Tumgik
#virüsler
varesteseyyahh · 1 year
Text
80 liler evini arabasını alıp yuvasını kurdu. 2000 liler kendi işlerini kurdu çoluk çocuğa karıştı.
Olan biz 90’lılara oldu.
Gençliğimizin en güzel günlerinde darbeyi yaşadık.
Defalarca patlamayı yaşadık,
10 milyon sığınmacıyı gördük
Gezi olayını yaşadık, Reina katliamını yaşadık
Yine Defalarca depremi yaşadık,
Çığ, sel ve yangın afetinin en alasını yaşadık o da yetmedi pandeminin de en babasını yaşadık.
Ve ekonomik savaşla mücadele ederken üstüne yine çok büyük bi depremle savaşıyoruz.
Bu hikayede biz 90’lar yandık.
Hayırlıysa bi ölseydik.
2 notes · View notes
lutfiyenet · 2 months
Text
Ölümcül virüsler için hızlı tanı testi yarışı
Bilim insanları, küresel salgınlara yol açma potansiyeline sahip iki ölümcül patojen olan Nipah ve Lassa virüsü için hızlı test cihazları geliştirmek için yarışıyor. Ekip, kar amacı gütmeyen bir hastalık teşhisi kuruluşu olan FIND’ın liderliğinde, virüs bulaşıp bulaşmadığını belirlemek için anında kullanılabilecek en iyi testleri belirlemek amacıyla dört yıllık bir projeye başladı. Gelecekteki…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
blogdays · 9 months
Text
Ustunkoruma - Gold
Eset, hem bireysel hem de kurumsal cihazlar için birinci sınıf BT güvenlik çözümleri sağlamasıyla tanınan lider bir siber güvenlik şirketidir. Eset, geniş bir ürün yelpazesi ile Windows, Android, Mac ve Linux dahil olmak üzere çeşitli işletim sistemleri için antivirüs ve internet güvenliği çözümleri sunar. Şirket, Avrupa, Amerika ve Asya'daki müşterilere hizmet veren küresel bir varlığa sahiptir. ESET'in amiral gemisi ürünü, gelişmiş siber güvenlik özellikleri ve kullanıcı dostu arayüzü ile tanınan Eset Antivirüs olarak bilinir. Siber tehditlere karşı güçlü koruma sağlayan benzersiz bir önleme, tespit ve müdahale dengesi sunar. Ek olarak, ESET Antivirus virüsler, truva atları, solucanlar ve casus yazılımlar dahil olmak üzere her türlü kötü amaçlı yazılıma karşı gerçek zamanlı koruma sağlar. İster bireysel bir kullanıcı, ister bir işletme sahibi olun, ESET Antivirus cihazlarınızı güvende tutmak ve verilerinizi korumak için ustunkoruma.com sizlere yardımcı olacaktır. ESET, bireysel çözümlerinin yanı sıra kurumları siber tehditlerden korumak için kurumsal antivirüs çözümleri de sunuyor. Eset kurumsal çözümleri, uç noktaları, kurumsal verileri ve kullanıcıları korumak için çok katmanlı teknoloji sağlar. Bu çözümler, sürekli koruma ve üstün siber risk yönetimi sunan, işletmelerin gelişen BT ortamına uyum sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. ESET'in kurumsal antivirüs çözümleri, merkezi bir konumdan kolayca yönetilebilen ve izlenebilen gelişmiş siber güvenlik önlemleri sunarak işletmelere gönül rahatlığı sağlar. Daha fazla bilgi için web sitemizi ziyaret etmeyi unutmayınız.
591 notes · View notes
kizilelma035 · 4 months
Text
Tumblr media
Nasıl bir zaman dilimine düştük biz..
---------------
TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan:
"Bir insanın 10 evi olmamalı, 10 insanın bir evi olmalı" demiş.
Ayrıca İstanbul'da evler pahalı olduğu için annesinin evinde kaldığını da söylemişti.
Gaye hanımın amacı "karbon ayak izi" projesini pazarlayıp 10 kişiyi bir eve tıkmak!
---------------
Küreselci şeytanların istediği yeni tek dünya deccaliyet online düzende insanları eve tıkmak istiyorlar bunun içn dışarısının güvensiz olması lazım ..
Virüsler,köpekler...
