İnatçı bir ağaçtır. Dişlidir, kolay kolay pes etmez. Biz ona zakkum deriz. Ağu ağacıdır, zehirlidir. Yapraklarını keçiler bile yemez. Ege ve Akdeniz kıyılarında, Gökçeada’dan Antakya’ya kadar her yerde rastlarsınız ona. Kurumuş dere yataklarında, Toros Dağları’nın eteklerinde boy gösterir. İşte bakın, bir zakkum Antalya’da da çiçeğe durmuş.
Biz birine kızdığımızda bazen “Zıkkımın kökünü̈ ye!” deriz bu zehirli ağacın adını anarak. Oysa Antalya’ya gelip onu gören bir Japon için nasıl bir mutluluk kaynağıdır bu zakkum ağacı. Öyledir, çünkü̈ atom bombasıyla yerle bir olan ve en az 200 bin kişinin öldüğü Japonya’nın Hiroşima kentinde umut anlamına gelir zakkum. Bombanın yarattığı felaketin ardından Hiroşima’da 75 yıl boyunca bitkilerin yeniden yeşermeyeceğine, ağaçların büyümeyeceğine inanılıyordu. Ama zakkumlar çok geçmeden kömürleşmiş molozların ve küllerin arasından doğarak kırmızı çiçeklerini açmıştı. Bu mucizevi geri dönüş insanların da kente geri dönmelerini ve Hiroşima’yı yeniden inşa etmelerini sağlamıştı.
Çılgın bir sevinçle çiçek açmış bu zakkum ağacının zehrinden belki bir gün ilaç yapılır, adı yalnızca Hiroşima’da değil, dünyanın her yerinde umutla anılmaya başlanır...