Tumgik
#büst
aycango · 2 years
Photo
Tumblr media
Bust of Alexandros of Aphrodisias, Aphrodisias, Aydın, Turkey 
Afrodisias’lı Alexandros Büstü, Afrodisias, Aydın, Türkiye  
Alexander of Aphrodisias (Greek: Ἀλέξανδρος ὁ Ἀφροδισιεύς; fl. 200 AD) was a Peripatetic philosopher and the most celebrated of the Ancient Greek commentators on the writings of Aristotle. He was a native of Aphrodisias in Caria, and lived and taught in Athens at the beginning of the 3rd century, where he held a position as head of the Peripatetic school. He wrote many commentaries on the works of Aristotle, extant are those on the Prior Analytics, Topics, Meteorology, Sense and Sensibilia, and Metaphysics. Several original treatises also survive, and include a work On Fate, in which he argues against the Stoic doctrine of necessity; and one On the Soul. His commentaries on Aristotle were considered so useful that he was styled, by way of pre-eminence, "the commentator" (ὁ ἐξηγητής).
Afrodisiaslı İskender (Antik Yunanca: Ἀλέξανδρος ὁ Ἀφροδισιεύς), Peripatetik filozof ve Aristoteles'in yazıları üzerine Antik Yunan yorumcuları arasında en ünlü olanıydı. Karya'da Afrodisias'ın yerlisiydi ve 3. yüzyılın başlarında Atina'da yaşadı ve öğretmenlik yaptı. Burada Peripatetik okulunun başı olarak görev yaptı. Aristoteles'in eserleri üzerine birçok yorum yazdı; Kıyas, Topika, Meteoroloji ve Metafizik bunlardandır. Birkaç orijinal eseri de günümüze ulaşmıştır ve Stoacı zorunluluk öğretisine karşı çıktığı bir çalışması Kader Üzerine ve biri Ruh Üzerine. Aristoteles hakkındaki yorumları o kadar yararlı kabul edildi ki, "yorumcu" olarak tanındı.
3 notes · View notes
isinmumcuartisan · 2 years
Photo
Tumblr media
Bir sanatçının elinden …Heykeltraş Beste hanımdan zarif bir heykel ile akşama merhaba diyelim @Sculptures.by.best elleriniz dert görmesin🧿👌💙 Kullanılan renkler Afrodisias ve İstanbul renklerimizin birebir karışımıdır. Işın Mumvu Artisan Chalk paint serimiz boyamıza bir parça İxir adlı ürünümüzde eşlik etmektedir. Ve tabi olmaz ise olmazlardan olan (Likör vernik +Dış mekan vernik )karışımı ile boya koruma altına alınmıştır. Doğrusu yerine de çok yakışmış.. Keyifle kullanılsın Biz sadece Işın Mumcu Artisan ürünleri ile boyarız.. #isinmumcuartisan #evdekorasyonu #chalk #chalkpaint #chalkpaintedfurniture #chalkpainting #polyester #istanbul #workshops #boya #isinmumcu #büst #bahçedekorasyonu #isinmumcuartisanchalkpaint #yerliboya #kişiyeözelheykel #heykelsanatı #boyama #döküm #polyesterkalıp #tadilat #heykelyapımı #polyesterboyama #boyamateknikleri #heykel #likör #heykelsanatı #tasarım #heykeltraş #Sculpturesbybest #sculpture (Isin Mumcu Artisan) https://www.instagram.com/p/ChkjHI7rxre/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
almanci · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Wilhelm Hertz, Der Werwolf - Beitrag zur Sagengeschichte (1862)
Above we saw that calling out the christian name had a disenchanting effect; so too in this Hessian tale: A farmer's wife always presents him with meat for dinner, for a long time not saying where she was getting it from. Finally, she promised to show him under the condition that he wouldn't say her name. Together they went to a field with grazing sheep; there the woman threw a ring over herself and instantly turned into a wolf, attacked the herd and ran off with a sheep. The man stood frozen, but as he saw the shepherd and his dogs run after the werewolf and realise the danger his wife was in, he forgot his promise and called out: "Ach, Margareit!" and the wolf disappeared, in its place was the naked woman in the field.
The werewolf is also often disenchanted by mere recognition without explicit naming: A farmer encountered an old female wolf in a field. She constantly jumped at his horse to bite its neck. Her voice seemed so familiar to the farmer that he called out: "Büst Du dat, myne olle Möem odder bist Du dat nich? [Is that you, my old Ma or is it not?]" such that his own aged mother stood before him in the flesh and could not move a limb. The farmer hoisted her into his wagon and brought her home, where she died soon after. [...]
Furthermore, the werewolf is enchanted by throwing iron or steel over it. In Westphalia they call this "den Wolf, die Hexe blank maken"; during this, the werewolf's pelt explodes away from a cross-shaped mark on his forehead, and the naked human comes out of this opening. A wealthy woman close to Wolfshagen used to leave her house every night and roam the fields as a werewolf. One time the shepherd threw his pocket knife over her head and shoulders and she stood naked before him. Once upon a time, when a farmer was riding in his wagon at night, he bumped into a werewolf; immediately he bound his fire striker to his whip and threw it over the wolf's head. The latter however caught the whip, and now the farmer had to save himself by fleeing. - Whoever saves himself into a field of rye has nothing to fear from werewolves.
