Tumgik
#sokratik felsefe
yorgunherakles · 2 months
Text
sana hiçbir şey yetmeyecek, sen de başkalarına yetmeyeceksin.
seneca - epistulae morales
17 notes · View notes
dipnotski · 1 year
Text
Ward Farnsworth – Sokratik Yöntem (2023)
Nasıl daha iyi felsefe yapabiliriz konusunda, bu işin piri Sokrates’ten öğreneceğimiz çok şey var. Hukuk Profesörü Ward Farnsworth’ün, esasında zihnin nasıl işlediğini irdelediği bu kitabı, yüzlerce alıntıdan faydalanarak Sokratik yöntemin ne olduğunu ve nasıl kullanılacağını anlatıyor. Sokratik yöntem dürüstlüğün ve ahlakın kalbinde yer alır. Bundan 2500 yıl kadar önce Platon, Sokrates’i…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
doriangray1789 · 2 years
Text
Friedrich Wilhelm Nietzsche Nietzsche’de Ahlak Nietzsche bütün insanları bağlayacak evrensel bir ahlak düşüncesine karşı eleştirel bir yaklaşım içindedir. Genel ve alışıldık anlamıyla ahlakı toplumun uzun erimli çıkarlarının ve varlığının belli bir düzen içinde sürdürmesinin aracı olarak gören Nietzsche, bu bağlamda ahlakın bireyin toplumun çıkarları doğrultusunda yontulup biçilmesi olduğu görüşündedir. Birey içinde bulunduğu toplum tarafından öyle bir zorlama ve ikna aracılığıyla biçimlendirilir ki toplumun bireye dayattığı tüm ilke ve normlar birey tarafından içselleştirilerek özümsenir. Toplumsal değerler bu anlamda bireyin vicdanında kristalize olurlar, onun bizzat vicdanı olurlar. Toplumsal değer ve normlara bağlılık böylece içten bir kabul ve rızanın dışavurmuna dönüşür. Birey topluma tabi olmaktan, çoğunluğun değeriyle yaşamaktan gönüllü bir tarzda haz alan bir köleye dönüşür. Nietzsche’ye göre temel olarak iki tür ahlaktan söz edilebilir; efendi ve köle ahlakları. Hem efendi ahlakı hem de köle ahlakının kimi özellikleri farklı toplum ve bireylerde birbirine karışmış olarak bulunabilir. Nietzsche’nin asıl olarak ve öncelikle değer verdiği efendi ahlakında, iyi olan soylu olana eşittir. Değer yargısı eylem ve davranışlardan çok kişilere yöneliktir. Köle ahlakında iyi olan topluma yararlı olan, yanı toplumsal sürüyü oluşturan kölelerin yararına olandır. Kölelere karşıt kutbu oluşturan aristokratlar ya da soylular, doğal içgüdü ve itkilerini, doğanın kendilerine bahşettiği yeteneklerini kullanmaktan çekinmez ve geri durmazlar. Kendi doğalarından kaynaklanan arzuları için savaşmayı göze alırlar. Buna karşın köle ruhlu insanlar ise kendilerini köleleştiren yetersizlik ve korkularından dolayı, efendi ahlakını savunan ve yaşayan soylulara karşı içsel bir tepkiyle biçimlenen bir ahlak anlayışına sahiptirler. Kendilerinden üstün soyluların güç ve otoritelerine karşı durabilmek için, ikiyüzlü, sinsi ve dolaylı taktiklere sarılırlar. Köle ruhlu insanlar kendilerinden daha değerli ve üstün olan aristokrat ya da soylu ruhlu kişileri kendi düzeylerine indirmek için, alçakgönüllülük, duygudaşlık gibi kadınsı değerleri, demokrasi ve eşitlik gibi politik değerleri savunurlar. Kölelerin ahlaki direnişlerine hizmet eden başka bir unsur da Yahudi-Hıristiyan dinsel geleneğinde egemen olan köleliğe uygun ahlaki perspektiftir. Yaşam değerleri ve bireyin doğal istemleri için açık ve dürüst bir savaştan çok kölece bir teslimiyet ve uzlaşmayı savunan tüm gelenekler ve onların değerleri reddedilmelidir. Köle ruhlu insanlar gerçekleştirmekten korktukları tüm yaşam değerlerini kötülerler, tüm temel içgüdülerini bastırırlar ve bunun sonucunda içten içe bir hınç ve öfke biriktirirler. Tüm bu içerleme, hınç ve öfkeye karşın yaşam değerleri için gerçek ve soylu bir kavgadan geri dururlar. Kendi yaşam değerleri için gerçek bir cesarete sahip değildirler.
Yaşamın hakiki zeminini oluşturan güce saygı duymaktansa ikiyüzlü bir alçakgönüllüğü erdem olarak yutturmaya çalışırlar.Nietzsche Sokratik-Platonik geleneğin rasyonalizm ve idealizm temelli evrensel ahlak anlayışını da eleştirir ve Pre-Sokratik gelenekte hüküm sürmüş olduğunu düşündüğü soylu ve trajik ahlak ve erdem anlayışını olumlar. Ona göre güç istenci yaşamın özünü oluşturur ve güç haktır ilkesi efendi ahlakın temelini oluşturur. Tüm bilim ve felsefe eğer yaşama iradesi ve gücümüzü artırıyorsa, olumlanabilir. Yaşamı olumlamayan, bireyin güç istencini olumlamayan hiçbir şey olumlanmamalıdır. Yaşam değerlerini olumlamayan her şey düşmüş ve yozlaşmış bir yaşamın belirtileri olarak okunabilir. Nietzsche yaşam değerlerine sırtını dönen bu düşkünlük ve yozlaşmışlığı dekadans olarak adlandırır.( tüm faaliyetlerim- Gönderilerim içinde decedans nedir bulabilirisniz) Nietzsche’nin her türden evrensel ve zorunlu ahlak anlayışını eleştirmesi, aydınlanmacı ruhun rasyonalist iyimserliğine eleştirel tavır alışı, onu post-modern düşünüş ve felsefeler için de önemli bir referans noktası kılmıştır.
Tumblr media
12 notes · View notes
felsefesitesi · 3 years
Text
DMY Felsefe yeni yazı gönderildi.
DMY Felsefe, yeni felsefeler :) : https://www.dmy.info/sokrates-kimdir/
Sokrates kimdir?
