Tumgik
#güzelsu köyü
antalyakampalanlari · 2 years
Text
Antalya Kamp Alanları
Antalya Kamp Alanları
Tumblr media
Antalya Kamp Alanları – Antalya ilimiz Akdeniz ‘in incisi olarak bilinmekte olup, Akdeniz bölgesinin batısında bulunmaktadır. Ülkemizin Turizm Başkenti olan bu şehir, yabancı turistlerin oldukça ilgi gösterdiği bir şehir olma özelliğini taşımaktadır.
Rusya ve Almanya vatandaşlarının %90 kadarı tatillerini Antalya’da geçirmektedirler. Turistlerin yanı sıra ülkemiz vatandaşları, hemşerilerimiz de çeşitli illerden buraya tatil yapmak için gelirler. Yerli nüfusu 2.5 Milyon Kişi olan bu şehir,  Yaz aylarında (Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül) gelen turistler ile 10-12 Milyon kişiye ulaşmaktadır. Antalya Kamp Kültürü gelişmiş en popüler şehirlerden bir tanesidir. Olumsuz hava koşullarından uzak, yaz ve kış aylarında oldukça sıcak havaları ile bilinen bu şehirde kamp yapmak adeta bir ihtiyaç haline gelmiştir. Yerli halk bile her fırsatında kamp yapmaya kaçmaktadır. 
Bu makalemizde değerli okuyucularımıza Antalya Kamp Alanları hakkında önerilerde bulunacağız.
Beşkonak Milli Parkı ve Kanyonu
Listemizin en başında Beşkonak milli parkı bulunmaktadır. Beşkonak, Antalya Şehir Merkezine 70 Kilometre uzaklıkta olup, Manavgat ilçesi sınırlarında bulunmaktadır. Bu bölgede Rafting aktivitesi popüler olup, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken yerlerin başında gelmektedir. Doğa içerisinde bulunan bu bölgede ağaçların arasında akan bir akarsu bulunmaktadır. Rafting sporu da bu suda yapılmaktadır.
Bu suyun kenarında Kamp yapmak, Çadır kurmak oldukça keyiflidir. Bölgede Ücretli Kamp yapabileceğiniz işletmeler de bulunsa da , biz Antalya Kamp Rehberi olarak ; Beşkonak’ın buz gibi suyunun yanında kamp yapmayı size öneriyoruz. Bu deneyimi inanın başka hiçbir yerde bulamazsınız 😊
Olimpos Antik Kenti
Olimpos Antik Kenti, Antalya Kamp Alanları listemizin 2.sırasında bulunmaktadır. Bu antik kent, çok eski zamanlardan beri UNESCO tarafından korunmaktadır. Antik Kent’i belirli bir ücret karşılığında veya Müze Kartınız ile giriş yaparak gezebilirsiniz. Fakat belirtmeliyiz ki Antik Kent içerisinde Kamp yapmak kesinlikle yasaktır.
Antik Kent çevresinde adeta bir ayrı bir kasaba bulunmaktadır. Olimpos !
Burada oteller, çeşitli bungalov evler, Kamp alanları ve diğer konaklama alanları bulunmaktadır. Kafeler, Büfeler ve aklınıza gelebilecek birbirinden farklı işletmede burada hizmet vermektedir. Olimpos bölgesi genellikle genç kısmın tercih ettiği bölgelerden bir tanesidir. Olimpos Sahilinde ücretsiz olarak konaklayabilir veya bölgede bulunan kamp alanlarını tercih ederek ücret karşılığı kamp aktivitenizi gerçekleştirebilirsiniz. Biz Antalya Kamp Alanları Rehberiniz olarak sizlere birkaç işletmeyi önereceğiz. İşte bunlar ;
Antalya Kamp Alanları
Tumblr media
Korsan Kamping
Korsan kamping, Olimpos’un hemen girişinde konumlanmakta olup denize 3 dakikalık bir yürüme mesafesinde bulunmaktadır. Burada dilerseniz kendi çadırınız ile, dilerseniz de işletmeye ait çadırlar ile kamp deneyimi yaşayabilirsiniz. Kendi çadırınız ile konaklamak isterseniz bunun bedeli 75 Türk Lirasıdır. İşletmeye ait çadırlarda konaklamak isterseniz de 150 Türk lirası ödemeniz gerekiyor. İşletmede temel ihtiyaçlarınızı sağlayacak imkanlar bulunmaktadır. Bunlardan bazıları ise şunlardır ;
Duş
Elektrik ve priz
Büfe ve Restoran (Ücretli)
Mutfak (Ortak)
Çamaşır Makinesi
Buraya gelmek isterseniz Google üzerinden işletmeye kolaylıkla ulaşabilirsiniz.
