Tumgik
#ucube
Text
Benim sorunum ne?
2 notes · View notes
wooseokarchive · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media
WELCOME TO WOOSEOK'S BIRTHDAY PARTY
10 notes · View notes
justafreaks · 1 year
Text
My head is filled with parasites...
Tumblr media
5 notes · View notes
shint0buri · 2 years
Text
Shinwon's outfit from today?? is so really different than usual?
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Shinwon ucube update 2022.05.26
(his caption was something about asking unis to fix his finger and make him Instagrammable and post it on ucube, and he'd check it out. If you have a more accurate translation than the machine translation I'll put it here. Anyway you should go look at the hilarious things unis photoshopped Shinwon into)
11 notes · View notes
pen1ag0n · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media
220501 UCUBE - Shinwon
8 notes · View notes
sadovv · 2 years
Note
Ayseli siktim öldü
ne diyorsun ya
3 notes · View notes
yalanhayat2 · 2 years
Text
Tumblr media
Yalnızlık. Yalnız olan insan her yerde yalnızdır. Bir ucube olduğun için dışlanırsın. Ama dışlanmak iyidir. Dışlanırsan onlardan farklı olduğunu gösterirsin. Herkesten farklı çok orijinal olduğunu gösterirsin. Yani kendin ol kendini başkalarına sevdirmek yerine kendin olup yaşamın tadına bak. Bu hayatta tek ihtiyacın kendin olmak kendin olursan kimseye ihtiyaç duymazsın. Nasıl davranmak istiyorsan öyle davran. Özgürleş. Toplumun ne yaptığını umursama çünkü onlar robot programmış aynı şeyi yapan robotlar. Sen ucube ol sen farklı ol.
4 notes · View notes
leixas · 10 months
Text
Ucube ?
Şimdi anlatacağım şeyi her hatırladığımda evde kahkaha atıyorum. Benim taa kasımdan beri tanıdığım bir kız vardı ve kız lezbiyendi. Evet öyleydi. Her neyse bu kıza x önceki yazımda anlattığım çocuğa da y kişisi diyelim. X kişisi Y kişisini hiç sevmiyor. Çünkü beni ondan çaldığını düşünüyordu. Bu yüzden X kişisi üzerime çok geliyordu. Bende sabır taşı mıyım? Gittim engelledim kızı. Bu sırada Y kişisi ile kavgalıydım. Sonra biz X ile barıştık aramızda iyiydi. Ben kızla karışmak için çok yalvardım. Kızda benim üzerime çok geldi. Sonra bir anda X bir anda yumuşadı. Bende oyun olduğunu düşündüm ama takmadım fazla. Her neyse sonra ben Y tekrar konuşmaya başladım. Bir yandan da aramızın bozulmasından korktuğum için X'e söylemek istemedim ama eskisi gibi X'e bunu yansıtmadım da. Neyse benim profilde de Y'nin Discord sunucusunun linki olduğu için konuştuğumu öğrenmiş. Bu olaydan sonra X kişisi aslında bana oyun oynadığını ve benim gibi benim ona yaşattıklarımı bana yaşatmak istediğini söyledi. Bende pek umursamadım açıkçası. Biliyordum böyle olacağını. Sonra X instagram'dan bana baya sövüp beni engelledi. Bir gece de dolmuş bana sanırım. Gitmiş arkadaşına fake hesap açtırıp oradan da sövmüş bana. Sözde intikam alacak aptal. Yav ben sen miyim de mal gibi sana bağlanıp üzüleceğim. Üzgünüm eskiden böyle değildim X beni bu hale sen getirdin :D (Başlığın Ucube olmasının sebebi tüm küfürlerinde ucube geçmesinden dolayıdır.)
Yazdığım bu metini tepki çekmek için değil içimi dökmek için yazmışımdır. İyi günler.
