Tumgik
#yokoluş
dilhunbiri · 8 months
Text
-Elbette seni inciteceğim , elbette sen de beni inciteceksin, elbette birbirimizi inciteceğiz, varoluşun koşulu da budur. Bahar olmak, kışı göze almaktır. Varolmak da yok olmayı göze almakdır...
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
103 notes · View notes
startofthenight · 9 months
Text
Vücuduma batırılmış bir zehirli iğne gibisin gün geçtikçe bitiriyorsun beni ama yinede panzehirim sensin
1 note · View note
ugurkilicofficial · 2 years
Photo
Tumblr media
Merhaba 🖐️ Başlama Ve Bitiş Arasında Gerçekleşen Bir Çok Şey Gerçektir. -Uğur Kılıç- #ugurkilic #uğurkılıç #başlangıç #bitiş #kazanmak #kaybetmek #olumlu #olumsuz #varoluş #yokoluş #susmak #konuşmak #sevmek #sevilmek #değer #değersizlik #insan #hayvan #yaşamkoçu #yasamkocu #istanbul🇹🇷 https://www.instagram.com/p/CjQlvYwrdxd/?igshid=NGJjMDIxMWI=
1 note · View note
bakiacil-com · 2 years
Text
Doğal Afetler ve Afetlerin Riskleri
Doğal Afetler ve Afetlerin Riskleri
Bu bitirmede başta deprem olmak üzere ülkemizin maruz kaldığı sel, heyelan gibi çeşitli afetlerin etkileri anlatılmaktadır. Ülkemiz en sık olarak deprem doğal afetini yaşamaktadır. Deprem halen en çok hasara yol açan doğal afet olarak bilinmektedir. Depremin yanı sıra diğer doğal afetler de Türkiye için risk teşkil etmektedir. Türkiye’de yaşanılan heyelan, kaya düşmesi, nehir taşkınları, çığ,…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
cilginfizikcilervbi · 2 years
Text
Hamam Böcekleri Büyük Yok Oluştan Nasıl Kurtuldu?
Hamam Böcekleri Büyük Yok Oluştan Nasıl Kurtuldu?
Hamam Böcekleri Büyük Yok Oluştan Nasıl Kurtuldu? 65 milyon yıl önce dinozorların devrine son veren göktaşı Meksika sınırlarında olan Yutakan bölgesine düştü. Dinozorlar ile birlikte canlının 4’te 3’ü yok olmasına sebep olan olaylar gerçekleştiğinde hamamböcekleri de Dünya’da yaşıyordu.  Peki Hamam Böcekleri Nasıl Kurtuldu? Göktaşı çarptığında Dünya’nın sıcaklığı çok kısa sürede çok fazla…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
olmazartik · 1 year
Note
karar ver sen de artık varoluş mu yok oluş mu
onu bunu bilmem ben kemalciyim arkadaş
19 notes · View notes
femmelunee · 6 months
Text
Bu gün bir fotoğrafınızı gördüm bayım ,
Bir fotoğraf karesine içi nasıl eriyebilir insanın,
Sizi görmeden geçen zamanlarda yaşamıyormuşum , onu anladım.
Bir fotoğraf karesine ne kadar uzun bakılabilirse o kadar baktım,
Bir fotoğraf karesiyle nefes aldığımı hissettim.
Yokluğunuz esaretten beter.
Bir yokoluş destanı adeta,
Özlemişim bayım,
Çok özlemişim,
Her bir zerrenizi ,
İçim titredi adeta,
Ben buradayım,
Siz orada ,
Ve orada olmak için herşeyimi feda edebilecek iken ,
Bu umarsız bekleyişin bir sonu olmayacak mı?
Çaresizim,
Ne elimden ne de dilimden bir şey geliyor,
Ben çok yoruldum bayım,
Sizsizlik beni yaşlandırdı ,
Tüm heveslerimi aldı götürdü sizinle beraber,
Gözlerim artık boş bakıyor sokaklara ,
Hala sizi arıyor,
Ama siz yoksunuz ,
Gelmemeye gittiniz bayım,
Biliyorum, ama artık gelin...
