Tumgik
#can yayınları
mecnun1cinar · 7 months
Text
Geçmiş tuhaf şey.Hep yanınızda taşıyorsunuz
Tumblr media
140 notes · View notes
bilgeyim · 5 months
Text
Tumblr media
64 sayfalık kitap bir çırpıda okunup kalbimizi delebilir. Çünkü annenin ölümünün ardından yazılmış bir yas günlüğü sayılır. Fotoğrafı annemden aldığım Isparta halısı fonuyla çektim. "Bir Kadın aslında her kadının hikayesidir" diyorlar... Bu kitaba bakınca annemi görüyorum. Bazı alıntılar ekledim...
"Herkese göre, ölmüş olması daha iyiydi. Bu anlamadığım bir cümle, bir kesinlik."
"Yoksulluğun yükünü azaltan her şeyi bilirmiş. Yüzyıllardır anneden kıza aktarılan bu bilgiler sıra bana gelince durdu; ben sadece bu bilgilerin arşivcisiyim."
"Annem hakkında yazıyorum çünkü onu dünyaya getirme sırası bende."
"İnsanların onu olduğu gibi sevmeyeceklerinden korktuğu için, vereceği şeylerle sevilmeyi umuyordu."
"Başladığı mektupları devam ettiremeyip yırtıyordu. Kasım ayında, bunlardan birinin üstünde, "Sevgili Paulette, içine girdiğim karanlıktan çıkamadım," yazıyordu."
"Onu beslemeye, ona dokunmaya, onu duymaya gereksinimim vardı."
"Şaşkınlık içinde, onun ölebileceğini anladım."
"Artık sesini duymayacağım. Olduğum kadını, bir zamanlar olduğum çocukla bir araya getiren onun sesi, sözleri, elleri, tavırları gülüşü ve yürüyüşüydü. Geldiğim dünyayla aramdaki son bağ da koptu."
24 notes · View notes
afilimeczup · 3 months
Text
Tumblr media
şiir merdiveni çok dik;
ayağımı attığım ilk basamaktan,
hoş gör, daha yukarı çıkamayacağım.
16 notes · View notes
isabukoyeugramadi · 5 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
6 notes · View notes
dusunebiliyorum · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
beni öp, sonra doğur beni/çocuğundan öptüm seni*
24 notes · View notes
melodi-blog · 2 years
Text
Hadi birlikte kitap okuyalım delice saatlerce
~melodi-blog
2 notes · View notes
kitapmagarasi · 10 days
Text
Tumblr media
BÖYLE YAŞIYORUZ ARTIK ~ SUSAN SONTAG
Kitaptaki en etkileyici kısımlardan birisi benim için kanser & AIDS karşılaştırmasıydı. Her iki hastalık da ölümcül ve kesin bir çözümü yok maalesef. Ancak Sontag, kanserin insanda kötü şans, AIDS'in ise suçluluk duygusu uyandırdığından bahsediyor. Kanser sağlıksız bir yaşamın cezası olarak görülürken AIDS, sapkın bir seks müptelasını çağrıştırır. Bu nedenle de bir AIDS hastası ya da HIV pozitif bireyler fiziksel ölümden önce toplumsal bir ölümle yüzleşir. 
Yorumun devamı için başlığa tıklayın!
0 notes
dipnotski · 22 days
Text
Ludwig Wittgenstein – Renkler Üzerine Düşünceler (2024)
Ludwig Wittgenstein’ın ölümünden bir yıl önce, 1950’de Oxford’da yazdığı, son eserlerinden olan ‘Renkler Üzerine Düşünceler’ yazarın tek bir felsefi konuya odaklandığı birkaç metinden biri. Renklerle ilgili felsefi sorunların ancak ilgili dil oyunlarına dikkat edilerek çözülebileceğine inanan Wittgenstein, renklerin dildeki kullanımını açıklığa kavuşturmak için Goethe’nin Renk Öğretisi’ni ve…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
gunesinkitapligi · 2 months
Text
Hayvan Çiftliği
Bugün hayvan çiftliği konusuyla ve değerlendirmesiyle geldim. Hayvan çiftliğinde insanların yönetiminden bıkan hayvanlar yönetimi ele geçirerek kendi kendilerini yönetmeye başlarlar. Hayvanlar zaman geçtikçe bazı şeylerin değiştiğini fark ederler. Eğer daha fazla ayrıntıya girersem kitabın tamamını anlatmış olurum ama şu kadarını söyleyebilirim ki ben bu kitaba bayıldım. Kesinlikle herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum. Ve size iyi okumalar diliyorum... 🤩🤩🤩
0 notes
syhmspmk · 8 months
Text
Tumblr media
Büyülü gerçeklik akımının en iyi örneklerinden kitap. Yüzyıllık Yalnızlık kitabını çokça anımsattı bana. Şeker Portakalı’nı da hatırlattı elbette.
Dirmit; kitapları, şiirleri, doğa ile olan ilişkisi ile direnir.