Dışarıda virüs var hayat eve sığar...
Bir insanın 10 evi olmamalı 10 insanın 1 evi olmalı gibi sloganlar boşuna değil
38 notes · View notes
insanze-24 · 10 months
Note
Hani sen hastaydın geberiyodun doktorun rapor yazmıştı halen yayındasın. tatlıyı Sevmesemde senin helvanı yemeyyi çok isterdim
Seni hayal kırıklığına uğrattığım için çok üzgünüm😁 ben o raporu stres atmak için dümenden yazmıştım. Dr. raporunda tumblr'in ne işi var deli😄sana kötü bi haberim daha var ben hiç kendim için hastaneye gitmedim hiç yatağa düşmedim.😊 çok nadiren gribimsi nezlemsi bişeyler olurum o da senin gibi acemi virüsler beni hasta edeceğini sanıyo ondan😁 aklı başında virüs ve bakteriler işin farkına varıp aman diyolar bu bizi harcar bu bizden daha virüs bundan uzak duralım deyip uzaklaşıyolar😂 senin gibi parazİT ler ilk günde telef olup gidiyo😊sağlığın için helva ve bilimum tatlıdan özellikle benden uzak dur aşırı şekerliyimdir!😉
22 notes · View notes
mocheruser14 · 1 year
Text
Herkese tekrardan selam bilmeyenler veya yeni keşfedenler için ben mocheruser ve bloguma hoşgeldiniz.Bugün sizlere araştırmalarımda denk geldiğim birkaç yazıyı aktaracağım.O zaman çok uzatmadan konuya geçelim :)
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Alıntı yaptığım kitap:Sen değişirsen her şey değişir
Beyin ve Realite
Beynin ön loblarının olduğu neokorteks bizim belleğimizdir.Ön taraftan başın üst kısmına doğru uzanır.Doğduğumuz andan itibaren gördüğümüz her şey burada depolanır.Ve bu görüntülerle onların ne olduğuna dair öğrendiğimiz bilgiler eşleşir.O nedenle bebekler gördükleri şeylerin ne olduğunu bilmezler.Onlar zamanla ne olduğuna dair bilgiyi öğrenir ve o görüntü ile o bilgiyi eşleştirirler.Hayatı boyunca hiç gemi görmemiş yerliler Napolyon'un gemilerini gördüklerinde o nedenle onların gemi olduklarını anlamamış ve hazırlık yapmamışlardı.Onların tek gördükleri suyun üzerinde yürüyen tahtalardı.Bu tahtaların gemi olduğu ve içinde silahlı adamların olabileceği bilgisi onlarda yoktu.Neticede Napolyon o toprakları fethetti.
*(Neokorteks, diğer adlarıyla neopalyum ya da izokorteks, beynin bir parçasıdır.)birazdan bahsedeceğim konuda sıkça yer alacak.
Tumblr media Tumblr media
Gün içinde görmesek bile gözümüzün önüne gelen görüntülerden bu bölge sorumludur.Bir şey düşündüğümüzde onun görüntüsü neokorteks sayesinde kafamızın içinde belirir.Gördüğümüzde de aynı şey olur.İmge ekrande belirir belirmez beyin onun ne olduğunu neokortekste bulunan bellekteki bilgilerle eşleştirir.Beynin sağ ve sol yarıküresi retinanın arka tarafında görünen bu imgenin eşini bulmak için bilgi alışverişinde bulunur.Şimdi siz bir şeye odaklansanız ve dikkatinizi verseniz odaklandığınız şeyin imgesi kafanızda yani ön lobda belirir.Beliren imgeyi belli bir süre boyunca,burada tuttuğunuzda,yani odaklı kalmaya,düşünmeye,dikkatinizi ona vermeye devam ettiğinizde,bu şey sizin aklınızdan çıkmadığında ve sizi sürekli meşgul ettiğinde neokorteks bu imge ve bilgiyi orta beyne aktarır.Ve beyin onu kalıplandırmaya başlar.Yani onu gerçekleştirmek için bir model,bir yol oluşturmaya başlar.Bu noktada belli bir süre isteyerek,ister farkında olmadan neokortekste tuttuğunuz imge ve bilgi,ister iyi ister kötü olsun sizin realitenizde belirir.Çünkü bu imgeye uygun kimyasallar yani duygular üretmeye başlar beynimiz.Ve hem onların hem de neokorteksteki imgenin yaydığı titreşim ve frekans buna uygun olayları ve kişileri mıknatıs gibi çekmeye başlar kendisine.Zira beynin görevlerinden biri de budur ve beyin aslında bunu her an her dakika bedeni hayatta tutmak için yapar.Çünkü bedendeki tüm hücrelerin ana hedefi bedeni hayatta tutmaya devam etmektir.Biz bu nedenle acıkır ve yemek yeriz,uykumuz gelir uyuruz,susarız su içeriz.Bunların herhangi birini yapamıyor olmamız bedenin ölmesi denir.Peki bize susadığımızı,acıktığımızı,uykumuzun geldiğini ya da tuvalete gitmemiz gerektiğini kim söyler? Hücrelerden gelen elektrik sinyallerini yorumlayan beyin.Yani beynin ön lobunda aslında her an var olan bilgi,bedenin hayatta kalmasıdır.Ve o bölgede hangi bilgi varsa o bizim gerçekliğimiz olur
Peki ya bilinçaltımızda neler olup bitmektedir?