Selim’in Kamp Alanı
Bu işletme tamamen ücretsiz bir şekilde hizmet vermektedir. Bölgenin en popüler kamp alanlarından bir tanesi olarak bilinmektedir. Burası bir işletme, nasıl ücretsiz olabilir ? dediğini tahmin edebiliyoruz..
Selim Bey bu işletmeyi bir barınak edası ile kurmuş. Kimsesiz ve Sokak hayvanlarının bakımını burada bizzat kendisi üstleniyor. Biz değerli kamp severlere de burada ücretsiz konaklama imkanını bazı şartlar ile sunuyor. İşte bu şartlar şunlar ;
Burada bulunan hayvanları kendi evladınız gibi önemsemeniz.
Burada bulunan canlıları belirlenen saatlerde gönüllü olarak beslemeniz
Son olarak, ömrünüz boyunca hiçbir hayvana zarar vermeyeceğinizi belirterek söz vermeniz.
Bu basit ve insanlık için önemli şartları yerine getirmeniz halinde Kamp Alanı ücretsiz olarak hizmetinizde olacak. İşletme içerisinde başka yerlerde bulamayacağız birbirinden farklı olanaklar bulunmakta.
Çocuklarınız için animasyon hizmeti
Çocuklar için sınırsız Pamuk Şeker ve Elma  şekeri
Yüz boyama
Yetişkinler için Alkollü ikramlar
Kamp ateşi ve sınırsız marshmelow
Açık hava sineması
Duş, Elektrik, Yeme – İçme, Mangal Alanı, Çadır alanı gibi bir çok hizmet
Burada ücretsiz olarak sunulmaktadır. Burayı şiddetle siz değerli kamp severlere tavsiye etmekteyiz.
Akseki Güzelsu Köyü
Tumblr media
Antalya’nın Akseki ilçesine bağlı olan Güzelsu Köyü, ülkemizin en gelişmiş köylerinden bir tanesidir. Okuma yazma oranı oldukça fazladır. Torosların tepesinde 1200 Rakımda bulunmaktadır. Antalya Şehir merkezine 142 Kilometre, Manavgat İlçesine ise 60 Kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. Hiçbir yerde kamp alanı olarak bu köyü duyamazsınız. İlk yazan ve ilk kaleme alan kesinlikle biziz.
Bu köy Yaz aylarında oldukça popülerdir. Eski Roma’dan kalan kalıntılar bu köyde bulunmaktadır. Güzelsu Köyü halkı oldukça misafir severdir. Kışın 50 kişilik bir nüfusa sahip olan bu köy, Yaz aylarında 1500 kişiye kadar çıkmaktadır. Farklı şehirlerde yaşayan köyün sakinleri, Yaz aylarında büyüklerini ziyaret etmek adına köye gelirler.
Siz de yaz aylarında bu köyde konaklayabilir, Şehrin gürültüsünden ve sıcağından uzak bir kamp deneyimi yaşayabilirsiniz. Bu köyün gençleri oldukça moderndir ve çalışkandır. Hepsi iş güç sahibidir. Oraya gitmeniz halinde, sizleri kendi misafirleri gibi ağırlayacaklardır. Hatta şunu da belirtelim, Çadırda kalmanıza içleri el vermeyip evlerine bile davet edebilirler. Kayacık adı verilen bir tepe seyir terası bulunmaktadır. Kayacık ‘ a çıkarak Deniz Manzarasını bile izleyebilirsiniz 😊 Akseki bölgesinin en yüksek noktalarından olan bu köyde bulunan çobanlardan Bal satın alabilirsiniz.
