Tumgik
#hesna
1-hesna · 6 months
Text
Bugün günlerden arkadaşlık günüymüş toplandık toplandık bütün kizlar
Çekmecemden bir zarf çıkarıp, adınızi yazdım. @xatune @cennetfatma @zuleyha @a-s-e-l-d-en @yasemen-nn @34-mavi @kardelenimbenn @kalbenli @eylulzamani2019 @sibelcapkin @ozgur-ce @gerda-p@ay-simay @zulalimayn@manoliya @birburcuhoca @pa-ola123 @kumsal-world @tugba-u @um21sworld @emojiturtledaily @siir-seven-kadin @
Büyük harflerle, yalnızca adınızi.
Adresinizi bilsem gönderir miydim, bilmiyorum. 🤔🤩🥰
Mektup cebimde.
Cebim yüreğime yakın.
Yüreğim sizinle kizlar
Sizler yüreğime yakın.
Öyleyse mektup sizde bilesininix sevgiler♥️🥰🌈🫶💞👩‍❤️‍👩🏡kizlar
Tumblr media
Not erkek arkadaşlar lütfen siz kıskan mayın etiketlemedim biz kız kıza toplandik
169 notes · View notes
hesn-a · 11 months
Text
Tumblr media
Aranızda yeniyim arkadaşlar
Sevgiler saygılar hepinize
Mutlu aksamalar
Geri takipleselim
8 notes · View notes
ozgur-ce · 4 months
Text
Kızlaaar hadi örgülerinizi çoraplarınızı çekirdeklerinizi alın gelin çaylar hazır muhabbet gırlaaaa yalnız kızlar arasında 🤫👭 araya Şaban ve Ramazan gibi çarşaf giyip karışan olursa kapıda güvenlik var ona göre 😉😎🤣🤣🤣
@hosgeldinhuzun @akdnizli-blog @gulistan-blog @1demetgul @deniz-mehtap @esfrezya @papatya-guzeli @cennetfatma @ashinasworld @lalcill @things-magic @llsusll @kardelenimbenn @bburccu @benimkucukdunyam-hb @1-hesna @hissizblogs @almina-35 @beyzaz05 @coksev @dnzinhikayesi @delale-delale @dolunay66 @dotmir @deliceezeytinn @elisaa-suu @ela-gozlu88 @f-e-r-a-y-e @gelincik-gelincik @hcr-den @igze13 @kalbi-duam @kalbenli @monaros-a @meliseni @minvalsworld @sessizbiri0 @selenisvorldsblok @sewdakar @suskunkalbim @scorpion-queen-8 @tugba-u @um21sworld @yasemen-nn @zeynozeynep @zuleyha @turuncusapka
417 notes · View notes
onlybythenightrpg · 1 year
Text
Tumblr media
Vous songez à rejoindre Only by the Night mais vous aimeriez commencer avec une base de lien? Ce post est fait pour vous! Retrouvez ci-dessous notre sélection de pré-liens, en attente de trouver preneureuse.
LIENS FAMILIAUX
(m/f, entre 21 et 35 ans) ⋅ Hartley et Jagger recherchent les trois autres membres de leur famille, autrefois unie.
(m/f, entre 20 et 25 ans) ⋅ Hesna patiente en attendant l'arrivée de sa famille d'enfants abandonnés, unis entre eux.
(m/f, entre 26 et 55 ans) ⋅ Cain recherche sa famille, déchirée par le divorce, les doutes, les infidélités et les secrets. LIENS AMBIGUËS
(m, entre 28 et 45 ans) ⋅ Robin patiente après l'homme capable de lui faire appréhender sa sexualité.
LIENS AMICAUX
(f, entre 28 et 33 ans) ⋅ L'Underworld, cabaret de Nowhere, attend sa costumière/maquilleuse et sa dance captain pour compléter cette famille choisie d'âmes esseulées.
(m/f, la quarantaine) ⋅ Le groupe d'ami d'Alvaro a besoin de ses membres manquant pour former cette bande de mousquetaires inséparables, plongés dans le désert.
(f, entre 26 et 28 ans) ⋅ Lynn attend avec impatience sa meilleure amie, sa ride or die, pour des retrouvailles après un an de séparation.