A werewolf can be bound, if you stick a rapier into the ground in a way where its tip points towards the werewolf; it has to stand until the hour of his transformation, when he turns back human. It can also be caught by easter wood [...]
12 notes · View notes
venusunruhu · 2 years
Text
Bir keresinde Picasso’ya, eserlerinin ne anlam ifade ettiği soruldu. “Kuşların ne cıvıldadığını anlıyor musun? Hayır. Ama yine de dinliyorsun.” cevabını verdi. Bazen sanatta önemli olan sadece bakmaktır.” Marina Abramovic
Pablo Picasso “Çıplak, Yeşil Yapraklar ve Büst” ,1932.
Tumblr media
14 notes · View notes
hamitbaydaroglu3413 · 8 months
Text
Müslüman Türkiye’de:
250 bin heykel ve büst varken; Putperest Tayland’da ise: sadece 1600 heykel ve büst var....
Söyleyecrklerım bu kadar
5 notes · View notes
mustafasalihbozok · 2 years
Text
İŞTE RAKI!
YILMAZ ÖZDİL den
Tam bir Yeşilaycı olmama rağmen, her cumartesi akşamı minnacık çilingir sofrası kurduğum canım babam geldi aklıma..Güzel anlatmış..
Rakı Nedir? (Hiç böyle güzel anlatılmışını okumamıştım..!)
RAKI...!
Dönülmez akşamın ufkundayız azizim...!
Arap aklıyla bize akıl vermeye kalkıyorlar
ama "alkol" kelimesinin kökeni bile Arapça
Peki napalım?
Kullanmamak lazım.
Hatta, yasaklansın.
Rakı ise, özbeöz Türk. "Ne malum?" derseniz.
Nerede, ne zaman ve kim tarafından icat edildiği bilinmiyor. Oradan malum...!
Eğer, biz Türklerden başka bi milletin icadı olsaydı, yazılı tarihi olurdu, şeceresini bilirdik..!
Şampanyanın mucidi Fransız keşiş, Dom Perignon..
1638'de dünyaya gelmiş mesela...
Evliya Çelebi'nin 1635 tarihli seyahatnamesinde "rakı" geçtiğine göre, şampanyadan eski demekki.!
Yani...?
yanisi şu;
Şampanyayı icat eden Dom Perignon,
kundakta ana sütü içerken,
biz aslan sütü içiyorduk..!
Başka "aydınlatıcı" veri var mı.? Vaar..!
Memleketi "ampul" yönetiyor ama,
elektriğin ampulden önce, rakıya faydası olmuştu. Çünkü, elektriğin icadıyla birlikte "buz" üretildi.
Buz üretilince,
"rakıya niye buz koymuyoruz azizim?" keşfi yapıldı. Bu tarihi keşif neticesinde, rakının üstüne buz koymak için daha uzun bardağa ihtiyaç oldu.
Zahmet edip özel bardak icat etmek zor geldiği için de, pratik Türk zekâsı devreye girdi, " limonata bardağı ne güne duruyor muhterem " keşfi yapıldı.
"Asil"dir rakı...!
Bakın, 1900'lü yıllardan bir davetiye aktarayım size ;
"Muhterem efendim,
Teşrin'i saninin 21'inci gününe müsadif Cuma akşamı, Hristo'nun Meyhanesi'nde taam eylemek ve hususi bir eğlence tertip ederek vakit geçirmek istiyoruz. Sizi pek seven cümle dostlarımız teşrif edeceklerdir. Binaenaleyh, icabetiniz bizim içün mücib-i şeref olacaktır. Bu lütfu bizden esirgemeyeceğiniz ümidi ile takdim-i ihtiram eyleriz efendim.Pera sahaflarından Şener Efendi."
Nezakettir, zarafettir..!
Adab-ı muaşerettir."Milli"dir..!
Hem de Üstelik, AKP'nin "milli"sidir..?
Bu arkadaşların döneminde "milli" oldu.
Rakıyı "milli içki" olarak tescilleyen Türk Patent Enstitüsü Başkanı, o makama, AKP tarafından atandı... Eşi de, AKP milletvekili...!
Ki o milletvekili, Suudi Arabistan Riyad Eğitim Fakültesi İslami İlimler mezunudur iyi mi...
Dolayısıyla, "rakı balık Ayvalık" gibi, zincirleme reaksiyonla, AKP'nin "milli"sidir!
"Rakı içeceğinize meyve yiyin,
kavunun yanına 35'lik salkım açın"
filan gibi gayri ciddi yaklaşılamaz ona..!
Ciddiyet ister.
Fava, pilaki, şakşuka, memleket "meze"lesidir..
Yurtseverdir...!