Bu köyün adı neden güzelsu diye merak edenler de olacaktır. Antalya Kamp Alanları
Köy merkezinde 3 adet Su çeşmesi, Hayrat bulunmaktadır. Bu çeşmelere sular dağ tepelerinden gelmektedir. Kışın yağan karlar eriyerek bu çeşmelerin su depolarını doldurmaktadır. Bu çeşmelerden su içerek şifa bulabilirsiniz.
Konyaaltı Sahili
Konyaaltı sahili; Antalya’nın, Türkiye’nin ve hatta Dünya’nın en ünlü plajlarından bir tanesidir. Türkiye’nin ilk mavi bayraklı plajıdır. Oldukça temiz ve masmavi suları ile bilinmektedir. Bu bölgede dilediğinizce yüzebilir, ücretsiz plajlarda ücretsiz ve keyifli bir kamp keyfi sürebilirsiniz.
Ücretli plajlarda ise belirli bir ücret karşılığı şezlong kiralayabilir ve kamp keyfini sürebilirsiniz.
Antalya’da kamp için nereye gidilir? Bu soru için verilebilecek yanıt seçeneği oldukça fazladır. Yeşilliklerin ortasında yer alan Gökdere bu seçeneklerden sadece 1 tanesidir. UC32 ve KC06 numaralı otobüsler ile bölgeye rahat ve kolayca ulaşmanız mümkündür. 
Dere kenarında ve orman arasında konumlanan bu alanı keşfe çıkabilir,  sunduğu birbirinden farklı olanakları deneyim edebilirsiniz. Çadır ve Karavan kampçılığı için uygun olan bu bölgede yiyecek ve içecek ihtiyaçlarınızı kamp alanına yakın olan Gökdere Köyü’nden alarak temin etme edebilirsiniz. Her ne kadar alışveriş tesisleri bu köyde bulunsa da , bölgeye gitmeden önce alışveriş yapmanızı ve tedbirinizi almanızı öneriyoruz.
Saklıkent Kamp Alanı
Kayadibi Köyünün Yayla palamut mevkisinde bulunan Saklıkent, Antalya kamp için nereye gidilir diye merak edenler için gayet uygun bir bölgedir. Fethiye 45 kilometre , Antalya’ya ise 50 kilometre uzaklıktadır. Otogardan kalkan otobüsler ile kolaylıkla ulaşmanız mümkündür. Otobüs yolcuğunun zevki bir başkadır 😊
Kanyonlar arasından usul usul akan suları, çamur banyosu keyfini ve rafting sporu seçeneğiniz ile her kesime uygun farklı aktivite ve fırsatları yer bulunmaktadır. Çadır kampı için gayet uygun bir noktadır. Fakat belirtmeliyiz ki Karavan kampı için buraya giriş oldukça zordur. Karavanların girmesi için yeterli genişlikte yol bulunmamakta olup, Park edebileceğiniz alanlar bulunmamaktadır.
Cennet Koyu Kamp Alanı
Cennet Koyu Kemer ilçesinin Çamyuva mevkisinde konumlanmaktadır. İlçe merkezine 18 Kilometre ve  Antalya Merkez e 59 kilometre uzaklıktadır. Kemer-Tekirova yolu üzerinden bu kamp alanına ulaşmanız mümkündür.
Dağlık ve yeşillik bir alanın içinde bulunmaktadır Cennet Koyu. Büyüleyici bir manzaraya sahiptir. Çadır ve Karavanınız ile bu alanda kamp yapabilirsiniz. Ayrıca bura koy Tekne kampına da müsaittir. Tekneleriniz ile veya kiraladığınız tekne turları ile buraya ulaşım sağlayabilirsiniz. Bu koya giriş ücretsizdir. Kontrollü olarak ateş ve mangal yakabilirsiniz. Denize girebileceğiniz alanlar bulunmaktadır.
