Tumgik
#arslan abbas
chandtarasblog · 2 years
Text
Tumblr media
Teri nigah se hi meri dastaan hai
Teri nigah nahi tou meri dasta’n nahi
Mai khud ko bhool jau yeh momkin hai jan-e-jaa’n
Par tujh ko bhool jau? Nahi, jan-e-jaa’n, nahi!
دلِ خواب زَد
71 notes · View notes
maihonhassan · 2 months
Text
آج صدمے بلا کے تھے ، ورنہ
Aaj sadme bala ke thay, warna
دِل کی عادت نہیں کہ آہ کرے!
Dil ki adat nahi ke aah kare!
— Arslan Abbas
91 notes · View notes
eyeina · 3 months
Text
Ik zara si baat par, salam-e-alvida keh diya
Munfarid tha, traq-e-talluq ka ye andaz bahot.
-Arslan Abbas-
23 notes · View notes
verses-n-moon · 5 months
Text
When they always say, “I miss him/her” but Arslan Abbas wrote:
جا بجا دل کو لگانے سے کہاں بھولے گا؟ ہم کو وہ شخص بھلانے سے کہاں بھولے گا؟
ہاں کئی روز سے وہ یاد نہیں آیا مگر، وہ فقط یاد نا آنے سے کہاں بھولے گا؟
- Maria Jay
4 notes · View notes
aashufta-sar · 2 years
Text
Aisi raunaq mein bhi veerana hua jata hai,
Dil ko roko ke yeh deewana hua jaata hai
Arslan Abbas
3 notes · View notes
the-healing-words · 1 month
Text
When Khaled Hosseini said,
"How quietly we endure all that falls upon us."
And Arslan Abbas said,
"Koi dukh hai bahut hasne se bhi jaata nahi jo,koi gham hai jo ander rooh tak aaya hua hai."
1 note · View note
shahananasrin-blog · 8 months
Link
[ad_1] ‘A’ İle Başlayan Erkek Bebek İsimleri ve Anlamları  Abad: Şen, bayındır, Sonsuz gelecek zamanlar.Abadın: Ezeli.Abak: Köylü.Abakan/Abakay: Bir Türk boyunun adı.Abakay: Bir Türk boyunun adıAbamüslüm: İslamiyete inanların ulusu, yücesi.Abat: Şen, rahat, mutlu olmuşAbay: Hüner, beceriAbaza: Kafkaslarda yaşayan bir Türk soyu.Abbad: Allaha itaat ve ibadet eden, kulluğunu hakkıyla yerine getiren. Yasaklarından kaçınan kişi manasındadır. Abbad b. Bişr. Ashab dan.Abbas: Sert, çatık kaşlı kimse. 2. Arslan – Abbas b. Abdülmuttalib. Rasûlullah (s.a.s)’ın amcası, Mek­ke’nin fethinde müslüman olmuştur.Abdal: Derviş, bilgili kişi.Abdi: Kulluk ve itaat edendir. Kullukla, kölelikle ilgiliAbdulhamit: Hamdolunmuş, övülmüş, bütün varlığın diliyle övülmüş Allah’ın kuluAbdulkadir: Her şeye gücü ve sözü yetenAbdullah: Allah’ ın kuluAbdulrezzak: Yukarıdan gelen ilk kullardan biriAbdurrahman: Rahmet sahibi olan Allah’ın kulu.Abduş: “Abdullah” isminin kısaltılarak bir başka söyleniş biçimi.Abdülalim: Herşeyi bilen Tanrı’nın kulu.Abdülaziz: En yüce, en değerli olan Allah ın kulu. Büyük ve aziz olan, izzet ve şeref sahibi Al­lah ın kulu. Aziz Allah’ın isimlerindendi r. – Sultan AbdülazizAbdülbaki: Her zaman var olan Allah ın kulu. Sonsuz, ebedi olan ve ölmenin kendisi için sözkonusu olmadığı. Allah ın kulu-Allah’ın isimlerinden.Abdülbari: Yaratan, yaratıcı Allah’ın kulu. Bari ismi, Al­lah ın isimlerindendir. Abd takısı almadan kullanılmaz. Yaratan, yaratıcı olan Allah’ın kuluAbdülbasir: Her şeyi görüp gözeten ve gizliliğin kendisi için söz konusu olmadığı yüce Allah’ın kulu.Her şeyi görüp anlayan Allah ın kulu.Abdülbasit: Genişlik, ferahlık ve kolaylık verici olan Al­lah ın kulu. – Allah ın isimlerinden.Rızkı yayıp bollaştıran Allah ın kuluAbdülbedi: Allah’ın isimlerinden. Bedinin kulu.Abdülberr: Berr in kulu. Cömert ve ihsan edicinin kulu.Berr, Allah ın isimlerindendir.Abdülcabbar: Zorlayıcı güce sahip olan Tanrı’nın kulu.Abdülcebbar: Cebredici, zorlayıcı, kuvvet ve kudret sahi­bi Allah ın kulu. Cebbar, Allah ın isimlerindendir. Zorlayıcı güce sahip olan Allah ın kulu.Abdülcelil: Büyük, ulu, yüce Allah ın kulu. Celil, Allah ın isimlerindendir. En yüce olan Allah ın kuluAbdülcemal: Güzellikleri kendinde toplayan Allah ın kulu.Abdülcevat: Cömert olan Allah ın kulu.Abdüleelal: Tanrı’nın kulu.Abdülehad: Şeriki ve ortağı bulunmayan, tek olan Allah ın kulu. Ehad, Allah ın isimlerindendir.Abdülesed: Aslan ın kulu.- Hz. Rasûlullah (s.a.s) m reddettiği isimlerdendir. Müslümanlar kullanmazlar.Abdülevvel: Herşeyin evveli, ilk olan, varlığının başlan­gıcı bulunmayan Allah ın kulu.Abdülezel: Ezelden beri var olan varlığı için başlangıç söz konusu olmayan Allah ın kulu. Ezelden beri var olan Allah ın kulu.Abdülferid: Tek, eş­siz, eşi olmayan, kıyas kabul etmez, üstün olan. Allah ın kulu.Abdülferit: Üstün olan Tanrı’nın kulu.Abdülfettah: Gizli şeyleri açığa çıkaran Allah ın kulu. Zafer kazanmış, üstün gelmiş, fetheden-açan, kullarınının kapalı-müşkil işle­rini açan Allah ın kulu. Allah ın isimlerindendir.Abdülgaffar: Kulla­rının günahlarını affeden Allah ın ku­lu. Allah ın isimlerindendir. “Abd” takısı almadan kullanılmaz.Abdülgafur: Bağışlayan, acıyan Tanrı’nın kulu.Abdülgani: Zengin ve eli açık Tanrı’nın kulu.Abdülhak: Yüce Tanrının kuluAbdülhakim: Her şeyi bilen Tanrı’nın kulu.Abdülhalik: Yaratan Tanrı’nın kulu.Abdülhalim: Anlayışlı, izanlı Tanrı’nın kulu.Abdülhamit: Övülen Tanrı’nın kulu.Abdülkadir: Kudretli ve güçlü olan, Allah`ın kulu.Abdülkerim: Kerem sahibi, cömert, ulu olan Allah ın kulu.Abdüllatif: Zenginliğini paylaşan Tanrı’nın kulu.Abdüllazim: Büyük, yüce, ulu, yüksek.Abdülmecit: Şan ve şeref sahibi Tanrı’nın kulu.Abdülmelik: Tüm evrene egemen olan Tanrı’nın kulu.Abdülmetin: Kudrete sahip Tanrı’nın kulu.Abdülrezzak: Soylu, gücüne güç katanAbdülvahap: Eli açık Tanrı’nın kulu.Abdülvahip: Üstün olan Tanrı’nın kulu.Abdülvahit: Üstün olan Tanrı’nın kulu.Abdürrahman: Rahmet sahibi olan Tanrı’nın kulu.Abdürrauf: Çok merhamet eden, esirgeyen Allah ın kulu. Rauf olan Allah ın kulu.Abdürreşit: Doğruluğu öğreten Tanrı’nın kulu.Abdürreşit-Abdürreşid: Allah´ın isimlerinden. Reşid´in kulu, doğru yolu gösteren Allah´nın kulu.Abdürrezzak: Bütün