Tumgik
#iç dökümü
kumsal-thingss · 7 months
Text
Anlamlandıramadığınız şeylerle nasıl baş ediyorsunuz?
Benim yaptığım en güzel şey, kabullenmek. Neyi kabullendiğimi bilmeden...
160 notes · View notes
oluruvar · 7 months
Text
Bazen bir başkası olmayı öyle içten diliyorum ki. Kendim olmaktan memnun olmadığım için değil, uyum sağlayamadığım, acı çektiğim, çırpınıp durduğum için. İnsanlar ne kolay yaşıyor. Dert etmiyor, dikkat etmiyor, düşünmüyor. Öylece yaşıyor. Benim hamurunda yok gibi öylece yaşamak. Eleştirmek, olanı biteni derinlemesine sorgulayıp anlamaya çalışmak var özümde. Mesela su gibi akıyor çevremdeki insanlar ve bir şekilde buluyorlar yollarını. Dert ettiğim şeyleri ne zaman anlatsam fazla derin düşündüğümden yakınıyorlar ve şaşırıyorlar. Onlar hayatta su gibi akarken kendimi labirentin içinde nereye gideceğini bilmeyen bi fare gibi hissediyorum. Aslında söylediklerim mübalağa ve her insan elbette dert ediyor bir şeyleri. Yine de biliyorum dert ettiğimiz şeylerin farklarını. Benim de günlük dertlerim daha ağır bassaydı keşke. Keşke diyorum ama başka bir yaşam da tatmin etmezdi ki beni. Bazen minicik bir şeye çok büyük tepkiler veriyorum, en önemli şey oymuş gibi davranıyorum kendimi kandırmak, dikkatimi dağıtmak için ama olmuyor işte. Bilmiyorum, düşünüp durmaktan, ne yapacağını bilememekten, duygusal yorgunluklardan bunaldım. Bi şeyler ağır geliyor. Yaşamak ağır geliyor. Hallederim, biliyorum ama işte bazen çıkar yol bulamadığın anlarda... Neyse
17 notes · View notes
yakazakalb · 11 months
Text
Daha bu sabah "Gülsüm yazın çok boş geçiyor ne yapacaksın böyle" diye içimden geçirdim, üzüldüm, üzüldüm... Biraz evvel seminer teklifi aldım. . . Allah için içiniz yanarsa Allah sizi mahzun etmiyor dostlar . Bunu hayatımda çok defa gözlemledim.
Ve bu hayatta içimiz sadece Allah için yansın. Gerisi fasa fiso...
20 notes · View notes
Text
Çok uzun zamandır paylaşım ve yazılar yazamadım... En kısa sürede yeni ve daha etkili bir şekilde dönüş başlıyor. Takip de kalın dostlar 🤗🙏
7 notes · View notes
mavilipetunya · 1 year
Text
Bir insanın sadece büyük olduğu için saygı ve karşı taraftan hep bir adım beklemesi bana anlamsız geliyor. Önce saygıyı hakedeceksin yada adım atılacak bir şeyler yapacaksın. Hep bana hep bana diye bir mantığı benim mantığım kabul etmiyor ve hiçbir zaman etmeyecek. Yapıp yapıp can yaktıktan sonra ben büyüğüm demek büyüklük demek değil. Önce büyüklük nedir ve nasıl olmalıdır onu öğrenin. Bu hayata sürekli birilerinin gönlünü yapmaya, pohpohlamaya gelmedim. Herkesin hayatı bir tane. Benimde öyle ve çok kıymetli. Bunu farketmem yıllarımı aldı ama artık farkındayım. Hayatım kıymetli, ben kıymetliyim.
