Tumgik
alwayswithnetflix · 4 years
Text
Tumblr media
Set It Up/Patronlara Tuzak (2018)
Dün hem gün içinde, hem de gece bir film izledim.
Challenge aslında bozuldu farkındayım ama erkek arkadaşım üzülmeyeyim diye bir günde 3 film izleyerek challenge a yetişirsem, yani hergüne bir film bırakabilirsem sayılacağına beni inandırmaya çalıştı. Tabi ki inanmak istediğim şey buydu. Öyle yapmaya çalışacağım.
Bu filme aslında geçen hafta başlamıştım. İlk 5-10 dakikasını izleyip bırakmıştım. Dün gece bi devam edeyim dedim, o da ne! Eğlenceliymiiş.
2 patron, 2 asistan. 
Asistanların gecesi gündüzü daha doğrusu kendi hayatları kalmamış. İkisi de daha iyi yerlere gelebilmek için patronlarını yaşatıyorlar.
Şaka değil, onlar yokken patronları hiçbir şey yapamıyor.
Asistanlarımız da kendi hayatlarını yaşamak için, iki patronu birbirine ayarlamaya karar veriyor.
Ayarlıyorlar da, e malum onlar hakkında her şeyi bildikleri için, aslında baya kolay bir görev.
Her şey gayet güzel giderken, yani asistanlar da kendi hayatlarını yaşamaya başlarken bu sırada birlikte vakit geçirdikleri için tabi ki aralarında bir çekim oluyor, patronlar tam evlenecekken, adam kadını aldatıyor ta-daa!
Tabi ki asistanının kalbi kaldırmıyor. Kötülük yapmak istemedi ki patronuna, herkes mutlu olsun istedi. Gidip anlatıyor her şeyi. Kovuluyor. düğün iptal değil. Diğer asistanla da arası bozuluyor.
Sonra diğeri de kaldıramıyor istifa ediyor.. Düğün iptal.
Diğer asistan işine geri dönüyor ama bu sever yazar olarak yesyesyess ve 2 eski asistan kavuşuyor.
İzlensin.
2 notes · View notes
alwayswithnetflix · 4 years
Text
Tumblr media
Mother’s Day/Özel Bir Gün (2016)
Ooh, Julia Roberts mı dersin Jennifor Anniston mı Kate Hudson mı??
Ne ararsan var, mis gibi film.
Anneler gününde geçen bu film, daha doğru anneler günü özelinde birkaç ailenin hayatları işleniyor. Aynı mahalle..
Jenn’in 2 oğlu var eski eşi çıtırla evlenmiş..
Kate annesiyle küs, evlenmiş çocuğu var ama ailesinin haberi yok..
Julia kızını evlatlık vermiş vs vs..
Eğlencelii, romantik.
Bazıları arkadaş, bazıları yeni tanışıyor.
Keyifli bir filmdi.
Zaten bu kim bununla ne oldu derken biten bi film oldu.
Kadroya bayıldığım için, tam netflixten umudumu kesmişken iyi ki geldiniz Julia!
Valentine's Day gibi bir filmdi.
İzlensinn.
0 notes
alwayswithnetflix · 4 years
Text
Love Wedding Repeat (2020)
Güzel bir netflix yapımı film.
Başrol oyuncumuz Jack’in kardeşi Hayley’in düğününde geçen filmimiz, 8 kişinin yuvarlak bir masaya kaç şekilde oturabileceği kombinasyonunu tartışır.
Her olasılık olsaydı daha keyifli olurdu benim için. Hepsini merak ederek bitirdim.
Ama 7-8 saat olurdu o zaman..
Sonunu sen seçiyorsun, hangi olasılığın gerçekleştiği muallak.
2 olasılığı anlatıyor film uzun uzun.
Biri mutlu son diğeri değil. Keyifli bir filmdi.
Gifini bulamadım dah, çok yeni bir film, güncellerim.