mahlûkların rızkını veren Allah´ın ku­lu. – Rezzak, Allah´ın isimlerindendir. “Abd” takısı almadan kullanılmaz. Tüm yaratıklara rızkını veren Allah´ın kulu.Abdüssamed-Abdüssamet: Kimseye ve hiçbir şeye ihtiyacı olmayan Allah´ın kulu. Kimse­ye hiçbir şeye muhtaç olmayan, Al­lah´ın kulu. – Samed, Allah´ın isimle­rindendir.Abdüsselâm: Barışçı olan Tanrı´nın kulu Barış, rahatlık, selamete çıkaran, selam eden, zevalsiz ebedi olan Allah´ın ku­lu. – es-Selam kelimesi, Allah´ın isim­lerindendir. “Abd” takısı almadan kullanılamaz.Abdüssemi: Her şeyi işiten, duyan Allah´ın kulu. Her şey­den arınmış olarak bütün sesleri, söz­leri ve kelimeleri işitip ayırdeden yü­ce Allah´ın kulu.Abdüssettar: Günahları örten, gizleyen Allah´ın kulu.Abdüşşahid: Şahid´in kulu. Görünen ve görünmeyen eşya­nın hepsini görücü ve tasarruf edici olan ve her şeyi müşahade altında bu­lunduran Allah´ın kulu. Şahid, Allah´ın isimlerindendir.Abdüşşekür: Emrine uyan, yasaklarından sakınan kullarını seven ve çok ikramda bulunan Allah´ın kulu. Şekür, Allah´ın isimlerindendir. “Abd” takısı almadan kullanılmaz.Abdüzzahir: Varlık ve birliği sonsuz sayıda eserler ve delillerle belli olan Allah´ın kulu. Ez Zahir, Allah´ın isimlerindendir.Aber: Hz. Nuh´un erkek torunu.Abgun: Mavi renk. Gök. 2. Parlak. 3. NişastaAbıd: Dindar, sofu, din kurallarına bağlı.Abır: Huzur, barış.Abid: Dini bütün, dindar, sofu.Abide: Anıt önemli ve değerli yapıt anlamındadırAbidin: Dua eden, duacıAbir: Güzel kokan, mis, güzel koku.Aborkar: Tutumlu, tutumlu davranan.Abrek: Yaşadığı toplumun düzenine karşı gelen, savaşçıAbuşka: Kadının kocasına verilen bir ad.Abuzer: Altın suyu. Altın suyu misali parlak ve görkemliAbuzettin: Dindar, din yolunda hızlı giden.Acabay: Güçlü kuvvetli kişi.Acabey: Güçlü kuvvetli kişi.Acahan: Güçlü kuvvetli kişiAcar: Becerikli, atılgan, ele avuca sığmazAcaralp: Yiğit, becerikli, cesur kişiAcarbay: Zengin, kuvvetliAcarbey: Güçlü, cesur, atılgan, becerikli kimse.Acarer: Güçlü, becerikli, gözü pek kimse.Acarkan: Atılgan, güçlü, kuvvetliAcarman: Çevik, becerikli, girişken insan.Acaröz: Özü güçlü, yiğit kimseAcarsoy: Yiğit soy, güçlü soyAcartürk: Yiğit Türk, güçlü Türk, gözüpek TürkAcatay: Güçlü tayAcem: Açık ve doğru Arapça konuşamayan kimse 2. İran haklarından birine mensup.Aclan: Yerinde duramayan, aceleci.Acun: Dünya, varlıkAcunal: Dünyayı kapsayan, dünyayı fetheden; Dünyayı fethet; dünyaya yayıl” anlamında kullanılan bir isimdir.Acunalp: Dünyaca tanınmış yiğit.Acuner: Dünya eri, dünya yiğidiAcunseven: Evreni seven, dünyayı sevenAçıkalın: Alnı açık kimse, temiz kişiAçıkel: Cömert insan.Açıker: Doğruluğun, dürüstlüğün savunucusu olanAçıkgün: Güneşli gün, bulutsuz günAda: Deniz veya göl suları ile çevrilmiş küçük kara parçası.Adahan: Ada ve han sözlerinden oluşan bir ad.Adal: Adın yayılsın, ün kazan” manasında.Adalan: Adı bilinen, tanınan, iyi ünü olanAdalettin-Adaleddin: Dinin adaleti.Adalı: Ada halkından olan kimse.Adalır: Adlanır, ad alır, bilinirAdamış: Adak yapmış olan kimse.Adanır: Adı ünlenen kimse.Adar: Uygur metinlerinde geçen bir Türk adı, olgunluk, erginlik, süre zaman, omuzdaşAdaş: Adları eş olanlar, aynı adı taşıyanlardan her biri, kardeş, edinilmiş olan, arkadaşAdem: İyi, temiz insan. İlk insanın adı Hz. AdemAdıcan: Adı ile sevilen, adı sevgili olan.Adıgün: Adı aydınlık, gün gibi olanAdıgüzel: İsmi güzel anlamında.Adın: El, kimse.Adınamlı: İsmiyle ünlü olan.Adısanlı: İsmiyle ünlü olan.Adısoylu: İsminin çok elit olduğu anlamında.Adısönmez: Adı sürekli olarak yaşar, adı sürer gider, kuşaktan kuşağa sürer.Adıvar: Adı yok değil adsız değil, adlandırılmış.Adıyahşi: İsmi güzel anlamında.Adil: AdaletliAdilhan: Doğruluğun, Hakkın Hükümdarı.Adin: CennetAdiyan: Bervari ilçesi halkından kabile.Adlı: ZamirAdlığ: Adı var, adı sanı bilinen, tanınmış ünlüAdnan: Cennette ölümsüzlüğe kavuşan kişidir. Bir yere yerleşip ikamet eden kişi manasındadır ayrıca.Adni: Cennetlik insanAdsay: Moğol hakanlarından biriAdsız: Adı olmayan, isimsizAdsoy: İsmi soyunu ifade ediyor anlamında.Aduşan: Ateş, alevAfacan: Ele avuca sığmaz, çok zeki.Afer: Çok beyaz, bembeyaz.Affan: Kendini kötülüklerden uzak tutanAfgan: Çabuk sinirlenen.Afif: Temiz, namuslu.Afra: Beyaz toprak. 2. Ayın 13. gecesi.Afrin: Suriye'de bir şehirAfşin: Zırh, silahAga: Haber, bilgili kişi, bilen.Agah: Bilgili, uyanıkAgâh: Bilgili, uyanıkAger: Temiz, doğru kimseAgıl: Akıl, zeki.Agid: Yiğit, güçlü, yürekli.Agir: Ateş.Agra: Çok sevimli, çok yakışıklı.Ağa: Ağabey, köy ve kasabalarda büyük toprak sahibi olan Varlıklı kimseAğababa: Bir yerde sözü geçen ve ileri gelen kimse.Ağabay: Ağa ve çok varsıl kimseAğabey: Ağa, çok varsıl, güçlü kişi.Ağacan: Cömert, içten kimse.Ağahan: Ağaların ağası.Ağakan: Ağa soyundan gelme.Ağan: Geceleri gökte, ara sıra, hızla akıp gittiği görülen ışıklı nokta, göktaşı, akanyıldızAğaner: Akanyıldız gibi güzel er, akanerAğansoy: Yüksek soylu.Ağaoğlu: Saygı duyulan birinin oğlu. 2. Beyzade.Ağar: Sadık kişi.Ağarantan: Sabahın erken vakti, tan vaktiAğca: Çok beyaz, apakAğcabey: Temiz ve kişilikli insan.Ağçelik: Çok iyi su verilmiş, çelik, ak çelikAğer: Temiz kişi, temiz erkek, ak erAğırtaş: Ağırlığı çok olan taş, ağırbaşlı kimseAhen: Demir gibi sert.Ahıska: Gürcistan’da bir kent.Ahi: Dost canlısı. 2.Erkek kardeş. 3. Eli açık, cömert.Ahlas: Saf, halis, karışımsız. 2. İyi yürekli, temiz kimse. 