Tumgik
#yassıada
okuyanbiresma · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Demokrasi ve Özgürlük Adası (Yassı Ada), İstanbul, Turkey
54 notes · View notes
eminjbrylv · 8 months
Text
youtube
Tumblr media
Analizin gözəlliyi musiqiyə başqa bir hava qatır.
7 notes · View notes
bluesyemre · 2 years
Text
#Yaslıada: Bir Acı Hatıra
#Yaslıada: Bir Acı Hatıra
Marmara Denizi’ndeki İstanbul’a yakın adaların en küçüklerinden biri, diğerlerinden farklı çağrışımlar yapar. En yakın komşusu metruk Sivriada olan, günümüzün Demokrasi ve Özgürlükler Adası yakın zamana kadar Yassıada’ydı. 27 Mayıs 1960 günü Türk Silahlı Kuvvetleri devlet yönetimine el koydu. Darbe, yaşam şartlarından şikayetçi olan halkın olumlu karşılamasına rağmen askeri yönetim altında geçen…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
nevzatboyraz44 · 7 months
Text
Tumblr media
FATİN RÜŞTÜ ZORLU
60 ihtilali sonrasında idam edilen Fatin Rüştü Zorlu'nun Plevne komutanı Gazi Osman Paşa'nın torunu olduğunu bilmiyordum.
Hele idama götürülürken Osman Paşa için yazılan marşın çalındığını hiç bilmiyordum.
Sadece bu anekdot bile 60 ihtilalini yapanların nasıl vatan haini kriptolar olduğunu anlatmaya yeter.
Yassıada komutanı Tarık Güryay'ın anılarında Fatin Rüştü Zorlu'nun idamı şöyle aktarılır:
"ALLAH MEMLEKETİ KORUSUN HAYDİ ALLAHAISMARLADIK"
Zorlu, ölüme gerçekten zorlu bir metanetle gitti.
O kadar ki, hatta mahut gömleğin üzerine giydirilişinden sonra, kendisine dini telkinde bulunan hocanın, Arapça kelimeleri telaffuzda düştüğü hataları düzeltti.
Kollarını arkadan bağlarken, başsavcıya son bir ricada bulundu.
Ellerinin önden bağlanmasını istedi.
Fakat bunun kanunen imkânsızlığı kendisine anlatıldı.
idam sehpasına, öz dedesi gazi Osman Paşa'nın adına yazılan marş eşliğinde gitmiştir.
Beraberce sehpaya doğru yürüdük.
Ne masaya, ne de masa üzerindeki sandalyeye çıkarken yardım istedi.
Hatta heyecandan eli titreyen cellâda:
"Oğulum ne titreyip duruyorsun?
İlmik senin değil, benim boynuma geçecek"
... dedi.
Sonra âdeta kendisini uçsuz bucaksız bir boşluğa atar gibi:
"Allah memleketi korusun, haydi Allahaısmarladık!"
...dedikten sonra, ayaklarının altındaki sandalyeyi itmek işini de kimseye bırakmadı.
Boyu uzun olduğu için, ayakları masaya basmıştı.
Cellât masayı itti.
Ona bu kadarcık da iş düşmüş bulunmasaydı, Zorlu sanki asılmış değil, intihar etmiş olacaktı."
Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun...
.......
FATİN Rüştü ZORLU
(The person who was executed innocently by the coup plotters after the military coup in Turkey in 1960, while he was the foreign minister of the period.)
I did not know that Fatin Rüştü Zorlu, who was executed after the 60's revolution, was the grandson of Pleven commander Gazi Osman Pasha.
Especially, I never knew that the anthem written for Osman Pasha was played while he was being taken to execution.
This anecdote alone is enough to explain how the people who carried out the 1960's revolution were traitorous cryptos.
In the memoirs of Yassıada commander Tarık Güryay, the execution of Fatin Rüştü Zorlu is described as follows:
"MAY GOD BLESS THE COUNTRY, LET'S GET AWAITED"
Zorlu went to death with truly tough fortitude.
So much so that, even after the so-called shirt was put on him, he corrected the mistakes made by the teacher who had given him religious inspiration in pronouncing Arabic words.
While tying his arms behind his back, he made one last request to the attorney general.
He wanted his hands tied in front.
But he was told that this was legally impossible.
He went to the gallows accompanied by the anthem written in the name of his grandfather, Gazi Osman Pasha.
We walked together towards the coffee table.
He asked for help neither on the table nor on the chair on the table.
Even to the executioner whose hands were shaking with excitement:
"Son, why are you trembling?
"The noose will be around my neck, not yours."
... said.
Then it was as if he threw himself into a vast void:
"God bless the country, let's say goodbye!"
After saying that, he did not leave the job of pushing the chair under his feet to anyone else.
Because he was tall, his feet were on the table.
The executioner pushed the table.
