Tumgik
#Nuh tufanı
mnsrykt · 8 months
Text
"Bugün tipik bir Nuh tufanı yaşıyoruz. Eğer insanlar Nuh aleyhisselamı iyi anlasalar görürler ki senaryo ve roller değişmemiştir. İbrahim aleyhisselamın ateşe atılması, atalarımızdan birinin başına gelen bir belanın anlatımından ibaret değildir; Allah ile kulu arasındaki, ucu cennet ya da cehennemle bitecek imtihanın dünyadaki pratiklerinden biridir. Kıyamete kadar ne İbrahim aleyhisselam ne de Nemrut'u bitmeyecek dünyanın."
23 notes · View notes
doriangray1789 · 9 months
Text
BÜYÜK TUFAN
genellikle bir deitenin veya deitelerin, ilahi bir intikam biçimi olarak insanoğlunu temizlemek ve günahlardan arındırmak için medeniyetleri yıkmak için kullandığı iddia edilen bir araçtır. çoğumuzun bildiği en yaygın hali nuh tufanıdır, semavi dinlerinin üçünün de kabul ettiği bir olaydır. mezopotamya'da bir çok farklı kültürde rastlanılsa da mezopotamya dışındaki uygarlıkların kültürlerinde de yer alması sebebiyle bu tufan felaketinin ortadoğuda gerçekleşmiş yerel bir olaydan ziyade bütün dünyayı etkilemiş olarak küresel bir felaket olabileceği ihtimali söz konusu. ancak günümüzdeki bilim bütün dünyayı etkileyebilecek küresel bir tufan felatinin çok da mümkün olmadığı görüşünde. bu yüzden bu tufan hikayelerinin küresel tek bir tufandan ziyade görece yerel tufanlardan esinlenilmiş olması daha güçlü bir ihtimal.
nuh'un yaradılış tufanı dışında yunan mitolojisinde deucalion ve pyrrha, hinduizm'de manu, çin mitolojisinde gun-yu, iskandinav mitolojisinde bergelmir, maya mitolojisinde k'iche', kuzey amerika'da lac courte oreilles ojibwa kabilesinde, yine güney amerika'da muisca ve canari kabilelerinde ve son olarak avustralya'nın aborjinlerinde bile yer alan bir motiftir. nuh, manu, gun-yu, bergelmir ve diğerleri de hikayenin kahramanları oluyor, tufandan sağ çıkıp insanlığı devam ettirmekle görevli tanrıların seçtiği elçiler olarak düşünülüyor. bizim aşina olduğumuz nuh tufanının ise nuh öncesi üç farklı versiyonu mevcut, bunlar sümer mitolojisinden ziusundra destanı ve babil dönemlerinden kalma gılmamış destanı ile atrahasis destanı olarak geçiyor. içlerinden en eskisi olan ziusundra destanının bilinen en eski yazıtı milattan önce 1600'lü yıllara dayanıyor.
sümer tarihinde tufan öncesi kralların çok uzun yaşadıkları görülüyor, tufan sonrası krallar ise çok daha kısa ömürlere sahip olmuşlar. ki burada çok uzundan kastım 20 ile 45 bin yıl arası bir zamana tekabul ediyor. nuh peygamber için de tufandan sonra 350 yıl civarı, toplamda 950 yıl civarı yaşadığı öne sürülüyor. tufan sonrası sümer kralları çok nadiren bin yıl yaşayabilmiş, çoğunluğu 100 yılın altında bir ömre sahip olabilmiş. adem 900 yıl, ibrahim 175 yıl, musa 120 yıl yaşamış deniliyor. tufandan önce neden insanların bu kadar uzun yaşadığının söylenildiğiyle alakalı çok bir fikre sahip değilim, dinlerin yazılış tarihlerindeki insanların hesaplarıyla alakalı olabilir veya kullanılan takvim sistemleriyle. ne yazık ki bu konuda araştırma yaparken tanrıdan bağımsız bir cevap bulamadığım için işin bu kısmını detaylıca açıklayamıyorum. çünkü "tanrı öyle istemiş" benim gibi biri için pek tatmin edici bir cevap sayılmaz. ama günümüzde insanın biyolojik ömrünü düşününce bu sayıların büyük ihtimalle uydurma veya mantıksız bir hesaba dayandığını söyleyebiliriz. çünkü sırf tufan sonrası yaşamış sümer krallarının hüküm sürdükleri süreleri topladığın zaman milattan sonra 10,000 küsürlü yıllara karşılık geliyor. tufan öncesinde hüküm sürmüş olan 8 kralın toplam 240 bin yıl kadar bir süre hükmetmiş olduğu söyleniyor ki insanlığın tarım devrimi ve yerleşik hayata geçişi yaklaşık 10 bin yıl önce gerçekleştiğinden bu sürelerin mantıksız olduğu görülebiliyor.
