Tumgik
hayatinarkaplani · 4 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Film: The Lobster (Istakoz) Yönetmen: Yorgos Lanthimos Vizyon tarihi: 25 Aralık 2015 Süre: 119 dk. Oyuncular: Colin Farrell, Rachel Weisz, Jessica Barden Tür: Dram, Romantik, Bilim Kurgu Ülke: İrlanda, İngiltere, Yunanistan, Fransa, Hollanda
Çok da uzak olmayan bir gelecekten ilginç bir distopya öyküsü anlatıyor bize The Lobster. Yalnız kalmış, ilişkisi olmaya insanların tutuklandığı, alternatif bir gelecekte geçen öyküde, bekar insanlar korkunç bir otele yerleştirildikten 45 gün sonra, kendileriyle eşleşen kişiyle ilişkiye başlamak zorunda kalıyorlar. Eğer ki ilişkilerinde başarıyı yakalayamazlarsa, kendilerinin seçtikleri bir hayvana dönüştürülüyorlar! Dogtooth ile dikkatle üzerine çeken yetenekli Yunan asıllı yönetmen Yorgos Lanthimos'un kamera arkasına geçtiği film, alışılmışın oldukça dışında, ilginç bir distopya öyküsü sunuyor izleyiciye. Başrollerini Colin Farrell, Ben Whishaw, Rachel Weisz ve Lea Seydoux gibisi isimlerin paylaştığı film; distopya meraklılarının ilgisini çekecek gibi görünüyor!
2015 yapımı yorgos lanthimos imzalı film. film distopik bir dünyada, insanın hayattaki varoluşunun bir kişiyle mi yoksa yalnız başına mı sürdüreceğini anlattığı "kapalı havada" geçen bir film. insan yalnız yaşayamaz mı? yaşantısını sürdürmek için birine mi ihtiyacı var? yoksa her iki durumunda sunduğu olumlu şeylerin yanında gözden kaçan olumsuzluklar neler, biraz bundan bahsediyor. hangi hayvana dönüşmek istersiniz kısmı da biraz hayatta noksan kalan yanların ya da yapmaya tam anlamıyla doyulamayan o eylemlerin tekrar başka bir vücutta bir şekilde var olmasını beklemekle alakalı. hayat, yalnızlık mı yoksa gerçekten aşık olmadığını hissettiğin biriyle rol yaparak hayatını paylaşmak mı.
36 notes · View notes
hayatinarkaplani · 4 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Film: Portrait de la jeune fille en feu (Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi) Yönetmen: Céline Sciamma Vizyon tarihi: 6 Aralık 2019 Süre: 122 dk. Oyuncular: Noemie Merlant, Adele Haenel, Luana Bajrami, Valeria Golino Tür: Dram, Romantik Ülke: Fransa
Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi, 18. yüzyıl sonlarında Britanya’da genç bir kadının portresini yapmakla görevlendirilen bir sanatçının hikayesini konu ediyor. Marianne, izole bir adada yaşayan genç bir ressamdır. Genç kadın bir gün, manastırdan yeni ayrılan Heloise’in düğün portresini yapmakla görevlendirilir. Ancak portresinin yapıldığından Heloise’in haberinin olmaması gerekmektedir. Marianne, kendisine verilen görevi harfiyen yerine getirmek zorundadır ve bu yüzden de gündüzleri Heloise’i izleyip, geceleri portresini yapmaya karar verir. Bu durum gönülsüzce evlenmek üzere olan Heloise'in, yaklaşmakta olan düğün öncesi son özgür anlarını Marianne ile geçirmesine neden olur. İki kadın birlikte vakit geçirdikçe, aralarında beklenmedik bir yakınlaşma oluşur.
zaman itibariyle, işlenen konunun aslında zamandan bağımsız görülen ve her an alevlenebilecek saf bir aşk hikayesini anlatması, aklıma film sırasında 2017 yılında vizyona giren call me by your name filmini getirdi. anlatılan tüm noktalar oldukça değerliydi. aşk; nerede, ne zaman ve kimler arasında olursa olsun aşktır.