Bilinçaltı Zihin
Bilinçaltı,beynimizin bizim erişimimizin olmadığı,farkında olmadan bilincimiz dışında çalışan,tüm kaslarımızı uyku halindeyken bile tüm vücut fonksiyonlarımızın devam etmesini sağlayan,beş duyumuzla algıladığımız her şeyi anbean kaydeden ve gerektiği anlarda kullanmak için bilinç üzerine çıkartan parçasıdır.Bilinçaltını tıpkı bir buzdağına benzetebiliriz.Bilinç buzdağının suyun üzerinde kalan küçük bir bölümüdür.Esas bölüm olan bilinçaltı ise suyun altında kalır.
Tumblr media
Beyni bir bilgisayara da benzetebiliriz.Bu durumda bilgisayarın ana donanımı bilinçaltı,bilgisayarın işletim sistemi ise bilinç olur.Ancak işlemci ne kadar büyük ve ileri teknoloji olursa olsun virüsler ve zararlı programlar varsa bilgisayarın sahip olduğu kapasiteden yararlanılamaz.
İnsanın bilinçaltında bulunan korkular,yanlış ve negatif inançlar da tıpkı bir bilgisayarın tam kapasite çalışmasını engelleyen virüs ve zararlı programlar gibidir.Bilinçaltı aslında insanı hayatta tutmak için her anı kaydeder.Çocuğun elini sobaya değdirdiği an yanacağı bilgisini saklayan bilinçaltıdır.Eğer bilinçaltı olmasaydı sobaya elini değdirip yanacak ve bu bilgiyi kayıt edilmediğinden her seferinde elini değdirmeye devam edecekti.İnsan bilinçaltı olmadan yaşamını sürdüremez,evrimleşemezdi.Türümüzün hayatta kalmasının en büyük nedenlerinden biri işte bilinçaltında tutulan bu kayıtlardır.
Ancak bu kayıtlar o sırada algılanan bir durumdur.Gerçek değildir.Siz bir durumu nasıl algılıyorsanız öyle kaydedilir.Örneğin çocukken siz karanlıkta rüzgar nedeniyle önünüze düşen bir dal parçasını köpek zannedip korkabilirsiniz.Sonradan onun bir dal olduğunu size söyleseler bile bilinçaltı bunu kaydeder ve siz nedensiz bir biçimde köpeklerden korkar hale gelebilirsiniz.Eğer bir olay nedeniyle bir şekilde sevilmediğinizi,size değer verilmeyeceğini düşünmeye başlarsanız bu inancınız haline gelir zamanla.Bilinçaltı ne kaydedilirse bu durum sizin bütün hayatınızı etkilemeye başlıyor o kayıt orada durduğu müddetçe.Örneğin küçük bir çocuk annesiyle babasının kavga ettiğine şahit olup ve ardından annesinin kızgın bir şekilde,Asla evlenmeyeceksin veya evlilik insanın hayatını bitirir,cümlesini söylediğini duysa bilinçaltı bunu evlenirsem hayatım biter olarak otomatikman kaydedecektir.Yahut paran varsa derdin var azıcık aşım ağrısız başım sözleriyle büyüyen bir çocuğun bilinçaltına da bu sözleri kaydedecektir.Bunlar bir süre sonra inanç haline gelecektir.Bu çocuklar ileride evlenmekten kaçacak,sağlıklı ilişkiler kuramayacak,hayatlarına bu inançlarına uygun kişileri çekecek ve iyi bir kazanç elde edemeyecektir.Çünkü bilinçaltında sürekli oynayan bir program vardır o esnada.Annesi babasından fiziksel şiddet gördüğü anda annesinin sustuğuna şahit olan bir erkek çocuğunun ileride eşine şiddet uygulaması kaçınılmazdır.Zira bilinçaltında böyle bir inanç oluşmuştur ve bilinç neye inanmışsa bilinçaltı onu kaydeder.
