Yeni gittiğin bir bahçeye çiçeklerini ekmek isteyebilirsin ama çiçekleri ekmeden önce bahçe sakinlerinin fikrini alman ve o bahçenin toprağının senin ektiğin çiçekleri kabul edip etmeyeceğinden emin olman gerekiyor. Çiçek ne kadar güzel olursa olsun bahçeye zarar verebilir ve iyilik yaptığını düşünerek bir kötülüğe sebep olabilirsin.
Açıkçası artık şunu fark ettim;Biz kadınlar,hepimiz birer çiçekten halliceyiz.Bunu şöyle algılamayın,biz narin,alımlı,incecik,her daim en ufak esintiye tüm yapraklarını kurban verebilecek kadar çekingen ve insanların bizleri ruhları dahi duymadan ezebilecekleri güzel kokulu şeyler değiliz biz.Aksine,her çeşidimiz büyüleyici bir giz taşır bağrında,rengarenk,kimi zaman dikenliyiz,kimi zaman yumuşacığız,kimi zaman bir meyvenin habercisiyiz mesela.Ancak bizler tarih boyunca öylesine farklı kalıplara sokulduk ki,özümüz yoruldu artık sürekli bir ortaya çıkma çabası içinde olmaktan.Yine de bizler sıvıya da benziyoruz,bizi kabul eden her kaba istediğimiz gibi sığınır istediğimiz gibi akıp gideriz,karışırız toprağa.Ve o toprak gibiyiz,can veririz,can alırız.Tüm o gereksiz gerginliği,ortamdaki tüm o elektriği çeker alırız,yok ederiz içimizde.Çok birikirse de patlarız,sarsarız omuzlarından tutup dünyayı ki bize hak ettiğimiz o değeri versin.Tüm o toprak ananın üzerinde bir örtü gibi uzayıp giden gökyüzüyüz biz,insanların ruhları sıkışınca başlarını kaldırıp bir şeyler umut ettiği o sonsuzluk.Uzayın o her geçen dakikada bile daha fazla büyüdüğünü bildiğimiz o karanlığız biz ve dudak uçuklatan sıcaklılara ve göze zarar verebilecek güce sahip ışığa sahip yıldızlarız biz.Biz dünyayız,kollarımız kocaman,sarıp sarmayalabiliriz her şeyi ve yakabiliriz de külleri bile kalmayıncaya kadar tüm dünyayı.Bizim içimizde akan enerjiden o kadar habersiziz ki,eğer bir gün hepsini hissedebilecek olsaydık bu olağanüstü gün,tarihe kazınırdı.Korkuyla anılırdı,sevgiyle,şefkatle,hayranlıkla,endişeyle.Yalnızca yapabileceğimizi bilelim ve bunun için çabalayalım yeter.