14 notes · View notes
hayatinarkaplani · 4 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Film: Küçük Şeyler Yönetmen: Kıvanç Sezer Vizyon tarihi: 29 Kasım 2019 Süre: 94 dk Oyuncular: Alican Yücesoy, Başak Özcan, Bülent Emrah Parlak, Seda Türkmen, Müfit Kayacan, Nihal Koldaş Tür: Dram Ülke: Türkiye 
Küçük Şeyler, bir anda işssiz kalması ile hayatları değişen bir çiftin yaşamında odaklanıyor. Onur ve Bahar, beyaz yaka yaşam tarzına sahip olan bir çiftir. İstanbul'da yaşayan çift, şehrin uzak bir semtinden av almaya karar verir. Ev aldıktan bir süre sonra Onur'un işten çıkarılması çiftin hayatını derinden etkiler. Onur, birçok iş görüşmesine gitse de istediği sonucu bir türlü alamaz. Genç adamın işsiz kalması bir süre sonra evliliklerinin de tehlikeye girmesine neden olur. Çiftin yaşadığı kavgalara, bedensel ve ruhsal değişimlere odaklanılan filmin yönetmen koltuğunda “Babamın Kanatları” filmiyle tanınan Kıvanç Sezer oturuyor.
bir kıvanç sezer filmi. günümüz insanının yaşadığı yahut yaşayabileceği bir durumun son derece gerçekçi bir şekilde işlendiği, ayrı ayrı başlıklar altında yaşanan sürecin değerlendirildiği bir yapım. nedense gitmeyi isteyip de izledikten sonra acaba bu filmi izlemese miydim dedim. bu filmin kötü olmasından dolayı değil aksine böylesine rahatsız edici bir konunun böylesine net işlenmesi ve farkındalık yaratması düşündürdü. bu nedenle de bu filmde beni rahatsız eden bir şeyler oldu.
29 notes · View notes
hayatinarkaplani · 4 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Film: Parazit Yönetmen: Joon-ho Bong Vizyon tarihi: 1 Kasım 2019 Süre: 132 dk Oyuncular: Kang-Ho Song, Woo-sik Choi, Park So-Dam, Chang Hyae Jin, Sun-kyun Lee, Cho Yeo-jeong, Jung-Ziso, Jung Hyeon-jun Tür: Gerilim Ülke: Güney Kore
Park Ailesi'yle tanışın: soyla gelen servetin klasik bir tablosu. Diğer yanda ise Kim Ailesi, sokak zekası bakımından zengin ama başka hiçbir zenginliğe sahip değil. Şans veya kader olsun, bu iki ev halkı bir şekilde bir araya gelir ve Kim ailesi altın bir fırsatın varlığını hemen sezer. Kolej çağındaki Ki-woo tarafından manipülasyon konusunda yetiştirilen Kim çocukları, öğretmen ve sanat terapisti görevleriyle kendilerini Park ailesinin arasına çabucak yerleştirir. Kim'ler “vazgeçilmez” lüks hizmetler sunarken, Parklar ise habersizce evlerindeki her şeyi Kim ailesine kaybetmektedir. Ancak kısa sürede bu düzen bir tehditle karşılaşır. Asalak bir misafir Kim ailesinin yeni keşfettikleri konforu tehdit eder hale geldiğinde, vahşi ve zorlayıcı bir üstünlük mücadelesi patlak verir. Bu mücadele Kim ve Park aileleri arasındaki kırılgan ekosistemi yıkmakla tehdit etmektedir...
uzun zaman sonra tek başıma bir filme gittim. merak ettiğim ama girip girmemek adına tereddüt ettiğim bir film oldu. film, tam olarak 132 dakika sürmesine rağmen o kadar kendine bağladı ki, devam etse de izlerdim.
konu itibariyle Güney Kore’de yaşayan, sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel açıdan zıt kutuplarda bulunan Park aile ile Kim ailesinin yaşadığı gerilim dolu bir film. bir yanda eğitimsiz, fakat ailecek para kazanmaya çalışan Kim ailesi. diğer yanda ise hayat şartlarının fazlasıyla iyi gittiğini gördüğümüz Park ailesi yer alıyor. 
filmde, zenginlik - kibarlık, fakirlik - fırsatçılık, gerçeklik - hayal ilişkilerinin kurulduğu ve kurgunun da akıcı olarak aktarıldığını söylemek mümkün. içerisinde fazlasıyla düşündürücü ve beklenmedik an bulundurmasından dolayı da hala etkisindeyim diyebilirim. yakın zamanda - sanırım bu hafta - vizyondan kalkacak. izlenmesi tavsiye edilir.
58 notes · View notes
hayatinarkaplani · 4 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Film: İşe Yarar Bir Şey Yönetmen: Pelin Esmer Senaryo: Pelin Esmer, Barış Bıçakçı Vizyon tarihi: 27 Ekim 2017 Süre: 104 dk Oyuncular: Başak Köklükaya, Öykü Karayel, Yiğit Özşener Tür: Dram Ülke: Türkiye
Leyla, gece treniyle çıktığı uzun bir yolculukta manzarayı ve insanları iştahla izlerken hemşirelik öğrencisi Canan’ı fark eder. Bu genç kızı son istasyonda, Yavuz’un evinde, çok ağır bir sorumluluk bekliyordur. Leyla, Canan’ın anlattıklarından ve anlatmadıklarından bir hikâye kurar, kendini kaptırır ve ona eşlik etmeye karar verir. Hikâyenin sonunda bir iyilik meleği mi yoksa bir katil mi olacaklarını henüz bilmiyordur.