1 note · View note
seslimeram · 2 years
Text
Bayram, Seyran, Yas Evi
Tumblr media
Bayramlar, seyranlar, cümbüşler, gümbürtüler geçip gidiyor. Memleketin bir asırda sabiti kılmış olduklarının insani normların dışında bir çürümeye çıkması kesinken hala ve hala, bitimsiz bir kısır döngü içerisinde muasırlık masalları nakşediliyor. Bir yandan yıkımın ol öznesi irin var edilirken, diğer yandan muhteşem bir ülkedeymişiz gamı zikrediliyor afaki tüm ekranlardan. Bir yanda yoksunluk, yoksulluk halleri güncellenirken, öte yandan aleni haramilerin, haram yemelerinin şeceresinde günler geçiriliyor. Bir yanda mafyanın en çok devletine bağlı, en devletim devletim diye geçinen kullanışlı maşa lakaplı bir temsilcisini aralıksız ifşa ederken seyreyler ülke, öte yandan elinde satırla kocasını kovalamaya hazır ve nazır bir memleket sevdalısı vekil. Bir bakarsınız bayramın en anlamlısı denilen Zafer nam günde ortaya öğretmenlerin, Cumartesi Anneleri / İnsanlarının dövüldüğü zalimane hal ve tavırla, işkencenin sokağa düşmesi sizi karşılar. Beri bakarsınız ana muhalefetin ol temsilinden gençler aman dikkat diye çıkagelen provokasyon uyarıları. Hepsini üst üstüne eklediğinizde bir dolu irin ile lebalep bir ülke çıka gelir. Ülkeyse şayet bu çukur.
Mafya unsurunun iddialarında adı geçen cumhurbaşkanlığı ekonomi politikaları kurulu üyesi Korkmaz Karaca, cumhurbaşkanı danışmanlığı görevinden ve akp myk üyeliğinden istifa eder. Muhabbet tellallığından nam salmış bir şahsiyetin, ulu orta eylemiş oldukları için tek satır hesap vermediği bir güncellik bina olunur. Bir başka ifşa edilen temsil Zehra Taşkesenlioğlu AB oturumu almak için Yunanistan’da 300.000 euro’luk yatırım yaparak bütün aileyi kapsayan Golden Visa aldığı notu düşülür. Beri yandan hanutçuluk / aracılık ve vesvesecilik, haram yiyicilik gibi titrlere sahip bir başka cumhurbaşkanı danışmanı Serkan Taranoğlu, hakkındaki iddialar sonrasında sırra kadem basar. Bir bakarsınız bunlar var edilirken, baş amirin kurmaylarıyla pozları, güçlü ülke nidaları yankılanır. Öte yandan bir katliam aracı olarak tasarlanmış her şeyi ithal, ismi türk insansız hava aracının üreticisi Bayraktar bilmem nesinden kızılelma nam has katliam uçağı modellemesi çıka gelir. Beri yanda kanal istanbul sessiz sedasız gömülürken ya da öyle bildirilirken bir çok yerde yepyeni cürüm yatakları, katliam sahaları, inşaat ya resullallah’a yem edilecek alan sahaya çökülür. Her şey birbiri içine girişmiş, her şey birbirinden beter hallere çıkarken ol ver mehteri coşkusu içindeki cılız bir çıktık açık alına ile zafer bayramı seremonilerinde kendi kaderinden kaçtığını zanneden bir ülke / ahval vur patlasın çal oynasın düşmanlara karşı söyleminde yoluna devam eder. Her bayram bir başka yıkıma çıkmaktayken üstelik!
Mezopotamya Ajansından aktaralım: “Sincan Cezaevi’ni ziyaret eden HDP Ankara Filiz Kerestecioğlu, “Bu ülkeyi büyük bir cezaevi kampüsü haline getirmeye devam ediyorlar. Türkiye’nin buna karar verme zamanıdır” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu üyesi Nuray Özdoğan, HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) üyesi avukatlarla birlikte Sincan Kadın Cezaevi ve Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi idaresiyle, cezaevlerinde yaşanan sorunlara dair görüşme gerçekleştirdi. Heyet görüşmenin ardından Sincan Cezaevi önünde açıklama yaptı.
Açıklamada konuşan HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Sincan Yüksek Güvenlikli Kadın Cezaevleri’nde ziyaret için randevu talebinde bulunduklarını belirterek, Sincan 1 No’lu Kadın Cezaevi’nin talebe olumlu cevap verdiğini, Sincan 2 No’lu Kadın Cezaevi’nin ise “çok meşgul” olduğu gerekçesiyle randevuyu reddettiğini belirtti.
Yazılı Cevap Verilmedi
Sincan 2 No’lu Cezaevi’ne yazılı dilekçe ile başvurduklarını belirten Kerestecioğlu, “Biz milletvekili olarak cezaevlerinde bize gelen şikayetlerin aynı şekilde müdürlerle görüşmek, değerlendirmek ve istişare etmek, denetlemek görevimiz var, siz bu görevimizi engelliyorsunuz, bu nedenle yazılı cevap verin dedik. 2 No’ludan henüz bir yazılı cevap gelmedi. Bu nedenle kendisi hakkında şikayette bulunacağım. Bununla ilgili eğer mantıklı bir yazılı gerekçe iletmezse, hem Adalet Bakanlığı’na hem ombudsmana hem de CİMER’e bir şikayet dilekçesi vereceğiz. Çünkü bir hafta bir cezaevi müdürünün meşgul olması gibi bir şey takdir edersiniz ki bizim açımızdan kabul edilebilir değil” diye belirtti.