3. Kur´anî ıstılahta, Allah´a halis olarak yönelip ihlaslılıkta ileri bir dereceye varmış kul.Ahmed: Çok, en çok övülmüş, methedilmiş kimse manasındadır. Kur’an-ı Kerim’de Saf suresinin 2. ayetindeAhmet: Övgüye değer.Ahter: Yıldız.Ahves: Cesur, kahraman, yiğit.Aka: Saygıdeğer kimse, ağaAkabay: Varlıklı kimse, ağaAkabey: Varlıklı kimse, ağa ve beyAkad: Soyluluk, Onurlu bir kişiliğe sahip olmakAkadlı: Adı ak, soyu temizAkagündüz: Asıl adı Enis Avni olan bir yazarımızın takma adıAkal: AkalAkalan: Ak alan, ak meydan, beyaz alanAkalın: Temiz alın, açık alın, ak alın.Akalp: Doğruluğu ve dürüstlüğüyle tanınan kimse.Akam: Etki, sonuç, vargı.Akan: Akıp gitmekte olanAkaner: Akıp giden yiğitAkansel: Akan, uzun mesafeden sonra denize dökülen su.Akansu: Akıp giden suAkant: Temiz, dürüst, sözünün eri.Akar: Akmak eylemini yaparAkarca: Akıp giden su, akan su, akarsuAkarçay: Akıp giden su, akıp giden çayAkarsel: Akıp giden selAkarsoy: Soyun devam etmesi.Akartuna: Tuna gibi gürül gürül akan.Akartürk: Akıp giden Türk.Akasoy: Ağa soylu, soyunda ağalık bulunan kimse ağa soyuAkata: Temiz ata, namuslu ata, lekesiz ataAkatay: Temiz ve herkesçe bilinen kimseAkay: Dolunay, ayın ondördü.Akaydın: Aydınlık, temizAkba: Sazlık, bataklık, ağbaAkbal: Beyaz, temiz, bal gibi.Akbaran: Ak güçAkbaş: Tane tutamamış ekin, başağı, bir tür ak buğday, şahinden büyük bir av kuşuAkbaşak: İnce sık yapraklı, beyaz çiçekli bir bitki.Akbatu: Yiğit erkekAkbatur: Namuslu ve yiğitAkbay: Namuslu ve varsıl, Mısır Türk Kölemenlerinden bir kişi.Akbayar: Namuslu, temiz ve yüceAkbeğ: Namuslu ve varsıl, akbay, ak beyAkbek: Namuslu ve varsılAkbel: Ak, beyaz, ile "bir dağın iki tepesi arasında geçit veren çukurca yer anlamına gelen "bel" sözcüğünden gelmektedirAkbey: Temiz ve güvenilir kişi.Akbilge: Bilge, temiz bilgeAkbora: Ak yel, ak fırtınaAkboy: Temiz ve güvenilir bir soydan gelen.Akbudak: Ak renkli budakAkbulut: Beyaz bulutAkburç: Ak renkli kale burcuAkburçak: Bir metre boyu olabilen bir burçak türüAkcebe: Savaşlarda kullanılan beyaz zırhAkçakaya: Oldukça ak renkli kaya, beyazca kayaAkçakıl: Ak renkte küçük taş, akarsu kıyılarındaki ak renkli küçük taşAkçal: Ak renge yakın, beyaza yakın beyaza çalanAkçalı: Para ile ilgili, parası olan zenginAkçar: Temiz ruhlu.Akçasu: Duru su, ak suAkçay: Duru çay, ak suAkçıl: Beyaza yakın, beyazı çok, içinde ak renk bulunan, kırçılAkçınar: Bir çınar türüAkçit: Aydınlık yüz, ışıklı yüzAkdağ: Ak renkli dağ. 2. Kar kaplı dağ.Akdal: Beyaz dalAkdamar: Beyaz damar, akan damarAkdemir: Demir gibi güçlüAkdeniz: Ülkemizin güneyindeki denizAkdik: Ak renkte ve dikAkdiken: Gövemeriği ya da geyik dikeni de denilen bir bitki alıçAkdil: İyi, güzel konuşanAkdoğ: Doğ ve ak gitAkdoğan: Kıvrık ve kısa gagalı, yırtıcı bir kuş.Akdoğdu: Tertemiz doğanAkdoğmuş: Akça pakça doğmuş, beyaz tenli doğmuşAkdoğu: Beyaz şafak, ak ışıklı doğu.Akdora: Ak renkte dağ tepesi, ak dorukAkdoru: Karla kaplı zirve.Akdoruk: Beyaz renkte, ağaçsız dağ tepesiAkduman: Beyaz dumanAkdur: Akıp git ve dur, akıp durAkel: Güvenilir kişi anlamındadır bunun yanında doğru, dürüst işler yapan kişiAker: Dürüst, er kişi.Akergin: Ak ve olgunAkerman: Soylu kişiAkersan: Yiğit sanlıAkersoy: Yiğit soylu, dürüst, namusluAkgil: Soyu temiz olanAkgiray: Temiz ve yaraşırAkgüç: Namuslu ve güçlüAkgün: Sevinçli günAkgündüz: Aydınlık gündüz.Akgüner: Aydınlık sabah vaktiAkhan: Ak soylu hanAkı: Yiğit, ağa, kardeş, eli açıkAkıalp: Eli açık, yiğit, yiğitler yiğidiAkıl: Zeka.Akıman: Eli açık, yiğit, yiğit kimseAkın: Her engeli aşan, güçlüklerden yılmayan, hızlı hareket kabiliyetine sahipAkınal: Saldır ve kazan.Akınalp: Akın eden yiğit. Yiğit.Akıner: Akın eri, akın yapan erAkıneri: Akın yapan yiğit, akıncı yiğitAkınsoy: Savaşçı soyu.Akıntan: Tan vakti, tanyeri ağarırken yapılan akınAkıntürk: Akıncı Türkler.Akış: Akma eylemiAkif: Bir şeyde sebat eden. 2. İbadet eden, ibadet maksadıyla mübarek bir yere çekilen. İ’tikafa giren.Akil: Akıllı, Rüştünü kanıtlama konumuna gelmiş, yaptıklarının farkında olan.Akimaş: ŞelaleAkkan: Soyu temiz insan.Akkaş: Beyaz renkli yeşim taşıAkkaya: Beyaz kaya.Akkerman: Yüksek burçları olan kale .Akkılıç: Kirlenmemiş kılıç.Akkın: Arzulu, aşık.Akköz: Ak renkte göz, ak korAkkurt: Beyaz renkli kurt.Akkuş: Yırtıcı bir kuş türü.Aklan: Hızlı akan derecikAkman: Temiz, beyaz, güzel insan.Akmaner: Lekesiz yiğit, ak alınlı kimseAkmeriç: Duru akan Meriç.Akozan: İçten, duygulu şair.Akönder: Güvenilir lider.Aköz: Özü ak, temizAkpolat: Temiz, güçlü kuvvetli kişi.Aksal: birçok kalın direğin yan yana bağlanmasıyla yapılan, düz ve korkuluksuz Deniz ya da ırmak taşıtı.Aksan: Temiz, lekesiz ün.Aksay: Ak renkte yassı taş, boz renkli kayalık yer.Aksoy: Temiz soy, lekesiz soy.Aksun: Temizlik, dürüstlük, veren.Aksungur: Atmacaya benzeyen bir kuş, akdoğanAkşın: Teni ve kılları ak renkli kimseAkşit: Kutlu, uğurlu. Ak güneş, nur, aydınlık.Aktan: Aydınlık sabah manasındadır. Güneşin ağırma vakti.Aktaş: Beyaz taş, kireçtaşı.Aktay: Beyaz renkli at.Aktekin: Parlak, görkemli, temiz huylu.Aktemür: Beyaz demir.Akter: Beyaz terAktimur: Dövme demir, akdemirAktolga: Ak kargıAktöre: AhlakçıAktuğ: Değerli, önemli.Aktuna: Duru, berrak akan Tuna nehri.Aktunç: Beyaz tunç.Aktün: Aydınlık gece, ışıklı geceAktürk: Beyaz, temiz Türk.Akünal: Temiz ün sahibi olanAkyel: Güneyden esen yel, lodos, (kimi yerde) doğudan esen yel, (kimi yerlerde) kuzeyden esen yel, poyrazAkyiğit: Temiz ve güvenilir kişi.Akyol: Dürüstlüğün yolu.Akyurt: İyi ve güzel bir vatan.Akyürek: Yüreği temiz olan, içten yürekli.Akyüz: Dürüstlüğü yüzüne vurmuş olan kişi.Ala: Karışık renkli, çok renkli, alaca. 