Tumgik
lostqueeninthenight · 6 months
Text
çığlık.
"Kalbimden gelen bu derin sessizlik neden? Ta en başından kaybedilen savaşlardan mı bu sessiz çığlıklar? Yoksa bastırılmış nefeslerimin sonucu mu? Sebebini bilmediğim ağlayışlar var içimde. Gözyaşlarım kirpiklerime öyle tutunuyor ki, sanki uçurumun kenarında bir dal bulmuşçasına. Sessizliğimi duyacak kadar yakın olan sen misin? Yoksa ben mi haykırıyorum gözyaşlarımla bunu sana?"
-Q.
2 notes · View notes
lostqueeninthenight · 11 months
Text
yalnızlık.
"Yalnızlık nedir bilir misin? Birlikte inşa ettiğimiz şehrin manzarasını tek başına izlemek gibi yalnızlık. Tek başına olmayı istemediğim zamanlarda, sensiz olmak. Ellerim üşürken sana tutunmanın zamanında, üstüme karlar yağması gibi. Tam seninle mutluluğa yürürken, çıkmaz sokaklara varmak gibi. Öyle ki yalnızlığım, gözyaşlarımı silecek ellerim bile kalkmıyor. Nefesimin ağırlığından mıdır yoksa bu şehrin karanlığından mı bilmiyorum. Çöküyorum sessizce. Her anlamda çöküyorum. Bir kez sevmenin umudu, bin kez kaybetmenin çaresizliği içinde... Sanırım bu yalnızlık benim içimde." -Q.
3 notes · View notes
Text
dost. (v2)
Evleniyorum. Tükettiğim dostluklarım geride kalırken, kayıplar ve hüzünler kendini unutturmazken. Farklı hayaller, farklı görüşler ve düşlerim vardı. Ortak olansa her zaman aynıydı. Sen... Kız kardeşim sen, can dostum sen, dert ortağım sen. Elim "sendin" yazmaya gitmiyor bile. Yanımda olmadığın bir hayalim yoktu çünkü. Hep derdim ki, onu sevmek beni iyi birisi yapıyor. Düşünceli davranmak zorunda olmak beni herkese karşı böyle birisi yapıyor. Zamanla alınganlıklarını aşmak beni böyle birisi yapıyor. Tüm sevgimi, hayallerimi, dileklerimi sana adayan ben... Kalbimi ne kadar kırdığını bile bilmeden bana alınan sen... Haklıyı aramıyorum, bunca zamanın ardından silinmiş çoktan izi çünkü. Hakkımı aramıyorum, gözünde bir ederi kalmamış çünkü. Ben adımı attım. Bir gün yine yan yana duracak olursak, pişman olmamak için attım o adımı sana. Yanımda olamadığın doğum günleri, sesini bile çıkarmadığın acılı günlerim, hastalıklarım, umutsuzluklarım önemli değil. Sadece bu özel günde yanımda olman için attım bu adımı. Ve bu kez anladım. En çok seven en çok üzülendir hikayelerde. Bizim hikayemizse çoktan bitmiş dostum. Yine de iyi ki vardın. Yanımda, hayallerimde, umutlarımda... İyi ki. -Q.
4 notes · View notes
Text
ruh.
Göçüklerin altında kalan bedenlerden ayrılan ruhları düşünürken duygusallaşırım ansızın. Dolar gözlerim, içimde kaybettiğim ruhlar da onu takip ederken. Çocukluğuma dair umutlarım, gençliğime dair neşem, hüznüm, dürüstlüğüm... Bir bir kaybedilen ruhlarım gelir peşlerinden. Onları kaybetmenin acısı bile canımı yakarken, sönüp giden hayatlara nasıl kayıtsız kalabilir ki insan? Kayıp mı etmiştim yoksa vaz mı geçmiştim kendimden, benliğimden? İçimde ölen tüm duygulara dair ruhlarıma cenneti dilemek bile gelmiyor içimden. Söyle, bu kaybettiğim umutlarımdan mı yoksa vazgeçtiğim mutluluklardan mı?
-Q.
3 notes · View notes
Text
sebep.