Örgüt Avukatları!
Bugün yapılan görüşmeye dair de Kerestecioğlu, “Avukat meslektaşlarım aynı zamanda, Nuray ve Çiğdem arkadaşlarımızla gittik. Önce 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne gittik. Müdür bey enteresan bir gerilim içerisindeydi. Sorunları konuşmaya başlayamadan avukatları ve bizi sorgulamaya başladı. Öyle bir noktaya geldi ki, ‘ben burada yiyecek yetersiz, beslenme yetersiz gibi sorunlar var, biz sizinle bunları konuşmak ve değerlendirmek istiyoruz, bir müsaade eder misiniz konuşmamıza’ dememize rağmen kendisi gerçekten konuşamayacak bir ruh halindeydi. Onun ruh halini kendisine bırakıyoruz ama şikayetçi olacağımız bir başka konu var. Meslektaşlarıma ‘örgüt avukatlarıyla konuşmam’ dedi. 40 yıla yaklaşan meslek hayatımda, bu fütursuzluk çok az duyduğum bir şey. Bunu da kamuoyu ve basın mensupları önünde ifade etmek isteriz. Hangi davaya bakıyor olursa olsun, avukatlar müvekkilleriyle özdeşleştirilemez ve hiçbir kimsenin, diyaloğu, güvenliği, iletişimi sağlaması gereken bir cezaevi müdürünün böyle bir hadsizlik yapmaya hakkı yoktur. Bununla ilgili de kendisiyle ayrıca, şikayet dilekçeleri ile karşı karşıya geleceğiz sanıyorum” ifadelerini kullandı.
‘Görevimizden Vazgeçmeyeceğiz’
Son olarak Sincan 1 Nolu Kadın Cezaevi Müdürü ile görüştüklerini aktaran Kerestecioğlu, şöyle konuştu: “Sohbet hakkı aslında iki yüksek güvenlikli cezaevinde de yok ama kadın cezaevinde başlanmış iki saatlik sohbet hakkı var. En azından şunu ifade etmek isterim. Diyalog kurulabildi, yani insani bir konuşma gerçekleşti. Konuşmak Türkiye’de artık önemli bir şey. Derdini anlatmak ve derdine yasal karşılıklar bulmak ya da bazen mantıksız veya mantıklı karşılıklar bulmak, ama konuşabilmek önemli. Türkiye’yi konuşamaz insanlar yekunu haline getirmeye çalışanlara inat, biz bu girişimlerimize devam edeceğiz. Cezaevleri milletvekillerinin aynı zamanda ‘ne yapıyorsunuz’, ‘nedir sorunlar’, ‘bize gelenler bunlar, yazılan mektuplar bunlar, avukatların ilettikleri bunlar’ diyerek sorunları konuşma ve çözüm yolu bulma görevi olan insanlarız biz. Bu görevimizden de vazgeçmeyeceğiz.
Yoksulluk Cezaevine Yansıyor
Pandemi koşulları farklıydı, bugünün koşulları farklı. Buna göre yine pandemi olduğu iddia edilebilir, ama görüyoruz ki her yerde herkes maskesiz ve ilan edilen bir pandemi koşulu da yok ortada. Buna göre yapılması gerektiğini konuştuk. Mektupların sansüre uğramaması ya da iadeli taahhütlünün çok pahalı olması ve normal mektupların ise akıbetinin gerçekten bilinmediğini ve dolayısıyla cezaevi idarelerini töhmet altında bıraktığını ilettik. Hijyen problemleri ve yetersiz kötü beslenme, kantin fiyatlarında fahiş artışlar olması. Bu cezaevinin sorunu değil aslında. Adalet Bakanlığı’nın sorunu ve ülkedeki yoksulluğun da bir sonucu. Buna göre dışarıdaki yoksulluk cezaevlerine de yansıyor.