Tumblr media
MÖ. 469-399 arasında yaşayan filozoftur. Filozofluğa heykeltıraşlık(taş ustalığı) sonrasında yaşlılığında başlamıştır. Kitap yazmamıştır, bire bir insan etkileşiminin daha önemli olduğunu düşünmüştür. Hayatı hakkındaki bilgileri de öğrencilerinden alırız. Hatta bizim bildiğimiz Sokrates tamamen Platon’un kurgusal metinlerinden çıkarsadığımız belli-belirsiz bir figürdür. Sokrates kimdir? sorusunu sormamızın sebebi Sokrates’in medeniyet tarihi, batı yarımküre tarihi ve felsefe tarihi için artan oranda önemli olmasındandır. Sokrates kendisinden sonraki hayatı derinden etkilemiştir. Hatta antik felsefe çoğu akademisyen tarafından presokratik ve sokratik(Sokrates öncesi ve sonrası) olarak ayrılır. Sebebi aşikar, kendisinden sonraki felsefe onun öğrencileri tarafından kurulan okullardan devam etmiştir. Ayrıca felsefenin ana tartışmalarını da etkilemiş, kitap yazmasa da bir
3 notes · View notes
hypraa · 3 years
Text
PLATON OKUMA REHBERİ
Tumblr media
Bu rehberi yazma amacım bütün dünyada en çok okunan yazarlardan biri olan Platon’un kitaplarını okumak isteyenlere yardımcı olmaktır. İnternette Platon hakkında yeterince açıklayıcı bir kaynak bulamadığım için bunu kendim yazma ihtiyacı hissettim, çünkü Platon’un bütün kitaplarını okudum ve deneyimimi başkalarıyla da paylaşmak istedim.
Platon Neden Bu Kadar Önemli?
Platon sadece felsefe tarihi için değil insanlık tarihi açısından da önemli biridir. Bunun nedeni bilinen tarihte entelektüel anlamda önemli olan birçok şeyi ilk kez yapan insan olmasıdır. Bunları özet olarak inceleyelim:
• Felsefeyi ilk defa sistemli ve kurumsal hale getiren kişidir. Yani hem felsefenin alanlarının birbiriyle olan mantıksal ilişkisini hem de felsefenin diğer alanlarla olan bağlantısını göstermiştir.
• Dünyadaki ilk üniversite olarak kabul edilen Akademi’nin kurucusudur. Bu okul antik dönemin bilimsel olarak en ileri kurumlarından birisidir.
• Felsefi yazım onla başlamıştır, çünkü ondan önce felsefi konular sadece şiirsel bir dil ile (fragmanlar şeklinde) yazılıyordu. Kitaplarını hocası Sokrates’ten öğrendiği Sokratik Diyalog Yöntemini kullanarak yazmıştır.
• Tarih boyunca yapılan bütün metafizik felsefelerin dayanağı olan idealizmin (veya idealar kuramının) kurucudur.
• Kitapları felsefenin çoğu alanında bugün halen süregelen tartışmaların referans alındığı ilk kaynaktır. Siyaset felsefesi, bilim felsefesi, sanat felsefesi, dil felsefesi ve eğitim felsefesi alanlarının başlatıcısı niteliğindedir.
• Spiritüalizmi (ruhun var olduğu görüşünü) ilk defa felsefi bir şekilde savunan kişidir.
• Atlantis efsaneleri, platonik aşk gibi tarih boyunca birçok tartışma konusu ve kavramın ortaya çıkmasına neden olmuştur.
• Hiçbir şey yazmadan ölen Sokrates’in görüşlerinin günümüze ulaşabilmesini sağlamıştır.
• Aristoteles onun okulunda öğreci olarak yetişmiş ve büyük ölçüde ondan etkilenmiştir.
Platon Okumaya Nereden Başlamalı?
Felsefeyle alakalı herhangi bir şey okumaya başlamadan önce mutlaka en az bir tane Felsefeye Giriş kitabının okunması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca her filozofu anlamak için de önce onun döneminin genel düşünce yapısından ve onun döneminden önceki filozofların ne türde görüşlere sahip olduğundan haberinizin olması gerekir. Bu nedenle felsefe okumaya başlamadan önce bir de Felsefe Tarihi kitabı okumak gerekir. Ancak bu şekilde sağlıklı bir okuma yapmış olursunuz.
Aynı şekilde Platon okumaya başlamak için de pre-sokratik filozoflar, sofistler ve Sokrates hakkında genel bir bilgiye sahip olmanız gerekir. (Bu konuda Ahmet Arslan’ın İlkçağ Felsefe Tarihi serisinin ilk iki cildi işinizi görür.)
Hangi Sırayla Okumalı?
Eğer Devlet’i tek parça bir diyalog olarak düşürsek ve Platon’a ait olduğuna dair şüphe olan diyalogları da sayarsak, Platon’un toplamda 36 diyalog-kitabı vardır diyebiliriz. Ama hem her biri aşağı yukarı 80 sayfa kadar kısa olduğu için hem de diyalog tarzı düz yazı tarzına göre daha seri ilerlediği için bu kitapları okumak aşırı zaman almaz.
Platon’un bunları tarihsel olarak hangi sırayla yazdığı kesin olarak bilinmese de uzmanlar bu kitapları konuları ve tartışmaların ilerleyişi bakımından 5 farklı döneme ayırmışlardır. Bu dönemlerin neyle alakalı olduğunu herhangi bir yerden araştırabilirsiniz, ama ben bana göre daha iyi olduğunu düşündüğüm bir okuma sırası önereceğim.
Öncelikle bu kitapların hepsini okumak zorunda değilsiniz, ama özellikle Platonculuğu anlamak için okumanız gerektiğini düşündüğüm toplamda şu 12 kitabı söylediğim sırayla okumanız gerektiğini düşünüyorum. (Her kitabın konusunu parantez içerisinde belirttim.)
Gençlik dönemi:
Bu dönem Platon’un kitaplarının çoğunda baş konuşmacı olan Sokrates’in gerçekten de kendi fikirlerini yansıttığı dönemdir. Konu erdemin ve bilgeliğin ne olduğuyla ve sofistlere karşı hitabetin eleştirilmesiyle ilgilidir.
• Pratagoras (erdemin bilgi olduğu üzerine)
• Gorgias (hitabet eleştirisi ve erdemin bilgi olduğu üzerine)
• Sokrates’in Savunması (bilgelik ve erdem üzerine)
Birinci Geçiş Dönemi:
Bu dönem ve sonrasındaki kitaplarda adı geçen Sokrates artık Sokrates’in kendisi değildir, daha çok Platon’un fikirlerini ifade etmek için kurguladığı bir karakterdir, ama yine de kişilik ve üslup olarak gerçek Sokrates gibidir. Bu dönemin konusu erdemin ne olduğu tartışmasından bilginin ne olduğu tartışmasına geçer, ama kesin bir sonuca da varılamaz.