"If he had not been so responsible, Zorlu would have committed suicide rather than being hanged."
Rest in peace...
12 notes · View notes
aynodndr · 7 months
Text
ELLİ KELİMELİK MEKTUPLAR
Cunta...
Neler bırakmış acı hatıra anlamında?
Asker(!)in mühtehzi gülüşü mü mahzun başbakana?
Düşükler Yassıada 'da filmi mi ?
Hani şu okullardan öğrencilerin sinemalara cebren tıkıştırılıp izlettirildiği...
Gerekirse vapurda asarım , lafı mı ?
Adalet , mülkün temelinden ziyade "sizi buraya tıkan irade"ye evrilmesi mi ?
Kör kütük sarhoş cellât mı ?
Giderayak " Sen niye titriyorsun evlâdım? İlmek senin değil benim boynuma geçiyor... " sözü mü ?
Hasta olsa da hicaptan beni muayene etmeseniz olur mu dese de çırılçıplak soyup yapılan manevî işkenceler mi ?
Zorla fotoğraf alıp poz vermeden edemez yaftaları , alayları...
Sokakta davullu zurnalı demokrasi (!) bayramları mı ?
Bazen öyle olur ki...
Sözle anlatılmaz canlı kanlı yaşanan trajediler...
Babaannem , rahmetli deden ayakta radyoya eğilmiş bir halde dinlerdi Menderes haberlerini derdi...
Tek el haber işte...
Başka çare yok , dinlemekten...
Darbeden sonra ekonomi fenâ , kasayı soymuş Demokrat ' lar diye halkın nikah yüzüklerini topladılardı da ben çıkarıp benimkini sandığa saklamış vermemiştim, halk partililer severek verirken demişti bir de...
Uçak uçak altın , yurt dışına kaçacakmış dedikodusunu yapan kişiler ile Aydın 'ın en büyük toprak sahiplerinden birinin köylüye toprak dağıtan bir yetimin , ayakkabısını hazineden çaldığı para ile boyattığı yalanını yayan kişilerin aynı olması gerçeği...
Köpek davası...
Bebek davası...
Ve uydurulan kıyma makinesi ve kamyonlarca altın martavalına kendilerinden başka kimsenin inanmayışı...
Üstelik kendi kontrollerinde olmayan bir haber ağı olmamasına rağmen...
Evet , Düşükler Yassıada ' da iken(!) 50 Kelimelik Mektuplar yazmalarına izin verilmiş matbu kağıtlara...
Neler yazmıştır acaba Berin Menderes 'e kederli ve mahçup ?..
"Herkese selâm , sana hasret... " mi ?
Boynu bükük mektup olur mu ?
Olur bence olur...
Yaslı Ada ' dan yazılıyorsa olur...
Ah yerde kalmaz , güneşin doğmasına vesiledir ah ' lar biliriz...
Biliriz ki uçan kuşlar bile yas tutmuştur o adada ,halkın iradesinin böyle zapt u rapt altına alınmasına...
Tahkirine...
Ayaklar altına alınmasına insanlığın...
Ve ah ' lar semâda selâm durmuştur sıra sıra harp nizâmı alıp mazluma miğfer olsun kalkan olsun diye...
50 Kelimelik Mektuplar...
Okunası...
Hatırlanası...
Ağlanası tarih....
İzlenesi bir film yakın tarihimiz...
İbret alalım ki tekerrür etmeye...
Tek temennimiz...
"Yüksel oğlum, mektuplarınızı muntazam alamamamın hüznü içindeyim. Annenizin etrafında toplandınız. Çok memnun oldum. Bana teselli kaynağı oluyor. Sana, hepinize itimadım tamdır. Hakkımda müspet düşünün. Rabbim sabır ihsan etsin. Beşeri zaaflar insanlarda mevcuttur. Söylenenlere, etrafa inanma. Herkese yardım et. Bankalardan asla tavassut etme (aracılık yapma). Bulunacağın mevkilerde inan etme, kararlı ol. Bütün bu olaylardan sonra benim mefkûrem olan millete, vatanına varlığınla hizmet et. Ruhumla daima sizinleyim. Sizi şefkatle anıyorum. Hakkınızı bir kere daha helal edin. Benden helaldir. Hepinize hüzün ve heyecanla hitap ediyorum. Yanınızdayım. Sonsuz, dayanılmaz, hissedilmemiş bir özleyişle ve gözyaşları ile hepinizi öperim."
Ali Adnan Menderes
Nüket Belsan Taşören
4 notes · View notes
aynurant-07 · 2 years
Text
Tumblr media
ADNAN MENDERESİN EN BÜYÜK SUÇLARINDAN (!) BİRİ
Merhum, 1952 yılında NATO toplantısı için Fransa'ya gider. Bir ara Paris büyükelçisini yanına çağırarak; - "Osmanoğulları ailesinin Paris'te yaşıyor olması gerek. Bunlar ne yer, ne içer, ne ile geçinir?" diye sorar. Büyükelçinin hanedan hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığını gören Menderes, büyük bir hayıflanma içerisinde; - "Sana 24 saat mühlet! Ya Osmanlı ailesinin adresi ile ya da istifanla gelirsin" der.