Geçmişi düşünmeye bir sebep bulabilir miyiz? Mümkün olsa perdeleri üstüne kapatır sadece yeni günün ışığına bırakırız kendimizi sanırım. Bir yanımız gölgeleri arkasında kalmış geçmişe yine de döner mi? Fotoğrafı bile olmayan anılar canlanıyor melodiler eşliğinde, zihnimde. Bu kadar iyi kaydedilmiş olmaları bile hastalıklı bir zihni getiriyor aklıma. Takıntı mı yoksa unutma korkusu mu "an"ları bu kadar unutulmaz kılan zihnimde, bilemiyorum. Hatırlamakta zorlanmıyorum bile detayları. Kaçımız bu hafızaya sahiptir acaba? Ya da kaçımız hatırlamak ister geçmişi tüm detaylarıyla. İnsanlar mı anıları ölümsüz kılan yoksa onları yaşamış olmanın tadı mı damağımızda sonsuza kadar bizimle kalan?
-Q.
6 notes · View notes
Text
Düşünceler. #1
"Karanlıkların arasında bilmediğim yerler var. Tükete tükene gelinen yollar. Arkada bırakılan onca anının içinden güzellerini seçmeye zorlasam da karanlıklarla hep acıların buluştuğu yerler var içimde. Kat ettiğim yolları, aştığım çelikten ağları göstermemeye çalışsam da yaraların belli ettiği yerdeyim. Ardı görünen bir sayfa kadar kaldı hikayem sanki. Neyin burukluğu bunu bana hissettiren bilmesem de, kabulleniyorum ben bu hüznü sanırım. Tam o noktadayım. Sonbaharın getirdiğini düşündüğüm hüzün ne zaman son bulacak bilmiyorum. Öyle düşünsem de buna inandığımı söyleyemem aslında. Umduğum bu sadece. Mutlu anların içinde bile hüzün buluyorsa beni, mevsimden olmalı. Bu sonbaharda, bilmediğim hüzünlü anlardayım. Bilmediğim kahve-karanlıklardayım."
-Q.
1 note · View note
lostqueeninthenight · 2 years
Text
Anılar Gibi.
"Eski anılar geliyor bazen aklıma. Sadece sesini duyduğum, yüzünü fotoğraflar hariç hiç görmediğim insanlar geliyor aklıma. Bazılarına karşı derin bağlarım bile olduğunu anımsıyorum. Aşılamaz dağlar, bitmeyecek yollar hatta belki geçilemeyecek geçitler vardı aramızda. Bizim için yoktu aslında. Dışarıdan bizi gören insanlar öyle söylerdi hep. Bağımızı anlamayan insanlar vardı. Biz o iki saniye konuşmanın bile kalbimizi hafifçe sardığını hissederken, o sıcaklığı anlamayan insanlar vardı. Uzak geliyordu belki onlara. İmkansız geliyordu. Nasıl bir şömine kilometrelerce uzak bir dağın buzunu eritebilirdi ki? Anlayamadılar. Birini uzaktan öyle çok sevmek nedir anlayamadılar. Bazı mesafeler aşılmak içindir. Bazılarıysa uzaklaşmak için. Biz aştık. Onca yılın ardından. Bir nefeste aştık. Şimdi o telefonda duyduğum nefesi daha derin hissediyorum. Aynı anılar gibi, anılarım gibi."
-Q.
18 notes · View notes
lostqueeninthenight · 2 years
Text
Babalar Günü
"Çocuk şarkıları dinlerken ağlama günü de diyebiliriz. Yokluğunu, ütü basılmış kıyafetlerine sarılarak geçirmeye çalışma günü de olabilir. Sanki yarattığı boşluk hissi dolacakmış gibi. Ölen birinin yokluğuna alışılır, kayıp birinin döneceğine bir umut vardır belki. Peki gözünün önünde sensiz yaşayan birinin yokluğu nasıl dolar? Bir babanın yeri nasıl dolar ki? Şimdi var mısın hayatımda yok musun? Bu kadar soru işaretine bir cevap nerede bulunur ki? Sanki bir Serdar Ortaç şarkısına hapsolmuş gibiyim. (Kafamda deli sorularrr) 'Bana bir işaret ver' diye yalvaran sessiz çığlığımın yerini 'bırak karanlığın içine gömüleyim' alırken son kez soruyorum sana. Geride bıraktığın onca yılın boşluğu ne zaman dolacak? Tam beş yıl önce kalbimdeki boşluğun içine düşürdüğün acı ateş ne zaman soğuyacak? Korkuyorum çünkü akıttığım hiçbir gözyaşı söndüremedi bunu. O ateşle seni de yakmaktan korkuyorum baba. Ancak öyle soğursa diye korkuyorum. O çok sevdiğim kokuna bile yaklaşamıyorum. Evin bir köşesinde eski bir çerçevede, annemin aşık olduğu halini görmeye bile dayanamıyorum. Şimdi var mısın yok musun baba? Sadece çocukluğumdaki şarkılarımda, birkaç fotoğrafta sen... Yaşar mısın?"