destanın sümer halinde ziusundra tanrıların insanlığı yok etme planlarını duyar ve bir gemi inşa eder. yahudi incilinden gelen yaradılış destanında ise yehova nuh'a gemi yapmasını emreder ve tufandan sonra insanlığı bir daha asla bir tufan ile yargılamayacağını buyurur. nuh destanına içerik olarak en yakın bilinen tufan destanı m.ö. 700'lere dayanan, gılgamış destanının babilli bir kopyasında yer alıyor. gılgamış destanında bahsi geçen gılgamış döneminin sümerlere bağlı şehir devleti olan uruk'un kralıdır bu arada, gılgamış destanında tanrı ea tarafından gemi yapmakla yükümlendirilen kişi utnapishtim'dir.
bu kadar genel kültür yeterlidir herhalde, tanrıları ve 45 bin yıl yaşayan kralları bir kenara bırakıp bütün bu destanların arkasında yatan olaya bakmak istiyorum. çünkü amerika'dan avustralya'ya, iskandinavya'dan çin'e kadar uzanan geniş bir coğrafyada yer alan bu destanların nasıl bir felaket sonucu ortaya çıkmış olabileceği işin literatür kısmından daha çok ilgimi çekiyor. ilk olarak bu tufanlara neyin yol açtığını düşünmek gerekiyor. ortada bir çok senaryo söz konusu. sümer tufanı veya nuh tufanı olarak bildiğimiz olayın aynı olaya karşılık geldikleri düşünülünce, eski sümer şehirlerinin kalıntılarından bir tufanın gerçekleşmiş olduğu kesinlikle gözlenebiliyor.
ilk olarak sümer uygarlığının şehirlerinin ve basra körfezinin bir kısmının mevcut olduğu haritayı eklemek isterdim
eğer ki sümer uygarlığı bu tufanı yaşadılarsa, tufan çok büyük ihtimal ile bu bölgede gerçekleşti. haritada fırat ve dicle nehirleri de mevcut.