Desteğini yıldızlardan, ağaçlardan, taşlardan, kuşkuş otundan, rüzgârdan alır,kitaplardan alır. O küçük kız çocuğu büyümeden kitap biter. Dirmit hep direnecek, direndiği için kazanacak. Tüm direnenler gibi…
0 notes
arthez · 11 months
Text
"Bir yanda deniz, öte yanda kumsal ve yukarıda uzay."
Sen 1799'da doğ. Onlarca roman yaz. Milyonların takdirini kazan. Yetmedi eserlerin ve ustaca tasarlanmış roman karakterlerinle 21. Yüzyılda bile popüleritenin dibine vur. Fz gelsin sana "BALZAC'DE İYİYMİŞ HA" desin, olacak iş değil.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Böyle bazen hikayeye kendimi kaptırdığım kitapları okurken çok güzel, çok hoş bir şey içiyormuş gibi hissediyorum. Kitabı kapatıp kenara koysam sanki o içtiğim şey yarım kalmış gibi hissedip o tadı tekrar almak için fırsat kolluyorum. Bu kitap da öyle oldu benim için. 8 dk geç çıkmışım mütaladan... (H. H. Der ki 9 talebenin herbirinden 8dk, etti mi sana 72dk hak) neyse konumuza dönelim. Okur hayatımın Deniz Dönencesi yılındayım a dostlar. Garip bir şekilde içinde denizden bir parça olan klasik kitaplar hep güzel, hep güzel, hep güzel. Ben de 'Deniz mi? Klasik mi? At sepete' şeklinde devam ediyor ve mümkün olur da alıp da okursam çok büyük zevk ve çok yoğun bir tat alıyorum bu "deniz içerikli" kitaplardan. Öyle ki son zamanlarda aldığım kitapların isimlerinden anlaşılıyor bu ruhaniyetim;
Kaptan Singleton, Deniz kıyısında bir dram, Derinlikler, Deniz işçileri, Bilinmeyen adanın öyküsü, Güney denizi öyküleri Vs. Vs.
Bu arada üçüncü fotoğrafta kitapta aniden mahlasımı bulmanın şaşkınlığıyla çektiğim fotoğraf mevcut. Şok geçirip baktım, Balzac dedim, arthez dedim, yazmış dedim, arthez bi kalenin ismiymiş meğersem onlarda. Arthez benim için çok farklı ve özel. Bu da özelliğini zenginleştirdi. Neyselikle....
0 notes
albay34-blog · 2 years
Text
Damon Galgut'un Kaleminden “Vaat”
Damon Galgut’un Kaleminden “Vaat”
Bağlılığa ve sadakate atfen verilen bir söz… Aile ne için vardı? Damon Galgut’un 2021 Booker Ödülü’nü alan romanı “Vaat”, Güney Afrikalı bir ailenin dağılışını ve yıllarca onlara hizmet etmiş siyahi emekçisine verdikleri ancak tutamadıkları sözü konu ediniyor. Delidolu Yayınları etiketiyle, Hasan Can Utku’nun Türkçesiyle raflara yerleşen kitap, insanların ikiyüzlülüğünü ve iç hesaplaşmalarını…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
afilimeczup · 2 months
Text
Tumblr media
''ah, insan sevinci ne kadar da sefil, kısa ve hayal kırıklığıyla dolu! çünkü aslında, car en realite, aşkın doruk ânı ne kadar sürer ki? hiç, bir an, belki bir saniye. bir saniyelik esrime ve ardından... toz, kül, hiçlik.''
4 notes · View notes
gokkusaginda · 2 months
Text
Can yayınları adam ol indir fiyatları
13 notes · View notes
dusunebiliyorum · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Kitaplığına doğru yürüdü. Yabancı’ya uzandı eli, sonra Dönüşüm’e. Gülümseyerek vazgeçti. Tekrar yattı.
30 notes · View notes
doriangray1789 · 2 months
Text
İSLAM VE YAHUDİLİK
Tarih, Araplar ve Türklerin birbirlerini o kadar da sevmediğini söyler (kaynak - Zekeriya Kitapçı, Türkistan'ın Müslüman Araplar Tarafından Fethi, - Ebu Müslim Horasani 2. Cilt, "Emeviler devrinde Alevilerin Maveraünnehir ve Horasan'a sürgün edilmesi) Peygamberden sonra meydana gelen Siffin savaşının ardından başlayan Emeviler döneminde İslam daha çok Arap milliyetçiliği ekseninde gelişmekte olan bir din olmuştur. İslam Devleti yeni fetihlerle oldukça genişlemiş, Alevi ve Şiilerin Türk desteğiyle yerleştikleri Maveraünnehir'e kadar ulaşmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle Türkler İslam’ı araplardan ziyade Farslardan ve Yahudilerden öğrenmiştir.