-Q.
1 note · View note
lostqueeninthenight · 2 years
Text
Tarifsiz.
"Aşk, tamamlanması da tanımlanması kadar zor olan. Ufak adımlarla olsa da ilerliyor gibiyiz. Hani derler ya, insanlık için küçük ama benim için büyük. İşte aynen öyle adımlarım. Çok kez yazdım aşk üzerine. Ama gerçek ama yanılsama bilemiyorum. Bir keresinde sevmediğin bir meyveyi kilo kilo soyup sıkmak sanmıştım. Öyle tanımlamıştım çünkü kendim için bile yapmayacağım kadar uzun ve zordu. Bir keresinde göz göre göre yalanları doğrular kabul etmek sanmıştım. Öyle tanımlamıştım çünkü bunu bile doğru sanmıştım. Çok kez yanılmışım. Hala tanımını bulamadığım bir his. İçinde kelebekler mi var aşkın, yoksa uçuşan duygunun kendisi mi aşk? Aşkla bakmak buymuş diyorum bana bakışını görünce. Ama ne olduğunu tanımlayamadığım bir şeyin bakışını nasıl biliyorum? Nasıl hissediyorum bunu? Sizce bunu hissetmek mi aşk yoksa bunun bir gün kaybolma ihtimalinden korkmak mı? Bir tarifi olmalı bunun. Sadece üç harf ama sanki paragraflar var içinde. Sana bakmanın, seni sevmenin içinde milyonlarca duyguyu aynı anda hissetmek de böyle. Şimdilik tarifi sensin. Yeni bir tarif getirecek olan da yine sen olacaksın sevgilim. Gözlerindeki bakış hiç değişmesin. "
-Q.
2 notes · View notes
lostqueeninthenight · 2 years
Text
Mum.
“Hangimiz mum diye düşünüyorum şu an. Sen, karanlıkları aydınlatıyorsun hayatımda. Bense eriyorum, aşkınla yana yana. Nereden baksan mum gibiyiz. Tüm hırçınlıklarımla, “mum gibi olmak” deyiminin zıttı olsam da. Sanki tükenmeyecekmişim gibi yanıyorum durmadan. Ben de senin için ışık olmak istiyorum çünkü. Kendine faydası olmasa da sevdiği için yanan bir mum gibi yaşamak istiyorum. Biliyorum, elbet bir gün tükeneceğim ama saçlarımıza aklar düştükten sonra. Bir ömür aşkınla yandıktan sonra...”
-Q.
19 notes · View notes
lostqueeninthenight · 2 years
Text
Kar.
“Kar, neredeyse herkese soğuk bir kış gününü anımsatacak şey. Belki içi üşüyecek düşünürken insanların. Benim içim ısınıyor beyazlığını düşünürken. Seninle yaşlanmanın umuduyla saçlarımızda hayal ediyorum o beyazları. Kar yağarken altında durmuşuz gibi bembeyaz saçlarımızla, yalandan bir şömine görselinin yanında birbirimize sarılarak ısınmaya çalışırken hayal etsene. Daha ellerimiz kavuşamamışken, birlikte yaşlandırdım bizi. Baksana yine uçuyorum, tıpkı evini bulmaya çalışan bir kar tanesi gibi. Buldum evimi, işte ben uğur böceğine konmuş tatlı beyaz kar tanesi.”
-Q.
34 notes · View notes
lostqueeninthenight · 2 years
Text
İçten.
“Yine yazamaz oldum iki satırı. Öyle alışmışım ki ağlayarak yazmaya, mutluyken kahkahalarım yazmama engel oluyor sanki. Eskiden mutsuz anlarda kabuğuma çekilip yazardım. Şu an o’na bakarak yazıyorum satırlarımı. Geçmişimden gelen biri var hayatımda. Ödünç verip, gelsin diye beklediğim o kıymetli kitabım gibi geldi bana. Ne kapağı değişmişti ne de sayfaları. Geç gelmişti sadece. Sayfaları çevirdikçe gelen güzel bir kağıt kokusu vardır ya hani kitapların, aynı onun gibi huzurlu sesiyle geldi. Yıllara meydan okuyan çocuksu yanımla aşık oldum ona. Aynı içtenliğiyle karşımda dururken karşı koyamazdım. Mutluyken yazmak zormuş gerçekten. Üzüntüyü betimlemek kolay oluyor çok üzülünce. Mutluluğu anlatmak o kadar kolay gelmiyor. Bana yaşattığı duyguların, bir karşılığı yok yazarak anlatabileceğim. Belki bir şarkı bulurum bir gün bunu anlatmak için. Şimdilik sadece gülümseyeceğim sana, aynı içtenlikle sevgilim.”