78 notes · View notes
keemlenyekun · 2 months
Text
soğuk kapıda
plan yapmamak istiyorum. mutlu olmak istemiyorum. hayatımın düzene girip olumlu olmasını istemiyorum. ne zaman her şey güzel olmaya niyetlense bir terslik kapıma dayanıyor.
allaha hamdüsenalar olsun. rabbim derdimizi eksik bırakmıyor.
ben peygamber değilim derdim. cezaevinde sabaha kadar uyanık kalınan gecelerin sabahında arkadaşlar hz. yusuftan bahsederdi, peygamber efendimizden bahsederdi, ben bir gamlı baykuş olarak hep şunu derdim: ben peygamber değilim. değilim.
ama insanın kaderin kırılgan çizgisini yaşaması için peygamber olmaya ihtiyacı da yok. zira peygamberler bizatihi insan.
her şey düzene girdiğinde hep mutlu kalacağım diye umuyorum. 2016 haziranda hep mutlu kalırım diye düşünüyordum. çünkü benim babam 20 yıl evimize aynı saatte geldi. ailemde ölen olmadı. keskin ayrılıklar olmadı. daima düzenin mutluluk, mutluluğun da düzen getirdiğine inandım.
ve fakat payımıza babam gibi yaşamak düşmedi. 2016 yılındaki yokoluş öyle bir düzen kırıcıydı. her şey siliniverdi. yeniden doğabildik, 2 veya 3 sene sürdü.
yeniden doğuşun sıkıntısız olduğu görülmüş şey değil. ömrümüzden ömür aldı. ama aile desteği, sevdicek desteği derken atlattık.
dedim.
tam da bitti dedim. artık düzen ve mutluluk şurada kapımda işte dedim. oğlum uyuyor. sevdicek şurada. annem babam ablam yeğenlerim. daha ne isterim ki? muhteşem değil ama geçinecek kadar para kazanıyorum. ne olabilir?
ölümü fısıldayan hastalık. annemi bulmuş gibi gözüküyor. haftaya patoloji sonuçlarına göre o lanet kemoyu alacak. lanet şey. öyle duruyor.
ağlamıyorum. gözlerim yaşarıyor. sesim titriyor. ablam ağlıyor. ama ben ağlamıyorum. dişlerimi sıkıyorum.
ben liseden beri günlük tutarım. psikoloğum gibidir defterim benim. kendime çoğu defa mantıklı çözümler bulabildim bu defterde. cezaevinde de buldum. kendimi her sonuca hazırlamak için ikna ettim. her derdimde deftere koştum. ben mantıklı bulduğum herşeye ikna olurum. olurum anasını satayım. kendi kendimi ikna ederim. kötülüğe bile.
ama annemin gitme ihtimaline ikna edemiyorum. işte bu çok zor. ölüm hak olduğuna göre ikna etmem de gerekiyor. aksini iddia edebilir miyim?
hep şöyle hayal etmiştim: çocuklar büyür. sonra babannesi ananesi vefat eder. ben de yaşlanırım falan. ölüm zamanı seçen gerizekalı serco.
her oğulun annesiyle ilişkisi her çocuğun olduğu gibi daha farklı ve sıkı.
ancak annemin cezaevinde cam arkasında ağladığı anlar gözümün önüne geldikçe dayanamıyorum. tüm bu lanet hastalık galiba benden kaynaklı diyorum. kadıncağız her allahın haftası samsundan silivriye otobüsle gelip geri döndü. her hafta. gelme dememe rağmen geldi ve gitti. geldi ve gitti.
ah be defter. plan ve mutluluk yalan dünyada rastlanacak şey mi acaba?
hemen ikna etsene beni?
yüreğime su serp hadi.
olur geçer de.
ölümün soğuk kapısı açıldı bir kere.
inşallah pozitif kalıp pozitif düşüneyim. dişlerimi sıkmaya devam.
vesselam.
9 notes · View notes
etheromanie · 3 months
Text
"o, hep bildiğin, tanıdığın; ama hiç karşılaşmadığın- karşılaş(a)mayacağını sandığındır: şimdi, bütün 'bilgi' yönünden değişecek; artık bambaşka yataklardan akacak 'düşünce' ırmağın.
oysa, hep ona göre ayarlamıştın kendini ---ama, başka gezegenlerle, başka nehirlerle.
yepyeni bir gelecek haritası çizeceksin şimdi; 'bugüne dek yaşadıklarının ötesine geçen.'
ötelerde bir yerlerde yeni yerlere götüren, yeni yollar belirleyen bir harita: kendine doğru artık yokoluş olarak dokunmayan; varoluş yerlerini de ---yeniden--- belirleyen harita.
evrenin ve dünyan, ---gökyüzün ve yeryüzün--- de değişecek, artık, şimdi işte!"
13 notes · View notes
vallahisenbiliyorsun · 6 months
Text
toplu bir yokoluş gerekiyor
13 notes · View notes
vazgectimwagnerden · 1 year
Text
(vazgeçip sağ alt çekmeceye uzandım.)