İki tek attın mı " n'olacak bu memleketin hali ?"
diye aslaa endişelenmezdin, aksi olsa...
Evrim Teorisi'nin kanıtıdır..!
fazla kaçırırsan, özüne dönersin,
yani maymun olursun...
Bilimdir...!
Maymun değilsek bile; ne anlamı var onsuz, radika'nın, cibes'in, turp otu'nun, inek miyiz biz? Madem gıcıksın rakıya,
niye balık avlıyorsun boşu boşuna?
Şerbetle mi yiyeceksin lüferi..?
"Fevkalade"dir..
"Aliyül'ala"dır..
''Kadın'' dır...!
1926'da üretime başladığında, rakılarına şu isimleri koymuştu Tekel, Cumhuriyet'in ilk yıllarında.. "Sevim, Elif, Hanım, Denizkızı, Üzümkızı, Jale" isimlerini taşırlardı...
Botoks'tur aynı zamanda.
''Çirkin kadın yoktur, az rakı vardır..!'' mesela...
En kaknemi bile bir başka görünür gözüne,
içilir, güzelleşilir....!
Hayatın anahtarıdır.
Büst gibi oturan adamın bile çenesini açar.
"çilingir" sofrası denmesi, ondan..
Kontörsüz muhabbettir... Kahkahadır...!
İçki içen,
neler yaptığını hatırlamaz; rakı içen hatırlar..! Acısıyla tatlısıyla hatıraları kaydeden
hard disk'tir çünkü...
Tıp bazen çaresizdir. O ilaçtır.
Dişe de, Gurbete de iyi gelir...!
Herkesin gençlik hatası olabilir,
önce bira içersin...
Sonradan para kazanınca,
şarap içmeyi bi matah zannedersin...!
Amerika'da kamyon şoförlerinin içtiği viskiye Etiler'de, Reina'da bi kamyon parası ödersin, o ayrı. Kürkçü dükkânıdır Rakı...,
Döner dolaşır, gelirsin....!
Çocuktur... Ağlarsın...
Orhan Gencebay'dır.
Entel dantel barlarda dinlemeye utanırsın.
Ama hepimiz biliriz ki, ezbere bilirsin...
Tatlıses'tir. Realite'dir...!
Peynir, Rakı, Kavun, (PRK), örgüttür.
Ama, bölücü değil, birleştirici örgüt...!
Türk'ü de içer, Kürt'ü de..!
Çerkez'i de içer Ermeni'si de..!
Laz'ı da içer Yahudi'si de....!
Rumlar öyle bi meze yapar ki,
AB'ye almasalar da helali hoş olsun,
Kıbrıs'ı veresin gelir...!
Orhan Veli'dir...!
"Şiir yazıyorum,
şiir yazıp eskiler alıyorum,
eskiler verip musikiler alıyorum,
bir de rakı şişesinde balık olsam..!"dır.
Şiirdir...!
Dönülmez akşamın ufkudur aynı zamanda...
Ve...,
Mustafa Kemal'dir...Rakı!
Rakı içiyordu diye " sarhoş " demeye getiriyorsan eğer.., "sarhoş kafayla kurup
yücelttiği bu memleketi,
ayık kafayla niye yönetemiyorsun..? "
diye sorarlar adama...!
Oof, oofff çok uzattım...!
Vakit tamam, güneş batmak üzere,
bana müsaade,
*cümleten şerefe...!*
YILMAZ ÖZDİL..
fatoş sönmez celik
Tumblr media
11 notes · View notes
gramerstones · 1 year
Text
Mermer Heykel
Tumblr media
 Mermer heykel yapımının yıllar öncesinde Roma da antik çağa, daha sonrasında ise en son keşfedilen Göbeklitepe ile de, Urfa ilinde 1995 yılında ortaya çıkarılan basit mermer hayvan rölyef ve figürleri ile neolitik çağa kadar uzanan bir yolculuğu var. Genellikle ortaya çıkarılan ve bulunan mermer heykellerde, insan figürleri daha ağırlıklı kullanılsa da aslan, kaplan, kedi, köpek, yılan vb. hayvan heykelleri de oldukça çoktur. Eşsiz mermer rölyef ve mermer heykelleri ile Anadolu, tarihi dönemlerin her biri için bizlere ve sanatseverlere kendinden haberler vermeye devam ediyor.Zamanımızda ise daha pratik ve makine destekli imal edilen mermer obje ve heykeller, yine usta dokunuşlarla son haline geliyor. Estetik ve sanatsal açıdan hiçbir eksiği bulunmayan bu eserler, tarihi eser mermer heykeller çağrıştırıyor.Mermer heykel yapımında kullanılan bir kayaç mıdır? Tabii ki mermer oluşumu ısı ve basınç etkisiyle sıkılaşmış kayaçlardan oluşan yapılardır. Bu nedenle, mermer heykeller kayaç oluşumdan yapılmıştır denilebilir. Mermer heykel yapımı aslında zamanla sanatsal kaygılardan uzaklaşmış ve her ne kadar cnc tezgahlarında üretilen ticari objelere dönüşmüşse de, sonuçta kullanıldığı yerlere değer katan, estetik katan ve sanatsal beklentileri karşılayabilen ürünlerdir. Heykel için mermer bir zorunluluktur aslında. Özellikle, güzel