30 notes · View notes
seslimeram · 5 years
Text
Sıradanın Sözü... Yitirilmekte Olanın Meramı
Tumblr media
Cerahatin kesintisiz kılındığı bir toprak parçasındayız. İbn-i Haldun’un coğrafya kaderdir sözünü güncelleyen, var edilmiş olan yıkımın hem yolunu hem de yönünün aralıksız bir halde daha keskin yaralara bağlandığı bir güzergahta cerahatin pençesine rehin edilenleriz hepimiz! Bir asırlık ülke deneyiminde ulaşılan düzlem sıradan olanın hayat tahayyülünü bariz bir biçimde hiç kılma çabasına rehin edilendir. Cerahat muktedirin var ettiği hallerle ol hor görü, aralıksız kıldığı nefret söylemi ve insanların akıllarına zerk ettiği ayrımcılık halleri ile birörnek, bariz, doğrudan bir yıkımı var eder. Müşterek bahislere kayıtsızlık iş bugün kesintisiz olandır. Komşusunun yasına, yarasına, yarasından sızan her kırım, kıtal ve eksiltmeye karşı sessizlik sabit olunandır.
Madun siyasetin argümanları, bugünün dünyasında var edilen katran karanlığını da aleni, belirgin kılmaktadır. Kılavuz çizgileri bir asırdır insana karşıt olarak kurumsallaştırılan o düzenek, cerahati dört bir yana yaymaktadır. Mutlak kayıtsızlık, sorgusuz teslimiyet hal ve biçimleri diriltildikçe, geleceğin de bir şimdi dahilinde çürütülmesi devamlılık kazanır. Toplumsal mutabakatların değil, yöneten katını oluşturan seçilmişlerin var ettikleri hemen tüm tahayyüllerin olur addedildiği, vesayetçiliğin haki, gri, yeşil, lacivert ve / veyahut da üniformalı ya da takkeli kılındığı bir menzilde demokrasi tahayyülünün zehirlenmesidir iş bugünkü mesele. Hayat bu hallere koyulandır.
Cerahatin bir devamlılığa kavuşturulduğu yerde hayatın, sesi, sözü, nefesi ve anlamı aleni bir biçimde toptan yağmalanmaktadır. Bu kadar kesintisiz var edilmiş olanın yamacındaki bir ülke hali çürümeyle hemhal olandır. Erk, muktedir, iktidar tahayyülü hep daha keskin, hep daha fecisini güncelleme gailesini barındırır. Cerahatin kesintisiz kılındığı yerde tüm o hayat meseli de çürümeye terk edilendir. Demokrasi mücadelesi verildiği zikredilen yer, sahada onun tükenişi, kesintisiz bir devamlılığı haiz olur. Burası sahiden de bir ülke midir ve bu kadarı ile var edilen şey her nedir?
Yeni ülke denilirken bizatihi dünün tahayyülü bir şimdiye taşınmaktadır. Muhafazakar, sağcı, hizipçi, faşizan söylem yekununa zerk edilen ırkçılık ile bir yer var edilir. “Yeni” denilen şey dünün eksiğinin gediğinin tamamlanmaya çalışıldığı bir sahnenin adıdır artık. Bu kadar cerahat, bir o kadar çürüme, bir o kadar da ayrıştırmanın menzili her nasıl yeni olabilir? Böylesi bir hazanın güncelliğinde yol nereyedir, yön nereyedir? Cerahat kesin ve kesintisiz bir tahakküm nesnelliği kılınırken, hayat bunca aralıksız yağmalanırken bir yerin yeni olması her neyi değiştirir ki!
