Her şeyi unuturum ama, bir gece kimse duymasın diye ellerimle ağzımı kapatıp ağladığımı unutmam ben o gece öldüm, ben o gece büyüdüm, ben o gece yıkıldım...
İnsan kendini ararken mi yorulur? Kendinde olmayanı ararken mi yitip gider? Uzakları özlerken mi demlenir? Bu ait olamamak ve bu eksiklik sahip olunmayan hatıralardan mıdır? Gözlerin yaşarmasının sebebi bu bitmeyen boşluk hissinden mi? İnsan nerede vazgeçer? Herkesin ölmek istediği acı farklı mıdır? Yoksa özünde tek bir şeyi mi kaybetmiştir insan?
Ben uzun bir yola çıkıyorum çocuk. Sen dahil herkesten uzağa. Yarınımı düşünmeden yaşadığım yıllara inat dünü düşünmemek için gidiyorum. Geride bıraktığım her şeyi silmek için gidiyorum. Yapamazsın dedikleri her şeyi yaptığım için gidiyorum. Burası beni bozacak, burada çok göze battım. Saklanmak için gidiyorum. Tekrar vurulmamak için... Ruhumuza yapışan ihanetleri, gittiğimiz her yere götürdüğümüz bu alçak sevdayı kimsenin bilmediği yerlerde bırakmak için gidiyorum. Bilerek siktiğim hayatım için gidiyorum. Canını yaktığım, ağlattığım insanlar için gidiyorum. Sen mutlu bir çocuktun oğlum, sana yaşattıklarımı silmek için gidiyorum. Birgün sorarlarsa beni, birgün sorarlarsa sana bu değişimin nedenini içindeki kanseri yendiğini söyle onlara. Çünkü sen tüm gücünü bende kaybettin, içinde kaybettin.