Tumgik
#savaşmak
jupiterliyazar · 10 months
Text
Sevgili gökyüzü kavuşmalarımız zorlu ve çetin lakin umudumuz ve inancımız her daim daha güçlü.
160 notes · View notes
mavi-duenyam · 2 years
Text
bazen bırakmak lazım. düşünmemek, çaba
harcamamak. düpedüz yaşamak işte. bir şey
uğrunaruna ne kadar çaba harcarsan sonunda
kaybediyorsun. ve bazen savaşmamak lazım
hiçbir sey için. gelişi güzel yaşamak lazım hayatı.
olmuyorsa olmasın. en azından yorulmayız,
kaybetmeyiz.
125 notes · View notes
selenophile-777 · 8 months
Text
Kalıp savaşabilir miyim, yoksa kaçıp kurtulmalı mıyım?
Savaşırsam nasıl savaşıcam ki ben savaşmayı bilmiyorum. Hep kaçtım. Tüm sorunlarımdan hep kaçtım. Kaçış bir kurtuluş muydu, yoksa olacak olayları ertelemek mi? Şimdi savaşmalı mıyım bilmiyorum. Ama bence kaçmalıyım eğer kaçarsam kurtulurum bu şeylerden, hislerden. Savaşırsam bu kötü hisler peşimi bırakacak mı? Daha da artacaklar. Kaybedersem... Savaşıpta kaybedersem ne olacak? Herşey boşa gitmiş olacak, o hisler artacak, herşey daha kötü olacak. Belkide kaçmalıyım.
-Selenophile
A.S.
14/09/2023 11.15
11 notes · View notes
beetmvaugs · 11 months
Text
Artemis:
‘‘Onların memeleri olmadığı için, besin üretmeyi bilmezler. Ve ancak avlanarak kazanmaları onlara işlemiştir artık; dünyaları avlanarak zenginleşme üzerine kuruludur. Memelerinin yerini taşakları tutar. Ve bu taşaklarla savaşırlar. Ve bu taşaklar için savaşırlar. Kazanan taşaklıdır. Ne şekilde kazandığı değişir. Bu değişken kazanımlar güç savaşlarını oluşturur. Foucault’nun iktidar söylemini eril yıkıcı enerjide bulabiliriz. Doğanın yok edici güçleri olarak da geçer. Onlar, savaşmadan gelişilmeyeceğine inanırlar. Çünkü yalnızca savaşarak gelişmişlerdir. Başka türlüsünü bilmezler. Böylesinin ağzındaki laf, insanoğlunun yaşam evrelerinin katmanlarına sinmiş çokbilmişlikle bezelidir. Bunun sebebi, ayağını bastığı zemini kaybetmemek adına, uçmayı göze alamamasında yatar. Bir de bunun tam tersi vardır. Öylesi de denizin üstünde yürümekten yüzmeyi unutmuştur. Konumlanma ve algı ilişkisi diyelim. Bittabii, konumlandığı düzlemin dilini konuşan ve konuştuğu dili savunan insan, varolmak için savaşmaktan bahsediyorsa; varolmak için savaşmak durumunda kalacaktır. Çünkü bunu söyler ve bunu yapar. Oysa avcılık, evvela bir spordur. Kişiyi geliştirir. Ancak bunu hayatın kendisi zannetmek, bu vizyonsuzluktur. Örneğin okumu ve yayımı kullanırlarken, ok ve yay olabilmişler midir? Yoksa sadece bunun sağladığı faydaya mı bakmışlardır? Çeliğinin parıltısı ve avlarının kanıyla sarhoş olurken, yaylarını ve oklarını kutlamışlar mıdır? Aletin efendisi olarak mı hissetmiştir, aletin kendisi mi? Bu biraz da aletle ne yaptığınıza göre değişir. Bir bıçakla insan da öldürebilirsiniz, çorbalık malzeme de kesebilirsiniz. Var da edebilirsiniz, yok da edebilirsiniz. Oysa memeler bir organdır ve üreticiliği ve besleyiciliği onu taşaklarınki gibi bir oyuna sürüklemez. Elbette memelerin de oyunları vardır ancak daha farklı. Patlamak isteyen bir volkandan ziyade emilmek isteyen bir kaynak gibi. Üretmeyi bilmesi, kaynağın kendisi olması fikriyle birleşir ve kazanmak için elde etme ihtiyacı olmaz. Çünkü doğurabilir. Ancak doğurması ve memelerinin süt dolması bir itkiye bağlıdır. Durgun suları dalgalandıran bir kıvılcım, sistemi tetikler. Onun üretken ve besleyici doğayı yaşatabilmesi o kıvılcımı sarıp sarmalayarak bir cana çevirmesiyle olur. Işığı karanlıkla yoğurur ve varlığı doğurur. Ve ancak o tek başına da durgun bir göl değildir, her ay kanlar akıtır ve kendini ve doğurganlığını tazeler. –Doğurmak için itkiye ihtiyacı olmayan memeler de azdır ama vardır.