İnfaz Yakmaları
Son olarak en önemli sorun, tabii ki infaz yakmalar, infaz ertelemeler. Ben isimleri sayarak konuşmamı bitirmek istiyorum. Hanım Yıldırım, koşullu salıverilme tarihi 21 Eylül 2021 olmasına rağmen bir yıl süreyle infazı yakılmış. Rojlan Erez, bir yıl süreyle infazı yakılmış. Jiyan Ateş, uyku saati ve planına uymaması, okula kayıt yaptırmaması, dezenfektan kullanmaması ve koridorda gördüğü arkadaşına sarılması gerekçeleriyle bir yıl süreyle infazı yakılmıştır. Berrin Sarı, koşullu salıverilme tarihi 21 Kasım olmasına rağmen infazı 9 ay süreyle yakılmıştır. Dilan Oynaş, örgütlü koğuşta kalmaya devam etmesi gerekçesiyle 3 ay süreyle infazı yakılmıştır. Sedef Demir, iyi halli olduğuna dair kurul kararı verilmesine rağmen 3 ay süreyle infazı yakılmıştır. Ağrı Belediye Eşbaşkanımız Mukaddes Kubilay, koşullu salıverilme tarihi 4 Ağustos olmasına rağmen infazı yakılmıştır. Önceki dönem Varto Belediye Eşbaşkanımız Sabite Ekinci, koşullu salıverilme tarihi 17 Haziran olmasına rağmen infazı yakılmıştır. Yine Erzurum Karayazı Belediye Eşbaşkanı Zeynep Bingöl, koşullu salıverilme tarihi 22 Temmuz olmasına rağmen infazı yakılmıştır.
Ülke Cezaevi Kampüsüne Döndü
Cezaevlerinde aslında tahliye zamanı gelmiş olmasına rağmen idari gözlem kurulunun puanlamaları -hakimlerin, savcıların dahi anlayamadığı puanlamalar- olması nedeniyle de; bunu gözleyen insanların cezaevlerindeki idareciler olması, bir mahkeme olmaması nedeniyle de insanlar yattıkları cezanın dışında, aslında cezaevinde bir kez daha cezaya maruz kalıyorlar. Asıl gündem yapmak istediğimiz sorunlardan biri de bu. Cezaevleri dolu mu? Boşalması isteniyor mu? Gerçekten tahliyesi gelen insanların dışarı çıkması isteniyor mu? Yoksa cezaevlerinde herkes kalmaya devam mı etsin? Biz A’dan başladık; F’ler, D’ler, C’ler, S’lere geldik şimdi. Tip tip cezaevleri yaparak bu ülkeyi büyük bir cezaevi kampüsü haline getirmeye devam ediyorlar. Türkiye’nin ve bütün kamuoyunun buna karar verme zamanıdır. Buna izin vermemeliyiz, gerçekten mahpusluk başka bir şeydir, mahkeme cezası başka bir şeydir. Ama burada gözlem kurullarının insanlar birbirine sarıldı diye, görüşçüsü geldiğinde birbirinin kardeşine yaşlı annesine belki bir refleksle sarıldı diye disiplin cezaları verilmesi akla ziyandır, faşizmdir. Bunun başka bir açıklaması yoktur. “
Faşizmin Körüklendiği Ülke
HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu üyesi avukat Nuray Özdoğan, insan haklarına uygun adil bir ceza infaz sisteminin uygulanması gerektiğini belirterek, “Diyalog kurarsanız çözersiniz bir sorunu. Diyalog kurmadığınız sürece çözme iradeniz olmaz. Dolayısıyla diyalog kapısını açmak üzere geldik. Elbette ki birçok sorun hem yasal mevzuattan kaynaklı hem de Adalet Bakanlığının uyguladığı ceza infaz sisteminden kaynaklı ve bunların bir an önce düzeltilmesini talep ediyoruz. Ama içeride de cezaevi idareci ve memurların da ülke genelinde oluşan taraflaşmaya bağlı olarak siyasi bir taraflaşmanın ürünü olarak işlem yapmamasını, bu konuda eşit ve adil davranmasını söylemeye geldik. Ülke bir ayrımcılığın körüklendiği, faşizmin körüklendiği bir ülkeye çevrildi. Bunu buraya yansıması demek, içeride bir kabus demektir. Bunun önlenmesi için geldik” dedi.
