Tumgik
#boğazlar
yfs-t-t-2623 · 3 months
Link
Amerika Birleşik Devletleri, neden Montrö Boğazlar Sözleşmesini değiştirmek için Türkiye ile müzakerelere girmeye çalışmaktadır? Montrö Boğazlar Sözleşmesinin Türkiye için önemi nedir?
0 notes
onderkaracay · 1 year
Text
Tumblr media
🗣️ Üç Cephede Savaşıyoruz
16 Türk devletinin yıkılma sebebi göç ve iç savaştı.
Her göçün amacı demografik yapı değişikliği ve iç savaş çıkarmak yoluyla hedefe konan devleti ortadan kaldırmaktır.
Hiçbir Türk devleti başka bir devletin ve gücün kazandığı savaş ile yıkılmadı.
Dünya'da ki yeni oyun Anadolu'yu Türksüzleştirme projesi ile oynanıyor.
Yeni bir dünya kuruluyor yalanını bunu gizlemek için algı değiştirmek amaçlı kullanıyorlar.
İçimiz bozuk olunca köşe başları bu amaca yönelik tutulmuş olduğu için sanıyorlar ki bu çok kolay olacak.
Deprem Türk ulusuna evsiz ve yurtsuz kalacaksın bu gidişle mesajını verdi.
Milyonlarca insanı uyandırdı.
Anadolu'yu Türksüzleştirme projesinin oyuncuları boş durur mu?
Hemen harekete geçtiler.
Üniversitelerin kapatılarak dijital eğitim ile yurtların depremzede yurttaşlar için kullanılması kararı deprem bölgesini boşaltmak amaçlı kötü bir niyetin ürünüdür.
Türk devleti depremde evsiz kalan insanlar için o bölgede her türlü tedbiri alabilecek bir devlettir. Halkın yardımlaşma seferberliği de bunun ispatıdır.
Deprem bölgesini hızla boşaltmak yeni bir imar planını hızla uygulamak ve Suriye'den yeni göç gelmesinin önünü açmak istediler.
Daha önce para karşılığı ülkeyi göçmen tampon bölgesi yaparak demografik yapı değişikliği oyununun bir parçası olanlar söz konusu para olunca bu oyuna da gelmenin bir yolunu bulmak için çaba harcayacaklardır.
Batılılar deprem sonrası birden bizim onların dost ve müttefiğimiz olduğumuzu hatırladılar.
Buna aldanan ülkede bol olunca haliyle işleri de bu anlamda kolay oluyor.
Son yirmi yılda bize karşı üç cephe açıldı.
✓ Birinci Cephe
Birincisi Irak'ta ilk bomba karşılığında alınan para ile Irak'ın kuzeyinde bir çakma devlet kurma ülkemizi yönetenler sayesinde gerçekleşti.
Bu cephenin ikinci parçası Suriye oldu.
Bir hafta içinde Emevi camisinde namaz kılacağız diye emperyalizmin ekmeğine yağ sürdüler.
Amaç ülkemize göçmen transfer etmekti.
Ülkemizden koparmak istedikleri Akdeniz'e limanı olan ve Anadolu'nun en önemli limanı Hatay ve İskenderun körfezini ele geçirmektir.
Dede Korkut'un dediği gibi kahpe içeriden olunca kapı kilit tutmaz oğul sözü Suriye meselesinde adeta sahne aldı.
✓ İkinci Cephe
İkinci cephe İran sınırında mayınların temizlenmesi Afganistan'dan Amerika'nın istediği terör unsurlarının ülkemize girmesinin yolunun açılması ve İsrail terör yapısının sözde İran'a karşı Azerbaycan devleti ile birlikte hareket etmek adına o bölgede fitne ve fesat üretme fırsatı bulmasıdır.
Azerbaycan devleti de bu konuda tuzağa düşmektedir.
Amerika ve Rusya'nın amacı bu bölgede büyük Ermenistan devleti kurmak ve Türkiye Cumhuriyeti ile Asya da ki Türk devletleri ile bağını tamamen koparmaya yöneliktir.
Ermenistan devleti güney bölgemizde kurulması düşünülen ikinci çakma devlet Kürdistan'ın da yaşaması adına hayati bir konu olduğu için bölge aynı birinci dünya savaşında olduğu gibi bir paylaşım hazırlığına sürüklenmek istenmektedir.