Bir müddet sonra büyükelçi adresle gelir. Hanedanın ziyaretine giden Menderes, gördükleri karşısında çılgına döner. Devlet-i Aliye'nin ulu Hakanı Sultan Abdülhamid Han'ın 60 yaşındaki kızı Ayşe Sultan ve diğer Osmanlı hanımları, Paris yakınlarında bir bulaşıkhanede Fransızların bulaşıklarını yıkamaktadırlar. Menderes gözyaşlarını tutamaz. Ayşe Sultan'ın ellerine sarılır ve; - "Anne ne olur affet bizi, geç geldik" der. Ayşe sultan sürgünden otuz yıl sonra gördüğü bu vatan evladına; - "Sen kimsin"? diye sorar. Menderes de; - "Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanıyım" der. - "Ben başbakanım" sözünü duyan koca sultan sevinçten öyle bir çığlık atar ki kalbi duracak gibi olur, bayılır.
Menderes Türkiye'ye döner dönmez doğruca Cumhurbaşkanı Celal Bayar'a çıkar. - "Osmanlı hanımlarını bulaşık yıkarken gördüm. Onların Türkiye'ye dönmeleri için af kanunu çıkaracağım" der. Celal Bayar da; - "Adnan Bey sus! Sakın bu konuyu bir daha başka yerde açma, malum gazeteler tahrikiyle silahlı kuvvetlerin içindeki cunta Türkiye'de ihtilal yapar" der. Menderes cebinden çıkardığı bir mektubu masanın üzerine bırakarak dışarı çıkar. Mektupta şunlar yazılıdır: - "Analarının ve babalarının Fransa da hizmetçilik yaptığı bir ülkenin başbakanı olmaktan utanç duyuyorum, istifamın kabulünü arz ederim. Adnan Menderes." Menderes'in istifadan vazgeçmesi için epeyce uğraşılır ve hanedan hanımlarının yurda dönmelerine izin verilmesi şartıyla Menderes istifadan vazgeçer.
Dönüş: İstanbul'a dönenler arasında Sultan II. Abdülhamid'in hanımı ve kızı da vardır. Bir sabah erken saatte Beşiktaşta evlerinin kapısı çalınır. Kapıyı Abdülhamid'in kızı Ayşe Sultan açar. Gelen kişi Menderes'tir. - "Şayet kabul buyururlarsa Valide Sultan'ı görmek isterim" der. Başında tülbent elinde tespihiyle Menderes'i karşılayan Müşfika Kadınefendi; - "Berhudar olasın evlâdım, hoş geldiniz..." der. Başbakan da; - "Teşekkür ederim Valide hazretleri; hoş bulduk..." demesinden sonra Müşfika Kadınefendi; - "Beyefendi, niçin önceden haberimiz olmadı? Böyle, hazırlıksız ve gâfil avlandık" der. Menderes de; - "Zararı yok efendim. Bendeniz elinizi öperek hayır duanızı almak ve bir ihtiyacınız olup olmadığını öğrenmek için geldim" der. Ayrılırken daha sonraları Yassıada da onun da hesabının sorulduğu şişkince bir zarf bırakır. İşte Menderes'in amansız suçlarından birisi budur!..
Onu derin bir saygı ve sevgi ile yad ediyoruz..''Selâmun alâ men ittebeâl Hüdâ''
''Analarının ve babalarının Fransa da hizmetçilik yaptığı bir ülkenin başbakanı olmaktan utanç duyuyorum, istifamın kabulünü arz ederim. Adnan Menderes."
(daha önce yayınlamıştık ama vefatının yıldönümü olan bu acı günde bir daha hatırlatayım dedim abdülkadir)
3 notes · View notes
haytaogluyunus · 4 months
Text
Tumblr media
ANMA:
BUGÜN 31 ARALIK (1961)
MİLLİYETÇİ BAKAN
AHMET TEVFİK İLERİ’NİN
ÖLÜM YIL DÖNÜMÜ.
RAHMETLE ANIYORUM.
Ahmet Tevfik İleri (1911, Hemşin, Rize - 31 Aralık 1961), Türk siyasetçi.
Hayatı
Babası Hafız Celal Efendi, annesi Fatma Hanım'dır. "İmamoğulları" adıyla bilinen bir aileye mensuptur. Ailesi, doğumdan birkaç yıl sonra İstanbul'a göçmüştü. İlk ve orta öğrenimini İstanbul'da Gelenbevi Ortaokulu'nda yaptıktan sonra 1933 yılında İTÜ Yüksek Mühendislik Okulu'nu bitirdi. Aynı yıl Vasfiye Hanım ile evlendi. Çiftin Cahide, Cahit, Ayşe adlarında üç çocukları oldu.