-Q.
16 notes · View notes
lostqueeninthenight · 3 years
Text
Yarım.
“Çok değil üç gün kadar önceydi, gözlerimin içine baka baka şarkılar söyleyişin. Bir yanağını öpersem diğerini çevirip burası kaldı, deyişin. Sen de özlemiştin hani beni. Çabuk geleyim diye beni arayıp duruyordun. Koşa koşa geldim sana. Kocaman sarılalım diye geldim ben. Yetecek mi şimdi beklemeden gelen ayrılığın üstüne bunlar. Ne yaşadım diye düşünüyorum hala ben. Severek mi ayrıldık şimdi biz? Seviyorsak neden ayrıldık? Madem hayatında hep olacağım neden ayrıldık biz? İki sorunun cevabı aynı anda var olamaz biliyorsun. Ya sevmiyorsun ya da istemiyorsun beni. Ortası olur mu bunun? Gözlerin aynada yansımana değse kıskanırım seni ben. Şimdi hakkım olmadığını bilerek yaşamak yeni bir yük benim için. Hep “dik dur” dersin bana. Söyler misin şimdi nasıl dik durayım ben? Kalbimden aldın yükü, omuzlarıma bıraktın. Yıkılmadan nasıl dik duracağım ben? Kurduğumuz hayallerin yarım kalmışlığıyla sınıyorsun beni. Sana en çok ihtiyacım olan zamanda hem de. Kalbimi en yalnız bıraktığın zamanda, benim yine sana ihtiyacım var. Teşekkürler en güzel hayalim, uyandım rüyadan.”
-Q.
28 notes · View notes
lostqueeninthenight · 3 years
Text
Evsiz.
“İntihar notunu daha okumasına fırsatım olmadan evsiz kaldım ben. Aynı gökyüzünün altında dudak dudağa başlayan her şey, kurulmuş bütün hayaller yıkıldı. Hem de bir nefes uzakta olan telefonla. Neye yakalım şimdi? Daha doğrusu neyi yakalım? Dünyayı yaksam sönmez ki içimdeki ateş. O olmadan da yaşarım biliyorum ama bu his çok farklı. Ona koşmak varken bileklerimde zincirlerim var. Onun beni istemeyişinden gelen zincirler. Bir daha ne zaman nefes alabilirim o yokken? Tekrar nasıl sevebilirim? Hadi fotoğrafları yırttım, eşyalarını attım, yazdıklarımı zaten unutalım. Peki evimi ne yapayım? Yerim yurdum o olmuşken, evim onunla bütünleşmişken ben şimdi ne yapayım? Evsiz kaldım ben. Bir iyi bir duygusuz hallerinden yüreğime çok büyük bir yük binmişti. Aylardır altından kalkamıyordum bu ağırlığın. Keşke diyordum bıraksa da ezilsem altında. Gitti işte, ağırlığını da aldı gitti. Nasıl doldurayım içimdeki boşluğu şimdi ben? Birlikte mutlu olmak istediğim insanla sadece mutlu değil, artık birlikte de olamıyorum. Kurtulamıyorum bu acıdan. Ağırlığa rağmen atmaya devam eden kalbim, boşluğunda atmıyor sanki hiç. Yüzümde anlık beliren antidepresan gülümsemeleriyle baş başayım artık. Bin ömürlük acıyı bir cümleye sığdırdı. “Bırak ben bu ağırlığın altında ezileyim.” dedi. Neden cümleyi kuran o iken acının altında ezilen benmişim gibi? Daha kaç gidiş var önümde? Kaç sevdiğimin daha tercihleri arasında bile olmayacağım? Bu sorularla baş başa kalmaktan başka soruları göremiyorum bile. İntihar notunu yazdığım gün her şeyi bitirip gitmeliydim. Geç kaldım. Değmeyecek insanlardan biriyken bu hayatta yer edinmeme gerek kalmadı. Tutunacak iki dalımdan biri kırıldı. Kalanıyla ne kadar dayanabilirim bilmiyorum. Dünya duygusal insanların en büyük cehennemi. Taşlarını kendi gözyaşlarımızla döşediğimiz cehennem. Hoş buldum en sıcak cehennemim, yüreğim. Kaybettiğim ruhumla beraber artık evsizim.”
-Q.
7 notes · View notes
lostqueeninthenight · 3 years
Text
İntihar notu.