sanatlar akademisi mezunu ülkemiz heykel sanatçılarının ellerinde yükseliyor mermer heykel sanatı. Basit spiraller ve el keski aletleri, mermer heykel yapımında kullanılır mı; evet, son derece teknolojik cnc makinalarının imalatından sonra bile, pratik el aletleri ve spirallerle düzeltmeler yapılıyor. Bununla beraber üretilen mermer soyut heykeller ile özgün yapılar ve görseller meydana getiriyoruz ve sanatsal yaklaşımlar sunuyoruz. İstenildiğinde italyan mermer heykel türevlerinden de uygulamalar yapmaktayız. Mermerden heykel yapmak için elimizde sadece mermerimizin olması yetmez. Mutlaka müşteri memnuniyeti odaklı ürünler ortaya koymalısınız. Seçici ve kaliteyi ön plana koymuş olan müşterilerimize, onlarca çeşit mermer heykel örneklerimizle yardımcı oluyoruz.Mermer heykel fiyatları heykellerin büyüklüğü, heykellerin tarzı, yapısı ile alakalı olarak değişkenlik göstermektedir. Tabii ki ilgili müşterilerimiz için tarihi mermer heykel fiyatları hakkında da bilgilendirmeler yapıyoruz. Mermer heykel satışı olarak isteğe bağlı ürünler ve projelerde de ürünler çıkarıyoruz. Mermer heykel satılık olarak teşhir edildiği her platformun en gözde ürünlerinden oluyor. Bu sebeple mermer heykel fiyatları, özel fiyat uygulamasına tabi tutuluyor. En ufak bir mermer havuzun ortasında bile harika görseller sunan mermer heykel çeşitleri ile sizlere taşın suyunu çıkaran firma olarak eşsiz eserler sunmaya devam ediyoruz.Mermer rölyeflerde ve heykellerde ki ortak özellik yüzyıllar boyu sapasağlam kalması, güneş ışığı, rüzgar, yağmur gibi sebeplerle bozulma yaşamamasıdır. Aynı zamanda tozlanma, tozlanma,  yağmurdan dolayı çamurlaşma gibi nedenlerin dışında kolay kolay zarar görmeyen eskimeyen bozulmayan yapılardır. Bu sebeple temizlenmesi çok kolay ve pratiktir. Çok yüksek heykel modellerinde bile sadece tazyikli su ile temizleyebilmek mümkündür. İstenirse daha detaylı temizlik için standart temizlik malzemeleri de rahatlıkla kullanılabilir.Bahçe heykelleri, bozkurt heykeli, balık heykeli, heykel dantel, kartal heykeli, melek heykeli, modern heykel kadın, aslan heykeli, at heykeli, heykel büst, heykel başı, bronz heykel, heykel kaidesi, fil heykeli, dekoratif süs mermer heykelleri kalıplarına, kaide büyüklüklerine, adetlerine göre fiyatlandırılmakta, modern cnc makinelerimiz ve usta ellerimizle hazırlanarak evlerinizi süslemektedir. Read the full article
2 notes · View notes
cihangir-uzunkaya · 1 month
Text
Tumblr media
IYI PAZARLARINIZ OLSUN BENİM IYI DOSTLARIM.
BU PAZAR EDEBİYAT DİYELİM.
Bu arada Bedri Rahmi Eyüboğlu&Mari Gerekmezyan aşkını üstünķörü geçelim.
  
Bedri Rahmi Eyüboğlu, 1911’de Giresun Görele’de doğdu. Ailesinin beş çocuğundan ikincisiydi. Trabzon Lisesi'nde okudu ve 1929 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'ne (Mimar Sinan Üniversitesi) girdi.
1930 yılında Fransa’ya ağabeyinin yanına gitti. Fransa’da Gauguin, El Greco, Cézanne, Matisse, Braque, Chagall gibi ustaların resimlerinden etkilendi ve onların eserlerini, tekniklerini inceleme fırsatı buldu. Rumen asıllı Eren Eyüboğlu ile tanıştı. Bu arkadaşlık, 1936 tarihinde evlilikle taçlandı.
1940’ların başları. Evli ve yeni çocuk sahibi olmuş olan Bedri Rahmi Eyüboğlu Güzel Sanatlar Akademisi’nde asistanlık yapmaktaydı. O sırada heykel bölümüne misafir bir öğrenci geldi. Esmer bir Ermeni kızı Mari Gerekmezyan.
Mari Gerekmezyan, 1913 Kayseri Talas doğumludur. İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde okuyan, daha sonra Güzel Sanatlar Akademisi Heykel Bölümü’ne misafir öğrenci olarak giren sanatçı, ülkemizin ilk kadın heykeltıraşlarından biridir. Bedri Rahmi Eyüboğlu ile tanışması, işte bu şekilde başladı. Gizliden gizliye atölyede buluştular. Sırılsıklam aşık oldu Bedri Rahmi.
