Tumgik
#batı
ilmiyyat1453 · 1 month
Text
Tumblr media
Alıntı.
14 notes · View notes
nevzatboyraz44 · 5 months
Text
Gerçekten ibretlik 🤔
He is afraid of what is on the right, not what is on the left.
The West and its servants among us.
23 notes · View notes
delitay · 2 months
Text
Deniz kaplumbağalarını kurtarıyorlar
“İnsansı hayvan” dedikleri insanları öldürüyorlar...
Çelişkiler dünyası...
İkiyüzlülerin dünyası...
10 notes · View notes
dilhunbiri · 9 months
Text
Güneş battı diye oturup ağlarsanız, yıldızları görme ayrıcalığını kaçırırsınız. Kaybetdiklerine üzümek yerine gelenleri ihmal etme...
Tumblr media Tumblr media
26 notes · View notes
derdiderun · 1 year
Text
Tumblr media
İslam coğrafyalarındaki zulme nasıl engel olabiliriz?
Yeryüzünde Müslümanların hükmü ve sözü geçmiyor. Dünya işlerinde güç ve hakimiyet zalimlerin elindedir. İslam’a ve Müslümanlara nefes aldırmıyorlar. Doğu Türkistan, Arakan, Suriye, Filistin, Irak ve diğer İslam beldeleri... Ne zulümler yapıldı ve yapılıyor! 
İslam’ın şerefi ve izzeti ayaklar altına almaya çalıştılar.
Bizler ise hiç bir şey yapamadık.
Dua etmekten, sosyal medyada paylaşım yapmaktan veya slogan atmaktan başka bir şey yapmaya gücümüz yetmiyor. Onu da zaten gündem olduğunda yapıyor, diğer günlerde çoğunlukla unutuyoruz.
Peki yapmamız gereken başka bir şey yok mu?
Aslında Sevgili Allah’ımız bize Kuran’ı Kerim’de neden bu hale geldiğimizi ve ne yaparsak düzeleceğimizi bildiriyor. O halde dikkatlice okuyalım.
Ey iman etmiş olan kimseler! Sizi çok acı verici büyük bir azaptan kurtaracak olan pek değerli bir ticareti size göstereyim mi? (Saff 10)
Şu an Ehli İslam’ın içinde bulunduğu bu zulüm büyük bir azabı elimdir. Dünyadaki azaptır. Bizim de bir şey yapamıyor olmamız ayrı bir azabı elimdir. Dünyada nerede bir zulüm zalim varsa Allah onların karşısına Türk milletini çıkarmıştır. Bu Millet İslamiyete girmeden önce bile zulme engel olmayı kendisine vazife saymıştır. Şimdi ise bizim gücümüz zayıfladığı için zalimin zulmüne engel olamıyoruz. Müslümanların acısını yüreğinde hissedenler için bu durumda ayrı bir azaptır.
Buyur Allah’ım ne yaparsak kurtuluruz?
Allah’a ve Resul’üne (hakiki manada) iman edeceksiniz, mallarınızla ve canlarınızla da Allah yolunda cihatta bulunacaksınız! (Saff 11)
İlk yazdığımız Ayeti Kerimede “Ey iman etmiş olan kimseler!” diye seslenen Rabbimiz, peşinden gelen ayette “İman edin” buyurdu. “İman ettim” diyenlere “hakiki iman edin” buyuruyor. “Surete iman etmek sizi kurtarmaz” buyurmuş oluyor.
Allah yolunda cihatta bulunacaksınız!
En büyük cihat nefsimizle olan cihattır.
Nefsimizle cihat edip sabah namazına ve diğer namazlara cemaate gidemiyorsak, nefsimizle cihat edip tesettürümüze dikkat edemiyorsak zaten düşmana karşıda cihat etmeye muvaffak olamayız.
 Peki Allah’ım başka ne yapalım?
 Allah’a ve Resul’üne itaat edin! (Enfal Süresi 46)
Peygamber Efendimize (s.a.v) tabi olmadan onun emirlerini yerine getirmeden dünyada ve ahirette kurtuluşa ermemiz mümkün değildir.