İçten içe bir çürümenin düzleminde koşar adım ilerliyor memleket. Yangın yerinden enikonu hallice bir sahnede ne gün, ne şimdi bırakılıyor. Dört başından binlerce yıkım bina olunurken buna rehinsiniz diye muştuluyor muktedir. Muktedirin yeni ülkesi ol eskinin devamlılığı olarak süreğenleştiriliyor. Bir mesel toplamı ki ne yarasından akan kan duruyor, ne de cerahatin var ettiği yıkım sonlanıyor. Cerahatin güncelliği hayatın paramparça edilmesini de simgeleştiriyor. Hiçbir şey mübalağa değildir artık her günün bir evvelinden ağır olan yıldırı ve yıkıma, yön ve istikamet olarak yollanması kesintisiz bir hakikattir artık.
Böylesinden bir ülke, bu kadarından bir hayat devşirilmeye çabalanılır. Hayatın esamesi hiç okunmasın diye yaralar var edilir her gün bir öncesinden ağır kılacak sınayışlar iş bu sahada güncellenir. Denetim, gözetim ve tahakkümün birlikteliğinde yarı açık bir cezaevi ile cenaze evi arasında bir menzil bina edilir. Yalın bir biçimde çürümeye rehin, hayatta var olma istencinin törpülendiği bir düzlem / saha güncel kılınır. Yer, toprak insanların ayaklarının altında kaydırılırken, yerin üstü çoktan zayi olunmuştur. Bununla bir yol ve yön haritası çizilmiştir.
Her defasında ve son bir asıdır zerre-i miskal yaşatmayan bir güncelliğin var edilmesi en son bu on yedi yıllık iktidar mefhumu ile kesintisizleştirilir. Madun siyasetin hemen her birimize pay ettiği hakikat bu yıkım toplamıdır. Kuşatmanın bir sonu getirilmez. Bir yer, bir menzilde hayatın hiçleştirilmesinin önü alınmaz / aldırılmaz. Baskın olan “tahakküm” veçhesinin ötesinde bir hayat emaresinin geriye koyulmaması gayretidir mesel. Muktedir ile avenesinin ulu orta sergilediği cüret bir yönetim tahayyülünü değil kesintisiz kılınmış bir linç etme döngüsünü barındırır. Cerahatin köklerinde yürümeye devam eden bir ulus, temsil ve yönetim sıradan olanın / olanların hakkını da geriye koymaz / bırakmaz.
Cerahat muktedirin var ettiği hor görü ile birlikte bir menzilin dönüşümünü hiçbir zaman geri alınmayacak kadar derin yıkımları var edendir. Bugün ismi yeni olan ülke bütün bu bahislerin güncelliğinde daha derin ayrıştırmaların rutininde ilerlemektedir. Hayat her ne haldedir? Sorumluların, sorumluluklarını çoktan zayi ettikleri bir yerde, hayat hakkının hiç ama ve fakatsız çürümeye terk olunduğu yerde, günün ve güncelliğin daimi bir fecaate meyil ettirildiği yerde hayat sahiden de her ne haldedir?
Bugün yaşam ihtimalinin tarumar edildiği, buralı, buranın misafiri ya da gelip geçeni de dahil olmak üzere her kimliğin muktedir için hedef kılındığı / b��yle bildirildiği bir yerde cerahat mütemadiyen yinele gelirken hayat her ne haldedir? İnsanın bariz bir hal içinde ol madun siyasetin tahayyülü olarak yerle yeksan olunduğu güzergahta hayat her ne kılınır! Bariz, doğrudan ve kesintisiz bir cerahat kültü yinelene gelirken bir yerin tahayyül değil de umut bile ettirmezken cerahat hepimizi bu kötürüm haller fasit döngüsünde her nereye taşır.  
Mezopotamya Ajansı’ndan aktaralım: “Mardin’deki Dayrulzafaran Manastırı’nda 27 Temmuz gecesi çıkan yangında 10 hektarlık arazi küle dönerken, iki hafta önce de manastır etrafında bulunan arazinin 4 farklı noktasında yangın çıktığı öğrenildi. Mardin’de Süryanilerin önemli merkezlerinden biri olan Deyrulzafaran Manastırı’nın arazisinde önceki gece yangın çıkmış 500 civarında zeytin ağacı zarar görmüştü.