Ona Karadutum şiirini yazdıracak, paha biçilmez tablolarını sattıracak kadar büyük, birkaç yılla sınırlı kalacak kadar kısa ve hüzünlü bir aşk
Yasak aşkları sanat ile beslenir. Bu aşkın filizleride; büst, tablo ve şiir gibi sanat eserleri ortaya çıkarır. Mari, aşkını anlatmak için sevdiği adamın; Bedri Rahmi’nin büstünü yapar. Bedri Rahmi de onun aşkına yazdığı şiirler, çizdiği portlerelerle ölümsüzleştirir.
Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun, Eren Eyüboğlu ile evli olması, sanat çevreleri tarafından, Mari Gerekmezyan’ın dışlanmasına sebep olur. İstanbul bu büyük aşktan haberdardır.
Mari yaşadığı yasak aşk ve Ermeni oluşu nedeni ile toplumdan dışlanır. Bu fırtınalı yasak aşk kısa sürer. Çünkü Azrail, Mari’nin amansız öldürücü hastalığı tüberkülozun kimliği altında kapıda bekler.
Hastalığıyla cebelleşen kadının ilaçlarını alabilmesi için yardımına Eyüboğlu koşar. O yıllar, savaş sonrası olduğu için ilaç fiyatları çok yüksektir. Almak ise neredeyse imkansızdır. Elinden ne gelirse yapmaya çalışır, paha biçilmez tablolarını yok pahasına satar. Fakat bu çabaların hiçbiri Mari’yi kurtarmaya yetmez.
Aşkı Azrail nihayetlendirir.
Esen Kalın Lütfen
Tabiki aileleriniz ve sevdiklerinizle..
Cihangir Karabey
AŞK BİR EŞKİYANIN HAYATA İTİRAZIDIR..
SUSARSA ÇATIŞMA,KONUŞURSA SAVAŞ.
YAZARSA DESTAN,SEVERSE DEVRİM OLUR.
TUTKİ BEN BİR EŞKİYAYIM !
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
0 notes
achampnator · 3 months
Text
Hey, nu kaamt de Hero-Turtles
Superstark Hero-Turtles
Elkeen kennt de Hero-Turtles
Immer op de Lauer
Du büst echt en ultrahiet Team
"Na Logo"
Wenn se gegen Angst un Schrecken treckt
'"Is doch Ehrensaak"
Un seht dat för di mal Finster ut
De Turtle-Jungs halen di dar rut.
Elkeen kennt de Hero-Turtles
Superstark Hero-Turtles
Rafael kummt cool
Michelangelo geiht an
"Dor flüggt di doch dat Blk weg"
Leonardo kämpt nah Donatellos Plan
"Op de gau Imme hell"
Un warrt ok af un to knapp
De Hero-Jungen maakt nienich slappen
Hey, nu kaamt de Hero-Turtles
Elkeen kennt de Hero-Turtles
Megastark Hero-Turtles
Immer op de Lauer
"Un ümmer wat plietscher"
0 notes
mezardakicicekk · 3 months
Text
LOATANG
17/01/2024
Bugün size benim için çok özel bir yeri olan kızdan bahsedeceğim. Onunla 2 yıl önce dans stüdyosunda tanıştık. Gerçekten çok iyi bir dansçıdır. O gün benim için bu kadar özel birisi olacağını bilmiyordum.
Bazı sebeplerden ötürü ailesi görüşmemizi istemedi. 1 yıl görüşemedik. Sonra bana bir gece ansızın yazdı ve tekrar hayatıma girdi. Ailesinden gizli buluşmak zorunda kalıyorduk çoğu zaman. Şimdiyse Amerika'ya taşınıyor. Birkaç sokak ötemde oturan bu değerli kız şimdi kilometrelerce uzağıma gidecek. Bu yüzden ona Loatang ismini vereceğim. Loatang: İki kızın sonsuz arkadaşlığına verilen ad. Uzakta bile olsa hep yakınınızda, insana yedek kalbi olduğunu hissettiren kişidir.
Bugün onunla son kez buluştuk. Son olduğunu ve tamamen vedalaşacağımızı bildiğim için içimde hüzünlü bir huzur vardı. Huzurun üzüntülüsü olur mu demeyin, oluyormuş. Çok sevdiği için kiraz desenli hırka kombinimle gittim buluşmaya. Boynumda içinde Satürn'ün fotoğrafının bulunduğu kolye vardı. Küçük bir mektup yazıp Ariel büst figürüyle birlikte kilitli poşetin içine koydum. Baktıkça beni hatırlamasını istedim.
Buluştuğumuzda çoğu anı kayda aldık. Bu birlikte geçirdiğimiz son saatlerdi ve birbirimizi özledikçe bunları izlemek iyi bir fikirdi. Hani taciz olayını öğrendiğim gün buluştuğum kişi vardı ya, Loatang oydu işte. Yanında güvende hissettiğim kişiydi. O gün gittiğimiz kafeye gidip aynı masaya oturduk. Oraya ilk kez onunla gittiğimden artık benim için anısı olan bir mekan olarak kaldı.
