Tumgik
#kurgu
yalnizcicekamber · 14 days
Text
Sevgi... diye fısıldadı içimdeki ses. ... zayıflıktır. Şimdi bunun cezasını çekme vakti.
Aşk aptallıktır, dedi annemin sesi.
Kimseyi umursama; umursarsan savaşı kaybedersin, diye mırıldandı ağabeyiminki.
Varislerin Oyunu, sayfa 200
14 notes · View notes
minedertsiz2 · 29 days
Text
Tumblr media
11 notes · View notes
dandinidestana · 14 days
Text
Tumblr media
5 notes · View notes
sadecehilall · 10 months
Text
- Yaşayan birisine göre fazla ölüsün.
+ Ve sen de ölü birisine göre fazla canlısın.
18 notes · View notes
26lal-efulim01 · 3 months
Text
Kahkahalar duyuyorum, gülüşmeler, kıkırtılar, haykırışlar... Hepsi farklı bir kafadan çıkıyor.
(...)
"Sevgilim ben geldim, napıyorsun? " dedi Charlie.
"Resim yapıyorum Leo benden ölmeye başlamış bir çiçek çizmemi istedi. Onu yapıyordum".diye mırıldandı Kate. Sevgilisine yardım etmek isteyen Charlie yavaşça Kate 'e doğru adımlamaya başladı. Sakince yanına oturdu ve sevgilisinin yaptığı harika resmi incelemeye başladı. "Muazzam olmuş ayrıca kullandığın kırmızı boya çok güzel. " dedi. Kate hafifçe gülerek "Normaldir canım, insan kanının rengi daha hoş oluyor genelde bende onu tercih ediyorum. " dedi.
Bunu söylerken başıyla da yerde yatan ve çürümeye başlamış olan cesedi göstererek.
Katil (...)
Jackson ormanda doğa yürüyüşü yapmayı seven sıradan biriydi. Yavaş yavaş yürüyor ve etrafına bakınıyordu yeni avını bekliyordu. Biraz daha yürüdü ve çalılıkların arasından çıkan ceylanı görünce olduğu yerde kaldı. Sakince yere oturdu, silahını çıkarttı ve ceylanı gözünde isabet ettirmeye çalıştı. Emin olduktan sonra tüfeğe bastı ve ceylanı vurdu.
Jackson ceylanın yanına gitti ve yerde yatan ölü canlıya baktı. Lezzetli görünüyordu.
Avcı (...)
Peter oturduğu masada hafifçe sırıtarak rakiplerine baktı ve gözlerini elindeki iskambil kağıtlarına çevirdi. Elinde bir joker, bir 7 kırmızı kalp, bir 3 siyah sinek ve bir tane kral vardı.
Elindeki kartlara tamamen güveniyordu. Ah tabi güvenmemesi saçma olurdu çünkü dışarıda arabanın içinde onu bekleyen Calvin kumarhanenin kameralarını ele geçirmişti ve Peter 'e rakiplerinin elinde ne olduğunu kulağındaki kulaklıkla ona söylüyordu. Peter bu duruma kocaman bir kahkaha attı. Tabii o sırada rakipleri Peter 'e cin görmüş gibi bakıyordu. Çünkü kazanacaklarına çok eminlerdi. Peter kadar olmasa da.
Ah ama Peter de en yakın arkadaşı Calvin 'ın bir şeyler karıştırdığını bilmiyordu.
Hileci (...)
Leo ilginç şeyleri çizmeyi. seven biriydi. Doğada ya da evrende gördüğü en ilginç şeyi bile çizmeyi unutmazdı. Doğasında vardı bu. Leo türüne göre oldukça farklı birisiydi. Güneşte uzun süre kalamasada türüne göre daha fazla kalmayı başarıyordu. Sarımsaktan hoşlanmazdı ama yine de bu onu bir resim malzemesi olarak görmesini engellemezdi.Leo 'nun aklında Kate çizmesi için verdiği konu vardı. Ölmeye başlamış çiçek. Kate bunu kandan yapacaktı çünkü bu Leo 'ya verdiği bir sözdü.
Leo gecenin zifiri karanlığında ormanda dolaşıyordu. Garip sesler geliyordu bir yerden bunu duyabiliyordu.Meraklı bir şekilde seslerin geldiği yere gitmeye başladı. Sanki birisi bir şey yiyordu? Ama nasıl bu sesler çıkabilirdi ki? Leo sesin kaynağının olduğu yere gelince bir süre durdu. Ardından abisi Jackson 'un çiğ bir şekilde bir ceylan yediğini gördü.
Jackson birisinin geldiğini fark etmişti ama vampirliğin verdiği kokudan dolayı vampir kardeşi Leo 'yu tanımıştı. Leo ise abisinin yanına oturup onu izlemeye başlamıştı.