Efendimiz (s.a.v) hakimiyetin ilacınının onun sünnetine uymakta olduğunu bildiriyor;
"Benim sünnetime yapışıcılıkta daim olduğunuz müddetçe düşmanlarınızın üzerine galip olucusunuz. Eğer benim sünnetimden çıkarsanız Allahu Teâlâ sizi korkutanları sizin üzerinize musallat eder. Ta ki benim sünnetime dönünceye kadar, bu korku kalbinizden çıkarılmaz."
Hadisi Şerifin başında müjde var. Nedir o? "Benim sünnetime yapışıcılıkta daim olduğunuz müddetçe dünyaya hakim olursunuz" buyurulmasıdır. Sonunda da müjde var. O da “sünnetime dönerseniz düşmanlarınızdan kurtulursunuz” denilmesidir.
Efendimizi (s.a.v),sünnetini ve hadis-i şeriflerini bu milletin nazarında itibarsızlaştırmaya çalışmalarının asıl sebebi ona uyduğumuz takdirde gücün yeniden bizim elimize geçeceğini bilmelerindendir. Onlar bunu bizden daha iyi biliyorlar.
Bakınız Resüllah’a (s.a.v) uymanın önemi hakkında mühim bir misal verelim.
Uhud muharebesi...
Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve sellem) Abdullah bin Cübeyr'in kumandasında elli kişilik okçu bölüğünü bir tepeye yerleştirdi. Sonra da tembihte bulundu: "Düşman atlıları arkamızdan dolaşıp bizi kuşatabilirler. Sizin vazifeniz onların buradan geçme teşebbüslerine ok atarak mani olmanız. Biz galip de gelsek, mağlup da olsak siz benden emir gelmedikçe sakın yerlerinizden ayrılmayın. Söz veriyorum size bu emrime itaat ederseniz onları yeneceğiz."
Harp başladı. Savaşın daha ilk safhasında Kureyş bozguna uğradı. Müşrikler kaçmaya başladı. Bunu gören mücahidler savaş alanına dağılarak ganimet mallarını toplamaya koyuldular. Ayneyn Tepesi'nde durumu seyreden okçular da birbirlerine: "Burada ne bekliyoruz? Savaş bitti, zafer kazanıldı, biz de gidip ganimet toplayalım" dediler. Abdullah bin Cübeyr (Radıyallâhu Anh): "Arkadaşlar! Rasulullah’ın (Sallallahu Aleyhi ve sellem) emrini unuttunuz mu? Ondan emir gelmedikçe yerimizden ayrılamayız" diye onları uyardı. Fakat elli kişiden kırk üçü: "Durum belli. Savaş kazanıldı, beklemeye gerek yok" dediler, mevziiyi terk ettiler.
O zaman düşman Okçuların dağıldığını fark edince iki yüz elli kişilik birlikle, okçuların yerleştirildiği tepeye girdi. Abdullah bin Cübeyr'i (Radıyallâhu Anh) ve orada bulunan yedi sekiz arkadaşını şehit ederek ganimeti toplamakta olan İslam askerlerine hücum etti. Kaçmak için yollara düşen müşrikler de geri dönüp saldırıya geçtiler. Savaşın seyri bir anda değişti. Müslümanlar önden ve arkadan iki hücum arasında mecalsiz kaldılar. Daha fazla dayanamayıp dağıldılar. Yetmiş kişi şehit oldu. Az kaldı bu iş, İslam'ın tamamıyla yeryüzünden silinmesine sebeb olacaktı. Rasulullah’ın emrini kırdılar. Orada Allah'a muhalefet etmiş oldular. Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve sellem) Mevla'dan söz almasaydı kendi başına der miydi: "Sözümü tutarsanız harbi kazanacağız." Bunu unutmayın! Bu nerede anlatılıyor? Âl-i İmrân Suresi'nde:
"Andolsun ki siz O'nun izniyle, onları (müşrikleri) kırıp geçirdiğiniz sırada Allah size olan vaadini yerine getirmişti. Nihayet, öyle bir an geldi ki, Allah arzuladığınızı (galibiyeti) size gösterdikten sonra zaafa düştünüz; (Peygamberin verdiği) emir konusunda tartışmaya kalkıştınız ve âsi oldunuz. Dünyayı isteyeniniz de vardı, ahireti isteyeniniz de vardı. Sonra Allah, denemek için sizi onlardan (onları mağlup etmekten) alıkoydu. Ve andolsun ki (yine de) sizi bağışladı. Zaten Allah, müminlere karşı çok lütufkârdır." (Âl-i İmrân,152)
Bakın bir söze itaat etmemek nelere sebeb oldu. Efendimizin (s.a.v) mübarek dişi kırıldı ve zırhından kopan iki halka yanağına saplandı. Bir taşla dudağı yarıldı. İbni Kamile adlı bir kafirin kılıç darbesiyle yere yıkıldı. İslam ordusu darmadağın oldu.