Güzel romantik komedi de kalmadı, keyfim pek yerinde değil uyumak istiyorum hep. Hiçbir şey yapasım yok, film izlemek dahil.
Bakalım ne olacak.
Film keyifli, izlensin.
0 notes
alwayswithnetflix · 4 years
Text
Tumblr media
No Strings Attached (2011)
Başrolünü Natalie Portman ve Ashton Kutcher’ın paylaştığı bu romantik komedi filmimizde, geçmişte birçok kez bir araya gelmiş ancak ilişkiyi bırak doğru düzgün bir arkadaşlıkları bile olmayan iki insan, en sonunda birleşerek just friendçilik oynar. 
Ki Justin Timberlake ve Mila Kunis’in de Just Friends diye bir filmi vardı diye hatırlıyorum aynı bu kıvamda. Bu filmi de izlemiştim belki 10 sene önce, bunu da.
Yalnızca seks için birbirlerini hayatlarına alan bu iki genç, zamanla birbirlerine aşık olurlar. Ama hisleri değişene kadar devam edecekti bu durum. 
Kızımız bağlanmayı istemiyordu, yoksa oğlumuz dünden razı kızla ilişkiye.
Bir takım sorunlar vs derken duygusal bağ kaçınılmaz oluyor. Birbirlerine destek oluyorlar. 
E malum kötü günde yanında görünce bir insanı hiçbir şey eskisi gibi olamıyor.
Akış güzeldi benim için, oyuncularımız da malum. 
İzlerken ben kızın bağlanmak istemeyişini de, oğlanın isteyişini de gayet hissettim.
Sonrasında birbirlerine aşık olmaları ahh çok güzeldi.
Aşk filmlerde güzel.
0 notes
alwayswithnetflix · 4 years
Text
Tumblr media
Great Gatsby (2013)
İşte karşınızda Great Gatsby!
Muhteşem Gatsby, muhteşem film.
Kitabı muhteşem.
Oyuncular muhteşem.
Ben yine bilmeyenler için anlatayım.
Leonardo DiCaprio mu dersiniz Spiderman mi, ne ararsanız var.
Film de kitap da, Gatsby’nin komşusu olan Nick Carraway tarafından anlatılıyor.
Nick, aynı zamanda Gatsby’nin büyük aşkı Daisy ile kuzen. Gatsby bunu öğrenerek Nick’ten yardım istiyor. Nick tabi ki yardım ediyor.
Gelelim Gatsby-Daisy aşkına.
Gatsby ile Daisy aşkı yaklaşık 5 yıl önce, Daisy bekar bir genç kızken, Gatsby, Gatsby değilken, genç bir subayken başlıyor.
Sonra Gatsby savaşa gönderiliyor, bir türlü dönemiyor. Daisy onu bekliyor ama en sonunda gidip zengin Buchanan ile evleniyor. 
Aslında seviyorlar birbirlerini ama Buchanan Daisy gibi bir kızı aldatıp duruyor. Daisy de buna katlanıyor.
Daisy evlenip çocuk yaparken, Gatsby, Gatsby’i yaratıyor. Yeniden doğuyor. Daisy için.
Yaptığı her şey Daisy için. 
Çok zengin ve ünlü bir adam haline gelen Gatsby, Daisy’nin karşısına taşınıyor. Arada körfez var sadece. İskelede gördüğü yeşil ışıkla hayat buluyor adeta Gatsby, biliyor ki Daisy orada.
Hergün muhteşem partiler düzenliyor Gatsby. Oradan buradan bir sürü insan geliyor. Daisy için. Daisy gelmiyor.
Nick’in ricası üzerine Daisy ile Gatsby tekrar bir araya geliyor.
Yeniden aşıklar. Gatsby kavuşuyor sevgilisine.
Tom Buchanan araya giriyor, Daisy ona inanıyor ve çekip gidiyorlar.
Daisy’nin işlediği bir suç üstüne kalan Gatsby, ki üstüne kalmasa da üstüne alırdı, öldürülüyor.
Mutlu son değil ne yazık ki.