Mardin’in Artuklu ilçesinde bulunan Dayrulzafaran Manastır’ının etrafında çıkan yangının nedeni henüz belirlenemezken, etrafta bulunan Mobese kayıtlarına ulaşmak için savcılık izni bekleniyor. 27 Temmuz’da saat 02.00 sularında fark edilen yangında 10 hektarlık arazi küle döndü. Etrafı tel örgülerle sarılı olan manastır arazisinin Bilali köyüne giden kısmında yangın çıktı. Yol üzerinde bulunan ve etrafı tel örgülerle sarılı olan alanda çıkan yangında zeytin ağaçlarının yanı sıra 55 nar ağacı, 7 incir ağacı ve 7 badem ağacı da zarar gördü. Bunların yanı sıra zeytin fidelerinin sulanması için kurulan damla sulama boruları ve ana borular da yandı.
Arazide kuru bitkilerin bulunduğu alan yerine yeşil zeytin alanında yangın çıkması şüphe uyandırırken, manastır yetkilileri, Dayrulzafaran Manastırı etrafında iki hafta önce de 4 farklı yerde yangın çıktığını bildirdi. Dayrulzafaran Manastırı’nın yola yakın kısımlarında iki hafta önce gerçekleşen yangında da birçok ağaç zarar gördü. Konuya dair bilgi veren Manastır yetkilileri, Jandarmanın soruşturma yaptığını belirtti. Yetkililer birçok ağaçla birlikte canlıların da zarar gördüğünü söyledi.”
Tumblr media
Birgün’ün haberidir: “Mardin’in Nusaybin ilçesinde bulunan Bagok Dağı’nın köylerinde saat 14.00 sularında çıkan yangın, kuru otların etkisiyle bir anda büyüyerek geniş bir alana yayıldı. Yangının yakınlarına geldiği Elbeğendi, Güzelsu, Dibek, Üçköy, Üçyol ve Dağiçi köylerinin hepsinin Süryani köyleri olduğu öğrenildi. Yangının yaklaşmasıyla birlikte risk altına giren köylüler, kendi imkanlarıyla müdahale ederken, olay yerine gelen itfaiye ekipleri de söndürme çalışmalarına katıldı.
Sputnik Türkiye’ye bilgi veren Üçköy Dernek Başkanı Yusuf Şaşmaz, yangının elektrik direklerinden çıktığını düşündüklerini söyledi. Yangının 3 saate yakındır kontrol altına alınamadığını belirten köylüler, alevlerin bölgede bulunan Botaş İstasyonu’na vardığını aktarıp şunları söyledi: “Orada petrol boru hattı var. Oraya ulaşırsa büyük bir tehlike yaşanır.” “Yangın şu an köylerde evlerin dibine kadar geldi. Bazı arkadaşlar dumandan etkilendi.” “İtfaiye ekipleri de var ama kontrol altına alınamıyor ve hızla büyüyor. Eğer kontrol altına alınamazsa köylüler evlerini terk etmek zorunda kalacak. Alevler şuan köylerin etrafında. Yangın geniş bir arazide sürüyor.” Bu bahisler yaşanırken, gazeteci Mahmut Bozarslan’ın bildirimine göre, yangın Kafo köyüne de ulaşır.
Bütün bütün, cerahat denilenin her nasıl biçimlendirildiği karşımıza çıkartılır. Bir yerin, bir sahanın yaşamla ilintisinin kesintiye uğratılması sürüncemede değil doğrudan kasten ve kesintisiz kılınandır. Cerahat dediğimiz şey tam da bir asırdır sürdürüle gelenin her neye dönüştüğünü gösteren bir kırım hali sürdürülmektedir. Süryani halkının geçmişten o yarına vardırmaya çalıştığı buralılık haline, burada yaşayabilme istencine bir kastın var edilmesi meselidir sorun. Başka dillerin şarkılarından kurtulup, salt sırf kendi makamını, ezgisini duyurmak konusunda ısrarcı olan bir menzilin var ettiği dehşet halidir mesele. Bir asır sonra, inkara devam ederken, soykırım bahsinin her ne olduğunu gösteren bir saha ya da yerde cerahat hiç tükenir mi, sahiden de bir gün bu yara verme halinin sonu gelir mi?