• Kratylos (filoloji ve varlıktaki değişimin bilginin varlığını imkansız kılması problemi üzerine)
• Menon (bilginin kaynağının ancak ruh olabileceği üzerine)
Olgunluk Dönemi:
Bu dönem Platon birinci geçiş dönemindeki tartışmalarının sonucu olarak kendi özgün felsefesini üretir.
• Devlet (adalet, devletin ne olduğu ve nasıl ortaya çıktığı, idealar, doğa bilimlerinin değeri ve ideal eğitim üzerine)
• Phaidon (ruhun varlığı, ölümsüzlüğü ve ilahi düzen üzerine)
İkinci Geçiş Dönemi:
Bu dönem Platon kendi varlık ve bilgi felsefesinin eksiklerine odaklanır ve geliştirmeye çalışır. Yine tam bir sonuca varılamaz.
• Parmenides (idealar kuramının eleştirisi, birlik ideası ve sayı kavramı üzerine)
• Theaetetos (bilginin kaynağı ve yanlış bilginin ne olduğu üzerine)
Yaşlılık Dönemi:
Platon’un felsefesinin son halidir. İkinci geçiş dönemindeki tartışmalar Sofist’de bir sonuca bağlanır. Devlet Adamı’ında Devlet’teki siyaset felsefesini daha gerçekçi bir hale getirir ve tamamlar. Philebos’ta ise etik ve estetik anlayışının son hali ortaya çıkar.
• Sofist (ideaların varlığı, yokluğun ne olduğu, diyalektik, yanlış bilginin tanımı ve dil üzerine)
• Devlet Adamı (ideal yönetimin ne olduğu, farklı yönetim şekilleri ve kanunlar üzerine)
• Philebos (iyi bir yaşamın nasıl olması gerektiği ve hazzın değeri üzerine)
Gördüğünüz gibi Platon hayatı boyunca her zaman kendisini yenilemeye çalışmış bir filozoftur, bu nedenle onun felsefesi hakkında belli bir yargıya varmadan önce onu bütünüyle anladığınızdan emin olmalısınız. Aksi taktirde onun hakkındaki “Platon sosyalisttir, devletçidir, ütopyacıdır, bilim karşıtıdır, hazza karşıdır” gibisinden bazı popüler ama yanlış iddiaları gerçek sanabilirsiniz.
Son olarak buraya kesin olarak okumanız gerektiğini düşünmediğim diğer kitaplarını da yazayım. Muhtemelen bu kitaplardan birkaçının da mutlaka okunması gerektiğini düşünen birileri olacaktır, ama ben olabildiğince kısa bir liste olması için bu saydıklarımın mutlaka okunması gerekmediğine karar verdim.
Euthydemos (eğitim üzerine)
Lakhes (dostluk üzerine)
Lysis (cesaret üzerine)
İon (şiir üzerine)
Kharmides (bilgelik üzerine)
Kriton (yasalar üzerine)
Euthyphron (erdem ve dindarlık üzerine)
Meneksenos (siyasi retorik üzerine)
Şölen (sevgi üzerine)
Phaedros (reenkarnasyon, retorik üzerine)
Timaios (kozmogoni, kozmoloji, doğa, canlılar, beden ve hastalıklar üzerine)
Kritias (atlantis üzerine)
Yasalar (devletin yasaları üzerine)
Mektuplar (platonun bazı mektupları)
Bu kısımda sayacağım 10 kitap ise Platon’a mı ait yoksa onun yazım tarzını taklit etmiş olan öğrencilerine mi ait olduğu konusunda bazı tartışmalar olan diyaloglardır:
Hipparkhos (erdem üzerine)
Kleitophon (eğitim üzerine)
Rakipler (felsefe üzerine)
Küçük Hippias (erdem üzerine)
Büyük Hippias (güzellik üzerine)
Theages (daimonion üzerine)
Minos (yasalar üzerine)
Epinomis (bilgelik üzerine)
Alkibiades 1 (bilgelik ve siyaset üzerine)
Alkibiades 2 (erdem üzerine)
Hangi Yayını veya Çevirmeni Öneririm?
İş Bankası Yayınları genel olarak kaliteli oluyor, ama şu anda sadece birkaç tanesini çevirmişler. Say Yayınları Yasalar hariç hepsini çevirmiş, ama onların da çevirisini yapan kişi pek beğenilmiyor. Ben çoğunu Say Yayınlarından okudum, bence okunmayacak kadar da kötü değillerdi (www.turuz.com ‘da hepsinin pdsi de var). Ama yine de bulursanız daha iyi bir yayını tercih edin derim.
12 notes · View notes
Text
Pozitif Psikolojide İş ve Çalışma Olanakları
POZİTİF PSİKOLOJİ VE ÇALIŞMA ALANLARI
Pozitif Psikoterapi (PPT)
Pozitif Psikoterapi (PPT) çok aşamalı bir tedavi planı uygular. Pozitif Psikoterapide hasta sadece hasta rolünü üstlenmez aynı zamanda kendi kendisinin terapisti haline gelir (Peseschkian, 2005b). PPT çatışmalara pozitif bir bakış açısıyla bakar. Pozitif terimi gerçek ve belirli olanı ifade etmek için kullanılır. Yani çatışmaların yalnızca kişiler için olumsuz, çözülmesi gereken bir durumu ifade ettiğini ve aynı zamanda bireyin sahip olduğu yetenekleri de fark etmesini sağlar. PPT’de danışana kendi kendine yardım becerisi kazandırılmaya çalışılır. PPT herkesin iki temel yeteneğe, yani sevme ve bilme yeteneğine sahip olduğu prensibine dayanır. Bireyler bu iki temel yetenek sayesinde bedenine, içinde bulunduğu çevreye ve zaman göre çeşitli yetenekler geliştirir ve belirgin bir kişilik yapısı ortaya çıkar.