Öğrenciliğinin son yılında Millî Türk Talebe Birliği başkanlığını yaptı. Tevfik İleri, öğrencilik yıllarından itibaren hareketli bir hayat sürmüştü; öğrenciliğinde Bulgar gençleri tarafından Razgrad Türk mezarlığının tahribinin protestosu, Türkçenin daha yaygın bir şekilde kullanılması, yerli malına gerekli önemin verilmesi gibi amaçlarla miting ve gösterilerin yapılmasına öncülük etti. İstiklâl Marşı çalınırken ayağa kalkılması, 18 Mart günleri Çanakkale Şehitleri'nin anılması gibi gelenekler onun bu dönemdeki öncülüğünde başladı.
Mezuniyetten sonra 1933-1937 yılları arasında Erzurum'da karayolları mühendisliği, 1937- 1942 yıllarında Çanakkale'de, 1942- 1950 yılları arasında Samsun'da bayındırlık müdürlüğü yaptı. Samsun Karayolları 7. Bölge'nin ilk müdürüdür. 1950 seçimlerinde Demokrat Parti milletvekili olarak TBMM'ye girdi.
IX., X., XI. Dönem Samsun Milletvekilliği yapan İleri, meclise girişinin hemen ardından bakan olmuş ve uzun süre bakanlık yapmıştır. Ulaştırma (1950'de çok kısa bir süre), Millî Eğitim (1950-1953 ve 1957), Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı (1957-1958) ve Bayındırlık Bakanlığı (1958-1960) görevlerinde bulunmuştur; 1953-1955 yılları arasında TBMM başkanvekilliği yapmıştır.
Bakanlıkları döneminde gerçekleştirdiği icraatların bazıları şunlardır: Din derslerini ilkokul programlarına soktu; din derslerinin okutulup okutulmama kararını velilerin seçimine bıraktı; 1930 yılında kapatılan İmam Hatip Liseleri'nin yirmi yıl sonra yeniden açılmasına öncülük etti. İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü'nü kurdu. Köy Enstitüleri'ni yeniden düzenleyerek öğretmen okullarıyla birleştirdi. Atatürk ve Orta Doğu Teknik üniversitelerinin açılışını gerçekleştirdi. İlk Boğaz Köprüsü projesi onun zamanında ihale seviyesine kadar geldi, ancak 60 ihtilali nedeniyle proje 10 yıl sonra gerçekleşebildi.
Ölümü
27 Mayıs 1960 darbesinin ardından Yassıada mahkemelerinde idama mahkûm edilmiş, cezası ömür boyu hapse çevrilmiştir. Yargılamanın ardından Kayseri bölge cezaevine yollanan İleri, hastalanması üzerine Ankara Hastanesine kaldırıldı ve 31 Aralık 1961 günü öldü.
0 notes
korkutkalkan · 9 months
Link
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği şirketi 29 yıllığına 'yap-işlet-devret' modeliyle işlettiği ve 18 Ocak 2023 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı'na iade edilen; ardından ise Albayrak Grubu’na yıllığı 4.2 milyon TL'ye kiralandığı öğrenilen Yassıada, ıssız adaya dönüşmüş durumda. 140 milyon 476 bin 765 dolar, yani güncel kurla yaklaşık 3.8 milyar TL harcanan Yassıada'ya ulaşım hiç de kolay değil. BirGün'den İsmail Arı'nın haberine göre, Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü'nden bir yetkili yaklaşık 7 bin TL'ye deniz taksiyle adaya gidilebileceğini ancak hafta içi adadaki müzelerin kapalı olduğunu söyledi. Yetkili, cumartesi ve pazar günleri ise Kadıköy’den deniz yolu ile ulaşım sağlandığını ve bunun da 300 TL olduğunu ifade etti. Müzelerin de sadece hafta sonu ziyarete açık olduğunu belirtti. Adaya gitmek için kullanılan tekneye yapılan ödeme sonrası verilen fişte adanın "Birun Ada Otelcilik Turizm Anonim Şirketi"nin işlettiği görülüyor. Bu şirket ise Yeni Şafak gazetesinin patronu Albayrak ailesine ait. Adadaki caminin yakınında yer alan 5 yıldızlı otelin gecelik ücreti 257 euro ile 442 euro arasında değişiyor. Yani güncel kurla 7 bin 710 TL ile 13 bin 260 TL arasında. Görevliler otelde içki servisi olmadığı ve dışarıdan getirmenin de yasak olduğu bilgisini paylaştı. 