Tumgik
Quote
Running from my own life now I'm really turning some time Looking up to the sky for something I may never find
4 notes · View notes
Text
youtube
Measuring GM1 Levels in Neuronal Cells with Dotblot Technique
1 note · View note
Photo
Tumblr media
1 note · View note
Photo
Tumblr media
0 notes
Quote
Tarihte bugün: Sedef Çura'ya Instagram'dan mesaj attım!
Tumblr media
0 notes
Video
youtube
0 notes
Photo
Tumblr media
1 note · View note
Quote
Hume may have left us with skepticism, yet it was a skepticism we could overcome by hanging out with our friends. But Kant leaves us instead with skepticism about our ability to even have friends, to know who our friends truly are, who our friends are in themselves rather than as they appear to be. Kant leaves us not even knowing who we truly are, who we are in ourselves as opposed to who we appear to ourselves to be. Kant made science meaningful, but he inspired a wealth of new questions about what makes life meaningful. Kant thus moves us away from what we could call epistemological nihilism (believing that knowledge is impossible) and instead moves us toward what we could call existential nihilism (believing that life has no meaning).
0 notes
Photo
Tumblr media
Merday Yanardağ ve İsmail Saymaz’ın olması güzel; ama özellikle Almanya’nın derin devleti konusunda Bay Cingılbört’ün eksikliği hissedildi... Aytek muhtemelen HaberTürk önünde toplanan kalabalığın içindeydi.
0 notes
Quote
Carmen, sur tes pas, nous nous pressons tous; Carmen, sois gentille, au moins réponds-nous! Réponds-nous! Réponds-nous! O Carmen! Sois gentille, au moins réponds-nous!
0 notes
Text
Aracı
Kelimeler kelimeler kelimeler kelimeler her yerdeler Basit kelimeler süslü kelimeler manasız kelimeler Bütün kelimeler cebimdeler. Yine de! Kelimeleri kullanma üstadı değilim ben Onları manalı bir sıraya sokmak Benim işim değil Ne şairim ben ne de yazar Sadece insanlara kelime satan bir aracıyım Kelimeler doğudan alır Doğudan batıya Kuzeyden güneye satarım Kelimeleri herhangi birine herhangi bir yerde satarım Ve sonra bu kadar Sadece aracıyım ben Müşteriler kelimeleri doğru düzgün kullanıyor mu diye emin olmak benim görev tanımımda değil Cebim kelimelerle dolu etrafta dolanırım Koleksiyoncuyum ben kelime toplarım Bildiğim dillerden bana manasız gelen dillerden Her tür kelime toplar kodamanlara satarım Bazen dünya gümbürdemeye karışmaya başlar Bazen kelime toplarken dengemi yitirir düşerim Akıntılar beni derin sulara taşır Orada huzur bulurum Tuzlu mavi sular kulaklarımı örter Öyle anlarda ne bir ses olur ne bir kelime çıkagelir Ceplerimdeki tüm kelimeleri tüm iş planlarımı tüm müşterilerimin numaralarını kaybederim O anla sonsuzluk arasında bir yere giderim Havada asılı kalır kendi yörüngemde dönerim Sonra bir rüzgar çıkar beni kollarımdan tuttuğu gibi kıyıya atar Kendi kalp atış sesim bir kadının topuklularının sesine dönüşür Kadın yürür yürür ve yürür Kadın beynimde yürür O anda var olan tüm kadınları görürüm kadının yüzünde tüm adamları görürüm tüm kadınların ve adamların ihtiraslarını görürüm Hepsininki aynı... Dünya gümbürder ve karışır Kadın yanımdan geçip gider Topuklularının sesi geçip gider Para dilenen evsiz geçip gider Otobüsü yakalayan anne geçip gider Herkes yanımdan geçip gider Ardından gözlerimi açarım Kelime satmak için tekrar buradayım Ama akıntılar tüm kelimeleri çalıp çırpmış O yüzden Gülümser ve yürümeye başlarım Ben kelime arayan bir aracıyım
0 notes
Photo
Tumblr media
0 notes
Audio
Ömrümde gülmedim, yanarım inan buna... İsterim, artık kader gülsün bana! Gençliğim geçti yazık ıstıraplar içinde... Acaba bir gün... acaba bir gün gülecek miyim?