Tumblr media
Pozitif psikoloji koçluğu
Pozitif psikolojide koçluk çalışmaları, danışanı “kusurlu, problemli, eksik” olarak yaftalamak yerine, karşısındakinin güçlü ve gelişime açık yönlerini keşfederek, kişi ve kişilerin iyilik halini optimal düzeye çekebilmeyi hedeflemiştir (Hefferon & Boniwell, 2011).[14] 2004 yılında Pensilvanya Üniversitesi bünyesinde yapılan araştırmalar da pozitif psikoloji ve koçluğun oluşturduğu itilafın başarısını doğrular nitelikte sonuçlar elde etmiştir; pozitif psikoloji koçluğu alan bireylerde, kontrol grubuna kıyasla hedefe ulaşma, dayanıklılık ve iş ortamındaki uyumun arttığı, öte yandan stres ve depresyonun azaldığı gözlemlenmiştir (Grant et al., 2009).“Danışanımın sorunu ne ve bu nasıl çözülür?”sorusu yerine “Danışanımın gözünde yaşamaya değer bir hayatın tasviri nedir ve bunu nasıl elde edebiliriz?”sorusunu cevaplamayı amaçlayan pozitif psikoloji koçu, danışan kurum ya da kişilerdeki güçlü ve gelişime müsait yanların hümanist bir yaklaşımla hedeflenen noktaya getirilmesine katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
Öz-anlayış yaklaşımı
Farkındalık yolunda öz-anlayış terapi yöntemi, kendi hata ve yetersizlikleri karşısında anlayış gösteremeyen ve yüksek derecede kendini eleştiren bireylerin iç konuşmasını olumlu bir yöne doğrultmayı hedefler. Öz-anlayış kavramı 3 temel ögeden oluşmaktadır: kendine şefkat, ortak paydaşım ve bilinçli farkındalık. Birinci öge olan kendine-şefkat, kişinin acı çektiğinde, hatalı davrandığında veya kendisini yetersiz hissettiğinde kendi üzerine gelmek yerine, kendisiyle samimi ve anlayışlı bir diyalog kurabilmesidir. Kendi kendine şefkat gösterebilen kişi, kendini teselli edebilir ve acı çektiği anda kendisiyle destekleyici ve rahatlatıcı bir iç-konuşma gerçekleştirebilir. Öz-anlayışın ikinci kolu olan ortak paydaşım, toplumun her bireyinin mükemmel olmayan bir hayat sürdüğünü ve herkesin kendi hayat koşulları içerisinde farklı acılar çektiğini kabul etmeyi salık verir. Öz-anlayışın son ögesi olan bilinçli farkındalık ise acı dolu düşüncelere ve duygulara sahip olduğumuzda bunları karşı koymadan gözlemlemeyi veya bunlardan kaçınmadan ana odaklanmayı öngörür (Neff, 2003b). Öz-anlayış pratikleri düzenli bir şekilde uygulandığında, katı öz-eleştiride bulunan bireylerin iyilikseverlik, mutluluk, iyimserlik, gelecekle ilgili umutlu olma, duygusal zeka, hayattan tatmin olma ve başarı düzeyleri yükselir, öte yandan depresyon, anksiyete, utanç, yanlış yapma korkuları azalır (Barnard & Curry, 2011; Neff, Kirkpatrick & Rude, 2007a).
Merhamet-odaklı terapi
Merhamet-odaklı terapi, kendisini yüksek ölçüde kınayan, küçümseyen ve kendisiyle alakalı utanç duyan bireylerin hem kendileri, hem de çevresindeki bireyler ile sağlıklı, anlayışlı ve merhametli bir diyalog kurabilmesini amaçlar ve empati kavramını içine alır. Böylelikle danışan kendisinin ve başkalarının duygularını anlama, nazikçe kabul ve tolere etme yolundaki ilk adımını atmış olur. Merhamet odaklı terapi öncelikli olarak danışana beynimizin sistemini, endişe, sinir ve depresyonun bu sistemin doğal hallerinden bir kaçı olduğunu ve bunların “kimsenin suçu” olmadığını izah eder. Ayrıca bu terapi sayesinde danışanların şu anda yaşadıkları ve dış dünyaya ilişkin birçok korkunun (reddedilme korkusu, suistimal edilme korkusu vb) geçmişte tecrübe etmiş oldukları ihmal, istismar ve kötü muamele gibi durumlar ile olan ilişkisini fark etmeleri sağlanır. Merhamet odaklı terapi, bu sert öz-eleştiriyi bedenlerinde net bir biçimde hissedebilen danışanların söz konusu durumla başa çıkması için farkındalık odaklı bir dizi uygulama sunar. Danışman ise öz-eleştiriyi teşhis ettirecek olan egzersizlerin yapılmasında ve danışanın kendisini destekleyici ve cesaret verici duygu ve düşüncelere sahip olmasında, danışana yardımcı olur.
Tumblr media
Uygulamalı felsefe
Felsefi danışmanlık, felsefenin pratik hayatın sorunlarına karşı sunduğu çözümleri kapsar. Bu minvalde felsefi danışmanlık, danışanın hayatında belirleyici rol oynayan unsurları keşfedebilmesini, problematik alanları tespit edebilmesini ve bu bilgileri günlük yaşama verimli bir şekilde entegre edebilmesini sağlar. Temelleri Sokratik diyaloğa kadar uzanan felsefi danışmanlıkta amaç, danışanın belirli bir görüş veya çözümü benimsemesi değildir, aksine kendi dünya görüşleri ve inanç sistemleri ile ilgili daha berrak bir kavrayış elde etmesidir. Felsefi danışmanlıkta ele alınan konular kariyer, orta-yaş krizleri, hayatın anlamı, ahlak, stres, duygular gibi hayatımızın merkezine yerleşmiş olan güncel hayatın felsefi konularıdır. Bunlar çok temel ve süreç içinde şekillenip, çözümlenebilecek meselelerdir.
Duygusal özgürleşme tekniği
Psikolojik akupunktur olarak da tanımlanabilen duygusal özgürleşme tekniği, akupunktur tedavisinde olduğu gibi vücudun enerji alanlarınki duygusal yoğunluk ve rahatsızlıkları çözümlemeye dayalı olan alternatif bir psikolojik yöntemdir. 1960 yılından beri psikolojik rahatsızlıkların tedavisinde uygulanan bu tekniğe göre kişinin yaşadığı travmaların sonucunda doğan olumsuz duyguların ana sebebi; bedenin enerji sisteminde oluşan blokajlardır. Sağlıklı bir enerjinin kişinin bedeninde olması gerektiği gibi işlemesi için kişi vücudunun bazı bölgelerine parmak ucuyla seri bir şekilde dokunur. Bu esnada bir takım direktiflerle danışman, danışanın yaşadığı travmayı kendisine hatırlatır ve meridyen noktalarına yapılan vuruşlar vasıtasıyla enerji bedeni uyarılır. Böylelikle danışmanın, danışandan aldığı bilgiler doğrultusunda yaptığı sözlü yönlendirmeler ile enerji kişinin bedenindeki rahatsızlıkları çözümlemeye başlar. Bunun sonucunda danışan artık yaşadığı travmayı hatırladığında eski olumsuz duyguları yaşamaz veya çok daha az bir yoğunlukta yaşar.