'DEMOKRASİ' DEĞİL, AK PARTİ MÜZESİ Adada 27 Mayıs Müzesi, Demokrasi ve Özgürlükler Müzesi ile Adnan Menderes Müzesi adıyla üç müze yer alsa da bu müzelerde birkaç eşya dışında sergilenen hiçbir şey yok. Müzede, AK Parti ve Erdoğan için geniş bir yer ayrılmış. Müzede Erdoğan’ın onlarca resmi, sözleri ve hatta dört ay hapiste kalmasına neden olan Ziya Gökalp’e ait "Minareler süngü, kubbeler miğfer" dizelerini içeren ‘İlahi Ordu’ şiiri sergileniyor. Fethullah Gülen’in devleti hedef aldığına dair videolar da izlettirilirken Erdoğan’a yönelik “Muhtar bile olamaz” manşeti de müzede yer alıyor. BAKANLIKTAN ZİYARETÇİ SAYISINA İLİŞKİN ÇELİŞKİLİ İFADELER Kültür ve Turizm Bakanlığı, 'Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nın açıldıktan sonra 2022 yılında 37 bin 37 kişinin ziyaret ettiğini açıklamıştı. Bakanlık bu yıl ise açıldığı günden bu güne adayı yaklaşık 17 bin kişinin ziyaret ettiğini söyledi. Yani bakanlık önce adayı 37 bin kişinin ziyaret ettiğini söyledi. Bir yıl sonra ise 17 bin kişinin ziyaret ettiğini belirtti. İki açıklama arasındaki 20 bin kişilik farkın nasıl olduğu ise bilinmiyor. Ne olmuştu? Projenin temeli 14 Mayıs 2015’te dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Süleyman Soylu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile çok sayıda AK Partilinin katılımıyla atılmıştı. Temel atma töreninde konuşan Davutoğlu, “Burada, şehit Başbakanımızın, arkadaşlarının hatırasına bir nebze halel getirecek hiçbir eyleme, hiçbir toplantıya izin vermeyiz” demiş ve sözlerine şöyle devam etmişti: “Burada bir tek ağaç eksilirse, yerine ağaç dikilecek. Yeşil alan kesinlikle bugünkünden fazla olacak.” Ardından adanın ismi Demokrasi ve Özgürlükler Adası olarak değiştirilmişti. Davutoğlu, adaya ilk kazma vurulurken tarihi ve doğal dokuya hiçbir zarar verilmeyeceğini iddia etse de 27 Mayıs 2020’de açılışı yapılan adanın betona gömüldüğü ortaya çıkmıştı. 27 Mayıs’ın yıl dönümünde adanın açılışını Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yapmıştı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği şirketi, “yap-işlet-devret” modeliyle işlettiği Yassıada’yı Kültür ve Turizm Bakanlığı’na iade etmişti. Adadaki otelin battığı ortaya çıkarken 14 Şubat 2023’te, 324 yatak kapasiteli otelin yıllığı, 4.2 milyon lira bedel ile 20 yıllığına Albayrak Holding’e kiralandığı ortaya çıkmıştı.
0 notes
orlandopackages · 10 months
Text
Journey into the Unknown: Exploring Remote and Isolated Islands
Something about the remoteness and isolation of islands has always fascinated humans. Perhaps it’s the idea of being cut off from the rest of the world or the allure of discovering new and uncharted territories. Whatever the reason, exploring remote and isolated islands has become a popular activity for adventurers and travellers alike.
The journey to these islands is often just as exciting as the destination. Many of these islands are located in the middle of the ocean, far from civilization, and require a long and often treacherous journey to reach them.
Escape to the untouched beauty of remote and isolated islands through Kerry holiday packages. Explore rugged landscapes, tranquil beaches, and rich cultural heritage on these hidden gems, creating unforgettable memories in Ireland’s stunning coastal landscapes.
Embark on an extraordinary journey with Barbados tour packages. Discover pristine beaches & vibrant marine life in these secluded Caribbean paradise islands of Bequia, St. Vincent, Grenadines, Marie-Galante, Guadalupe, Isla de Mona…
One such island is the Pitcairn Islands in the South Pacific Ocean. These islands are some of the most remote in the world, with the nearest inhabited land being over 1,000 miles away. The journey to the Pitcairn Islands is not for the faint-hearted, as it requires a long sea voyage through often treacherous waters.
Experience the serenity of remote and isolated islands- Urupukapuka, Kawau, Great Barrier Island… near Auckland. Explore pristine beaches, lush landscapes, and breath-taking views of these hidden gems on your Auckland holiday package.
But for those who make the journey, the Pitcairn Islands offer a matchless and unspoiled paradise. The islands are home to just over 50 inhabitants, who are descendants of the famous mutineers of the HMS Bounty. Visitors to the islands can explore the rugged terrain, hike through the lush forests, and swim in the crystal-clear waters of the lagoon.