✓ Üçüncü Cephe
Üçüncü cephe Yunanistan'ın adaları işgal etmesi Ukrayna'nın Rusya'ya yem edilerek Karadeniz tarafından bir cephe bize karşı daha açmak Türk Rus işbirliğini önlemek hatta birbiri ile savaştırmaktır.
Boğazların hakimiyeti, Karadeniz'de hakimiyet sağlamak ve İstanbul'un Helen yapılması projesi üçüncü cephedir.
Yirmi yılda yapılan özelleştirmeler, yabancıya toprak, mülk, maden ruhsatları ve yurttaşlık satışının, göç ile demografik yapı değişikliği niyetinin iç savaş çıkarmak ile bağlantılı amacı bu hedefi gerçekleştirmeye yöneliktir.
Pandemi ile ekonominin zayıflatılması, aşılar ve gıdalar ile insan sağlığının bozulmasına yönelik tüm çabalar bu amaca yönelik kötü niyetli çabalardır.
Tarımın ihmal edilerek yüksek kur ile ithalata bağımlı hale getirilmesi bu amaca yönelik bir çabadır.
Otoyollar, köprüler otomobil satışları enerjide dışa bağımlı olmayı artırmak yüksek döviz kuru ile büyük vurgun vurmaktır.
Tarım alanlarının bile inşaat ve imara açılması neredeyse tamamı yabancılara ait siyonist bankacılık sektörüne tüm kaynakları aktarmaya yönelik bir çabadır.
Dünyada ilk kez bir bankacı yirmi yıla yakın bu sektörün içinde kaldıktan ve karanlığın sicilini tuttuktan sonra bu rezaletin iki yüzlü halini kitapla bütün insanlığa haykırma başarısını bu şer düzenin Anadolu'dan yıkılmaya başlayacağını yazarak karşı çıkmış ve Mobbing Bank kitabıyla yeni bir direnişi başlatmıştır.
Mobbing Bank'ın bütün iddiaları doğru çıkmıştır.
Sonuçta kimin kazanacağı da bellidir.
Hile bir asır öncesinde olduğu gibi kaybedecektir.
Kadim devletin sırrını taşıyanlar kuvayi milliye güçleri görevlerinin başında üç cephede de savaşmaktadır.
Şeytanın rüyaları ile onun uykusuna yatanlar yavaş yavaş bu uykudan uyanıyorlar.
Uyanan Türk'ü kimsenin durdurmayacağını en iyi şeytanın kendisi bilmektedir.
Birinci dünya paylaşım savaşı niyeti yine sahneye konmuş olup bunu sonsuza kadar yırtıp atmak için Mustafa Kemal Atatürk'ün askerleri görevlerinin başındadır.
İç desteğin gücünü bertaraf ettiğimiz gün bu savaşı kamulaştırma kararlarıyla yine biz kazanacağız. O günlerin doğumunun eşiğinde sancılar çekiyoruz.
Anadolu bu sancı ile yeni bir doğuma hazırlık yapıyor.
Türkiye Cumhuriyeti sonsuzluk adına sırlar ile insanlığı yaşatmak için kurulmuş kadim bir devlettir. Onu ortadan kaldıracak bir güç dünyada yoktur.
] Önder KARAÇAY [
17 notes · View notes
danimarka-manset · 1 year
Text
Yunanistan ve Bulgaristan, Boğazlar'ı devre dışı bırakacak boru hattı projesi için harekete geçti
Yunanistan ve Bulgaristan, Boğazlar’ı devre dışı bırakacak boru hattı projesi için harekete geçti
Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile Bulgaristan Başbakanı Kiril Petkov, Azerbaycan gazını Bulgaristan’a aktaracak boru hattının açılış töreninde. Yunanistan ile Bulgaristan, daha önce rafa kaldırılan ve Boğazlar’ı devre dışı bırakan Burgaz-Dedeağaç petrol boru hattı projesini yeniden canlandırmak için görüşmeler yapıyor. Avrupa Birliği’nin pazartesi günü yürürlüğe giren Rus petrolüne yönelik…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
nevzatboyraz44 · 6 months
Text
Tumblr media
Türkiye'nin İsrail'e savaş ilan etmesini isteyenler için gelin bir savaş senaryosu yazalım.
Türkiye İsrail'e niye savaş ilan etmiyor diyenler var. Yöneticiler daha niye duruyor, askeri kullansın diyen var.