0 notes
Text
Gereksiz Bilgiler
- Nedendir bilinmez; ama Signal bana hep Milliyet, İpana ise Hürriyet gazetesini çağrıştırmıştır. Ama son 10 yıldır var olan Hürriyet ve Milliyet gazetelerinden bahsetmiyorum; benim bahsettiklerim 15 sene kadar öncekiler. Cumhuriyet’in ise ne çağrıştırdığını henüz bilemiyorum. Sensodyne olabilir. Sözcü ise kesinlikle  Parodontax. Aydınlık, Sabah, Akşam falan ise kesinlikle DentaSave. Ya da Dentiste, DK Dent, Dr White filan.
- Kız arkadaşların (sevgili babında), kız kardeşleri (abla ya da kardeş; evlenirsen baldız) nedense bir noktadan sonra sizi sosyal mecralarda ekler (eskiden olsa mIRC, ICQ, MSN... falan, şimdilerde Facebook, IG... filan). Beni; bir noktadan sonra ilk ciddi ilişkimi yaşadığım kızın, kız kardeşi MSN’den eklemişti. Zaman zaman ablası bilgisayar başında değilken kendisi bana yazardı. Bir gün yine yazdıklarına mecburen cevap yazarken “filan”  kullandım diye beni haşlamış ve “Filan diye bir şey yok, falandır o, ahahahah slksnnnn!” gibilerinden bir şeyler yazmıştı. “Aaa, cidden mi; söylediğin için teşekkürler!” deyip işin peşini bırakmıştım. Ama o gün bugündür ne zaman “filan” yazsam hep içimi bir şüphe kaplar.
- “direkt” yerine “direk” dedi diye ortaokuldaki matematik hocamız bir arkadaşı evire çevire dövmüştü. İlerleyen yıllarda aynı arkadaş sıranın (masa kısmı) üstüne çıkıp üzerime atlamıştı. Tutmazsam ölür filan diye tutmaya karar vermiştim. Sonuçta ikimiz de yere düştük; o, yüzünü arkamdaki sıraya vurdu.
- Theremin, Adına bakınca Fransız gibi gözükse de Rus olan, mucit, Leon Theremin tarafından bulunmuştur. Son 4 senedir nasıl çalınabileceğini anlamaya çalışsam da elimizde Carolina Eyck dışında bir kaynak olmadığı için fazla bir yol alabilmiş değilim. Şansın yaver giderse 150 dolar civarında bir fiyata bulabilirsin.
- Dünyanın her yerinde bulunduğuna inanılan kuş türü güvercin sansılsa da aslında martıdır. Antartika’da bile martı bulabilirsiniz. Bakınız: Larus dominicanus.
- Öldüğünüzde aslında tırnaklarınız falan uzamaz; vücudunuzdaki su, vs. yok olduğundan et/deri geri çekilir ve ölülerin tırnakları, saçları filan uzuyormuş gibi bir izlenim yaratır. Bu mit, Hristiyanlık yüzünden kültürümüzün bir parçası haline gelmiştir ve sırf “aziz”leri yüceltmek için ortaya atılmıştır.
- Eğer gerçek bir “aziz” kemiği filan görmek istiyorsanız en yakında  Český Krumlov’daki St. Reparata var. Yok, ben “eren” kemiği filan görmek istiyorum diyorsanız en yakın yatıra başvurmanızı öneririm.
- Lisede şakasına “Okulun altında yatır var!” söylentisi yaymıştım; okul iki ay boyunca Paranormal Activity filmine dönmüştü. Öğrenciler her gün yeni bir paranormal olay yaşadığını iddia ediyordu.
- Aynı söylentiyi ortaokul zamanlarında da arkadaşın evi için yaymıştım. Arkadaşın popülaritesi bir anda artmıştı. Eğer arkadaş hisse senedi, yatırım fonu, bono, tahvil, vadeli mevduat, forex, likit fon falan olsaydı baya kâr elde edebilirdik.
- Küreselleşen dünya düzeni aslında neoliberalizm demektir. Milliyetçilik akımından etkilenen düşünce dernekleri, kuruluşlar, partiler, vs.ye göre neoliberalizm iflas etmiş ve milliyetçilik yükselişe geçmiştir.
- Türkiye’deki milliyetçilik akımı 1940′lardan beri herhangi bir kültürel ve entellüktüel gelişme gösteremediği için köy/kasaba milliyetçiliğine dönüşmüş ve “kahvede ülke kurtarmak”tan ileri gidemediği gibi eninde sonunda siyasal İslamcı, neofaşist bir yapıya evrilmiştir.