(bir kaç örnek -Havva’nın Adem’in kaburga kemiğinden yaratıldığı Kuran’da yazmaz, Havva adı bile geçmez, Tevrat’ta yazar bunlar. -Miraç kandili, yani önemli kişinin bir hayvanın sırtında göğe yükselme günü kutlaması Zerdüştlük’te Ahura Mazda’dan gelir. -Erkek çocuklarının pipisini kesenler Yahudilerdir. Kuran’da yazmaz, Tevrat’ta yazar.
yom kippur > berat kandili çarşaf giymek bir tesettür alternatifi olarak peruk takmak. adetli, regl dönemindeki kadının ibadet edememesi, pis addedilmesi. turşu kursa bile tutmayacağı inancı. bkz: yahudilerde hayız halindeki kadın murdar sayılmaktaydı. bu sebeple hayızlı kadının dokunduğu her şey murdar sayılmaktaydı. kur'an'da, tevrat ve incil'in değiştirildiğine dair bir söz bulunmaz. koskoca şekilde "allah kitabını korur" diye bir ayet vardır. kur'an; eski ve yeni ahitin arap kültürüyle yorumlanışıdır. kurban etmek yahudiliğinin şanındayken hıristiyanlık'ta kurban yoktur çünkü yesu mesih bütün insanlık için kurban olmuştur. islâmda ise kurban ibadeti farzdır. sünnet antik mısır kökenlidir. yahudilikte adem-havva'dan gelen insanlık günahını temizlemek için erkeklere farzdır. hıristiyanlık'ta bu olay hem dişi, hem de erkeğin günahtan kurtulması için onun yerine vaftiz gelmiştir. islâm dininde sünnet farz değildir, o coğrafyanın kültürlerinde gelenektir. mısır'da bulunan koptik hıristiyanlar sünnet olur. oruç ibadeti yahudilik, hıristiyanlık ve islâm'da vardır. farkları gıda kısıtlamaları ve gün sayısıdır. fakat amaç aşağı yukarı aynıdır.
namaz, gözlemlediğim kadarıyla ortodoks hıristiyan inançta vardır. yahudilerde de varmış. islâmda daha da önemli hale gelmiştir. o üç semavi din tek tanrılı, monoteist olarak da adlandırabileceğimiz dinlerdir. hıristiyanlık'ta bulunan üçleme "üç tanrı" değildir, o üçlülük durumu tanrı'nın tezahürleridir; yaratan ve kadim olan tanrı, tanrı'dan gelen ruhun ete kemiğe bürünmüş, günahsız tek peygamber olan yesu mesih, tanrı'nın evreni ve evrenin içinde bulunan dünya'nın işleyişini etkileyen ruhül-kudüs. ruhül-kudüs'ü kabaca tasvir etmek gerekirse islâm'da bulunan cebrail meleğinin komplike halidir. istavroz çıkarılırken türkçe'ye şu şekilde çevrilebilecek söz söylenir; "baba, oğul, ruhül-kudüs, bir allah'ın adıyla amin" şimdi semavi dinlerler, başta sümer dinleri olmak üzere destan ve efsanelerden de etkilendiğini de sen araştır...bu örnekleri çoğaltmak mümkündür)
752 Talas savaşıyla islamla tanışan Türklerin islama geçiş süreci de uzun olmuştur.... Türklerin İslam'a geçişi, Türklerin İslam dininden önce mensup oldukları Tengricilik inancından vazgeçip dinlerini değiştirmeleridir. Yaklaşık 10. yüzyıla kadar Tengricilik dini Türkler arasında en yaygın din olmuştur. Türklerin İslam diniyle ilk teması Şii ve Alevilerin dördüncü İmam olarak kabul ettikleri İmam Zeynel Abidin'in Türkler tarafından Kerbela'da koruma amaçlı Horasan'a götürmeleriydi. İslamiyet öncesi Türkler ile Müslüman Arapların ilk karşılaşması 7. yüzyıl döneminde Hilafet-İmamet çekişmeleriyle gerçekleşmiştir (Kaynak-Alevi Devletleri - Muharrem Uçan, Horasan'dan Anadolu'ya Horasanlı 90.000 Alevi Türkmen Erenleri ve Tarihi, Can Yayınları, 2. Baskı --Türkler, Cilt I, Editörler: Hasan Celal Güzel, Prof. Dr. Kemal Çiçek, Prof. Dr. Salim Koca, Yeni Türkiye Yayınları)
Tarihte Yahudilik ile İslam arasındaki etkileşimin tarihi, İslamın Arap Yarımadası'nda doğup buradan yayılmaya başladığı 7. yüzyıla kadar uzanır. Gerek Yahudiliğin gerekse İslamın kökenleri Ortadoğu'da, İbrahim'e dayandığından, her ikisi de İbrahimi (Semavi dinler) olarak kabul edilir. Yahudilik ile İslam'ın paylaştığı birçok ortak yön bulunmaktadır: temel dini görünümü, yapısı, hukuk felsefesi ve uygulaması ile İslam ile Yahudilik birbirine benzer.
Hz.Muhammed Mekke'de dini yayarken, "ehl-i kitap" olarak adlandırdığı Hristiyanlar ile Yahudileri, öğretilerinin temel ilkelerini paylaştığı doğal müttefikleri olarak görmüş, onay ve desteklerini vermelerini beklemiştir. O dönemde, Müslümanlar da tıpkı Yahudiler gibi ibadetlerinde Kudüs'ü kıble alıyordu.
10 notes · View notes