Bilinçaltı aslında muhteşem bir armağandır ama onu doğru kullanmak gerekir.Bilinç neye inanmışsa bilinçaltı ona odaklanır.
Geçmiş Bilinçaltı Kayıtları
Bir şekilde bir konuda yeteneksiz olduğunuza inanmışsanız bilinçaltınız her durumda buna uygun davranır.Değersiz olduğunuza inanmışsanız bilinçaltınız her şartta buna uygun davranacaktır.Çünkü nasıl değersiz ya da yetersiz olunacağının bilgisi onda kayıtlıdır.Siz onu bir zamanlar kodlamış ve bilinçaltınıza göndermiştiniz.Peki bu bilinçaltı kayıtları değişebilir mi? Elbette değişebilir,bunun için üzerine yapacağınız çalışmalar bu durumu düzeltmenize yardımcı olacaktır.
İlk önce hayatınızda sürekli tekrar eden döngüleri fark etmeniz gerekmektedir.Neden aynı şeyleri yaşadığınızı sorun kendinize İnsanoğlu sorun olmadan içine dönmez.Bundan daha detaylı bir şekilde bahsettiğim zamanlar da gelecek.
Tumblr media Tumblr media
Bizi sadece çocukluğumuzda yaşadığımız ve bilinçaltımızda attığımız inançlar,korkular ve travmalar etkilemiyor.Annemizin,babamızın,onların annelerinin ve babalarının bilinçaltına attıkları,orada iyice kökleştikten sonra DNA'ya aktarılan ve bu sayede kuşaklar boyunca yeni nesillere aktarılan negatif inanç kalıpları ve korkular da var.Bunları siz yaşamış ve deneyimlemiş olmasanız dahi negatif bir program olarak sizin bilinçaltınızda çalışmaya ve sizin hayatınızı etkilemeye devam ediyorlar.Örneğin şiddet görmüş bir ailede yetişmiş annenizle,savaş yüzünden oradan oraya sürüklenmiş ve bu nedenle açlık çekmiş bir ailede büyüyen babanızın size DNA yoluyla aktardığı bilgiler farklıdır.Biri kıtlık bilinci verir,hayatın zor olduğunu,herşey az olduğu için azla yetinilmesi gerektiği bilgileri onun bilinçaltında aktiftir çünkü.Dolayısıyla kendi hayatında yaratacağı şey bu olduğu gibi size devrettiği kodlar da bunlardır.Bunların dışında yaşadığımız toplumun inançlarının getirdiği bilinçaltı kodlar olduğu gibi bir de insanoğlunun ortak düşünce havuzu,ortak bilinçaltı olan kolektif bilinçaltı da var.İsviçreli psikiyatr ve analitik psikolojinin kurucusu olan Carl gustav jung tarafından ortaya atılan bu kavram gösteriyor ki ilk insandan bu yana yaşanılan her travma,her korku,her bilgi ortak bilinçaltında kayıt altına alınmış ve gelecek nesillere aktarılmış.Kolektif bilinçaltı olmasaydı insan evrimleşemezdi çünkü hayatta kalmasına yarayacak bilgileri kendisinden sonra gelecek nesillere aktaramazdı.Tüm insanlık tarihi aslında bizim bilinçaltımızda kayıtlı.Ortak havuzdan yani kolektif atalarımızdan gelen bilinçaltı programlar etkili olduğu kadar insanoğlunun kolektif bilinçaltından gelen kayıtlar da etkilidir.Kolektif bilinçaltı sadece bizim türümüz için değil tüm türler için geçerlidir.Evrim bu şekilde işler.