Gatsbu çok saf çok temiz seviyor Daisy’i.
Ama çok seviyor. Bu sevgi herkesi korkutur. Gatsby’nin umutsuzluğa kapıldığı anlar filmde güzel işlenmiş, kitapta da Nick’in anlattığı kadarıyla.
Muhteşem bir yapım derim ben de.
Nick, Gatsby’nin umuduna bayılıyor. Yanlı anlatıyor hikayeyi. Bu yüzden doğal olarak Gatsby’i sevip sonunda Daisy’e de kızılıyor.
Ama yanlı izlemeseydim, Gatsby, saplantılı bir aşık.
Bu arada Nick’in de bir aşkı oluyor.
Filmde buna hiç yer verilmiyor neredeyse. Filmin bir puanını ordan kırıyorum. Ama filmi zaten Nick, Gatsby hakkında yazıyor olarak başlatılıyor.
Halbuki Nick o dönemini anlatıyor, kendi hayatı da var..
İzlensin mi? Hala izlemediyseniz siz de benim gibi, hata olmuş.
Orada birileri varsa eğer, bu yorum gecikti tabi. İş güç derken, bi de la casa de papelin yeni sezonu geldi.. Kitaplar okunuyor.
Kendinize iyi bakın!
0 notes
alwayswithnetflix · 4 years
Text
Tumblr media
Hayatın Kıyısında (2020)
Bu yılın filmiii. 
Malefiz’den çok iyi bildiğimiz biricik Prenses Auroramız, Ella Fanning’in başrolünde, güzel duyguları hissettiren bif film.
Auroramız, yani Ultraviolet ablasını 3 yıl önce trafik kazasında kaybetmiş lise son sınıf öğrencisidir.
Psikolojisini düşünüyorsunuzdur. Gayet depresif, mutsuz, her şey anlamını yitirmiş bir şekilde. Zor süreçler bunlar. Kardeşinin doğum gününde, kazanın olduğu köprünün üstüne çıkar ve sınıf arkadaşı Finch ile böylece tanışırlar.
Fink Violet’i mutlu etmeye, hayata döndürmeye çalışır.
Başarır da.
Birlikte seyahatlere çıkarlar, gülmeyi hatırlatır kızımıza, yaşamayı hatırlatır.
Bu sırada gönüller bir olur tabi.
Ve siz Finch’in sorunları yok mu sandınız.
O yaşlardaki her teenage gibi onun da sorunları var ve üstesinden gelemez.
Violet’in ona yardım etmesine de izin vermez. Violet’i üzdüğü için de kendine yüklenir.
Ah Finch bebeğim..
Sorunlar bence güzel işlenmişti. Birbirlerinden kaçışları, saklamalar, en sonunda Finch gider.
Ama kızımız yaşamayı sürdürür. Bir kaybı daha olur ama aşkı ona öğretmiştir nasıl hayata döneceğini, Ultraviolet de hayata döner.
Sağlık en önemli şey. Beden, ruh..
Hepimiz birbirimize destek olalım, kimseyi bilmeden yargılamayalımi etiket yapıştırmayalım, herkesin sorunları vardır içerikli bir film.
Güzel de bir film.
Hoş geldin 2020!
Edit: Great Gatsby kitabım bitti. Mükemmeldi. Şimdi soluksuz bir şekilde filme başlıyorum. 3.dakikada olmama rağmen, ah o yeşil ışık bile nasıl heyecanlandırdı! Bu kadar geç kalmamalıymışım sanırım.
0 notes
alwayswithnetflix · 4 years
Text
Tumblr media
Merhabalar !
En yakın arkadaşımı ikna ettim ve benimle film izledi.
O seçti filmi, okumayacağını biliyorum bebeğim ama seni çok sevdiğimi buradan da söylemek istedim. İyi ki varsın. İyi ki seninleyim. Romantik komediler sayende daha anlamlı. Benimle izlemen, çok çok güzeldi. İyi ki varsın. Bunları yazarken bile gözlerim doluyor. 