Genç yönetmen Pelin Esmer'in 11'e 10 Kala ve Gözetleme Kulesi'nden sonraki üçüncü uzun metrajlı filmi olan yapım Kültür Bakanlığı'nın fonlarından destek ile hayata geçti. Filmin yapımcılığını ise Sine Film üstleniyor. Senaryosunda Barış Bıçakçı'nın da imzası olan yapımda Başak Köklükaya, Yiğit Özşener ve Öykü Karayel başrolleri paylaşıyor.
senaryosuna barış bıçakçı'nın dokunduğu o kadar belli oluyor ki. tabii olaylar bu sefer ne ankara'da ne istanbul'da geçiyor. izmir. ama orası da başka bir anlam buldu gibi izlerken. leyla, avukat ve şair. canan, hemşire ama oyuncu olmak istiyor. yavuz, mühendis. ama olmak ya da bulunmak istediği durum çok başka. filmdeki detaylar o kadar güzel, o kadar sade ama hoş ki. buralara kesinlikle barış bıçakçı dokundu dedim. sadeliğini en güzel yanıyla anlatan kişi. filmin sonundaki şiiri ise filmin içinde dinleyince daha da sevdim. her barış bıçakçı kitabından başka kitaplar da çıkar normalde, okuyan bilir. burada da payımıza julio cortazar - bir sarı çiçek kitabı çıkıyor. kenarda dursun bu bilgi, bir gün okuduğumda filmi de hatırlarım. ve şiir. şiiri de eklemek lazım buraya. "baktım rüzgarsın sen baktım çamaşır ipini zorluyorsun hepimizin derdi güzel yaşlanmak sevgilim baktım bir kitabın sayfalarını çeviriyorsun ayağına terlik giy bildiğimiz şeylerin taşında yalınayak geziyorsun biz satranç oyuncusuyuz sevgilim üzerimizde kara bir leke biz satranç oyuncusuyuz inanıyoruz ceketlere düğmelere inanmıyoruz takvimleri savurarak gelen geleceğe işte yitirdik bütün taşlarımızı darmadağınık oyun tahtası bir tek şahımız duruyor sevgilim, o da evli, iki çocuk babası kelimeler önümüze çıkıyor sevgilim uykumuzu bölüyor buradan çocukluğumuza kadar buradan çocukluğumuza kadar bir telaş içi boş kuşları kovalıyoruz ve bir sebep arıyoruz herkese küsmek için hemen o cumartesi buluyoruz, hemen o pazar yaşamak çukur yerlere doluyor diyorlar bu yüzden yıkıntıya dönüşse de yaşıyormuş insan ama hep yıkıldığımız yeter sevgilim, biraz da kekik toplayalım kıymetini bilmediğimiz şeyler var yaşamak bir at gibi huysuzlanıyor kapımızda sevgilim geçen günlere üzüldük tamam yola düşelim düşünelim: başka günlerin duvarı daha sağlam düşünelim: başka günlerin sokağı daha neşeli başka evlerin kadınları erkekleri tam bir kahraman tül perdeler uçuşurken başka evlerin pencerelerinde bizi bir kitabın sayfaları arasında kurutuyor zaman ama baktım sen rüzgârsın sevgilim kitapları bir başından bir sonundan okuyorsun başucunda bir bardak su beni başucumda bir bardak su gibi avutuyorsun"
71 notes · View notes
hayatinarkaplani · 5 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Film: Happy End Yönetmen: Michael Haneke Vizyon tarihi: 13 Ekim 2017 Süre: 108 dk Oyuncular: Isabelle Huppert, Jean-Louis Trintignant, Mathieu Kassovitz, Fantine Harduin, Franz Rogowski Tür: Dram Ülke: Fransa, Avusturya, Almanya
Laurent ailesi Fransa'nın kuzeyindeki Calais'de yaşamaktadır. Beklenmedik olaylar sonucu hayatlarına giren Eve'in gelmesi ile rahat ve zengin bir şekilde yaşayan ailenin hayatı altüst olur. Bitmek bilmeyen aile sorunları ve yıllarca özenle sakladıkları sırları artık başa çıkılabilecek gibi değildir. Filmin yönetmen koltuğunda usta yönetmen Michael Haneke yer alırken başrollerinde ise Isabelle Huppert, Toby Jones ve Mathieu Kassovitz yer alıyor. Filmin senaryosunu da Haneke kaleme aldı.
filmde 2011 yapımı amour'un devamlılığı niteliğinde birkaç sahneye tanıklık ediyoruz. bu filmin de izlenmesini tavsiye etmekle birlikte, happy end'in içinde barındırdığı sayısız noktaya biraz değinebiliriz. michael haneke'nin 2017 yılında çekmiş olduğu, göçmen meselesine farklı bir açıdan ve farklı bir yöntemle değindiği uzun metraj filmi.