Vampir (...)
Amy 20 yaşında, üniversitede biyoloji bölümü okuyan sıradan bir gençti. (?) Amy bir gün okula giderken kulaklığında çalan şarkıyı durdurdu ve sokağın ortasında dikilmeye başladı. Aklına bir fikir gelmişti. Neden daha önce düşünmemişti ki bunu?
Hızlı adımlarla okuluna doğru yürümeye başladı. Ders başlayalı çok olmuştu. Amy bunu fırsat bilerek fen laboratuvarına girerek kapıyı kapattı.
Amy zeki bir kızdı, 20 yaşında olmasına rağmen bir çok şeyi biliyordu. Bir salgın virüsü oluşturması da buna dahildi. Hocalarını dikkatle dinlemişti. Bu yüzden her şeyi çok iyi biliyordu. Elinde tuttuğu kaba bir kaç şey daha ekleyerek bir virüs oluşturdu. Güçlü bir virüs, insanlığı bitirecek bir virüstü bu. Amy ise bunun bilincindeydi ve bunu bilerek büyük bir kahkaha attı.
Dünyadaki kötülük bitmeli diye düşündü. Haklıyım dedi kendi kendine. Yavaşça sandalyede bağlı duran ve kendisine zorbalık yapan gence doğru yürüdü gence "Hiç üzgün değilim. " diyerek ağzını açtı. Ve oluşturduğu virüsü gencin ağzına döktü. Amy öyle bir kahkaha atmıştı ki üst katta ders yapan sınıf korkmaya başlamıştı.
Psikopat (...)
(...)
Yaşlı kadın gözündeki gözlüğü düzeltti ve karşısında baktı. Karşısındaki sandalyede değişik haraketler yapan bir kız oturuyordu. Kız ise kendi kendine bir şeyler söylüyordu.
"Maça kızı... "
"Lezzetliydi... "
"Tabloda bir şeyler eksik... "
"Sarımsak kokuyor... "
"Ağzını aç şerefsiz... "
Yaşlı kadın karşısındaki kızın dediklerini dinledi bir süre ardından dosyasını açtı.
Kız için dosyada ' Şizofreni ' yazıyordu. Güldü buna yaşlı kadın. Kaçıncı hastaydı bu, yorulmuştu.
Aniden kapı açıldı ve içeriye genç bir adam girdi. Yaşlı kadın sessiz bir şekilde " Başlıyoruz. " dedi. Ve yerinden kalkarak kendisinin yanına geçti.
Genç doktor yerine oturarak kıza baktı yavaşça ve "Kiminle konuşuyorum acaba? " dedi.
Herkes aynı anda bağırdı o sırada;
Charlie!
Kate!
Peter!
Calvin!
Jackson!
Leo!
Amy!
Yaşlı kadın yavaşça yürüdü onların arasından ve herkesi susturduktan sonra genç kıza yaklaştı ve doktora söylemesi için " Cassandra ile görüşüyorsunuz." dedi.
2 notes · View notes
tanrininarmagani · 3 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Lütfen böyle şeylere bir tek benim çok fena düştüğümü söylemeyin😔🙏
4 notes · View notes
youinthemirroryn · 6 months
Text
Ben neye benzerim ve neden sorusunu kendinize sorun lütfen...
O zaman sizi cesaretlendirmek için ilk ben başlayayım
Ben hikayesi bilinince anlam kazanan bir cümleyim. Size söylenen o cümle yalın halde iken pek te bir anlam içermez, sizin için sıradan bir cümle olur. Ama hikayesini öğrenince, hikayeye kattığı anlamı bilince o hikayenin bütünü, temeli ve özeti olurum. Ben küçük prensin kırmızı gülüyüm, ateşe merak duyan dördüncü kelebeğim, kirli dudakların bileği kirletmemesi için takılmış mor kurdalelerim, papatya tacının ev sahipliği yaptığı sarı saçlarım, görmeden aşık olmuş bir opia, sigara paketinin içinde şarkının tamamlanmasını bekleyen papatyalarım. Ben berikayım, 16 yıldır yanlızlık şarkısını söyleyen whele 52'yim ve sayamadığım bir sürü hikayenin bilinmeyen cümlesiyim. Evet bu saydıklarımın hepsiyim, her bir hikayenin özel bir ögesiyim ama yalın halde sadece birer cümleyim.
.
.
.
2 notes · View notes
bloodxcigarettes · 2 years
Text
Tumblr media
𝗽𝗶𝘀̧𝗺𝗮𝗻𝗹𝛊𝗸𝗹𝗮𝗿 𝗵𝗲𝗽 𝗲𝗻 𝘀𝗼𝗻 𝗴𝗲𝗹𝗶𝗿 ༄❄︎
Tumblr media
"Yıldızlara bak, Rin. Mükemmeller, değil mi?"