Seni çok seviyorum.
Falling Inn Love (2019)
Bir netflix yapımı daha. Teşekkürler netflix.
Dün akşam bebeğimle birlikte, keyifle izlediğimiz bir film.
Çok sıcak, samimi, içine çeken bir filmdi benim için. Bunu belki de izlediğim insana borçluyum.
Gabriella Diaz kızımız San Francisco’da işini ve aşkını kaybeder, internetten bir yarışmaya katılır ne Yeni Zelanda’da bir pansiyon kazanır. Tapusunu..
Kafasını dağıtmak için oraya gider ancak pansiyon göründüğü gibi değildir. Harabe olmuştur.
Burayı restore etmeye çalışır ancak tek başına çok zor olur ki arkadaşlara da ihtiyacı vardır hiç bilmediği bu yerde. 
Arkadaş edinmeye başlar ve müteahhit Jake ile tanışır. 
Kızımızın parası kalmaz ve ortak olup birlikte restorasyon yaparlar.
Bu sırada aşık olurlar ama kızımız restorasyon bitince gerçek hayatına dönecektir.
Günler günlerin ardından, restorasyon biter ve kızımızın Amerikadaki aşkı Dean pansiyon için alıcıyla birlikte gelir, pansiyonu satıp kızımızı alıp gitmek ister.
Ama tabi ki mutlu son.
Pansiyon satılmaz, Jake ve Gabz mutlu sona ulaşır.
Olayın işlenişini beğendim. Patron yok, depresyon yok, eğlenceli keyifli bir film.
Tabi ki bazı sahneler yine klişe ama buna da şükür. Konu farklı en azından, sonuçta romantik komedi. İzlensinn.
Çok aşk annecim !
0 notes
alwayswithnetflix · 4 years
Text
Tumblr media
Herkese merhabalar,
Eğer orada birileri varsa..
Öncelikle 15 gündür ilk defa evden dışarı çıktım. Markete.
Şimdi geldim ve çalışmaya başlamadan önce dün ki filmi anlatmaya karar verdim.
Çıldırmak üzereydim dışarıdayken. Eldiven ve maskeyle çıktım. Öncelikle maskeli çok insan yok ama markete eldivensiz gelseniz bile markette eldiven taktırıyorlar. Ki eldivensiz gelenlerin elinde de dezanfektan var.
Herkes korunmaya çalışıyor. Eldivenimi ıslak mendille silmem mi dersiniz, hiçbir şeye dokunmamaya çalışmam, marketten çıktığım gibi eldivenleri atmam, poşetleri ıslak mendille tutmam, delirmek üzereydim.
Evden çıkmak, hava almak istiyordum ama evde değil dışarıda delirecektim.
Poşetler mi? Ne yapsınlar, balkonda duruyorlar şu anda..
Dün izlediğim filme gelirsek sağlıklı bir şekilde bir şeyler yazmaya çalışacağım.
Two Weeks Notice (2002)
Sandra Bullock (Lucy Kelson) ve Hugh Grant’ın (George Wade) başrollerini paylaştığı bu romantik komedi filmimizde, Lucy çevreci bir avukatı canlandırırken George ise inşaat firmasının sahibidir. Bütün güzel mimarileri yıkıp yerlerine gökdelen dikmeye hevesli olan zengin iş adamımız ve avukatımızın yolları bir şekilde kesişir ve iş adamımız Lucy’i sadece avukat değil sağ kolu olarak kullanılır. Onsuz hiçbir şey yapamaz hale gelir. Ancak Lucy bu durumdan hiç memnun değildir, zeki kızımız hayırişleri yapmak çevreyi korumak ister ve bu adamın yanında daha fazla durmak istemez. Anlaşırlar ve yerine başkasını bulmaya çalışırlar. O sırada birbirlerinden hoşlandıklarını anlarlar ve happy ending.
Güzel bir filmdi, oyuncular çok iyi, sıkıcı kesinlikle değil.