16 notes · View notes
brsblt · 9 months
Text
Bunca yorgunluğuma rağmen uyumamak için direniyorum. Yatsı namazını binamızın mescitinde kıldıktan sonra arka bahçemizdeki bankımıza geçtim. Biraz erken çıkmıştım mescitten. Dua yapılıyordu ve hocanın muhteşem kuran tilaveti geldi kulaklarıma. Beni mahrum bırakan sebeb neydi oradan..neden? Sonra düşündüm bir şeyler eksikti...yürürken, düşünürken dilim kalbim boş kalmaz zikre devam ederim çok şükür ama dua da çok iyi değilim. Nasip olmayınca dua bile edemiyor insan...Annem çayımı verdi, sigaramı yaktım. Bir zaman geçti bu cennet köşede. Hava bu gün iyi bastırdı ama yavaştan bir yağmur çilseledi yüreğime... ben hala buradayım.
Umutlar tazemi yoksa iyice yaşlandıkmı...teslim olduk yarabbi günahımızla tövbemizle teslim olduk. Hüküm hep senindir. Ol deyince olduran sensin. Bir inşirah ferahlığı nasip eyle islam ehline...bizleri sırat-ı müstakimden ayırma. Bize dünyada ve ahirette Mutluluklar ver ve bizi cehennem azabından koru. Biliriz rabbim sen sözünden dönmezsin. Dönüş ancak sanadır...
4 notes · View notes
mademoisellenoraliya · 9 months
Text
Gece gece yolumuz düştü gitmek zorunda kaldık. Bu fotoğrafı çektim öyle sebepsizce. Aradan beş dakika sonra yanıma güvenlik geldi. Ne çektiğinizi görebilir miyiz diyerek. Tabiki dedim ve gösterdim. Güvenlik biriminden aranmışlar birinin fotoğraf çektiği iletilmiş o da benmişim. Şahsıma ait olan telefonumu kendisi almak istedi telefonu size vermem dedim. Bunu çektim iletebilirsiniz birime dedim. Devlet hastanesinde güvenlik üst seviye. (!) Aslında pek bir şey diyemiyorum çünkü haklılık payları oldukça yüksek. Maalesef bir çok kişisel hak/haklar ihlal ediliyor. Sosyal mecrada eğlenmek adına dahi bir çok insan paylaşılıyor. Hastanedeki şiddetli ve hiddetli olayları söylemiyorum bile. Fakat gerçekten takındıkları üslup garip geldi. Ben orada yorgun düşmüşüm eğer üsteleme gücüm olsa ya da inat edip münakaşaya girsem kim haklı kim haksız? Gerek var mı tartışmaya açık bir konu. Ancak gerçekten kamu personelleri daha güler yüzlü gülmese dahi daha insancıl tatlı dilli olmalı. Halk zaten her an patlamaya açık bomba gibi. Rabbim kimseyi düşürmesin. Tüm hastalara, bende dahil şifa versin. Amin.
Tumblr media
2 notes · View notes
Text
sana hayatımda neler olduğunu anlatma heyecanıyla doluyum. oysa biliyor musun, hayatımda bir şey olduğu yok. sadece seninle kavuşacağım diye şafağını bilmeden her günü sayıyorum. bu yüzden cilt bakımımı da en yorgun olduğum günde bile aksatmıyorum. kilo versem iyi olur tabii ama olduğum kilodan da memnunum. sen çok zayıflamışsın. yanaklarını avuç içlerime alıp sevmek istiyorum yüzünü. gözlerinin rengi hâlâ mavi! ve hâlâ içime hükmeden bir gülümsemen var. pazartesi günü staja başlayacağım. birtakım heyecanlı faaliyetler. yine de hiçbiri senin kadar heyecan vermiyor. midemi alt üst etmiyor hiçbiri, uykularımı kaçırmıyor. sen canıma kast eden güzel bir şeysin! alkolü ve sigarayı azaltman gerekiyor sanırım biraz. çay içeriz beraber, kahve içeriz. bitki çayı falan. maide’nin çok güzel isimli bitki çayları var. değişik bitki ve baharatlardan daha çok sevdiğim ne var? sen. bir gün beraber kış kahvesi içelim mi yağmur yağarken izmite? beyza ne yapacaksın izmit’te diyor, kimse kalmadı. senin kalıyor olabileceğinden bahsedemedim. kendi okulumda yüksek lisans istediğim için izmit diyorum, üstelik çok özledim. seni izmit’ten çok! beraber izmit’te yaşar mıyız? sonra ver elini uzak memleketler. biliyorsun ya fatih, sen yanımdayken olduğum yerin bir önemi yok. seni sevmek vatanım benim, sen memleketim, evim. doğma büyüme senciyim!