3. Kekliğin boynundaki siyah halka.Alaaddin: Dinin yücesi, ulusu, büyüğü. Dini yüceltmek için din uğruna çalışan kimse.Alaatin: Dini yükseltmek, yüceltmek için çalışanAlacan: Renkli kişiliği olan.Aladoğan: Bir kuş türü.Alakoç: Kürkü karışık renkli olan koç.Alakurt: Derisi karışık renkli olan kurt.Alakuş: Tavus kuşu.Alaner: Alan eri, meydan yiğidiAlangu: Altın geyikAlasay: Kişiliğiyle çevresinde saygı uyandıran.Alasoy: Çok renkli bir soydan gelen.Alatan: Seher vakti rengi.Alataş: Karışık renkli taşlarAlatay: Karışık renkli tay.Alatürk: Çok renkli bir kişiliğe sahip olan.Alaz: AteşAlbora: Kırmızı fırtına.Alcan: Yürekli, cesurAlçın: Kırmızıya çalan küçük bir kuşAlçin: Kızıl ve parlak renkli küçük bir kuş.Aldemir: Ateşte ısıtılıp kırmızı hale getirilen demir Al-Demir.Aldoğan: Bir tür doğanAlem: Dünya, cihan, halk.Alemdar: Bayrak taşıyan, bayraktar anlamındadır. Önder.Alen: Ermenice kökenlidir. Saygınlık başarı anlamlarındaAlgan: Fetihler yapan.Algın: Sevdalı, tutkun, vurgun, âşık, güçlü, dolgun, keskin, iyi, güzelAlgur: Sakinlik, sessizlik.Algün: Kızıl gün, al renkli GüneşAlhan: Al renkli prensAlışık: Kırmızı renkli ışık.Ali: Yüce, üstün, yüksekAlican: Yüce olan canAligir: Yandaş, taraftarAlikan: Hizan’da yaşayan Kürt aşireti.Alim: Bilen bilgili, çok okumuş kişi manasındadır.Alinur: Işık saçan yüce kişi.Aliş: Ali adının sevecenlik verilmiş biçimi.Alişah: Ulu hükümdar.Alişan: Ünü büyük.Aliyan: Nusaybin, cizre arasında yaşayan.Aliyar: Yar, dost, sevgili anlamlarını taşır. Bunun yanında birleşik isimdirAlkan: Kırmızı kan, soylu.Alkım: GökkuşağıAlkın: Korkusuz, yiğit, kızıl kın.Alkin: Korkusuz ve kin dolu.Alkor: Kıpkırmızı ateş, kızıl közAlkun: El gün, herkesAllahverdi: Allah’ın inayetiyle anlamında.Aloz: Haşin kimse.Alp: Yiğit bir sıfat, kahraman anlamı taşır.Alpagu/Alpagut: Tek başına düşmanla savaşan kahraman. 2. Eski Türklerde kurda verilen bir ad.Alpagut: Mal mülk sahibi, çiftlik sahibi, kurt seçkin yiğitAlpağan: YiğitAlpak: Cesaret sahibi, kahraman kişi.Alpan: Etrüsk mitolojisinde bir tanrıça. Aşk tanrıçası, yeraltı tanrısıAlpar: Yiğit, kahraman, yiğit er, alp er, yiğit kişiAlparslan: Korkusuz, yiğit, Soylu, aslan gibi anlamındaAlparslan/Alpaslan: Kahramanlar kahramanı.Alpartun: Yiğit ve onurluAlpas: Kızıl pas al renkli pasAlpaslan: Aslan gib yiğitAlpat: Yiğit alAlpay: Güçlü, cesurAlpaydın: Yiğit ve aydınlık, yiğit ve bilgili yiğit ve aydınAlpayer: Güçlü ve delikanlı olan.Alpbilge: Güçlü ve aynı zamanda da akıllı olan kişi.Alpçetin: Yiğit ve çetin kişiAlpdemir: Yiğit ve demir gibiAlpdoğan: Cesur doğanAlper: Yiğit kişiAlperen: Yiğit ve ermiş kişi.Alpergin: Yiğit ve ergin, yiğit ve olgunAlpermiş: Yiğit ve ermiş kişiAlpertunga: Bir Türk destanı kahramanı.Alpgiray: Kırım hanlarından, "Giray" Kırım hanlarına verilen bir ünvanAlphan: Yiğit han.Alphun: Yiğit.Alpkan: Yiğit, yiğit kanlı, soyca yiğit olanAlpkartal: Yiğit kartal.Alpkutlu: Yiğit ve uğurlu, uğurlu yiğitAlpman: Yiğit kimseAlpsoy: Soyca yiğit olan.Alpsu: Yiğit ve su gibi.Alpsü: Yiğit asker, yiğit subay, yiğit erAlptekin: Yalnız ve uğurlu cesur kişiAlptuğ: Yiğit tuğu, yiğitlik simgesi.Alptuğrul: Yiğit alıcı kuş, yiğit doğanAlpyürek: Yüreğinde yiğitlik, bulunan.Alsan: Yiğitlik sanı.Alsoy: Soyu sıcak insanlardan oluşan.Altan: AltınAltaner: Kızıl tan eri, kızıl şafak yiğidi, altın renkli şafakAltar: Tapınaklarda üzerinde dini törenler yapılan taş, masaAltaş: Kızıl renkli taş.Altay: Asya’da Batı Sibirya ile Moğolistan’ı ayıran dağlık alan.Altemur: Kırmızı demirAltemür: Kızıl renginde demir.Altınbaran: Altın gibi kıymetli.Altınel: Altın gibi kişiliğe sahip olan.Altıner: Altın gibi değerli kimseAltınhan: Çok değerli kahraman.Altınkaya: Altın gibi parıldayan kaya.Altınkılıç: Altın gibi kıymetli kılıç.Altınok: Altın gibi kıymetli ok.Altınöz: Özü altın gibi olan kimseAltınsoy: Değerli bir soydan gelen.Altıntuğ: Çok değerli tuğAltmay: Altın gibi değerli ve ay gibi ışıklı.Altuğ: Kırmızı tüy.Altuna: Kızıl renkli Tuna.Altunç: Kızıl tunç.Altuner: Çok değerli kimse, altın yiğit.Alvin: Soylu arkadaş.Alya: (Arapça.) Er. Yüksek yer, yük­seklik. 2. Gök, sema.Amade: Hazır, istenen, dilek.Amber: Güzel koku. 2. Güzellerin saçı.Amil: Faal olanAmir: Devlete ait, şenlendirenAmmar: İlk Müslüman olanlardanAnak: Kibar, zarif bey. 2. Soyu temiz olan.Anapa: Temel, esas, köken.Andaç: Ajanda, hatırlatıcı. 2. Anılar, hatıralar.Andak: Ak ant, temiz yemin, diken, sellerin oyduğu yarAndarkan: Ateşin efendisi, eski Kırgızlarda bir bitki tanrıçasıAnday: And içmek, yemin etmekAndıç: Anılar, armağan, hediye.Anı: Yaşanmış olgulardan belleğin sakladığı her türlü iz, bir olguyu anımsatan şey, hatıraAnıl: Amaç, maksat.Anıt: AbideAnlı: Namı yürümüş olan.Ansıma: Hatırlanmayı beklemek.Ant: Yemin, söz verme.Anter: Arap edebiyatında kahraman.Anya: Kutsal kitapta adı geçen İsrail peygamberiApa: Büyük kız kardeş, ablaApan: AnidenApaydın: Işıklar içinde, çok aydınlıkApe: Amca, büyük.Ar: Ateş .Arabul: Arabuluculuk yap, iki yanın arasını bul, ara ve bulAraf: Cennet ve cehennem arasındaki yer.Arafat: Mekke'de bir tepenin adıAral: Büyük bir gölAram: Sakin, huzurlu.Aran: Sıcak yer, ova, ılımlı yer. At ahırı.Aras: Kalın Yün, At kılı anlamında (Aras nehri)Arat: Yürekli cesurAraz: İşaret, alametArbas: Çok güçlü erkekArbaş: Mavi gözlü ve sarı saçlı erkek, yaramazArbay: Mütevazi insan.Arca: Çam ağacı, temizArcan: Temiz saf, namusluArda: Asa, işaret için dikilen değnek. Ardıl, sonra gelen, halife.Ardakan: Arda nehri civarındakilerin soyuArdıç: Güzel kokulu yapraklarını kışın da dökmeyen bir ağaç, dağ servisi, çamgillerden kokulu bir otArdıl: Arkadan gelen, sonra gelen (ilk ya da birkaç çocuktan