Adalet Bakanlığı'na Seslendi
Cezaevi idaresinin kendilerine “örgüt üyesi” tanımına karşılık hukuki olarak cevap vereceklerini dile getiren Özdoğan, “Şikayet mekanizmalarını işleteceğiz. Bize bu beyanı söyleyen idarecinin, içeride tutsak olanlara nasıl bir tutum sergileyeceğinin endişesi içindeyiz. Ayrımcı olmayan eşit bir infaz sistemi, siyasi görüşünden dolayı kimseyi yargılamayan bir infaz sistemi, mesleğini yapmaya çalışan avukatların da mesleğini yaptığı için yargılamayan bir idari sistemdir bizim talep ettiğimiz. Bu nedenle diyalog kapısını açık tutan idarecilerdir, belki birçok sorunu çözecek olanlar. Özellikle, Adalet Bakanlığı’na seslenmek isteriz. Yeni kurdukları puan sistemini kişilerin siyasi görüşü, tutumu üzerinden değerlendirmemeleri gerektiğini tekrar söylemek isteriz” diye konuştu.
İlave söze ne hacet. Başlı başına şu iliştirilen haberdeki gibi zaferler, efelenmeler, büyük, büyük ülke nidalarının hemen kıyısında cerahat kol gezer. Hakkaniyet, ayaklar altına alına gelen hukuk, bir kimliğe yönelik aralıksız şiddet ve bir siyasi partinin unsuru ya da takipçisi olagelen gel gelelim siyasette ısrarcı olduğu için “terör” torbasına dahil edilmiş binlerce insanın ortak kesitidir mesele. Düpedüz yalın bir biçimde nefretin temsilinde bir kere daha aşılan eşik / varılan odak açısından ne kadar da düşündürücüdür. Etle tırnak illa ki komşu olunduğu zikredilen, Kürd kimliği ve inanç, kültürel alt kimliklerine karşıtlığın ulaştığı merhale, en başından bu yana zikrettiğimiz ikircikli ülkeyi de göstere gelir. Budur bu hallerin yekunudur, vur patlasın çal oynasınlar arasında bildirilmeyen. Bir propaganda bakanlığı olduğu artık yurt dışındaki malum medya organlarında da haber olan İletişim Başkanlığı nam yapının bildirmediği, hiçbir zaman bildiremeyeceği bir hak gasbı halinin her nasıl günbegün, mot-a-mot yeniden ve yeniden imal edildiğini bildirir, bir tek haberin ta kendisi. Bunca afaki bir biçimde cerahate tuzaklanmış bir sahnede, binlerce tutsağın hal ve hesabı her ne olacaktır, sahi ama sahiden de? Diyalog çağrılarının yanıtsız bırakılması, ardının eksik gedik konulmasının Kürd sorunundaki o aşılmazlığı, silahın / yıkım ve ölüm hallerinin pençesinde kaybedilecek daha bir kırk yılı var mıdır memleketin? Mesele budur iş bu raddededir. Bütünüyle bayram, seyran, güllük, gülistanlık memleket haline dair açık seçik ifadelerin yamacında daha katrana rehin edilecek güncesi, günleri kalmış mıdır bir memleketin, nedir yani? Kim fark edecektir, bunca bariz çığlıkları, ne zaman, nerede ve ne şekilde?
BirGün Gazetesinden ilgili bölümü aktaralım: “AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "AKP bir suç örgütü olduğu için kapatılacak" diyen Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık'ı hedef aldı. Şık'a yönelik "Bu zat zaten teröristin tekidir" diyen Erdoğan, "Önce o kendi paçasını nasıl kurtaracak ona baksın" dedi.
Erdoğan, cuma namazı sonrası gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Ahmet Şık'ı Hedef Aldı
TİP Milletvekili Ahmet Şık'ın "AKP bir suç örgütü olduğu için kapatılacak" sözleri üzerinden hedef alan Erdoğan, "Bu zat zaten teröristin tekidir. Teröristin teki olmanın ötesinde nasıl olduysa milletvekili olma şansını yakaladı. Ve şu anda da kullanıyor. Bir hukuk devletinin içerisinde adeta teröristlerin yaklaşım tarzıyla bir yaklaşım içerisinde. Ahmet Şık'ın soyadı 'şık' ama kendisi neye benziyor bilmiyorum. Dolayısıyla onun gücü ne AK Parti'yi kapatmaya yeter, ne bizleri bu noktada mahkum etmeye yeter. Önce o kendi paçasını nasıl kurtaracak ona baksın. Çünkü bugüne kadar birçok terör örgütlerinin içerisinde yer almış bir kişi. Bununla ilgili olarak da zaten tazminat davası açılmıştır. Milletvekilliği olayı üzerinden çıktıktan sonra, yani dokunulmazlığı da kalktıktan sonra ceza davaları arkasından gelecektir" ifadelerini kullandı.