.
sabah. 
metro vagonunda, şehrin sindirim sisteminde ilerliyoruz. yanımda bir kadın elindeki dergiyi okumaya çalışıyor. ama derginin boyutları metronun sıkışık koltuklarında okumaya elverişli değil. sayfalar katlanıyor, dönüyor ve kırılıyorlar. elbette dayanamıyor göz atıyorum, okuduğu makalenin başlığında şöyle diyor: “sinir sisteminizi sakinleştirmenin en doğal yolu: doğada yürüyüş”
(kadının küçük bir burnu ve gözlükleri var. hey.. diyorum.  bir doğa yürüyüşünde büyük dezavantajlar.)
sonra kendi kendime mırıldanıyorum: sanırım makalede önerilen doğa yürüyüşünde, sinir sisteminiz öyle çok sakinleşti ki... sizi takip eden kaplanı fark edemediniz.
ve o kaplan tarafından avlandınız.
bundan daha güzel bir yokoluş düşünemezdim, diyor. gerçekten sinir sistemim hiç bu kadar sakin olmamıştı. şimdi bu kaplanın midesinde mümkün olan en yüksek seviyede sakinleşmeye ve doğa ile bir olmaya devam edeceğim.
siz... diyorum. tuhaf bir mindfulness tarikatından mısınız. kıyamet öncesi topluca intihar edenler gibi... doğa yürüyüşlerinde kaplanlara yem olmak mı amacınız. 
(eğer öyleyse, biz sıradan ölümlüler gibi sabahın köründe metroda ne arıyorsunuz..)
.
e. online yazarlık dersleri alıyor. kursun ödevlerinden birinde onlara verilen bir cümleyi öncesinden ve sonrasından tamamlayacakları bir kısa öykü yazmaları gerekiyor. cümle şöyle diyor: 
“vazgeçip sağ alt çekmeceye uzandım”.
vay canına. çok kararlı bir kahraman diyorum. böylesini tamamlamak zor olacaktır.
nasıl kararlı? diyor.. vazgeçmiş... vazgeçmek en azından iki kere karar vermiş olmaktır diyorum. ben bu konuda çok deneyimliyim. bir kez karar verirsin. sonra o karardan vazgeçmeye karar verirsin. kararsızlıkla ilgisi yoktur, aksine muhteşem derecede bir kararlılık gerektirir. kararlılıkkare.
bu kelime oyununda hiç bir numara yok, ama ne dediğini anladım diyor.
sonra soruyor: sen bu cümleyi nasıl devam ettirirdin? vazgeçip sağ alt çekmeceye uzandım... uzanılan şeyin bir tabanca olduğunu düşünmeyecek kim var ki diyorum. elbette vazgeçmiş, ve sağ alt çekmecedeki tabancaya uzanıyor. bundan daha bariz bir devam düşünemiyorum.
gözlerini deviriyor...  ya sen? sen nasıl devam ettirdin diyorum: ilaçlar diyor..
ama intihar değil. yani, uyku için mesela.. ilaçlar gelmişti benim aklıma diyor. vazgeçiyor ve onu uyutacak uyku ilaçlarına uzanıyor... hiç heyecanlı değil diyorum. sınıfta bir başkası henüz imzalanmamış bir istifa mektubuna uzandığını düşünmüş . bir başkası ise  soygun sırasında polisi çağıracak olan gizli bir tuşa basmak için çekmeceye uzanıldığını... ikincisinde merak uyandırıcı bir şeyler var diyorum, ama istifa mektubu... yapma-
bunların hepsi çok anlamlı eylemler.. ama hiçbiri öyle büyük bir şeyden vazgeçmeyi gerektirmiyor. vazgeçmek gibi büyük bir eylemden sonra ancak bir tabancaya uzanılır. ama onun kime yönlendirileceğini bilemem.. bunu konuşmak için dersinize katılmam gerekiyor. hahaaa diyor. -asla olmaz! 
asla olmaz... bizler bir hikayeyi tamamlamak isteyenleriz. senin gibilere sınıfımızda yer yok.
.
akşam eve dönüş yolunda, metro vagonunda.. sabahki kadın yok.
ah diyorum.. bir kaplana yem oldu.
insanın kendi zihniyle bu derece barışmasının sonu budur işte. bir kaplana yem olmak.
akşam e.’ye telefon ediyorum. kendi öykümü değiştirdim diyorum. gözlüklü ve küçük burunlu bir kadın, çalılıklar içinde bir hışırtı duyuyor. bir kaplan olabilir mi? diyor.. hayır hayır, ofisin içinde neden bir çalılık hışırtısı ve bir kaplan bulunsun diyor, sadece rüzgardı diye düşünüyor. vazgeçiyor- ve sağ alt çekmecedeki tabancaya uzanmıyor. 
26 notes · View notes
doriangray1789 · 1 month
Text
“Çelişki yenileştiricidir.”