sonra doğan), öncekinden sonra, ardından gelenArdil: Yürek ateşi.Aref: Pek maruf, fazlaca bilinen. Arif, anlayışlı ve bilgiliArel: Dürüst ve temiz kimse.Aren: Kum tanesi.Arer: Temiz ve güvenilir kişi.Ares: Mitolojide geçen savaş tanrısıArgın: Yorgun, bitkinArgon: Ateş rengi.Arguç: Gururlu.Argun: İlhanlı hükümdarlarından biriArgüden: Erdemlilik peşinde olan.Argüder: Erdemlilik peşinde olan.Argün: Temiz gün, günlük güneşlik, yaşama sevinci veren gün.Arhan: Temiz han, temiz yönetici, yiğit hanArıbal: Arının yaptığı bal, arı balı, tatlı kimse, hoş kimse, katışıksız, bal, temiz bal, saf balArıbaş: Temiz kimse, çalışkan kimse, arı gibi çalışan başArıca: Temizce arı gibiArıcan: Temiz kimse.Arıç: Dirlik, düzenlik, barışArıel: Dürüst, temiz kimse, temiz elliArıer: Temiz er, katışıksız, er, temiz kimseArığ: Arı, temiz, saf, katışıksız, eti yağı erimiş, arık zayıfArık: Eti yağı erimiş, zayıfArıkal: Temiz kalArıkan: Saf kan, temiz kan, soylu kan.Arıkar: Yardım, yardımcı.Arıker: Temiz kimse, çelimsiz erkekArıkut: Temiz ve kutluArıman: Dürüst ve temiz kişiArısal: Arı gibi çalışkanArısan: Adı, sanı temiz kimseArısoy: Temiz soy, soyu temiz kimseArış: Kağnı otuArıt: Arınmasını sağla, temiz bir duruma getir, arılaştırArıtan: Temiz bir duruma getiren, temizleyenArıtaş: Temiz taşArıyüz: Temiz yüz, temiz yüzlüAri: İran’dan geçerek Kuzey Hindistan’a yerleşen halk veya bu halktan olan kimse.Arif: Bilen, bilgiliAril: Temizlenmek, tohum zarı.Arin: Temiz, safArjen: Volkan aleviArjin: Yaşam ateşi, yiğit.Arkadaş: Birbirlerine karşı sevgi ve anlayış gösteren kişilerden her biri, bir işte birlikte bulunanlardan her biriArkan: Arı kan, temiz kan, soylu kanArkın: Arkada, geride olan, ağır, yavaş, sakin dinginArkış: Haberci. 2.Kervan.Arkoç: Temiz ve güçlü.Arkun: Yavaş, geri kalan.Arkut: Temiz ve uğurlu arı ve kutluArma: Yelken takımı, halat, ip, seren, 2. Bir devletin, bir hanedanın veya bir şehrin sembolü olarak kabulArmağan: Birini sevindirmek, mutlu etmek için verilen şey, hediye. 2. Ödül. 3. Bağış, ihsan.Arman: İstek, amaç, dürüst, temiz insan, arı insan.Armanç: Hedef.Armin: Özgürlük ve barış yanlısı.Arol: Arı ol, çalışkan olArpad: Arpacık.Arpağ: Büyü sihirArpak: Büyü, sihir.Arpat: Hun Uygur halkının önderi. Arpatlar hanedanının kurucusu.Arpınar: Su gibi temiz.Arsan: Temiz adlıArsen: Kurtuluş, özgürlük.Arslan: Güçlü, yırtıcı.Arslaner: AslanerArsoy: ArısoyArtaç: Utanma duygusunu baş tacı edenArtam: iyilikçilik, doğruluk, erdem.Artanç: ince ruhlu, duyarlı, sanatkar.Artemis: Orman ve savaş tanrıçasıArtuç: Ucuna sivri demir eklenmiş mızrak.Artuk: Artmış olan, artan, üstün, ünlü Selçuklu emiriArtun: Kendine güvenen, onurlu, ağırbaşlı.Artunç: Arı tunç, katışıksız tunç.Aru: Arı, katışıksızArukan: Soylu kan, temiz kan, arı kanArya: Operalarda solistlerden birinin orkestra eşliğinde söylediği, genellikle kendi içinde bütünlüğü olan parça.Aryüz: Arı yüz, temiz yüzlüArzık: Dine çok bağlı kimse, uysal, iyi huyluArzüdar: istekli.Asaf: Vezir. 2. Erdem, ileri görüşlülük, yönetimde başarı. hz. süleyman’ın ünlü veziri. süleyman (a.s.)’ın en çok güvendiği kişiydi. Neml suresinde anlatılanlar Asaf üzerine yorumlandı, daha sonra padişahın vezirlerine Asaf unvanı verildi.Asal: Bir şeyde öğe olan, temelAsan: Rahat.Asar: Vezir, nazır, bakan.Asgar: Küçük, ufakAsıf: Çok şiddetli esen rüzgârAsıl: Başlıca, başta gelen, bir şeyin kendisi, başkası değil, kök, köken, gerçeklikAsım: Temiz, namuslu, sağlam karakterli.Asi: Başkaldırıcı, dikbaşlı.Asil: Yüksek duygularla hareket eden kişi; soyu sopu belli, sağlam soylu kişi demektir.Aslan: Gürbüz, cesur, yiğit adamAslaner: Yiğit erkek, yiğit kimse, aslan gibi kimseAslanhan: Aslanların aslanı.Asli: Asıl, tek.Asrın: Bu asıra ait, bu devire uygunAsri: Modern.Asur: Mezopotamya’da bir devlet ve bu devletin halkı.Asutay: Yaramaz, huysuz tay, yaramaz çocukAşan: Öte yana geçip giden, yüksek bir yerin, ötesine geçen, Uygur yazıtlarında geçen bir adAşar: Aşıp gider, öte yana geçerAşık: Bir kimseye veya bir şeye karşı aşırı sevgi ve bağlılık duyan, vurgun, tutkun kimse.Aşir: Samimi dost, arkadaşAşkan: Renk, benizAşkın: Ölçüyü kaçırmış olan, coşkun. 2. Muadillerinden yeğ, üstün. 3. FazlaAşkınay: Ay’ın çok değişik ve çok güzel görünmesi.Aşkıner: Üstün er, üstün kimseAta: SoyAtabay: Saygıdeğer ve varsıl kimse, Seçuklu döneminde bir unvan, atabeyAtabek: Selçuklu döneminde şehzadeleri eğiten kimse.Ataberk: Selçuklu Devleti’nde şehzadelerin terbiyesiyle vazifeli şahıs, lala.Atabey: Selçuklularda şehzadeleri eğitmekle görevli kişilere verilen ünvan24Atacan: Hoşgörüsü olan kimse, babacan.Ataç: Atalardan sürüp gelenAtadan: Atalardan sürüp gelen, ataçAtaeli: Ata yurdu, ataların doğup büyüdüğü, yaşadığı yerAtagün: Büyüklerin günü.Atahan: Büyük yönetici, ata durumundaki han.Atak: Atılgan yiğit, yürekliAtakan: Atasının kanını taşıyan, atasının kanından gelen gücü barındıran88Ataker: Atılgan yiğit, atılgan ve yiğitAtakol: Atılgan olAtakul: Ataya kul, ataya kul olan, ata kulu, lalaAtakurt: Kurt soyundan gelen.Atalay: Kolaylıkla ileri atılabilen, cesur kimseAtalay/ Atılay: Kolaylıkla ileri atılabilen, cesur kimseAtaman: Kazak lideriAtamer: Benim atam er kişidir, yiğit atam.Ataner: Senin atan er kişidir, yiğittirAtanur: Atasından aldığı nuru taşıyan.Ataol: Gelecek kuşaklara baba, ata olasınAtaöv: Atalar seni övsünAtar: İleriye fırlatır. 