9 notes · View notes
blue-lady20 · 1 year
Text
Tumblr media
5 notes · View notes
birmihrice · 2 years
Text
Bu ilk hayal kırıklığın değildi,toparlan lütfen sevgili kendim.
2 notes · View notes
kumsal-thingss · 7 months
Text
Kendisiyle vedâlaşmak zorunda kaldı. Bir zamanlar içine sığmayan hisleri, soluklarını kesen ritimleri durulmuştu. Onu bu hale getiren herkese öfkesini haykırırken, kırgınlığını heybesinde bıraktı...
Tumblr media Tumblr media
72 notes · View notes
sahnearkasi · 2 years
Text
ağlayarak telefonun ekranına dokundum.
çalıyor, çalıyor, çalıyor…
ekranda 00:00 belirdiği an hoparlöre dokundum.
“alo.”
yanağımda yol çizmeye niyetlenen göz yaşımı sildim elimin tersiyle.
bir “alo.” daha.
sesimi toparlama çabasına girmeden cevap verdim kapatma ihtimalinden korkarak.
“nasılsın?”
duraksadı. sesimi tanımış mıydı acaba? beni bilmiş miydi?
“neyin var?”
bu soruyu duymak içimde bir yerleri olabildiğince kırmıştı.
“hangi birini anlatayım?”
“beni aramanı gerektireni.”
hıçkırığımı tutamadım. ondan sonra da tutma gereği duymaksızın ağladım. ben ağladım, o bekledi. aramayı sonlandırmadı. biraz sakinleşince konuşabildim.
“seni çok sevmiştim.”
“sevgi bu kadar acıtan bir şey olmamalı.”
düşünmeden cevapladım.
“yanlış insan olduğun için bu kadar acıtıyor.”
konuşmadı. bu kez ben bekledim.
“yanlış insan olduğumu bilmek canımı sıktı.”
“benim de canımı çok yakıyor.”
sustuk beraber. sonra birden “beni neden sevmedin?” diye sordum. düzelttim ardından. “neden beni sever gibi yaptın?”
“doğruları söyle yalnızca, lütfen.”
“çünkü…” dedi, durdu.
“bilmiyorum.”
“ne?” dedim istemsiz.
“gerçekten bilmiyorum.”
kocaman bir hayal kırıklığıydı. koskocaman!
“sen, benim bir damla gözyaşıma bile değmezsin.”
“evet, değmem.”
“sus, lütfen. konuşma.”
gözlerimden ardı ardına yaşlar akıyordu. hiçbirini silmeye kalkışmadım. beni hiçbir zaman sevmemişti. sever gibi yapmıştı. gerçekten sever gibi yapmıştı. onun beni gözleriyle getirdiği noktada öylece kalakalmıştım. gerçekten öylece!
“iyi misin?”
sesini duyar duymaz aramayı sonlandırmadığımı fark ederek telefonu kapattım. iyi değildim, bir süre de iyi olmayacaktım. ben tam bir yıkım, o tam bir hayal kırıklığıydı. kötülüğün k’sini yakıştıramadığım adam bana hayatımın en büyük kötülüğünü yaşatmıştı. gözümden akan yaşı sinirle silip derin bir nefes verdim. üstesinden gelebilirdim, yapabilirdim, başarabilirdim. ama önce doyasıya ağlamalı, acımı doruklarda yaşamalıydım. bu da geçerdi, giden benden olurdu. olan olurdu ve ben elbet toparlardım. sonuçta dünyada ilk duygularıyla oynanan insan ben değildim ve son olmayacaktım. teselliye bak, dedim nefretle. bir süre kendimle de iletişime geçmemeliydim. ben ne yapacaktım! bu acı nasıl geçecekti! üstelik bu acının taze anıydı. asıl acı zamanla başlayacaktı! ben ne yapacaktım!