Tumblr media
Duygusal dönüşüm tekniği (Emo Trans)
Duygusal dönüşüm tekniği, danışanın yaşadığı ve çözümlenmesini istediği sorunu bedene odaklanarak hafifletmeyi veya ortadan kaldırmayı hedefler. Danışan ve danışmanın koordineli olarak yürütmüş olduğu bu çalışma ile, öncelikle danışanın yaşadığı travmanın bedenindeki etkilerini, danışmanıyla birlikte tahlil etmesi beklenir. Formu belirlenen bedensel acı veya travma artık üzerinde çalışılacak hale gelmiştir. Bundan sonra nefes ve farkındalık çalışmalarıyla danışanın enerji bedeni akışın sağlanabilmesi için uyarılmaya başlanır.
Duygusal dönüşüm tekniğinin en önemli avantajı, danışanın problemini açıkça anlatmak zorunda olmayışıdır. Bu çalışma, duygusal özgürleşme tekniğinden farklı olarak danışmanın problem ile ilintili vermiş olduğu direktiflerle değil, farkındalık ile ilgili söylemlerle yapılır. Duygusal dönüşüm tekniği tüm duygusal rahatsızlıklarda (yoğun acı, utanç, keder, suçluluk hissiyatı, depresyon, stres, anksiyete durumları) yardımcı bir yöntem olarak uygulanabilir.
DİĞER AKADEMİK ALANLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLER:
Pozitif psikoloji, çeşitli akademik çalışma ve bilim alanlarını etkilemiştir. Başta Örgütsel Davranış ve Psikiyatri olmak üzere diğer çeşitli bilim dallarına uygulanmıştır.
Pozitif Örgütsel Burs (POS) :
Pozitif Örgütsel Davranış (POB) olarak da anılan Pozitif Örgütsel Burs (POS), örgütsel davranış alanına pozitif psikolojinin doğrudan bir uygulaması olarak başladı . Terimin resmi olarak tanımlandığı ve ilk kez 2003 yılında yayınlandı, Michigan Üniversitesi Ross İşletme Fakültesi profesörleri Kim S. Cameron , Jane E. Dutton ve Robert tarafından düzenlenen Positive Organizational Scholarship: Foundations of a New Discipline metninde E. Quinn. Metnin ilk bölümünde Cameron, Dutton ve Quinn, finansal organizasyon başarısı kadar önemli bir organizasyon hedefi olarak iyilik, şefkat, dayanıklılık ve pozitif insan potansiyeli gibi “insanlığın en iyisi” ni tanıtıyor. POS'un amacı, olumlu iş deneyimleri ve başarılı, insan odaklı örgütsel sonuçlar yaratan faktörleri incelemektir. Michigan Üniversitesi Ross İşletme Fakültesi Profesörleri Kim S. Cameron ve Gretchen M. Spreitzer tarafından düzenlenen 2011 tarihli The Oxford Handbook of Positive Organizational Scholarship kitabında büyük bir POS araştırması koleksiyonu yer almaktadır . Bu 1076 sayfalık cilt, çeşitli konuları kapsayan dokuz bölüm ve 79 bölümden oluşmaktadır. Başlıca konular arasında olumlu insan kaynakları uygulamaları, olumlu organizasyonel uygulamalar ve olumlu liderlik ve değişim yer alır. Bu cildin çoğu, olumlu bireysel özellikler, olumlu duygular, güçlü yönler ve erdemler ve olumlu ilişkiler gibi alanları kapsayarak, pozitif psikolojinin temel kavramlarını iş yeri bağlamına genişler ve uygular. Editörler Cameron ve Spreitzer tarafından yazılan başka bir POS tanımı: Pozitif örgütsel bilim, bilimsel araştırma ve teoriye dayanarak insanlık durumunun en iyisini neyin temsil ettiğini titizlikle anlamaya çalışır. Pozitif psikolojinin patolojik durumlardan ziyade optimal bireysel psikolojik durumları keşfetmeye odaklanması gibi, örgütsel burs da insan gücünün gelişmesine yol açan, çalışanlarda dayanıklılığı teşvik eden, iyileşme ve restorasyonu mümkün kılan ve olağanüstü bireyler yetiştiren organizasyonlardaki üretici dinamiklere odaklanır. örgütsel performans.
POS, bireyleri ve kuruluşları neyin yükselttiğini (neyin zorlandığına ek olarak), kuruluşlarda neyin doğru gittiğini (neyin yanlış gittiğine ek olarak), neyin hayat verdiğini (neyin sorunlu veya yaşamı tükettiğine ek olarak), iyi olarak deneyimlenen (sakıncalı olana ek olarak) ve neyin ilham verici olduğu (neyin zor veya çetin olduğuna ek olarak). - Kim S. Cameron ve Gretchen M. Spreitzer, "Bölüm 1. Giriş: Pozitif Örgütsel Burs Hakkında Olumlu Olan Nedir?" Oxford Olumlu Örgütsel Burs El Kitabı (2011)
Tumblr media
Psikiyatri:
Pozitif psikoloji, sağlık terapisi, pozitif psikoterapi ve terapötik uygulamada pozitif psikolojinin entegrasyonunu içeren ek terapötik ve bilişsel davranış değişiklikleri sağlayarak psikiyatriyi etkilemiştir . Journal of Occupational Rehabilitation'da yayınlanan 2015 akademik makalesinde , Mills ve Kreutzer, travmatik beyin hasarından (TBI) iyileşen kişilere yardımcı olmak için pozitif psikoloji ilkelerinin uygulanmasını savunuyor . TBH rehabilitasyon uygulamalarının, pozitif psikolojinin ilkeleriyle önemli ölçüde ilişkili bir uygulama olan günlük uygulamalarla uğraşarak bireyin iyileştirilmesine dayandığını öne sürüyorlar. Pozitif psikolojiyi TBI mesleki rehabilitasyon (VR) ile ilişkilendirme önerileri , aynı zamanda mutluluğa ve bunun , artan güven ve üretkenlik ve diğerleri de dahil olmak üzere ruh sağlığındaki gelişmelerle olan ilişkisine de bakıyor . Yazarlar, pozitif psikoloji için ampirik kanıtların sınırlı olduğuna işaret ederken, pozitif psikolojinin küçük başarılara, iyimserliğe ve olumlu sosyal davranışa odaklanmasının TBH hastalarının sosyal ve duygusal refahındaki iyileşmeler için umut verici olduğunu açıklığa kavuşturuyorlar.