"Evet, Vita... Çok güzeller."
"Bir gün ben onların yanına gitsem... Beni özler miydin?"
"Özlemek ne demek, Vita? Mahvolurdum... Sen olmasaydın, hayatımın bir özü olmazdı."
Oyunlar oynanmak için yazılırdı. Şarkılar söylenmek için bestelenirdi. Güneş, gece için batardı. Belki yağmur bizler için ağlardı. Her şeyin kuralı vardı. Fakat Vita tüm kuralları bozacaktı. Kaderin şarap bardağından kan kokulu kaderi içmek yerine, kendi kanıyla kendi kaderini yazacaktı.
Ve bundan hiç pişman değildi.
51 notes · View notes
kitaplardabulbeni · 1 year
Text
"Sen Efdal, bedenime giren ama asla beni öldüremeyecek o kurşuna bile değmezdin." O kurşun ona gelmeseydi, benim kalbimin tam ortasına denk gelecekti, keşke ölsen mi demekti bu?
Değmezdim.
~Aysar~
8 notes · View notes
fleurlilas · 9 months
Text
Anlaşılmayı beklerken alevlerle kucaklaşan dar kafeste, demir parmaklıkların arasından bir iğne ve bir iplik uzatıldı ellerime. Şaşkın bakışlarıma karşılık bir de bıçak. İstersen yaşa dediler bana yaralarını dikerek, ama acısını hissederek. İstersen öl dediler, bir bıçak kesiği ile, damarlarını yırtan. Öl ama hissetme o derin kesiğin yangınını kan kaybı ile birlikte elveda de nefesine.
Uzatılan bıçağı tutan el, bir yardım eliydi. Lakin iğne iplik bir düşman bana. Kulaklarıma dolan ses dedi ki; “Çünkü yaşamak, hissetmektir.”
Ben ise yüreğimden yükselen alevleri bekledim. Kendi yangınımla derimi eritmeyi, nefesimi kesmeyi. Dedim ki ona; “Çünkü ölüm, gözyaşı dökülmeyen tek vedadır. Çünkü hissederek ölen her insan bu dünyada acımasızlığı filizler.”
Benimki nankör bir veda.
2 notes · View notes
ruhumunkirintilari · 9 months
Text
Tumblr media Tumblr media
O sabah sosyal medyaya bomba gibi düşen haber, Türkiye'yi resmen ayağa kaldırmıştı.Bir okul katliama uğramış ve sadece öğretmenlerin ve müdürün öldürülmesiyle neredeyse 50'den fazla ölü çıkarılmıştı.Sonradan öğrenilen bilgilere göre burası ülkelerin kendi arasında pis işlerini halletmek için ajan yetiştirdiğini bu yüzdende küçük kız, erkek farketmeksizin kimsesiz çocukları okutma bahanesiyle alıp ajan olarak yetiştirdiği öğrenilmişti, ama bu cinayetleri ve okulun foyasını ortaya çıkaran aslında okulun kendi yetiştirdiği yedi gençten ibaretti
Sizce bu gençler hem işledikleri cinayetler, suçlar ve aşk, sadakat güven ile başa çıkabilecek mi?
Benim yazdığım tamamen kendi kurgum olan, içimi döktüğüm "Gölgesizler" adlı bir kitap hala daha yazmaya devam ediyorum kitabı "Wattpad" aracılığıyla bulabilirsiniz. En başta olanlar ise ana karakterler isimleri sırayla "Gece" ve "Gündüz". Gece ajan iken Gündüz ise babasının kötü işlerinde kullandığı bir piyon bunların ikisinin karşılaşması sonucu ortaya çıkan gizemlerden, sırlardan en önemlisi aşktan nasıl başa çıkabileceklerinin hikayesi ve bunun yanında yedi gencin adları "Gece, Kar, Yaz, Han, Oğuz, Arda, Berk " umarım acemiliğimi alttan alıp hikayemi beğenirsiniz.
EĞER OKURSANIZ ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER...❤️
2 notes · View notes
blog-ruki · 9 months
Text
Dut ağacının altındaki sedirde oturuyor olabilirdik lakin herkes gitti. Asırlık ağaç rast gele budanmış. Silkilip yenecek dalı kalmasa da göğe doğru boy uzatıyor. Sedir mi? Kurumuş ve yıkılmaya başlamış. Gözlerim ağaçtaki anılara bakıyor lakin sedir ?