LIENS DIVERS
(m/f, entre 30 et 45 ans) ⋅ Sheridan recherche l'adelphe de son ex, parsemé de drama familial et de mal d'attention.
31 notes · View notes
baybaykus · 3 months
Text
Ramazan Belkutay Özdemir sayfasından..
PAPAZ DİMİTRİ'NİN
TORUNU ELENİ
1900'lü yılların başıydı.
Datça'nın Sındı köyünde güzel bir Rum kızı yaşıyordu.
Eleni.
Papaz Dimitri'nin torunuydu, Eleni.
Gönlünü yakışıklı bir Türk delikanlısına kaptırmıştı.
Sındılı Osman'a.
Osman'ın da gönlü ondaydı.
Çocuktan aşıktılar birbirlerine ama.
Zaman kötü zamandı.
Bir gavur ile bir Türk evlenemezdi o yıllarda.
O yıllar savaş yıllarıydı.
Osmanlı imparatorluğu'nu parçalamak için uğraşan emperyalist ülkeler yüzlerce yıl kardeşçe yaşayan Türk ile Rum'un arasını açmıştı.
Birlikte gülen, birlikte üzülen iki toplum yavaş yavaş birbirlerine düşmanlaştırılmıştı.
Bu yüzden Eleni ile Osman'ın aşkı, imkansız aşktı.
Osman evlilik çağına gelince Türk kızı Hesna ile nikahladılar.
Davul zurna ile kutladılar,
Eleni kahrolmuştu, o gece hiç uyumamıştı.
Sabah gün ağarır ağarmaz "marya başı" denilen eşarpla saçlarını kapamıştı.
Marya Başı müslüman kadınların başörtüsünün benzeriydi.
Günler ayları, aylar yılları kovaladı.
Datça insanı tarlada, bahçede karnını doyurmaya çalışırken, emperyalist güçler dünyayı paylaşıyordu.
İngilizler Saros Körfezi'ne dayanmıştı.
Çanakkale'den geçip İstanbul'u işgal edeceklerdi.
Osmanlı İmparatorluğu Almanya ile birlikte savaşa girmişti.
Ülkede seferberlik ilan edilmişti.
Çocuklar ihtiyarlar hariç bütün erkekleri askere almışlardı.
Bizim Osman'ı da.
Datça'da hemen hemen her erkek artık askerdi.
Koskoca yarımadada erkek sayısı parmakla sayılacak kadar azalmıştı.
Reşadiye nahiyesinde çocuk, ihtiyar, sakat sadece 14 erkek kalmıştı.
Savaşa giden yıllarca dönmüyordu.
Çanakkale'den Filistin'e cepheden cepheye koşuyorlardı.
Yıl 1916'ydı.
Aylardan Temmuz.
Osmanlı sarayından emir geldi.
Osmanlı askerleri Alman emperyalizminin çıkarlarını korumak için Galiçya'da Ruslarla savaşacaktı.
Sındılı Osman da.
Yıllarca Çanakkale'de savaşmıştı.
Şimdi uzaklarda bir yerde, başka bir ülkenin toprağında azraille dans edecekti.
Piyadeydi Osman.
Süngüyle savaşanlardandı.
Bir trene bindirdiler.
Vagonlar tıka basa doluydu.
Osman gibi yüzlerce asker, hiç bilmedikleri diyarlarda ölüme gidiyordu.
Uzunköprü, Karaağaç, Filibe, Sofya, Niş, Belgrad derken cepheye ulaştılar.
Cehennem gibiydi Galiçya.
Almanlar en ölümcül cephelere Osmanlı askerini sürüyordu.
Galiçya'da ölüm kol geziyordu.
Azrail yorulmak bilmiyordu.
Çanakkale'de vatanı savunanlar, burada Almanlar'ın kazanması için ölüyordu.
Top atışları, mitralyöz kurşunları altında Osman ve kaderdaşları süngüyle hayatta kalmaya çalışıyordu.
O günlerde Datça'yı da bir salgın hastalık sarmıştı.
Eleni'nin annesi ve babası bu hastalığa dayanamamıştı.
Eleni yetim kalmıştı.
Teyzesinin evine sığınmıştı.
Galiçya'da aylarca sürdü savaş.