 Savaşarak bireyselliğini kazanmış olduklarını düşünenler, kendi önlerine çıkardıkları sınavları vermektedir. Elbette bunu keyfi ve oyun olarak yaşayan da var ancak çoğu, veremediği sınavlara çalışmaktadır. Savaşarak gelişmek, ötekilik ihtiva eden bir evrenin işleyişidir. Birlikte uyanamamış kişinin gözleri kapalıdır. Kendilerine güvenleri konusunda çok haklılardır çünkü o evrende bu oyun ve savaş geçerlidir. Ağdalı maddenin, rasyonel aklın ve teknolojik gelişmenin hülyası kapalı gözlere sahneler doldurur. Küresel olarak insanlığın gölgesiyle yüzleşmesinin sebebi, bir vücudu olduğunu düşünmesidir. Bilmezler ki o kadar yol hiçbir zaman gidilmeyecektir. Çünkü sıçramaları gerekir. Kanının son damlasına dek savaşacak olanlar, kendilerine biçtikleri rolleri hangi filmden aldıklarını bir kez daha düşünmeli. Kendine ispatlayacak şeyleri olanlar en fazla konuşanlardır. Ve dünya dil ile yönetilir. İstikrarla iletilen bir ileti, duyanı etkiler ve fazla konuşanlar ne dediklerine çok da bakılmaksızın kolektifte yer alır. Bu öyle tehlikelidir ki, yol açtığı iğrenç sonuçlar dünya çapında izlenebilir. Neyse ki çok seslilik artmış, artarken yeni yapı ve sunumlar kurmuş, muhalefet çoğalmış ve fazla konuşanlar çok seslilik tarafından sindirilmiştir. Artık içinde yaşadığımız çağ çok seslilik çağıdır. Ancak henüz bitmemiş fazlaca şey var. Kazanarak var edilen taşaklardaki kıvılcımlar yarışmadan doğmak istemiyor…Hadi bakalım. Varoluşlarını kazanmak bu savaşa bağlı. Bereketli topraklarıyla var olan bir yaradılıştan farklı. Ve zaten bu yüzden, dünya bir savaş arenası gibi döndü durdu yüzyıllarca. Topraklarını döllemek, imzalarını bırakmak isteyenlerin savaşı Dünya’yı bir arenaya çevirdi. Doğal olmayan yollarla yapılan savaşlar ise Dünya’nın yapısını bozdu ve kirletti. Şimdi Dünya, sizin ona yaptığınızı size yapıyor. Yaşam savaşı verdiren bir kaçışla, bu sefer kaçıyorsunuz. Yaptığınız şeyden. Doğa’nın uyanışı yalnız ilkbahar demek değildir. Doğal yahut yapay bir senaryonun birbirinden ayrılacak hali kalmamıştır. Çünkü yapay savaşları sizler ürettiniz. Ama hala savaşıyor insan, nefes almak için, hayatta kalmak için. Tek fark, kendi bildiği bir oyunda değil. Ve kuralları da kendi koymadı. Ve hep birlikte savaşıyor. Ortak bir düşmana. Virüs olan. Kendi gibi bulaşıcı ve yayılmacı, nefes kesen, ateş yükselten, baş ağrıtan, öldüren. Bıçağı ne için kullandıysa. Silahına ne koyduysa. Ok ve yaya nasıl baktıysa. Kendini efendi olarak gören insan, efendiliğiyle sınanıyor. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az. Bir kıyamet repliği, insanın uyanışı.
 Eski düzenleri sürdürmeye çalışanlar başarılı olamayacak. Gelecek dişildir. Hekate geleceğin tanrıçasıdır ve gelecek gelmiştir. Elini taşın altına sokmaya cesaret edemeyen kimse taş atacak gücü bulamayacak. Bir ok olmanın ne demek olduğunu bilmeyen kimse sıçrayamayacak ve varamayacak.’’