Bilgisayar oyunu havasında soruyor. Bilgisayar oyunu zannediyorlar. Yine de kabul edelim ve gelin bir savaş senaryosu yazalım.
İstedikleri gibi Türkiye İsrail'e savaş ilan ederse nasıl olur?
Bu arada şunu unutmayın.
Türkiye büyük bir savaş patlaması riskine rağmen sınırındaki PKK/PYD bölgesine bile bodoslama dalmıyor ki Filistin'e tüm askeri ile dalsın.
Türkiye'nin Gazze üzerinden İsrail'e direk savaş kararı alması bir varoluş yok oluş savaşının başlangıcı olur.
Devlet baştan bunu kabul etmiş olur zaten. Bunu kabul ederek dalar.
Yine de heyecanla gaza gelerek "Türkiye İsrail'e askeri operasyon yapsın, Mehmetçik Gazze'ye, ne duruyor!" diyenler için senaryoyu yazayım.
Diyelim ki Türkiye, bilgisayar oyunu havası yaşayan arkadaşın dediği gibi bodoslama savaş gemilerini, uçaklarını, askerini hazırladı ve İsrail'e doğru çıkma kararı aldı.
3 yol var:
Akdeniz'den gidilecek.
Havadan gidilecek.
Karadan gidilecek.
Yola çıkar çıkmaz ABD tarafından Yunanistan adalarına yığılan silahlar Anadolu'ya yönelecek.
Irak, Suriye ve çevre ülkedeki ABD üsleri, Anadolu'nun çeşitli yerlerini vurmaya başlayacak bile. Terör, saldırıya geçecek.
PYD bölgesindeki ABD üsleri Anadolu'yu ateş altına alacak.
Böylece daha İsrail'e varmadan Anadolu işgale uğrayacak. Bu büyük bir ihtimalde olacaklar şeyler.
Sadece bu mu? Başka bir aşamasını anlatayım.
Rusya, İran ve Çin hızla savaşa dahil olacak. Rusya bu savaşı bahane edip hızla Akdeniz'e daha köklü biçimde inecek.
Anadolu, tam ortada, meydanda olduğu için "savaş meydanına" dönüşecek.
Anadolu özellike Avrupalı güçler, doğulu güçler, Rusya ve ABD için savaş meydanı olacak.
Türkiye zaten şu an bunu engellemekle meşgul.
Neyse biz devam edelim.
Basra körfezine kadar gelen Çin, İran üzerinden Akdeniz'i ve Ortadoğu'yu daha çok harlayacak.
Ateşi artıracak.
Türkiye, Avrupa sınırında olduğu için Avrupalı güçler ile doğulu güçlerin "vuruşma alanına" dönüşecek.
Türkiye'nin İsrail'e denizden giden gemileri ABD, İsrail, Fransa, İngiltere gibi güçlerin nükleer denizaltıları ve savaş gemilerinden kalkan uçakları ile vurulur.
Bir kaç tane de Türkiye onlarınkini vurur.
Yani Türkiye de silahları ile onlarınkini yıpratır.
Bilgisayar oyunu havasında soran arkadaş, Doğu Akdeniz'de 4 büyük devletin denizaltılarının geldiğinden haberi yok.
Kiminin nükleer denizaltı olduğu ortaya çıktı. Devam...
Ama Türkiye İsrail'e doğru çok ilerleyemeyecektir. ��ünkü Anadolu hızla savaş alanına çevrilmek üzeredir.
Türkiye'de sahil bölgeleri yoğun şekilde boşaltılmıştır.
Birçok sahil şehri bombardımanla yıkılmaya başlamıştır.
Türkiye de elindeki tüm silahlarla vurabildiği kadar düşman araçlarını vurmaktadır.
Boğazlar ise ateş hattına dönmüştür.
Savaş anında bir haber gelir.
Konya ve Antalya'ya büyük ve etkili iki füze düşmüştür. Ciddi ölü ve yaralılar vardır. İki şehir harab olmuştur.
Bu arada sloganlardan etkilenip "Devlet İsrail'i niye vurmuyor" diyen arkadaş olayın buralara varabileceğini farketmiştir ama geçtir.
Daha bitmedi devam...
Türk askeri mühimmatı ile karadan gitmek isterse yol çok karışık. Haritayı gözünüzün önüne getirin.