peki ama bu kadar su nereden geldi, bu sorunun birkaç farklı cevabı var ortada. ilk ve belki de en basit olan cevabı, m.ö. 3000'li yıllarda hint okyanusuna düşen yaklaşık 30 kilometre çapa sahip bir meteor olabileceği düşünülüyor. meteorun yarattığı kratere bugün burckle krateri deniliyor, görselden de bakıldığında bu meteorun sümer, çin ve avustralya'da gerçekleşebilecek bir tufanı açıklayabileceği aşikar. ama çin tufanının sümer tufanıyla alakasız oluşu ve aborjinlerin tufanı hakkında pek bilgi sahibi olmamamız bu meteorun sadece sümer tufanına yol açmış olabileceğini gösteriyor. zaten amerikan tufanları düşünülünce bu meteorun küresel bir tufana yol açmış olması ihtimali düşük gözüküyor. ama sümerler dönemindeki nuh'un gemisinin güneydoğu ırak'tan ağrı dağı'na ulaşmasını mantıklı bir şekilde açıklayabiliyor. görselde ağrı dağıyla fırat ve dicle nehirleri de mevcut. günümüzden 5 bin yıl önce gerçekleşmiş ve meteordan kaynaklı bir tufan deniz seviyelerindeki yükselmelere ihtiyaç duymadan gerçekleşebilir, çünkü 5 bin yıl önce deniz seviyeleri günümüzdekinden çok daha farklı değildi. ki sümerlerin geç neolitik çağdan bronz çağının ortalarına kadar yaşadıkları, tufan felaketinin de neolitik çağdan bronz çağına geçiş esnasında gerçekleşmiş olabileceği de düşünülünce mantıklı bir teori gibi geliyor. sümerlerin m.ö. 4500'den m.ö. 1900'lere kadar yaşamış olduklarını da düşününce bu meteorun yaratabileceği bir tufana maruz kalmış olma ihtimalleri çok güçlü. keza sümerlerin yaşadıkları dönemlerde de deniz seviyelerinde ciddi bir yükselme mevcut değil.  yine sümer/nuh tufanı için bir başka fikir de tufanın Basra körfezinin
dolumundan kaynaklı olabileceği görüşü. daha sonra detaylarına gireceğim, ancak son buzul döneminin sona erişiyle yükselen su seviyelerinin hürmüz boğazını aşmasıyla bölgeye tufan etkisi yaratacak bir tsunamiye sebep olmuş olabilir. bunu bir barajın yarılmasıyla barajın tuttuğu bütün suyun bir vadiye boşalması gibi düşünebilirsiniz. su seviyeleri hürmüz boğazını aşamıyorken boğaz, doğal bir baraj görevi görmüş olabilir. ki benzer bir olayın aden körfeziyle kızıldenizde olmasının hz. musa'yı kovalayan firavunun su altında kalmasını da açıklayabileceği düşünülüyor. her ne kadar kızıldeniz bu olaydan çok daha eski bir deniz olsa da su seviyesindeki ani bir yükselme böyle bir efsaneyi destekleyebilir.
hint denizine düşen meteorun tektonik levhalarda ve fay hatlarında yaratacağı stres ile oluşan bir deprem, hürmüz boğazında bir yarılmaya ve dolayısıyla basra körfezine ciddi bir su akışı olmasına sebep olabilir. basra köfezinin oluşumu 15 bin yıl öncesine dayandırılıyor. avrasya ile arabistan tektonik levhalarının çarpışması sonucu oluştuğu düşünülüyor, ki bölgedeki zagros dağları da bu teoriyi destekler nitelikte. kızıldenizin sürekli açılmasıyla (yatay olarak genişliyor) arap levhası afrika levhasından her yıl kuzey ile kuzey-doğu arası bir istikamette 1.2cm civarı uzaklaşıyor. bu ayrılma ile arap levhası iran'da bulunan fayları sıkıştırıyor ve bu etki kuzey anadolu fay hatlarında meydana gelen depremlere dahi yol açabiliyor. meteor teorisinin böyle bir yanı da mevcut, özellikle meteorun yarattığı bir tsunami dalgasından ziyade yol açabileceği bir deprem de tufana sebep olmuş olabilir.
9 notes · View notes
magazinxhaberler · 2 months
Text
Hafta sonu Netflix'te bir solukta izleyeceğiniz film önerileri
Tumblr media
Hafta sonu Netflix'te bir solukta izleyeceğiniz film önerileri
Agatha Christie’nin aynı adlı romanından uyarlanan “Murder on the Orient Express”, dünyaca ünlü dedektif Hercule Poirot’un lüks tren Orient Express’te bir cinayetin ortaya çıkmasıyla kendini bir soruşturmanın içinde bulmasını konu alan gizemli bir cinayet filmidir. Olaylar karışmaya başlarken, ilgi çekici ve sürükleyici bu filmi mutlaka listenize eklemelisiniz.