46 notes · View notes
jan-berk · 1 year
Text
Şu geldiğim hayata bak kan, vahşet, doğal afetler, virüsler, savaşlar, kıtlık bir sürü sıkıntı. Böyle bir dünyada iyi olmayı başaran tabi ki de cennete gidecek.
37 notes · View notes
aynodndr · 10 months
Text
Ülkemizin en önemli sorunu
Hatta dünyanın en önemli sorunu ne ekonomi, ne yeni virüsler, ne açlık ve susuzluk...
En önemli sorunu Uyuşturucu ve Eşcinsellik...
Gençlerimizi ve aileyi kaybediyoruz.
El ele verip buna hepimiz bir çözüm bulmamız lazım.
Hem de çok acil olarak...
Safiye Çetinkaya
9 notes · View notes
grun-geist · 1 year
Text
Covid, influenza, ishal kusma ve şimdi de el ayak hastalığı. Kaç ayrı salgınla mücadele edeceğiz ya biz? Maske takarken diğer virüslere karşı bağışıklık düştü tabii hepimizde, bu sene iyice salınca hepsi hurraaa.
Yıldım çocuklar hep hasta.
23 notes · View notes
Text
Dünyanın asıl en tehlikeli virüsü cehalettir çünkü diğer virüsler insanı öldürür, cehalet ise insanlığı..
41 notes · View notes
mmartineden · 10 months
Text
arkadaşları falan çıkardım takipten hatta öylesine birileri yani yakınım da değil hesabı kapatmayı düşünüyordum sonra kıyamadım bugün halam istek attı ben kaçmaya çalışıyorum bunlar çoğalıyor virüsler
3 notes · View notes
ixiart · 11 months
Text
tarih: her şeyden sonra.
defa:  sayısız fakat son.
özet:  yıkıldı şehirler. hemen ölenler şanslı olanlardı, enkazda kaldı canlılar.. kurtarıldı 3 kedi ve bir insan.  toprak, su, ateş ve havanın etkileşimiyle, sürüyor yaşam. deprem yetmedi.  tren kazaları, idam ve infazlar, virüsler, bakteriler, mantarlar, siyanür ve kurşun, yetmedi. bir meteor yetecek! canlı, cansızdan türedi.  bu bilgi değişmedi.  canlı cansızdan önce sona erecek. ezbere bildiğim numaraya çok uzun zamandır ulaşılamıyor,  3 ay değil, 1 yıl değil, 5 değil 7 belki..  yine de bilgi aklımdan çıkmıyor.  belki hala migrosta kullandığım içindir.
son:  yeterince düş-tüm,  yeterince kalktım ayağa.  sana, canlılığa ve hatta nesnelere bir zarar gelir diye korktum yeterince.  yeterince zarar verdim, hiçbir şeyi tutsak etmemek için kendime,  yeterince vaz-geçtim. kapattım gözlerimi,  özgürlük dedim,  en derin duygudan daha güzel,  daha güvenli.. ben aileler ve lanetlerinden hiç hoşlanmam.  fakat seninle kardeş dahi olmaya çabaladım.  beni aldattığın insanlardan birine söylediğin gibi. tüm bunları sürdürmeme sebep veren, sana aşık, seni seven yanım güçlüymüş epey.  direnişimi hep besledim, aldığın kitaplarla en çok.. tanıştırdığın yazarlarla, benim için çaldığın 0,7 uçlu Rotring'le. yazdığın ve dizdiğin kelimelerle,  müzik ve dansla, sanata bakışınla. sende bulduğum ilhamla,  zekanın keskin tarafıyla..  yaptığın yemeklerle,  ölçüsüz tartısız paylaştığımız şeylerle.. şimdilerde belli-belirsiz,  rastgele bir anda hatırladığım sen,  ilk ve tek aşkım olarak kal istedim. fakat bildiğim sen ve gördüklerim.. görünenlerin gerçek olduğunu  anlamak istemeyen saf yanım,  ne çok işkence çektirdi kendine. görünen sen! sonunda kazandı. çok sevdiğim bir yemek,  çok sevdiğim bir içkiye, çok sevdiğim tatların arasına karışmış,  bozuk şeylerle, yavaş yavaş zehirledim kendimi.. senin bildiğim sen olarak hikayemde kalman,  benim ben olmaktan çıkmam demekti, kabul etttim. yetmedi.. olsun dedim,  insan bulur kendini..  