Kısa yol için Suriye, Irak, Lübnan gibi bölgeden geçmesi gerek.
Bu arada bunlar izin verecek mi? Suriye zaten kurtlar vadisi, çakal ovası!
Diyelim izin verdiler. Silah mühimmatı ve silah yığınağının devamlılığını nasıl sağlayacaksın?
Zeytindalı, Barışpınarı operasyonunda bile dev silah mühimmatı ve savaş aracı yığılıyor ve uzun sürüyordu. Onda bile kolay değil yani.
Ürdün, Lübnan, Irak, Mısır ve İran silah yığmana izin verecek mi? Muamma.
Zaten bazısında çok geniş ve büyük ABD üssü var.
Devam edelim.
Tabi o sırada ABD üslerinden, İran'dan, Rusya üslerinden füzeler havada uçuşacak.
ABD üslerinden kalkan uçaklar ve füzeler her yeri yerle bir edecek.
Bu arada İran, Mısır gibi ülkelerin safı ne olacak? Tamamen muamma. Güvenilmez.
Ve Kıbrıs! Kıbrıs adasını tamamen kevgire çevirecekler.
Gazze mi? Gazze'yi kim düşünür. Olay büyümüştür. Bambaşka bir yere gitmiştir.
Peki, İsrail ne yapıyordur?
İsrail de elindeki füze, nükleer silahları, çevresindeki en tehlikeli gördüğü güçlere atmaya başlamıştır.
Türkiye'ye menzili uzak füzeler fırlatmıştır. Gazze'ye zaten çok daha dev füzeler atılmıştır bile. Mescidi Aksa da hedef alınmıştır. Zaten tam zamanıdır.
Her yer kan revandır.
Bu arada İsrail ile savaşmadığı için devlete yönetime kin kusan Bay Bilgisayar Oyunu şöyle demektedir "Bizi savaşa sokup mahfettiler! Yöneticilerin Allah belasını versin!"
Haydiiii...
Hâlbuki mitinglerde "Mehmetçik Gazze'ye" diye bağıran adamdı bu.
Savaş senaryosu çok daha geniş ama bu kadarla bitireyim.
Bu anlattığıma tepki gösterebilirsiniz. Bunu niye anlattım? Radikal şeyler isteyenlerin süreçte neler yaşanacağını bilmediğini göstemek için anlattım.
Bilgisayar oyunu sanıyor. Film stüdyosu sanıyor.
Ama şu var ki. Varoluş yok oluş savaşı gerekiyordur.
O zaman savaş ilan edilir. Bunu Devlet Bahçeli de demiştir.
Fakat akıllı devlet yüz kere düşünmeden maceraya atlamaz. Devlet işi böyledir. Siz çıldırırsınız, devlet durur.
Bakın İran'a kendi savaşmıyor. Bol tehdit savuruyor. Kim savaşıyor? Şii örgütleri organize etmiş onlar savaşıyor.
Bodoslama dalmıyor. İran'ında kadim bir devlet aklı var. Sinsidir.
Devlet binlerce açıdan bakar. Binlerce gelecek senaryosu kurar. Ona göre hareket eder. Şartlara, gücüne göre tavır alır. Tepki dozunu ona göre ayarlar.
Duruma göre gizliden yardım yapar. İz belli etmez. Durum bunu gerektirir.
Biz devleti eleştirmekte haklıyız. Devlet de stratejik iş yapmak da haklı.
Türkiye'nin Gazze'ye "ağır yardımları" Gazze'deki yeraltı koridorlarında gizlidir.
Mesele iz belli etmemekte. Alttan daha iyi yardım yapmak için gerekirse devlet Gazze'nin tamamını terörist de ilan edebilir. Bu tip şeyler Bosna ve Cezayir'de yapıldı. Kaynaklar ben de var.
Hakan Fidan'ın MOSSAD tarafından kabul edilen 5 ölümcül suçundan biri Gazze'ye yardım yapmaktır. Anladınız.
Bu arada Filistin'deki sorunun Filistinli Müslümanlar ve Siyonistler arasındaki savaştan başka çözümü yok.
İsrail, iki devletli çözümü şimdilik kabul etse bile rahat durmayacak. Çünkü kirli emelleri büyük.
Ve en önemlisi Filistin'de yaşananları buradaki şartlara göre değerlendirmeyin.
Adam HAMAS'ın H'sinin ne anlama geldiğini bilmiyor yorum yapıyor.