9 notes · View notes
hayatinarkaplani · 5 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Film: Detachment Yönetmen: Tony Kaye Vizyon tarihi: 2011 Süre: 93 dk Oyuncular: Adrien Brody, Marcia Gay Harden, Sami Gayle, Betty Kaye, Louis Zorich Tür: Dram Ülke: ABD
Henry Barthes, öğrencileriyle birebir ilişkiler kurabilen, oldukça yetenekli bir eğitimcidir; fakat bu yeteneğini arka plana atarak, geçici öğretmenlik yapmaktadır. Okula kadrolu öğretmen gelinceye kadar yedek öğretmenlik yapan Henry, hiçbir okulda öğrencilerle ya da iş arkadaşlarıyla duygusal bağ kuracak kadar uzun süreli kalamaz. Görevlendirildiği son devlet okulunda ise öğrencilerin ve hatta öğretmenlerin de bir şekilde içlerine kapanık olduğunu, karamsar tavırlar sergilediğini fark eder. Öğrencilerle ummadığı bir bağ yakalayan Henry, okuldan kaçan bir öğrenciyi de sokaklardan ailesine geri dönmesini sağlar. Umutsuzluk açısından hayatta yalnız değildir ama bu karamsar dünyada hala sevilebilecek şeyler de vardır... Oscar ödüllü Adrien Brody'nin baş rolde olduğu film, 1990'ların efsanevi filmlerinden olan Geçmişin Gölgesinde'nin (American History X) yönetmeni Tony Kaye'in son filmi olarak dikkat çekiyor. Senarist Carl Lund ise sinemadaki ilk uzun metrajlı deneyimi olan film, eleştirmenler tarafından oyuncu Adrien Brody'nin piyanistten sonraki en başarılı oyunculuk performansı olarak gösteriliyor.
anlatılmak isteneni çok kısa sürede, çok net sahnelerle bize sunan bir tony kaye filmi. filmde yer alan adrian brody ifade edilmek istenen her şeyi, konuşmadan bile oynasaymış bu filmde ifade edebilirmiş. film, amerika'da bulunan "vasat" bir bölgedeki okulda geçici öğretmenlik yapan henry'nin dünyasından bir parça yansıtıyor. filmde, insanların hayata başladığı zaman benzer yerlerden gelmediğini, herkesin dertli olduğunu, bir kaos içinde bulunduğunu ve bu kaostan bir şekilde kendi kendini bilerek çıkması gerektiğini anlatıyor. her zaman, her an öz farkındalık cümlesi de filmin aslında genel anlamda özeti denebilir.
henry'nin geçmişi hiçbir zaman gün yüzüne çıkmazken, aslında her zaman onunla birlikte geziyor. hayata başlangıç noktasında tanık oldukları, ailesinin ona herhangi bir şey veremeyişi ve buna bağlı olarak yine de hayata tutunup, ilerleyişini çok net bir biçimde görebiliyoruz. hayata karşı duygusuzmuşcasına yaşaması ve bunu da karşı tarafa göstermesi, ama içinde her daim her acıyı hissedişi ise yüzünden ve bakışlarından anlaşılabiliyor. her şeyin farkında olup yine de yaşamaya çalışması ise onun için ızdıraplı bir durum belki de. kendi dertlerine çare arayan bireyin, başkasının dertlerine çare olamayacağını da yer yer belirtiyor. öğrencisi ile arasında geçen diyalogda da bunu belirtmesi hayata karşı bakış açımı bir nebze açıklıyor durumda. herkesin dertleri var ve herkes bir şekilde bunlarla birlikte ilerlemeye çalışıyor. telkine ihtiyacı olmadığını bilen ve kendisiyle mücadele edip, kendisini anlamaya çalışan bireyin, bir başkasına da iyi dileklerde bulunamaz. bulunmamalı, çünkü hayat bu kadar net var rasyonel değil. tüm bu bakış açılarının dışında, insanın kendi dünyasını kurabilmesi mücadele etmesi gerektiği, yazması, okuması ve anlaması gerektiği kaçınılmaz bir sonuç. tüm bunların sonucu ise hissetmek. hemen hemen her şeyi hissetmek ve hissederek yaşamak. acıyı da, kederi de, aşkı da, sevgiyi de.