Aynı güneşin altında, aynı havayı soluyup, aynı suyu içen insanlar, birbirlerini hiç tanımamalarına ragmen, üstlerinden gelen emirlerle birbirlerini acımadan öldürüyordu.
Savaşın kanunu buydu.
Öldürmeyen ölürdü.
Osmanlı askerleri 15 binden fazla kayıp vermişti.
Osman defalarca ölümle burun buruna gelmiş ama şansı hep yaver gitmişti.
Çanakkale'deki gibi nice kurşunlardan, top mermilerinden kurtulmuştu.
Ama bir gün.
O kahrolası gün, bir şarapnel parçası bir ayağını söküp diz üstünden aldı.
Osman bir tarafa, kopan bacağı bir tarafa savruldu.
Kanlar içinde feryat ederken, bir arkadaşı imdadına koşup, sırtladı.
Hemen savaş alanından çıkardılar Osman'ı.
Yarasını temizlediler, sardılar, sarmaladılar.
Günler sonra da taburcu ettiler.
Bir baston sayesinde ayağa kalkmıştı Osman.
Çünkü o artık topal Osman'dı.
Çürüğe çıkardılar, Datça'ya geri yolladılar.
Bir bacağını Galiçya'da bırakarak döndü ata toprağına Osman.
Gazi ünvanı almıştı ama devletin verdiği rapor "çürük"tü.
İş göremez durumdaydı.
Bir elinde baston, sendeleye sendeleye yürürken kim iş verirdi ki ona.
Badem, zeytin silkemezdi.
Tarlada, bahçede çalışamazdı.
Dağ tepe keçi otlatamazdı.
Peki ne yapacaktı?
Ailesini nasıl doyuracaktı?
Bunları düşünüp çare ararken, karısı Hesna çocukları alıp Osman'ı terketmez mi?
Artık sadece topal değil, yapayalnız bir adamdı Osman.
İtten aç, yılandan çıplaktı.
Savaş büyük yaralar bırakmıştı geride.
Rumlar'ın çoğu atalarının yüzlerce yıl yaşadığı Datça'yı ağlaya ağlaya terketmek zorunda kalmıştı.
Rumlar gidince bir çok iş artık yapılmıyordu.
Değirmencilik mesela.
Yarımadadaki yel ve su değirmenlerini hep Rumlar işletirdi.
İnsanlar buğdaylarını o değirmenlerde una çevirirdi.
Oysa şimdi değirmencilikten anlayan kalmamıştı.
İşte bu gerçek, belki de topal Osman için bir şanstı.
Rumlar'ın bıraktığı bir un değirmenini düşük fiyatla satın aldı.
Kendisine yardımcı ararken, çocukluk aşkı Eleni gelmez mi?
Sarıldılar birbirlerine.
Osman ayağı koptuktan sonra sadece yatarken bastonu bırakmıştı.
Eleni'ye sarılırken de bıraktı.
İki eliyle Eleni'yi kucakladı.
Eleni artık onun dengesiydi.
Birlikte yaşayıp, birlikte çalışacaklardı.
Un değirmeninden ekmeklerini çıkaracaklardı.
Çalıştılar.
Gece gündüz durmadan çalıştılar.
İyi para kazandılar.
Datca'nin en zenginlerinden oldular.
Artık acı günler geride kalmıştı.
Şimdi mutluydular.
Ama bir gün Osman'ı terkeden nikahlı karısı Hesna çocuklarla birlikte çıkıp geldi.
Osman şaşırmıştı.
Ne yapacaktı?
Kabul etse Eleni'yi kaybedebilirdi.
Etmese çocuklarını.
Kara kara düşünürken Rum kızı Eleni girdi devreye.
"Çocukların hatırı var, aç kapılarını ailene, hepimiz burada yaşayıp gideriz işte."
Açtı değirmenin kapılarını Osman ailesine.
Hep birlikte değirmende yaşayıp gittiler.
Ve bir bir bu dünyadan göç ettiler.
Derler ki, Rum kızı Eleni, Lozan anlaşmasından sonra doğup büyüdüğü vatan topraklarında ölmek için kerhen Müslüman oldu. Ama aslında ölünceye kadar dedesi Dimitri'nin dinine sadıktı.
Öldüğünde ağlayanı çoktu.