- Türkiye’deki çoğu milliyetçi oluşum Atatürk’ün milliyetçilik anlayışını paylaşmaz. Ziya Gökalp ile de anlaşabildikleri tam olarak söylenemez. Belki de bu yüzden Nihal Atsız’a sarılmışlardır.
- Ziya Gökalp’ın Diyarbakır doğumlu olması bana hep ironik gelirken bundan daha iyisi muhtemelen Nihal Atsız’ın öz oğlunun solcu ve Uğur Mumcu ile arkadaş olmasıdır diye tahmin ediyorum.
- Nihilizm, varoluşçuluk ve absürt sırasında gider. Varoluşçuluk, absürt ve nihilizm sırası da doğrudur. Nihilizm, çoğunlukla Nicelerden Niçe’ye atfedilse de aslında tezat bir şekilde onu eleştirenler ve karşı olanlar tarafından geliştirilmiştir. Günümüzde en çok katkıyı Alan Pratt vermiştir. Varoluşçuluk deyince akla Sartre, absürt deyince de Camus gelir.
- Sartre, “sağğt” diye telafuz edilirken; Camus, “kamü” diye telafuz edilir.
- Neden olduğunu bilmiyorum; ama Platon’un Türkçedeki adı Eflatun’dur ve meşhur Mağara Alegorisi, Devlet kitabının yedinci bölümünde bulunur. Platon’un bu alegorisini Aykut’a “Doğumundan beri cehennemi izlemeye alışmış gözler, cenneti idrak edemezler!” diye özetlediğimde İK bunu “mobbing” olarak değerlendirmiştir.
- Bizde, Dada veya sürrealizme en yakın akım Garip’tir. 
- Yıllardır ya da yıllar önce adını aradığın o şarkı muhtemelen Dinah.
- Tahirle Zühre Meselesi’ni anlayan muhtemeln bir Nâzım Hikmet, bir de ben varım. Aslında olay gayet açık; sen elmayı seviyorsun diye, elmanın da seni sevmesi şart değil. Ve sırf elma, seni sevmedi diye; sen, Tahirliğinden ya da Zühreliğinden bir şey kaybedeceksin diye bir şey yok.
Esen kalın.
0 notes
Text
Önce Elsa sandım seni
       gözlerinin içine içine baktım
Sonra Vera’sındır belki dedim
       Sonbaharda gelir
                                çeviri verirsin her şeyi bahara
Ama Delilah’tın sen
    hep
          ve her zaman...
1 note · View note
Quote
Strut, fret, and delude ourselves as we may, our lives are of no significance, and it is futile to seek or to affirm meaning where none can be found. To be honest, one must face the absurdity of existence, that (s)he will eventually die, and that both religion and metaphysics are simply results of the fear of death. There is no justification for life, but also no reason not to live. Those who claim to find meaning in their lives are either dishonest or deluded. In either case, they fail to face up to the harsh reality of the human situations.
3 notes · View notes
Quote
İnsan her şeyi elinde tutamaz hiçbir zaman Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini   Ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi Ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi   Hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an Mutlu aşk yoktur Hayatı Bu silahsız askerlere benzer Bir başka kader için giyinip kuşanan Ne yarar var onlara sabah erken kalkmaktan Onlar ki akşamları aylak kararsız insan Söyle bunları Hayatım Ve bunca gözyaşı yeter Mutlu aşk yoktur Güzel aşkım tatlı aşkım kanayan yaram benim İçimde taşırım seni yaralı bir kuş gibi Ve onlar bilmeden izler geçiyorken bizleri Ardımdan tekrarlayıp ördüğüm sözcükleri Ve hemen can verdiler iri gözlerin için Mutlu aşk yoktur Vakit çok geç artık hayatı öğrenmeye Yüreklerimiz birlikte ağlasın sabaha dek En küçük şarkı için nice mutsuzluk gerek Bir ürperişi nice pişmanlıkla ödemek Nice hıçkırık gerek bir gitar ezgisine Mutlu aşk yoktur Bir tek aşk yoktur acıya garketmesin Bir tek aşk yoktur kalpte açmasın yara Bir tek aşk yoktur iz bırakmasın insanda Ve senden daha fazla değil vatan aşkı da Bir tek aşk yok yaşayan gözyaşı dökmeksizin Mutlu aşk yoktur ama Böyledir ikimizin aşkı da
1 note · View note