Ahmet Şık'tan Yanıt Geldi
Ahmet Şık, kendisini hedef alan Erdoğan'ın sözlerine Twitter hesabından yanıt verdi.
Şık, açıklamasında, "İktidarınız sona erip memlekete hukuk geldiğinde, menfaatini değil hukukun haysiyetini önemseyen şimdiki gibi kuklaya çevirdiklerinize benzemeyen yargı mensupları kimin terörist kimin çete lideri olduğuna karar verecek. O zaman konuşuruz bu konuyu" ifadelerini kullandı.
Ne Olmuştu?
Ahmet Şık Medyascope kanalında Ruşen Çakır'a konuk olduğu programda, olası hükümet değişikliğinde AKP'nin kapatılacağını ve üyelerinin bir kısmının yargılanacağını söylemişti.
Şık, "AKP'ye MHP'ye bırakmayacağız bu muhalefeti. Ki onlar darmaduman olacaklar. Hepsi suç örgütü üyesi olmaktan yargılanacak yapıdan bahsediyoruz. Temiz olanları, suça bulaşmayanları Meclis'te kalmaya devam etsin. Ama AKP bu nedenle kapatılacak ya! AKP bir siyasi parti muamelesi görmeyecek bu dönem kapanırsa. AKP bir suç örgütü olduğu için kapatılacak. Siyasi parti kılığına girmiş bir suç örgütü diyecekler" ifadelerini kullanmıştı.”
Düzenin suna geldiği sahanın her nasıl alenen daraltıldığı bir kere daha ortaya serilir o baş amir tarafından. Memleketin bir asırda demokrasi ediminden her nasıl fersah fersah dibin dibine uzandığının da şeceresi vardır. Ezber edilmiş devlet aklının suna geldiği, kendi aklı kendi normuyla bina edip, kendisine benzetemediği, saymadığı kim varsa onu etiketlemek için kullana geldiği “terörist” yaftası bir kere daha piyasaya sunulur. Cerahati var ederek o yirmi koca yılda memleketi topyekun kuşatan, sınırlandıran bir başkasıymış gibi bariz bir yönelimi savunur baş amir. Hedef kıldığı kişinin gazeteci ve insan haklarına dair iş bu memlekette sayıları belli bir aktivist olmasını göz ardı ederek, çürümeye dair kelam ettiği için onu gözden çıkarttığını kendi yayın organlarından pay eder. Azarlar, gürler. Bir cuma namazı çıkışına daha elastik / uzunca bir demeç sağanağı ile siyasal islamın aslında her ne olduğunu gösterir, kanıtlar. Bütünüyle sarpa sarmış bir memlekete güven vermek yerine o kangren hali dah da üstenci bir halde savunmak derdine düşülür. Hesap vermek bir yana, hizmetkar olmaya geldik diye buyurduğu günlerden bunca zaman sonra ortaya çıkan akp iminin nasıl da pervasızca bir yıkımı öncelediği bildirilir. Düşmanlaştırma, ötekileştirme, hakkaniyeti alaşağı edip, insanları rencide etme, sırf adaletsizlikler için kendisine hesap vermesi gerektiği / adalet makamına / bildirildiği için Ahmet Şık şak diye terörist olarak ilan edilir. İyi de bunun neresindedir adalet, özgürlük, hürriyet, demokrasi sevdalılığı vs. Kini, kibiri ve aralıksız kötülüğü arzulayan suretiyle, kural da kanun da benim çıkışlarıyla birlikte baş amir, ülkenin vardığı istikametin şen şakrak değil, doğrudan despotizm içinde, çıkara ve riyaya dayalı bir teslimiyetçilik olduğunu örnekler. İyi de nereye kadar. Sözlerine dair daha fazla şey yazılabilir lakin, düşünce özgürlüğü liginde yerlerde sürünen bir menzilde, anılan / bildirilen her şey kalem kırmaya yeterli görülendir. Anladınız siz onu!
