inanma gafletine düşer insan. Gerçekte, ruhun ilkfenomeni ona sahip olur, tıpkı fiziki dünyanın, insana tabi nesne gibi görünürken, onun özgürlüğünü binlerce zincire vurması ve baskın sabit fikir haline gelmesi gibi. ”
8 notes · View notes
quotpediatr · 2 years
Text
İlk günah bilinçsizliktir
Tanrısal merak doğmayı amaçlar, bunun için hiçbir çatışmadan ıstıraptan günahtan çekinmez. İlk günah bilinçsizliktir. 💬 Carl Gustav Jung 📖 Dört Arketip
Tumblr media
View On WordPress
0 notes