4 notes · View notes
lmnvtablack · 2 years
Text
sanki hayatımda olup bitenleri karlı bir televizyon ekranından izliyorum. dünyadan öyle uzağım ki. bu bedene yabancı gibiyim. mutlu anıların hepsi zihnimden silinip gitmiş adeta. gözlerimi kapattığımda mutluluk hissinin ne olduğunu hatırlayamıyorum. sabah uyanıp güne başladığımda yine yok olup gitmiyormuşum gibi yapmak zorunda kalacağımı düşününce yine göğsüm daralıyor. uzanıp gerçek bir şeylere dokunmak istiyorum. onları hissetmeyi, böylece hayatta olduğumdan emin olmak istiyorum. yaşamak istiyorum. capcanlı hayatımı geri istiyorum.
2 notes · View notes
yakazakalb · 1 year
Text
Deprem sadece şehirlerde mi olur? Bi anda altüst olamaz mı insanın da hayatı. Bi anda yerle bir oluverir ailesi yuvası. Bi anda nasıl olduğunu anlayamadan lâl kesilir diller. Gönüller buz ve paramparça olabilir. Enkazsız depremler de çok yürek dağlatır...
5 notes · View notes
Text
Her günün bir akşamı olduğu gibi her akşamın da bir sabahı var. Bu kısır döngü içinde kaybolmak da senin elinde, kaybını bulup tat alarak yaşamak da senin elinde. Sen iste yeter ki...
18 notes · View notes
nedemeliyim · 4 months
Text
Tumblr media Tumblr media
Benekliyi bahçede bulduğumdan beri kış güneşine kanıp başka uğur böceği bulur muyum diye bahçede aranıyorum..yine öyle bir günde elim boş eve çıktım. Pencereyi sıyırıp hızla ilerleyen şekilli şüküllü bulutları, ne zamandır bir boş anım olsa elime telefon aldığımdan, ne kadar uzun bir ayrılık yaşadığımız hissiyle seyretmeye koyuldum. İçimde çoktan kara bulutlar fırtınaya hazırlanıyordu ama ben dışarıdaki manzara ile aradaki dengeyi sağlamaya çalışıyordum. Doğayı hissedip ona anlam yükleyecek kadar derin ama etrafındaki insanların bana yaptığı fedakarlığı göremeyecek kadar da bencil biri olduğumu söyleyen bir ses tüm iç duvarlarıma çarparak yankılanıp duruyordu. Ne yapacaktım bu bencil ve insani ilişkilerimi negatif bakış açısıyla besleyen tarafımı, kara bulutlarım çoğalıyordu şimşekler bile çakmaya başladî fırtına koptu kopacak.. Dış pencereye biraz daha yanaştım güneşi daha fazla görmek istiyordum. Pencerenin kenarında ahsenin tohumdan diktiği her gün ne güzel büyüdün diye konuştuğu fesleğen çiçeği vardı kenarında bir böcek. Aman Allahım buna böcek demek haksızlık olur bu kahverengi, benekleri kafasında bir uğur böceği.. kimseye fırsat vermeden ben koyacağım bu sefer ismini adı kahveli. Bir haftadır benekli ile aynı fanusta yaşıyor. Tabi ilk önce yan yana getirdim baktım beneklime zararı yok öyle aynı eve koyuverdim. Ee ne oldu senin kara bulutlar derseniz bir anda puf oldu. Tabiatla olan iyi ilişkimi tüm ilişkilerime yaymaya niyetlendim. Dilerim ki buradan da ekmek yer, hiç ummadığım ve çokça umduğum yerlerden hem alma hem verme dengesini kurabilirim, inşallah seçtiğim yol beni olmam gereken asıl kişiye kolaylıkla ulaştırsın.
1 note · View note