Romantik komedi işte..
İzlenebilir mi? İzlensin !
0 notes
alwayswithnetflix · 4 years
Text
Tumblr media
Dirty Dancing (1987)
Tek kelimeyle Mü-kem-mel!
Neden bunca zaman izlemedim, hep erteledim bilmiyorum ama bu filmi şu an, aşıkken izlediğim için o kadar mutluyum ki.
Kült, serisi olmayan filmler dışında en sevdiğim diyebileceğim film!
Mükemmeldi, tutkunun, aşkın, sınıf ayrımlarının işlendiği mükemmel, heyecanlı bir film.
Baby’nin yaz yaz tatilini ailesiyle dağ evinde geçirmesiyle başlayan bu film, dağ evindeki dans hocasıyla Baby arasındaki aşkı bize anlatır.
Doktor babasının biricik kızı olan Baby, dans hocasıyla yaşadığı bu aşkla babasını hayal kırıklığına uğratır. 
İyilik meleğimiz Baby de babasının bu tavrı karşısında hayal kırıklığına uğrar elbette.
Ne demeliyim bilmiyorum, yorumum gecikti, çünkü bu filmi çok yüksekte izledim.
Gerçekten hala izlemeyen varsa benim gibi, hadi ne bekliyorsunuz..
Canım sevgilimle izlemek istediğim, aşk böceği olduğum bir film. 
İyi ki hayatımda o varken izledim dediğim bir film.
Onunla dans etmek istediğim bir film.
Aşıkken okunacak kitap nasıl Genç Werther’in Acılarıysa, aşıkken izlenecek film de Dirty Dancing olmalı bence.
Çok iyisiniz çocuklar!
Gif ararken fark ettim, filmin ikincisi de çekilmiş. Onu da bir araştıracağım.
Take care yourself!
1 note · View note
alwayswithnetflix · 4 years
Text
Tumblr media
Vee karşınızda gecikmiş yorumumuz, yeni filmimiz:
Rules Don’t Apply (2016)
Teşekkürler netflix, teşekkürler Lily Collins.
Yakşalık 2 saat olan bu filmimiz, Lily Collins kızımız sayesinde açıp izlediğim bir filmdi.
Başta çok sıkıldım, yavaş işleniyor bütün süreç. Ama aslında hızlı.
Ben aslında Howard Hughes Beyi pek anlamamıştım. Yani filmin bir sonraki sahnesini tahmin edemeden izledim. Bu aslında heyecan verici ama aynı zamanda sıkıcıydı benim için.
Kesinlikle filmin içinde kendimi bulamadım ama sonunda yine keşke demediğim bir film oldu.
Biraz filmden bahsetmek gerekirse, ki ilk bahsetmem gerektiğinin farkındaydım..
Filmimiz kızları Hollywood’a sokan milyarder Howard Hughes üzerinden işleniyor.
Ana karakterimiz olan Marla Mabrey de bu kızlardan yalnızca biri. Ancak beyimizin şöforlerinden birine aşık oluyor. Oysa şöforümüz nişanlı.
Çocuk gidip nişanlısını terk ediyor Marlamız için ama Marla çok pişman olup kafayı buluyor, gidip beyimizden çocuk yapıyor.
Tabi beyimiz inanmıyor, para için diyor. Kızımız çekip gidiyor.
Sonunda beyimiz delirmek üzereyken kızımız çocuğunu getiriyor. Ama şöforümüz, pardon beyimizin sağ kolu olmuş olan bizler için doğru erkek Frank, Marla ve bebişimiz Matt mutlu sona ulaşıyorlar, beyimizden uzaktan..
E ancak öyle mutlu son olurdu..
Bu arada Great Gatsby kitabına başladım, filmi için de sabırsızlanıyorum!
Ki aslında kitabını okuduğum filmleri izlemeyi pek sevmem, kültler dışında..
Bakalım bu kitap bitince hala merak edecek miyim filmi.