                                                                                                       Ocak 2021
(dipnot: Bu metni yazdığımı unutmuşken, Şirince / Kayserkaya’da Artemis isimli evde denk geldim. Yanımdaki bey savaşmayı överdi. Ben ise rüyamda Meryem Ana’yı görmüşüm bir zaman da, aradan zaman geçmiş Cebimdeki Artemis diye remix video yapmışım da, videodaki gibi Artemis’e taşınmış ve Artemis yazan anahtarlığı cebime koymuşum da, orada Meryem Ana’lı rüyam gerçekleşmiş idi. Ne var ki derinlemesine inceleme gerektiren durumlar için bazen kendi rahatımı bozduğum olur. Dolap isimli remix videomdan sonra içim bir hayli sıkıldıysa da, dönen - girilen - saklanılan - olunan vb bir şey olarak dolabı görmüş oldum. O sıkıntı beni Tiamat’a kadar götürdü zira Meryem ile de aram iyiydi ve elimin kolumun bağlanışı, tıpkı kolsuz Meryem Ana heykelleri gibi topluma mal olmuş gibiydi. Bu kolları tanıdığım için nerelere gittiğini gördüm ve erkek arıların kraliçe arı ile çiftleşmek ve onu korumaktan başka bir iş yapmadığını ve hatta iğneleri olmadığını, tüm balı dişi arıların ürettiğini ve ancak tüm cakayı erkeklerin attığını öğrenmiş oldum. Hele bunu anacılıkla bağdaştırıp retoriğe ekmek banan soytarılar evlerden ırak, diye düşündüm. Neyse, neticede bu yazı bugün kendini hatırlattı ve ben de aynen paylaştım.)
8 notes · View notes
veradansatirlar · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media
Gülüyorsam sebebi sensin. Bekliyorsam, vazgeçmiyorsam sebebi sensin. Ne olur sende savaşmaktan ve gülümsemekten vazgeçme.
119 notes · View notes
parcalaryokolus · 1 year
Text
Gün geldi omuzlarıma ağır gelen olaylar yaşandı.yine de her şeyle savaştım.yine de sabrettim.dedim ki Rabbimin vardır yine bir imtihanı.ve şimdi bu kadar güçlüysem savaşım yüzündendir.ben düştüğüm yerden kalkmasını bildim ve bu savaştan da sağ çıkacağıma eminim...
00:52 02.12.2022
Tumblr media
30 notes · View notes
intiharsin · 6 months
Note
Mucizelerini kendin yarat
birazcık daha zamana ihtiyacım var bunun için
2 notes · View notes
liyabeyz · 6 months
Text
Uykusuzsun, kırgınsın. İnandığın her şey, çok incitmiş seni. Bir son istiyorsun, huzur bulacağın bir son.
3 notes · View notes
mellowsero0158 · 1 year
Text
Kendini kötü hisseden,yıkılmış hisseden,artık hiçbir şeyi kaldıramayacak kadar güçsüz hisseden insanlara sözüm olsun, bir gün çok iyi olacaksınız. Her güzel şeyin bir sonu varsa eğer o zaman her acı şeyin de bir sonu vardır değil mi? Sadece kendini toparla ve güçlü olmaya çalış, hemen pes etme hem,savaşmak pes etmekten her zaman iyidir. Kendine cici bak güzel ruhlu insan.
2 notes · View notes
Text
savaşmak...yenileceğini bile bile savaşmak.
13 notes · View notes
jupiterliyazar · 4 months
Text
Bizi takip eden umutsuzluğu kovmak için savaştık hep.