“Ve hayatımda aynı anda hiç böylesine kendimden kopmuş ve bir o kadar da kendimde hissetmemiştim.”
Albert Camus
36 notes · View notes
hayatinarkaplani · 5 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Film: Reprise Yönetmen: Joachim Trier Vizyon tarihi: 2006 Süre: 103 dk Oyuncular: Espen Klouman Høiner,  Anders Danielsen Lie, Viktoria Winge Tür: Dram Ülke: Norveç
Erik ve Philip, yazıya tutkun olan iki yakın arkadaştır. Özellikle Erik, yapıtlarını yayınlatabilmek için yayıncıların kapısını sürekli olarak aşındırsa da aldığı red cevabı değişmemektedir. Eric her seferinde yeni hayalkırıklıkları ile cebini doldururken Philip bir gecede hiç beklenmedik bir şekilde meşhur olur. Fakat birden altı ay sonrasına, bir akıl hastanesine gidiveririz. Philip hastaneden taburcu olmaktadır. Artık içinde yazmaya dair hiç istek kalmamıştır. Ama Erik, arkadaşının yazıya geri dönebilmesi için elinden geleni yapacaktır. Genç yönetmen Joachim Trier’le gençlere, dostluğa, gençlik hırslarına, sevgiye, edebiyata ve müziğe dair, esprili olduğu kadar da dokunaklı bir bakış... Filmin, 2007 İstanbul Film Festivali’nde Altın Lale Ödülü aldığını eklemeyi de unutmayalım. 
kuzey avrupalı yönetmen joachim trier 'in ilk uzun metraj filmi. ilk olarak oslo august 31 filmini izlemiş olsam da iki filmin de oslo'da geçmesi öncelikle şehre karşı merak uyandırıyor. bu filme gelecek olursak erik ve philip iki yakın arkadaştır. ikisi de yazar olma hevesiyle denemeleri yayın evine gönderir ve daha sonraki süreçte iki gencin yazarlık, hayat, ikili ilişkiler ve hayata karşı beklentilerine dair olaylar gelişir. 
philip mi yoksa andres mi olmak zordur karar verilemeyecek bir filmdir. iki filmde de sanki kendi oynayan karakterin rolünü son derece gerçekçi yansıtıyor olması muazzam. 10, 9, 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2, 1, son.
20 notes · View notes
hayatinarkaplani · 5 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Film: Green Book Yönetmen: Peter Farrelly Vizyon tarihi: 29 Kasım 2018 Süre: 130 dk Oyuncular: Viggo Mortensen, Mahershala Ali, Linda Cardellini Tür: Dram, Biyografik Ülke: Amerika
Yeşil Rehber, ünlü bir piyanist ve konser turu kapsamında onun şoförü olarak çalışan Tony’nin hikayesini anlatıyor. Tony Lip, Bronx’taki bir İtalyan Amerikan mahallesinde yaşamaktadır. Ünlü Afro-Amerikalı piyanist Dr. Don Shirley ise konser turu için hazırlanmaktadır. Ünlü müzisyen tur kapsamında Manhattan’dan güneye doğru birçok yere gidecektir. Kendisi ile şehir şehir gezecek bir şoför arayışında olan Shirley, bir süredir işsiz olan Tony’yi işe alır. Tony, yolculuk sırasında Afro-Amerikalılar için güvenli olan güzergahları kullanabilmek için “The Green Book” isimli kılavuzdan yardım alır. Dr Shirley ve Tony çıktıkları bu yolculukta ırkçılıkla, tehlikeyle ve beklenmedik nezaketle karşılaşır. İkili bu zorlu yolculuklarında farklılıklarını bir kenara bırakmak zorundadır.nAkademi Ödülü adaylığı olan Viggo Mortensen ile Ay Işığı filmi ile Oscar’ı kazanan Mahershala Ali’nin başrolünü üstlendiği dram türündeki filmin yönetmen koltuğunda Peter Farrelly oturuyor. Senaryosunu yönetmen Farrelly, Brian Hayes Currie ve Nick Vallelonga’nın birlikte kaleme aldığı filmin oyuncu kadrosunda Linda Cardellini, Don Stark, David An, Sebastian Maniscalco gibi isimler yer alıyor.