"Cavur Nine" diyorlardı ona.
Müslüman mezarlığına gömüldü.
Ya topal Osman?
Acı, hüzün, ayrılık dolu yaşamında hoş bir seda bırakıp gitti.
Bugün Datça İskele Mahallesi'ndeki eski mezarlıkta yatıyor.
Torunları hala yaşıyor.
Fotoğraf yapay zeka: Kemal Hammer
Not: Bu öykü gerçek kişi ve olaylardan Yekta Kolcu'nun bilgileri ve Yusuf Ziya Özalp'in yazılarından esinlenerek kurgulanmıştır.
Tumblr media
2 notes · View notes
kupakiizii · 1 year
Text
Merhaba cemre ben hesna Nur'un yakın arkadaşı hesna derslerine yoğunlaşmak istediği için hesabı bana verdi ama kullanmayacağım ben ara sıra merak edip anonim olanlar olursa onlara cevap veririm o kadar :)
7 notes · View notes
haytaogluyunus · 3 months
Text
Tumblr media
ANMA
10 ŞUBAT (2005)
TÜRK MİLLİYETÇİSİ, TARİHÇİ
PROF. DR. MEHMET FAHRETTİN KIRZIOĞLU’NUN VEFATININ YIL DÖNÜMÜ.
RAHMETLE ANIYORUM.
Mehmet Fahrettin Kırzıoğlu veya yaygın olarak kullanılan şekliyle Fahrettin Kırzıoğlu (10 Mart 1917, Mamaş, Kars- 10 Şubat 2005, Ankara), Türk tarihçi ve yazar.
Kırzıoğlu Mehmet Derviş Efendi ve Hâfıza Hesna Hoca Hanım'ın ilk çocuğu olarak 1917'de Kars'ta doğdu. Kumukkökenlidir, Kumuk Cüngütey köyden göçen ailede doğdu.[2]Liseye kadarki eğitimini Kars'ta tamamlayan Kırzıoğlu, 1934'te Erzurum Lisesi'nden mezun oldu ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni kazandı. Kırzıoğlu ailevi sebeplerden dolayı bölüme devam edemedi ve 1936-1937 yılları arasında Posof'ta halk edebiyatı derlemeleri yaptı. Sonraki yıllarda Kars Lisesi'nde tarih öğretmenliği yapan Kırzıoğlu, 1946 yılında İstanbul Üniversitesi Tarih bölümünde mezun oldu. Sonraki 9 sene çeşitli şehirlerde tarih öğretmenliği yaptı. Sırasıyla Millî Eğitim Bakanlığı Arşiv Dairesinde müdür yardımcılığı, Türk Ansiklopedisinde uzmanlık ve Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmeni İşbaşında Yetiştirme Bürosunda şube müdürlüğü yaptı. 1967 yılında, "Osmanlıların Kafkas Ellerini Fethi" adlı doktora tezini vererek Erzurum Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümünde öğretim görevlisi, 1982 yılında ise "Anı Şehri Tarihi" adlı çalışmasıyla profesör oldu.
Tüm ifadeler:
0 notes
schuhfachmann · 1 year
Photo
Tumblr media
NEU: Waldläufer Stiefeletten Stiefeletten Hesna - 312H82-312-001 - taipei schwarz -
0 notes
edebiyatsoylesileri · 2 years
Text
Suat Derviş / Halkının mutluluğuna adanmış, halkının mutluluğu için savaşan bir kalem
Tumblr media
Bir öncüdür. Halkı için yazmıştır. Denilebilir ki, popülist edebiyatın, toplumcu gerçekçi bir öz kazandırılmış ilk örneklerini vermiştir. Önce bir gazetecidir. Halkının mutluluğuna adanmış, halkının mutluluğu için savaşan bir kalemdir.
Sanatçılar vardır, öldüklerinde yazılır çizilir arkalarından, her ölüm yıldönümünde anılırlar. Gerçekten büyüktürler, hak etmişlerdir bunu. Yine yazarlar vardır, ölümlerinde ne denli büyüklüklerinden söz edilse de çabucak unutulurlar. Bir de gereğince değerlendiremediğimiz, özellikle unutturulmuş yazın emekçileri vardır, halkın mutluluğuna adamışlardır kalemlerini. Yaşamlarında çeşitli baskılarla susturulmak istenmişler, edebiyat kitaplarından, antolojilerden, ansiklopedilerden sürülmüşlerdir.
