"⛓Neden böyle yapıyorsun anne, herkes beni sevmeye çalışırken sen neden değersiz bir şeymişim gibi davranıyorsun... bütün dünya benden nefret etseydi ama sen beni sevseydin, bir kere olsun saçlarımı okşasaydın dahi sesimi çıkarmazdım ama sen bunu bile yapamadın..."
Şartlar ne olursa olsun burdayım, yanında. Hayat seni incittiğinde saçlarını okşamak için. Mutluluğunda sevincini paylaşmak için. Yürüdüğün yollarda, takıldığın her taşı kaldırmak için, sana sarılmak seninle mutsuzluğa da katlanmak için..
Şartlar ne olursa olsun buradayım, yanındayım. Hayat seni incittiğinde saçlarını okşamak için. Mutlu olduğunda sevincini paylaşman için. Yürüdüğün yollarda, takıldığın her taşı kaldırmak için. Sana sarılmak seninle mutsuzluğa katlanmak için. Hep mutlu olamayız sana yalan söyleyemem. Hiç mağlup olmayacağız demiyorum. Yenilsekte beraber yenileceğiz. Her zaman yetemeyeceğim de sana. Ama sırtını korkusuzca yaslayabileceğin bir dağ olacağım sana. Ben buradayım korkma.
"Dostoyevski'nin sürgünde karşılaştığı bir köpek vardı; insanlar köpeği sürekli itip kakıyordu, köpek buna alışmıştı, sevgiyi itip kakılmak zannediyordu, Dostoyevski köpeği okşamak istediğinde köpek ona hırlamıştı çünkü köpek okşanmayı artık tehlikeden sayıyordu."
hayatın sillesini acımasızca yiyen bedeninde gezindi gözlerim. dışarıdan bakan birine göre ne de heybetli duruyordun. oysa ben bilirdim gözlerinin derininde yatan matemi, yalnızca bana gözükürdü ruhunun ince kırıkları. parmak uçlarım kanlanıncaya dek okşamak isterdim kırıklarını da uzanamazdım sana.
İçeriden ailenin kahkaha sesleri gelirken, odanın karanlığında kollarını kendine sarıp, saçını okşamak. Babanın sadece yolmak için dokunduğu, annenin bir kez bile öpüp taramadığı saçlarını, kendin okşamak...
Şartlar ne olursa olsun burdayım, yanında. Hayat seni incittiğinde saçlarını okşamak için. Mutluluğunda sevincini paylaşmak için. Yürüdüğün yollarda, takıldığın her taşı kaldırmak için, sana sarılmak seninle mutsuzluğa da katlanmak için. Sen hiç korkma, ben hep burdayım, yanında.