Nuh Tufanı
Tarihin ünlü davalarından bir tanesi olan “Chicago 7”, 1968 yılında Chicago’da Demokratik Ulusal Kongresi’nde düzenlenen protestolar sebebiyle ve komplo kurma gerekçesiyle suçlanan 7 sanığın duruşmasını konu alan bir film. Çarpıcı sahneleri ile sizi derinden etkileyecek.
Play
Filmimiz, kız kardeşinin düğününde hiçbir aksilik çıkmaması için elinden geleni yapan bir adamın yaşadıklarını konu alıyor. Adamımız bir yandan bu mutlu gün bozulmasın, tatlar kaçmasın diye uğraşırken, bir yandan daFilmimiz, iki eski dostun yıllar sonra birlikte İskoçya’da çıktıkları avda yaşananları ve sonrasını konu alan bir Netflix filmi. 1986 yapımı kült klasik olan Top Gun’ın devam filmi Top Gun: Maverick, Pete “Maverick” Mitchell hikayesini yıllar sonra tekrar ele alıyor. Filmde artık deneyimli bir test pilotu olan Maverick, en iyilerin eğitildiği Top Gun’a geri dönüyor ve burada eski dostu Goose’un oğlu olan Rooster’ı eğitmekle görevlendirilir. Geçmişle yüzleşmenin ve fedakarlıkların sonuçlarının en iyi ele alındığı yapımlardan biri olduğunu söylemek mümkün. Nefes kesici hava gösterilerini de unutmayalım!
Read the full article
0 notes
dalaz3456 · 5 months
Photo
Tumblr media
(Gannuşi:Aksa Tufanı Nuh tufanı gibi olacak gönderdi)
0 notes
afgunes · 9 months
Text
AŞURE
Nuh tufanı sonucu uzun süre denizde olan gemide kalan son baharatları bir araya getirilerek yapılan yemek olduğuna inanılan aşure özellikle konu komşuya dağıtılmasıyla da önemli bir toplumsal birliktelik örneği. Şunu belirtmek gerekir ki her evin aşuresi diğerinden illaki farklı olur ama yardımlaşma ve ikramının huzuru herkes için aynıdır. Çeşit Çeşit Genellikle ay takvimin Muharrem ayında…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
hudaicakmak · 4 years
Photo
Tumblr media
               NUH TUFANI GERÇEK DEĞİL Mİ?
 Alıntı: http://tr.wikipedia.org/wiki/Evrim
    Bu din adamları, tüm canlı türlerinin, Tufan esnasında Nuh'un gemisine sığamayacağını, bu nedenle bir kısmının sonradan ortaya çıkmış olması gerektiğini düşünüyorlardı.
    Cevabımız:
    Nuh ve Nuh tufanı ateistlerin sıkça gündeme getirdikleri dinlerin akıl mantık dışı olduğunu gösterme amaçlı konulardan biridir.
   Ateistlerimiz (akılları sıra) bu ve benzeri konuları gündeme getirerek ateizmin modern çağın bilimsel görüşü olduğunu kanıtlama çabasına girmişlerdir.
    Ateistlerimiz Adem ile Havva’yı ret ve inkar ile akıl, mantık ve bilim dışı dini hurafe kabul ederler ama insanlar dahil tüm memelilerin sivri fareye benzeyen bir canlıdan evrildiği saçmalığını bilimsel gerçek kabul etmede bir sakınca görmezler.
   Fakat biz inançları dolaysıyla dini bilime karıştırmayız. Tanrının-Yaratıcının varlığı dahil her konuyu sorup soruştururuz. Hiç bir öngörüyü peşinen kabul ya da ret etmeyiz.
    Önce şunu belirtelim.
    Nuh tufanının tüm dünyayı (dolaysıyla tüm canlıları) kapsamadığı,  lokal bir olay olduğu konusunda çok ciddi bulgular ve kanıtlar vardır.
   Tüm dünyayı kapsaması zaten fiziken mümkün değildir.
   Tufan yaklaşık otuz bin sene önce Mezopotamya bölgesinde gerçekleşmiştir. Dolaysıyla tüm canlı türlerinin Nuh’un Gemisine binmeleri söz konusu değildir.