POPÜLER KÜLTÜR:
Pozitif psikoloji çalışması, kitaplar ve filmler de dahil olmak üzere çeşitli popüler medya kuruluşlarına çevrildi ve sağlık endüstrisinde etkili bir faktör oldu.
Tumblr media
Sağlık sektörü:
Pozitif psikoloji araştırmalarına verilen artan popülerlik ve ilgi, endüstrinin büyümesini, gelişimini ve sağlık ve refaha hitap eden ürün ve hizmetlerin tüketimini etkiledi. Global Wellness Institute'a göre, 2018 itibariyle, küresel sağlık ekonomisi 4,5 trilyon dolar değerinde ve sağlık sektörü küresel ekonomik çıktının% 5,3'ünü temsil ediyor. Sağlıklı yaşam endüstrisinin kilit sektörleri arasında işyerinde sağlık, spor ve zihin-beden, kişisel bakım ve sağlıklı yaşam yaşam tarzı bulunmaktadır. Mutluluğu ve refahı vurgulamak, pazarlama stratejilerinde çeşitli şirketlerin kullandığı bir strateji olmuştur. Sloganı "Mutluluğu paylaşın!" Olan Coca-Cola ve Pocky gibi yiyecek ve içecek şirketleri reklamlarında, markalamalarında ve açıklamalarında mutluluğu vurgulamaktadır. Zappos gibi perakende şirketlerinin CEO'ları, mutluluktan kurtulmalarını ayrıntılarıyla anlatan kitaplar yayınlayarak kazanç elde ederken, Amazon'un logosu çukurlu bir gülümsemeye sahip. 
Tumblr media
KAYNAKÇA:
·         ^ a b Keven-Akliman Ç. (2015). Pozitif psikoloji ve pozitif psikoterapi bağlamında ergenlerde olumlu beden imajını geliştirme grupla psikolojik danışma programının etkililiğinin incelemesi (Yüksek lisans tezi). Ufuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. (396630)
·         https://tr.wikipedia.org/wiki/Pozitif_psikoloji
·         https://pozitifpsikolojienstitusu.com/Kurumsal/pozitif-psikoloji-nedir/5
·         https://uskudar.edu.tr/assets/uploads/basin/12279.jpg
·         https://tr.qaz.wiki/wiki/Positive_psychology
·         https://pbs.twimg.com/media/D5IuER9W0AAEpCx.jpg:large
·         https://npistanbul.com/assets/uploads/saglikrehberi/images/pozitif-psikoloji-bilimsel-elbise-giymis-tasavvuftur.jpg
-HÜLYA
1 note · View note
netbilge · 2 years
Text
İlk filozof kimdir? Felsefenin ilk kurucusu kimdir?
İlk filozof kimdir? Felsefenin ilk kurucusu kimdir?
Miletli Thales (Grekçe: Θαλῆς), Thalēs; y. MÖ 624/623 – MÖ 548/545), Milet, İyonya’dan bir Antik Yunan matematikçi, astronom, ve Sokratik öncesi filozofuydu. İlk filozoflardan olduğu için felsefenin ve bilimin öncüsü olarak adlandırılır. Felsefe terimini icat eden bu matematik dehasının adı Pisagor’dur. Leibniz, Descartes ve Russell gibi matematikçi filozofların ilkidir. Bütün evrenin…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
eserozetlerim · 3 years
Text
Diyalektik Nedir?
New Post has been published on https://eserozetleri.com/diyalektik-nedir/
Diyalektik Nedir?
Tumblr media
Diyalektik Nedir?
Diyalektik Yunanca bir terim olan ve “tartışma sanatı” anlamına gelen dialektike tekhne’den türeyen ve pek çok alanda çeşitli anlamlarda kullanılan, akıl yürütme aracılığı ile doğrulara ulaşılmasını olanaklı hale getiren bir yöntem olarak ön plana çıkmaktadır. Diyalektik, temelde karşıtların kullanılarak akıl yürütmelerinde ortaya konmasını mümkün kılmakta ve özellikle felsefede bu kavrama oldukça sık bir şekilde yer verilmektedir.
Antik Çağ, diyalektiğin ilk nüvelerini vermesi bakımından oldukça önemlidir. Bu bağlamda Sokratik yöntem olarak bilinen ve Sokrates tarafından kullanılan yöntemin diyalektik örneği olarak düşünülebilmesi olanaklıdır.
Diyalektik Özellikleri
Diyalektiğin, çok daha iyi bir şekilde anlaşılmasını olanaklı hale getiren özellikleri bulunmakta olup bu özelliklerin ve kavramın ne olduğunun genel olarak şu şekilde sıralanması olanaklıdır:
Tez ve antitez ortaya konulmakta ve bu şekilde ortak değerler oluşturulmaktadır.
Pek çok filozof tarafından bu yöntem kullanılarak çeşitli akıl yürütmeler gerçekleştirilmiştir.
Ünlü filozof Herakleitos diyalektiğin, karşıtların birliği olduğunu düşünmüş ve bu şekilde bir açıklama yapmıştır.
Kant, modern felsefe içerisinde diyalektiği kullanan isimlerden bir tanesidir ve o, transsendantel yargıların yanlışını, genel olarak diyalektik üzerinden göstermeye çalışmıştır.
Yukarıdaki özelliklerin her biri, diyalektik nedir sorusu kapsamında filozoflar tarafından verilen cevaplar olarak düşünülebilmektedir. Diyalektiğin tam olarak anlaşılabilmesi için her bir düşünürün kavramın ne olduğuna yönelik açıklamalarının oldukça önemli olduğunu ve bu açıklamaların bilinmesi gerektiğini belirtmek olanaklıdır.
Kant, modern felsefe diyalektiğini ilk kez kullanan isimdir. Ona göre deneyimin sınırlarının ötesinde transendental yargıların yanlış ya da karşıtlığını gösteren mantık türü anlamında kullanılır. Hegel ise diyalektik bir düşünce ya da gerçek bir şeyi önce zorunlu olarak zıttına dönüştüren sonra da her ikisini birden içeren bir birliğe götüren süreçtir.