Birbirimize sarıldık, sohbet ettik... Hatıra defterime yazı yazdı. Bir ara ona bir şey anlatırken kolyemin ucunu ellerinin arasına aldı. O an susup onu izledim. "Sen anlatmaya devam et, ben dinliyorum." dedi. Kısa bir süre daha onu izledikten sonra konuşmaya devam ettim. Satürnle vedalaşıyordu, biliyordum. Onu tanıyabilme şansı hiç olmamıştı ama Satürn onun içinde değerli bir konumdaydı. Onunla vedalaştığı bu anı asla unutmayacağım, bu satırları yazarken bile gözümün önünde canlanıyor hepsi.
Çok güzel vakit geçirdik. Onunlayken mutluydum ve önemli olan buydu. Birkaç gün sonra ülkeden gidecek olması aklıma dahi gelmiyordu o anlarda. Yalnızca güzel vakit geçirmek istiyordum. Atıştırmalık aldım. Birlikte onları yiyip boş boş oturduk. Ayrılık zamanı yaklaştıkça ikimizde susmaya başlıyorduk. Gittikçe daha az konuştuk. İçim parçalanıyordu. Hiçbir zaman ona itiraf edemedim ama onun arkadaşlığına her zaman çok ihtiyaç duyuyordum.
Onu evine bıraktığımda bana bir taç, lgbt temalı bir anahtarlık ve yapay çiçek buketi verdi. Annemin resim sergisinde bana verdiği buketi saymazsak hayatımda ilk kez birisi bana çiçek vermiş oluyor. Onu asla yakınımdan ayırmayacağım. Gitmeden önce son kez sarıldık sıkıca. Hiç bırakmak istemedim onu. Kollarımın arasında saklamak istedim. Herkesten, her şeyden saklayıp korumak istedim o an.
İçimde korku vardı, hâlâ var. Bazen kendini çok kötü hissettiğinde kendine zarar verecek kadar ileri gidebiliyordu. Konuşmadığımız o 1 yıllık süreçte bile deli gibi endişeleniyordum onun için. Şimdi o kilometrelerce uzağıma gidiyor. Nasıl saracağım yaralarını? Nasıl durduracağım onu? Ya çok kötü hissederse ve bana çok ihtiyaç duyarsa? Kendine zarar vermesin diye kırk takla atıp onu mutlu etmek için dışarı çıkartan ben şimdi nasıl yardım edecektim? İşte korkum bu. Çok çok kötü hissedip kendine bir şey yapmasından korkuyorum. Bu korkumu yazarken bile gözyaşlarımı tutamıyorken o an nasıl sakin kalacağım?
Biliyor musunuz, Loatang benim safe place diyebileceğim birisi. Hiçbir arkadaşımın yanında onun yanında hissettiğim kadar rahat hissedemiyorum. Kollarının arasında gerçekten güvende hissediyorum. Ona sarılmayı çok seviyorum. Bazen saatlerce ona sarılıp susmak istiyorum.
Ona karşı hissettiğim şeyleri hiçbir zaman detaylıca yazmadığım için daha yeni fark ettiğim bir şey var. Yıllarca deli gibi aradığım o arkadaşlık hissi vardı ya, bunu bana ciddi anlamda veren tek kişiymiş Loatang. Serendipity için demiştim bunları ama siktir edin. İnsanlar bazı şeyleri çok geç fark edebilir, tıpkı benim gibi. Bana her zaman destek olan ve beni dinleyen Loatang'a minnettarım.
Ona henüz doyamamışken dünyanın öbür ucuna uğurluyorum şimdi. Bir gün tekrar sarılabilir miyiz? Bir gün tekrar vakit geçirebilir miyiz? Zihnimde hep bu sorular tekrar edip duruyor. Umarım araya mesafeler girdiği için arkadaşlığımıza zarar gelmez. O her zaman benim en yakın arkadaşım olacak.
Tüm bunları çok geç fark ettiğim için özür dilerim Loatang. Daha çok yanında olmalıydım ama olmadı. Elimden ancak bu kadarı geliyor. Seni okurlarımdan bile deli gibi sakladım. Artık var olduğunu biliyorlar. Bu seninle ilgili yüksek ihtimal uzun bir süre ilk ve son yazı olarak kalacak. Sıradaki yazıyı tekrar buluştuğumuzda yayınlayacağım, söz veriyorum.
O gittiğimiz kafede, oturduğumuz o masadan bir fotoğraf paylaşırsam eğer bil ki seni özledim ve seni anmak için oraya gittim. Yüksek ihtimalle ya ders çalışırım ya da resim çizerim. Belki boş bir sigara yakarım, kendi kendine yanar küllükte. Seni yanımda hissetmek için sigara yakabilirim sanırım.