Zaten İddia da  böyle değildir. Yörede yaşayan canlı türlerinden birer çiftinin gemiye alındığı şeklindedir.
1 note · View note
hoopdedikyt · 3 years
Video
ONLAR NUH TUFANINDAN ÖNCE GELDİLER YİNE GELECEKLER BU KEZ AKIN AKIN İSTİ...
0 notes
spesyalinozeli · 3 years
Text
İçimde bi nuh tufanı ben bırakıp kaçmışım
82 notes · View notes
okur46blog · 2 years
Text
GÖZLERİNİN NÂRINDA
Âh o mahmur gözlere baksam kıyamete dek
Âzâde olur gönlüm derd ü gam u elemden
Anlamam hayat mıdır ölüm müdür tek gerçek
Ne aksa hep sensindir seni yazan kalemden
İfâdesiz hislerle bağlandı sana gönül
Cümle zaman ve mekân gül yüzünün sûreti
Sen de sev ki sevdiğim sevmeye kana gönül
Artsın zaman aktıkça gönlümün muhabbeti
Sanki çöl âteşine gökten ummân döküldü
Kaynıyor Nuh tufanı misâlince an be an
Bahtım nice yıl sonra ilk defa sende güldü
Aklım der ki gönlüme sevdiğini an be an
Leblerin âb-ı hayat gözlerin nâr-ı aşktır
Yandıkça içmek için, içtikçe yanmak için
Sînen kaybolacağım sonsuz diyâr-ı aşktır
İzin ver de gireyim ıtrına kanmak için
Hapseyle müjgânının nurlu sayebanına
Kalayım ruhsârının sonsuz gülizârında
Erişsin mahzun cânım yegâne cânânına
Kâfî’dir bu saadet gözlerinin nârında
Kâfî. 🌹
8 notes · View notes
onderkaracay · 1 year
Text
Tumblr media
🗣️ Susuz Bir Tufanda Yıkanıyor Dünya
Su dünyanın sevgisiydi
Sevgi insanın özü
En son nuh tufanında yıkandı dünya
dünyanın gemisi Anadolu da.
Sonra insan tam temizlenememiş olmalı ki dünyanın kötü ve kötülükleri bir daha yıkanamasın diye su da çürüdü
Suyla yıkanan her şey temizlenmez oldu
Başta tefeciliğin diğer her kötülüğün organize bir şekilde kirletmediği canlı ve doğa kalmayınca
Mahşer tufanı ile Anadolu'dan susuz yıkanmaya yeniden başladı dünya
O kut ruh Nuh tufanı'nın koptuğu boğazda boğazladı tüm zalimleri
Aynı gemi başka bir kılık ile susuz bir denizde yüzerek susuz yıkmaya ve yıkamaya başladı
Karşısında tefecilik adına her holdingin bir amiral gemisi vardı. Birisinin itibarını batırdı, birini ibret olsun diye canından etti.
Yaşanan sancının sebebi ondandır
Aşırı kirlenmiş dünyanın kötüleri yenilmemek için ilk kez direnişe geçtiler
Çalarak sahip olduklarını sandıkları maddi güçlerine çok güveniyorlardı
Hatta kendilerinin yaptığı gibi her insanın onların yarattığı bu tanrıya tapmasını istiyor bunu hiç utanmadan sıkılmadan dayatmaya kalkıyorlardı
Karşılarında ki gücün nasıl bir güç olduğundan haberdar oldukları halde geri dönüş olanakları kendilerine göre olmadığı için inatlaşmayı seçtiler. Onları kullananlar onlara başka bir seçenek tanımıyordu zaten!
Bir virüs yaydılar dünyaya güç pekiştirmek ve tam esir alma çabasının bir devamı olarak maddi güçlerini daha da artırmak yoluyla güven tazelediler.
Azmak böyle bir şey işte/gözleri dönmüş kötülük istediğini yapamadığı için azmaktan başka bir çaresi yok ki!