Georges Politzer (Kızıl Kafalı Filozof)
Felsefenin Temel İlkeleri
Bilmek anlamak içindir.Bilgi ise bir süreçtir, sonsuz bir süreç.Değişmenin kendisi dışında mutlak olan hiçbirşey yoktur. Bütün varoluş, yokoluş süreçleri biçimsel,fiziksel, kütleseldir ve zamana bağlıdır.Maddesel olarak yok olamaz. Yalnızca fenomenler(görüngü) maddesel olmadıkları için beyne yansıyan bir gerçekliktir o kadar. Diyalektik felsefe bize yalnız bilgi değil, bilginin bilgisini verir.Seni, bir sürü boş bilginin peşine koşturmaz, şeyler hakkında şaşmaz, en doğru bilgiye ulaşmanın ip uçlarını verir.Zaten diyalektik felsefe materyalist bilginin bir yöntemidir. Diyalektik yöntem,materyalizm, üretici güçler ve üretim ilişkileri emek sermaye çelişkisi ,Marksist ve materyalizm, kapitalizm, sosyalizm, sosyalizmden komünizme geçiş, devlet, ulus gibi kavramları inceleyerek bunları bir ders gibi en yalın hale getiren sağlam bir eser.
Bir kaç alıntı: “Gül, bahçıvanın sonsuzluğuna niçin inanır? Çünkü gül, bahçede, hiçbir zaman başka bir bahçıvan görmemiştir.” “Eğer koşullar insanı biçimlendiriyorsa, bu koşulları insanca biçimlendirmek gerekir.” “İnsanlık dışı bir rejime karşı savaşım verdikleri ölçüde insanlaşırlar.”
Öyleyse mutlak bilim yoktur. Her zaman daha öğrenilecek bir şey kalır. Şu halde, her bilim bir yandan bilgisizliği de içinde taşır. Ama, aynı şekilde, mutlak bilgisizlik de yoktur.
2 notes · View notes
oluncesevemezsen · 4 months
Text
Yolun sonunda yokoluş var biliyorum ama dediğim gibi değecek adamla çıkılmalı o yokuş...
4 notes · View notes
kaybolankaos · 2 years
Text
Evet ben delibalım galiba. Tatlı falan değil. Acı bir bal. Birazcık var olduğum an çok fazla yokoluş gerçekleşiyor.
12 notes · View notes
gunahkarinci · 11 months
Text
"ötenaziyle gelen asıl doğal ölüm algılanamaz bir şekilde kademeli yokoluş ve varoluştan kaybolmalıdır. yaşlılıkta tutkular ve arzular, nesnelerine yönelik duyarlılıklarıyla birlikte yavaş yavaş kaybolularlar; hisler artık uyarılmaz: çünkü hayal gücü gittikçe zayıflar, imgeleri donuklaşır, izlenimler kalıcılıklarını yitirir, iz bırakmadan gelip geçer, günler gittikçe hızlanır, olaylar önemini yitirir. ihtiyarlamış insan titrek adımlarla dolaşır ya da bir gölgesi, bir hayaletidir. geriye ölümün yok edeceği başka ne kalmıştır? sonra günün birinde son kez uyuklar ve son rüyalarını görür. - bunlar Hamlet'in ünlü monoloğumda sorguladığı rüyalardır."
4 notes · View notes
venusunruhu · 2 years
Text
Gerçekten bir şey oluyor burada.
Gizemli bir şey.
Bir denizaltı kadar görkemli ve garip.
Gri bir günde camlardan yağmuru seyretmek.
Saydam yusufçuklar yavaşça uzaklaşıyor ve beni sana getiriyorlar topaz tapınaklarda.
Sen bir güneş tanrısı gibi gülümsüyorsun.
Biliyor musun kaç yıl tek başınaydım ben karmaşanın içinde.
Bir türlü tutunamıyordum işte.
Bir tek senin yanında yürümüştüm ben topaz bir günde ve suya yakın.
Geceleri üstümü örterdin.
Sonra konuşmazdın hiç.
Uzun süre konuşmazdık.
Gözlerinde kaybolurdum.
Bu suskunluk anlaşılır bir şeydi.
Deniz ve karanlık yerlerden geçen bir nehrin sessizliği gibi...
Biliyor musun bir şey oluyor burada.
Garip bir şey.
Bulanık bir suda yokoluş gibi.
Gözlerimde beyaz kelebekler uçuşuyor ve beni kendime getiriyorlar yavaşça beyaz odalarda...
Unutuşum başka bir sendi.
Ben ölüyordum Tropiko.
Unutuşun beyaz romansıyla ölüyordum.
Söyleyecek başka bir şeyim yok artık.
Unutmak istemiyordum oysa.
Güzel kalan yaralarda vardır çünkü...
Limon kokulu, yağmurlu kadınlar vardır.
Hiç unutmayan kadınlar vardır... limon kokulu... herşeye rağmen... yağmur kalan kadınlar vardır...
Ben iyiyim şimdi…
Sen nasılsın?
Lale Müldür
10 notes · View notes