Bırakmayın kendinizi. Artık kendimizle dahi eskisi gibi değilsek daha iyi olacağımız içindir. Bir fırtınanın, acının ortasında kalmışsak mutlaka güzel bir gün içindir.
Gördüklerimi yapmayı çok istememe rağmen yine oturduğum koltukta oturmaya devam ediyordum. Bende birşeyler yapmak istiyordum ama, cümlelerimin sonunda hep bi ama vardı. O koltuktan kalkıp birşeyler yapmak istiyordum ama; çok zayıftım, çok güçsüz, çok yavaştım, çokta parasız.
Dışarısı soğuktu, hem yağmur da başlamıştı. Başım ağrıyordu, elektrikler kesilmişti, çalışamamıştım, hazır değildim.
Belki yarın, ya da haftaya, yok yok çarşambaya.
Yaparım diye bir karar veriyordum ama o çarşamba hiç gelmiyordu. Çıkmaz ayın son çarşambasına dönüşüyordu. Ve ben yine o heyecan verici olayları, ilham verici kişilikleri izlemeye hep devam ettim.
Belki birgün birileri gelir, ekrandan elini uzatır ve oturduğum o koltuktan beni kaldırır diye hep bekledim ama kimse gelmedi.
Evet çoğumuzun ders çalışması lazım, peki neden? Para kazanalım diye mi, yada mutlu olalım. Aslında bunların hepsinin altında daha büyük bir neden var. Çoğumuz anne, baba olucaz ve gelecekte çocuklarımızı güzel bir hayat da büyütmek için çalışmamız gerek Düşünsenize annem avukat demek ne havalı, yada babam pilot. Şimdi hepimiz kalkıp o masaya oturuyor onlar için ders çalışıyoruz.
Değer verdiğiniz Tüm sevginize Rağmen Tepki Vermiyorsa Muhtemelen Kendi Ruhsal Girdabına Sizide Çekecektir O yüzden Diyorum ki Sevgiyle İflah Olmayan İnsanlardan Uzak Durun, Onları Hiçbir Şey Evcilleştiremez.
Bizim direnişimiz, hayallerimiz ve umutlarımız bitti mi sanıyorsunuz? Peki yapacaklarımız bitti mi? Hayır, bitmedi. Biz hiçbir yoldan kolay geçmedik ki kolayca vazgeçelim.