Şimdi kötülüğün çıkarına kendi ürettikleri silahlarla kimin kiminle ne için savaştığı belli olmayacak bir savaşa dünyayı sürüklemek peşinde koşuyorlar
Yaşattıkları kötülüğü kendileri yaşayana kadar ve ürettikleri debdebeye güvenerek insanları kendi kötü yanlarına yeniden çekmek için her hileye sonuna kadar başvuracaklar
Nuh iyilik adına yedi yüz elli yıl yaşadı diye rivayet edilir
Yetmemiş belli ki
Kötülüğün kendi rezilliğini görmesi ve yaşaması için bir o kadar yaşama süreci bu şekilde başladı. Canlı ölü kelimeleri ilk kez yan yana kullanıldı
İvmesi azalarak bitecek bu kötülük
Onların kötülük adına sahip oldukları maddi güçlere aldanan her insan bu kötülüğe bir yerinden bulaşmak zorunda kalacak
Kendini ve ne yaptığını anlamakta zorlanacak insanlık
Sonunda Anadolu ve Türkler insanlığa yine umut olacak
Bir insanın ömrü süresine sığmayacak bir ibret bu!
Anlaması anlatması kadar zor.
Bir tek susuz mahşer tufanında ibret olsun diye boğulan hariç, canlı ölülere dönüşenler dışında kimse anlamayacak o kötülüğe bunu yaşatmak adına devam edenin ne olduğunu!
Kötülere alet olanların da kötü olduklarını anlayacakları bir zamana kadar sürecek bu susuz temizlik.
O gemi yine Anadolu'da oturdu karaya.
Günü geldiğinde keşfedilecek. Maddi güçlerini kullanarak engellemeye ve gizlemeye çalıyorlar. Bu da o ibretin bir parçasıdır. Beyhude bir çaba olduğunu bilerek bunu yapıyorlar.
Neden kötüler kötü ve kötülükten vazgeçmiyor diye hayıflanan her insan kötülüğe kendi katkısının ne olduğunu zamanı geldiğinde farkına varacak. İyi olduğu zannı ile yaşayanlar iyi olmadıklarını idrak ettiklerinde iyi olacaklar.
Kötülüğün tüm kartondan kalelerini yıkarak ve susuz yıkayarak ilerliyor o gemi!
Temizleniyor dünya yine Anadolu'dan başlayarak, nuh tufanının koptuğu boğazın teslim edildiği bir ulusun kut görevi gereği yapıyor bu iyiliği.
Bunun için nefsinden yine soyundu o ruh!
İnsanlık nefsinden soyunmak ile ilk kez tanışıyor.
Çünkü kötülük nefsi ile yaşıyor.
Nefsine teslim birinin bunun ne demek olduğunu anlaması mümkün değil
19 Mayıs 1919 tarihinde de o boğazı geçerek Anadolu'ya geçmişti o kut görevin gereğini yapmak için asil bir ruh.
Tarih ilerisini görebilenlere sahne verir.
O ruh yine sahnede. Gemi ve kaptanı deryada. Kendi adına beklentisiz bir görevi icra ediyor.
Sonunda tekel zihniyetinin tek eli de boş kalacak.
Temiz dünya yeni misafirleri ile yeni bir dünya kuracak. Mimarı sonradan idrak edilecek.
] Önder KARAÇAY [
3 notes · View notes
etaali · 2 years
Text
Tumblr media
Bu zamanların tufanı Nuh tufanından daha serttir ve kurtuluş gemisi Kur'an'dır.
Gemi sakinlerinin hoş haline.
Allame Hasanzade Amuli.