Kassam Tugaylarına adını veren İzzeddin el Kassam kim bilmiyor. Yorum yapıyor.
HAMAS Gazze'dir. Gazze HAMAS'tır. Elinden gelen mücadleyi yaptılar yapıyorlar.
Gazze'nin ne olduğundan haberi yok, bol akıl veriyor.
Gazze'de haftalık neler yaşanıyordu ondan bile haberi yok.
Direnenlere selam olsun...
Selam ile...
-- Mustafa Güldağı --
42 notes · View notes
yazan-kalem-siyah06 · 2 months
Text
Tumblr media
Gemi seyir defterine Jurnal denir.
Jurnal, gemi seyirde yada limandayken gemi
ile ilgili bilgilerin yazıldığı defterdir.
Geminin rotası, hızı, geldiği/gideceği liman, vardiya değişimleri hava durumu v.b. bilgiler not edilir.
Kanal, boğaz ve sığ sularda sürekli güncellenir.
Örnegin Kilitbahir bölgesi geçildiğinde;
"Saat 15:30 itibarıyle Kilitbahir geçildi ve ya 05:00 İstanbul Boğazı geçildi" yazılır.
Bu tüm Dünyada ki boğazlar için aynıdır.
ÇANAKKALE hariç.!!!
Çanakkale Boğazı seyri tamamladıktan sonra jurnal a " saat 21:30 Çanakkale ÇIKILDI" ya da "saat 21:30
Şehitlik Abidesi 2 milden selamlandı" yazılır...
Çünkü bilirler ki;
"ÇANAKKALE GEÇİLMEZ...!!!"🇹🇷🇹🇷
Tumblr media
12 notes · View notes
veganlogicdinamo · 7 months
Text
AKŞENER’E NEDEN GÜVENDİNİZ Kİ?
Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı Necip Fazıl’ı “üstat” diyerek saygıyla anan, 1996’da İçişleri Bakanlığı’na atandığında görevi devralırken “Mehmet Ağar’ın yükselttiği çıta aşağı düşürülmeyecektir” diyen, Ayasofya’nın statüsü, Atatürk’ün imzası çizilerek Erdoğan’ın imzasıyla camiye çevrilirken “Hayırlı uğurlu olsun” diyen, emekli amiraller Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni savunduğunda “Bu bir zevzekliktir” diye hakaret eden, “7 yaşından beri beş vakit namaz kılıyorum” diyerek siyasette dini kullanan sağcı birine en başta neden güvendiniz ki?
12 notes · View notes
baybaykus · 19 days
Text
Fatih Altaylı, Kanal D’de yayınlanan 'Neler Oluyor Hayatta' programında magazin gündemini yorumlayan oyuncu Hakan Ural'ın Montrö Boğazlar Sözleşmesi'yle ilgili yaptığı yorumlara ilişkin olarak, "Adam sabah magazin programı yapıyor. Araya Montreux Boğazlar Sözleşmesi ile ilgili müthiş fikirlerini sıkıştırıyor. Belli ki ne sözleşmeyi görmüş ne sözleşmenin içeriği ile ilgili bir bilgisi var. Zır ötesi cahil. Söylediği her şey yanlış. Saçmalıyor. Zırvalıyor. Ama müthiş bir fütursuzluk içinde. Söylediği 10 şeyin 9’u yalan, 1’i de yanlış. Bunları rahat rahat çıkmış ekranda anlatıyor. Muhtemelen kendisi kadar cahil olan izleyici kitlesi de buna inanıyor. Ve Hakan Ural gibiler bu cehaletleri sayesinde alkışlanıyor. İş buluyor, o koltuklara oturtuluyor" dedi. 👏👏👏
6 notes · View notes
tferyal · 2 months
Text
Tumblr media
Çanakkale’nin ruhunu bilmeyen, "Çanakkale geçilir" der çıkar.
Bilmez ki Seyir Defterinde bile "Çanakkale geçildi" denmez!
ÇANAKKALE ÇIKILDI...
Gemi seyirde ya da limanda iken, gemiyle alakalı bilgilerin yazıldığı deftere, jurnal ya da gemi seyir defteri denir.
Geminin hızı, rotası, geldiği - gideceği liman, vardiya değişimleri, havanın durumu vesaire not edilir bu deftere. Belli bir düzen ve intizam içerisinde tutulur.