Film incelemesi için tık
youtube
15 notes · View notes
hayatinarkaplani · 5 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Film: Beautiful Boy Yönetmen: Felix Van Groeningen Vizyon tarihi: 14 Şubat 2019 Süre: 121 dk Oyuncular: Steve Carell, Timotheé Chalamet, Maura Tierney, Amy Ryan Tür: Dram Ülke: Amerika 
Beautiful Boy, David ve oğlu Nick’in ilişkisini konu ediyor. Nick parçalanmış bir ailenin çocuğudur. Annesi Vicki ile babası David boşanmıştı ve mahkeme onun velayetini annesine vermiştir. İyi bir baba olan David boşanmanın ardından oğlundan uzak kalsa da onunla ilgilenmeyi ihmal etmez. İyi bir çocuk ve başarılı bir öğrenci olan Nick’in hayatındaki değişim kısa sürede ailesinin de dikkatini çeker. Oğlundaki değişimlerin nedenini anlamaya çalışan David acı bir gerçekle yüzleşmek zorunda kalır. Nick, kristal meth bağımlısıdır. David, oğlunu iyileştirmeye kararlıdır ve her ne olursa olsun onu içine düştüğü bataklıktan kurtaracaktır. David Sheff ve Nic Sheff'in anılarından yazılan Beautiful Boy: A Father’s Journey Through His Son’s Addiction isimli kitaptan beyaz perdeye uyarlanan filmin yönetmen koltuğunda Felix Van Groeningen oturuyor. Call Me by Your Name'in genç yıldızı Timothée Chalamet genç Nic'i canlandırdığı filmde ona babası David rolünde Steve Carell eşlik ediyor. Oyuncu kadrosunda Maura Tierney, Amy Ryan, Amy Forsyth, LisaGay Hamilton gibi isimlerin de yer aldığı film Oscar adayı Luke Davies tarafından senaryolaştırıldı.
youtube
35 notes · View notes
hayatinarkaplani · 5 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Film: Loving Vincent Yönetmen: Dorota Kobiela, Hugh Welchman Vizyon tarihi: 28 Aralık 2017 Süre: 95 dk Oyuncular: Douglas Booth, Chris O’Dowd, Saoirse Ronan, Jerome Flynn, Eleanor Tomlinson Tür: Animasyon, Biyografi Ülke: İngiltere, Polonya
Loving Vincent, dünyanın en çok sevilen ressamlarından biri olan Vincent van Gogh’un yaşamını ve şüpheli ölümünü tablolarıyla ve tablolarındaki karakterleriyle anlatılıyor gibi didikleyen bir soruşturma. Entrika, Vincent’a en yakın karakterlerle yapılan görüşmelerle ve ölümüne neden olan olayların yeniden yapılanmalarıyla ortaya çıkıyor. Film, Vincent van Gogh’un 120’den fazla en iyi tablosundan oluşuyor. Filmin konusu ise yazarın kendisi tarafından yazılan 800 mektuptan kuruldu. Vincent son mektubundan şöyle yazıyor: ‘Gerçeği, tablolarımızdan başka bir yerde söyleyemeyiz.’ Biz de bunu yapıyoruz – ressamın tablolarına ressamın kalbinde ne olduğunun ve nihayetinde ona ne olduğunun hikâyesini anlattırıyoruz.
youtube
144 notes · View notes
hayatinarkaplani · 5 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Film: İklimler Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan Vizyon tarihi: 20 Ekim 2006 Süre: 101 dk Oyuncular: Nuri Bilge Ceylan, Ebru Ceylan, Nazan Kesal,  Tür: Dram Ülke: Türkiye, Fransa
İsa ve Bahar, çalkantılı ruhlarının farklı iklimlerinde ortak bir mutluluğu paylaşamamaktadırlar. Mimar olan İsa ile televizyonda çalışan Bahar, iki farklı iklimin yaşandığı Kaş ve Ağrı’da, birbirini takip eden süreçlerde biraraya gelirler. Kaş, güneşin, kuytuda tek bir bilinmeyen bırakmayan parıltılı hali ile Ağrı ise soğuk ve kardan sıkı sıkıya örtülen bedenlerin aksine, kar beyazının aydınlığı ile, gerek hayatlarında gerekse ilişkilerinde hiçbir bilinmeyen bırakmayacaktır. 2006 Cannes Film Festivali’nde de büyük ödül için yarışan İklimler, bu sefer de FIPRESCI ödülü ile festivalden ayrıldı.
“Farklı bölgelerinin kendine has iklimleri olduğu gibi, ruhların da kendi iklimleri vardır. Üstelik değişmek için mevsimlerin dönüşünü beklemeyen, anlık değişimler bile gösterebilen iklimler.”