2 notes · View notes
doriangray1789 · 2 years
Text
EFENDİ KİM? Sevdiğim bir arkadaşımın, Doğadaki her varlığın görsel bir dili vardır..sözüyle başlayan bir girişinden sonra 'İnsan da doğanın bir parçası, olduğuna göre, sadece konuşabildiği için kendisini doğanın efendisi olarak mı görüyor.Yoksa asıl efendi doğa mı..? sorusu geldi
Tumblr media
İnsan, hayvan ve doğa Her biri evrenin bir arada yaşamaya mahkûm ettiği bir parçası. Lakin, varoluşlarından bu yana beraber yaşayabilmeyi ne derece başarabildikleri hususu bir muamma. Peki ya bir gün tüm bu anlaşmazlık sahneye çıksa?
Tumblr media
Neler izlerdik?Kim kazanırdı üstünlüğü?İnsan mı?Hayvan mı?Doğa mı?Kimdir bu evrenin efendisi?Veyahut gerek var mıdır bir efendiye? Cevaplar yine sanatın içinde verilmiş gibi - Doğanın kendisi de bir sanat değil midir?
Tumblr media
Sanatçı Emin Mete Erdoğan, Nuh Tufanı mitinden hareketle “The Flood” adlı sergisinde tüm bu sorulara cevap aramış Nuh Tufanı günümüze gelseydi nasıl bir manzara olurdu?” sorusu sergideki işlerimin temelini oluşturuyor.
Tumblr media Tumblr media
Geçmişe ait bir anlatıyı günümüze taşıyarak, o hikâyenin karakterlerinin yani insan, tanrı, doğa ve birbirleriyle olan ilişkilerinin şimdiki zamanda karşılıklarının izini sürmüş... Bu süreci geçmiş veya şimdinin iyilemesi veya kötülemesi olarak görmüyorum.
Tumblr media
Bundan elli bin yıl önce Aborjinlerin ataları Avustralya’ya ilk geldiklerinde, kıtada on tane büyük memeli türü vardı. Kısa süre içinde sadece bir tanesi varlığını sürdürebilir hâle geldi. Bahsettiğimiz insanlar dünyanın en masum görünümlü kişileri. İnsanın insan oluşundan dolayı bir krizi var. Bu durumu zaman ve mekândan ayrı,insanın arzu tatmin mekanizmasının dişlilerinin işleyişiyle ilgili olarak tanımlanabilir.Kutsal metinlerden İnsanın anladığı evrenin kendisi için yaratıldığı kendi varoluşunu henüz tanımlama becerisini
Tumblr media
gösterememiş İnsan acaba kendisini bu yönüyle tanrılaştırmış mı oluyor ? İnsan doğa olaylarını kendi gibi bir varlığın oluşturduğunu düşünen bakış açısı ile neredeyse her açıklayamadığı şeyi mistifiye eden bir varlık olmuş eski çağlardaki bu durum da bir süre sonra tanrı. enflasyonuna yol açmış Sanırım sorun bir süre sonra kutsalın mitolojiye dönüşme sürecinde yaşanıyor. Nietzsche’nin dediği gibi Tanrı’yı öldüren insanın anlam krizi ve yerine ne koyacağı sorunsalı ortaya çıkıyor. Çünkü o anlam, insanın belki de en çok haz devşirdiği bölüm.Ben insanın daha fazla hazdan başka bir şeyi seçebileceğine inanmıyorum. Burada antropik ilke ortaya çıkıyor. Evrendeki her şeyin insan için işlediğini sanma yanılgısı. Doğa, masumun tanımı; insan ise seçim hakkı verilen yüce ruhtan üflenmiş olan konumuna yükseliyor.İnsan tanrı kavramının kendisi ve onunla olan ilişkisi üzerinden kendini doğadan ayırır. Yani doğanın üstüne çıkar. Artık hayvan, güneş ve kara delikten başka bir kademeye yükselmiştir. Seçilmiş olandır.
Tumblr media Tumblr media
Doğadan koparılmış ve teolojik olarak çocuklaştırılmış kuyruksuz iki ayağı üzerinde yürüyen bir maymunun haz çığlıklarını bugün dünyanın her yerinde ve güneş sisteminin bir kısmında gözlemleyebiliyoruz.