Diyalektik hem düşüncede ve hem de varlıktaki çelişkilerin karşıolumu vasıtasıyla, bilgide ve varlıkta daha yüksek bir düzeye götüren değişme sürecine, yani sırasıyla var olan bir şey ya da tez, onun karşıtı ya da antitezi ve nihayet onların karşılıklı eylem ve etkileşimlerinin sonucu olup, daha sonra başka bir diyalektik hareketin temeli olan sentez gibi üç öğeyi içeren zorunlu değişme sürecine karşılık gelmektedir.
0 notes
sizekitap · 4 years
Text
A'dan Z'ye Felsefe
A’dan Z’ye Felsefe Naomi Zack Say Yayınları
Geçmişi MÖ yedinci yüzyıla dayanan felsefe, bir zamanlar matematikle, geometriyle, tıpla ve hatta mitolojiyle iç içeydi. Filozoflar çoğunlukla hem şifacı hem de kendilerini hayatı anlamlandırmaya adamış rehberler olarak kabul edilirlerdi. Peki, nasıl oldu da felsefe bütün disiplinleri kapsayan bir alanken yüzlerce alt alana bölündü?
Felsefi düşünceyle tarihte iz bırakmış filozofların ilginç hikayelerini birleştiren A’dan Z’ye Felsefe, 1000’den fazla soruya verilmiş kapsamlı yanıtlarla sizi bilgelik ve hakikatin peşindeki Pre-Sokratik dönem filozoflarından analitik felsefenin temsilcilerine dek süren bir felsefe tarihi yolculuğuna çıkarıyor. Bu yolculukta, insanlığın düşünce sisteminin nasıl değişip geliştiğini gözlemlerken eskiçağdan Rönesans’a, Aydınlanmadan postmodern döneme, felsefenin aştığı bütün engelleri yakından tanıma fırsatını bulacaksınız.
Yazarı Sizekitap’da Ara Yazarı Twitter’da Ara Kitabı Twitter’da Ara Yazarı Facebook’ta Ara Kitabı Facebook’ta Ara
0
devamı burada => https://sizekitap.com/felsefe/adan-zye-felsefe/
0 notes
guncelpdfindir-blog · 6 years
Text
Alkibiades I-II
Alkibiades I-II Platon, hiç kuşku yok ki düşünce tarihinin en önemli ve etkili filozoflarından biridir. Felsefenin kurumsallaşmasına ve felsefede yazılı geleneğin oluşmasına katkıda bulunmuş, iki dünyalı metafiziğiyle bütün bir Ortaçağ düşüncesini belirleyecek olan idealist felsefe geleneğinin başlatıcısı olmuştur. Hıristiyan Ortaçağ felsefesine ve ‹slam düşüncesine etkisi bakımından da ayrıca önem taşıyan Platon, düşünce tarihi boyunca tartışılan tüm problemleri yüzlerce yıl öncesinden ele almış ve ilk büyük felsefi sistemi inşa etmiştir.
Alkibiades I ile Alkibiades II, Platon’un kendi felsefi görüşlerinden ziyade, hocasının hayatını ve görüşlerini aktardığı gençlik diyalogları veya Sokratik diyaloglar arasında yer alır.
Platon’un çoğu Sokratik diyaloğunda olduğu gibi, Alkibiades I ile Alkibiades II’de de başkarakterler Sokrates ve bir muhatabıdır. Sokrates’in muhatabı, pek çok yönüyle parlak bir genç olan ve ileriki yıllarda ünlü bir politikacı, hatip, kumandan olarak Atina siyasetinde çok önemli roller oynayacak olan Alkibiades’tir. Her iki diyalog da bütün Sokratik diyaloglar gibi ahlaki konularla ve moral erdemlerle ilgilidir. Birincisinde kişinin kendisini tanımasıyla ilgili hikmet ve söz konusu bilgelikle bağlantılı olarak basiret ve ölçülülük üzerinde durulur. Buna karşılık, ikincisinde neyin ahlaken iyi olduğunu bilmenin önemine vurgu yapılıp, moral bilgiden yoksun olunduğu takdirde, doğru davranışa, gerçek iyiliğe ve hakiki mutluluğa erişilemeyeceği ortaya konur.
Alkibiades I-II
0 notes
yorgunherakles · 21 days
Text
öyleyse yenilmez olan kimdir? kendi mantıklı seçimleri dışındaki hiçbir şeyin üzmediği kişidir.
ryan holiday - stoacının günlüğü
13 notes · View notes
Text
Sokratik Hümanizm
Sokratik Hümanizm Bu eser, Sokratik hümanizme ilişkin bir çalışmadır. Hümanizmle insanın kendisi üzerinde odaklaşan, insanın nihai doğasıyla ilgili sorular soran ve bu soruları, insani olanın sınırlarını aşmaksızın, yanıtlamaya çalışan düşünce türünü kastediyoruz. Bu anlamda hümanistik düşünce, insanı kültivasyonu, insanın kendi kendisini kültive etmesi, kendisini tam bir insanlığa doğru açımlamasıdır. Sokratik felsefe bu türden düşüncenin insanlık tarihideki en yüksek somutlaşmasıdır. O, yirmi dört yüzyyıllık bir uzaklıktan, bize hala meydan okumakta ve gerçek insani varoluş yolunu göstermekdir.
Çağdaş varoluşçu felsefe insanı, özü kendi varlığıyla ilgili kaygılanmak ya da tasalanmak olma durumunda olan varlık olarak tanımlamaktadır. Onun bu tanımının ne kadar uygun olduğu, insan varlığına karşı böyle bir ilginin Batı düşüncesini, ta ilk başlangıcından beri karakterize ettiği olgusunda görülebilir. Yunanlılar insanı bir problem olarak gördüler, insanın doğası, tini ve yazgısıyla ilgili olarak sorular sordular ve insanın içinde bulunduğu duruma çözümler getirmeyi denediler. Elinizdeki kitap, varoluş sorununa getirilen çözümlerin en iyisinin, bugün bile hala büyük bir önem taşıdığını göstermeye çalışmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Sokrates felsefesini, öğrencileri tarafından kendisine getirilen yorumlardan bağımsız olarak, saflığı içinde sunmaktır.