0 notes
alwayswithnetflix · 4 years
Text
Tumblr media
Hey you!
Bugün biraz işlerimi yaptım, beklediğimden hızlı bitti, biten.
Hepsi bitmedi tabi ki. Saat daha 3.
Yapılacak çok şey var ama bugün için öncelikli işimi halletim ve üstüne kahve molası verip filmimi izledim.
Peki kahve deyince aklınıza hangi dizi/film geliyor? Benim Gilmore Girls.
Peki ve peki Rory’nin aslında kahveyi sevmediğini biliyor muydunuz?
Youtube’ta bir videoda izlemiştim.
Ayrıca bugün YÖK tarafından yapılan açıklamada, bu yıl bahar dönemi okulların açılmayacağı duyuruldu. Yani bu challenge bir yerde patlar mı yoksa romantik komedi dışına çıkar mı?
Çünkü bendeniz netflixteki tabi ki hepsi diyemem ama çoğu romantik filmi izlemiş bulunmaktayım. Ya basit, boş filmler kalmış ya da bana görünmeyenler..
Gelelim bugünün yani 3. challenge gününün filmine.
Someone Great (2019)
9 yıllık ilişkisi biten Jen, aynı zamanda iş için New Yorktan San Francisso’ya tanışıyor. Yani taşınacak. Film 1 günde geçiyor sadece. Jen önceki gün sevgilisinden ayrılmış, terk edilmiş (insanlar için kimin ayrıldığı nedense çok önemli, oysa iki taraf da okey demediği sürece bir ilişki bitmez bence) ve birkaç gün sonra taşınacak. Taşınmadan önce, yakın arkadaşlarıyla felekten bir gün yaşarlar. Film o günden ibaret. Ama bence ayrılık acısı ya da arkadaşlarıyla olan diyaloglar çok gerçekçi. İzlerken kendinizi bulabilirsiniz (kızlar). Ben hayatımda da bir arkadaşım ayrılınca ya da ben ayrılınca aşağı yukarı aynı şeyler, aynı diyaloglar yaşanıyor. Yani filmin sanatsal bir içeriği yok. Zaten izlerken de pek bir umudum yoktu. Ama sıkılmadım ve kendimi bularak izledim. Tavsiye eder miyim? Karantina günlerinde evet! 
Ne kadar süreceği belli değil..
1 note · View note
alwayswithnetflix · 4 years
Text
Tumblr media
Karantinanın 9.gününden herkese günaydın.
Dün arkadaşıma yardım edeyim derken günümü çok verimli geçiremedim.
Normalde plan yapıp o plan yürümeyince çıldıran biri olarak.. Dün istediğim neredeyse hiçbir şeyi yapamadım. Vakit ayırdıklarım da başarılı sonuçlanmadı.
Dün akşam yatmadan önce tabi ki filmimi izledim. O zaman sıradaki filmimiz:
Let It Snow / Aşk Baharı Beklemez (2019)
Sabrina (Kiernan Shipka) bebeğimin oynadığını görünce konusunu okumadan izlemeye başladığım film. 
1 saat 33 dakika olan bu film, ansambl dediğimiz filmlerden. Yani birden fazla kahraman aynı önem derecesinde. Ve düşündüm de neredeyse sevdiğim bütün filmler bu şekilde. Gossip Girl, La casa de papel, game of thrones, walking dead, friends, himym,.. daha birçokları. 
Bu filmi de öyle sevdim işte. İçimi ısıtan arkadaşlıklar, diyaloglar...
Aşk, arkadaşlık, yeni tanışma heyecanları, terk edilme, aldatılma, bana birçok şeyi kısa sürede hissettiren bir film oldu. 
Isabela Moner’in izlediğim ilk filmi. Kızı çok beğendim, oyunculuğunu da. Aynı zamanda şarkıcı olan kızımız daha 18 yaşındaymış. Bence buradan bir Amy Adams gelir diyerek abartmamı yapmalıyım.
Öyle böyle güzel bir filmdi.