Sadece bir emir! Peki bugün biz kaç emir yerine getirebiliyoruz?
Başka ne yapalım?
Çekişmeyin, sonra korkuya kapılırsınız ve (kuvvetinizi temin etmek üzere arkanızdan esen) rüzgârınız (kaybolup) gider.
Gitti de zaten hiçbir kuvvetimiz kalmadı.
Şu an zulüm altında olmamızın en büyük sebeplerinden birisi de bölünmemiz parçalanmamızdır. Endülüs’teki Müslümanları önce birbirine düşürdüler sonra ülkeyi perişan ettiler.
Osmanlı’yı da aynı şekilde parçaladılar sonra yuttular. Tarihte birçok örnekleri var daha.
Ümmet birliğini sağlamadan nasıl zalimin önünde durabiliriz?
Daha kendi içimizde aynı mahallede aynı beldede hizmetlerde bile birbirimizle çekişiyorken nasıl ümmet birliğini sağlayabiliriz?
Bir olacağız. Kardeş olacağız tefrikaya düşmeyeceğiz. Bizi bölmeye başaranların oyunlarına daha fazla aldanmayacağız.
Son olarak Nur suresinin şu ayetini okuyalım.
“Allâh, o iman (şartlarını şeksiz şüphesiz tasdik) etmiş olan ve (namaz, oruç, hac, zekât gibi) salih ameller işlemiş bulunan sizlere (şöyle) vaad(ler)de bulunmuştur ki; kasem olsun; elbette onlardan önceki (imanlı ve itaatli) kimseleri (yeryüzünde hükümrân kılarak) halîfe kıldığı gibi (düşmanları olan kâfirleri helâk ettikten sonra onların) yerlerine geçirdiği gibi/kesinlikle onları da yerin tamamında (diledikleri gibi yönetimi ele geçiren) halîfe(ler) yapacaktır (düşmanlarını helâk edip) yerlerine geçirecektir, yine andolsun ki; elbette onlar için seçip beğendiği (İslâm) dinlerini mutlaka kendileri için (yüceltip tüm dinlere gâlip kılarak ve düşmanlarının onun aleyhindeki gayretlerini boşa çıkararak, o dini her konuda hükümleriyle sürekli amel edebilecekleri şekilde) iyice sâbit kılacaktır ve yine yemin olsun ki; elbette (düşmanlarından) korkularının ardından onları(n durumlarını) gerçekten mükemmel bir güvenceyle değiştirecektir. Çünkü onlar (sadece) Bana ibadet etmektedirler, Bana hiçbir şeyi ortak koşmamaktadırlar! İşte her kim bu (müjdenin zuhuru)ndan sonra (dinden dönerek) kâfir olursa/ (bu mûcizeyi gördüğü halde iman etmeyerek) kâfir kalırsa/, işte (kâfirlik ve azgınlıkta haddi aşan) fâsıkların ta kendileri ancak onlardır./ İşte her kim bundan sonra nankörlük yaparsa, işte (isyanda sınır tanımayan) fâsıkların ta kendileri ancak onlardır.” (Nur suresi 55)
Bakınız bu ayeti kerimede Rabbimiz bize müjde veriyor. Yemin ediyor galip geleceğiz. Yeniden zalime engel olacağız. Ama iki şartla iman ve ameli salih.