Kanal, boğaz geçişleri ve sığ sularda, sürekli güncellenir jurnal.
--Örneğin Kilitbahir bölgesi geçildiğinde; "saat 15.30 Kilitbahir geçildi" yazılır.
--İstanbul Boğaz geçişi tamamlandıktan sonra jurnale yine "saat 05.00 İstanbul Boğazı geçildi" yazılır.
--Bu dünyadaki tüm boğazlar için böyledir. Çanakkale hariç!
--Çanakkale Boğazı seyri tamamlandıktan sonra jurnala "saat 21.30 Çanakkale çıkıldı" ya da "saat 21.30 şehitlik abidesi yaklaşık 2 milden selamlandı" yazılır.
--Çünkü bilirler ki Çanakkale Geçilmez!!!
__Türk askeri Çanakkale’nin geçilmez olduğunu tüm dünyaya göstermiştir.
Minnet ve Saygıyla...
Dipçe: Yaptığımız görüşmelerde, gemi kaptanları bunun yazılı bir kural olmadığını ancak bilginin doğru olduğunu belirtti..
Bir sivil uzak yol kaptanı teyitorg’a, sivil gemilerde özellikle son yıllarda kültürel olarak bunun uygulandığını ancak resmi bir kural ve yapma zorunluluğu bulunmadığını belirtti.
Görüştüğümüz başka bir kaptan da "Kural, zorunluluk yok ama adet olarak ‘geçtik’ kelimesi kullanılmıyor” ifadelerini kullandı.
Gemide çalışan bir görevli ise jurnale ne yazıldığını bilmediğini ama telsizle konuşurken “geçtik” kelimesi kullanıldığında uyarıldığını belirtti.
Kılavuz Kaptan İsmail Akpınar ise Şehitlik Abidesi’nin selamlanması meselesine ilişkin olarak, “Türk ticari gemilerde düdükle selamlanır, askeri gemiler ise bayrakla selamlar. Ancak bir zorunluluk yoktur. Genelde yaparlar. Bu tabi Türk gemileri için geçerli yabancı gemilerde böyle bir durum yok” dedi.
Alıntı
2 notes · View notes
direnenadamm · 10 months
Text
Altınlarınızı çaldılar
Topraklarınızı verdiler
Tarihi baştan yazdılar
İyi de bana ne
İnsanlığımızı ezdiler
Aydınlığımızı kestiler
Ülkeyi çoktan sattılar
İyi de sana ne
Yepyeni bir insanımız var
Düşünmeden ah, kardeşini boğazlar
Laf aramızda, aslında tek bir sorun var
Günah değilmiş memlekete olanlar
14 notes · View notes
alkolikreaksiyonlar · 2 years
Text
Güvendiğin şey gelir uykunda seni boğazlar şanslıysan mezarın çiçek açar kendine yaptığın onca şeye rağmen, haddinden fazla yaşadın kendine rağmen
46 notes · View notes
geceninhasreti · 1 year
Text
Benim boğazlar yine gitti kendi kendime nazar değdiriyorum.
13 notes · View notes
onderkaracay · 10 months
Text
Tumblr media
🗣️ Anadolu'nun Jeopolitik Sermayesini Tüketmeye Başladılar
Toprağın yoksa, gökyüzü ve özgürlük yoktur.
Toprağın satılıyor, özgürlüğün satılıyor, gökyüzü elinden alınıyor!
Hiç alınmıyorsun!
Seni yasalar ile bir torbanın içinde boğuyorlar.
Neyi, kime satacağımı kimseye sormam demeye devam ediyor.
Anadolu'nun bir tek stratejik sermayesi kalmıştı onu da batı şebekesi masaya yatırdı.
Sen hala kış uykusunda emekli maaşı pazarlığı yapıyorsun.
Yarın devletini yok ederler sonra da git devletin duruyor ise devletinden maaşını al derler.
Örneğin bir asır önce Osmanlı devletini arayan bulabildi mi?
Devleti yöneten saraydan bırakıp kaçtı!
Öncelikli neye sahip çıkması gerektiğini bilmemek gibi bir sorunu var bu toplumun.
İlle da yarın Cumhuriyeti kaldırıyoruz, Türkiye Cumhuriyeti artık yok demelerini bekliyorlar.
Bu kadar sorumsuz vurdumduymazlığa pes diyoruz.
