“I want to exist from my own force, like the sun which gives light and does not suck light.”
C. G. Jung, The Red Book: Liber Novus
414 notes
·
View notes
Thinking is difficult, that’s why most people judge.
C.G. Jung
473 notes
·
View notes
İnsanın sadece bilincinin kendisi hakkında bildikleri kadar olduğuna evrensel çapta inanıldığı için, kişi kendini zararsız zanneder ve kötülüğüne bir de aptallığı ekler. Korkunç şeylerin olduğunu ve olmaya devam ettiğini inkar etmez, ama bunları her zaman “ötekiler” yapar. Ve bu tür kötülükler yakın veya uzak geçmişte kaldıkları zaman, çabucak ve rahatça unutkanlık denizine gömülürler, arkasından “normallik” dediğimiz o kronik bulanık kafalılık geri gelir. Oysa çarpıcı gerçeğe göre hiçbir şey yok olmamış, hiçbir şey düzelmemiştir. Kötülük, suç, vicdanın derin rahatsızlığı ve karanlık kuşkular gözlerimizin önündedir, keşke görmeyi bilseydik.
Bunları yapan insandır; ben de insan doğasından nasibini almış bir insanım; demek ki başkalarının yanısıra ben de suçluyum ve bu kötülükleri tekrar tekrar yapabilme kapasitesini ve eğilimini içimde hiç değişmez ve silinmez biçimde taşıyorum. Hukuken konuşursak, suçun ortağı olmasak bile, insan tabiatımız yüzünden her zaman potansiyel suçlularız. Sadece o cehennem gibi meydan kavgasına sürüklenecek uygun ortamı bulamadık şimdiye dek. Hiçbirimiz insanlığın o kolektif kara gölgesinin dışında değiliz. Suç, nesiller önce işlenmiş olsa da, bugün işleniyor olsa da, her zaman ve her yerde olan bir eğilimin semptomu olmaya devam etmektedir. Dolayısıyla insan biraz ‘kötülüğü hayal etse’ iyi olurdu, zira ancak bir aptal kendi doğasının durumunu sürekli görmezden gelebilir. Gerçekten de, bu gaflet insanı kötülüğün aracı yapmanın en etkili yoludur. Zararsızlık ve naiflik, bir kolera hastası ile yakınlarının hastalığın bulaşıcılığından bihaber olmaları ne kadar işe yararsa, o kadar işe yarar. Aksine, zararsız ve naif olmak farkedilmeyen kötülüğün ‘ötekine’ yansıtılmasına yol açar. Bu da ötekinin pozisyonunu gayet etkin biçimde güçlendirir, çünkü yansıtma kendi içimizdeki kötülüğün gizlice ve gayri ihtiyari duyduğumuz korkuyu karşı tarafa taşır ve ondan gelecek tehlikenin boyutlarını arttırır. Daha da kötüsü, bu konudaki içgörü eksikliğimiz, kötülük ile başa çıkabilme kapasitemizi yok eder.
(Olanlara olacaklara sadece Filistin açısından bakmayalım
Bize ne boş ver diyenlere
Dünyada yapılan bütün kötülüklerden uzak değiliz maalesef gerçekliğe uyanmış da değiliz..)
90 notes
·
View notes
I am astonished, disappointed, pleased with myself. I am distressed, depressed, rapturous.
I am all these things at once, and cannot add up the sum.
There is nothing I am quite sure about.
I exist on the foundation of something I do not know.
— C.G. Jung, Memories, Dreams, Reflections (Knopf, January 26, 2011) (via Make Believe Boutique)
73 notes
·
View notes