Bayramlar, seyranlar, cümbüşler geçip gidiyor. Her defasında gümbürtü sonrasında başka ve bambaşka yaralara sahip olunuyor. Gündemin getirdikleri, dünden kalanlarla birleşip, bütünleşerek yarınlara taşınıyor. Ne adalet adalet olarak kalıyor, ne hürriyet bahsi sahiden de yaşar, işlevsel. Ne hakkaniyet mevzu mesel olunuyor, ne de bunca çürümeye karşılık en ufak bir sorgulama hali. Tahakkümün sınırları öylesine geliştiriliyor ki, baş amirin ve o şürekasının suna geldiği her şeyle biraz daha hayatın normali tahrip edilmeye, kuşatılmaya devam olunuyor. Nefes alacak en ufak bir boşluk bırakmamacasına her günü biraz daha karanlıkla bütünleşik kılarak bir döngü var ediliyor. Hanedan çalıyor, derdi de, diyeti de halka kalıyor. Hanedanlık ve şürekası, hamili kart yakınımdır bahisleriyle birer birer birbirlerine tuzaklamalar yaparken ne olacak bu hal diyen yurttaş / gazeteci veyahut vekil terörist ilan ediliyor. Bir terörist / terör lafzıdır gidiyor, bir gün bu beriki gün şunlar, bir başka gün de mahalledeki manava fişlemeler, kapı komşusunu cimer’e şikayetler var edilir. Bir başka gün bunlar kafi görülmez, bir kapı komşusunda var edilmiş talan / yıkıma ortaklık gibi, başka ikisinde de aynı cürmü tekrardan var etmek derdine tasasına düşülür. Bir yanı hep eksik kalacak nice bahis, bir yanı hiç tükenmeyen nice yarasıyla bayramın da seyranın da gümbürtünün de ardılı yıkıma çıkıyor bu menzilde bu kesin bilgi! Patırtıların arasında sunula gelen her cerahat biraz daha eksik, biraz daha yarım yamalak bir ülkenin de imalini göstere geliyor. İyi de istikametini bunca pervasızca bu kadar kör kör parmağım gözüme bir tahlille / pratikle biçimlendiren bir zeminde hayata dair hiçbir bahsi muhafaza edebilmek söz konusu mudur? Bu mudur seksen beş milyonun, çok ufak bir azınlık dışında, hayat diye yaşadığı işkencenin / çürümenin / eksilmenin bir telafisi söz konusu edilebilecek midir, ne zaman, hangi zaman? Bayram, seyran, gümbürtü her dem yas evine çıkıyor bu menzilde, sorgulamak ne zaman, hangi zaman?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2022
İlüstrasyon – Jun CEN v/ The New York Times
0 notes
mecnun1cinar · 7 months
Text
Tumblr media
18 notes · View notes
bomnun · 1 year
Text
dumping a lot of annoying thoughts abt hui and ptg right now
it seems like the only thing i can predict correctly are music show wins, which, to be fair is just math and rigging patterns, but im going to do some serious handwaving and guesswork again becausei cant let things go so
according to shinwon, everyone’s decisions right now, “hoetaek hyung too and jinho hyung too” were made because they love pentagon so much. (from about 1:09 in this video translation by twitter user taeksite covers most of what this guess is based on. this is also related to the jinhui instagram thing btw). nothing about individual desires or wants for oneself (which would be fine, mind you), unlike yujin from clc who said gp999 was her last shot at performing on stage because clc had been formally dismissed, since people keep saying the situations are equivalent. not to mention the fact that hui spent his entire enlistment period accompanying pentagon to various schedules and practice, and constantly wrote about wanting to meet universe again. (and i really don’t believe this to just be “”fanservice””, or whatever, if outsiders want to interpret it as that. there was no need for him or pressure on him to accompany the members everywhere and write letters like that.)
hui’s competition profile states pentagon’s “just do it yo!!” is his favorite song; the song he and shinwon wrote together which is titled after shinwon’s/pentagon’s catchphrase, about their many struggles predebut and still then in 2018 when it was released (english translation). (as non-universe discovered two days ago, it was the first pentagon bside to be streamed to #1 on bugs for pentagon’s fifth anniversary celebration project). further implying that this is something done for the group. his purpose on the show being “rather than rank, it’s about proving” also implies that the main purpose of this might not be redebuting, but once again proving to cube (🙄) they’re worth giving the bare minimum support. that said, i definitely think supporting hui as much on the show as possible is the right idea, since we have no idea at what point they’ll have considered him to have “proven” himself. unless people are told to not vote for him, at this rate he could be #1 in the debut team...(and is that something we’re supposed to try to achieve or not?)