5 notes · View notes
fiemanillah · 4 years
Text
Tumblr media Tumblr media
" ben Nuh değilim, al bu tufanı kalbimden.." Allahım bu sözde kayboldum .. yüreğime tufan değdi ..belki yaşamadı ama değip geçti ..
628 notes · View notes
transatlantikkedi · 3 years
Text
İçimde bi nuh tufanı ben bırakıp kaçmışım'
7 notes · View notes
aysisii · 4 years
Text
Ya az bile kalıyorsa?
Efsaneye göre; Nuh Peygamber zamanında,insanlar doğru yoldan sapmış,düzen bozulmuş,Tanrı’ya isyan etmişlerdi.Tanrı,bunları cezalandırmayı kararlaştırmış ve Nuh Peygamber’e bir gemi yapmasını emretmiş.Herkes onunla alay ediyor,başlarına gelecek felakete bir türlü inanmıyorlamış.Derken geminin yapımı bitmiş,tufan kopmuş.İlahi emir gereğince yer yüzünde bulunan bütün canlılardan, erkek-dişi birer çift gemisine alan Nuh Peygamber ile ailesi ve iman eden bazı yakınları kurtulurken,“tufan olursa, ben bir dağa sığınırım” diyerek gemiye binmeyen bir oğlu ve Tanrı’nın gazabına uğrayan insanlar yok olmuş. Bu hikayeden herkesin aynı dersi çıkardığına eminim ama bilirsiniz biz “ileride bunlar nerede işimize yarıyacak ki yaa?” diyerek derslerden kaçan bir nesiliz..Bak gördün mü ne oldu şimdi?!  Her insanın içinde yaptığı bir eylemin mutlaka cezasının da olacağı bilinci taşıdığını biliyor muydunuz? “Bugün çok güldüm yarın kesin ağlayacağım”,”keyfim çok yerinde kesin kötü bir şeyler olacak”,”fırtına öncesi sessizlik bu her şey daha beter olacak!” gibi niceleri bunun bir kanıtı niteliğinde.Peki bu kadar küçük olaylarda bile cezalandırılacağını düşünen insanoğlu asıl ayıplarının cezasından neden çekinmiyor? Başımıza gelen felaketlerin sorumluluğunu bir insana yakışır şekilde kendi üstümüze değil “2020″nin üzerine yüklemek elbette işin kolay kısmıydı.Ancak içten içe bunu hakketiğimizi biliyorduk.İçimizden bir ses “Belki de olması gereken bu.İnsanoğlu yüzyıllardır kendisini tanrılaştırıp dünyanın hakimi olmaya,insanlara hükmetmeye çalıştı.Doğayı emrine sunulmuş köleden başka bir sey olarak görmedi.Bunu hakettik!” diyordu.Aslına bakarsanız doğal seleksoyunu bu zamana kadar fazlaca gördük,duyduk.Nuh Tufanı Efsanesi günümüze kadar ulaşmıs en iyi örneklerden biridir.Bu nadide yaşamı haketmeyecek kadar vahşiydik ve elbette ki bir “reset” gerekliydi, bunu zaten biliyorduk..     “Dünya oluşalı 46,İsa doğalı 5 saniye geçti.” diyor Carl Sagan.Neredeyse mikrosaniyelik ömrünüzü doğaya ve kendinize sevgi ve saygıyla geçirmeniz;mutlak bir döngü içerisinde olduğumuzu unutmamanız dileklerimle bir sonraki yazıda görüşmek üzere dostlarım esen kalın..🍀❤
71 notes · View notes
1-yolcu · 4 years
Text
Tufanı bütün dehşetiyle görüp de Nuh Aleyhisselam’ın gemisine binmek veya binmemek neyi ifade etmiş ise, bugün içinde bulunduğumuz tufanlardan kurtulmamız için bu gün ve geceleri ilâhi bir fırsat bilerek kurtuluşa koşmak da aynı manayı ifade etmektedir.
Seyyid Mübarek
43 notes · View notes