bir ip vardı elimde, boynuma dolanmış,  çektim.. diğer elimle çözerdim nasılsa. meğer ipin ucu, bir dinamite bağlıymış. parçalarım saçıldı etrafa..  ses etmedim,  kanatlarım sağlamdı hala. ve her nasılsa, "bir sinekkuşu  uçmak için bacaklara ihtiyaç duymazdı." seni kendimden daha çok sevmek üzerine fazla düşünmek gerekmezdi.   yavaş yavaş yandım.. küllerim savruldu havaya,  suya, toprağa karıştı.. zihnim saçıldı uzaya. sonra bir şey oldu işte (?) mucizevi bir şey,  uzayda salınırken parçacıklarım, ve yokken hiçbir şey orada, kendime rastladım. benzersiz bir ben,  benimle aynı,  ve böylece, gerçekler yitirdi önemini. her şey önemini yitirdi. elbette izleri kalacacak tüm bu olanların.. kimi güzel kimi tiksindirici izler.  izler benim olacak,  beni bilenler bilir,  izleri severim.  ixi
3 notes · View notes
ahlals · 8 months
Text
"Yazmaya tüm ömrümü verdim. Tüm anılarımı. Peki ne değişti? Bana ne kattı? Hiçbir şey. Öyle boş boş tek başıma yüzleştim her durumla. Herkesin acısını gereksiz bir şekilde üstüme çektim. Başkası için dert yarattım ve onu çözmek için gece gündüz fikir geliştirdim. Daha kendi hayatımla yüzleşemezken! Hiçbir şekilde olduğum kutudan çıkamamışken kutunun dışında olduğunu bilen birini oynadım. Oysa kutunun dışının neye benzediğini bile tam olarak bilmiyordum. Rol yapma becerim, hayallerim, ümitlerim veya acılarım beni destekledi mi sanıyorsun bu durumda? Bunları yok saymak için ya da onları çok sevdiğim için mi böyle bir şeye giriştim sanıyorsun?
Komedi. Yaşayan bir acı topu gibi hissediyorum kendimi. Değersiz bir iki kelime için aileme sırt döndüğüm oldu. Çünkü beni desteklediğini sandığım tek şey psikolojim gibiydi, yazarken mutlu gibiydim. Sonra kendini bir şey sanmalar, böbürlenmeler, iyileşmeler, tavsiye isteyen insanların etrafıma üşüşüp fikir alması durumu takip etti. Ve hepsi, benim üstünlüğümü ezdi. Bir başarısı olmayan beni. Onlar sevildiler, onlar mutlu oldular, onlar ilgi gördüler. İlgi aşığı değilim ama başarısız olmanın bana iyi geldiğini de söyleyemem işte. Daha çok beni tüketti. Gün geçtikçe yazmakla yazmamak arasında bir dengesizliğe sıkıştım. Ve en son eğer empatin eksikse empati edinmdiyen dürtülerle savaştım. Dışarı görmeye, insanları duymaya, doğayı hissetmeye odaklandım. Ne için? SADECE APTAL İKİ KELİMEYLE BİR ANLAM ÇIKARMAK İÇİN.
NE İÇİN?
İnsanlar anlaşıldıklarını hissedip bana dönüp "Hey ne güzel anlatmışsın beni" diye konuşsunlar diye mi?
Sadece anlaşılmak istediğim için yazmıştım. Sonra ne oldu, biliyor musun? Yarattığım dünyaları gördüm. Kaos, acı, üzüntü, kayıp ... Mutlu bir yaşam varsa bitmemiş olandır diye düşünerek hepsinden kaçtım. Hepsi bir hayal ürünüydü ama ben beceriksiz bir yaratıcıydım. Başarısız...
Bu ne yapar biliyor musun sen? Mutlu değildim ve biliyordum. Mutlu olmamayı kendime açılıyordum. Sonra kendini yok etme algısı başladı. Ardından çoklu kişilik bunalımları- onlar ben bile değildim ve farkındaydım? Biter mi? Nerede!