2.Gücü yeten.Atasagun: Hekimlerin babası, atasıAtasan: Soyuyla ünlü olan, övünen kişi.Atasay: Atayı say, ataya saygı gösterAtasev: Atayı, ataları, babayı sevAtaseven: Atasını, babasını sevenAtasever: Atalarını seven kimse.Atasevin: Atalarınla sevinAtasoy: Ata soyu, atadanAtasöz: Büyük sözü dinleyen.Atasü: Asker babası, asker atasıAtaullah: Allah'ın hediye ettiği ilk erkek çocuk, Allah'ın bağışladığı, hediye ettiği, ihsanı, lütfüAtay: Herkesçe bilinen, tanınmış, ünlüAteş: Yanıcı maddelerin yanmasıyla ısı ve ışığın ortaya çıkmasıAtıf: Eğilimli, birine şefkatle eğilen, sevgi duyan / Bir şeye yönlendirilenAtıl: FırlaAtılay: Kolaylıkla ileri atılabilen, cesur kimseAtılgan: Güçlüklerden ve tehlikelerden yılmayarak daima ileriye atılan, Girişken, tez canlıAtılhan: Dinamik hükümdar.Atım: Atılan bir şeyin gidebildiği uzaklıkAtınç: Atılgan, atakAtik: Çok hızlı davranan, çevikAtilla: Hunların “Tanrının Kırbacı” denilen büyük hükümdarıAtlan: Ata bin, at sahibi olAtlas: Üstü ipek, altı pamuk kumaş, büyük harita.Atlı: Atı olan, iyi bir adı bulunan, ünlü, tanınmış, adlıAtlığ: Namlı, şöhretli.Atlıhan: Atlı yönetici.Attila: Hun imparatoruAtuf: Birine sevgisi olan, sevgi duyan. Allah’a karşı sevgi duyanAvar: Orta Avrupa’da yaşamış bir Türk boyu.Avcı: Avlanmayı seven veya avı kendine iş edinen kişi. 2. Bir şeyi büyük bir istekle izleyen ve bulup ortaya çıkaran tanıtan kimse.Avedis: İyi haber getiren kişiAver: Sert ve dik bakışlı kişi.Avni: Yardım etmek, yardımda bulunmak, yardımla ilgiliAvşar: Bir Türkmen boyu.Avunç: Teselli, avunma.Ay Temiz: Ay gibi berrak ve temiz olan.Ay Timur: Ay gibi ışıltılı ve demir gibi sağlam.Ayalp: Ay gibi güzel ve yiğit.Ayanç: SaygıAyas: Duru ve dingin havada çıkan kuru soğuk, ayazAyata: Eski Türklerin inanışına göre gökyüzünün ikinci katında oturan tanrı, Ay tanrısıAyaydın: Çok aydınlık, ay gibi aydınlık, ay ışığıAyaz: Duru ve dingin havada çıkan kuru soğuk, bulutsuz ve Ay ışıklı gecede Çıkan soğuk.Ayaz Ada: Soğuk ve durgun havaAybala: Ay gibi çocuk, Ay gibi parlak ve güzel çocuk.Aybar: İnsanda saygı uyandıran görünüş, görkemAybars: Ay gibi parlak vegüzel, pars gibi yırtıcı.Aybay: Ay kadar güzel ve zenginAybek: Hindistan komutanı.Ayberk: GüçlüAybey: Ay gibi doğan erkek, beyAybora: Ay kadar güzel, fırtına kadar yıkıcı, ay ve fırtınaAyca: Yüzü ay gibi aydınlık ve güzel olanAyçetin: Ay kadar güzel ve çetin.Aydar: Perçem, Manas destanındaki kahraman.Aydemir: Demir kadar sert kimse manasındadır.Aydın: Bilge.Aydınalp: Aydınlık ve yiğit.Aydınay: Ay’ın çok parlak hali.Aydınbay: Saygın ve de bilgili olan kimse.Aydınbey: Saygın ve de bilgili olan kimse, bilge kişi.Aydınel: Aydınlık yer, ışıklı yer.Aydıner: Aydınlık yüzlü kimse.Aydınol: Okumuş ve bilgili biri ol.Aydıntan: Işıklı sabah vakti, aydınlık sabah vaktiAydıntuğ: Üzerine ışık düşmüş tuğ.Aydınyol: Doğruyol.Aydinç: Ay gibi güzel, ışıklı ve dinç.Aydoğan: Ay gibi doğmuş olan.Aydoğdu: Ay gibi doğmuş olan, ay gibi doğanAydoğmuş: Ay gibi doğmuş, ay kadar güzel olanAydolun: Dolunay gibi.Ayet: Kuran surelerindeki cümlelerin her biri.Aygün: Ay gibi parlak ve ışıklı güzel günAyhan: Büyük hükümdarAyık: Anlayışlı, uyanık, açıkgöz, zekiAykaç: Güzel söz söyleyen, ozanAykal: Aydınlık kal.Aykan: Kanı ay gibi parlak ve temiz Ay Kanlı.Aykın: Işıltılı kın.Aykul: Ay gibi kutlu, ay kadar uğurluAykurt: Üzerine ay ışıltısı düşmüş kurt.Aykut: Ay gibi uğurlu.Aykutalp: Uğurlu, cesaretli.Aykutlu: Ay gibi güzel ve uğurlu, uğurlu ayAyman: Ay gibi güzel kimseAymete: Hun İmparatoru Mete’nin bir adı.Aymutlu: Ay gibi güzel ve mutlu.Aypar: Görkem, saygı uyandıran görünüş, aybarAypars: Ay gibi güzel ve pars gibi yırtıcıAypolat: Ay gibi güzel ve polat gibi sağlam.Aysal: Ayla ilişkili, ay gibi.Aysar: Ayın etkisiyle huyu değişen kimseAysoy: Aydınlık soydan gelen.Aysungur: Ay gibi güzel, sungur, gibi, akdoğan gibi avlayıcı kimseAytaç: Başında ay gibi ışıklı taç bulunan.Aytar: Olanları bildiren, haber verenAytek: Ay gibi.Aytekin: Ay gibi parlak ve biricik. Çok değerli.Aytemur: Ay gibi güzel ve demir gibi sağlamAytok: Ay gibi güzel ve tokAytolun: Dolunay.Aytop: Yuvarlak ay, nurtopu gibiAytuğ: Mızrağın ucuna yapılmış ayın üstüne yapılan tüy.Aytuna: Ay gibi güzel ve Tuna Irmağı gibi görkemli.Aytunca: Ay gibi güzel ve Tunca Irmağı gibi görkemliAytunç: Ay gibi güzel ve tunç gibi sağlam.Aytün: Aylı geceAytürk: Ay gibi güzel ve Türk gibi güçlüAyvaz: koca, eş. Güzel, yakışıklı.Ayyüce: Yücelerdeki AyAzad: Bağımsız olan.Azadi: Bağımsızlık, özgürlük.Azam: En büyük, ulu.Azamet: Büyüklük, ululuk, Yücelik. 2. Gurur. 3. Görkem, heybet. 4. Çalım, kurum. 5. Debdebe.Azametdin: Dinin yüceliği.Azat: Özgür, kimseye bağlı olmayan.Azem: Arkadaş. dost.Azer: AteşAzim: Bir şeyler yapmak için kararlı kişi, azmeden, azimliAziz: Onur sahibi yüce, Saygıdeğer, Manevi gücü çok üstünAzmi: Kemikli, kemikle ilgili, azim sahibiAznavur: Cesur, kahraman, yiğit.Azrak: Çok az bulunur, değerli  [ad_2]
0 notes
kolaveri123 · 1 year
Link
0 notes
ramadhanseries · 1 year
Text
தமிழில்
What happened on the 8th day of Ramadan throughout history?
1. Ibn Majah:
He was born in the year 209 AH in the town of Qazvin and grew up in a scientific atmosphere. He was fond of studying Sharia in general and the science of the Hadith in particular, memorizing the Holy Quran and frequenting the circles of the compilers of Hadiths that have spread in Qazvin, until he compiled a large numbers of Hadith himself.
He studied under many scholars including Muhammad ibn al-Muthanna Bin Obaid bin Qais bin Dinar al Bassari known as Al Zaman and Abu Bakr ibn Abi Shaybah ; his most famous students include Ali bin Saeed bin Abdullah al-Ghadani, Ibrahim bin Dinar al-Jarashi al Hamdani, and Ahmed bin Ibrahim al-Qazwini.