Discover the hidden treasures of Heybeliada, Burgazada, Kınalıada, Sedef Adası, Yassıada, Sivriada, Kaşık Adası, and Tavşan Adası on Turkey packages. These remote and isolated islands offer serene beaches, rich history, and untouched natural beauty for an unforgettable escape.
But perhaps the most remote and isolated island in the world is Tristan da Cunha, located in the South Atlantic Ocean. This world’s most remote settlement is home to just over 250 inhabitants.
The journey to Tristan da Cunha is not for the chickenhearted, as it requires a long sea voyage through some of the most treacherous waters in the world. Visitors of the island can explore the rugged terrain, hike through the lush forests, and observe the exclusive wildlife that calls the island home.
Of course, exploring remote and isolated islands is not without its risks. The journey to these islands is dangerous. But the rewards are extraordinary for those willing to take the risk. Exploring uncharted territories and discovering new cultures is enjoyable.
Travellers should carefully consider these pros and cons before embarking on a journey to a remote and isolated island.
Advantages
Sense of adventure: Exploring remote and isolated islands provides a sense of adventure and excitement that is hard to find in more conventional travel destinations.
Unique experiences: Traveling to remote and isolated islands bestows one-of-a-kind cultural experiences that are not available in more popular travel destinations.
Undisturbed natural beauty: Remote and isolated islands are not altered by human activity. Their natural beauty is relatively intact.
Opportunity to disconnect: Remote and isolated islands provide an opportunity to disconnect from the hustle and bustle of modern life and experience a slower, more relaxed pace.
Disadvantages
Limited amenities: Many remote and isolated islands have limited amenities. This makes them challenging to explore. For example, limited access to food and water, medical facilities, and other necessities.
Accessibility: Many remote and isolated islands are difficult to reach. So, it becomes expensive and time-consuming.
Safety concerns: Traveling to remote and isolated islands is dangerous if the weather is inclement or if there are safety concerns associated with the destination.
Environmental impact: The environment of remote and isolated islands may be impacted by traveling- if visitors do not take steps to minimize their impact.
Be mindful of ethical considerations also when exploring remote and isolated islands. Many of these islands are home to indigenous populations who have been cut off from the rest of the world for centuries.
Despite the challenges and risks involved- exploring remote and isolated islands remains an incredible and matchless activity for adventurers and travellers alike.
Associate with travel agents such as White Magic Travels to book flights to the nearest places. They will also advise you on how to enjoy these places in the best possible way.
Source: https://whitemagictravels.co.uk/blog/journey-into-the-unknown-exploring-remote-and-isolated-islands/
0 notes
drakifakca · 11 months
Video
youtube
Millet iradesini yok sayarak demokrasimiz başta olmak üzere her alanda ağır tahribatlara yol açan, milli iradeye karşı yapılmış ilk askeri darbenin 63'üncü sene-i devriyesinde demokrasi tarihimize çalınan kara leke olan #27Mayıs1960 darbesini telin ediyorum.
    27 Mayıs Darbesi ve devamındaki Yassıada hukuksuzluğu; demokrasi tarihimizde yüz karası olarak andığımız, hatırladığımız bir süreçtir. Yassıada'da kurulan düzmece mahkeme ile darbeciler tarafından idam edilen demokrasi şehitlerimiz Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ı rahmetle yâd ediyorum. Ruhları şâd, kabirleri nur, mekânları cennet olsun.
  https://youtu.be/xdGDYtmZ908
0 notes
opcaoturismo · 1 year
Text
A um passo de Istambul: as ilhas dos Príncipes
Tumblr media
As Ilhas dos Príncipes são um ambiente ideal para quem quer experimentar tanto a tranquilidade da vida insular, como o brilho de Istambul. Entre os imensos azuis do mar de Mármara, onde o verde e o azul se enlaçam, a ligeira brisa leva o aroma das mimosas, com as suas mansões históricas, algumas das quais acolheram os escritores mais famosos da Türkiye, as Ilhas dos Príncipes são uma viagem em si mesma. O arquipélago é composto por nove ilhas: Büyükada, Heybeliada, Kınalıada, Burgazada, ilha Sedef, Yassıada, Sivriada, ilha Kaşık e ilha Tavşan. No entanto, só se pode chegar facilmente a Büyükada, Heybeliada, Kınalıada, Burgazada e à ilha Sedef, graças aos serviços diários de ferry desde os lados europeu e asiático de Istambul. De referir ainda que a característica que torna as ilhas mais atrativas é que as suas ruas estão fechadas ao trânsito. A um passo de Istambul Reza a lenda que as Ilhas dos Príncipes receberam o seu nome por ser o lugar onde se exiliaram príncipes, imperadores e imperatrizes durante o