Ey Benim Müslüman kardeşim, yetmez mi artık bunca zülüm, mağlubiyet ve perişanlık. Artık Rabbimize dönelim, Habibine tabi olalım da tekrardan eski gücümüze ulaşalım.
Daha fazla uzatmak istemiyorum.
Hulâsa yapmamız gerekenleri tekrar sıralayalım.
1. Allah’a ve Rasülü’ne hakiki manada iman edeceğiz.
2. Allah önce nefsimizle cihatta bulunacağız. Sonra zalimlerle
3. Peygamber Efendimizin (s.a.v) tüm emirlerini öğrenip yerine getireceğiz.
4. Allah’ın bize emri olan ameli salihi işleyeceğiz.
Zulme uğrayan din kardeşlerimize en güzel yardımı İslamı yaşamakla yapabiliriz.
“Elimizden bir şey gelmiyor” demeyelim. Rabbimize ve Habibine itaat edelim. Ve Kuran’a dönelim. Göreceksiniz Rabbim İslam’ı dünyaya hakim kılacak ve bizler zulme engel olabileceğiz.
| Mustafa Burak
26 notes · View notes
sadrusseria · 3 months
Text
+Sen baskı altındasın ve eşin seni peçe giymene zorladı.
-Ben evli değilim.
+O zaman baban ya da kardeşin seni buna zorladı.
-Babam vefât etti. Kardeşim ise başka yerde oturuyor.
+Bana göre, batı da bunu daha iyi biliyor ki sen baskı altındasın. Öyle bir baskı ki baskı altında olduğunu bile anlamıyorsun.
Tumblr media
6 notes · View notes
damladanummana · 5 months
Text
Dünya Hayatı
Şems-i Tebrizi der ki ” Ne yöne gidersen git; doğu, batı, kuzey ya da güney. Çıktığın her yolculuğu içine doğru bir seyahat olarak düşün. Kendi içine yolculuk eden kişi, sonunda arzı dolaşır.” Başkalarının eksiklikleriyle, fazlalıklarıyla, kusurlarıyla uğraşmayın, boş verin. Kimseyi yargılayıp, hakkında hüküm vermeye ve dahi kınamaya kalkmayın. Bunlar size bir şey kazandırmadığı gibi…
Tumblr media
View On WordPress
2 notes · View notes
asimekrem · 2 years
Text
Onlar ki, avrupalıdırlar, avrupalı beyazı, tüm öbür ırklardan üstün tutarlar; önce atinalı olarak kendilerini üstün gördüler, kendilerinin dışındaki bütün insanları insan bile saymadılar; barbar dediler kendilerinin dışındakilere. Sonra romalı olarak üstünlük iddiasında bulundular, daha sonra da, “avrupalı beyaz” olarak. Şimdi de, batılı olarak, hep aynı üstünlük iddiasındadırlar.
Sezai Karakoç, Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi I Perde Devrildiği An
7 notes · View notes
menemennpastirma · 1 year
Text
Ağustos 2022'de ABD'nin Arkansas eyaletinin Crawford ilçesinde polis tarafından öldüresiye dövülen ABD vatandaşı.
Batı, medeniyet, demokrasi, insan hakları, özgürlük… İçimizdeki batı hayranı olup da kendi vatanına fransız kalmışlara gelsin…
1 note · View note
wundeer · 2 months
Text
Tumblr media
1 note · View note
neyerlicom · 4 months
Text
Yurtta bugün hava nasıl?