6 notes · View notes
kimmbuselin · 10 months
Text
Tumblr media
Şafağın Mirası ✨
4 notes · View notes
lavandai08 · 10 months
Photo
Tumblr media
Ben bir canavar değilim! - Aynadaki yaratık. (on Wattpad) https://www.wattpad.com/1356866323-ben-bir-canavar-de%C4%9Filim-aynadaki-yarat%C4%B1k?utm_source=web&utm_medium=tumblr&utm_content=share_reading&wp_uname=Fidiki008&wp_originator=5KfM7J7EirCvSCbdRn1s5HaUJHd2ox0TceZ0FoRzNOuv9A8Q58%2BWQv9QD6390lGncODg%2BWho3%2B1vcldgsmCaaEmi5Gj5O%2FiwmonsJaf5WtrcJp%2BXZcYaskNDd8rZj%2Fc6
 Bir laboratuvardaki radyasyonun küçük bir kızın hayatını nasıl değiştirdiğine dair bir hikaye. Onu arayan bilim adamlarından korunduğu sırada başına gelen olaylar, bir yaratığa dönüşürken öldürdüğü insanlar kızın hayata bakışını değiştirir. Kardeşi ve arkadaşlarının yardımıyla bununla baş etmeye çalışır. sonra daha çok gelişir ve yeni beceriler kazanır.
3 notes · View notes
yazmayolculugu · 11 months
Text
Çorba
Çorbanın geç gelmesi birden sinir etmişti onu. Sözde bu kadar önemli olan bir günde, bilmem kaç parçadan oluşan set menünün ilk girizgahi olan tabağın geç gelmesi her şeyi daha da absürtleştiriyordu.
Madem bu kadar önemliydi, madem bu kadar elzemdi, çorba niçin geç gelmişti? Halbuki aylar sürmüştü planlamaları. Önce bir fikir, sonra fısıldaşmalar, konuşmalar. Bir tema, yer ve gün, kimlerin katılacağı hatta bir organizasyon firması! Günler kala uykusuz kalınan geceler, panik, stres, konukların gelip gelemeyeceği, elbiselerin son anda alınan bir kaç kilodan dolayı tam olmaması ve o kilonun verilme telaşı (pul biber ve yoğurt kürü, korkulu rüya). Müziğin ayarlanması, mükemmel olma isteği, birbirinden nefret eden insanların bile sırf bu gece için bir araya gelmesi. 
Ve hepsi çorbanın geç gelmesi için miydi?
Kafasını sağa sola çevirdi. Insanlar umursamıyordu. 
Ama nasıl olur? 
Çorba nasıl geç kalır? 
Bu geceden başka kayda değer bir telaşesi olmayan bir grup insan bir araya gelmişti ve çorbanın hala masada olmaması onları rahatsız etmiyor muydu? Küfretti içinden. Tuttuğu çatalı sıktı ellerini dişlerini sıkmamak adına. Üstelik neden çatal?
Ne güzel olmalıydı onların kafalarının içi. Tertemiz, pasparlak. Halbuki boşluğu görmemişler miydi? Hep orda olan o boşluğu? Mutlaka ve mutlaka her insan hayatının en az bir anında farketmiş olmalıydı varlığını. Bir anda, belki uzaktan bir akrabasının cenazesinde ansızın çıkagelen o "Neden?" Sorusunu. 
Neden? Neden? Neden?
Bunca uğraş, bunca emek ve çorba geç kalmıştı. Hala masada değildi ve canını bu kadar sıkmamalıydı ama sıkıyordu işte. Madem bu kadar önemliydi bu gece, neden çorba hala masada değildi?
Karşıdaki teyze birden sırıttı ve midesi bulandı. Çorba gelse bile içemeyecekti belki de. Yapılabilecek onca şey ve onlar bu gece için haftalarca uğraştılar. Ve mükemmel değil. 
Kusursuz değil.
Ve umurlarında değil.
Boşluğu görmediler mi hiç? Her şeyin anlamsızlığını? Bari çorba orda olsaydı da yaratmaya çalıştıkları bu yapay anlamın bir anlamı olsaydı.
Çorba getiren garsonları görünce içinin rahatlayacağını düşunmüştü ama mutfaktan belirdiklerinde hayal kırıklığına uğradı tekrar. 
Papyon takmışlardı. 
Papyon!
Ve çorba önüne geldiğinde kaşığın oluşturduğu girdapta kaybolmak istedi. Keşke onlar gibi olabilseydi. Hiç bilmeseydi anlamsızlığı. Hepsinden nefret ediyordu.
Acaba çorbayı çatalla mı içseydi?
-Literary Gardener, 20/05/2023
Konu: Uykudan öce yakalan düşünceler üzerine.
2 notes · View notes
mavikulakliklikiz21 · 11 months
Text
Bu bir acil yardım çağrısıdır. Proje ödevim için yazdığım karaktere aşık oluyorum. Lütfen biri beni kurtarsın.
2 notes · View notes