Umarım orada buradakine nazaran daha iyi bir hayatın olur. Lütfen bu sefer mentaline zarar verebilecek kişilere değer verme. Senden kilometrelerce uzakta olduğum için bir koşu yanına gelip sarılabilmemin imkanı yok. Korkutma beni ve iyi bak kendine. Eğer çok zorlanırsan burada saatin kaç olduğunu umursamadan ara beni. Seninle her türlü koşulda ilgileneceğim. Seni seviyorum Loatang. Bir sonraki buluşmamıza kadar hoşçakal.
Sana bu şarkıyı adıyorum bugün👇🏻
1 note · View note
jarwoski · 4 months
Text
Olga BÜST 
Nascida em 1896 - #Curitiba, , , #Parana, #Brasil
Falecida a 3 de fevereiro de 1925 - #Tomazina, Paraná, BRÉSIL, com a idade de 29 anos
0 notes
devrimakturk · 8 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Geçtiğimiz haftalarda Erzurum'da "Palandöken Kültür Yolu Festivali" düzenlendi. Bu çalışma kapsamında Erzurum'un kültürüne ve tarihine yönelik etkinlikler düzenlendi.
Ancak ben bu görüntüleri 2 ay evvel Erzurum'da çektim. Burası Nene Hatun Caddesi olarak bilinen Mahallebaşı'ndaki Nene Hatun Çeşmesi.
Böylesi mübarek bir mücahide kadına reva görülen çeşme işte burası. Aynı zamanda daha önce burada Nene Hatun'un büstü varmış. Şu anda o büst de kayıplarda. Birileri çalındı diyor, birileri de Erzurum Büyükşehir Belediyesi aldı diyor.
Maalesef ki Erzurumlular kendi değerlerine sahip çıkmıyorlar. Benzeri durum Diyarbakır'da da yaşanıyor. Keza Diyarbakırlılar da kendi değerlerine sahip çıkmıyor.
Lütfen bu kıymetli kadına layık bir çeşme yapalım ve bahsedilen büstü de yerine bırakalım... #NeneHatun
0 notes
derschwarzeengel · 9 months
Text
Nordniederdeutsch (Northern Low German)
Background
Nordniedersächsisch (Northern Low Saxon) or Nordniederdeutsch (Northern Low German) is a West Low German language and a dialect of Low Saxon, spoken in northern Germany except in the border regions where Eastphalian and Westphalian are spoken, and Gronings dialect in the Netherlands. Northern Low Saxon itself is commonly spoken in the northern state of Lower Saxony (Niedersachsen), and it has several subdialects: Holsteinisch, Schleswigsch, East Frisian Low Saxon, Dithmarsch, North Hanoveranian, Emsländisch, and Oldenburgisch.
Characteristics
Personal Pronouns
ik [ʔɪk] = ich (I)
du [du] = du (you, sing. fam.)
he [hɛɪ] = er (he)
se [zɛɪ] = sie (her, they)
dat [dat] = es (it, that)
wi [vi] = wir (we)
ji [ɟi] = ihr (you all, y'all)
Se [zɛɪ] = Sie (you, sing., formal)
Interrogatives
wo [voʊ], woans [voʊˈʔaˑns] = wie (how)
wo laat [voʊˈlɒːt] = wie spät (how late)
wokeen [voʊˈkʰɛˑɪn] = wer (who)
woneem [voʊˈneːm] = wo (where)
wokeen sien [voʊˈkʰɛˑɪnziːn] / wen sien [vɛˑnziːn] = wessen (whose)
wat [vat] = was (what)
Adverbs
laat [lɒːt] = spät (late)
gau [ɡaˑʊ]= schnell (fast)
suutje [ˈzutɕe] = langsam, vorsichtig—from Dutch zoetjes [ˈzutɕəs] ‘nice and easy’, adverbial diminutive of zoet [ˈzut] ‘sweet’ (slowly, carefully)
vigeliensch [fiɡeˈliːnʃ] = schwierig (difficult, tricky)
Prepositions
bi [biː] = bei (by, at)
achter [ˈʔaxtɜ] = hinter (behind)
vör [fɶɜ] = vor (before, in front of)
blangen [blaˑŋˑ] = neben (beside, next to, alongside)
twüschen [ˈtvʏʃn] = zwischen (betwixt, between)
mang, mank [maˑŋk] = unter (among)
Definite & Indefinite Articles
Forms of the definite articles (the)
Forms of the indefinite articles (a, an)
Perfect Participle
It is formed without a prefix, as in all North Germanic languages, as well as English and Frisian, but unlike standard German, Dutch and some dialects of Westphalian and Eastphalian Low Saxon.
gahn [ɡɒːn] (to go / gehen): Ik bün gahn [ʔɪkbʏŋˈɡɒːn] = Ich bin gegangen.(I have gone/I went)
seilen [zaˑɪln] (to sail / segeln): He hett seilt [hɛɪhɛtˈzaˑɪlt] = Er hat gesgelt. (He (has) sailed)
kopen [ˈkʰoʊpm] (to buy / kaufen>): Wi harrn köfft [vihaːŋˈkɶft] = Wir haben gekauft. (We had bought)
kamen [kɒːmˑ] (to come / kommen): Ji sünd kamen [ɟizʏŋˈkɒːmˑ] = Ihr seid gekommen. (You (all) have come/You came)
eten [ˈʔeːtn] (to eat / essen): Se hebbt eten [zɛɪhɛptˈʔeːtn] = sie haben gegessen. (They have eaten/They ate)
Diminutive
-je = -chen
The diminutive is hardly used. Some examples are Buscherumpje, a fisherman’s shirt, or lüttje, a diminutive of lütt, little.