One of the most famous books written by Ibn Majah is Sunan Ibn Majah, which is considered an encyclopedia of Hadith that includes 40,000 Hadiths between Saheeh, Hasan and Da'eef.
Imam Ibn Majah died on Monday, 7th Ramadan 273 AH, and was buried on the day after. His brother Abu Bakr prayed at his funeral. Abu Bakr, his other brother Abu Abdullah and his son Abdullah buried him.
2. Alp Arslan:
On the eighth day of Ramadan, Sultan Mohammed nicknamed Alp Arslan meaning the courageous lion took power. He was the leader of the Muslims in the Battle of Manzikert. The victory of the Muslims in Manzikert was a decisive point in history. The battle eliminated the control of the Roman state in Anatolia.
In addition, it weakened its powers and made it vulnerable until it finally got demolished at the hands of the Ottoman Sultan Mohammed al-Fateh.
Alp Arslan, like his uncle Tughril, was a wise and skillful leader. He adopted a special policy based on the consolidation of his rule in the country under the influence of the Seljuk, before aspiring to subjugate new territories and annex them to his country.
He was eager to fight for the sake of Allah, and spreading the call of Islam in the neighboring countries, such as the Armenians and the Romans.
The spirit of Islamic Jihad was the driving engine of the conquests carried out by Alp Arslan which gave it a religious tone. The leader of the Seljuk was keen to support Islam and spread the word of God.
When Arslan was assured that he had established peace and security in all the regions and countries under his control, he planned to achieve his distant goals. He invaded the north of the Levant and besieged the Mardasian state in Aleppo, founded by Salah bin Mirdas. He forced the Emir Mahmud bin Saleh bin Mirdas to pledge allegiance for the Abbasid Caliph instead of the Fatimid caliph.
The conquests of Alp Arslan enraged the Roman Emperor Romanos Diogenes. He was determined to carry out a counter-movement to defend his empires. His forces entered into skirmishes and battles with the Seljuk forces, the most important of which was the Battle of Manzikert in 463 AH, August 1071.
Sultan Alp Arslan did not take much satisfaction in what he achieved nor did he reap the fruits of his victory and his conquests. He was killed a year and a half after the Battle of Manzikert at the hands of a rebel at the age of forty-four on the 10th of Rabee I 465 AH corresponding to 29th November 1072 AD. He was succeeded by his son Malik-Shah, known for his great military achievements in the fifth century AH.
3. Abu Al-Qassim Al-Zahrawi:
On the eighth day of Ramadan in 573 AH, al-Zahrawi, the man who taught Europe medicine, died. He was a Muslim doctor who taught medicine to Europe.
Al-Zahrawi was not only a scientist whose name appeared in the books of medicine and history, but his knowledge continued until today, being the first teacher of all the doctors of the world in modern times, although the time period between him and them is more than 10 centuries.
He is Abu al-Qassim Khalaf ibn Abbas al-Zahrawi, a Muslim physician from al-Zahra in Andalusia, born in 936 AD and died in 1013 AH.
For 500 years, Zahrawi’s books were the main medical references in Europe including “Kitab al-Tasrif,” a thirty-volume encyclopedia of medical practices. Each volume looking at a branch of medicine except volume 30, where he devoted it to the art of surgery, which he called the hand industry.
Al-Zahrawi invented a tool called the ironing tool to eliminate damaged tissue by ironing. In the absence of electricity at the time, the heater was used to heat a metal piece then placed on the infected area, thus freezing the tissue and stopping the bleeding. It was also possible to stop bleeding of small vessels.
Zahrawi excelled in the art of surgery until his surgical work became the first reference for Arab and European doctors. He was the first to recognize the need to connect the arteries before amputations or during surgery to prevent hemorrhage. He was the first to introduce cotton in medical use.
வரலாறு முழுவதும் ரமலான் 8வது நாளில் நடந்தது என்ன?
1. இப்னு மாஜா:
அவர் ஹிஜ்ரி 209 இல் கஸ்வின் நகரில் பிறந்தார் மற்றும் விஞ்ஞான சூழலில் வளர்ந்தார். அவர் பொதுவாக ஷரியாவைப் படிப்பதிலும், குறிப்பாக ஹதீஸின் அறிவியலைப் படிப்பதிலும், திருக்குர்ஆனை மனப்பாடம் செய்வதிலும், கஸ்வினில் பரவியுள்ள ஹதீஸ்களின் தொகுப்பாளர்களின் வட்டங்களுக்கு அடிக்கடி செல்வதிலும் விரும்பினார்.
அவர் முஹம்மது இபின் அல்-முதன்னா பின் ஒபைத் பின் கைஸ் பின் தினார் அல் பஸ்சாரி அல் ஜமான் மற்றும் அபு பக்கர் இபின் அபி ஷைபா உட்பட பல அறிஞர்களின் கீழ் படித்தார்; அவரது மிகவும் பிரபலமான மாணவர்களில் அலி பின் சயீத் பின் அப்துல்லா அல்-கதானி, இப்ராஹிம் பின் தினார் அல்-ஜராஷி அல் ஹம்தானி மற்றும் அஹ்மத் பின் இப்ராஹிம் அல்-கஸ்வினி ஆகியோர் அடங்குவர்.
இப்னு மாஜா எழுதிய மிகவும் பிரபலமான புத்தகங்களில் ஒன்று சுனன் இப்னு மாஜா ஆகும், இது ஹதீஸின் கலைக்களஞ்சியமாக கருதப்படுகிறது, இதில் ஸஹீஹ், ஹசன் மற்றும் தாயிஃப் இடையே 40,000 ஹதீஸ்கள் உள்ளன.
இமாம் இப்னு மாஜா ஹிஜ்ரி 273 ரமழான் 7 திங்கட்கிழமை இறந்தார், மறுநாள் அடக்கம் செய்யப்பட்டார். அவரது இறுதிச் சடங்கில் அவரது சகோதரர் அபுபக்கர் பிரார்த்தனை செய்தார். அபு பக்கர், அவரது மற்றொரு சகோதரர் அபு அப்துல்லா மற்றும் அவரது மகன் அப்துல்லா ஆகியோர் அவரை அடக்கம் செய்தனர்.
2. Alp Arslan:
ரமலான் மாதத்தின் எட்டாவது நாளில், சுல்தான் முகமது அல்ப் அர்ஸ்லான் என்று செல்லப்பெயர் சூட்டினார், அதாவது தைரியமான சிங்கம் ஆட்சியைப் பிடித்தது. அவர் மான்சிகெர்ட் போரில் முஸ்லிம்களின் தலைவராக இருந்தார். மான்சிகெர்ட்டில் முஸ்லிம்களின் வெற்றி வரலாற்றில் ஒரு தீர்க்கமான புள்ளியாகும். போர் அனடோலியாவில் ரோமானிய அரசின் கட்டுப்பாட்டை நீக்கியது.
கூடுதலாக, அது அதன் சக்திகளை பலவீனப்படுத்தியது மற்றும் இறுதியாக ஒட்டோமான் சுல்தான் முகமது அல்-ஃபதேவின் கைகளில் இடிக்கப்படும் வரை அதை பாதிக்கக்கூடியதாக ஆக்கியது.
ஆல்ப் அர்ஸ்லான், அவரது மாமா துக்ரிலைப் போலவே, புத்திசாலித்தனமான மற்றும் திறமையான தலைவராக இருந்தார். புதிய பிரதேசங்களை அடிபணியச் செய்து அவற்றைத் தன் நாட்டோடு இணைப்பதற்கு முன், செல்ஜுக்கின் செல்வாக்கின் கீழ் நாட்டில் தனது ஆட்சியை உறுதிப்படுத்துவதன் அடிப்படையில் அவர் ஒரு சிறப்புக் கொள்கையை ஏற்றுக்கொண்டார்.
அவர் அல்லாஹ்வுக்காக போராட ஆர்வமாக இருந்தார், மேலும் ஆர்மேனியர்கள் மற்றும் ரோமானியர்கள் போன்ற அண்டை நாடுகளில் இஸ்லாத்தின் அழைப்பைப் பரப்பினார்.
இஸ்லாமிய ஜிஹாத்தின் ஆவி அல்ப் அர்ஸ்லானால் மேற்கொள்ளப்பட்ட வெற்றிகளின் உந்து இயந்திரமாக இருந்தது, அது ஒரு மத தொனியை அளித்தது. செல்ஜுக்கின் தலைவர் இஸ்லாத்தை ஆதரிப்பதற்கும் கடவுளின் வார்த்தையை பரப்புவதற்கும் ஆர்வமாக இருந்தார்.