35 notes · View notes
hayatinarkaplani · 5 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Film: Roma Yönetmen: Alfonso Cuarón Vizyon tarihi: 14 Aralık 2018 Süre: 135 dk Oyuncular: Yalitza Aparicio, Marina de Tavira, Nancy Garcia, Veronica Garcia, Fernando Grediaga, Jorge Antonio Guerrero. Tür: Dram Ülke: Meksika, ABD
Cleo, Meksiko’nun orta sınıf ailelerinin yaşadığı bir Roma mahallesinde bulunan bir evde hizmetçi olarak çalışan genç bir kadındır. Bir yandan ev işleri ile uğraşan Cleo, bir yandan da evdeki dört çocukla ilgilenir. O tüm zamanını hizmetlisi olduğu evde geçirse de kendisine ait bambaşka bir dünyası vardır. Genç kadın, gönlünü Fermin adındaki bir adama kaptırmıştır. Fakat bu ilişki pek de Cleo’nun düşlediği gibi sonuçlanmaz. Bu sırada evin dört çocuk annesi olan hanımı Sofia, kocasının yokluğu ile başa çıkmaya çalışır. Birbirinden farklı hayatlara sahip olsalar da benzer travmalar yaşayan Cleo ve Sofia, siyasi kargaşanın hüküm sürdüğü bir ortamda birbirlerinin en büyük destekçisi olur.
youtube
18 notes · View notes
hayatinarkaplani · 5 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Film: Ahlat Ağacı (The Wild Pear Tree) Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan Vizyon tarihi: 1 Haziran 2018 Süre: 188 dk Oyuncular: Aydın Doğu Demirkol, Murat Cemcir, Bennu Yıldırımlar, Hazar Ergüçlü, Serkan Keskin, Tamer Levent, Akın Aksu, Öner Erkan Tür: Dram Ülke: Türkiye, Fransa, Almanya, Bulgaristan
Sinan oldum olası edebiyatla ilgili bir genç adamdır ve yazar olmak istemektedir. Anadolu'da doğduğu köye dönen genç adam kitabını bastıracak parayı bulmak için tüm enerjisini harcamaya başlar ancak babasının geçmişten kalan borçları başına dert olacaktır... Nuri Bilge Ceylan'ın sekizinci sinema filmi olan Ahlat Ağacı'nın yapımcılığının Türkiye ayağını Zeynep Özbatur Atakan üstleniyor.
izlemekten özellikle kaçtığım, izleyince içinde kendimden bir şeyler bulacağımı düşündüğüm bir filmdi. öyle de oldu. sanki karşınızda karlı dağlar, etrafı kasıp kavuran bir rüzgar ile birlikte duruyor da filmi öyle bir yerde izliyorsunuz gibi.
Sinan, sizin benim gibi bir üniversite mezunu genç, okuldan sonra ailesinin yanına dönüyor bir süre. ama biliyor, bildikleri, gittiği yerdeki insanlar için fazla. gördükleri ve hissettikleri derin. anlatabileceği bir şey olmadığı için yazıyor. hissediyor yazıyor, korkuyor yazıyor, babası gibi olmaktan korkuyor. nereye gideceğini bilmeden yazıyor. 
birtakım kayıpların, eksikliklerin yer yer hissedildiği uzun bir film olsa da, gerçekten kaçmamak adına izlenmesi gereken bir güzellik.
24 notes · View notes
hayatinarkaplani · 5 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Film: Ölümlü Dünya Yönetmen: Ali Atay Vizyon tarihi: 25 Ocak 2018 Oyuncular: Ahmet Mümtaz Taylan, Alper Kul, Sarp Apak, Feyyaz Yiğit, Aydın Doğu Demirkol, İrem Sak, Meltem Kaplan, Özgür Emre Yıldırım, Mehmet Özgür Tür: Komedi, Aksiyon Ülke: Türkiye 
Nesillerdir Haydarpaşa Garı’nda Anadolu Tat Lokantası’nı işleten Mermer Ailesi, 8 kişiden oluşan geniş bir ailedir. Kendi halinde, sade bir yaşamları olan bu insanlar dışarıdan oldukça sıradan bir hayat yaşamaktadır. Oysa gerçek hiç de öyle değildir. Mermer ailesi nesilden nesile kiralık katildir ve dünya çapında etkin olan dev bir organizasyon için çalışmaktadır. Ancak organizasyonun kimi kurallarının ihmal edilmesiyle birlikte işler karışır ve ailenin kimliği açığa çıkar. Artık aile pılını pırtını toplayıp yola koyulmalı ve peşlerindeki dev örgütü atlatabilmelidir.