Ölümü sessizlikle karşılandı, ilk anlamlı anış Necatigil'den geldi
Ölümlerinde de bırakmaz peşlerini bu değerbilmezlik. Son oyunu doğa oynar onlara. Tıpkı Suat Derviş'in ölümünde olduğu gibi. Bir baskı ve yılgı döneminde gelir yapışır yakasına ölüm; 23 Temmuz 1972'de. "Çocuk denilecek yaşta" yazmaya başlayan, çıkardığı "Yeni Edebiyat" dergisiyle toplumcu edebiyatın gelişmesine katkıda bulunan bu öncü yazarın ölümü de sessizlikle karşılanır böylece. Bir gazete haberine konu olur yalnızca. Yaşamı ve yapıtlarıyla ilgili ilk ayrıntılı bilgi ise ölümünden üç yıl sonra, şairliğinin yanı sıra titiz bir araştırmacı olarak da tanınan Behçet Necatigil'den gelecektir. Hem de anlamlı bir anışla: "Dünya Kadın Yılında Suat Derviş Üzerine Notlar". '(Nesin Vakfı Edebiyat Yıllığı 1976, sayfa 593).
Adım Suat Derviş, doğum tarihim 1905, doğduğum yer Istanbul
Suat Derviş, Necatigil'e gönderdiği 26 Ocak 1967 tarihli mektubunda şu sözlerle giriyor yaşam öyküsüne:
"Adım: Suat Derviş. Doğum tarihim: 1905. Doğduğum yer: Istanbul. Babam: Avrupa'ya ilk tahsile giden altı Türk gencinden biri olan ve sonradan Türk darülfünununun kurucuları arasında bulunan, kimya müderrisi Müşir Derviş Paşa'nın oğlu; Istanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi profesörlerinden Doktor Ismail Derviş Bey. Annem: Abdülaziz'in muzikayı hümayun orkestra şefi ve sonra mabeyincisi Kâmil beyin kızı Hesna hanım."
Sonraki satırları kısaca şöyle özetlemek mümkün:
Özel öğrenim görerek yetişme, Fransızca Almancayı öğreniş; Berlin'de Konservatuvara ve Edebiyat Fakültesine devam etme, Alman gazetelerine öyküler, makaleler yazış, dergi ve gazetelerde çalışma, sonra babasının ölümü üzerine (1932) Istanbul'a dönüş... Istanbul'da yaşamını kazanmak için yeniden gazeteciliğe başlayacak, röportaj ve roman yazarı olarak ünlenecek, Akşam ve Hürriyet dışında hemen bütün gazetelerde yazıları yayımlanacaktır.
Yazmaktan bir gün vazgeçmedim
1940'da "Yeni Edebiyat"ı çıkarınca, faşizmin Avrupa'da fırtına gibi estiği, ülkemizde de yandaşlarının türediği yıllarda, toplumcu görüşleri savunanlar bu dergi çevresinde toplanırlar. Söz gelimi bir Orhan Kemal'in ilk öyküleri "Yeni Edebiyat"ta yayımlanır. Ama yaşamasına olanak tanınmaz derginin. Reşat Fuat Baraner'in karısıdır Suat Derviş, toplumcudur ve halkının daha iyi bir yaşama ulaşması için kavga vermektedir.
Oysa Suat Derviş'i susturmak güçtür: "Yazı yazmaktan bir gün vazgeçmedim. Ve elimde de intişar etmemiş tek satır yoktur. Söylediğim gibi, bunları ecnebi memleketlerde daima imzamla çıkardım. Bin dokuz yüz kırk üç, kırk dörtten sonra, artık imzalı yazılarım kadar, müstear isim de kullanmaya başladım. Bu tarihten sonra radyo skeçleri, radyo piyesleri de yazdım, sahne piyesleri de. Kendi imzamla bunları oynatamadım." (Zihni Anadol, Suat Derviş'le Konuşma, May Dergisi, s. 15, 1968).
