Sen gittin gideli ne mevsimler geldi geçti bak unutamayız bırakamayız derdik her zaman yanındayız derdik ama araya giren mesafeleri bilemez olduk aramıza belki şiirler girdi kitaplar girdi bilmedik belki aynı satırın altından koca bir okyanusa atladık ama haberimiz olmadi oysa her sabah birbirimize günaydın derdik zaman denen kavramın içerisinde ben bir çöl tanesi oldum savruldum sen ise faili meçhul
Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.
Çölün ortasında yağmursuz ama sıcak yüzünden inanilmaz baskılı bulutlu bir havanin ortasında açılmış bir çiçek gibi hissediyorum kendimi sevginin olmadığı değerin bilinmediği anlaşılmadığım sadece neden ordayım diye sorgulanan bir şeymişim gibi geliyor ve bu çöl icerisinde sürekli savruluyorum
Senin için çölleri aşarım aşmasına da gözlerindeki seti aşamıyorum bir türlü. Yıkamam duvarlarını, sen olur gözyaşların boğulurum. Hem dokunamıyorum ki tırmanayım... Çok şey istemiyorum bir ara duvara yaslan da aşağıyı izle. O zaman göreceksin senin için yaptığım papatya bahçelerini...