Sokratik Hümanizm
0 notes
ebookindiroku-blog · 6 years
Text
Şölen & Bütün Yapıtları 16 Ebook
Şölen & Bütün Yapıtları 16 Platon, hiç kuşku yok ki düşünce tarihinin en önemli ve etkili filozoflarından biridir. Felsefenin kurumsallaşmasına ve felsefede yazılı geleneğin oluşmasına katkıda bulunmuş, iki dünyalı metafiziğiyle bütün bir Ortaçağ düşüncesini belirleyecek olan idealist felsefe geleneğinin başlatıcısı olmuştur. Hıristiyan Ortaçağ felsefesine ve İslam düşüncesine etkisi bakımından da ayrıca önem taşıyan Platon, düşünce tarihi boyunca tartışılan tüm problemleri yüzlerce yıl öncesinden ele almış ve ilk büyük felsefi sistemi inşa etmiştir.
Şölen, Platon’un entelektüel ve sanatsal açıdan gücünün doruk noktasında olduğu bir dönemde yazılmış, en özel, en önemli ve etkili diyalogların başında gelir.
Uygarlık tarihinin ilahi aşk, romantik aşk ve Freudyen aşkla birlikte dört büyük aşk teorisinden biri olan Sokratik/Platonik aşk diyaloğun temel konusudur. Aşkın yani Eros’un doğasını, amacını ve doğuşunu inceler. Sokrates’e göre aşk, hayatın itici gücü, enerjik ilkesi olarak insanı kendisini gerçekleştirmeye sevk eden, hayatı ve insanı tamamlayan, onu gerçekleştirip zengin-leştiren, tam ve mutlu kılan bir şeydir.
Şölen, edebiyat ile felsefeyi eşsiz şekilde bir araya getiren bir şaheser olarak nitelendirilmektedir.
Şölen & Bütün Yapıtları 16 Ebook
0 notes
nazantekelii-blog · 7 years
Text
Felsefeye Giriş Kitapları
Felsefe deyince aklınıza akademisyenlerden dinlediğiniz uzun sıkıcı konuşmalar, bitmek bilmeyen ve çoğu kelimesi anlaşılmayan kitaplar gelmesi çok normal.   Fakat felsefe kelimesinin köküne indiğimizde; felsefenin ‘bilgi bilimi’ olduğunu görüyoruz. İnsanın bitmek tükenmek bilmeyen varoluş, varlık, ahlak, gerçeklik arayışına cevap veren ve öğrenilmeye başlanıldığında insanların hayata bakış açısını değiştiren dünya üzerindeki en güzel bilimlerden biridir felsefe. Felsefeye ilgi duyup yaklaşamayanlar için 3 adet giriş niteliğinde kitap öneriyoruz.
Plato -  Sokrates’in Savunması
Yunan filozof Plato tarafından yazılmış olup, hocası ve arkadaşı Sokrates’in Atina’daki bir grup insan tarafından gençlerin ahlakını bozduğu ve tanrılara inanmadığı gerekçesiyle yargılanış sürecini anlatır. Kitap Euthyphron (Dindarlık Üzerine), Sokrates’in Savunması, Kriton (Yapılması Gerekenler Hakkında) ve Phaidon (Ruh Hakkında) olmak üzere 4 ana diyalogdan oluşur. Bu diyaloglar Sokrates’in inançları, dünya görüşü, felsefe hakkındaki düşünceleri, yargı süreci ve idam hükmü sonrasındaki düşüncelerine yer veren bir başyapıttır. Sokratik metot olarak literatüre geçmiş bilgiyi sınayarak test etme yöntemi Plato’nun yazdığı bu kitap vasıtasıyla çok iyi anlaşılabilir. Sokrates’in Savunması aynı zamanda tarihte düşünceleri için idam edilen ilk insanın idam sürecini anlattığı ve Batı Felsefesinin kurucuları olan Sokrates ve Plato’nun görüşlerini dile getirdiği için çok önemli bir eserdir.
Marcus Aurelius – Düşünceler
“Hükümdarlar filozof, filozoflar hükümdar olsaydı, kentlerin yüzü ışırdı.” Plato’nun ünlü deyişinde bahsettiği hükümdar filozofların nadir örneklerinden birisidir Marcus Aurelius. Bir Roma imparatoru ve tarihteki en ünlü düşünürlerden olan Aurelius’un Düşünceler’i aslında kendi kendisiyle bir söyleşidir ve yazıldığı tarihten 2000 sene sonra kitaptaki öğütlerin evrenselliği ve zaman ve mekandan bağımsızlığı insanı şaşırtacak niteliktedir. Kitapta en çok üzerinde durulan konular; Stoacılık çerçevesinde evren, ahlak, yaşam, ölüm, zaman, maddi değerlerin geçiciliği olarak özetlenebilir. Düşüncelerden bir alıntı yaparak sonlandıralım ve kararı okuyucuya bırakalım: “İnsan ömrü bir an sürer, özümüz artsız aralıksız bir akış. Algımız belirsiz, tüm bedenimiz bozulmaya yazgılı, ruhumuz bir kargaşa, yazgımız öngörülmez, ünümüz güvenilmezdir.”
Thomas More- Ütopya
Her kitap girizgahında Plato’yu andık fakat kendisi dünyanın ilk ‘ütopik düşünürü’dür. Thomas More ise bu düşünceyi daha ileri bir seviyeye taşıyıp Ütopya yani ‘var olmayan ülke’nin anlatıldığı eseri yazmıştır. More İngiliz bir hukukçu, devlet adamı, filozof ve en ünlü hümanistlerden biridir. Döneminin yozlaşmış yönetim sistemini sarayda Kral Henry VIII’in yanında çalıştığı dönem boyunca gözlemleme fırsatı olmuş ve insanların huzur içinde, adil ve eşit yönetildiği bir Ütopya hayal etmiş ve ütopik sosyalizm kavramını Dünya ile tanıştırmıştır. Sosyalizm kelimesini duyup kitabı okumamazlık etmeyin çünkü okuduğunuzda; siyaset, eğitim, günlük yaşam, eşitlik ve adalet gibi kavramlar baz alındığında günümüz dünyasının Ütopya’nın kusurlu bir yansıması olduğunu anlayacaksınız.
0 notes
yorgunherakles · 11 months
Text
gülüyor musun polos? demek bu da yeni bir çürütme yolu.
platon - diyaloglar
33 notes · View notes
yorgunherakles · 9 months
Text
ben her yerde yabancıyım.
emily wilson - sokrates'in ölümü
19 notes · View notes