Ardından soyutlanma, gelecekten kaçış, geçmişe gömülme başladı. Ölüp dirilenler, yanı başımda bana öten kuşlar ama uyuyan bedenler... Nefret doğdu. Hepsi yok olsun diye kaçtım bu sefer. Yazmadığım için bulaştı virüsler bu sefer. Anlaşılmama başladı ve yanımdaki herkese yalan söyleme de işin içine girdi. Başarısızlık arttı ve ben, bir asalak olarak kaldım bu evrende.
Peki bana ne kattı?
Elimde ne mutluluğum kaldı, ne dengem ne de oturaklı bir üzüntüm. Sadece öfke ve sempatizanı olduğum yapma empatilerimle oturup kaldım.
Beni terk eden hayal dünyamla solup gittim. Bir kahraman bile olamadım.
Bir çocuğun hayalinde bile."
1 note · View note
onderkaracay · 1 year
Text
Tumblr media
]•[ Can ve Mal Güvenliğini Sağlayamayan Hiçbir Zihniyete Bu Ülke Teslim Edilemez
Maraş depreminde kaç insanımızı kaç dakikada kaybettik?
Ölüyü ve diriyi sömüren zihniyetlere yetki verilemez.
Ağır bedeller ödeten sonuçların hepsinin sebebi ülke ve toplumun geleceğini yanlışa teslim etmekten kaynaklanıyor.
Havalimanı, yol, köprü, beton sorun çözmez.
Deprem ile ilgili projesi olan tek bir siyasi parti yok.
Doğru talebi olan bir toplumda yok.
Çözemediğini gördüğün ve yaşadığın halde yine bundan bir anlam ve çözüm çıkartmıyorsan asıl sorun bu toplumun kendisidir.
Dünya da her gün sayısızca masum insan savaşlar, sigara zehri, trafik kazaları, terör, depremler, diğer doğal afetler, virüsler ve benzer sebeplerle ölüyor.
Hepsinin arkasında kodamanların olduğunu ve onlar adına senden yetki isteyen siyasiler olduğunu hepimiz biliyoruz.
O zaman neden bu ülkenin ve kendi geleceğini bu kötü niyetlerin eline teslim ediyorsun.
Çok partili siyaset adı ile kötü niyetler arasında çok seçenek olmasının da bir çözüm olmadığını seksen beş yılda anlamış olmamız gerekmiyor mu?
Bu utancı örtecek ne bir devlet, ne de bir zihniyet var.
İnsanlık tarihinde ölüm hiçbir zaman bu kadar arsırca kanıksanmadı.
Bir canın ölümü bile normal değilken ölüm skorları ile memnuniyet ve başarı arıyoruz. Depremde yaşamını kaybeden insan sayısını bile bilmiyoruz. Resmi sayı ne kadar doğru? Enkaz altından hala ceset çıkıyor?
Yaşatmayan hiçbir zihniyet ahlaklı değildir.
Yaşatmayan hiçbir devlet, devlet değildir.
Savaşlara, zehirli sigara üreterek zehir ticareti yapmaya, silah üretmeye, tefecilerin toplumları sömürmesine para bulmakta zorlanmayan zihniyetler yaşatmaya para bulamamaktan şikayet ediyorlar.
Ya savaşla öldürüyorlar ya da savaşmadan. Savaşlara harcayacakları paralara kıyamadıkları için çaresizliğe mahkum ederek ruhlarını öldürüyorlar insanların.
| Önder Karaçay |
2 notes · View notes
hanikurumsaldik · 2 years
Photo
Tumblr media
👑 Liyakat kazandırır. Torpil kaybettirir.
👑 İnternet üzerinden bilginin viral yayılımı, bir bilginin, aynı bir hastalığın virüsler aracılığı ağızdan ağıza yayılmasına benzer
👑 Markalar bugüne dek viral pazarlamayı adeta bir perdenin arkasına saklanıp“ arkasında bizim olduğumuz anlaşılmadan reklamımızı yayalım” demek gibi bir olgu olarak algıladı.
👑 Bazı akademik kaynaklarda viral pazarlama ile ağızdan ağza pazarlamanın karıştırıldığına rastladım.
🔗 https://lnkd.in/d9kTDmcj 💬 https://lnkd.in/dT6iXXd ​​​
3 notes · View notes