Ali Atay’ın ilk filmi Limonata’dan sonra bu kez güzel bir şekilde güldürdüğü bir çırpıda biten film. ekipte Feyyaz ve Doğu’nun olmasından dolayı bir miktar daha absürd komediye evrildiği anlar oldu. zamanında izleseydim dediğim tatlı bir film. buraya da meşhur sorgu sahnesi gelsin.
youtube
28 notes · View notes
hayatinarkaplani · 6 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Film: Kelebekler (Butterflies) Yönetmen: Tolga Karaçelik  Vizyon tarihi: 30 Mart 2018 Oyuncular: Tuğçe Altuğ, Tolga Tekin, Bartu Küçükçağlayan, Serkan Keskin, Hakan Karsak, Ercan Kesal. Tür: Komedi, Dram Ülke: Türkiye
Üç kardeşin yolları yıllar önce ayrılmıştır. Aradan geçen 30 yılın ardından babaları çocuklarını bir araya getirmek ister ve onları Hasanlar Köyü’ndeki evlerine geri çağırır. Kardeşlerden en büyüğü Cemal, onları alır ve nedenini bilmedikleri bir yolculuğa çıkar. Üç kardeş köye gittiklerinde ise babalarının öldüğünü öğrenirler. Babaları, köyün acayipliklerinden biri olan kelebeklerin gelişinde gömülmeyi vasiyet etmiştir. Birbirlerini çok az tanıyan kardeşler köyde kaldıkları süre boyunca yaşadıkları olaylarla kendilerini, birbirlerini ve babalarının kim olduğunu anlamaya çalışır. "Sarmaşık"ın ödüllü yönetmeni Tolga Karaçelik’in yönetmenliğini üstlendiği “Kelebekler” filminin oyuncu kadrosunda Bartu Küçükçağlayan, Tuğçe Altuğ, Tolga Tekin, Serkan Keskin, Hakan Karsak, Ezgi Mola, Ercan Kesal gibi oyuncular rol alıyor.
bir süre hayattan kopup başka bir hayata yönelmek için güzel ve temiz bir film. izlerken bir anda gülüp, bir anda durgunlaştıran, duygu karmaşası yaratan üç kardeşin hikayesi. film içinden aklımda kalan iki güzel ve hüzünlü replik ise şöyle;
“artık hissettiğimi, hissettiğim anda söylemek istiyorum.” ve “bazen çok üzülüyorum.”
vakti olanlar için izlenmeye değer bir film.
115 notes · View notes
hayatinarkaplani · 6 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Film: Uğur Böceği (Lady Bird) Yönetmen: Greta Gerwig (95 dk) Vizyon tarihi: 23 Şubat 2018 Oyuncular: Saoirse Ronan, Laurie Metcalf, Tracy Letts, Lucas Hedges, Timothée Chalamet, Beanie Feldstein Tür: Dram Ülke: ABD
Christine McPherson, namıdiğer “Uğur Böceği” her ne kadar annesi gibi olmamak için elinden geleni yapsa da başaramayan, tıpkı onun gibi olan bir gençtir. Uğur Böceği’nin hemşire olan annesi, eşinin işini kaybetmesinden sonra ailesini geçindirmek için yorulmak bilmeden çalışır. Lise son sınıfta okuyan Uğur Böceği’nin yaklaşan üniversite tercihinin yarattığı stresin yanısıra, ergenlik sorunları, sosyal hayatında yaşadığı zorluklar ve annesi ile arasındaki zıtlaşmalarla uğraşır. Bunaldığı yaşantısından uzaklaşmak isteyen Christine, üniversite eğitimi için New York'a gitmeye çalışır. 2008'deki ilk yönetmenlik deneyiminin ardından, yeniden kamera arkasına geçen Greta Gerwig imzalı Lady Bird filminin başrolünde Saoirse Ronan yer alıyor.
bu hafta köşemizde 90.Oscar Ödülleri’ne aday olan bir diğer film olan Lady Bird (Uğur Böceği) yer alıyor. 2002 dünyasında yaşanan global ekonomik krizin Amerika’da yaşayan ortalama bir aile üzerindeki etkisinin aile içine nasıl yansıdığını anlatan film, aynı zamanda Christine “Lady Bird” McPherson’ın gelecekte yaşamak ve okumak istediği yerler arasında terörün fazlasıyla arttığı New York’u tercih etme hevesiyle oluşan bir dizi hikaye.
Lady Bird’ün henüz 17 yaşında genç bir kız oluşu ve hayatı keşfetme yolunda yaşadığı iyi ve hüzünlü tüm deneyimleri bir çırpıda görebildiğimiz bir film. filmi izlerken ister istemez birtakım sorgulamaları kafada canlandırması da iyi/kötü bir haz bırakıyor.
Filmin Müzikleri İçin
84 notes · View notes