“O kadar zaman sonra buraya gelmemin tek sebebi, canlı cenazemi kaldırmak. Hayatından onlarca insan gelmiş geçmiş ve hep hatayı kendinde aramış, yorulmuş bir yürek. Bugün nedensizce “yaşadığım bu hayat bana yetti” dedi. Ne zaman iyi bir şeye yeltense nihayetinde can yakacak bir şey bulan, kusurlu insan. Dostlarımın, tanıdıklarımın, beni tanıyanların, hayatımdaki insanın hatta kendi babamın bile benden kaçınmasının bir nedeni olmalıydı zaten. İçten içe hepsini canımdan çok sevdiğim insanların ihanetleriyle yaralandım yıllarca. Beklenen sona geldim tabi. Sivri dilim ve yaralı yüreğimle herkesin canını yaktım. Oysa can yakmaya çalışmazken. İstemeden bile bunu yapabiliyorsam demek ki insanların hayatından çıkmam gerek. Yollarına taş olmaktan, başlarına dert olmaktan, yüreklerine yük olmaktan vazgeçmeliyim. Onları sevmem onları benim yüzümden mutsuz edecekse belki sorun yine benimdir. O yüzden bu akşam canlı cenazemi hayatlarınızdan kaldırıyorum. Gün gelecek dinlediğim son şarkı, gördüğüm son yüz, tuttuğum son el ve baktığım son manzarayı paylaşıp aranızdan ayrılacağım. Kimse bilmeden, hissetmeden ve kimseyi duygularımla tüketmeden. Sessizce. Yıkıklığımı, aşktaki cehaletimi, inancımı, şefkatimi, umutlarımı, içimde tuttuğum acılarımı, dışa vurduğum gülüşlerimi... İyi ve kötü neyim varsa alıp, yerimi bir boşluğa, hak ettikleri insanlara ve umarım mutluluğa bırakacağım. Sonsuz sevgi ve yarım bırakılmış hayallerle. Her birinize gülmekten kırış kırış olmuş bir yüzle geçmişi severek kucaklayacağınız bir ömür dilerim. Hoşça kalın.”
*not: belki ölmemişimdir ama yok olmuşumdur hayatlarınızdan, tahmini size bırakıyorum.
-Q.
131 notes · View notes
lostqueeninthenight · 3 years
Text
Okyanus.
“Kanatlarını almış senden okyanus, sen hala mavisine aşık.” 
“Bir zamanlar benden kanatlarımı alan birini koyardım karşıma. Onun için yazardım. Bu kez senin için yazıyorum. Kendi kanatlarıyla beni saran adam. Sana yazıyorum bu kez. Kendi kanatlarıyla beni kelebeği yapan, kelebekler gibi seveceğim adama. Sana yazıyorum sevgilim ve sana adıyorum her birini. Çünkü sen buna değersin. Kalbimden gelen tek kelime bile olsa senin için olduğunu bilmelisin. Öncesi boğulmak üzere olduğum bir okyanussa, sen benim için daha derinsin. Ve ben yüzmeyi öğreniyorum sende. Keskin kayalıkların, hırçın dalgaların olmadığı için teşekkür ederim. Benim için derinlere dalmayı da, çarşaf gibi sudan yıldızlara bakmayı da kolaylaştırdığın için teşekkür ederim. Hiç böyle sevdim mi bilmiyorum ama hiç böyle sevilmedim. Belki sevdiğinden fazlasını hissettiriyorsundur bana. Önemi yok. Daha azını hissetsem de hayatımda olduğun her saniye için teşekkür ederdim. Çünkü sen buna değersin.”
-Q.
21 notes · View notes
lostqueeninthenight · 3 years
Text
Karma.
“Sen sevgilim, sen bu hayatın yaşattırdıklarına karşı ayakta durmamın karması olabilirsin. Sadece kötü şeyler yaşayınca akla gelecek değil ya “karma”. Belki bunca acıyı çekerken içten gelen bir gülüşüm vardıysa o sendin. Karşılık beklemeden yaptığım ne varsa teşekkürü sendin. Dik durmanın bile zor geldiği anlarda, aldığım derin nefes sendin. Şimdi eğer düşersem elini tutabileceğim mesafede durduğun için, yaslanabileceğim kadar güven verdiğin için teşekkür ederim. İyi ki hayatıma girdin. Sana olan sevgimi ne kadar anlatabilirim, bilmiyorum. Bir şey varsa diyebileceğim, sen çektiğim her derde değersin. Sonunda yanımda senin olacağını bilseydim hepsini kahkahalarla kucaklardım. O yüzden iyi ki geldin. Hoş geldin.”
-Q.
15 notes · View notes