“Sizden nefret ediyorum. Özellikle de sınırı geçmenize bu kadar müsaade ettiğimden. Hatta buna ihtiyacım olduğunu bildiğim için daha da nefret doluyum.”
Onun bütün sırlarını öğrenmek istiyorum: bana, "Seni seviyorum," demesini isterdim, eğer bu çılgın umut gerçekleşmeyecekse... isteyecek başka neyim var? Ne istediğimi biliyor muyum? Kendimi kaybetmiş gibiyim; tek istediğim sonsuza dek, damia, bütün ömrümce onun yanında olmak, onun ışığıyla, onun halesiyle aydınlanmak. Ondan ötesini bilmiyorum! Ondan kaçabilir miyim hiç?
Bu, tam da kumarbazın haleti ruhiyesidir. Define arayıcısını da bu kategoriye sokabiliriz. O, ya çıkarsa umudu, işte o.. bütün bir ömrü anlamlandıran dürtü.. ya çıkarsa? Peki ya çıkmazsa? Yitirilecek olan şey nedir? Ömür! Ama ya çıkarsa? Kazanılacak olan? O da bir ömür..
"belki de ruh sayısız duyguyu bir anda tattıktan sonra tatmin olmuyor, huzursuzlanıyor ve nihai bir bitkinliğe varıncaya dek, her defasında artan bir şiddetle yepyeni duygular tatmak istiyordur."