Império Romano do Oriente. Ao longo da história, as ilhas serviram de ermita para clérigos e destino de veraneio para monarcas. Também famosos autores turcos e conhecidos líderes políticos mundiais têm residido nas ilhas. Hoje em dia transformaram-se num refúgio para os habitantes de Istambul durante a primavera e o verão, com mansões históricas transformadas em casas de veraneio, perfeitas para uma escapada com baías onde os visitantes podem nadar, refrescar-se, passear de bicicleta, dar longos passeios e relacionar-se com os pescadores. Ainda que o arquipélago tenha quatro estações bem vincadas, a melhor época é a primavera e o verão. O ambiente revitalizante das ilhas, sobretudo na época floral quando o sol começa a sair, cativa os visitantes com o seu sedutor aroma a flores, árvores, terra e mar, numa tarde cálida. Nomeadamente quando os visitantes se sentam num conhecido restaurante de peixe numa tarde cálida. Será um repasto espetacular com peixe fresco, uma vasta seleção de mezes (aperitivos) turcos, saladas e rakı turco ou vinhos da zona. A ilha maior A maior das ilhas dos Príncipes é Büyükada, que em turco significa “ilha grande”. Na primavera e no verão, os seus visitantes desfrutam passeando pelas ruas repletas de buganvílias, lavanda e mimosas, percorrendo a ilha de bicicleta e fazendo piqueniques nos seus bosques. À sua chegada, os turistas são recebidos pela famosa torre do relógio, que se encontra perto do molhe. Outras das atrações imprescindíveis de Büyükada são o mosteiro de Aya Yorgi e o Yüce Tepe. O mosteiro é uma das estruturas onde poderá mergulhar na história e no ambiente espiritual característicos de Büyükada. A igreja, uma estrutura fundamental para os crentes ortodoxos, onde atualmente tanto locais como forasteiros fazem votos dentro e fora da capela para cumprir os seus desejos.
Tumblr media
Os edifícios históricos imprescindíveis de Heybeliada A ilha de Heybeliada (do turco «Ilha com Alforge») recebe o seu nome por ter forma parecida com um alforge e é a segunda maior ilha do arquipélago dos Príncipes. Concretamente, esta ínsula alberga muitas estruturas históricas: o Mosteiro de Aya Yorgi, a Sinagoga de Bet Yaakov ou a Igreja de Aya Nikola, situada junto a um penhasco. O Seminário criado para formar o clero, é um dos lugares de visita obrigatória na ilha e atualmente acolhe importantes festivais e eventos. Para conhecer a natureza da ilha, pode visitar o Parque Natural de Değirmenburnu de bicicleta ou a pé.
Tumblr media
Burgazada: santuário do escritor Sait Faik Na terceira maior ilha, Burgazada, encontramos várias estruturas históricas, grandes mansões e uma impressionante beleza natural perfeita para visitar durante a primavera. Além disso, é o lugar de veraneio para muitos dos habitantes de Istambul devido às suas praias únicas. O mosteiro de Aya Yorgi Garibi, a igreja de Aya Yani ou o museu de Sait Faik são algumas das atrações que não pode perder em Burgazada. A primeira delas domina a vista desde o barco que se aproxima e destaca-se pelas suas paredes pintadas de azul e branco e campanário. O Museu Sait Faik encontra-se na antiga casa do célebre poeta e escritor turco do qual recebe o seu nome e que viveu algum tempo na ilha. Pode-se passear por Kalpazankaya, que está no lado esquerdo da ilha, e tirar fotos impressionantes a partir da única colina de Bayrak, onde pode contemplar o esplendor natural da ilha de Burgaz.
Tumblr media
Kinaliada - Uma ilha vermelha É a ilha mais próxima de Istambul, por isso Kınalıada é uma excelente opção para fazer uma escapada rápida e tranquila. Tem uma área pequena em comparação com as ilhas vizinhas. É fácil deslocar-se, inclusive desde o ponto mais afastado é meia hora, e aqui convivem pessoas de diversas culturas. O mosteiro de Hristos ou a igreja de Surp Krikor Lusavoriç, que se destaca pela sua talha em pedra, são duas estruturas antigas de Kınalıada. Read the full article
1 note · View note
Link
#Gündem
0 notes
guncelhaber1 · 1 year
Link
#Gündem
0 notes
gezginnerede · 1 year
Photo
Tumblr media
En sevdiğiniz 🏝️ ada? İstanbul'un Adalar ilçesi, Prens Adaları ya da Kızıl Adalar olarak bilinen büyüklü küçüklü 9 ada (Büyükada, Heybeliada, Kınalıada, Burgazada, Sedef Adası, Yassıada, Sivriada, Kaşık Adası, Tavşan Adası) ve Vordonos Adası'dan oluşuyor. #gezginnerede #ada #adalar #travel #gezmek #keşfetmeninkeyfi #büyükada #evler #eylül #istanbul (Büyükada, Istanbul, Turkey) https://www.instagram.com/p/CjAiFMDNjg7/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
cinaraslan · 2 years
Text
📗 TARİHTE BUGÜN (17 EKİM)📌
1448 - II. Kosova Savaşı; János Hunyadi komutasında ve çoğunluğu Macarlardan oluşan ordu, II. Murat'ın komutasındaki Osmanlı ordusuyla karşı karşıya geldi
1514 - Bayburt Kuşatması: Osmanlı İmparatorluğu kaleyi ele geçirdi
1918 - Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı kuruldu. (daha sonra adı Yugoslavya Krallığı olacak
1938 - Atatürk ilk ağır komaya girdi.