pentagon were initially supposed to have a comeback instead of this. in august, kino and jinho apparently stated that the comeback period had been decided. in september-october, there were many pictures and stories of members recording or being in the studio. there were even press articles (based on information given by companies) that pentagon would be coming back in the second half of 2022. i believe (once again just guessing) that changgu’s ‘pop rocks’ asmr video and kino’s appearance as ‘heavy metal’ on masked singer were both pre-comeback promotion and concept spoilers. (..two very different genres, but, in kpop theyd both just be considered ‘rock’ anyway). in october it went as far as another idol, kwon eunbi, wishing pentagon luck on their upcoming album. at the end of hui’s post-enlistment vlive, he tells us to look forward to pentagon’s comeback. (currenly unable to find a video or link of this as the keywords are so common)
i’ve previously stated that the timeline is very confusing. the boys planet 999 application period ended in august, and the final lineup was decided “mid-november”. hui’s military discharge was november 18th. it appears that he was specifically added without auditioning, within days after returning from the military, which, obviously, makes me wonder why. here’s where the serious guessing that could be very wrong comes in. i’ve already presented that his purpose is “rather than rank, it’s about proof”, and that when shinwon discussed the recent events, he did not once use phrases like “hui wanted” or “the members wanted” in relation to any of this. it’s about “choosing, for the sake of pentagon”; possibly that cube has specifically demanded this. cube has a track record of always doing mnet’s bidding, sending contestants to almost every season of their survival shows, and doing nothing about chowon getting rigged out of izone, for example. btob were invited to kingdom and seem to have not been 100% sure about participating (?).  monsta x declined their invitation to join, and after that, starship entertainment artists were no longer allowed to promote on mcountdown or similar mnet activities for a year, and it’s suspected these things are related. so, my guess is, mnet were aware gp999 underperformed and kepler aren’t getting the massive results produce groups got; the novelty of the revamped show and the lower public interest in boy groups won’t help them get numbers, and yujin’s arc last year did pull in a lot of viewers, so they tried to create a scenario that’s even more extreme. cube always does what they’re asked of mnet anyway, and it’s not like they put any effort into pentagon, as they’re always holding back their music and keeping their releases sparse when they have thousands of unreleased songs ready to go. (not an exaggerated figure. kino recently said he has 300 unreleased songs and he’s just one member.)
based on shinwon’s words (and how people describe hui’s audition videos. both fans and non-fans. i personally haven’t felt able to watch and analyze yet.) it does not seem like it’s something hui as an individual really wanted to do, and more like something he was talked into doing. he seems to have no interest in leaving the group currently, nor does it seem to be happening, as he’s still in their seasons greetings, performs with them on awards shows and festivals (during the boys planet 999 training camp...lol) and on the 28th he released a demo together with wooseok calling himself captain of five senses, captain being what pentagon members occasionally call him instead of leader and five senses beiong their second mini album. he appears in the new years’ greetings they just released, saying the time spent together with universe in 2022 was too short, and he hopes there will be more of it in 2023. i’m still wondering how hard cube pushed this and if mnet specifically asked for hui (why though) or any pentagon member would’ve done and hui said he’d do it. i’m also entertaining the possibility that he chose to be the one participating because, regardless of whether 100k+ sales per album, #1 on digital (gaon/circle/bugs/genie/itunes) and physical (gaon/circle/oricon), sold out concerts and merch, famous songs are considered “enough” in today’s kpop industry hui is the most famous and recognized out of them, and him in there makes it look completely absurd.
(absolutely just opinions in this paragraph)
i still think this treatment is absolutely disgusting. if cube is so done with them, why can’t they just let them sit out their contracts instead of humiliating them like this when they don’t appear to want it? but then, i guess idle would lose their mama privileges they don’t even want next year, so it’s not worth the risk to them xx or they want to keep hui longer while the rest make it out somehow... i assume theyve been told theyll be given a comeback if hui proves whatever cube wnats proof of.
there’s more to be said about all of this, and, as you may be able to tell, i’m spiralling a litle. it’s mostly speculation. feel free to tell me what you think is going on!
23 notes · View notes
pen1ag0n · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
220430 UCUBE - Shinwon
6 notes · View notes
senkalpsizbendeliyim · 7 months
Text
Dalga geçtiğimiz kızlara dönüşmüş JDMCBEMCBEMCNEMCNE
2 notes · View notes
nakedphany20 · 1 year
Text
PENTAGON is going to be part of Weverse community since this Monday and I DON'T EVEN REMEMBER MY USERNAME AND PASSWORD.
Btw I never like u cube app, I just have it bcs of pentagon...
2 notes · View notes
shint0buri · 2 years
Text
Tumblr media
Jinho ucube update 2022.07.31
너무 재밌었어요 ☺️ 사랑해요💙
It was so much fun ☺️I love you 💙
9 notes · View notes