Gazete Fersude’ye bağlanalım: “Halkların Demokratik Partisi (HDP) Gençlik Meclisi’nin 12 bin yıllık antik kent Hasankeyf’in sular altında bırakacak Ilısu Barajı’nın yapımının durdurulması için başlatmak istediği “çadır nöbeti” jandarma engeline takıldı. Hasankeyf’in Kesmeköprü köyü civarındaki Dicle Nehri kıyısı, eylemden saatler önce jandarma tarafından ablukaya alındı. Aynı şekilde eylem kararı nedeniyle Hasankeyf Seyir Terası ve ilçe merkezi jandarma ve polis tarafından ablukaya alındı.
İlçeye girişte, aralarında HDP milletvekilleri Feleknas Uca, Ayşe Acar Başaran ve Mehmet Rüştü Tiryaki’nin de bulunduğu araçlar, didik didik arandı. HDP Gençlik Meclisi üyelerinin içinde bulunduğu araçlar da sıkı bir şekilde arandıktan sonra “hat dışında çalıştığı” gerekçesiyle bağlanmak istedi. Milletvekili Başaran’ın araya girmesiyle araçların bağlanılmasından vazgeçildi. Araçlardaki gençler, Genel Bilgi Taraması (GBT)’den geçirildikten sonra geçişlere izin verildi. Gençler, buradan eylemin yapılacağı Dicle Nehri kıyısına geçti. Nehir kıyısında, Bahar Kültür Merkezi müzisyenlerinin müzik dinletisiyle devam ettiği eyleme, polis ve jandarma engel oldu. Eylemin yapıldığı alana gelen emniyet ve jandarma ekipleri, eylemin kanunsuz olduğunu belirterek sonlandırılmasını istedi.
Çembere alınan eylemin devam etmesi için HDP’li Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, emniyet yetkilileriyle müzakere yapmak istedi. Görüşmeler sürerken gençleri ablukaya alan jandarma, coplarını çıkararak kalkanlara vurarak ses çıkarttı.” Eylem yaptırılmaz. Bir ülkenin coğrafi olduğu kadar belleği için de önemli kılınan bir sahnenin savunulmasına ve sular altında kalmasına karşı ses vermek imkansız kılınır. Kürd illerinde yaratılan hallerin toplamındaki cerahat bir kez daha polis kalkanlarına yapılan müdahaleler ile görünürlüğü arttırılandır. Memleket menzilinde yaşamanın bunca lalettayin hallere koyulmasının sureti şu iki haberle bile özetlenebilecektir. Bu kadarıyla, böylesine kin dolu bir istenç ve irade ile bir yer, yurt, saha yaşatılmaz / yaşanamaz kılınmaya çalışılandır. Bu cerahatle hayat her nereye doğru evrilir?
Mezopotamya Ajansı’nın haberidir: “Altı aydır kayıp olan Salim Zeybek, Özgür Kaya, Erkan Irmak ve Mikail Ugan için Ankara Emniyeti, kayıp bu dört kişinin dün akşam saatlerinde Ankara Emniyetine yakın bir yerde sırt çantaları ile yürürken rutin GBT kontrolünde gözaltına alındıklarını savundu.
FETÖ ile irtibatları olduğu iddiasıyla kamudaki görevlerinden ihraç edilen ve Şubat ayından bu yana haber alınamayan 6 kişiden 4’ünün ailelerine bu gece polisten telefon geldi. Ailelere, 6 aydır kayıp olan Salim Zeybek, Özgür Kaya, Erkan Irmak ve Mikail Ugan’ın Ankara Terörle Mücadele Şubesi’nde (TEM) gözaltında oldukları bildirildi.