1962 - Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, siyasi Af Kanunu'nu imzaladı; 258 Yassıada hükümlüsünün tahliyesi başladı
1987 - Eski cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, Devlet töreninden sonra Devlet Mezarlığı'nda toprağa verildi.
☮️DOĞUMLAR☮️
1895 - Mikhail Bakhtin, Rus filozof ve edebiyat teorisyeni (ö. 1975)
1972 - Tarkan, Türk şarkıcı, söz yazarı, besteci, yapımcı ve aranjör
♾️ÖLÜMLER♾️
1889 - Nikolay Çernişevski, Rus materyalist filozof, eleştirmen ve sosyalist (d. 1828)
2018 - Ara Güler, Ermeni asıllı Türk gazeteci, foto muhabiri ve yazar (d. 1928)
0 notes
aydinrehberi · 2 years
Text
CHP İstanbul Vilayet Lideri Canan Kaftancıoğlu, evvelki gün partisinin 81 vilayet gençlik kolları liderlerine seslenip değerlendirmelerde bulundu. Kaftancıoğlu'nun bu konuşmada sarf ettiği "Partimize, partimizin birincielerine, gençliğinize, kendinize ve sizlerin haya... CHP İstanbul Vilayet Lideri Canan Kaftancıoğlu, evvelki gün partisinin 81 vilayet gençlik kolları liderlerine seslenip değerlendirmelerde bulundu. Kaftancıoğlu'nun bu konuşmada sarf ettiği "Partimize, partimizin birincielerine, gençliğinize, kendinize ve sizlerin hayallerini maksatları haline getiren genel liderimize, genel liderimizin sizlere sunduğu imkanlar ve sizin genel liderimize, partimize oluşturduğunuz ve artırdığınız güce güvenerek tahminen de dünya tarihinde bir birincii başaracağız. Demokrasi yoluyla bir diktatörü bu ülkeden göndereceğiz" kelamları ise tepki çekti."ÖRGÜTLÜ NEFRET SİYASETİNİN İSTANBUL TEMSİLCİSİ"Konuyla ilgili açıklama yapan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ise, Kaftancıoğlu'nun bu kelamlarına zehir zemberek sözlerle karşılık verdi. Çelik'in toplumsal internet hesabından yaptığı açıklamada şu tabirler yer aldı: "Örgütlü nefret siyasetinin İstanbul temsilcilerinden biri Cumhurbaşkanımızı "diktatör" diyerek gaye almış. Bu siyasi ahlaksızlığı yapanlar Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamına saygısızlık ediyorlar. Tıpkı vakitte ulusal iradeyi maksat alıyorlar. Demokrasi düşmanlığı budur."SEÇİM DIŞINDA NEYİ KASTETTİKLERİ ASIL NİYETLERİDİR"Milli iradeyle hengameli bu zihniyet daha evvel de "Erken seçimle yahut öteki bir şekilde" iktidarı devirmekten kelam ederek, demokrasi düşmanı müdahale davetinde bulunuyordu. Seçimle iktidar değişimi nasıl olur herkes biliyor. Seçim dışında neyi kastettikleri ise asıl niyetleridir. Örgütlü nefret siyaseti, gerçek niyetini demokratik telaffuzun gerisine saklayarak sinsi bir oyun oynuyor. Gerçek demokrasi imtihanlarında ise daima sınıfta kalıyorlar."DEMOKRATİK SİYASETİN NAMUSUNA KASTETMEKTİR"Milletimizin oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanına "diktatör" demek, demokratik siyaseti nefret siyasetinin örtüsü olarak kullananların lisanıdır. Cumhurbaşkanımıza muhalefet lisanıyla değil Yassıada lisanıyla hitap etmek, demokratik siyasetin namusuna kastetmektir. Yassıada Zihniyeti ile ortasına uzaklık koyamayanlar Cumhuriyetten, demokrasiden ve ulusal iradeden kelam edemez!"CHP İDARESİ BU KELAM HAKKINDA NET BİR HAL ALMALIDIR"Söz,Siyasetin,Parti,Demokrasi ve daha fazla aydın haber yazıları okumak için Güncel sayfasını ziyaret edebilirsiniz. https://rehberaydin.com/ak-partiden-cumhurbaskani-erdogana-diktator-diyen-canan-kaftanciogluna-sert-yanit-chp-yonetimine-cagri-yaptilar/
0 notes