Avrupa'da faşizm yıkılmıştır, Türkiye'de tek parti dönemi son günlerini yaşamaktadır. Demokrat Parti'nin seçimleri kazanması yeni umutların doğmasına yol açmış, bir özgürlük havası esmiştir ülkede. Ama kapitalizmin yerli işbirlikçileri çok geçmeden sol'u ezmeye yöneleceklerdir.
Ancak iki romanının kitaplaştığını görebildi
1953'te yeniden yurt dışına çıkar Suat Derviş, 1963'te dönünceye kadar da romanlarının Fransızca çevirisiyle uğraşır. Paris'te, daha birçok ülkede yayımlanan dergi ve gazetelerde, öyküleri, romanları yayımlanır. 1963'ten sonra Istanbul'da sürdürür gazete yazarlığını. Ölmeden önce ise ancak iki romanının kitaplaştığını görür.
Suat Derviş'i ben ve benim kuşağımdan olanlar bu iki romanıyla tanıyoruz yalnızca: "Ankara Mahpusu" ve Fosforlu Cevriye" (1968). Oysa, sonuncusu 1945'te kitaplaşan romanlarının sayısı on iki, gazete tefrikası olarak kalanları da bir o kadar. Sonra röportajlar, fıkra ve makaleler, öyküler, deneme ve eleştiriler... Ama hepsi gazete ve dergilerde. On dört yaşındayken yazdığı "Hezeyan" adlı mensur şiiri, komşuları ve aile dostları Nâzım Hikmet tarafından görülüp beğenilerek gizlice Yusuf Ziya Ortaç'a verilip "Alemdar" gazetesinde yayımlattırılan, yabancı dillere çevrilen romanları övgülerle karşılanan, baskılara, korkutmalara karşın yazmakta direnen Suat Derviş'in bunca değerbilmezlikle unutulması neden? Sıradan bir yazar olmasından değil kuşkusuz. Yoksa romanlarının hemen bütün Avrupa dillerine çevrilmiş olması nasıl açıklanabilir?
Ben naturalist bir muharrir değil realist bir yazarım
İşte sanat anlayışı: "... Ben naturalist bir muharrir değil realist bir yazarım. Ve her mevzuumu hayattan aldığım gibi yani bir fotoğraf makinası gibi aksettirmem, onu bütün buutlarıyla, nedenleriyle birlikte göstermek isterim. Benim tiplerim oldukları gibi değil, daha fazla onları malzeme gibi kullandığım birçok tipten kompoze edilmiş kişilerdir.
(...) Birçok Fatmalardan kompoze ettiğim Fatma, eğer hakikaten hayattaki eşlerine benziyorsa onu tanıyabilmiş ve benzetebilmişsem, birkaç sahife sonra, o, tek başına hareket etmeğe başlar ve hemen özgürlüğünü kazanır. O artık tıpkı bir canlı insandır ve romanımda benim onu evvelden götürmek istediğim sonuca gitmez, onun kendi realitelerinin, onu sevkettiği sona gider. Ben onun, mukadderatını idare etmem, o beni sevkeder." (Ahmet Köklügiller, İbrahim Minnetoğlu, Nasıl Yazıyorlar, s. 137).
Ne sanatın yüce kanatlarıyla uçtu, ne de duygu sömürüsüne sığındı
Öte yandan yalınlığı, sözcük oyunlarına sapmadan apaçık bir anlatımı da geliştirmiştir. Yaşadığı toplumun en alt kesimlerine yönelmiştir dikkati. Anlattığı insanı toplumsal koşullarından soyutlamaz. Bir Fosforlu Cevriye'nin de sevebileceğini, sevdiği uğruna ölümü göze alabileceğini anlatırken, kişisini yücelterek gerçekliği çarpıtmadığı gibi, cıvık bir duyguluğa da kaptırmaz kendini. Ne sanatın o yüce kanatlarıyla uçmak ister, ne de duyguları sömürmenin kolaylığına sığınır. Gördüğünü, kendi düşünce süzgecinden geçirdikten sonra göstermektir amacı. Gorki'yi anımsatır. Özellikle anlatımı açısından Orhan Kemal'i etkiler. Bir öncüdür. Halkı için yazmıştır. Denilebilir ki, popülist edebiyatın, toplumcu gerçekçi bir öz kazandırılmış ilk örneklerini vermiştir. Büyüklenmeden, ama durmaksızın yazarak. Oysa ne zaman, ne de koşullar ondan yanadır.