Zeybek, Kaya, Irmak ve Ugan’ın yakınları gece polisten aldıkları bu haber üzerine, sabah saatlerinde Ankara Barosu avukatları ve kendi avukatları ile birlikte TEM’e gitti. Aileler ve avukatların TEM’e girmelerine izin verilmedi.
TEM önünde bekleyişlerini sürdüren kayıp yakınlarından Özgür Kaya’nın eşi Aycan Kaya, polisin avukatlara, Salim Zeybek, Özgür Kaya, Erkan Irmak ve Mikail Ugan’ın dün akşam saatlerinde sırt çantalarıyla Ankara Emniyeti’ne yakın bir yere geldiklerini ve burada yapılan rutin GBT kontrolü sırasında gözaltına alındıkları bilgisini verdiğini söyledi. Aileler ve avukatlar, Zeybek, Kaya, Irmak ve Ugan ile görüşebilmek için Savcılıktan izin almaya çalışacaklarını belirtti.”
Bir menzilde hayatın istimlak olunması güncellene geliyor. Bir sahada, doğanın da onunla birlikte insanın da sonunu getirebilmek için her yol mubah addediliyor. Görünen, varlığı bu sahada tescil olunan şey bir hikaye değildir, tastamam otuz iki kısım tekmili birden bir cerahat ülküsüdür. Bununla yol / bunlarla yön belirliyor muktedir. Bir ülkede hilenin de o hurdanın da, yalanlarla riyanın birlikteliğinde bir yön tayinine girişiyor muktedir. Böylesi bir haller toplamından bir yeni ülke bina ediliyor. Kesintisiz olan hakkın da hukukun da o sözün de sesin de nefrete kurban ettirilmesidir. Nefretle hemhal ayrımcılığın bir şablonun ta kendisi kılınarak bu ülkede sabit olunmasıdır süreğen kılınan.
Bir masal değil bir meramı aksettirmeye çalışıyoruz. Ne kendi derdimiz mühim ne de bir başkasının varlığını daralatanı hakir görmek meselemiz. Ortak çatı, yurt denilen sahanın her nasıl bizlerin / sıradanların elinden araklanmaya devam olunduğunun farkındalılığına vardırmak için söz eyliyoruz. Müştereklerimiz zayi edilirken, bir şimdinin içerisinde tüm o gelecek hali yıkıma yeis görülmeden terk ediliyor. Hataların yeni hataları, yıkımların bir başka veçhesi olarak çürümenin öne çekildiği, her şey çok güzel olacak sözünün miadının bile bir aylık kılındığı bu kanlı, yıkıcı, tüketen ve kinden gayrisini gütmeyenlerin yöneten olduğu bir menzilde sıradanın sözünü eyliyoruz. Hayatlarımız her nereye evriliyor bunun telaşesindeyiz!
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2019
Görseller – Chaosmos – Emin ALTAN – Official 
0 notes
ansiklomedia · 5 years
Photo
Tumblr media
Gürpınar Nerededir? Van İli’ne bağlı ilçe ve merkezidir. 3 bucağı (Güzelsu, Kırkgeçit, Yalınca), 65 köyü vardır. İlin güneyinde; kuzeyden Merkez ve Özalp, doğudan Başkale, batıdan Gevaş ve Merkez, güneyden Çatak ve Hakkâri’nin Merkez ilçeleriyle çevrilidir.
0 notes
ansiklomedia · 5 years
Text
Akseki Nerededir?
Antalya İli’ne bağlı ilçe ve merkezidir. 3 bucağı (Cevizli, Geriş, Güzelsu) ve 36 köyü vardır. İlin kuzeydoğusunda; doğudan Gündoğmuş, batı ve güneyden Manavgat, kuzeyden Konya’nın Seydişehir ve Bozkır ilçeleriyle çevrilidir.
Taşeli Yaylası üzerinde yer alan ilçe toprakları, genelde engebeli ve dağlık yapıdadır. Güneydoğudan Geyik Dağları, kuzeyden Orta Toroslar’ın uzantıları, yüzey…
View On WordPress
0 notes