Dünün işini bugüne bıraktığım için, aklım hala bugünün yapılacaklarında.
Umarım herkesin planlarını istediği gibi yetiştirebildiği bir gün olur!
0 notes
alwayswithnetflix · 4 years
Text
Tumblr media
Bugün 7. karatina günü.
7 gündür evden disari çikmadim.. Ara sira cam kapi açip evi havalandiriyoruz. Vücuduma giren oksijen seviyesi bu kadar.
Günlerimi biraz çalisarak biraz dinlenerek biraz spor yaparak ve yemek yiyerek geçiriyorum.
Dinlendigim zamanlarda dizi/film izlemek var. Kitap okumaya firsat tanimiyor bunlar ne yazik ki. Kitap okumak istiyorum. Ama hayal etmektense hayal edileni izlemek, sonrasinda hissetmek son zaman- larda en büyük tercihim oluyor.
Bu izlemek o kadar aliskanlik yapiyor ki, bütün çalismalari erteleyip sadece izledigim günler oluyor.
Mesela bugün, Julie&Julia bitti. Dün yarim kalmisti. Ve üstüne Jennifer Aniston'in oynadigi Ask Olur filmini izledim. Saat 16:58.
Julie&Julia beni çok seye heveslendirdi. Yemek yapmak, Fransiz mutfagi, blog yazmak.. Bunlari düsününce bile hafifliyorum.
Bir seyler yazmak istedim sonrasinda. Baska insanlarla paylasmaktansa simdilik kendime saklamayi seçiyorum. Zaten hep kendime saklamam mi?
Sürekli romantik komedi izliyorum ve kendi kendime meydan okudum bu iki film bittikten sonra. Kabul ettim üstelik.
"Her güne yeni bir romantik komedi film mi?" -Challenge accepted.
Sonrasinda bu filmleri anlatmak istiyorum. Izledim deyip geçmek degil. 3 cümle falan da sürebilir bu anlatimlarim.
Ah su çaga bak. O kadar çok defterim var ki. Sürekli yazi yazmak isteyen, içini döken ben, artik üsenip böyle yaziyorum.
Yine içimi döküyor oluyorum degil mi?
Ask Olur (Love Happens) / 2009 Basrollerini Jennifer Aniston ve Aaron Eckhart'in (Batman/yüzü yanik adam) paylastigi bu romantik komedi filmimizde, Aaron, yani Burke Ryan, esini kaybetmis ve bunu atlatamamis olan bas kahramanimizdir. Bu kahramanimiz, kendi problemlerine ragmen kisisel gelisim uzmanidir. Sasirtici ama baska- larini tedavi edebiliyor. Kelin ilaci olsa kendi basina sürermis? Filmimiz 1 saat 49 dakika sürüyor. Kahramanimiz, uzmanimiz, bir seminer/workshop için Seattle'a geliyor ve kaldi- gi oteldeki çiçek organizatörüne asik oluyor. Ama bu tam öyle ask degil. Çünkü kahramanimiz esini arabasini kullandigi trafik kazasinda kaybediyor demistik ve atlatamadigini da söylemistik. Filmin neredeyse 1 saati duragan, sikici geçti benim için. Ama Jennifer Aniston hayranligimiz, tabi ki filmi kapatmaya engel oldu. Öyle ya da böyle bir gün bitirirdim ben bu filmi. Demek istedigim, kahramanin sorunlari iyi islenmis bence. Siradan ask degil demek istedigim o. Kahramanimiz atlatamamis ve atlatmasini Jenn (Eloise) sa- yesinde basarmaya çalisiyor en azindan. Küllerinden yeniden dogmaya çalisiyor. Anka misali ama tam da degil. Sonuç olarak biraz gözyasi döktügüm, keyif aldigim bir film oldu ve o filmin ardindan challenge basladi. Demek ki sandigimdan daha çok hosuma gitmis. O zaman hepimize iyi seyirler! Have a nice day Dont get corona.
0 notes