அர்ஸ்லான் தனது கட்டுப்பாட்டில் உள்ள அனைத்து பிராந்தியங்களிலும், நாடுகளிலும் அமைதியையும் பாதுகாப்பையும் நிலைநாட்டியதாக உறுதியளிக்கப்பட்டபோது, ​​அவர் தனது தொலைதூர இலக்குகளை அடைய திட்டமிட்டார். அவர் லெவண்டின் வடக்கே படையெடுத்து, ச���ா பின் மிர்தாஸால் நிறுவப்பட்ட அலெப்போவில் உள்ள மர்தாசியன் அரசை முற்றுகையிட்டார். அவர் எமிர் மஹ்மூத் பின் சலே பின் மிர்தாஸை ஃபாத்திமித் கலீஃபாவிற்குப் பதிலாக அப்பாஸிட் கலீஃபாவுக்கு விசுவாசமாக உறுதியளிக்கும்படி கட்டாயப்படுத்தினார்.
அல்ப் அர்ஸ்லானின் வெற்றிகள் ரோமானியப் பேரரசர் ரோமானோஸ் டியோஜெனெஸைக் கோபப்படுத்தியது. அவர் தனது பேரரசுகளைப் பாதுகாக்க ஒரு எதிர் இயக்கத்தை நடத்துவதில் உறுதியாக இருந்தார். அவரது படைகள் செல்ஜுக் படைகளுடன் சண்டைகள் மற்றும் போர்களில் நுழைந்தன, அவற்றில் மிக முக்கியமானது 463 AH, ஆகஸ்ட் 1071 இல் மான்சிகெர்ட் போர்.
சுல்தான் ஆல்ப் அர்ஸ்லான் தான் சாதித்தவற்றில் அதிக திருப்தி அடையவில்லை அல்லது அவரது வெற்றி மற்றும் வெற்றிகளின் பலனை அறுவடை செய்யவில்லை. அவர் மான்சிகெர்ட் போருக்கு ஒன்றரை ஆண்டுகளுக்குப் பிறகு, கி.பி 1072 நவம்பர் 29 க்கு ஒத்த ரபீ I 465 ஹிஜ்ரி 10 ஆம் தேதி தனது நாற்பத்து நான்கு வயதில் ஒரு கிளர்ச்சியாளரின் கைகளில் கொல்லப்பட்டார். அவருக்குப் பின் அவரது மகன் மாலிக்-ஷா, ஹிஜ்ரி ஐந்தாம் நூற்றாண்டில் அவரது மாபெரும் இராணுவ சாதனைகளுக்காக அறியப்பட்டார்.
3. அபு அல்-காசிம் அல்-சஹ்ராவி:
ஹிஜ்ரி 573 இல் ரமழானின் எட்டாவது நாளில், ஐரோப்பாவிற்கு மருத்துவம் கற்பித்த அல்-ஸஹ்ராவி இறந்தார். அவர் ஐரோப்பாவிற்கு மருத்துவம் கற்பித்த ஒரு முஸ்லீம் மருத்துவர்.
அல்-சஹ்ராவி ஒரு விஞ்ஞானி மட்டுமல்ல, அவரது பெயர் மருத்துவம் மற்றும் வரலாற்று புத்தகங்களில் வெளிவந்தது, ஆனால் அவரது அறிவு இன்று வரை தொடர்ந்தது, நவீன காலத்தில் உலகின் அனைத்து மருத்துவர்களுக்கும் முதல் ஆசிரியராக இருந்தார், இருப்பினும் அவருக்கும் அவர்களுக்கும் இடையிலான காலம் 10 நூற்றாண்டுகளுக்கு மேல்.
அவர் அபு அல்-காசிம் கலாஃப் இப்னு அப்பாஸ் அல்-ஜஹ்ராவி ஆவார், அண்டலூசியாவில் உள்ள அல்-சஹ்ராவைச் சேர்ந்த ஒரு முஸ்லீம் மருத்துவர், கி.பி 936 இல் பிறந்தார் மற்றும் ஹிஜ்ரி 1013 இல் இறந்தார்.
500 ஆண்டுகளாக, ஜஹ்ராவியின் புத்தகங்கள் ஐரோப்பாவில் முக்கிய மருத்துவ குறிப்புகளாக இருந்தன, இதில் "கிதாப் அல்-தஸ்ரிஃப்", மருத்துவ நடைமுறைகளின் முப்பது தொகுதி கலைக்களஞ்சியம். ஒவ்வொரு தொகுதியும் 30 ஆம் தொகுதியைத் தவிர மருத்துவத்தின் ஒரு கிளையைப் பார்க்கிறது, அங்கு அவர் அதை அறுவை சிகிச்சை கலைக்கு அர்ப்பணித்தார், அதை அவர் கை தொழில் என்று அழைத்தார்.
சேதமடைந்த திசுக்களை அயர்னிங் செய்வதன் மூலம் அகற்ற அல்-ஜஹ்ராவி இஸ்திரி கருவி என்ற கருவியை கண்டுபிடித்தார். அந்த நேரத்தில் மின்சாரம் இல்லாத நிலையில், ஹீட்டர் ஒரு உலோகத் துண்டை சூடாக்க பயன்படுத்தப்பட்டது, பின்னர் பாதிக்கப்பட்ட பகுதியில் வைக்கப்பட்டது, இதனால் திசு உறைந்து இரத்தப்போக்கு நிறுத்தப்பட்டது. சிறிய பாத்திரங்களின் இரத்தப்போக்கு நிறுத்தவும் முடிந்தது.
அரேபிய மற்றும் ஐரோப்பிய மருத்துவர்களுக்கு அவரது அறுவை சிகிச்சை முதல் குறிப்பு ஆகும் வரை ஜஹ்ராவி அறுவை சிகிச்சை கலையில் சிறந்து விளங்கினார். இரத்தக் கசிவைத் தடுக்க அறுவை சிகிச்சையின் போது அல்லது அறுவை சிகிச்சையின் போது தமனிகளை இணைக்க வேண்டியதன் அவசியத்தை அவர் முதலில் உணர்ந்தார். மருத்துவ பயன்பாட்டில் பருத்தியை முதன்முதலில் அறிமுகப்படுத்தியவர்.
Tumblr media
0 notes
Text
Aj mehfil mein tery zikar par dharka bhi nahi. Dil, ju kambhakht tery naam par mar mitta tha! 🖤✨
-Arslan Abbas
0 notes
chandtarasblog · 2 years
Text
دلِ خواب زَد
9 notes · View notes
maihonhassan · 28 days
Text
When Arslan Abbas wrote this couplet:
Pehle shauq rakhte thay qurbatein barhaane ka,
Ab tou jis se milte hain faasilon se milte hain
We all felt that!
62 notes · View notes
uroldhomie · 2 years
Text
Jiski tabeer hai pehle hi se "reza reza"
Ese ik khwab ko ankhon se Iga rkha hai
-Arslan Abbas
1 note · View note
bazm-e-ishq · 3 years
Text
اگر ہم بھولنا چاہیں
تو تم کو بھول بھی سکتے ہیں
ہاں یکسر بھول سکتے ہیں
سراسر بھول سکتے ہیں
مگر یہ بات تو تب ہے
اگر ہم بھولنا چاہیں
If I want to forget you /Of course, I can forget you /Yes, completely can forget you /Thoroughly can forget you /But this matter is only possible /If I want to forget you
— Arslan Abbas
22 notes · View notes
blogbyher · 2 years
Text
کس طرز سے گزار رہا ہے مجھے یہ وقت
کن تعلقوں کے دام میں آیا ہوا ہوں میں
دیکھوں تو میرے چارسو اتنا ہجوم ہے
سوچوں تو عین وسط میں تنہا کھڑا ہوں میں
- Arslan Abbas
23 notes · View notes
noorulmisbahh · 2 years
Text
Mat pooch kya hain tark-e-tamanna ki talkhiyan
Dil jisko chaahta hai, usey maangta nahin!
- Arslan Abbas
[tark-e-tammana ki talkhiyan : the bitterness of renouncing desire]
28 notes · View notes