Bütün ilkleri gerçekleştirme görevini yüklenen kadın
Önce bir gazetecidir çünkü. Yazarlığı halkının mutluluğuna adanmış gerçek anlamıyla bir düşünce savaşçısıdır. Yaşadığı dönemde, bir kadın olarak, bütün "ilk"leri gerçekleştirmek görevini yüklenmiştir. "Avrupa'ya muhabir olarak giden ilk kadın gazeteci"dir. Refet Paşa'nın, Ankara temsilcisi olarak Istanbul'a ilk gelişinde (1922) kendisiyle görüşmeyi yapan odur. Bir günlük gazetede (İkdam, 1926) ilk kez "kadın sahifelerini hazırlayan ve sahife modasını çıkaran ilk gazeteci" yine ondan başkası değildir. Onu hayatın gerçekleriyle gazeteciliği yüzyüze getirir. "Gazeteci olduktan sonra" yazmaya başlar "gerçekçi eserlerini". (Necatigil'e mektubundan). Ve gazetelerde yayımlar.
Yurda döndüğünde, boynuzlar kulağı geçmişti
Popüler romana kayması bundandır, gerçekçiliği de toplumcu düşünceyi benimsemiş olmasından. Tefrikacılık, romancılığını olumsuz yönde etkiler; kuşkusuz 1940'tan sonra gelişen siyasal baskının yardımıyla. Toplumcu eyleme ucundan bulamış değildir ki bir kıyıya çekilip sanatsal amaçlara yönelsin. Tam ortasındadır tersine. Susturulamaz ama etkisizleştirilir. Birçokları gibi. Yine siyasal baskılar nedeniyle yurdundan uzaklaşmak zorunda kalınca unutturulması kolaylaşır. Döndüğünde, boynuzlar kulağı geçmiştir. 
Şu gerçek unutulmamalı ama: Toplumcu gerçekçi Türk edebiyatı bugün ulaştığı noktayı, Nâzım Hikmet'ler, Sabahattin Ali'lerle birlikte biraz da Suat Derviş gibi sanatçılara borçludur.
(Atilla Özkırımlı / Cumhuriyet gazetesi / 24 Temmuz 1976)
0 notes
1-hesna · 11 months
Text
Tumblr media
🌿🌹🌿
#Yazılarımı 🌿🌹🌿
okuyan GÖZLERİNİZ hep güzel şeyler görsün, #Beğeni
yapan ELLERİNİZ hiç dert görmesin
ve Beni
anlayan KALBİNİZ hiç kırılmasınnnn...
Gönlü Güzel Canlarıma, 🌿🌹🌿
#Blog bütun çiçekler hediyem olsun 🌿🌹🌿
Mutlu aksamlar
Tumblr media
170 notes · View notes
bdpst24 · 2 years
Text
Új szerepben tér vissza Al Ghaoui Hesna
Al Ghaoui Hesna nemrégiben tért haza Kaliforniából, ahol a Berkeley Egyetemen egy éven keresztül ösztöndíjjal tanulmányozta a lelki ellenállóképességet és a traumák hatásait. Itthon testhez álló feladatot kapott, az ő műsorvezetésével tér vissza a Várkert Bazár és a Mindennapi Pszichológia Magazin sorozata, a LélekMETSZET. Az egykori riporter az USA-ból hazatérve a szeptember 8-án induló…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
bagdyernoke · 3 years
Text
https://www.youtube.com/watch?v=_IQ_j8piV5A&feature=emb_logo
youtube
A fasizmusról minden, amit tudni (sem) akartál..
A Milgram-kisérlet újrajátszva.
Minden csicskalelkű emberből lehet fasiszta gyilkos.
Köszi, Hesna.
https://en.wikipedia.org/wiki/Le_Jeu_de_la_Mort
Le Jeu de la Mort (The Game of Death)
4 notes · View notes
onlybythenightrpg · 10 months
Text
Tumblr media
Vous songez à rejoindre Only by the Night mais vous aimeriez commencer avec une base de lien? Ce post est fait pour vous! Retrouvez ci-dessous notre sélection de pré-liens, en attente de trouver preneureuse.