12 notes · View notes
Photo
Tumblr media
Selammm 🪄 🛐 Şarkı kitaba yazılmış gibi 🛐💜🪄 Bugün sizlere Mor ve Mor-g hakkında yorumlarda bulunacağım. Kitabın konusunu öğrenmek istiyorsanız beni takip edip dm den iletişim kurabilirsiniz. 🪄 💜Gelelim yorumlaya.💜 Puanım : 9/10 "Dr.Nuh Ulak , Asena , Yusuf , Lamar .. En sevdiğim karakter şüphesiz Asena'ydı🛐 Kitap o kadar akıcı ki şimdi başlasam 15 dakikaya bitiririm yeniden. Yazarımızın kalemini ayrı kaliteli buluyorum . Fakat burada gerçekten bir başyapıt var (Her kitabı başyapıt cidden djdj) Peki neden 1 puan kırdım. Asena ve Yusuf sahnelerinin daha fazla olmasını isterdim. Gerçekten okurken içimi ısıtan bir ilişkileri vardı. Ve keşke biraz görsel olsaydı. O zaman benden tam puanı alıyordu. 🥰 |•Şimdi biraz alıntılarımıza göz gezdirelim. >.< ★ Ama varlığından haberdar olmak yeterli güzelliğe vurulmak için. Gözünle görmene gerek yok! (Mor) ★Dürüst olmadıkları için birbirlerine güvenmiyorlar , birbirlerine güvenmedikleri için de dürüst olamıyorlar. ( Mor-g) ★ Dost insanın dışında taşıdığı yarısıdır. ( Mor-g) #keşfet #book #love #kahramantazeoglu #fyp #tbt #future #2020 #discover #book #kitapyorumu #yorum #İstanbul #live #life #savaşmak #barış #savaş #gelecek #ask #wattpadturkey #kesfeteduselim❤️❤️🙏🏻✔️🙏🏻#⃣*⃣#⃣*⃣#⃣*⃣#⃣*⃣#⃣*⃣#⃣*⃣#⃣*⃣#⃣*⃣#⃣*⃣#⃣*⃣#⃣*⃣#⃣*⃣#⃣ (kitapların arası) https://www.instagram.com/p/CfRu63DtR3h/?igshid=NGJjMDIxMWI=
2 notes · View notes
cherrywodka · 2 years
Text
Kendi ruhuna asılı kalmak ne demektir bilir misiniz? Çaresizliğin en son evresinden biridir. Düşünsenize, kendinizi ruhunuza astığınızı. Kulağa hoş bir ölüm sebebi gibi geliyor değil mi? Ama öyle değil. Bu hissiyata varabilmek için kendinizle olan savaşı kaybetmeniz gerekir. Her gün yaşamaya bir neden ararken aslında aradığın şeyin hiçbir şey olmadığının farkına varmanız gerekir. Ben böyle olsun istemezdim. Güzel çocuktum, gülebiliyordum. Ama çocukluğumu yaşayabilseydim.
Neden bir anda tüm evrene kin besleyecek kadar hissiz birine dönüştüm ki...? Verdiğim kayıplar yüzünden mi? Ya da hayata başlarken geriden başladığım için mi? Neden her gece evin yolunu unutacak kadar kayboluyorum içimde? Söküp atmak istiyorum içimden beni bırakmayan hissizliği. Ama nedense hep o kazanıyor. Ben bu savaştan çok yoruldum ve artık ruhumun da yorulmasını istemiyorum. Çıkıp gitmeli içimden. Tuttuğum ipi özgür bırakıyorum artık...
6 notes · View notes
Text
Kimse senin dalgalarla nasıl savaştığını bakmaz. Gemiyi limana getirip getirmediğini bakar.
4 notes · View notes
cerenzengin · 2 years
Text
Neden böyle oluyor?
Neden gülüşümüz geceye gündüz getirirken,ardından hemen gözyaşları geliyor?Neden mutluluk beraberinde hüznü çağırıyor her zaman? Yoksa bunca acıyla savaşan kalbim,haketmiyor mu mutlu olmayı? Ya da mutluluğu bu kadar hak ederken yüreğim verilen bu savaşların sonunda kavuşacak mı o sonsuz huzura? Bunların cevabını bilmiyorum..Ama kalbimde kalbimden büyük bir sevgi var biliyorum.. Savaşmam gereken yere kadar savaşacak,vermem gereken tüm sınavları vereceğim bu yolda.. Ama,bir kez daha paramparça olmaya,kanadımın kırılmasına,hayata küsmeye hazır değilim ve sanırım hiçbir zaman olmayacağım..Hayat,her saniye başka bir mutluluk ve başka bir hüzün getiriyor beraberinde.. Umarım çiçekler yeşerttiğim bu bahçe,çaresizliğin içinde hapsolmuş bir şekilde solup gitmez sonsuzluğa.. Mutluluk nasıl beraberinde hüznü getiriyorsa bu acılar,kahkahaları getirsin beraberinde.. Çok sevelim,çok sevilelim..Acıları gömelim sonsuz bir bilinmezliğe..
6 notes · View notes
veradansatirlar · 2 years
Text
Gitmek kolaydır. Bir de kalmayı denesene. Anılarla savaşmayı, bir yüreğin ardından bakmayı denesene. Kaldırabilecek misin? Dayanabilecek mi yüreğin?
32 notes · View notes