Rusya'nın batı çetesi tarafından kuşatılmasına destek vermek tarihin önemli kırılma noktasıdır.
Sıra boğazlar ve Karadeniz'e gelirse Rusya ile savaşan ülke durumuna düşeriz.
Rusya aynı zamanda bu zihniyet yüzünden Suriye'den bizi kuşatmayı başarmış bir ülke. Tarihi hayalleri sıcak denizlere inme başarısını son yirmi yılda gösterdiler.
Yarın batı çetesi Rusya ile anlaşarak birlikte silahlarını bize doğrultur ise bunun bedelini kim öder? Bu sorumluluğu kim üstlenecek?
Biz bunu hak ediyor muyuz?
Neden bu kadere kendimizi layık görüyoruz?
Kurtuluş savaşını vererek devlet kurmuş özgür ve tam bağımsız bir ülke iken bizi bu haklarından uzaklaştıran zihniyete hala katlanıyoruz.
Hiçbir şey yapamıyor ise yapılan aleni zulme karşı iki kelime de edemez misin?
] Önder KARAÇAY [
6 notes · View notes
nevzatboyraz44 · 1 year
Text
Legendary Indian chief "Sitting Bull":
▪His story started when the whites invaded his land. Because the whites had slaughtered all the natives like animals.
▪Sitting Bull was the leader of the Lakota tribe of the Sioux people living in present-day South Dakota. He was born in 1831. He got this name at the age of 14 because of the courage and skill he showed in battle. The Indian chief achieved his greatest fame in the Battle of Little Bighorn between Native American troops and the US army. He migrated his tribe to Canada for fear of genocide.
▪On December 15, 1890, Sitting Bull was killed by the Native American police force who, ironically, sided with the US administration.
Tumblr media
الزعيم الهندي الأسطوري "الثور الجالس":
بدأت قصته عندما اجتاح البيض أرضه. لأن البيض قد ذبحوا جميع السكان الأصليين مثل الحيوانات.
كان سيتينج بول زعيم قبيلة لاكوتا لشعب سيوكس الذين يعيشون في ولاية ساوث داكوتا الحالية. ولد عام 1831. حصل على هذا الاسم في سن 14 بسبب الشجاعة والمهارة التي أظهرها في المعركة. حقق الزعيم الهندي أعظم شهرته في معركة ليتل بيجورن بين القوات الأمريكية الأصلية والجيش الأمريكي. هاجر قبيلته إلى كندا خوفا من الإبادة الجماعية.
▪ في 15 ديسمبر 1890 ، قُتلت Sitting Bull على يد قوة شرطة الأمريكيين الأصليين الذين ، من سخرية القدر ، انحازوا إلى الإدارة الأمريكية.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Efsanevî Kızılderili şefi "Oturan Boğa ":
▪Hikâyesi beyazların onun topraklarını işgal etmesiyle başladı. Çünkü beyazlar hayvan boğazlar gibi katletmişlerdi bütün yerlileri....
▪Oturan Boğa, bugünkü Güney Dakota'da yaşayan Siyu halkının Lakota kabilesinin lideriydi. 1831’de dünyaya geldi. Savaşta gösterdiği cesaret ve beceri nedeniyle 14 yaşında bu adı aldı. Kızılderili şefi en büyük şöhretini, Kızılderili birlikleriyle ABD ordusu arasındaki Little Bighorn Muharebesi’nde elde etti. Soykırım korkusuyla kabilesini Kanada’ya göç ettirdi.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
▪15 Aralık 1890'da Oturan Boğa, ironik bir şekilde ABD yönetimi tarafına geçen yerlilerden oluşan polis birliği tarafından öldürüldü.