LIENS FAMILIAUX
(m/f, entre 21 et 35 ans) ⋅ Hartley et Jagger recherchent les trois autres membres de leur famille, autrefois unie.
(m/f, entre 20 et 25 ans) ⋅ Hesna patiente en attendant l'arrivée de sa famille d'enfants abandonnés, unis entre eux.
(m/f, entre 26 et 55 ans) ⋅ Cain recherche sa famille, déchirée par le divorce, les doutes, les infidélités et les secrets.
LIENS AMBIGUËS
(m/f, 50+ ans) ⋅ Une actrice célèbre, un.e détective privé.e, une tutelle mise en place par le père de la première. Louise attend l'arrivée de James, avec impatience.
LIENS AMICAUX
(f, entre 28 et 33 ans) ⋅ L'Underworld, cabaret de Nowhere, attend sa dance captain pour compléter cette famille choisie d'âmes esseulées.
(m/f, la quarantaine) ⋅ Le groupe d'ami d'Alvaro a besoin de ses membres manquant pour former cette bande de mousquetaires inséparables, plongés dans le désert.
(f, entre 26 et 28 ans) ⋅ Lynn attend avec impatience sa meilleure amie, sa ride or die, pour des retrouvailles après un an de séparation.
(m/f, la quarantaine) ⋅ Sheridan et Ira espèrent voir arriver rapidement les membres de leur groupe d'amis, ces gamins de Nowhere ayant grandi.
LIENS DIVERS
(genres et âges libres) ⋅ Milo et Leon recherchent les musiciens les accompagnant et partageant leur passion pour la musique.
PRE-LIENS EN COURS DE REDACTION
Ils ne sont pas complètement finis, mais valent quand même le coup d'oeil! N'hésitez pas à poke les créateurices dans la partie invités pour avoir plus d'informations s'ils vous intéressent.
(genre au choix, entre 18 et 65 ans) ⋅ Ira est en recherche du staff de son cinéma! Projectionnistes, vendeurs, six vies qui se sont trouvés et s'entremêlent depuis.
(m/f, entre 36 et 38 ans) ⋅ Après un drame tragique, Ezeckiel est venu à Nowhere sous une autre identité. Iels sont ces ami.e.s trouvé.e.s en chemin.
(m/f, entre 30 et 40 ans) ⋅ Ezeckiel recherche ses partenaires de poker, pour des soirées à partager autour d'un jeu de cartes.
(f, 30+ ans) ⋅ Après un retour récent à Nowhere suite à un voyage de quatre mois, Cameron revient avec une surprise : une épouse, à son bras. Un mariage blanc sous couvert de l'amour éprouvé par Ella pour un.e autre.
16 notes · View notes
womenfashionsworld · 3 years
Photo
Tumblr media
💜SPOR SEVENLERE RENGİN GÜZELLİĞİ💜🌸#yenisezon Cep detaylı kapşonlu krep tunik Beden 36 46 Fiyat 99 tl 👈 💫MAĞAZA KALİTESİ ve GÜVENCESİ 👈 💫BEDAVA KARGO👈 💫AYNI GÜN KARGO👈 💫HIZLI TESLİMAT 👈 💫DEĞİŞİM MEVCUTTUR👈 💫HAVALE,EFT 👈 💫KAPIDA ÖDEME KOLAYLIĞI💣Sipariş ve bilgi için dm veya whatsapdan ulaşabilirsiniz .. #soul #puanetakim #mymagazin #telvin #armagan #hesna #suedasarigozay #suedaay #edacollection03 #yenisezontakim #marka #kalite #zara #koton #reels #kesfet #tiktok #akim #istanbul #ankara #zuhre #armine #alvina #kaydet#mugla #kapsonlutunik #kreptunik https://www.instagram.com/p/CPILIIfLh2a/?utm_medium=tumblr
0 notes
kupakiizii · 1 year
Text
Küçük kuzenim gelip hesna Nur abla seni cok seviyorum diyerek yanağımı öpüp gitti yumuş yumuş oldum yemin ederim
5 notes · View notes
fantasy-scifi-art · 3 years
Photo
Tumblr media
Ert Leia Eliza El Hesna【Injured】by Shiwen Liu 
168 notes · View notes