ANKARA (İGFA) – Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan son değerlendirmelere göre: Ülkemizin kuzeydoğusu ile yarın (Cumartesi) zamanla batı kıyılarının parçalı yer yer çok bulutlu, Çanakkale, Balıkesir’in batı çevreleri ve Kuzey Ege kıyıları ile İzmir ve Aydın’ın kıyı kesimlerinin yerel olmak üzere hafif yağmur ve sağanak yağışlı, diğer yerlerin az bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. Bu…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
ilmiyyat1453 · 1 month
Text
Tumblr media
"Müslüman bir kadın meşrîkte (doğuda) esir edilse, henüz esir edenlerin kalelerine götürülmeden önce; mağrîbdeki (batıda ki) Müslümanların o kadını kurtarmaları kendileri üzerine vaciptir. Çünkü İslâm beldesi/yurdu, tek bir mekân gibidir."
İbn Nüceym, Bahru'r-Raik
11 notes · View notes
ismetgurbuz1994 · 5 months
Text
Tumblr media
''O, iki doğunun ve iki batının Rabbidir.''
Rahman Suresi
0 notes
derdiderun · 1 year
Text
Tumblr media
Batı'nın Başarı Dini
"You can do it, / Just do it."
("Yapabilirsin, hadi! / Hadi yapsana!")
Batı'nın bu "başarı" odaklı sözleri, bugün neredeyse bir din haline geldi. Din namına bir şey kalmayınca yerini böyle saçmalıklarla dolduruyorlar.
"Başarılı insan" denince akla, mesela iyi insanlar, bağış yapan, fakirler için çalışanlar gelmiyor. Kariyerinin zirvesine ulaşan, çok para kazanan, iyi kötü meşhurlar anlaşılıyor. Yani şöhretin iyisi kötüsü yok! Oysa İngilizcede iyi şöhretliler için "famous", kötü şöhretliler içinde "infamous" derler. Fransızcada da aynı fark var. Dilimizde maalesef bu farkı tek kelimeyle ifade edemiyoruz. Ama biz de "şöhret" dediğimize daha çok kötü şöhretliler önde.
Oysa başarmak, Allah Tealâ'nın izniyle, takdiriyle, lütfuyla olur. Hûd suresinde Hazreti Şuayb aleyhisselâm dilinden olan o duayı öğrenelim ve sık sık söyleyelim: "Ve mâ tevkifi illâ billâh. Aleyhi tevekkeltü ve ileyhi ünib." Bunu bazı mealler "Başarım ancak Allah'tandır. O'na güvendim, O'na yöneliyorum." diye tercüme etmişler. Elmalı Hamdi Yazır merhum bunu elbette daha güzel bir Türkçe ile dile getirmiş: "Muvaffakıyyetim de Allah iledir, ben yalnız O'na dayandım ve ancak O'na yüz tutarım."
| Semerkand Dergisi - Atilla Pamirli
20 notes · View notes
cagdasyatirim · 6 months
Text
0 notes
asimekrem · 2 years
Text
Noel ağaçları ve manolyalar kahrolsun, Bir çevre sağ elimden bulanık suya düştü… Şu şapkayı çıkarıp atıyorum ırmağa;
Sezai Karakoç, Monna Rosa Şiirler I İlk Şiirler
‘Noel ağaçları’ ve ‘manolyalar’ şairin içinde yaşamış olduğu topluma sonradan sokulmuş ve o topluma ait olmayan şeylerdir. Noel ağaçları bilindiği gibi yılbaşı akşamları için süslenilir ve Batılı toplumlar için bir anlam ifade ederken, Doğulu toplumların inanç, örf ve âdetlerinde yer almayan yabancı bir unsurdur. Manolya ise bir “Anadolu ağacı değildir.”105 Şair isimlerini zikrettiği her iki bitkiyi de bir sembol olarak kullanmış ve Batılılaşmanın bir alameti olarak görmüştür. Çevresindeki insanların bir kısmının da bunları benimseyerek bir ‘bulanık suya’ düşmüş olmasından rahatsızdır. Fakat o, çevresindekilerin aksine bu yaşam tarzını kabul etmez ve kendisine giydirilmiş olan ‘şapkayı’ fırlatıp atarak bu duruma isyan eder.
Batuhan ŞUORUÇ, SEZAİ KARAKOÇ, NURİ PAKDİL ve İSMET ��ZEL’İN ŞİİRİNDE İSYAN
2 notes · View notes