Instead the adjective lütt is used, e.g. dat lütte Huus, de lütte Deern, de lütte Jung.
Present Tense conjugation
to be / sein
Singular
ik bün = ich bin (I am)
du büst = du bist (you are)
he/se/dat is = er/sie/es ist (he/she/it is)
Plural
wi sünd = wir sind (we are)
ji sünd = ihr seid (you all/y'all are)
se sünd = Sie/sie sind (you (formal)/they are)
to have / haben
Singular
ik heff = ich habe (I have)
du hest = du hast (you have)
he/se/dat hett = er/sie/es hat (he/she/it has)
Plural
wi hebbt = wir haben (we have)
ji hebbt = ihr habt (you all/y'all have)
se hebbt = Sie/sie haben (you (formal)/they have)
More Grammar Things
SASS Plattdeutsch Grammatik - Weiterentwicklungen im nordniedersächischen Niederdeutsch (NOTE: Site is in Standard German)
Words & Phrases
Northern Low Saxon dictionary
Digitales Wörterbuch Niederdeutsch
och = ach (oh)
moin = hallo (hello, hi)
Wat magst du dor? = Was machst du da? (What are you doing here/there?)
0 notes
vishnyasoju · 9 months
Note
Kedi niye öyle bakmış ya çok komik duruyor skşlsfjşds büst gibi
Aslinda oyun oynarken sinirlendirdigim icin kizgin bakis atiyordu bana
1 note · View note
marti-livingston · 9 months
Text
youtube
Kemalizm büst önünde ağlamakla yeşermez!
0 notes
srdnm · 1 year
Text
Aydın Boysan’dan
Neymiş efendim.. Atatürk rakı içiyormuş. Aslandı o, aslan… Aslan sütü içecek tabii. Hadi siz “dönülmez akşamın ufkundayız” diye ince ince başlayın, ben de size yıllar önce yazdığım yazıyı anlatayım… İçki yasaklanabilir. Bence mahzuru yok. Ama rakı asla… Çünkü takunyalılar öyle zanneder ama, aslında “içki” değildir rakı. Yurt sevgisidir örneğin… İki tek attın mı, “n’olacak bu memleketin hali?” diye endişelenmezsin aksi olsa! Tıp bazen çaresizdir… O ilaçtır. Gurbete bile iyi gelir. Kontörsüz muhabbettir. Büst gibi oturan adamın bile çenesini açar, gülümsetir. Kahkahadır. Acısıyla tatlısıyla hatıraları kaydeden hard disk’tir. Botoks’tur bir nevi. En kaknemi bile bir başka görünür gözüne… Çirkin kadın yoktur, az rakı vardır. İçilir, güzelleşilir. Herkesin gençlik hatası olabilir… Bira içersin.Sonradan para kazanıp tenise başlayınca, şarap içmeyi matah zannedersin . Amerika’da TIR şoförlerinin içtiği viskinin dublesine Etiler’de TIR parası ödersin, ayrı… Kürkçü dükkánıdır. Döner dolaşır, gelirsin. Orhan Gencebay’dır. Entel barlarda, sosyete kulüplerinde dinlemeye utanırsın… Ama hepimiz biliriz ki, ezbere bilirsin… İstediğin kadar ağız burun kıvır, altın plağı hep o alır. Tatlıses’tir. Realite’dir. Çocuktur, ağlarsın. Hele beyaz peynir ve kavun olursa sağında solunda… Örgüttür. PRK… Ama bölücü değil, birleştirici örgüt. Türk’ü de içer, Kürt’ü de, Laz’ı da, Çerkez’i de. Sor bak, Ermeni’si de, Rum’u da, Yahudi’si de. AB’cidir… Çünkü Rum öyle bir meze yapar ki, helali hoş olsun, Kıbrıs’ı veresin gelir! Madem gıcıksın rakıya… Neden balık avlıyorsun o zaman kardeşim? Şerbetle mi yiyeceksin lüferi? Ne anlamı var deniz börülcesinin, rokanın, radikanın, cibezin… İnek miyiz biz? Yanlış şiir okuyorsun… Hapse giriyorsun. (Üstüne, yanlış şair okuyorsun…) Oku bak… Ne diyor dünya güzeli Orhan Veli: Şiir yazıyorum Şiir yazıp eskiler alıyorum Eskiler verip musikiler alıyorum Bir de rakı şişesinde balık olsam… Aydın Boysan
0 notes