Tumblr media Tumblr media
https://www.instagram.com/nevzat.boyraz44/?hl=tr
64 notes · View notes
menemennpastirma · 10 months
Video
youtube
Alper Bakıner & Luxus - Vızır Vızır
Sözleri: Bir baktım yürümüşsün Tabana kuvvet Yürü tabii ne denir Durması külfet Karaköy’den karşısı Bir boğaz değil Düğümlenmiş boğazlar Boşuna değil
Vızır vızır başımda bir sinek Yattığım yerde Oysa isterim seni düşünmek Gitmişsin madem
Sonra bir duruyoruz Sonra bir tren Ben duraklar geçiyorum Keşke geçmesem Façam faça değil Sen de haklısın Mühürlenmiş dudaklar Boşuna değil
Vızır vızır başımda bir sinek Yattığım yerde Oysa isterim seni düşünmek Gitmişsin madem
#müzik #şarkı #orientalblues #AlperBakıner #Luxus #VızırVızır
Kaynak: https://youtu.be/QdIiUC-DyjA
2 notes · View notes
kendikozaminicindeyim · 10 months
Text
Daima bana uğrayan bir sıkıntı değil ama düşünüyorum da, bana geçmişi çağrıştıran bir takım oluşumlar her zaman o anımı kasvetli bir atmosfere sürüklemiştir. En basitinden durumu somutlaştırmak gerekirse eskiden izlediğim bir çizgi filme ait anımsamalar, beynimin en ücra köşelerinde bekleyen bir çocukluk şarkımın melodisi, nostaljik fotoğraflarım... Özellikle eskiden değer verdiğim veya halen içimde bir yerlerde sevgi beslediğim insanlarla olan hatırlanası bir anımın videosuna erişebiliyorsam mutlu olmak yerine kendimi çıkmaz bir sokakta bulurum. Hayatın bir şekilde ilerlediğinin ve bunu kim isterse istesin, ne olursa olsun değişiminin mümkün olmayacağının bilincinde olmak, böyle farkındalıklara sahip olmamaya nazaran çok çok daha kötü bir hissiyat. Hayatı istediğimiz zaman durdurup istediğimizde bir filmi geriye sarar gibi tekrardan yaşayamıyoruz. Başa sarmak kavramı hayatımız için hiç var olmadı çünkü bizim odağımız yalnızca ileriye doğru ilerlemek oldu. Sırf geçmişimi kaybetmemek için anılarımı olabildiğince not almaya, kaydetmeye başladım ama bunları daha sonra izlerken o yazıların içindeki "anıları kaybetme korkusu"nu daha fazla hissettiğim için çok daha mutsuz oldum. Şu an yaşım pek büyük sayılmaz, geride hatırlayarak bıraktığım sene sayısı hatrı sayılır bir şey değil ve beni daha da fazla korkutan şeylerden biri de bu. Zaman duraksamadan akacak ve ben bu şansı yakalayamasam da benim nice insanlar göçecek, niceleri yaşlanacak, niceleri bu karmaşık düzenin içine kendini bilen bir birey olarak çıkagelecek. Bu hep böyle oldu. Değiştirilemeyen kanunlardan biri. Belki yaşlanacağım, belki bu şansı elde edemeyenlerden biri olarak bu dünyadan erkenden ayrılacağım dediğim gibi. Kendimi değil, benim yaş civarımda olan insanlar adına konuşayım. Gün gelecek, bu senelerimiz öyle birikecek ve gerimizde hatırlayabildiğimiz bir ömürle yaşamaya mahkum olacağız. Yalnızca bir hayatımız olduğunu biliyoruz, bazıları bunu kendine unutturmakta başarılı fakat bir hizip insan ya içinde bir şeyler ukte kalarak devam edecek ya da yaşadığı güzel günlerin hasretiyle baş başa kalacak. "Beni hemen anlamalısın, çünkü ben kitap değilim, öldükten sonra kimse beni okuyamaz. Yaşarken anlaşılmaya mecburum." Oğuz Atay'ın bu sözünü duymuşsunuzdur. Biz bunu bir tık değiştirelim. Biz kitap değiliz, bir film değiliz. Biz gerçek hayattayız ve bu satırları okurkenki zamanınız ve hissettikleriniz hiçbir zaman geri dönmeyecek. İşte söz burada kitleniyor, boğazlar düğümleniyor ve elim yazmaya bile gitmiyor ama acınızın da kıymetini bilin, sevincinizin de. Gün gelir dilimizden şu sözcükler dökülür, Yeter ki o zamana döneyim. En kötü hissettiğim güne döneyim ama çocuk olayım." Gelecekteki siz için altın değerinde olan bu yaşlarınız, gereksiz işlerle uğraşmak için fazla kısa. 
Ben ise her ikisinden olacağım. Mutlu günlerimi düşünürken mutsuz olduğum için yapamadığım her şey içimde ukte kalacak ve ben bu şekilde öleceğim.
2 notes · View notes
masimort · 2 years
Text
Kelimelerin dizili olduğu boğazlar artık bıktıklarında en az iki hayat kusarlar.
16 notes · View notes